2011-11-02 - 22:02
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve RTÜK'ün bütçeleri üzerinde görüşüldü. Görüşmelerin ardından Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve RTÜK'ün 2012 yılı bütçeleri kabul edildi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bugün itibariyle Türkiye'de basın kartı sahibi gazeteci sayısının 13 bin 144'e ulaştığını bildirdi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve RTÜK'ün bütçeleri görüşülüyor.
Kurumların bütçesine ilişkin sunum yapan Arınç, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile ilgili konuşmasında, kurumun, yürüttüğü hizmetlerle Türkiye'de basın sektörünün sağlıklı bir yapıya kavuşmasına katkıda bulunduğunu söyledi. Arınç, 2004 yılında yürürlüğe konulan, AB standartlarını yakalayan ve gazetecilik mesleğine geniş güvenceler getiren Basın Kanunu'nun hazırlanışında, basın sektörünün bütün temsilcilerini bir araya getiren İletişim Şurası'nın kaynaklık ettiğini belirtti.
Bülent Arınç, Genel Müdürlüğün, Basın Kartı Yönetmeliğinde değişiklik yaparak, basın kartı alabilecek unvanların genişletilmesine, basın özgürlüğünün geliştirilmesine de imkan sağladığını kaydetti.
Yapılan başka bir değişiklikle yurt dışında Türkçe yayın yapan basın-yayın organlarının sahibine ve bir çalışanına basın kartı verilmesi imkanı getirildiğini anlatan Arınç, böylece yurtdışında Türkçe yayın yapan basın kuruluşlarının ilk defa Türkiye ile irtibat kurmalarının temin edildiğini dile getirdi.
Kurumun, her gün 18 dilde haber taraması yaptığını, yayın yapan yabancı gazete, radyo, televizyon ve internet sitelerini izlediğini, günde yaklaşık 4 bin haber topladığını ve işlediğini belirten Arınç, son yıllarda haber girişinde meydana gelen artışla bilgisayar veri tabanının yaklaşık 12 milyon habere ulaştığını bildirdi.
Arınç, Kurumun ''Devlet Enformasyon Sistemi'' adı altında proje başlattığını, her gün dünyanın önde gelen yayın kuruluşlarından Türkçe yayın yapan 4 önemli radyo ile 40 yabancı televizyon kanalının yayınlarının kaydedildiğini, 3 yerli 25 yabancı haber ajansının sürekli izlendiğini, 250 internet haber sitesi ile 92 ülkeden bin 700'ü aşkın gazetenin ilk baskılarının yer aldığı bir internet sitesini günlük olarak takip edildiğini söyledi.
Böylece haber kaynaklarının çeşitlenerek arttığını, dünya üzerinde daha geniş bir coğrafyadan sürekli haberdar olma imkanı elde edildiğini belirten Arıç, ''2010 yılında Genel Müdürlüğe gelen haber, yorum, program sayısı toplam 1 milyon 392 bin 924 iken, 2011 yılının ilk dokuz ayında 1 milyon 315 bin 677 habere ulaşmıştır. 2012 yılı performans hedefi 2 milyon adettir. Bu haber havuzundan, yapılan değerlendirme sonucunda ilgili kuruluşlara 2010 yılında 37 bin 576 adet haber iletilirken, 2011 yılının ilk dokuz ayında 28 bin 532 adet haber iletilmiş ve performans hedefine büyük ölçüde ulaşılmış bulunulmaktadır. 2012 yılı hedefi 30 bindir'' diye konuştu.
Genel Müdürlüğün, enformasyon hizmetleri kapsamında Türkiye'de görev yapan yabancı medya mensuplarının mesleki çalışmalarına da yardımcı olduğunu belirten Arınç, ülkede faaliyet gösteren mevcut yerleşik yabancı basın mensubu 2000'li yıllarda 30-40 kişi iken, 2011 yılında bu rakamın 287'yi bulduğunu söyledi.
Arınç, kurumun ayrıca dost ve komşu ülkelerde medya ile ilgili konferanslar ve toplantılar düzenlediğini, farklı kıtalarda çok sayıda ülkelerin medya kuruluşlarını Türkiye merkezli platformlar çerçevesinde bir araya getirme yolunda çalışmalar yaptığını ifade etti.
Genel Müdürlüğün, basın yayın hizmetleri kapsamında iç kamuoyunun sesini yansıtan basın mensuplarımızın çalışmalarını kolaylaştıracak ve özellikle çok sesliliğin gereği olan yerel basını güçlendirecek tedbirler aldığını anlatan Arınç, kurumun bu çerçevede ülkenin değişik illerinde ''Yerel Medya Eğitim Seminerleri'' düzenlediğini, medya mensuplarına haber, fotoğraf, yayın ve eğitim desteği verdiğini dile getirdi.
Arınç, Yerel medyayı teşvik etmek amacıyla her yıl ''Anadolu Basınını Özendirme Yarışmaları'' düzenleyen Genel Müdürlüğün, yerel medya mensuplarının ihtiyaç duyduğu mesleki konularda, yerinde bilgilendirme toplantıları da yaptığını kaydetti.
Basın Kartları Komisyonunun sekretarya görevini de aynı kurum tarafından yerine getirildiğini belirten Arınç, bugün itibariyle basın kartı hamili gazeteci sayısı 13 bin 144'e ulaştığını bildirdi.
Genel Müdürlüğün iç ve dış kamuoyuna yönelik çeşitli yayınlar da çıkardığını ifade eden Arınç, bunlardan en önemlisinin, her yıl güncelleştirilen ve Türkçe'nin yanı sıra İngilizce, Fransızca, Almanca, Arapça, Farsça, Rusça, Japonca, İspanyolca, Çince ve Portekizce olmak üzere 11 ayrı dilde yayımlanan ''Türkiye'' adlı tanıtım kitabı olduğunu söyledi.
