
2010-03-30 - 17:31
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, ''Devlet Yardımlarının İzlenmesi ve
Denetlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı''nın görüşmelerine başlandı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali
Babacan, devlet yardımları ile ilgili hazırlanan tasarının kanunlaşmasıyla devlet
yardımlarının AB kurallarıyla uyumlaştırılmasının, tek bir kurum tarafından
gerçekleştirilmesinin sağlanacağını bildirdi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali
Babacan, devlet yardımları ile ilgili hazırlanan tasarının kanunlaşmasıyla devlet
yardımlarının AB kurallarıyla uyumlaştırılmasının, tek bir kurum tarafından
gerçekleştirilmesinin sağlanacağını bildirdi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, ''Devlet Yardımlarının İzlenmesi ve
Denetlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı''nın görüşmelerine başlandı.
Babacan, Komisyona tasarıyı sunarken, AB'ye katılım sürecinde müzakereye
açmayı planladıkları fasıllardan birinin, rekabet politikası faslı olduğunu
söyledi. Bu faslın tarama çalışmalarının 2005-2006 yıllarında tamamlandığını
anımsatan Babacan, daha sonra AB tarafından faslın açılış kriterlerinin
bildirildiğini kaydetti.
Bakan Babacan, açılış kriterlerinden birinin, devlet yardımlarının
çerçeve, ilke ve prensiplerinin belirlenmesi, aynı zamanda bu yardımların
izlenmesini sağlayacak işlevsel bağımsızlığı olan bir kurumsal yapılanmanın
oluşturulması olduğunu ifade etti.
Tasarının amacının, devlet yardımlarının, Türkiye ile AB arasındaki
anlaşmalara uygun olarak düzenlenmesini sağlamak olduğunu anlatan Babacan, bu
kapsamda, hangi hallerde ve hangi şartlarda devlet yardımlarının verilebileceğine
ilişkin kuralların tanımlandığını bildirdi.
Babacan, çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından verilen devlet
yardımlarının, belirlenen ilke ve prensipleri çerçevesinde değerlendirilerek, AB
kurallarına uyumlaştırılmasının sağlanmasının hedeflendiğini söyledi.
Tasarı ile devlet yardımlarının izlenmesi ve denetlenmesi işlemini yerine
getirmek üzere işlevsel yönden bağımsız olarak Devlet Yardımlarını İzleme ve
Denetleme Kurulunun oluşturulmasının ön görüldüğünü belirten Babacan, kurulun
sekreterya hizmetlerini yürütmek üzere Hazine Müsteşarlığı bünyesinde, Devlet
Yardımları Genel Müdürlüğünün kurulacağını kaydetti.
Babacan, kurulun; Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Devlet
Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve
Rekabet Kurulundan birer üye olmak üzere, müşterek kararnameyle atanacak 6 üye ve
Devlet Yardımları Genel Müdürlüğünden oluşacağını söyledi.
Bakan Babacan, kurulun, Türkiye ile AB toplulukları arasındaki
anlaşmalara uygun olarak devlet yardımlarının ilke ve prensiplerinin
belirlenmesi, çerçeve mevzuatın hazırlanması, kanun hükümleri içinde bildirimi
yapılan devlet yardımlarının uygunluğunun incelenmesi, izlenmesi ve denetlenmesi,
AB Komisyonuna ve ilgili mercilere gerekli bildirimlerin yapılması işlevlerini
yürüteceğini belirtti.
Kanun tasarısının yasalaşmasından sonra, devlet yardımı verenlerin,
mevcut uygulamalarını kurula bildireceğini ve yardımların uygunluğunu tespit
ettireceğini belirten Babacan, kurulun, yardımların uygun olup olmadığına karar
verebileceğini ifade etti.
Babacan, kurulun, kanuna aykırı olma ihtimali bulunan yardımın askıya ya
da geri alınmasına yönelik olarak, yardımı verenin tüm tedbirleri uygulamasını
isteyebileceğini belirtti.
Söz konusu kurulun, alınan kararlara uyulmaması veya istenilen
tedbirlerin alınmaması durumunda gerekli idari ve hukuki önlemleri alma
yetkisinin de olduğunu anlatan Babacan, kurulun, bu kararlarında bağımsız
olacağını söyledi.
Tasarıda kurulması öngörülen Devlet Yardımları Genel Müdürlüğünün
görevleri hakkında da bilgi veren Babacan, şöyle devam etti:
''Genel Müdürlük, mevcut ve yeni yardımları izleyecek, değerlendirecek ve
kurulun denetimine sunacak. Avrupa topluluklarının ilgili mevzuatını ve diğer
ilgili uluslararası mevzuatı takip edecek, yıllık rapor hazırlıklarını yürütecek,
kurul tarafından uygun bulunan yıllık raporu, AB Komisyonu ve gerekli mercilere
iletecek.
