2008-04-18 - 14:30
Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, dün TBMM Genel Kurulu'nda meydana gelen arbede ile ilgili açıklamalarda bulundu. Genç, Cumhuriyet Başsavcılığına ve TBMM Başkanlığına can güvenliğinin olmadığı gerekçesiyle dilekçe vereceğini söyledi.
-TBMM Haber Sitesi- Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, dün TBMM Genel Kurulu'nda meydana gelen arbede ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Genç, TBMM Genel Kurulu'nda kendisini linç etmek istediklerini savunarak, "Bugün yaşıyorsam, CHP'li ve MHP'li dostlarımın etrafımda etten duvar örmesinden dolayıdır" dedi.
Genel Kurulda yapılan görüşmeler sırasında, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Halil Aydoğan'ın kendisine laf attığını ifade eden Genç, kimseye hakaret etmeden, eleştirisi sınırları içerisinde yaptığı konuşmasını bitirdikten sonra yerine oturduğunu ancak, yerine oturduktan sonra bazı AK Parti'li Milletvekillerinin etrafını sardığını söyledi.
Kamer Genç şunları kaydetti:
" CHP'li ve MHP'li milletvekili arkadaşlar yanıma gelerek, beni korudu. Bu sırada Meclis TV yayınını kesti. Yayının kesilmesini şuna bağlıyorum; biliyorsunuz, İsmailağa Camiinde bir tane vatandaş linç edildi. Bunların hesabı, anlamadığım kadarıyla beni dün linç etmekti. Verilen arada, bazı arkadaşlar, AKP'lilerin, 'Biz bu Kamer Genç'i susturacağız'' dediklerini söylediler. Yayının kesilmesi, bu tehdidin bir parçası olduğunu gösteriyor. Meclis televizyonu yayın kesmese bunlar bu kadar acımasızca üzerime saldırmazlardı.
Meclis Başkanının çıkıp bunu açıklaması lazım. Bugün yaşıyorsam, CHP'li ve MHP'li dostlarımın etrafımda etten duvar örmesinden dolayı yaşıyorum. Yoksa bunlar kafalarına koymuşlar. Muhsin Yazıcıoğlu dedi ki; 'Bunlar her gittikleri yerde 'bu Kamer Genç'i nasıl susturmuyorsunuz?' diyorlar.' AKP'li milletvekilleri tarif edilemez bir tedirginlik ruh hali içinde."dedi.
GENÇ: "TAYYİP ERDOĞAN ÇIKIP DA BU DAVRANIŞI KINAMADIĞI TAKDİRDE, BU HAREKETİN BAŞ SORUMLUSUNUN KENDİSİ OLDUĞU KONUSUNDA KESİN BİR KARARIM OLACAKTIR"
Genç, AKP'li milletvekillerinin Tayyip Erdoğan'ın talimatı dışında kılını kıpırdatmadıklarını iddia ederek şöyle konuştu:
"Tayyip Erdoğan çıkıp da bu davranışı kınamadığı takdirde, bu hareketin baş sorumlusunun kendisi olduğu konusunda kesin bir kararım olacaktır. AKP'li milletvekilleri Tayyip Erdoğan'ın talimatı dışında kılını kıpırdatmazlar. Eğer bu olayı kınarsa, anlarım ki bunun iradesi dışında gelişmiş bir olaydır. Kınamazsa, demek ki bu olayın oluşumunda kendisinin de katkısı vardır."
"CAN GÜVENLİĞİMİZİ MECLİS BAŞKANININ SAĞLAMASI LAZIM"
Genç, Cumhuriyet Başsavcılığına ve TBMM Başkanlığına can güvenliğinin olmadığı gerekçesiyle dilekçe vereceğini açıklayan Genç, can güvenliği sağlanmadığı taktirde, Genel Kurul'a silahla gireceğini söyledi.
"İçtüzüğe göre silahla gelmek mümkün değil. Ama bile bile de kendimi AKP'lilere yem etmem. Onlar beni ortadan temizlemeye kalkarlarsa, ben de hiç olmazsa bedelsiz de gitmek istemiyorum öteki dünyaya. Can güvenliğimizi Meclis Başkanının sağlaması lazım" ifadelerini kullanan Genç, sözlerine şöyle devam etti: "Etrafımda etten duvar ören CHP'li ve MHP'li milletvekillerine şükran borçluyum. Parlamenterlik görevini yapmakta ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Biliyorsunuz, 'yarına eşkıyanın ne yapacağı belli olmaz' diyorlar.''