Arınç, kurumun ayrıca, Türkiye'yi tanıtıcı ve kamuoyu oluşturucu çeşitli dillerde güncel yayınlar ve bültenler çıkardığını, internet üzerinden haber yayını yaptığını kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Atatürk Yüksek Kurumu Portalı'nın, Türkiye, Türk Dünyası, Türk medeniyeti ve Türk milletinin dünyaya açılan kapısı olacağını söyledi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sunum yapan Arınç, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun, 2011 yılında ciddi bir yeniden yapılanma sürecine girdiğini belirtti.
Kurumun görevinin, Atatürk ve eseri, Türk dili, tarihi ve kültürü üzerinde bilimsel özgün araştırmalar yapmak ve yaptırtmak olduğunu anlatan Arınç, bu araştırmaların toplum ve devlet için öncelikli konular üzerinde yapılması, veri tabanlarında dinamik bir durumda tutularak sürekli olarak geliştirilmesi ve gerektiğinde en hızlı bir biçimde çıktılar alınarak hizmete sunulması gerektiğini söyledi.
Bunun için Atatürk Yüksek Kurumunun bilgi teknolojilerine ve uzman insan gücüne dayalı bir alt yapıya gereksinim olduğunu, bu nedenle kurum tarafından 2011 yılında başlatılan ve 2012 yılında da devam edecek olan bazı projeler hazırlandığını ifade eden Arınç, şunları söyledi:
''2011 yılında ihalesi yapılarak yıl sonuna kadar tamamlanacak olan, Atatürk Yüksek Kurumu Bilişim Altyapısı ve Bütünleşik Bilgi Sistemi ile sosyal ve beşeri bilimler alanında genel-ağ (online) üzerinde özgün bilgi üretimi için ortamlar hazırlanacaktır. Bağlı kuruluşların kütüphane, arşiv ve dokümantasyon merkezleri genel-ağ üzerinde birleştirilecek, ülkemiz için önem ve öncelik arz eden belli konularda veri tabanları tasarımları ve yazılımları gerçekleştirilecektir. Ayrıca bütün bunlar mevcut ulusal ve uluslararası sistemlere entegre edilecektir. Böylece Atatürk Yüksek Kurumu Portalı, Türkiye, Türk Dünyası, Türk medeniyeti ve Türk Milleti'nin dünyaya açılan kapısı olacaktır.
e-Türkiye Projesi kapsamında Türkiye'de yapılan çalışmalar sonucunda, Atatürk Yüksek Kurumu tarafından hazırlanan ve 2012-2016 İzlem Tasarımı'nın hedefleri arasında yer alan 'elektronik imza, elektronik bilgi ve belge yönetimi sistemi' ve 'e-arşiv sistemi'ni kapsayan 'E-Kurum Projesi' ile internet üzerinden herkesin rahatlıkla erişebileceği 'AYK Portalı'nın Kullanıma Sunulması Projesi' 2012 yılı yatırım teklifinde Kalkınma Bakanlığına sunulmuştur.''
Arınç, Türk Dil Kurumunun (TDK) bütçesine ilişkin sunumunda, bir bilim kurumu olmasının yanı sıra doğrudan doğruya Türk dili ile ilgili kitaplar yayımlayan ve üç ayrı süreli yayın çıkaran TDK'nın, 2011 yılında 10 aylık sürede 22 kitap, 15 dergi yayımladığını belirtti. Arınç, baskı aşamasındaki kitapların da son iki aylık dönemde yayımlanmasıyla bu yıl basılan toplam kitap sayısının 90'a ulaşacağının öngörüldüğünü bildirdi.
Kuruluş yasasıyla TDK'nın görevlerinden birinin de Türk dili ile ilgili toplantılar düzenlemek ve çeşitli etkinlikler gerçekleştirmek olduğunu kaydeden Arınç, kurumun bu amaçla 2011 yılının Ekim sonu itibarıyla doğrudan doğruya Türk dili ile ilgili olarak yerli yabancı bine yakın bilim insanının katılımıyla 27'si ulusal, 11'i uluslararası olmak üzere 38 bilimsel toplantı gerçekleştirdiğini söyledi.
Arınç, şöyle devam etti:
''Önceki yıllarda Sesli Türkçe Sözlük, Terimler Sözlüğü, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü gibi Türk dilinin temel başvuru kaynaklarını sanal ortama aktarıp ücretsiz olarak halkımızın kullanımına ve yararlanmasına sunan, böylece ağ sayfasını Türkçenin söz varlığı veri tabanına dönüştüren TDK, 2011 yılı içerisinde Türkçede Zıt Anlamlı Kelimeler Sözlüğü'nü erişime açmıştır.
Türkçenin beslendiği kaynakları, Türkçenin en güzel örneklerinin verildiği edebi ürünleri, Türk diliyle ilgili araştırma eserlerini toplayarak bir uzmanlık kütüphanesine sahip olan Türk Dil Kurumu, kültürel zenginliğimiz yazma eserleri tam metin olarak sayısal ve sanal ortama aktarmış bulunmaktadır. Türk Dil Kurumu Kütüphanesindeki yazma eserler bu yılki kuruluş yıl dönümü töreninde sanal ortamda araştırmacıların hizmetine açılmıştır. Yakın bir zamanda da nadir basma eserlerle birlikte Türk Dil Kurumu yayınlarının da ağ sayfasından erişime açılmasıyla ağ ortamında her an erişime hazır sanal bir Türk dili kitaplığı kurulmuş olacaktır.
Büyük Türkçe Sözlük, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü gibi kamuoyunca en fazla talep edilen sözlüklerin yayımlanması işi 2012 yılında sonuçlandırılacaktır.''
Arınç, Türk Tarih Kurumunun, Türk Tarihini ve Türkiye Tarihini yazmak konusunda çalışmalarını sürdürdüğünü, yayınlarını 31 dizide topladığını, dergiler dahil 1400'e yakın eser yayımladığını söyledi.
