2008-07-24 - 15:33
TBMM Genel Kurulu, Başkanvekili Nevzat Pakdil'in başkanlığında toplandı.
TBMM Genel Kurulu, Başkanvekili Nevzat Pakdil'in başkanlığında toplandı.
Türk basınında sansürün kaldırılışının 100. yıldönümü dolayısıyla
gündemdışı söz alan AK Parti Denizli Milletvekili Mehmet Salih Erdoğan,
ifade ve basın özgürlüğünün kolay elde edilmiş haklar olmadığını söyledi.
Sansürün kaldırılışın üzerinden 100 yıl geçtiğini, bu süre içinde
özellikle darbe dönemlerinde pek çok yazarın işinden olduğunu,
düşünceleri dolayısıyla hapis yattığını anlatan Erdoğan, 2004 yılında
Basın Kanununda ve son olarak da Türk Ceza Kanununun 301. maddesinde
yapılan değişikliklerle basın özgürlüğü ve demokratikleşme açısından
önemli adımlar atıldığını belirtti. Erdoğan, basının özgür olmadığı bir
ülkede, demokrasi ve insan haklarından söz edilemeyeceğini ifade ederek,
''Özgür basın bir milletin onurudur'' dedi.
DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal da düşünce, ifade ve basın
özgürlüğü konusunda gündemdışı söz alarak, Türkiye'de bu özgürlükler
konusundaki yasal ve anayasal engellerin hala ortadan kaldırılmadığını
ileri sürdü.
Hayat TV'nin yayının 16 Temmuzda TÜRKSAT yetkililerince, ''İdari
kararla, keyfi şekilde durdurulduğunu'' iddia eden Birdal, ''Bunun adı
sansürdür'' diye konuştu.
-''BASIN ÖNEMLİ VE ETKİLİ HALE GELDİ''-
Gündemdışı konuşmalara Hükümet adına yanıt veren Devlet Bakanı Mehmet
Aydın, geçmişte de önemli olan basının, bugün daha önemli ve etkili hale
geldiğini söyledi.
Kadın basın çalışanlarının, Türkiye ve dünya medyasında varlıklarını
güçlü bir şekilde hissettirmeye ve kabul ettirmeye başladıklarını
belirten Aydın, bunun Türkiye için yeni olduğunu, teşvik ve tebrik
edilmesi gerektiğini ifade etti.
Küreselleşen dünyada, basın özgürlüğü ve sorumluluk ilişkisinin önem
taşıdığına işaret eden Aydın, sansüre değil, öz denetime ve gönüllü
olarak konmuş basın ahlak kuralları manzumesine ihtiyaç olduğunu
belirtti.
Bakan Aydın, şöyle konuştu:
''Hiçbir iktidar sansürden medet umamaz, hiçbir iktidar haberleşmenin
önemini görmezlikten gelemez ama haber vermenin de yayın yapmanın da
ciddi kuralları olduğunu hatırlamamız lazım. Kin ve nefreti
yaygınlaştıran yazıları, değerlendirmeleri özgürlük alanı içinde mütalaa
etmek doğru değildir. Bir ülkenin temel yapısını, demokratik değerleri
zayıflatmak hiçbir zaman özgürlük alanı içinde mütalaa
edilmemelidir. Bir ülkenin milletiyle, devletiyle bölünmezliğini hedef
alan yayınları hiçbir zaman temel özgürlükler içinde göremeyiz.''
Bu konuda elbette farklı değerlendirmeler olacağını belirten Devlet
Bakanı Aydın, ancak herkesin kendi fikrinin doğru olduğu gibi bir tutum
içinde olmasının; herkesin kendi hürriyet anlayışının, bir
hürriyetsizliği doğuracağını da söyledi.
Konuşması üzerine söz alan Özdal Üçer'e yanıt veren Mehmet Aydın,
insanları birbirine düşüren, insanların özel hayatını striptize
dönüştüren, bir ülkenin, sistemin dayandığı temel değerleri zedeleyen,
ülkenin birlik ve beraberliğini zayıflatacak yayınlarda bulunmanın,
özgürlükle ilgisi olmadığını söyledi.
Bakan Aydın, ''Özgürlük var'' diye, bir başka kültürün, medeniyetin,
ülkenin mukaddesatını rencide edemeyeceklerini, insanların özel hayatını
deşifre edemeyeceklerini, bunu yayın, para kazanma konusu
yapamayacaklarını belirtti.
