| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 11 .11.2025 |
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Sayın Bakan Yardımcıları, değerli bürokratlar; hoş geldiniz. Sunumunuz için teşekkür ederim.
Tabii, ben de ilk önce Dilovası'nda hayatını kaybetmiş olan 6 vatandaşımıza ve bugün Kulp'ta yine bir iş cinayetinde hayatını kaybetmiş olan 3 vatandaşımıza Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum, yaralılara da acil şifa diliyorum.
Sayın Bakan, bu iş cinayetleri meselesi tabii ki sizden önce de var olan bir durum yani baktığımızda AK PARTİ'nin bütün iktidar dönemine on binlerce insandan söz etmek mümkün bu yirmi küsür yıllık iktidar döneminde ama sizin döneminizde de az değil bu alanda hayatını kaybedenler. Esas olarak inşaat, tarım ve taşımacılık alanı başta olmak üzere, yani herhâlde sizin görev döneminizde 4 binin üzerinde bir iş cinayetinde hayatını kaybetmiş olan işçi, emekçi var; bu vahim bir durum gerçekten. Yani neden bu iş cinayetleri yaşanıyor, bunları hep konuşuyoruz. Yani işin içinde uzun çalışma bir faktör, yoğun çalışma bir faktör, sigortasız çalışma bir faktör, her türlü kuralsızlık bir faktör, patronların kâr hırsı bir faktör ve elbette sizi ilgilendiren kısmı denetimsizlik. Yani denetimsizlikten bu hâle geliyor ya da yeterli olmayan denetimden bu hâle geliyor mesele. Bu çok ciddi bir konu gerçekten ve birçok arkadaşımız konuştu, işte bunun vicdani yanından bahsettiler, insani yanından bahsettiler falan, bunların tekrarlanmasına gerek yok belki ama yani bu iş cinayetleri meselesinde eğer bu denetimsizlik meselesini aşabilecek adımlar atılmazsa bu, bu şekilde devam edecek. Yani yılda yaklaşık, ortalama olarak baktığımızda 2 bin insanımız çalışırken, alın terini kazanmaya uğraşırken hayatını kaybediyor. Yıl 2025, neredeyse 19'uncu Yüzyıl koşullarında olan şeyleri biz bugün Türkiye'de yaşıyoruz. Bu durumu değiştirecek herhangi bir adımınız var mı gerçekten bunu soruyorum, cevabını da bekliyorum; bu birinci değinmek istediğim konu. Bununla ilgili olarak güzel, SGK'den birçok insanı açığa aldınız. Belediyeden de 6 kişi açığa alınmış bugün, güzel; niye bunu söylüyorum? Yani demek ki aslında istense bu tür adımlar atılabiliyor, açığa almalar olabiliyor, soruşturma, kovuşturma olabiliyor. Niye birçok iş cinayetinde bu gerçekleşmiyor da şimdi bu sefer oldu bu? Hani bu seferki çok açık bariz olduğu için ama birçoğunda zaten bu kadar bariz hatalar var, denetimsizlik var, eksiklik var. Dolayısıyla, bu görevden alınmalarla yetinmemek gerekir. Yani sadece yereldeki bazı görevliler mi eksik davranmış da onlar görevden alınıyor yoksa sizin yanınıza gelinceye kadar birçok eksiklik var ve siz onları görevden almayı düşünmüyor musunuz ya da kendinizde hiç sorumluluk görmüyor musunuz bu konuda bir Bakan olarak? Yani siz bir akademisyensiniz üstelik Sayın Bakan, dolayısıyla bence bunu bir değerlendirmenizde hakikaten fayda olduğunu düşünüyorum.
İkinci değinmek istediğim konu, işsizlik verileri; size sunumunuzda işsizlikle ilgili veriler sundunuz ve aslında işsizliğin azaldığı yönünde veriler sundunuz. Tabii yani siz de biliyorsunuz, bizler de biliyoruz ki bu işin görünen oranı, bir de görünmeyen kısmı var ya da üstü örtülmeye çalışılan kısmı var. Esas mesele burada zaten yoğunlaşıyor yani çalışabilir her 100 kişiden neredeyse 28'i aslında işsiz sayılıyor bugün, geniş tanımlı işsizlik açısından baktığımızda böyle bir orandan söz etmek mümkün ya da atıl iş gücü açısından baktığımızda bu ciddi bir oran. Yani siz sadece yüzde 8'ler civarındakini, görünür olanı konuşuyorsunuz ama görünmeyen olanı da konuşmak gerekiyor çünkü sorun burada yatıyor esas itibarıyla. Şimdi, bu konuda pembe tablolar çizerek üzerinden atlanılamaz bu sorunların yani tabii ki atıl iş gücü oranı işsizlik oranının üstünde olur yani aksi zaten düşünülemez ama aradaki makas Türkiye'de son dönemlerde çok büyümüştür, çok büyümüştür bu makas bir buçuk ciddi bir sorundur esas itibarıyla. Yani milyonlarca insan işsiz bugün ve işsiz olmanın ötesinde iş bulma umudunu da yitiriyor insanlar, bu da çok önemli bir konu. Yani Avrupa Birliğinde birinciliği kimseye kaptırmıyoruz işsizlikte Allah'a şükür. Geniş tanımlı işsizlik dedim, yüzde 28-29 bandında salınıyor yani aslında geniş tanımlı işsiz sayısı 12 milyonun üzerinde baktığımızda, kadın işsizliği yüzde 40'a yaklaşmış savunulan bir oran yine. Geniş tanımlı genç kadın işsizliği yüzde 40'ın üzerine çıkmış vaziyette. Gençlikte, gençler arasındaki işsizlik çok yüksek durumda yani bütün bunların hepsinin çok ciddi sorun olduğunu bir kez daha söylemek istiyorum ve şimdiye kadar sizin çizdiğiniz tablodan, gerçekten bu geniş tanımlı işsizliğin azaltılması doğrultusunda herhangi bir önlem olmadığını söylemek istiyorum. Bugünkü sunumunuzda da böyle bir önlem yok, sadece pembe pembe bir tablo çiziliyor.