Arınç, kurumun Türk tarih biliminin sesini duyuran ve Türk araştırıcılarının çalışmalarını dünyaya tanıtan uluslararası bir üne kavuştuğunu, bilim dünyasında takdir ve güvenle izlendiğini kaydetti.
Kurumun, Atatürk'ün direktifiyle başlattığı arkeolojik kazı çalışmalarını da sürdürdüğünü belirten Arınç, her yıl yaklaşık 20-25 kazının desteklendiğini, son yıllarda verilen destek sayısının önemli ölçüde arttığını, 2011 yılında, 48 adet yüzey araştırması ve arkeolojik kazıya maddi destek kararı çıktığını dile getirdi.
Türk Tarih Kurumunun en başarılı işlerinden birinin de kurduğu uzmanlık kitaplığı olduğunu belirten Arınç, kütüphanede yaklaşık 250 bin cilt kitabın bulunduğunu kaydetti. Kütüphanede bilgisayarla da hizmet verildiğini anlatan Arınç, bu bilgisayarda Türkiye'nin en büyük kütüphanelerinin datalarının bulunduğunu, bunlarla toplam 519 bin kitabın, programda okuyucu tarafından taranabildiğini söyledi.
Atatürk Araştırma Merkezinin, ulusal ve uluslararası düzeyde kongreler, sempozyumlar, paneller, çalıştay ve konferanslar düzenlediğini, süreli ve süresiz yayınlar yaptığını belirten Arınç, kurumun tüm bu faaliyetlerden elde ettiği bilimsel veriler doğrultusunda ulusal politikaların oluşumuna katkı sağlamaya çalıştığını, bu kapsamda çeşitli projeler yürüttüğünü belirtti. Arınç, merkezin yayınlarından 4 bin 875'inin çeşitli kişi ve kurumlardan gelen talepler doğrultusunda ücretsiz dağıtımının yapıldığını bildirdi.
Arınç, Atatürk Kültür Merkezinin, kuruluşundan 2010 yılı sonuna kadar 542 yayın gerçekleştirdiğini, bunların 400'nün kitaplar, 32'sinin tekrar baskılar ve 110'unun süreli yayınlardan oluştuğunu belirterek, ''2011 yılındaysa Osmanlı İmparatorluğu Saat Kuleleri, Türkiye'de Müzik Kültürü, Plevne Türküleri isimli eserler ve çeşitli tarihlerde yapılan Klasik Türk Edebiyatında Biyografi ve Doğumunun 800. Yılında Hacı Bektaş-ı Veli sempozyumlarında sunulan bildiriler yayımlanmıştır. Yıl sonuna kadar 'Türk ve Dünya Kültüründe İstanbul' konulu 7. Uluslararası Türk Kültürü Kongresi Bildirileri de 4 cilt halinde yayımlanacaktır. 2012 yılında ise 20 kitap yayımlanacaktır'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, RTÜK'e gelen bildirimlerde en fazla şikayet edilen program türünün diziler olduğunu söyledi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sunum yapan Arınç, RTÜK'ün 2012 yılı bütçesine ilişkin konuşmasında, Türkiye'de karasal ortamda yayın yapan 25 ulusal, 15 bölgesel, 207 yerel olmak üzere toplam 247 televizyon, 38 ulusal, 98 bölgesel ve 922 yerel olmak üzere toplam 1058 radyo kuruluşu bulunduğunu söyledi. Arınç, kablo ortamında yayın yapan 90 televizyon, uydu ortamından yayın yapan 186 televizyon ve 59 radyo kuruluş olduğunu kaydetti.
Arınç, Üst Kuruldan izinsiz olarak yeni verici kuran, yayın alanını genişleten radyo ve televizyon kuruluşlarının izinsiz yayınlarının tespit edilerek haklarında işlem yapıldığını, 2011 yılında izinsiz yayın yaptıkları belirlenen 84 kuruluş hakkında işlem başlatıldığını bildirdi.
RTÜK'e gelen şikayetlere değinen Arınç, kurumun bu şikayetlere ilişkin yaptığı değerlendirmede, 2010 yılında 788, 2011 yılının 9 aylık döneminde ise 581 tane radyo ve televizyon değerlendirme raporu hazırlandığını, RTÜK'ün söz konusu raporlara dayanarak uyarı, program durdurma, idari para cezası olmak üzere 2010 yılında toplam 404, 2011 yılının 9 aylık döneminde ise toplam 207 müeyyide kararı verdiğini söyledi.
Arınç, şöyle devam etti:
''RTÜK İletişim Merkezine 444 1 178 ve elektronik posta yoluyla vatandaşlarımızdan 2010 yılında 86 bin 300 ve 2011 yılının 9 aylık döneminde ise 56 bin 322 bildirim ulaşmıştır. Bu bildirimlerde en fazla şikayet edilen program türü dizilerdir. 2010 yılında ulaşan bildirimlerin yüzde 52'si dizi filmlerle ilgili şikayetlerdir. 2011 yılında ise bu oran yüzde 38'e gerilemiştir.
Vatandaşlardan gelen bildirimlerde çoğunlukla bu yayınlara neden izin verildiği şikayet edilmekte ve eleştirilen programların yayından kaldırılması talep edilmektedir. Ancak bildiğiniz gibi RTÜK'ün programları önceden izleyip denetleme ya da yayından kaldırma yetkisi bulunmamaktadır. Üst Kurul, programları yasayla kendisine verilen yetkiler çerçevesinde denetler, gerektiğinde müeyyide uygular.
Son dönemde bazı alternatif tedavi yöntemlerin ve gıda desteği olarak tanımlanan çeşitli ilaçların televizyon programlarında yoğun olarak tanıtımının yapıldığı Üst Kurulca tespit edilmiş ve bu tür programları yayınlayarak yasayı ihlal eden kuruluşların tümüne müeyyide uygulanmıştır.''