Tasarının yasalaşmasının ardından, kurul teşkil olunacak ve Genel
Müdürlüğün teşekkülü tamamlanacaktır. Devlet yardımı kapsamına giren mevcut tüm
tedbirler, uygulamacı kurumlar tarafından 3 ay içinde kurula bildirecek.
Ülkemizde mevcut durumda, devlet yardımları, değişik kurum ve
kuruluşlarca ayrı ayrı hazırlanan çeşitli mevzuat kapsamında yürütülmektedir. Bu
kanun ile devlet yardımlarının, AB kuralları ile uyumlaştırılmasının tek bir
kurum tarafından gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. Tasarı, aynı zamanda devlet
yardımlarını hazırlayan ve uygulayan kurumların uygulama sonuçlarını izleme
sistemlerinin aynı standartta olmasını da temin edecektir. Böylece, farklı kurum
ve kuruluşlarca uygulanan devlet yardımlarının ölçülebilirliği temin edilecek ve
kamu kaynaklarının daha etkin kullanımı gerçekleşecektir.''
Tasarının yatırım teşvik belgesini kapsayan geçici maddesi ile ilgili de
açıklama yapan Bakan Babacan, 31 Aralık 2001 tarihinden önce düzenlenen yatırım
teşvik belgelerinin mevcut halleri ile tamamlanmış sayılmasının ön görüldüğünü
anımsattı.
1984 yılından önce düzenlenmiş teşvik belgelerinde, tamamlama vizesi
şartının bulunmadığını belirten Babacan, bu tarihten itibaren, düzenlenen teşvik
belgelerinde tamamlama vizesi şartı getirildiğini söyledi. Babacan, 1985-2001
yılları arasında düzenlenen 52 bin 30 teşvik belgesinden 31 bin 941'inin
tamamlama vizesi yapıldığını, 8 bin 308'nin iptal edildiğini, 11 bin 781'nin ise
halen tamamlama vizesinin yapılmadığını ifade etti.
Bakan Babacan, aradan geçen uzun süre dikkate alındığında, 2001 yılı
öncesinde düzenlenen teşvik belgeleri kapsamındaki makine ve teçhizatın çoğunun
amortisman değerini kaybettiği ve teknolojik olarak kullanım olanağının
bulunmadığının görüldüğünü kaydetti.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali
Babacan, siyasi nedenlerden dolayı bazı fasılları açamadıklarını belirterek,
''Biz de, 'teknik olarak o fasılların açılması için ne gerekiyorsa onu yapalım'
dedik. Bu yüzden bu tasarıyı kabul etmeliyiz'' dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen, Devlet Yardımlarının İzlenmesi
ve Denetlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde söz alan CHP ve MHP'li
milletvekilleri, tasarının daha detaylı ve etkin hale getirilmesi için alt
komisyona sevk edilmesini istediler.
Ali Babacan da tasarıyla, devlet yardımlarının daha derli ve toplu
olacağını söyledi.
KOBİ'lere, hangi kurumun, ne kadar destek yaptığı konusunda bir çalışma
yaptıklarını ifade eden Babacan, çalışma sonucunda, 8-10 kurumun KOBİ desteği
verdiğinin ortaya çıktığını kaydetti. Ali Babacan, tasarının, sadece AB
çerçevesinde çıkarılan bir yasa olmadığını, devlet yardımlarıyla ilgili
düzenlemeleri de içerdiğini bildirdi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, devlet yardımlarıyla ilgili yeni ilave
kısıtlamalar, kurallar getirilmediğini ifade ederek, ''Gümrük Birliği ile uymak
zorunda olduğumuz kuralların, tüm kamuda uygulanıp uygulanmadığını, ne derecede
uygulandığını tespit etmiş olacağız'' dedi.
Babacan, CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi'nin, ''Kıbrıs'tan dolayı
bütün fasılların kapanması mümkün değilken, biz neden fasılları açmaya
çalışıyoruz?'' eleştirisini şöyle yanıtladı:
''Bizim açıp kapattığımız bir fasıl var, onun dışındaki fasıllar için
Kıbrıs bir siyasi mesele. Kıbrıs'la ilgili sorunları çözüme ulaştırmadan, aslında
hiç bir faslı resmen kapatmamız mümkün değil. Ancak biz ne yaptık? Kıbrıs'la
ilgili böyle bir karar olunca, biz önemli bir strateji değişikliği yaptık. Bu
siyasi konular önümüze hep gelecek. Mesela, Fransa 5 faslın açılmasını engelledi.
