2016-11-01 - 22:29
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU...
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığında toplandı. Komisyon'da, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı, kabul edildi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığında toplandı.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı"nı komisyona sundu.

Anayasa Mahkemesinin, 22 Eylül 2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan kararı ile 2015 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nun bazı hükümlerini iptal ettiğini hatırlatan Ağbal, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen hükümlerini bakanlık olarak bir bütün halinde incelemeye tabi tuttuklarını söyledi.

Bu çerçevede Anayasa Mahkemesinin özellikle yürütme organına verilen aktarma yetkisine ilişkin iptal gerekçelerini dikkate almak suretiyle 5018 sayılı kanunun 21. maddesi ve 4734 sayılı kanunun 62. maddesinde değişiklik öngören bir tasarıyı komisyona getirdiklerini ifade eden Ağbal, şunları kaydetti:

"Anayasa Mahkemesi kararında ifade edilen gerekçeleri analiz etmek suretiyle iptale konu hükümlerin dayanağını oluşturan 5018 sayılı kanunun 21. maddesini tahlil edecek şekilde bir madde önerisiyle huzurlarınıza geldik. Kamu idareleri arasında ödenek aktarma hususunda bunun kanunla yapılacağı hususunu koruyoruz. Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesini dikkate alarak şu değişikliği yapıyoruz, kamu idareleri bütçeleri arasında farklı nedenlerle yıl içerisinde aktarma ihtiyacı ortaya çıkabiliyor. Genel bütçe ödeneklerinin yüzde 10'unu geçmemek kaydıyla kurumlar arası ödenek aktarımı yapabilecek. Böylelikle kamu idareleri arasında yüzde 10'u aşan bir ödenek aktarma ihtiyacı olduğunda bunun da kanunla yapılacağı hususunu burada hükme bağlamış olalım."

Ağbal, 21. maddenin mevcut halinde bütçe kanununda ayrıca özel bir oran belirlenmedikçe kurum içi ödenek aktarmalarında sınırın yüzde 5 olduğunu, kendilerinin yıllardır bunu yüzde 20 olarak belirlediklerini söyledi.

Getirilen madde önerisinin, bütçe kanunlarında ayrıca bir oran belirleme ilkesinden vazgeçilmesini ve doğrudan doğruya 5018 sayılı kanunda yüzde 20 oranının belirlenmesini içerdiğini vurgulayan Ağbal, "Dolayısıyla burada daha belirgin bir yetki düzenlemesi olsun. Onun üzerindeki kısmını ise Maliye Bakanlığı direkt aktarma işlemi yapsın." dedi.

Kurum idare bütçelerinin ödenek bazlı hazırlandığının altını çizen Ağbal, zaman zaman yıl içerisinde ortaya çıkan ihtiyaçlar nedeniyle kurum içerisinde ödenekler arasında aktarım ihtiyacının oluştuğuna dikkati çekti.

Ağbal, yatırım programlarındaki bir değişikliğin doğrudan doğruya ödenekler arasında aktarım yapmayı gerektirdiğine değinerek, değişikliğin herhangi bir kanun yapmaya gerek olmaksızın kurum içerisinde bu meselenin çözülebilmesini içerdiğini dile getirdi.

Tasarının ilk 2 maddesinin Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçelerinin dikkate alınarak hazırlandığını vurgulayan Ağbal, tasarı içerisinde yer alan aktarma işlemi ve yüzde 10 ödenek şartı aranmayacak projelerle ilgili konuyu komisyondan geçirmeleri halinde bütçe kanunu ile ana kanun arasındaki uyumu sağlamış olacaklarını kaydetti.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, motorlu araçların gerek ithalinde gerekse yurt içi ilk tesliminde Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) alındığını söyledi.

ÖTV alacaklarında tek etmenin motor silindir hacmi olduğunu belirten Ağbal, "Yani 1600 CC'ye kadar bir otomobilin vergisi ayrı, 1600 CC ile 2000 CC'ye sahip otomobilin vergisi ayrı, 2000 CC'nin üzeri bir aracın vergisi ayrı. Burada verginin sistemi sadece motorlu aracın silindir hacmini dikkate alan bir yaklaşım gösteriyor. Halbuki değişen teknolojiler, ihtiyaçlar, araçların kullanımında meydana gelen çeşitlilik araçların özellikle son yıllarda farklı modüllerin bir araya getirilmesini yan yana koyduğunuz zaman burada sistemin bu değişiklikleri kavrayacak şekilde revize edilmesine ihtiyaç bulunmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