RTÜK'ün bütün kararlarının yargı denetimine açık olduğunu belirten Arınç, kurul kararlarına karşı 2009 yılında 461 dava açıldığını, bunların 349'u lehte, 77'si aleyhte sonuçlandığını, 35'inin devam ettiğini söyledi. 2010 yılında ise Kurul kararlarına karşı 404 dava açıldığını, bunların 254'ünün lehte, 67'sinin aleyhte sonuçlandığını, 83'ünün devam ettiğini belirten Arınç, 2011 yılının 9 aylık döneminde, 207 dava açıldığını, bunların 8'inin lehte, 3'ünün aleyhte sonuçlandığını, 196'sının ise derdest olduğunu kaydetti.
Son günlerde toplumu üzen gelişmeler yaşandığını, bu tür dönemlerde medyaya da sorumluluklar düştüğünü belirten Arınç şöyle devam etti:
''Önce hain bir saldırı sonucunda askerlerimizi, bir hafta sonra Van'da meydana gelen depremde çok sayıda vatandaşımızı yitirdik. Böyle olağanüstü dönemlerde hepimize olduğu gibi medyaya da önemli bir sorumluluk düşmektedir. Bildiğiniz gibi 2010 yılının Haziran ayında terör eylemlerinin yaşanması üzerine, 25 Haziran 2010 tarihinde, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından, İçişleri Bakanı, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü ile Televizyon Yayıncıları Derneği Üyeleri ve ülkemizin önde gelen yayın kuruluşlarının katıldığı 'Medya Duyarlılığı' toplantısı gerçekleştirilmiştir.
Toplantıda RTÜK, Televizyon Yayıncıları Derneği ve yayın kuruluşlarının işbirliği ile ilkeler belirlenmesine karar verilmiştir. Bir aylık bir çalışmanın ardından, 'Terör ve Olağanüstü Durumlarda Habercilik Yaparken Uyulacak İlkeler' belirlenerek ilan edilmiştir.
Terör ve olağanüstü durumlarda genel olarak yayın kuruluşlarının gerek kendilerinin belirlediği gerekse yasayla öngörülen hususlara uygun yayın yaptıkları değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, abartılı ses ve görüntülerin, saatler süren son dakika anonslarının kullanımına, olay yeri görüntülerinin verilişine dikkat edildiği, şehitler ve hayatını kaybeden diğer vatandaşların isimlerinin devlet makamlarınca yakınlarına bilgi verilmeden haberlerde açıklanmadığı, halkı ve terör mağdurlarını galeyana getirebilecek dil kullanımından uzak durulduğu ve teröre yönelik halk gösterileri haberleştirilirken daha dikkatli davranıldığı, pek çok kuruluşun yayın akışlarını değiştirdiği ve eğlence programlarını yayından kaldırdığı tespit edilmektedir.
Ayrıca Van depreminden sonra 15 yayın kuruluşu büyük bir duyarlılık sergilemiş, ''Van İçin Tek Yürek'' adlı bir yardım kampanyasını ortak yayın yaparak yürütmüşlerdir.
Bununla birlikte, ölçüsüz yayın yapan ve belirlenen ilkelere dikkat etmeyen kuruluşlar hakkında da gerekli değerlendirmeler yapılmakta ve müeyyide uygulanmaktadır.''
RTÜK'ün, çocukların olumsuz yayın içeriğinden korunmasına ve kamuoyunun bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalarından birinin de medya okuryazarlığı dersi olduğunu belirten Arınç, bugüne kadar 2 milyondan fazla öğrencinin bu dersi aldığını kaydetti.
Söz konusu dersin hedeflenen doğrultuda başarısı için, medya okuryazarlığı dersinin etkilerinin ölçülmesine yönelik bir kamuoyu araştırması başlatıldığını belirten Arınç, 5 yıllık uygulama sürecinden sonra dersin sonuçlarını değerlendirme imkanı doğduğunu dile getirdi. Arınç, araştırma önümüzdeki günlerde tamamlanarak kamuoyuyla paylaşılacağını bildirdi.
RTÜK'ün 444 1 178 İletişim Merkezine ve web sitesine, izleyiciler tarafından yapılan bildirimlerde izleyicilerin en çok, ''Çocukların ve Gençlerin Korunması'' ve ''Türk Aile Yapısına ve Ahlaka Aykırılık'' gerekçesiyle şikayette bulunduklarını belirten Arınç, şunları söyledi:
''Çocukların ve gençlerin olumsuz yayın içeriğinden korunması konusunda RTÜK, yayın kuruluşlarının ve ebeveynlerin ayrı ayrı sorumlulukları bulunmaktadır. Buradan hareketle Üst Kurul hem anne ve babaların, çocuklarının sağlıklı gelişebilmeleri açısından uykunun önemi konusunda bilinçlendirilip desteklenmelerinin, hem de ekran başındaki çocukların belli bir saatte uyumalarının nasıl temin edilebileceği konusunda çalışmalara başlamıştır. Ülkemizdeki ulusal televizyon kanallarının üye oldukları Televizyon Yayıncıları Derneğinden gelen talebi de değerlendiren Üst Kurul, ''İyi Uykular Çocuklar Projesi''ni geliştirmiştir.
Proje olumlu geri bildirimler alınmaktadır. Projesi ile ilgili olarak 2011 yılında Kırıkkale Üniversitesi tarafından rastgele örnekleme yöntemiyle belirlenen 500 çocuk üzerinde bir anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Öğrencilerin yaklaşık yüzde 95'inin akşamları saat 21:30'da ekrana gelen 'Tele' karakterini tanıdıkları ve sloganları hatırladıkları görülmüştür. Ayrıca çocuklar İyi Uykular Çocuklar animasyonu ekrana gelince televizyon izlemeyi bırakıp yattıklarını belirtmişlerdir. Bu sonuçlar, yayıncı duyarlılığıyla başlatılan ve tüm kanalların aksatmadan uyguladıkları projenin çocuklar ve ebeveynler tarafından da desteklendiğini göstermekte ve RTÜK'ün vizyonunda yer verdiği ortak düzenleme kavramı konusunda da umut vermektedir.''
