2007-12-26 - 16:30
TBMM GENEL KURULU?
CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ, Hristiyan rahiplere yönelik saldırılarla, MHP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 88. yıldönümüyle, AK Parti Malatya Milletvekili Mücahit Fındıklı da Malatya'nın kara yollarının yapımıyla ilgili gündemdışı konuşma yaptılar. Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu, Şükrü Elekdağ'ın konuşmasının ardından açıklamada bulundu.
TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil'in başkanlığında toplanan Genel Kurul, çalışmalarına devam ediyor.

ELEKDAĞ: "TÜRKİYE DİN ÖZGÜRLÜKLERİ KONUSUNDA TAKİBE ALINDI"

TBMM Genel Kurulu'nda, gündem dışı söz alan CHP İstanbul milletvekili Şükrü Elekdağ, Hristiyan rahiplere yönelik saldırıların Türkiye'nin çıkarları ve ulusal değerleri açısından son derece üzücü ve endişe verici olduğunu söyledi.

Elekdağ, bu saldırıların, halkın hoşgörü ve insani değerlere dayanan kültür ve inançlarını yaraladığı gibi, Türkiye'nin dünyadaki imajını kararttığını ve hasım mihrakların eline Türkiye'ye karşı yürüttükleri olumsuz propaganda kampanyası için etkili bir koz verdiğini belirterek, İzmir'de rahip Adriano Francini'yi bıçaklayan R.B'in, saldırının gerekçesi olarak söylediği sözleri de milletvekilleriyle paylaştı.

Elekdağ, Hristiyan din adamlarına yapılan saldırıların ortak noktaları konusunda çeşitli değerlendirmelerde bulunarak, bu saldırı ve cinayetlerin bugüne kadar resmi makamlar tarafından ''münferit'', ''yerel'' ve ''bireysel'' olaylar olarak değerlendirildiğini, ancak işlenen suçların görünenden daha derin boyutlarının olduğu söyledi. Aralarında bir tür bağlantı bulunduğuna işaret eden karinelerin giderek güçlendiğini savunan Elekdağ, meşhur olmak için Hristiyan bir din adamını yok edilecek bir hedef olarak seçmekten kaçınmayan sapıkların türediği çok tehlikeli bir bağnazlık ortamının, yaygın olmasa da bulunduğunu söyledi.

BM Din Özgürlükleri Raportörünün, Hollanda Protestan Kilisesi ile Dünya Kiliseler Birliğinin şikayeti üzerine, Türkiye'yi takibe aldığını anlatan Elekdağ; ''TBMM, ortak deklarasyonla ahlaki, vicdani ve siyasi yönleri olan bu sorunun üzerine kararlılık ve cesaretle gidilmesinin ve karanlık olayların üzerindeki perdenin kaldırılarak, bu suçların tekerrürünün
önlenmesinin, Türkiye'nin herkesinin kimliğine, dinine ve mezhebine saygıyı öngören büyük tarih geleneği ve kültürü açısından bir vecibe olduğu gibi ülkemiz çıkarları açısından da kritik bir önem taşıdığını açıklamalıdır. Bu hususta, hükümete çok önemli bir görev düşüyor. Fakat Meclis de bu husustaki yaklaşımını ve iradesini bir deklarasyonla açıklarsa, bu hem ülkemizdeki bazı kesimlerdeki rahatsızlığı sona erdirecek hem de hasım mihrakların olayları ülkemiz aleyhine istismar etmelerini önleyecektir.''

Elekdağ, Türk milletinin, herkesin kimliğine, dinine, inancına saygı göstermeyi kabul eden büyük bir tarih geleneğinin içinden geldiğini kaydetti.

YAZICIOĞLU: "TÜRKİYE CUMHURİYETİ OLARAK ÜLKEMİZDE YAŞAYAN FARKLI DİNDE İNSANLARININ DA HAMİSİYİZ"

Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu, Şükrü Elekdağ'ın ardından yaptığı açıklamada, ''Türkiye Cumhuriyeti olarak ülkemizde yaşayan farklı dinde insanlarının da hamisiyiz'' ifadesini kullandı.

Bakan Yazıcıoğlu, bu tür eylemlerin milleti derinden üzdüğünü söyleyerek: "Tarihte çok değişik ırkları, dinleri, kavimleri, huzur ve barış içinde yaşatmış bir gelenekten geliyoruz" dedi. Türkiye'de hangi dil, din ve ırktan olursa olsun tüm vatandaşların, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak eşit şartlar altında yaşamlarını sürdürdüklerini ifade eden Yazıcoğlu, zaman zaman ülkenin huzurunu bozmak için, kimsenin tasvip etmediği bu tür üzücü olaylarla karşılaşıldığını belirtti.

Son zamanlardaki olaylardan sonra faillerin kısa sürede yakalandıklarına işaret eden Yazıcıoğlu, ''Sayın Elekdağ'ın ifade ettiği gibi 'arkalarında ne olduğunu bilemiyorum' türü bir ifadeyi kullanmak istemem'' diyerek, yakalan faillerin yargılanma sürecinin devam ettiğini belirtti.

''Türkiye Cumhuriyeti olarak ülkemizde yaşayan farklı dinde insanlarının da hamisiyiz'' diyen Yazıcıoğlu, ''Kur'an-ı Kerim'de bir insanı öldürmenin, tüm insanlığı öldürmek gibi, bir insana hayat vermenin de tüm insanlığa hayat vermek gibi algılandığı bir inançtan geliyoruz. Dolayısıyla organ bağışı konusunda çok sıkça kullandığımız bu Kur'an-ı Kerim ayetini her alanda yaygınlaştırmamız ve bu bilince ulaşmamız gerekiyor'' dedi.

Genel Kurulda daha sonra Tanık Koruma Kanunu Tasarısının görüşmelerine geçildi.