Burada yaptıkları değişiklikle aracın cinsi, sınıfı, üst yapı ve gövde tanımı, istiap haddi yolcu ve yük taşıma kapasitesini vergileme ölçütü olarak sisteme ilave etiklerini ifade eden Bakan Ağbal, "Burada vergilemede adaleti sağlamak, vergilemede ödeme gücü ilkesini hayata geçirmek veya bunu daha görünür hale getirmek ve vergilemede özellikle teknolojide meydana gelen değişimi dikkate almak üzere değişiklik yapıyoruz. Burada esas yaklaşımımız vergileme ölçütlerini değiştirmek suretiyle sistemin araçlarını artırmak. Bizim getirdiğimiz esas amaç o." dedi.

Ağbal, şöyle devam etti:

"Burada bu kanun tasarısı Meclise sunulduktan sonra kamuoyunda birtakım gerçek olmayan değerlendirmeler yapıldığını da görüyoruz. Herhangi bir şekilde motorlu araç fiyatlarında, otomobil satışlarında '50 bin lira artış gelecek' bunların hepsi külliyen yanlış değerlendirmelerdir. Hiçbir şekilde piyasaya ifade edilen şekilde bir artış planımız söz konusu değildir. Burada yapılan sadece ve sadece uzun yıllardır sektör ile istişare edilerek getirdiğimiz sisteme ilişkin bir değişikliktir. Bu tür afaki, gerçek olmayan, piyasayı ürkütecek, hiçbir karşılığı olmayan açıklamalara tepki olarak söylüyorum, böyle bir düzenleme asla söz konusu değil. Bunların hepsi külliyen yanlış değerlendirmelerdir. Hiçbir şekilde piyasaya ifade edilen şekilde bir artış planımız söz konusu değildir."

Otomotiv sektörünün Türkiye için önemli olduğunu vurgulayan Ağbal, dolayısıyla bu konuda son derece dikkatli yaklaşım içerisinde olduklarını ancak mevcut sistemin sürdürülemez olduğunu vurguladı.

Bakan Ağbal, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'ndaki değişikliğe ilişkin de sigorta primini esas tavan oranın mevcut sistemde asgari ücretin 6,5 katı olarak belirlendiğini, yapılan çalışmada bu oranın 7,5 kat olarak belirlenmesinin öngörüldüğünü söyledi.

Bunun SGK açısından prim gelirleri bakımından artışa neden olacağını ifade eden Ağbal, "İştirakçiler açısından ödenen prim tutarı arttığı için ileride bu kişilerin alacağı emekli aylığının miktarı da artmaktadır. Burada bir aktöriyel çalışması yapılmak suretiyle böyle bir düzenlemeyi huzurlarınıza getirdik." diye konuştu.

Ağbal, 4 maddeden oluşan yasa tasarısında getirilen hükümlerin yasalaşması halinde 2017 yılının, merkezi yönetim bütçe kanununun uygulanması bakımından önemli yararlar sağlayacağını, gerek ÖTV'de gerekse sosyal güvenlik prim gelirleri tahsilatında sisteme ilişkin önemli değişiklik yapılmış olacağını kaydetti.

Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi.

Tasarıyla, Anayasa Mahkemesinin, 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nun, "kamu idarelerinin bütçeleri arasındaki ödenek aktarımını düzenleyen" 6'ncı maddesindeki iptal gerekçeleri doğrultusunda düzenleme yapılıyor.

Buna göre, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçeleri arasındaki ödenek aktarmaları kanunla yapılacak. Ancak harcamalarda tasarrufu sağlamak, dengeli ve etkili bütçe politikasını gerçekleştirmek üzere genel bütçe ödeneklerinin yüzde 10'unu geçmemek kaydıyla, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçeleri arasındaki ödenek aktarmalarına ilişkin yetki ve işlemler ile usul ve esaslar Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nda belirlenecek.

Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, aktarma yapılacak tertipteki ödeneğin yüzde 20'sine kadar kendi bütçeleri içinde ödenek aktarması yapabilecek. Ancak, ihtiyaç halinde yüzde 20'yi aşan ödenek aktarma işlemlerini, kurum bütçesinin başlangıç ödenekleri toplamının yüzde 20'sini geçmemek üzere yapmaya Maliye Bakanlığı, yılı yatırım programına ek yatırım cetvellerinde yer alan projelerde değişiklik yapılması halinde, değişikliğin gerektirdiği tertipler arası ödenek aktarması işlemlerinin tamamını yapmaya ise ilgili idareler yetkili olacak.