*** HABERİN DEVAMINI 'İLGİLİ DÖKÜMANLAR' BÖLÜMÜNDE BULABİLİRSİNİZ.***
(22.02)
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve RTÜK'ün bütçeleri görüşülüyor.
Kurumların bütçesine ilişkin sunum yapan Arınç, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile ilgili konuşmasında, kurumun, yürüttüğü hizmetlerle Türkiye'de basın sektörünün sağlıklı bir yapıya kavuşmasına katkıda bulunduğunu söyledi. Arınç, 2004 yılında yürürlüğe konulan, AB standartlarını yakalayan ve gazetecilik mesleğine geniş güvenceler getiren Basın Kanunu'nun hazırlanışında, basın sektörünün bütün temsilcilerini bir araya getiren İletişim Şurası'nın kaynaklık ettiğini belirtti.
Bülent Arınç, Genel Müdürlüğün, Basın Kartı Yönetmeliğinde değişiklik yaparak, basın kartı alabilecek unvanların genişletilmesine, basın özgürlüğünün geliştirilmesine de imkan sağladığını kaydetti.
Yapılan başka bir değişiklikle yurt dışında Türkçe yayın yapan basın-yayın organlarının sahibine ve bir çalışanına basın kartı verilmesi imkanı getirildiğini anlatan Arınç, böylece yurtdışında Türkçe yayın yapan basın kuruluşlarının ilk defa Türkiye ile irtibat kurmalarının temin edildiğini dile getirdi.
Kurumun, her gün 18 dilde haber taraması yaptığını, yayın yapan yabancı gazete, radyo, televizyon ve internet sitelerini izlediğini, günde yaklaşık 4 bin haber topladığını ve işlediğini belirten Arınç, son yıllarda haber girişinde meydana gelen artışla bilgisayar veri tabanının yaklaşık 12 milyon habere ulaştığını bildirdi.
Arınç, Kurumun ''Devlet Enformasyon Sistemi'' adı altında proje başlattığını, her gün dünyanın önde gelen yayın kuruluşlarından Türkçe yayın yapan 4 önemli radyo ile 40 yabancı televizyon kanalının yayınlarının kaydedildiğini, 3 yerli 25 yabancı haber ajansının sürekli izlendiğini, 250 internet haber sitesi ile 92 ülkeden bin 700'ü aşkın gazetenin ilk baskılarının yer aldığı bir internet sitesini günlük olarak takip edildiğini söyledi.
Böylece haber kaynaklarının çeşitlenerek arttığını, dünya üzerinde daha geniş bir coğrafyadan sürekli haberdar olma imkanı elde edildiğini belirten Arıç, ''2010 yılında Genel Müdürlüğe gelen haber, yorum, program sayısı toplam 1 milyon 392 bin 924 iken, 2011 yılının ilk dokuz ayında 1 milyon 315 bin 677 habere ulaşmıştır. 2012 yılı performans hedefi 2 milyon adettir. Bu haber havuzundan, yapılan değerlendirme sonucunda ilgili kuruluşlara 2010 yılında 37 bin 576 adet haber iletilirken, 2011 yılının ilk dokuz ayında 28 bin 532 adet haber iletilmiş ve performans hedefine büyük ölçüde ulaşılmış bulunulmaktadır. 2012 yılı hedefi 30 bindir'' diye konuştu.
Genel Müdürlüğün, enformasyon hizmetleri kapsamında Türkiye'de görev yapan yabancı medya mensuplarının mesleki çalışmalarına da yardımcı olduğunu belirten Arınç, ülkede faaliyet gösteren mevcut yerleşik yabancı basın mensubu 2000'li yıllarda 30-40 kişi iken, 2011 yılında bu rakamın 287'yi bulduğunu söyledi.
Arınç, kurumun ayrıca dost ve komşu ülkelerde medya ile ilgili konferanslar ve toplantılar düzenlediğini, farklı kıtalarda çok sayıda ülkelerin medya kuruluşlarını Türkiye merkezli platformlar çerçevesinde bir araya getirme yolunda çalışmalar yaptığını ifade etti.
Genel Müdürlüğün, basın yayın hizmetleri kapsamında iç kamuoyunun sesini yansıtan basın mensuplarımızın çalışmalarını kolaylaştıracak ve özellikle çok sesliliğin gereği olan yerel basını güçlendirecek tedbirler aldığını anlatan Arınç, kurumun bu çerçevede ülkenin değişik illerinde ''Yerel Medya Eğitim Seminerleri'' düzenlediğini, medya mensuplarına haber, fotoğraf, yayın ve eğitim desteği verdiğini dile getirdi.
Arınç, Yerel medyayı teşvik etmek amacıyla her yıl ''Anadolu Basınını Özendirme Yarışmaları'' düzenleyen Genel Müdürlüğün, yerel medya mensuplarının ihtiyaç duyduğu mesleki konularda, yerinde bilgilendirme toplantıları da yaptığını kaydetti.
Basın Kartları Komisyonunun sekretarya görevini de aynı kurum tarafından yerine getirildiğini belirten Arınç, bugün itibariyle basın kartı hamili gazeteci sayısı 13 bin 144'e ulaştığını bildirdi.
Genel Müdürlüğün iç ve dış kamuoyuna yönelik çeşitli yayınlar da çıkardığını ifade eden Arınç, bunlardan en önemlisinin, her yıl güncelleştirilen ve Türkçe'nin yanı sıra İngilizce, Fransızca, Almanca, Arapça, Farsça, Rusça, Japonca, İspanyolca, Çince ve Portekizce olmak üzere 11 ayrı dilde yayımlanan ''Türkiye'' adlı tanıtım kitabı olduğunu söyledi.