Sayın Bakan, bir diğer değinmek istediğim konu, KESK var biliyorsunuz -Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu- ziyarete geldiler bizi eş genel başkanları ve yönetim kurulu üyeleri ve bütçeyle ilgili işte çeşitli önerilerini, eleştirilerini, taleplerini dile getirdiler. Son derece önemli şeyler söylediler, uzun uzun anlatacak vaktim olmayacak ama yani birincisi, vergide adalet meselesine yani az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasına dair taleplerini dile getirdiler. Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılması yönündeki taleplerini dile getirdiler. Emeğe kölelik dayatan politika ve uygulamalara son verilmesi taleplerini dile getirdiler ve yoksulluğu önleyici, dar gelirlileri koruyucu tedbirlerin hayata geçirilmesi için bütçeden ayrılan payın artırılmasını istediklerini söylediler ve birçok başka talepleri de var. Önemli, Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu uzun yıllardır faaliyet sürdüren bir konfederasyon. Fakat konuşurken şöyle bir şey geçti: Sizin Bakanlığınızın KESK'e, görüşmek için bir türlü randevu vermediğini söylediler yani "Özel kalemi aşamıyoruz, acaba başka nedenler mi var?" dediler. Ben hani bunu size burada iletmiş olayım, soruyu da sormuş olayım bu bağlamda. Yani siz KESK'e randevu vermeyi düşünmüyor musunuz? Düşünüyorsanız, bunun yollarını tabii ki benden daha iyi bilirsiniz. Şu doğru bir tutum olmaz: "En çok üyesi olan sendikayla ben sadece görüşürüm." diye bir tutumunuz herhâlde yoktur. Dolayısıyla, yani KESK bu alanda örgütlenmiş olan önemli bir sendika, onları dinlemeniz, taleplerini dinlemeniz, onlarla bir diyalog geliştirmenin önemli olduğunu doğrusu düşünüyoruz, bunu da size söylemiş olayım. İyi olur randevu verirseniz, bizim önerimiz bu doğrultudadır.
Son olarak da bir konuya daha değinmek istiyorum -zamanım yetecek galiba- o da emekliler meselesi. Birçok arkadaşımız burada dile getirdi, tabii ki bu sadece sizin Bakanlığınızın sorunu değil yani Hazine ve Maliyenin birinci derecede sorunu fakat emeklilerin şu anda karşı karşıya bulundukları sorunları hepimiz çok iyi biliyoruz, konuşuyoruz. Rakamlar ortada, en düşük emekli maaşı 16.881 lira. TÜRK-İŞ'in en son açıklamış olduğu ekim ayı yoksulluk sınırının yaklaşık 12 bin lira altında en düşük emekli maaşı, korkunç bir durum bu. Baktığımız zaman en düşük emekli maaşındaki reel kayıp, yılbaşından bugüne kadarki reel kayıp yaklaşık 7 bin lira civarında, satın alma gücü düşmüş vaziyette. Gerçekten korkunç bir durum bu. Yani umarız Bakanlığınız da bu konuda Hazine ve Maliye Bakanlığına bu konuda teşviklerde bulunup telkinlerde bulunup adım atılmasını ve emeklilerin insanca yaşayabilecekleri bir maaş düzenlemesinin yapılmasını dile getirir diye düşünüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Sayın Başkan, bir dakikada alabilirsem bir noktaya daha değinmek istiyorum.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ederim.
Son değinmek istediğim mesele de milyonlarca engellilerin sorununa ilişkin bir konu. Yani engellilerin sorunlarını her zaman çeşitli bakanlıklarla da tartışıyoruz yani işte eksik eğitim, eksik sağlık hizmetleri, bunları hep konuşuyoruz. Önemli sorunlardan bir tanesi eksik istihdam sorunu engelliler açısından yani mesela ortalama Türkiye'de iş gücüne katılım yüzde 53,5'ken engellilerin katılım oranı yüzde 20'lerde yaşanıyor. Kadın engellilerde yüzde 12 civarında istihdama katılım oranı. Bu nedenle, atama yapılması, kamudaki engelli istihdam kotasının yüzde 10'a yükseltilmesi... Bunlar engellilerin de talebi engellilerin de talebi ve biz de bu talebi çok önemli görüyoruz; bunu da size iletmiş olayım. Bu konuda herhangi bir çalışmanız var mı? Onu da sormuş olayım.
Teşekkür ediyorum.