Engellemesinin; o faslın içeriğiyle, teknik olarak bizim hazır olup olmamamızla
hiç bir alakası yok, tamamen siyasi bir karar. Biz de o yüzden o fasılları
açamıyoruz. Bu siyasi engellemeler bizim önümüze hep geleceği için, 'biz bu
siyasi konuları bir kenara bırakalım, teknik olarak o fasılların açılması için ne
gerekiyorsa onu yapalım' dedik.
Biz, teknik olarak bütün fasılları açmaya ve kapatmaya hazır hale
getirelim ki siyasi engellemeler ortadan kalktığı zaman biz hazır olmuş olalım.
Onların, 'teknik olarak hazır 'değilsiniz' gibi bahanelerini ortadan kaldırmış
olalım. Rekabet politikası faslının açılması önünde hiç bir siyasi engel yok. Her
faslın açılmasında 27 üye ülkenin evet demesi gerekiyor. Bir bakıma, 27 üye ülke
her fasıl açılırken, Türkiye'nin sürecinin devam etmesi konusunda da siyasi
iradesini tekrar tekrar teyit ediyor. Rekabet politikası faslını, İspanya'nın
dönem başkanlığında açmak istiyoruz. Bu nedenle de bu tasarıyı bir an önce kabul
etmeliyiz.''
Başbakan Yardımcısı Babacan, oluşturulacak olan Devlet Yardımlarını
İzleme ve Denetleme Kurulunun, politika belirleme yetkisi olmadığını, sadece
uygulama yöntemlerinin ve araçlarının AB müktesebatı açısından uygunluğunu
inceleyeceğini kaydetti.
Hazine Müsteşarlığı Teşvik ve Uygulama Genel Müdürü Feridun Bilgin ise
1985'ten 2001'e kadar olan dönemde, 52 bin 30 adet teşvik belgesi
düzenlediklerini söyledi.
Bunlardan 31 bin 941 adetinin tamamlama vizesinin yapıldığını, 8 bin 308
adetinin iptal edildiğini, 11 bin 781 adetinin de açık halde durduğunu belirten
Bilgin, tamamlama vizelerinden 10 bin 732 adetinin 2002-2009 yıllarını
kapsadığını ifade etti.
Görüşmelerin ardından, AK Parti'li ve CHP'li milletvekilerinin ayrı ayrı
verdikleri önergelerin kabul edilmesiyle, tasarı alt komisyona sevkedildi. (17:31)
Babacan, devlet yardımları ile ilgili hazırlanan tasarının kanunlaşmasıyla devlet
yardımlarının AB kurallarıyla uyumlaştırılmasının, tek bir kurum tarafından
gerçekleştirilmesinin sağlanacağını bildirdi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, ''Devlet Yardımlarının İzlenmesi ve
Denetlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı''nın görüşmelerine başlandı.
Babacan, Komisyona tasarıyı sunarken, AB'ye katılım sürecinde müzakereye
açmayı planladıkları fasıllardan birinin, rekabet politikası faslı olduğunu
söyledi. Bu faslın tarama çalışmalarının 2005-2006 yıllarında tamamlandığını
anımsatan Babacan, daha sonra AB tarafından faslın açılış kriterlerinin
bildirildiğini kaydetti.
Bakan Babacan, açılış kriterlerinden birinin, devlet yardımlarının
çerçeve, ilke ve prensiplerinin belirlenmesi, aynı zamanda bu yardımların
izlenmesini sağlayacak işlevsel bağımsızlığı olan bir kurumsal yapılanmanın
oluşturulması olduğunu ifade etti.
Tasarının amacının, devlet yardımlarının, Türkiye ile AB arasındaki
anlaşmalara uygun olarak düzenlenmesini sağlamak olduğunu anlatan Babacan, bu
kapsamda, hangi hallerde ve hangi şartlarda devlet yardımlarının verilebileceğine
ilişkin kuralların tanımlandığını bildirdi.
Babacan, çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından verilen devlet
yardımlarının, belirlenen ilke ve prensipleri çerçevesinde değerlendirilerek, AB
kurallarına uyumlaştırılmasının sağlanmasının hedeflendiğini söyledi.
Tasarı ile devlet yardımlarının izlenmesi ve denetlenmesi işlemini yerine
getirmek üzere işlevsel yönden bağımsız olarak Devlet Yardımlarını İzleme ve
Denetleme Kurulunun oluşturulmasının ön görüldüğünü belirten Babacan, kurulun
sekreterya hizmetlerini yürütmek üzere Hazine Müsteşarlığı bünyesinde, Devlet
Yardımları Genel Müdürlüğünün kurulacağını kaydetti.
