2006-11-07 - 14:00
Yeni kurulan 15 üniversiteye rektör atanmasında YÖK'e de yetki verilmesini öngören kanun teklifi, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda kabul edildi.
AK Parti İstanbul Milletvekili Tayyar Altıkulaç'ın başkanlığında toplanan
komisyonda, Altıkulaç, teklif sahibi olarak komisyon üyelerine bilgi verdi.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararının ardından yeni bir düzenlemeye ihtiyaç
duyulduğunu kaydeden Altıkulaç, ''İptal kararının ardından bir boşluk doğmuştur.
Şahsen hazırladığım bu kanun teklifi ile bu boşluğun doldurulmasını amaçladım''
dedi.
Teklifi, konunun çözümü doğrultusunda hazırlandığını ifade eden Altıkulaç,
''Karşımızda hepimizin uymak zorunda olduğu bir Anayasa Mahkemesi kararı vardır.
Bize parlamenterler olarak görev düşüyor'' diye konuştu.
-''İLLE DE HUKUK DİYORUZ''-
CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı da yeni kurulan 15 üniversiteye
rektör adayları seçiminin Milli Eğitim Bakanlığınca yapılacağını, bakanlığın
seçeceği 4 adayın YÖK tarafından ikiye indirileceğini hatırlatarak, bu teklifin
kendisini üzdüğünü ve yadırgadığını söyledi. Teklifin AKP'nin, ''Ben
üniversiteleri kendi dükkanım kabul ediyorum. İstediğim rektörleri kadrolaşma
için atayacağım'' olayına dönüştüğünü öne süren Gazalcı, ''Türkiye bir hukuk
devleti ise anayasa geçerli ise bu yasa teklifi geri çekilmelidir'' dedi.
CHP olarak teklifin geri çekilmesinde ısrar ettiklerini vurgulayan Gazalcı,
''Hükümetin bu inadına karşın ille de hukuk diyoruz'' diye konuştu.
CHP Bursa milletvekili Mustafa Özyurt ise kanun teklifi ile hükümetin ''Ben
bu 15 yeni üniversiteye rektör nasıl atayayım'' düşüncesi içinde olduğunu ileri
sürerek şöyle devam etti:
''Hükümet böyle bir tasarı getirebilir. Ancak, eski bir üniversite öğretim
üyesi olan komisyon başkanı Altıkulaç böyle bir teklif getirebiliyor. Anayasa'nın
130. maddesi cumhurbaşkanına seçme ve atama yetkisi vermektedir. Bu nedenle böyle
bir hakkınız yok. Milli Eğitim Bakanlığı 4 aday belirleyecek, YÖK bunları ikiye
düşürerek cumhurbaşkanına sunacak, cumhurbaşkanı bunlardan birini seçecek...
Böyle bir şey olmaz.''
CHP'li Özyurt, teklifin TBMM'den geçmesi halinde bile yine Anayasa
Mahkemesinden döneceğini iddia ederek, ''Kadrolaşma için bu 15 yeni üniversite
elinizin altında olsun istiyorsunuz'' dedi.
ANAVATAN Afyonkarahisar Milletvekili Reyhan Balandı da Anayasa Mahkemesinden
dönecek bir kanun teklifini burada tartışmanın bir anlamının olmadığını söyledi.
Balandı, ''Burada mutlaka bir formül bulunmalı. Bu teklif daha demokratik bir
hale getirilmeli. Esas olan laik Türkiye Cumhuriyeti'ne layık profesörlerin
üniversitelerde görev yapmasıdır'' diye konuştu.
-''DİKTATÖR DEVLETLERDEKİ GİBİ...''-
AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan ise bir şey yanlış olduğu
zaman o yanlıştan dönülebileceğini kaydederek, ''İktidarda şu an CHP olsaydı
acaba böyle bir tepki verilir miydi?'' diye sordu.
Mevcut YÖK yapısı içinde üniversitelerin özerkliğinden bahsedilemeyeceğini
savunan Doğan, şunları söyledi:
''Bunu bir zamanlar CHP'de dile getirmişti. Üniversitelerin üzerinden siyasi
iktidarların gölgesi uzaklaştırılmalıdır. Buna inanıyorum. Ancak, bugünkü YÖK'ün
statüsü diktatör devletlerdeki statü gibi. Türkiye kendi içinde bir Baas rejimini
yaşayamaz. Uzlaşıp bu YÖK'ten kurtulmalıyız.''
AK Parti Manisa Milletvekili Mehmet Çerçi de YÖK sisteminin bugün
Türkiye'nin çağdaşlaşmasına, ilerlemesine, gelişmesine en büyük engellerden biri
olduğunu ileri sürdü.
