2007-09-06 - 15:25
TGS YÖNETİM KURULU ÜYELERİ TBMM'DE...
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi ve beraberindeki Yönetim Kurulu üyelerini, TBMM'de kabul etti.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 60. Hükümet Programı üzerinde
konuşurken, ''take-off'' kelimesini kullanmasını, ''Sayın Başbakan'ın
İngilizce bilmemesinin getirdiği bir rahatsızlık. Onu gidermek için
herhalde topluma böyle bir mesaj vermek istedi'' diye değerlendirdi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan
İpekçi ve beraberindeki Yönetim Kurulu üyelerini, TBMM'de kabul etti.
İpekçi, Kılıçdaroğlu'na 60. Hükümet programı üzerinde yaptığı konuşmada,
''Medya özgürlüğünden ve medyadaki sendikal örgütlülüğün eksikliğinden
söz etmesi ve TGS'ye üye olunması için çağrıda bulunması'' dolayısıyla
teşekkür etti.

-''SADECE KAYITLARDA KALDI, ARKASI GETİRİLMEDİ...''-

Basın özgürlüğüyle ilgili her türlü girişimi sonuna kadar
desteklediklerini ifade eden İpekçi, bu tür girişimlerin iktidar
partisinden gelmesi halinde de desteklerinin süreceğini söyledi.
Ercan İpekçi, basın özgürlüğünün, sadece medyanın siyasi iktidarlar ve
devlet karşısında bağımsızlığından ibaret olmadığını vurgulayarak,
''Basın emekçilerinin kendi patronlarına karşı da bağımsızlığının koruma
altına alınması gerekiyor. Bunun da yollarından birisi, sosyal ve
ekonomik özgürlüklerinin sağlanması, sendikal örgütlülüklerinin
yasalarla teşvik edilmesi...'' diye konuştu.
CHP'nin basınla ilgili genel görüşme önergesi vermesini önemsediklerini,
iktidar partisinden de bunu desteklemesini beklediklerini kaydeden TGS
Genel Başkanı İpekçi, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Geçmişte de birkaç kez medya ile ilgili Mecliste genel görüşme
yapıldı. Meclis, belki hiçbir alanla bu kadar ilgilenmedi. Ama burada
yapılan konuşmalar, sadece kayıtlarda kaldı, arkası getirilmedi, takip
edilmedi. Umarız ki erken yapılacak bir genel görüşme, Meclisin çalışma
takvimi içinde, yasalarla desteklenir konuma gelir.''

-''HÜKÜMET PROGRAMI BİR ŞEY VAAT ETMİYOR''-

İpekçi, hükümet programından tatmin olmadıklarını belirterek, sendika
kelimesinin programda sadece, ''Sendikal yapımızda, AB müktesebatına ve
çağdaş gelişmelere paralel olarak düzenlemeler yapmaya devam edeceğiz''
cümlesinde geçtiğine işaret etti.
Bu nedenle hükümet programının bir şey vaat etmediğini söyleyen İpekçi,
''İş yasalarında, sendikalar yasasında, toplu sözleşme, grev ve lokavt
yasasında ne tür düzenlemeler yapılacağına dair çok net ifadeler yok''
dedi.
İpekçi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın,
konuşmalarında, medyanın bağımsızlığına önem verileceğini söylediğini
anımsatarak, bunların hayata nasıl geçirileceğine dair işaretlerin
bulunmadığını bildirdi.
TGS Genel Başkanı İpekçi, ''Zoru görmeden bir düzenlemeye gitmeyecekler
gibi anlaşılıyor. Önümüzdeki süreç içerisinde Yargıtay kararları
kesinleştikten sonra bazı gazetecilere cezaevi yolu görününce, AB'nin de
baskısıyla belki bir takım düzenlemelere gitmek zorunda kalacaklar.
Keşke bunlar olmadan yapılabilseydi'' diye konuştu.