Babacan, kurulun; Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Devlet
Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve
Rekabet Kurulundan birer üye olmak üzere, müşterek kararnameyle atanacak 6 üye ve
Devlet Yardımları Genel Müdürlüğünden oluşacağını söyledi.
Bakan Babacan, kurulun, Türkiye ile AB toplulukları arasındaki
anlaşmalara uygun olarak devlet yardımlarının ilke ve prensiplerinin
belirlenmesi, çerçeve mevzuatın hazırlanması, kanun hükümleri içinde bildirimi
yapılan devlet yardımlarının uygunluğunun incelenmesi, izlenmesi ve denetlenmesi,
AB Komisyonuna ve ilgili mercilere gerekli bildirimlerin yapılması işlevlerini
yürüteceğini belirtti.
Kanun tasarısının yasalaşmasından sonra, devlet yardımı verenlerin,
mevcut uygulamalarını kurula bildireceğini ve yardımların uygunluğunu tespit
ettireceğini belirten Babacan, kurulun, yardımların uygun olup olmadığına karar
verebileceğini ifade etti.
Babacan, kurulun, kanuna aykırı olma ihtimali bulunan yardımın askıya ya
da geri alınmasına yönelik olarak, yardımı verenin tüm tedbirleri uygulamasını
isteyebileceğini belirtti.
Söz konusu kurulun, alınan kararlara uyulmaması veya istenilen
tedbirlerin alınmaması durumunda gerekli idari ve hukuki önlemleri alma
yetkisinin de olduğunu anlatan Babacan, kurulun, bu kararlarında bağımsız
olacağını söyledi.
Tasarıda kurulması öngörülen Devlet Yardımları Genel Müdürlüğünün
görevleri hakkında da bilgi veren Babacan, şöyle devam etti:
''Genel Müdürlük, mevcut ve yeni yardımları izleyecek, değerlendirecek ve
kurulun denetimine sunacak. Avrupa topluluklarının ilgili mevzuatını ve diğer
ilgili uluslararası mevzuatı takip edecek, yıllık rapor hazırlıklarını yürütecek,
kurul tarafından uygun bulunan yıllık raporu, AB Komisyonu ve gerekli mercilere
iletecek.
Tasarının yasalaşmasının ardından, kurul teşkil olunacak ve Genel
Müdürlüğün teşekkülü tamamlanacaktır. Devlet yardımı kapsamına giren mevcut tüm
tedbirler, uygulamacı kurumlar tarafından 3 ay içinde kurula bildirecek.
Ülkemizde mevcut durumda, devlet yardımları, değişik kurum ve
kuruluşlarca ayrı ayrı hazırlanan çeşitli mevzuat kapsamında yürütülmektedir. Bu
kanun ile devlet yardımlarının, AB kuralları ile uyumlaştırılmasının tek bir
kurum tarafından gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. Tasarı, aynı zamanda devlet
yardımlarını hazırlayan ve uygulayan kurumların uygulama sonuçlarını izleme
sistemlerinin aynı standartta olmasını da temin edecektir. Böylece, farklı kurum
ve kuruluşlarca uygulanan devlet yardımlarının ölçülebilirliği temin edilecek ve
kamu kaynaklarının daha etkin kullanımı gerçekleşecektir.''
Tasarının yatırım teşvik belgesini kapsayan geçici maddesi ile ilgili de
açıklama yapan Bakan Babacan, 31 Aralık 2001 tarihinden önce düzenlenen yatırım
teşvik belgelerinin mevcut halleri ile tamamlanmış sayılmasının ön görüldüğünü
anımsattı.
1984 yılından önce düzenlenmiş teşvik belgelerinde, tamamlama vizesi
şartının bulunmadığını belirten Babacan, bu tarihten itibaren, düzenlenen teşvik
belgelerinde tamamlama vizesi şartı getirildiğini söyledi. Babacan, 1985-2001
yılları arasında düzenlenen 52 bin 30 teşvik belgesinden 31 bin 941'inin
tamamlama vizesi yapıldığını, 8 bin 308'nin iptal edildiğini, 11 bin 781'nin ise
halen tamamlama vizesinin yapılmadığını ifade etti.