Arınç, kurumun ayrıca, Türkiye'yi tanıtıcı ve kamuoyu oluşturucu çeşitli dillerde güncel yayınlar ve bültenler çıkardığını, internet üzerinden haber yayını yaptığını kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Atatürk Yüksek Kurumu Portalı'nın, Türkiye, Türk Dünyası, Türk medeniyeti ve Türk milletinin dünyaya açılan kapısı olacağını söyledi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sunum yapan Arınç, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun, 2011 yılında ciddi bir yeniden yapılanma sürecine girdiğini belirtti.
Kurumun görevinin, Atatürk ve eseri, Türk dili, tarihi ve kültürü üzerinde bilimsel özgün araştırmalar yapmak ve yaptırtmak olduğunu anlatan Arınç, bu araştırmaların toplum ve devlet için öncelikli konular üzerinde yapılması, veri tabanlarında dinamik bir durumda tutularak sürekli olarak geliştirilmesi ve gerektiğinde en hızlı bir biçimde çıktılar alınarak hizmete sunulması gerektiğini söyledi.
Bunun için Atatürk Yüksek Kurumunun bilgi teknolojilerine ve uzman insan gücüne dayalı bir alt yapıya gereksinim olduğunu, bu nedenle kurum tarafından 2011 yılında başlatılan ve 2012 yılında da devam edecek olan bazı projeler hazırlandığını ifade eden Arınç, şunları söyledi:
''2011 yılında ihalesi yapılarak yıl sonuna kadar tamamlanacak olan, Atatürk Yüksek Kurumu Bilişim Altyapısı ve Bütünleşik Bilgi Sistemi ile sosyal ve beşeri bilimler alanında genel-ağ (online) üzerinde özgün bilgi üretimi için ortamlar hazırlanacaktır. Bağlı kuruluşların kütüphane, arşiv ve dokümantasyon merkezleri genel-ağ üzerinde birleştirilecek, ülkemiz için önem ve öncelik arz eden belli konularda veri tabanları tasarımları ve yazılımları gerçekleştirilecektir. Ayrıca bütün bunlar mevcut ulusal ve uluslararası sistemlere entegre edilecektir. Böylece Atatürk Yüksek Kurumu Portalı, Türkiye, Türk Dünyası, Türk medeniyeti ve Türk Milleti'nin dünyaya açılan kapısı olacaktır.
e-Türkiye Projesi kapsamında Türkiye'de yapılan çalışmalar sonucunda, Atatürk Yüksek Kurumu tarafından hazırlanan ve 2012-2016 İzlem Tasarımı'nın hedefleri arasında yer alan 'elektronik imza, elektronik bilgi ve belge yönetimi sistemi' ve 'e-arşiv sistemi'ni kapsayan 'E-Kurum Projesi' ile internet üzerinden herkesin rahatlıkla erişebileceği 'AYK Portalı'nın Kullanıma Sunulması Projesi' 2012 yılı yatırım teklifinde Kalkınma Bakanlığına sunulmuştur.''
Arınç, Türk Dil Kurumunun (TDK) bütçesine ilişkin sunumunda, bir bilim kurumu olmasının yanı sıra doğrudan doğruya Türk dili ile ilgili kitaplar yayımlayan ve üç ayrı süreli yayın çıkaran TDK'nın, 2011 yılında 10 aylık sürede 22 kitap, 15 dergi yayımladığını belirtti. Arınç, baskı aşamasındaki kitapların da son iki aylık dönemde yayımlanmasıyla bu yıl basılan toplam kitap sayısının 90'a ulaşacağının öngörüldüğünü bildirdi.
Kuruluş yasasıyla TDK'nın görevlerinden birinin de Türk dili ile ilgili toplantılar düzenlemek ve çeşitli etkinlikler gerçekleştirmek olduğunu kaydeden Arınç, kurumun bu amaçla 2011 yılının Ekim sonu itibarıyla doğrudan doğruya Türk dili ile ilgili olarak yerli yabancı bine yakın bilim insanının katılımıyla 27'si ulusal, 11'i uluslararası olmak üzere 38 bilimsel toplantı gerçekleştirdiğini söyledi.
Arınç, şöyle devam etti:
''Önceki yıllarda Sesli Türkçe Sözlük, Terimler Sözlüğü, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü gibi Türk dilinin temel başvuru kaynaklarını sanal ortama aktarıp ücretsiz olarak halkımızın kullanımına ve yararlanmasına sunan, böylece ağ sayfasını Türkçenin söz varlığı veri tabanına dönüştüren TDK, 2011 yılı içerisinde Türkçede Zıt Anlamlı Kelimeler Sözlüğü'nü erişime açmıştır.
Türkçenin beslendiği kaynakları, Türkçenin en güzel örneklerinin verildiği edebi ürünleri, Türk diliyle ilgili araştırma eserlerini toplayarak bir uzmanlık kütüphanesine sahip olan Türk Dil Kurumu, kültürel zenginliğimiz yazma eserleri tam metin olarak sayısal ve sanal ortama aktarmış bulunmaktadır. Türk Dil Kurumu Kütüphanesindeki yazma eserler bu yılki kuruluş yıl dönümü töreninde sanal ortamda araştırmacıların hizmetine açılmıştır. Yakın bir zamanda da nadir basma eserlerle birlikte Türk Dil Kurumu yayınlarının da ağ sayfasından erişime açılmasıyla ağ ortamında her an erişime hazır sanal bir Türk dili kitaplığı kurulmuş olacaktır.
Büyük Türkçe Sözlük, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü gibi kamuoyunca en fazla talep edilen sözlüklerin yayımlanması işi 2012 yılında sonuçlandırılacaktır.''
Arınç, Türk Tarih Kurumunun, Türk Tarihini ve Türkiye Tarihini yazmak konusunda çalışmalarını sürdürdüğünü, yayınlarını 31 dizide topladığını, dergiler dahil 1400'e yakın eser yayımladığını söyledi.
Arınç, kurumun Türk tarih biliminin sesini duyuran ve Türk araştırıcılarının çalışmalarını dünyaya tanıtan uluslararası bir üne kavuştuğunu, bilim dünyasında takdir ve güvenle izlendiğini kaydetti.
