| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 24 .11.2025 |
BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa) - Teşekkür ederim.
Sayın Bakan, Sayın Başkan, değerli üyeler; bugün Tarım ve Orman Bakanlığının 2026 yılı bütçesini görüşüyoruz. Bu bütçe kâğıt üzerinde 541 milyar liralık bir büyüklüğe sahip. Tarıma, hayvancılığa, kırsal kalkınmaya ayrılan toplam kaynak ise 888 milyar lira. İlk bakışta bu bütçe büyük sanılabilir ancak rakamların arkasındaki gerçek bambaşka. Çiftçinin, üreticinin, köylünün sesi bu bütçede maalesef yok. Rakamlar havada uçuyor ama beş yıldır tarım desteklerine ayrılan pay gayrisafi yurt içi hasılanın binde 2'sidir. Çiftçinin alın teri verilmemiştir.
Sayın Bakan "2006 yılında Tarım Kanunu çıkardık." diye övünüyorsunuz. Kanun ne diyor? "Bütçeden tarıma ayrılan pay millî gelirin yüzde 1'inden az olamaz." diyor. Cevdet Yılmaz, 2026 yılında millî gelirin 77 trilyon lira olacağını söylüyor. Yani tarım desteklerine ayrılan payın 770 milyar lira olması gerekiyor. Sizin ayırdığınız pay ne kadar? 168 milyar lira yani binde 2. Sayın Bakan, siz bugüne kadar çıkarılan bu kanuna hiç uymadınız ama algıyı çok iyi yönetiyorsunuz, tarıma 888 milyar lira kaynak ayrıldığını övünerek söylüyorsunuz. Borç olarak vereceğiniz krediyi, KİT'lere dağıtacağınız parayı, ihracat için şirketlere aktaracağınız kaynağı ekleyip tarıma ayrılan kaynak diye sunuyorsunuz. Sayın Bakan, siz tarımsal desteklere 770 milyar değil 168 milyar lira veriyorsunuz ve çiftçinin hakkını yiyorsunuz. Ayrıca desteklerin dağıtımı da adil değil. Küçük üreticiye ulaşmayan destek büyük işletmelere, tarımsal holdinglere ve yandaşlara veriliyor. Oysa Anadolu'nun dört bir yanında köylü, üretici ekipmanını satıyor, traktörünü satıyor, tarlasını satıyor.
Sayın Bakan, koltuğa oturmanızdan bu yana iki buçuk yıl geçti. Yapısal dönüşüm, gıda arz güvenliği, üreticiyi güçlendiren politikalar gibi büyük vaatlerle geldiniz ama ne yazık ki hiçbirini gerçekleştiremediniz. Bu süreçte çiftçi, borç batağına düştü; çiftçi borcu 1,2 trilyon liraya dayandı. Gıdada ithalata mahkûm kaldık; ithalatı bitirecektiniz, özellikle kırmızı ette hâlâ ithalat rekorları kırıyoruz. Ülke Et ve Süt Kurumu Genel Müdürünün yaptığı yolsuzluk iddialarıyla çalkalanıyor, sizde hâlâ ses yok; bu konuda sizden bir açıklama bekliyoruz Sayın Bakan.
Nisan ayında yaşadığımız ve 65 ili etkileyen zirai don 500 bine yakın üreticinin mahsulünü yok etti. Hasarın büyük olduğu illerden biri de memleketim Manisa. 37 bine yakın Manisalı üretici 813 bin dekarlık tarım alanında bu felaketi yaşadı. Aradan geçen sekiz aya rağmen hâlâ ödemelerin tamamı yatırılmadı. Üzümün başkenti Manisa'da girdi maliyetleri yüzde 50, yüzde 60 artmasına rağmen 7 numara kuru üzüm geçen yıl da 100 liraydı, bu yıl da 100 lira. Yaşanan felaketten dolayı üzüm üreticileri ellerinde kalan ürünlerde hasat yaptı ancak bu sefer de Toprak Mahsulleri Ofisinin numara oyunuyla karşı karşıya kaldı. Sayın Bakan, geçtiğimiz ay size bir soru önergesi vermiştim, cevaplamadınız. Şimdi, bir kez daha soruyorum: Toprak Mahsulleri Ofisi bu yıl Manisalı üzüm üreticilerinden toplamda kaç ton kuru üzüm aldı ve bu alımların kaç tonu hangi numaradan alındı?
Sayın Bakan; çiftçi, üretici, besici perişan. Çiftçi ortalama yaşı 58, köylerde üretici kalmamış. En son Manisa'nın Ahmetli ilçesinde bir besici kardeşimizle beraberdik, o da her geçen yıl hayvanların azaldığını, hayvanlarını satarak ayakta kaldığını söylüyor "Bir daha geldiğinizde Sayın Vekilim, beni bulamayabilirsiniz." diyor. Bir başka besici, Ulusal Süt Konseyinin sütün referans fiyatını 19,60 lira açıkladığını, sütün maliyetinin 21-22 lira olduğunu ancak 16-17 liradan sütü sattıklarını, karşılığında da para değil yem aldıklarını söylüyor ve ekliyor: "Sayın Vekilim, kahvede otursak, çay içsek en azından zarar etmeyeceğiz." diyor. Sayın Bakan; çiftçiyi bitirdiniz, besiciyi, üreticiyi bitirdiniz, çiftçi artık sizden ümidini kesmiş. Manisalı çiftçi, desteği sadece yerel yönetimlerden, CHP'li belediyelerden aldığını, iktidarın hiçbir yaraya merhem olmadığını söylüyor.
Son olarak Sayın Bakan, bu bütçe çiftçiye mazot vermez, bu bütçe çiftçiye umut vermez, bu bütçe çiftçiye bereket vermez.