Bakan Babacan, aradan geçen uzun süre dikkate alındığında, 2001 yılı
öncesinde düzenlenen teşvik belgeleri kapsamındaki makine ve teçhizatın çoğunun
amortisman değerini kaybettiği ve teknolojik olarak kullanım olanağının
bulunmadığının görüldüğünü kaydetti.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali
Babacan, siyasi nedenlerden dolayı bazı fasılları açamadıklarını belirterek,
''Biz de, 'teknik olarak o fasılların açılması için ne gerekiyorsa onu yapalım'
dedik. Bu yüzden bu tasarıyı kabul etmeliyiz'' dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen, Devlet Yardımlarının İzlenmesi
ve Denetlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde söz alan CHP ve MHP'li
milletvekilleri, tasarının daha detaylı ve etkin hale getirilmesi için alt
komisyona sevk edilmesini istediler.
Ali Babacan da tasarıyla, devlet yardımlarının daha derli ve toplu
olacağını söyledi.
KOBİ'lere, hangi kurumun, ne kadar destek yaptığı konusunda bir çalışma
yaptıklarını ifade eden Babacan, çalışma sonucunda, 8-10 kurumun KOBİ desteği
verdiğinin ortaya çıktığını kaydetti. Ali Babacan, tasarının, sadece AB
çerçevesinde çıkarılan bir yasa olmadığını, devlet yardımlarıyla ilgili
düzenlemeleri de içerdiğini bildirdi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, devlet yardımlarıyla ilgili yeni ilave
kısıtlamalar, kurallar getirilmediğini ifade ederek, ''Gümrük Birliği ile uymak
zorunda olduğumuz kuralların, tüm kamuda uygulanıp uygulanmadığını, ne derecede
uygulandığını tespit etmiş olacağız'' dedi.
Babacan, CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi'nin, ''Kıbrıs'tan dolayı
bütün fasılların kapanması mümkün değilken, biz neden fasılları açmaya
çalışıyoruz?'' eleştirisini şöyle yanıtladı:
''Bizim açıp kapattığımız bir fasıl var, onun dışındaki fasıllar için
Kıbrıs bir siyasi mesele. Kıbrıs'la ilgili sorunları çözüme ulaştırmadan, aslında
hiç bir faslı resmen kapatmamız mümkün değil. Ancak biz ne yaptık? Kıbrıs'la
ilgili böyle bir karar olunca, biz önemli bir strateji değişikliği yaptık. Bu
siyasi konular önümüze hep gelecek. Mesela, Fransa 5 faslın açılmasını engelledi.
Engellemesinin; o faslın içeriğiyle, teknik olarak bizim hazır olup olmamamızla
hiç bir alakası yok, tamamen siyasi bir karar. Biz de o yüzden o fasılları
açamıyoruz. Bu siyasi engellemeler bizim önümüze hep geleceği için, 'biz bu
siyasi konuları bir kenara bırakalım, teknik olarak o fasılların açılması için ne
gerekiyorsa onu yapalım' dedik.
Biz, teknik olarak bütün fasılları açmaya ve kapatmaya hazır hale
getirelim ki siyasi engellemeler ortadan kalktığı zaman biz hazır olmuş olalım.
Onların, 'teknik olarak hazır 'değilsiniz' gibi bahanelerini ortadan kaldırmış
olalım. Rekabet politikası faslının açılması önünde hiç bir siyasi engel yok. Her
faslın açılmasında 27 üye ülkenin evet demesi gerekiyor. Bir bakıma, 27 üye ülke
her fasıl açılırken, Türkiye'nin sürecinin devam etmesi konusunda da siyasi
iradesini tekrar tekrar teyit ediyor. Rekabet politikası faslını, İspanya'nın
dönem başkanlığında açmak istiyoruz. Bu nedenle de bu tasarıyı bir an önce kabul
etmeliyiz.''
Başbakan Yardımcısı Babacan, oluşturulacak olan Devlet Yardımlarını
İzleme ve Denetleme Kurulunun, politika belirleme yetkisi olmadığını, sadece
uygulama yöntemlerinin ve araçlarının AB müktesebatı açısından uygunluğunu
inceleyeceğini kaydetti.
Hazine Müsteşarlığı Teşvik ve Uygulama Genel Müdürü Feridun Bilgin ise
1985'ten 2001'e kadar olan dönemde, 52 bin 30 adet teşvik belgesi
düzenlediklerini söyledi.
Bunlardan 31 bin 941 adetinin tamamlama vizesinin yapıldığını, 8 bin 308
adetinin iptal edildiğini, 11 bin 781 adetinin de açık halde durduğunu belirten
Bilgin, tamamlama vizelerinden 10 bin 732 adetinin 2002-2009 yıllarını
kapsadığını ifade etti.
Görüşmelerin ardından, AK Parti'li ve CHP'li milletvekilerinin ayrı ayrı
verdikleri önergelerin kabul edilmesiyle, tasarı alt komisyona sevkedildi. (17:31)