Karaca, gündeme geçmeden önce üç milletvekiline gündem dışı söz verdi.
MHP Antalya Milletvekili Abdurrahman Başkan, şehrin turizm ve sporda geldiği nokta hakkında gündem dışı yaptığı konuşmada, Antalya'nın, turizmin lokomotifi olduğunu belirtti. Başkan, turizmde Antalya'nın 2024 yılına hızlı giriş yaptığını ve 1 milyon 60 bin turisti misafir ederek, tüm zamanların en iyi nisan ayını yaşadığını anlattı. Antalya'nın deniz turizminin yanı sıra spor turizminde de önemli bir noktada olduğunu vurgulayan Başkan, bin 200'e yakın takımın Antalya'da kamp yaptığını aktardı.
Antalya'nın hemen hemen tüm ilçelerinde yağlı güreş festivali yapıldığını hatırlatan Başkan, şehrin çok sayıda güreşçi yetiştirdiğini söyledi.
İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat ise "staj ve çıraklık sigortası mağdurlarının sorunlarına" ilişkin yaptığı konuşmada, çalışma hayatına erken yaşta başlayan vatandaşların mağdur edildiğini aktardı. 250 bin kişiyi ilgilendiren sorun hakkında çözüm üretilmediğini vurgulayan Sunat, "Staj ve çıraklık mağdurları, 4-A sigorta girişlerinin işe giriş tarihi sayılsın istiyorlar. Gelin hep birlikte bu haksızlığa son verelim." dedi.
CHP Düzce Milletvekili Talih Özcan da şehrin sorunları hakkında yaptığı gündem dışı konuşmada, şiddetli yağışlarda derelerin taştığını ve altyapı sorununun bulunduğunu kaydetti.
AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, "Önümüzdeki 4 yıl seçimsiz dönemi Türkiye'nin demokratik ve ekonomik restorasyon dönemi olarak değerlendirip, milletimizin hem özgürlüklerini daha geliştirici hem ekonomisini, cebini, parasını ve özgürlüğünü genişleten bir dönem olarak reformlarla sürdürmek ve gerçekleştirmek istiyoruz." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, grup başkanvekilleri yerlerinden söz alarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, İsrail'in bölgede estirdiği terör ve dünyada yaşanan adaletsizliklerin uluslararası kurum ve kuruluşların dünya barışını kurmaktan ve sağlamaktan ne kadar uzak olduğunu gösterdiğini belirtti. 8 Haziran'da Olağanüstü D-8 Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı'nın "Gazze" başlığıyla İstanbul'da yapılmasını çok anlamlı ve önemli bulduklarını söyleyen Kaya, "Ümidimiz, bu toplantıda somut ve caydırıcı kararların alınması, ivedilikle uygulanmasıdır ve bu D-8 toplantısının bir kınama seremonisinin ötesinde D-8'in amacına uygun bir toplantı haline getirilmesidir." diye konuştu.
Toplantıdan, Gazze'ye insani yardım koridorunun açılması kararının çıkmasını beklediklerini vurgulayan Kaya, "Bu 8 ülkeden beklentimiz İsrail'e hep beraber ekonomik bir ambargo uygulaması ve onları ateşkese zorlayıcı diplomatik kararlar almasıdır." ifadesini kullandı.
- "Depremzedelere fatura göndermek vicdansızlıktır"
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu da TBMM'nin gündemindeki TSK personeline ilişkin kanun teklifi hakkında eleştirilerini dile getirdi.
Düzenlemeyle, terörle mücadelede şehit olanların dul ve yetimlerine bağlanan maaşlarda terör eylemleri arasında ayrım yapıldığını savunan Kavuncu, "Bir şehidimizin nasıl şehit olduğu, hangi terör örgütüyle mücadele ederken şehit olduğu konusu üzerinden şehitlerin dul ve yetimlerine bağlanacak olan aylıklarda bir ayrım yapılması anlaşılabilir bir şey değil." değerlendirmesinde bulundu.
Kavuncu, Osmaniye'deki depremzedelere geriye dönük fatura gittiğini anlatarak, "Depremzedelere bir de bunu yaşatmak ve bin bir zorlukla yaşayan mağdurlara depremden sonra 5 bin liralık, 10 bin liralık elektrik faturalarını göndermek bir vicdansızlıktır." dedi.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ise Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış'ın görevden alınmasının ardından Hakkari'de alınan güvenlik önlemlerini eleştirdi. Koçyiğit, DEM Parti'lilerin Hakkari'de esnaf ziyareti yapmak istediğini ama polis tarafından engellendiğini savunarak, "görevden alma kararını protesto edenlere karşı şiddet uygulanmasından" vazgeçilmesi çağrısında bulundu.