-''ESKİ KONUŞMALARINI YİNELİYOR''-

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu da Başbakan Erdoğan'ın, ''Hep
eleştiriyorsunuz ama öneri getirmiyorsunuz'' dediğini anımsatarak,
hükümet programı üzerindeki konuşmasında, hem eleştiriler hem de
öneriler getirdiğini anlattı. Kılıçdaroğlu, buna rağmen Erdoğan'ın yine
''eleştiri getirdiniz, öneri getirmediniz'' dediğini belirterek, ''Demek
ki eski konuşmalarını aynen alıp, tekrar yineliyor'' dedi.
Medya konusunda iki öneri getirdiklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, hiçbir
medya patronunun, doğrudan ya da dolaylı kamu ihalelerine girmemesini
önerdiklerini, bunun, medya patronunun, iktidara objektif bakmasının
temel koşullarından birisi olduğunu vurguladı.
Kılıçdaroğlu, gazetecinin, medya patronuna karşı bağımsızlığının önemli
olduğunu ifade ederek, bunun için ulusal haber yapan her gazetecinin
Türkiye Gazeteciler Sendikası'na üye olması zorunluluğunun getirilmesini
ikinci bir öneri olarak sunduklarını kaydetti.

-''GAZETECİLİKTE DEVRİM YARATMIŞ OLURUZ''-

CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Böylece gazeteci, patronuna, yönlendirmelere karşı direnmiş olacak,
güç kazanmış olacak, sendikanın da gücünü duyarak, bağımsızlığını ve
özgürlüğünü korumuş olacak.
Ben isterdim ki Sayın Başbakan, bizim getirdiğimiz bu teklif konusunda
bize teşekkür etsin, 'biz de aynı bu şekilde düşünüyoruz, medyanın
özgürlüğünü, gazetecinin bağımsızlığını düşünüyoruz, sizin önerilerinizi
dikkate alacağız, tartışacağız' diyebilsin. Umuyorum, AK Parti
söylemleri, sadece söylem olmaktan çıkar, ete kemiğe bürünür ve bu
söylediğimiz öneriler Türkiye'de yaşama geçirilmiş olur. Bunu yaparsak,
Türkiye'de gazetecilikte bir devrim yaratmış oluruz, çığır açmış oluruz.
Bu, iktidar, muhalefet, gazeteciler, yurttaş, bürokrat için önemli.
Çünkü artık herkes gazetelerin yazdığını artık doğru gözle bakmak
durumunda kalacaktır. Gazete haberlerinin eleştirildiği, doğru olmadığı
yönünde topluma bir kanaat enjekte ediliyorsa, bunun arkasında medyaya
duyulan güvensizlik yatıyor. Bu güvensizliği tetikleyen de bu söylediğim
iki temel unsur. Bu iki temel unsuru yasal güvenceye kavuşturursanız,
medya, gazeteci daha özgür olacak.''

-''2000'Lİ YILLARA GELEMEDİ''-

Başbakan Erdoğan'ın hükümet programını sunarken söylediği ''take-off''
kelimesinin 1970'lerin deyimi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu,
''1970'lerin deyiminin 2000'li yılların Türkiyesi'nde kullanılması
ilginç. Demek ki Sayın Başbakan, 2000'li yıllara gelemedi'' diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye ekonomisinin, kalkış sürecini çoktan
aştığını ancak sorunları olan, iyi yönetilmeyen, dışa bağımlı, borsası,
bankaları, dağıtım şirketleriyle yabancıların tekeline bırakılan bir
ekonomi konumuna süratle getirildiğini savundu.
CHP'li Kılıçdaroğlu, ''Erdoğan'ın, take-off'dan söz etmesi, Sayın
Başbakan'ın İngilizce bilmemesinin getirdiği bir rahatsızlık. Onu
gidermek için herhalde topluma böyle bir mesaj vermek istedi'' dedi.

-POLİS MESLEK YÜKSEK OKULU SINAV SORULARI-

Polis meslek yüksek okullarında sınav sorularının çalındığına yönelik
haberlere de değinen Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'dan bu
sınavların iptal edilmesini istedi.
Sınav sorularının çalındığının ve dağıtıldığının kesin olduğunu ifade
eden CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın
bürokratlara, ''Bu sınavları neden ÖSYM'ye yaptırmadınız?'' sorusunu
yöneltmesi gerektiğini söyledi.