AK Parti Erzurum Milletvekili Ömer Özyılmaz ise CHP'li Gazalcı'nın
''Üniversiteler hükümetin dükkanı'' benzetmesini eleştirerek, ''Üniversiteler
hiçbir hükümetin dükkanı değildir. Tenkit yapılırken, rencide edici
olunmamalıdır'' dedi.
-''KEDİYE CİĞER VERMEK GİBİ...''-
Türkiye'de üniversitelerin özerkliğinden, ideal bir üniversiteden
bahsetmenin mümkün olmadığını öne süren Özyılmaz, ''Türkiye'de özürsüz bir
demokrasi, özürsüz bir üniversite kavramını önce kendi kafalarımızda
oluşturmalıyız'' diye konuştu.
AK Parti Giresun Milletvekili Hasan Aydın ise Anayasa değişikliği yapılarak,
dünya ile yarışan üniversitelerin yaratılması gerektiğini söyledi.
Aydın, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenecek kurucu rektör
adayların kabul edilmemesi halinde, TBMM Milli Eğitim Komisyonu olarak
kendilerinin aday belirlemesini önerdi.
AK Parti'li milletvekillerinin konuşmalarında kendisine sataşma olduğu
gerekçesiyle yeniden söz olan CHP'li Gazalcı, ''yaptığı her 3 işten biri yargıdan
dönen Milli Eğitim Bakanlığına güvenin kalmadığını'' savundu.
Teklifi, ''Kediye ciğer vermek gibi'' diye değerlendiren Gazalcı,
düzenlemenin geri çekilmesi talebini tekrarladı.
-''BASKI ALTINDAYIZ''
Komisyonda söz verilen YÖK Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Sayın da mevzuat
açısından yeni kurulan üniversitelere kurucu rektör atanmasının zorunlu
olmadığını söyledi.
YÖK'ün öncelikle bu üniversitelerin idari, mali ve akademik sorunlarını
çözdüğünü anlatan Sayın, bu kurumlarda kadrolaşma iddialarının gündeme gelmemesi
için daha önce bağlı bulundukları üniversitelerin görevlendirildiğini anlattı.
Yeni kurulan üniversitelerin rektör seçimleriyle ilgili takvim
belirlendiğini, 3-4'ünde Aralık ayı başında rektör seçileceğini belirten Sayın,
diğer seçimlerin de 4-5 ay içinde tamamlanacağını söyledi.
''Rahatsız olduğumuz konular var'' diyen YÖK Genel Sekreter Yardımcısı
Sayın, ''Kendine harcayacağı bütçe ve kadro verilmeyen, baskı altında bulunan
kişiler olarak huzurlu bir ortam yaratılmasına çalışıyoruz'' dedi.
-TARTIŞMALAR-
Konuşması sırasında Sayın'ın, ''Sağlık Bakanlığı bize baskı yapıyor. Kurumu
işlemez hale getiriyor'' sözlerine AK Parti milletvekilleri tepki göstererek, bu
sözlerle ne demek istendiğinin açıklanmasını istediler.
CHP'li ve AK Parti'li komisyon üyelerinin tartışmaya başlaması ve
birbirlerine laf atmaları üzerine, Komisyon Başkanı Altıkulaç, YÖK Genel Sekreter
Yardımcısı Sayın'ı, ''Durumu YÖK-Milli Eğitim Bakanlığı çekişmesi içine sokmayın.
Burası yeri değil'' diyerek uyardı ve konuşmasını tamamlaması için söz vermedi.
AK Parti Erzurum Milletvekili Ömer Özyılmaz, tekrar söz alarak YÖK
temsilcisi Sayın'ın konuşmasını eleştirdi.
Özyılmaz, ''YÖK temsilcisinin konuşmasında bir şey ortaya çıktı. Birileri
işi almış götürüyor. Biz devre dışı kaldık. Hükümete, meclise rağmen YÖK yeni
kurulan üniversitelerden bir kısmına rektör atıyor, diğer rektörleri ise 3-4 ay
içinde seçeceğini söylüyor. YÖK'ün burada hukuk dışı bir uygulaması vardır'' diye
konuştu.
Görüşmelerin ardından teklifin değiştirilmesi veya geri çekilmesi istemiyle
CHP ve ANAVATAN tarafından verilen 3 ayrı önerge kabul edilmezken, teklif,
yapılan oylama ile komisyonda benimsendi.