- "Sorunları çözmeden Meclis kapanmamalı"
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Hatay'da depremzede vatandaşların evlerinin rezerv alan içinde kaldığı için boşaltılmak istendiğini belirtti. Daha önce az hasarlı veya hasarsız olduğu için vatandaşların burada oturabileceği yönünde kendilerine bilgi verildiğini söyleyen Başarır, vatandaşların bu durumu protesto ettiği için gözaltına alındığını anlattı. Başarır, gözaltına alınan vatandaşların derhal serbest bırakılmasını istedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile sokağın yaşadığı tablonun çok farklı olduğunu kaydeden Başarır, "Kendisine göre karnesi 10 üzerinden 10, 100 üzerinden 100. Ben sorumluyum, siz geldiğinizde 39 olan enflasyon yüzde 75'i geçmiş. 8,5 olan faiz yüzde 50 olmuş, 21 lira olan dolar 32 lirayı geçmiş. Ekmek 5 lirayken 10 lira olmuş. Neyin verilerini veriyorsun sen, neyin karnesini ortaya koyuyorsun? Türkiye'deki tablo gerçekten bir felaket." şeklinde konuştu.
Başarır, Meclis'in Temmuz ayı içerisinde kapanacağını anımsatarak, "Emeklinin, işçinin ve asgari ücretinin sorunlarını çözmeden bu Meclis kapanmamalı. Tatile gitmemeli." dedi.
- "Demokratik ve ekonomik restorasyon dönemi olarak değerlendirelim"
AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, bir yıl önce seçilerek Meclis'te milletvekilliği görevlerine başladıklarını anımsattı. Önlerinde 4 yıl olduğunu aktaran Gül, şunları kaydetti:
"Gazi Meclis milletimizin beklediği sorunların çözüm yeridir, siyaset de milletin sorunlarını çözme iradesidir. İnanıyorum ki tüm milletimizin sorunlarını hep birlikte el ele vererek çözeceğimiz bir dönem olacak. AK Parti olarak yirmi iki yıllık iktidarımız döneminde çok önemli başarılar ortaya koyduk. Elbette, 'bütün sorunları çözdük, bütün sıkıntıları giderdik' diyemeyiz. Siyaset, biriken sorunları da çözme iradesidir. Biz kalan bu sorunları da ekonomide enflasyon, hayat pahalıyla ilgili tüm sorunları çözecek iradeye sahibiz. Bu konuda da Maliye Bakanlığımız, ekonomi yönetimimiz ve diğer tüm birimlerimiz bu hassasiyetle çalışmalarını sürdürmektedir. Önümüzdeki 4 yıl seçimsiz dönemi Türkiye'nin demokratik ve ekonomik restorasyon dönemi olarak değerlendirip milletimizin hem özgürlüklerini daha geliştirici hem ekonomisini, cebini, parasını ve özgürlüğünü genişleten bir dönem olarak reformlarla sürdürmek ve gerçekleştirmek istiyoruz."
- "Türkiye'nin daha da normalleşmesine çok önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz"
Gül, siyaset kurumu olarak bürokrasinin siyaseti daraltmasına, buyurgan bürokratik oligarşiye izin vermeyecek çalışmalarını sürdüreceklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Devrimci ve reformcu sürecimizi, kimliğimizi sürdüreceğiz ve bu anlamda biz bu çalışmaların en önemli noktasını da yeni sivil anayasa olarak görüyoruz. Bizim bir tek cümlelik anayasamız olsaydı, o anayasaya, 'Devlet adaleti sağlamakla yükümlüdür' ibaresini eklerdik ve istiyoruz ki gelin, bu anayasayı hep beraber yapalım, uygulamalardaki eksiklikler, idareden kaynaklı eksiklikler ya da daha başka mevzuattan kaynaklı eksiklikler, ne varsa bunları beraber yapalım istiyoruz ve bir anayasa metni de dikte etmiyoruz."
Siyasetteki yumuşama dönemiyle ilgili hususları çok değerli bulduklarını belirten Gül, "Sayın Cumhurbaşkanımız Genel Başkanımızın önümüzdeki Salı günü Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel Bey'le yapacağı görüşme de iadeiziyaret görüşmesi olacak. Daha önce Genel Merkezimizde yapılan bir görüşme oldu, çok verimli bir görüşme geçti. Önümüzdeki hafta Sayın Cumhurbaşkanımızın iadei ziyareti olacak. Türkiye'nin köklü bir siyasi parti geçmişine sahip olan Cumhuriyet Halk Partisiyle de bu yapılacak temasların, görüşmelerin de siyasetteki bu eksenin, bu vizyonun gelişmesine, Türkiye'nin daha da normalleşmesine çok önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Genel Kurulda, gündem dışı konuşmalar ve grup başkanvekillerinin değerlendirmelerinin ardından siyasi partilerin gündeme ilişkin grup önerilerine geçildi.
Saadet Partisinin "Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS)", İYİ Parti'nin "yapı stokunun depreme dayanıklılığı ve çöken binalar", DEM Parti'nin "kayyum", CHP'nin "Burdur Devlet Hastanesi'nde yaşananlar" ile ilgili grup önerileri ayrı ayrı görüşüldü.
Partisinin grup önerisi üzerine konuşan Saadet Partisi Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, iktidarın yanlış politikaları nedeniyle geçen yıl 2 bin 500'ün üzerinde hekimin çalışmak için yurt dışına gittiğini savundu.