Kurumun, Atatürk'ün direktifiyle başlattığı arkeolojik kazı çalışmalarını da sürdürdüğünü belirten Arınç, her yıl yaklaşık 20-25 kazının desteklendiğini, son yıllarda verilen destek sayısının önemli ölçüde arttığını, 2011 yılında, 48 adet yüzey araştırması ve arkeolojik kazıya maddi destek kararı çıktığını dile getirdi.
Türk Tarih Kurumunun en başarılı işlerinden birinin de kurduğu uzmanlık kitaplığı olduğunu belirten Arınç, kütüphanede yaklaşık 250 bin cilt kitabın bulunduğunu kaydetti. Kütüphanede bilgisayarla da hizmet verildiğini anlatan Arınç, bu bilgisayarda Türkiye'nin en büyük kütüphanelerinin datalarının bulunduğunu, bunlarla toplam 519 bin kitabın, programda okuyucu tarafından taranabildiğini söyledi.
Atatürk Araştırma Merkezinin, ulusal ve uluslararası düzeyde kongreler, sempozyumlar, paneller, çalıştay ve konferanslar düzenlediğini, süreli ve süresiz yayınlar yaptığını belirten Arınç, kurumun tüm bu faaliyetlerden elde ettiği bilimsel veriler doğrultusunda ulusal politikaların oluşumuna katkı sağlamaya çalıştığını, bu kapsamda çeşitli projeler yürüttüğünü belirtti. Arınç, merkezin yayınlarından 4 bin 875'inin çeşitli kişi ve kurumlardan gelen talepler doğrultusunda ücretsiz dağıtımının yapıldığını bildirdi.
Arınç, Atatürk Kültür Merkezinin, kuruluşundan 2010 yılı sonuna kadar 542 yayın gerçekleştirdiğini, bunların 400'nün kitaplar, 32'sinin tekrar baskılar ve 110'unun süreli yayınlardan oluştuğunu belirterek, ''2011 yılındaysa Osmanlı İmparatorluğu Saat Kuleleri, Türkiye'de Müzik Kültürü, Plevne Türküleri isimli eserler ve çeşitli tarihlerde yapılan Klasik Türk Edebiyatında Biyografi ve Doğumunun 800. Yılında Hacı Bektaş-ı Veli sempozyumlarında sunulan bildiriler yayımlanmıştır. Yıl sonuna kadar 'Türk ve Dünya Kültüründe İstanbul' konulu 7. Uluslararası Türk Kültürü Kongresi Bildirileri de 4 cilt halinde yayımlanacaktır. 2012 yılında ise 20 kitap yayımlanacaktır'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, RTÜK'e gelen bildirimlerde en fazla şikayet edilen program türünün diziler olduğunu söyledi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda sunum yapan Arınç, RTÜK'ün 2012 yılı bütçesine ilişkin konuşmasında, Türkiye'de karasal ortamda yayın yapan 25 ulusal, 15 bölgesel, 207 yerel olmak üzere toplam 247 televizyon, 38 ulusal, 98 bölgesel ve 922 yerel olmak üzere toplam 1058 radyo kuruluşu bulunduğunu söyledi. Arınç, kablo ortamında yayın yapan 90 televizyon, uydu ortamından yayın yapan 186 televizyon ve 59 radyo kuruluş olduğunu kaydetti.
Arınç, Üst Kuruldan izinsiz olarak yeni verici kuran, yayın alanını genişleten radyo ve televizyon kuruluşlarının izinsiz yayınlarının tespit edilerek haklarında işlem yapıldığını, 2011 yılında izinsiz yayın yaptıkları belirlenen 84 kuruluş hakkında işlem başlatıldığını bildirdi.
RTÜK'e gelen şikayetlere değinen Arınç, kurumun bu şikayetlere ilişkin yaptığı değerlendirmede, 2010 yılında 788, 2011 yılının 9 aylık döneminde ise 581 tane radyo ve televizyon değerlendirme raporu hazırlandığını, RTÜK'ün söz konusu raporlara dayanarak uyarı, program durdurma, idari para cezası olmak üzere 2010 yılında toplam 404, 2011 yılının 9 aylık döneminde ise toplam 207 müeyyide kararı verdiğini söyledi.
Arınç, şöyle devam etti:
''RTÜK İletişim Merkezine 444 1 178 ve elektronik posta yoluyla vatandaşlarımızdan 2010 yılında 86 bin 300 ve 2011 yılının 9 aylık döneminde ise 56 bin 322 bildirim ulaşmıştır. Bu bildirimlerde en fazla şikayet edilen program türü dizilerdir. 2010 yılında ulaşan bildirimlerin yüzde 52'si dizi filmlerle ilgili şikayetlerdir. 2011 yılında ise bu oran yüzde 38'e gerilemiştir.
Vatandaşlardan gelen bildirimlerde çoğunlukla bu yayınlara neden izin verildiği şikayet edilmekte ve eleştirilen programların yayından kaldırılması talep edilmektedir. Ancak bildiğiniz gibi RTÜK'ün programları önceden izleyip denetleme ya da yayından kaldırma yetkisi bulunmamaktadır. Üst Kurul, programları yasayla kendisine verilen yetkiler çerçevesinde denetler, gerektiğinde müeyyide uygular.
Son dönemde bazı alternatif tedavi yöntemlerin ve gıda desteği olarak tanımlanan çeşitli ilaçların televizyon programlarında yoğun olarak tanıtımının yapıldığı Üst Kurulca tespit edilmiş ve bu tür programları yayınlayarak yasayı ihlal eden kuruluşların tümüne müeyyide uygulanmıştır.''
RTÜK'ün bütün kararlarının yargı denetimine açık olduğunu belirten Arınç, kurul kararlarına karşı 2009 yılında 461 dava açıldığını, bunların 349'u lehte, 77'si aleyhte sonuçlandığını, 35'inin devam ettiğini söyledi. 2010 yılında ise Kurul kararlarına karşı 404 dava açıldığını, bunların 254'ünün lehte, 67'sinin aleyhte sonuçlandığını, 83'ünün devam ettiğini belirten Arınç, 2011 yılının 9 aylık döneminde, 207 dava açıldığını, bunların 8'inin lehte, 3'ünün aleyhte sonuçlandığını, 196'sının ise derdest olduğunu kaydetti.