Milli Eğitim Komisyonunda kabul edilen teklif, yeni kurulan 15 üniversitenin
kurucu rektörlerinin iki yıllığına, Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenen 4
profesör arasından, YÖK'ün 15 gün içinde aday sayısını 2'ye indirerek
Cumhurbaşkanına sunmasını ve rektörün Cumhurbaşkanı tarafından atanmasını
öngörüyor.
komisyonda, Altıkulaç, teklif sahibi olarak komisyon üyelerine bilgi verdi.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararının ardından yeni bir düzenlemeye ihtiyaç
duyulduğunu kaydeden Altıkulaç, ''İptal kararının ardından bir boşluk doğmuştur.
Şahsen hazırladığım bu kanun teklifi ile bu boşluğun doldurulmasını amaçladım''
dedi.
Teklifi, konunun çözümü doğrultusunda hazırlandığını ifade eden Altıkulaç,
''Karşımızda hepimizin uymak zorunda olduğu bir Anayasa Mahkemesi kararı vardır.
Bize parlamenterler olarak görev düşüyor'' diye konuştu.
-''İLLE DE HUKUK DİYORUZ''-
CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı da yeni kurulan 15 üniversiteye
rektör adayları seçiminin Milli Eğitim Bakanlığınca yapılacağını, bakanlığın
seçeceği 4 adayın YÖK tarafından ikiye indirileceğini hatırlatarak, bu teklifin
kendisini üzdüğünü ve yadırgadığını söyledi. Teklifin AKP'nin, ''Ben
üniversiteleri kendi dükkanım kabul ediyorum. İstediğim rektörleri kadrolaşma
için atayacağım'' olayına dönüştüğünü öne süren Gazalcı, ''Türkiye bir hukuk
devleti ise anayasa geçerli ise bu yasa teklifi geri çekilmelidir'' dedi.
CHP olarak teklifin geri çekilmesinde ısrar ettiklerini vurgulayan Gazalcı,
''Hükümetin bu inadına karşın ille de hukuk diyoruz'' diye konuştu.
CHP Bursa milletvekili Mustafa Özyurt ise kanun teklifi ile hükümetin ''Ben
bu 15 yeni üniversiteye rektör nasıl atayayım'' düşüncesi içinde olduğunu ileri
sürerek şöyle devam etti:
''Hükümet böyle bir tasarı getirebilir. Ancak, eski bir üniversite öğretim
üyesi olan komisyon başkanı Altıkulaç böyle bir teklif getirebiliyor. Anayasa'nın
130. maddesi cumhurbaşkanına seçme ve atama yetkisi vermektedir. Bu nedenle böyle
bir hakkınız yok. Milli Eğitim Bakanlığı 4 aday belirleyecek, YÖK bunları ikiye
düşürerek cumhurbaşkanına sunacak, cumhurbaşkanı bunlardan birini seçecek...
Böyle bir şey olmaz.''
CHP'li Özyurt, teklifin TBMM'den geçmesi halinde bile yine Anayasa
Mahkemesinden döneceğini iddia ederek, ''Kadrolaşma için bu 15 yeni üniversite
elinizin altında olsun istiyorsunuz'' dedi.
ANAVATAN Afyonkarahisar Milletvekili Reyhan Balandı da Anayasa Mahkemesinden
dönecek bir kanun teklifini burada tartışmanın bir anlamının olmadığını söyledi.
Balandı, ''Burada mutlaka bir formül bulunmalı. Bu teklif daha demokratik bir
hale getirilmeli. Esas olan laik Türkiye Cumhuriyeti'ne layık profesörlerin
üniversitelerde görev yapmasıdır'' diye konuştu.
-''DİKTATÖR DEVLETLERDEKİ GİBİ...''-
AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan ise bir şey yanlış olduğu
zaman o yanlıştan dönülebileceğini kaydederek, ''İktidarda şu an CHP olsaydı
acaba böyle bir tepki verilir miydi?'' diye sordu.
Mevcut YÖK yapısı içinde üniversitelerin özerkliğinden bahsedilemeyeceğini
savunan Doğan, şunları söyledi:
''Bunu bir zamanlar CHP'de dile getirmişti. Üniversitelerin üzerinden siyasi
iktidarların gölgesi uzaklaştırılmalıdır. Buna inanıyorum. Ancak, bugünkü YÖK'ün
statüsü diktatör devletlerdeki statü gibi. Türkiye kendi içinde bir Baas rejimini
yaşayamaz. Uzlaşıp bu YÖK'ten kurtulmalıyız.''
AK Parti Manisa Milletvekili Mehmet Çerçi de YÖK sisteminin bugün
Türkiye'nin çağdaşlaşmasına, ilerlemesine, gelişmesine en büyük engellerden biri
olduğunu ileri sürdü.