Türk basınında sansürün kaldırılışının 100. yıldönümü dolayısıyla
gündemdışı söz alan AK Parti Denizli Milletvekili Mehmet Salih Erdoğan,
ifade ve basın özgürlüğünün kolay elde edilmiş haklar olmadığını söyledi.
Sansürün kaldırılışın üzerinden 100 yıl geçtiğini, bu süre içinde
özellikle darbe dönemlerinde pek çok yazarın işinden olduğunu,
düşünceleri dolayısıyla hapis yattığını anlatan Erdoğan, 2004 yılında
Basın Kanununda ve son olarak da Türk Ceza Kanununun 301. maddesinde
yapılan değişikliklerle basın özgürlüğü ve demokratikleşme açısından
önemli adımlar atıldığını belirtti. Erdoğan, basının özgür olmadığı bir
ülkede, demokrasi ve insan haklarından söz edilemeyeceğini ifade ederek,
''Özgür basın bir milletin onurudur'' dedi.
DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal da düşünce, ifade ve basın
özgürlüğü konusunda gündemdışı söz alarak, Türkiye'de bu özgürlükler
konusundaki yasal ve anayasal engellerin hala ortadan kaldırılmadığını
ileri sürdü.
Hayat TV'nin yayının 16 Temmuzda TÜRKSAT yetkililerince, ''İdari
kararla, keyfi şekilde durdurulduğunu'' iddia eden Birdal, ''Bunun adı
sansürdür'' diye konuştu.
-''BASIN ÖNEMLİ VE ETKİLİ HALE GELDİ''-
Gündemdışı konuşmalara Hükümet adına yanıt veren Devlet Bakanı Mehmet
Aydın, geçmişte de önemli olan basının, bugün daha önemli ve etkili hale
geldiğini söyledi.
Kadın basın çalışanlarının, Türkiye ve dünya medyasında varlıklarını
güçlü bir şekilde hissettirmeye ve kabul ettirmeye başladıklarını
belirten Aydın, bunun Türkiye için yeni olduğunu, teşvik ve tebrik
edilmesi gerektiğini ifade etti.
Küreselleşen dünyada, basın özgürlüğü ve sorumluluk ilişkisinin önem
taşıdığına işaret eden Aydın, sansüre değil, öz denetime ve gönüllü
olarak konmuş basın ahlak kuralları manzumesine ihtiyaç olduğunu
belirtti.
Bakan Aydın, şöyle konuştu:
''Hiçbir iktidar sansürden medet umamaz, hiçbir iktidar haberleşmenin
önemini görmezlikten gelemez ama haber vermenin de yayın yapmanın da
ciddi kuralları olduğunu hatırlamamız lazım. Kin ve nefreti
yaygınlaştıran yazıları, değerlendirmeleri özgürlük alanı içinde mütalaa
etmek doğru değildir. Bir ülkenin temel yapısını, demokratik değerleri
zayıflatmak hiçbir zaman özgürlük alanı içinde mütalaa
edilmemelidir. Bir ülkenin milletiyle, devletiyle bölünmezliğini hedef
alan yayınları hiçbir zaman temel özgürlükler içinde göremeyiz.''
Bu konuda elbette farklı değerlendirmeler olacağını belirten Devlet
Bakanı Aydın, ancak herkesin kendi fikrinin doğru olduğu gibi bir tutum
içinde olmasının; herkesin kendi hürriyet anlayışının, bir
hürriyetsizliği doğuracağını da söyledi.
Konuşması üzerine söz alan Özdal Üçer'e yanıt veren Mehmet Aydın,
insanları birbirine düşüren, insanların özel hayatını striptize
dönüştüren, bir ülkenin, sistemin dayandığı temel değerleri zedeleyen,
ülkenin birlik ve beraberliğini zayıflatacak yayınlarda bulunmanın,
özgürlükle ilgisi olmadığını söyledi.
Bakan Aydın, ''Özgürlük var'' diye, bir başka kültürün, medeniyetin,
ülkenin mukaddesatını rencide edemeyeceklerini, insanların özel hayatını
deşifre edemeyeceklerini, bunu yayın, para kazanma konusu
yapamayacaklarını belirtti.