Genç, TBMM Genel Kurulu'nda kendisini linç etmek istediklerini savunarak, "Bugün yaşıyorsam, CHP'li ve MHP'li dostlarımın etrafımda etten duvar örmesinden dolayıdır" dedi.
Genel Kurulda yapılan görüşmeler sırasında, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Halil Aydoğan'ın kendisine laf attığını ifade eden Genç, kimseye hakaret etmeden, eleştirisi sınırları içerisinde yaptığı konuşmasını bitirdikten sonra yerine oturduğunu ancak, yerine oturduktan sonra bazı AK Parti'li Milletvekillerinin etrafını sardığını söyledi.
Kamer Genç şunları kaydetti:
" CHP'li ve MHP'li milletvekili arkadaşlar yanıma gelerek, beni korudu. Bu sırada Meclis TV yayınını kesti. Yayının kesilmesini şuna bağlıyorum; biliyorsunuz, İsmailağa Camiinde bir tane vatandaş linç edildi. Bunların hesabı, anlamadığım kadarıyla beni dün linç etmekti. Verilen arada, bazı arkadaşlar, AKP'lilerin, 'Biz bu Kamer Genç'i susturacağız'' dediklerini söylediler. Yayının kesilmesi, bu tehdidin bir parçası olduğunu gösteriyor. Meclis televizyonu yayın kesmese bunlar bu kadar acımasızca üzerime saldırmazlardı.
Meclis Başkanının çıkıp bunu açıklaması lazım. Bugün yaşıyorsam, CHP'li ve MHP'li dostlarımın etrafımda etten duvar örmesinden dolayı yaşıyorum. Yoksa bunlar kafalarına koymuşlar. Muhsin Yazıcıoğlu dedi ki; 'Bunlar her gittikleri yerde 'bu Kamer Genç'i nasıl susturmuyorsunuz?' diyorlar.' AKP'li milletvekilleri tarif edilemez bir tedirginlik ruh hali içinde."dedi.
GENÇ: "TAYYİP ERDOĞAN ÇIKIP DA BU DAVRANIŞI KINAMADIĞI TAKDİRDE, BU HAREKETİN BAŞ SORUMLUSUNUN KENDİSİ OLDUĞU KONUSUNDA KESİN BİR KARARIM OLACAKTIR"
Genç, AKP'li milletvekillerinin Tayyip Erdoğan'ın talimatı dışında kılını kıpırdatmadıklarını iddia ederek şöyle konuştu:
"Tayyip Erdoğan çıkıp da bu davranışı kınamadığı takdirde, bu hareketin baş sorumlusunun kendisi olduğu konusunda kesin bir kararım olacaktır. AKP'li milletvekilleri Tayyip Erdoğan'ın talimatı dışında kılını kıpırdatmazlar. Eğer bu olayı kınarsa, anlarım ki bunun iradesi dışında gelişmiş bir olaydır. Kınamazsa, demek ki bu olayın oluşumunda kendisinin de katkısı vardır."
"CAN GÜVENLİĞİMİZİ MECLİS BAŞKANININ SAĞLAMASI LAZIM"
Genç, Cumhuriyet Başsavcılığına ve TBMM Başkanlığına can güvenliğinin olmadığı gerekçesiyle dilekçe vereceğini açıklayan Genç, can güvenliği sağlanmadığı taktirde, Genel Kurul'a silahla gireceğini söyledi.
"İçtüzüğe göre silahla gelmek mümkün değil. Ama bile bile de kendimi AKP'lilere yem etmem. Onlar beni ortadan temizlemeye kalkarlarsa, ben de hiç olmazsa bedelsiz de gitmek istemiyorum öteki dünyaya. Can güvenliğimizi Meclis Başkanının sağlaması lazım" ifadelerini kullanan Genç, sözlerine şöyle devam etti: "Etrafımda etten duvar ören CHP'li ve MHP'li milletvekillerine şükran borçluyum. Parlamenterlik görevini yapmakta ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Biliyorsunuz, 'yarına eşkıyanın ne yapacağı belli olmaz' diyorlar.''