AK Parti Erzurum Milletvekili Ömer Özyılmaz ise CHP'li Gazalcı'nın
''Üniversiteler hükümetin dükkanı'' benzetmesini eleştirerek, ''Üniversiteler
hiçbir hükümetin dükkanı değildir. Tenkit yapılırken, rencide edici
olunmamalıdır'' dedi.
-''KEDİYE CİĞER VERMEK GİBİ...''-
Türkiye'de üniversitelerin özerkliğinden, ideal bir üniversiteden
bahsetmenin mümkün olmadığını öne süren Özyılmaz, ''Türkiye'de özürsüz bir
demokrasi, özürsüz bir üniversite kavramını önce kendi kafalarımızda
oluşturmalıyız'' diye konuştu.
AK Parti Giresun Milletvekili Hasan Aydın ise Anayasa değişikliği yapılarak,
dünya ile yarışan üniversitelerin yaratılması gerektiğini söyledi.
Aydın, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenecek kurucu rektör
adayların kabul edilmemesi halinde, TBMM Milli Eğitim Komisyonu olarak
kendilerinin aday belirlemesini önerdi.
AK Parti'li milletvekillerinin konuşmalarında kendisine sataşma olduğu
gerekçesiyle yeniden söz olan CHP'li Gazalcı, ''yaptığı her 3 işten biri yargıdan
dönen Milli Eğitim Bakanlığına güvenin kalmadığını'' savundu.
Teklifi, ''Kediye ciğer vermek gibi'' diye değerlendiren Gazalcı,
düzenlemenin geri çekilmesi talebini tekrarladı.
-''BASKI ALTINDAYIZ''
Komisyonda söz verilen YÖK Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Sayın da mevzuat
açısından yeni kurulan üniversitelere kurucu rektör atanmasının zorunlu
olmadığını söyledi.
YÖK'ün öncelikle bu üniversitelerin idari, mali ve akademik sorunlarını
çözdüğünü anlatan Sayın, bu kurumlarda kadrolaşma iddialarının gündeme gelmemesi
için daha önce bağlı bulundukları üniversitelerin görevlendirildiğini anlattı.
Yeni kurulan üniversitelerin rektör seçimleriyle ilgili takvim
belirlendiğini, 3-4'ünde Aralık ayı başında rektör seçileceğini belirten Sayın,
diğer seçimlerin de 4-5 ay içinde tamamlanacağını söyledi.
''Rahatsız olduğumuz konular var'' diyen YÖK Genel Sekreter Yardımcısı
Sayın, ''Kendine harcayacağı bütçe ve kadro verilmeyen, baskı altında bulunan
kişiler olarak huzurlu bir ortam yaratılmasına çalışıyoruz'' dedi.
-TARTIŞMALAR-
Konuşması sırasında Sayın'ın, ''Sağlık Bakanlığı bize baskı yapıyor. Kurumu
işlemez hale getiriyor'' sözlerine AK Parti milletvekilleri tepki göstererek, bu
sözlerle ne demek istendiğinin açıklanmasını istediler.
CHP'li ve AK Parti'li komisyon üyelerinin tartışmaya başlaması ve
birbirlerine laf atmaları üzerine, Komisyon Başkanı Altıkulaç, YÖK Genel Sekreter
Yardımcısı Sayın'ı, ''Durumu YÖK-Milli Eğitim Bakanlığı çekişmesi içine sokmayın.
Burası yeri değil'' diyerek uyardı ve konuşmasını tamamlaması için söz vermedi.
AK Parti Erzurum Milletvekili Ömer Özyılmaz, tekrar söz alarak YÖK
temsilcisi Sayın'ın konuşmasını eleştirdi.
Özyılmaz, ''YÖK temsilcisinin konuşmasında bir şey ortaya çıktı. Birileri
işi almış götürüyor. Biz devre dışı kaldık. Hükümete, meclise rağmen YÖK yeni
kurulan üniversitelerden bir kısmına rektör atıyor, diğer rektörleri ise 3-4 ay
içinde seçeceğini söylüyor. YÖK'ün burada hukuk dışı bir uygulaması vardır'' diye
konuştu.
Görüşmelerin ardından teklifin değiştirilmesi veya geri çekilmesi istemiyle
CHP ve ANAVATAN tarafından verilen 3 ayrı önerge kabul edilmezken, teklif,
yapılan oylama ile komisyonda benimsendi.
Milli Eğitim Komisyonunda kabul edilen teklif, yeni kurulan 15 üniversitenin
kurucu rektörlerinin iki yıllığına, Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenen 4
profesör arasından, YÖK'ün 15 gün içinde aday sayısını 2'ye indirerek
Cumhurbaşkanına sunmasını ve rektörün Cumhurbaşkanı tarafından atanmasını
öngörüyor.