Son günlerde toplumu üzen gelişmeler yaşandığını, bu tür dönemlerde medyaya da sorumluluklar düştüğünü belirten Arınç şöyle devam etti:
''Önce hain bir saldırı sonucunda askerlerimizi, bir hafta sonra Van'da meydana gelen depremde çok sayıda vatandaşımızı yitirdik. Böyle olağanüstü dönemlerde hepimize olduğu gibi medyaya da önemli bir sorumluluk düşmektedir. Bildiğiniz gibi 2010 yılının Haziran ayında terör eylemlerinin yaşanması üzerine, 25 Haziran 2010 tarihinde, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından, İçişleri Bakanı, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü ile Televizyon Yayıncıları Derneği Üyeleri ve ülkemizin önde gelen yayın kuruluşlarının katıldığı 'Medya Duyarlılığı' toplantısı gerçekleştirilmiştir.
Toplantıda RTÜK, Televizyon Yayıncıları Derneği ve yayın kuruluşlarının işbirliği ile ilkeler belirlenmesine karar verilmiştir. Bir aylık bir çalışmanın ardından, 'Terör ve Olağanüstü Durumlarda Habercilik Yaparken Uyulacak İlkeler' belirlenerek ilan edilmiştir.
Terör ve olağanüstü durumlarda genel olarak yayın kuruluşlarının gerek kendilerinin belirlediği gerekse yasayla öngörülen hususlara uygun yayın yaptıkları değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, abartılı ses ve görüntülerin, saatler süren son dakika anonslarının kullanımına, olay yeri görüntülerinin verilişine dikkat edildiği, şehitler ve hayatını kaybeden diğer vatandaşların isimlerinin devlet makamlarınca yakınlarına bilgi verilmeden haberlerde açıklanmadığı, halkı ve terör mağdurlarını galeyana getirebilecek dil kullanımından uzak durulduğu ve teröre yönelik halk gösterileri haberleştirilirken daha dikkatli davranıldığı, pek çok kuruluşun yayın akışlarını değiştirdiği ve eğlence programlarını yayından kaldırdığı tespit edilmektedir.
Ayrıca Van depreminden sonra 15 yayın kuruluşu büyük bir duyarlılık sergilemiş, ''Van İçin Tek Yürek'' adlı bir yardım kampanyasını ortak yayın yaparak yürütmüşlerdir.
Bununla birlikte, ölçüsüz yayın yapan ve belirlenen ilkelere dikkat etmeyen kuruluşlar hakkında da gerekli değerlendirmeler yapılmakta ve müeyyide uygulanmaktadır.''
RTÜK'ün, çocukların olumsuz yayın içeriğinden korunmasına ve kamuoyunun bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalarından birinin de medya okuryazarlığı dersi olduğunu belirten Arınç, bugüne kadar 2 milyondan fazla öğrencinin bu dersi aldığını kaydetti.
Söz konusu dersin hedeflenen doğrultuda başarısı için, medya okuryazarlığı dersinin etkilerinin ölçülmesine yönelik bir kamuoyu araştırması başlatıldığını belirten Arınç, 5 yıllık uygulama sürecinden sonra dersin sonuçlarını değerlendirme imkanı doğduğunu dile getirdi. Arınç, araştırma önümüzdeki günlerde tamamlanarak kamuoyuyla paylaşılacağını bildirdi.
RTÜK'ün 444 1 178 İletişim Merkezine ve web sitesine, izleyiciler tarafından yapılan bildirimlerde izleyicilerin en çok, ''Çocukların ve Gençlerin Korunması'' ve ''Türk Aile Yapısına ve Ahlaka Aykırılık'' gerekçesiyle şikayette bulunduklarını belirten Arınç, şunları söyledi:
''Çocukların ve gençlerin olumsuz yayın içeriğinden korunması konusunda RTÜK, yayın kuruluşlarının ve ebeveynlerin ayrı ayrı sorumlulukları bulunmaktadır. Buradan hareketle Üst Kurul hem anne ve babaların, çocuklarının sağlıklı gelişebilmeleri açısından uykunun önemi konusunda bilinçlendirilip desteklenmelerinin, hem de ekran başındaki çocukların belli bir saatte uyumalarının nasıl temin edilebileceği konusunda çalışmalara başlamıştır. Ülkemizdeki ulusal televizyon kanallarının üye oldukları Televizyon Yayıncıları Derneğinden gelen talebi de değerlendiren Üst Kurul, ''İyi Uykular Çocuklar Projesi''ni geliştirmiştir.
Proje olumlu geri bildirimler alınmaktadır. Projesi ile ilgili olarak 2011 yılında Kırıkkale Üniversitesi tarafından rastgele örnekleme yöntemiyle belirlenen 500 çocuk üzerinde bir anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Öğrencilerin yaklaşık yüzde 95'inin akşamları saat 21:30'da ekrana gelen 'Tele' karakterini tanıdıkları ve sloganları hatırladıkları görülmüştür. Ayrıca çocuklar İyi Uykular Çocuklar animasyonu ekrana gelince televizyon izlemeyi bırakıp yattıklarını belirtmişlerdir. Bu sonuçlar, yayıncı duyarlılığıyla başlatılan ve tüm kanalların aksatmadan uyguladıkları projenin çocuklar ve ebeveynler tarafından da desteklendiğini göstermekte ve RTÜK'ün vizyonunda yer verdiği ortak düzenleme kavramı konusunda da umut vermektedir.''
*** HABERİN DEVAMINI 'İLGİLİ DÖKÜMANLAR' BÖLÜMÜNDE BULABİLİRSİNİZ.***
(22.02)