Vatandaşların, doktor sayısındaki yetersizlik nedeniyle hastanelerde muayene randevusu almakta güçlük yaşadığını dile getiren Kasap, "Evvelden hastanelerde kuyruk vardı ama şimdi kuyruk, telefonda, internette. Sizin getirdiğiniz sistemle Türkiye'yi OECD ortalamasında en fazla muayene olan insan sayısına ulaştırdınız. 850 milyon muayene ve bunun 150 milyonu acil servise başvuruyor. Türkiye'de sağlık sisteminde hastalara bir hastalık için ortalama iki, bazen de üç reçete yazılıyor. Bu, dünyada gerçekten rezil bir durumdur. Üç hekime müracaat ediyorsunuz. Neden? Getirdiğiniz saçma sapan randevu sistemi yüzünden." değerlendirmesinde bulundu.
Kasap, birinci basamak sağlık hizmetinden sevkli gelme uygulaması hayata geçirilmediği sürece sağlıkta şiddetin, randevu alamamanın ve hasta mağduriyetinin önüne geçilemeyeceğini ifade etti.
İYİ Parti Edirne Milletvekili Mehmet Akalın, Türkiye'nin sınırlı sağlık kaynaklarının yabancı uyruklu hastalara da tahsis edilmesiyle ekonomik yükün arttığını ve vatandaşların sağlık hizmetlerine erişiminin giderek zorlaştığını söyledi.
DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk de Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın MHRS ile ilgili düzenlemeye yönelik "Sorunu çözeceğiz" açıklaması yaptığını anımsatarak, "Sağlık Bakanı sorunu çözdü, artık randevu falan yok. Olan randevularda da hastaya 3-5 dakikada teşhis konulacak, tedavi planlanacak, ilaç yazılacak. İnsanlar randevu bulamadıkları için acil servise gelmek zorunda kalıyor." dedi.
CHP Ankara Milletvekili Aylin Yaman, 2002 yılında başlatılan Sağlıkta Dönüşüm Programıyla birinci basamak sağlık hizmetlerinin gözardı edilerek hasta sevk sisteminin ortadan kaldırıldığını, tüm yatırımların tedavi edici hizmetlere, dev sağlık işletmelerine yapıldığını ve sağlığın, kar odaklı bir yapıya büründürüldüğünü savundu.
Koruyucu hekimliğin kontrolsüzce zayıflatıldığını, bu alandaki yükün ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirildiğini aktaran Yaman, şunları söyledi:
"Hekime müracaat sayısı 2002 yılında 3,1 iken şu anda geldiğimiz noktada 10'dur. Yılda 10 kez hekim ziyaret edilmektedir. OECD ülkelerinde bu sayı yaklaşık yarısı kadardır. Hekime yıllık müracaat sayısındaki artış iktidar tarafından 'rahatça hizmete ulaşım' gibi lanse edilse de aslında esas problem koruyucu hekimliğin yara almasıyla hayat koşullarının ağırlaşması, yoksulluğun derinleşmesiyle yetersiz beslenme ve çevresel etkenlerin yarattığı hasar ve benzeri nedenlerle hastalık yükünün artmasıdır. Derhal birinci basamak güçlendirilmeli, sevk sistemi gelmeli ve randevu süresi uluslararası kriterlere alınmalıdır."
- "Sınırsız talepleri sınırlı kaynaklarla karşılamak durumundayız"
AK Parti Elazığ Milletvekili Erol Keleş, Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan MHRS'nin, hastanedeki hekim iş gücünün etkin kullanılması amacıyla 2010 yılında hayata geçirildiğini belirtti.
Türkiye'nin vatandaşlarına sosyal güvenlik kapsamında bedelsiz sağlık hizmeti sunabilen ender ülkelerden biri olduğunun altını çizen Keleş, "Ancak şunu da unutmayalım ki sınırsız talepleri sınırlı kaynaklarla karşılamak durumundayız. MHRS üzerinden alınan randevuların büyük bir kısmı vatandaşların randevuya gelmemesi veya son dakika iptalleri nedeniyle boşa gitmekteydi. Bu durum, hastanelerin kapasitelerinin yaklaşık olarak yüzde 30'unun kullanılamamasına neden oluyordu. Randevuların etkin bir şekilde yönetilebilmesi ve kaynakların daha verimli kullanılabilmesi amacıyla Onaylı Randevu Sistemi hayata geçirilmiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Onaylı randevu dönemiyle vatandaşların randevuya sadakatinin yüzde 92'ye yükseldiğine dikkati çeken Keleş, randevusuna geleceğini beyan etmeyenlerin randevusunun saat sekiz itibarıyla otomatik olarak iptal edilmesiyle günlük ortalama 50 bin yeni randevu kapasitesinin açıldığını kaydetti.
Görüşmelerin ardından yapılan oylamalarda, muhalefet partilerinin grup önerileri kabul edilmedi.
Grup önerilerinin ardından Genel Kurulda, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine başlandı.