Kamu idarelerinin bütçeleri içinde; personel giderleri tertiplerinden, aktarma yapılmış tertiplerden ve yedek ödenekten aktarma yapılmış tertiplerden diğer tertiplere ödenek aktarılamayacak. Ancak, yılı yatırım programına ek yatırım cetvellerinde yer alan projelerde değişiklik yapılması halinde, aktarma yapılan tertiplerden diğer tertiplere ödenek aktarılabilecek.

Böylece, kamu idarelerinin bütçeleri arasındaki ödenek aktarmaları ile kamu idarelerinin kendi bütçeleri içinde yapacakları aktarma işlemlerinin sınırlarının belirlenmesi, kamu idarelerinin bütçeleri arasındaki aktarma işlemlerine ilişkin yetkinin TBMM'nin onayıyla kullanılması, aktarmalara ilişkin temel kuralların Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nda belirlenmesi suretiyle, Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri yerine getiriliyor.

Anayasa Mahkemesi; 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nun 9'uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan, "kurulu gücü 500 mw üzerinde olan baraj ve HES projeleri, Gebze­-Haydarpaşa, Sirkeci-Halkalı Banliyö Hattının İyileştirilmesi, Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi İnşaatı Projesi, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca gerçekleştirilecek şehir içi raylı ulaşım sistemleri ve metro yapım projeleri ile diğer demiryolu yapımı ve çeken araç projeleri" için; Kamu İhale Kanunu'nun, "idarelerin mal ve hizmet alımı ile yapım işleri için ihaleye çıkmadan önce uyması gereken hususları" düzenleyen 62'nci maddesinde yer alan sınırlamaların uygulanmayacağı şeklindeki düzenlemeyi, "bütçe kanununa bütçe dışı hükümler konulamayacağı gerekçesiyle" iptal etmişti.

Tasarıyla, bu iptal gerekçesi doğrultusunda da düzenleme yapılıyor. Kamu İhale Kanunu'nun 62'nci maddesinde değişiklikle, "yılı merkezi yönetim bütçe kanununda belirlenen stratejik öneme sahip yatırımlar veya projelerin ihale edilebilmesi için, ilk yıl için gerekli olan yüzde 10 ödenek şartının aranmamasına" yönelik düzenleme yapılarak, Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi karşılanıyor.

Tasarıyla, Özel Tüketim Vergisi Kanunu'na ekli (Il) sayılı listede yer alan mallar için; mevcut oran değişikliklerine ilişkin yetki sınırları içinde kalmak şartıyla, özel tüketim vergisi matrahını esas alarak fiyat grupları oluşturmaya, bu fiyat grupları ve malların cinsi, sınıfı, üst yapı gövde tanımı, emisyon türü ve değeri istiap haddi ile yolcu ve yük taşıma kapasitesi itibarıyla farklı oranlar belirleyebilme; uygulanmakta olan oranları EURO normlarını sağlayan katalitik konvertör sistemi ile teçhiz edilmiş taşıtlarda yarısına kadar indirme ve kanuni oranına kadar çıkarma hususunda Bakanlar Kuruluna yetki veriliyor.

Böylece, bir aracın vergilendirilmesinde sistem değişikliğine gidilerek vergileme ölçütleri genişletiliyor. Bir taşıtın vergilendirilmesinde sadece motor silindir hacmi değil, diğer özellikleri de etkili olacak.

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda yapılan değişiklikle, günlük brüt asgari ücretin 6,5 katı olan sigorta primine esas günlük kazanç üst sınırı, günlük brüt asgari ücretin 7,5 katına yükseltiliyor.

Böylece, sigortalılar için belirlenen brüt asgari ücretin 6,5 katından fazla kazancı olan sigortalılardan daha fazla prim tahsil edilerek, hem bu sigortalıların daha fazla aylık ve gelir alması hem de SGK'nın prim gelirlerinin artırılması amaçlanıyor.

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu yurtlarında barınan öğrenciler ile Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve kamu yararına çalışan derneklere ait yükseköğrenim yurtlarında barınan öğrencilere beslenme ve barınma yardımı yapılabilecek. Bu yardım, bir öğretim yılında 9 ayı geçemeyecek.

Arazisi özel mülkiyette bulunan serbest bölgelerde, işletici şirketlerin yatırımlara tahsis edilmek üzere ellerinde tuttukları araziye ilişkin vergi yükü azaltılacak. İhracata yönelik taşıma işlerinde KDV istisnasına sahip olan yurt içindeki ihracatçılara göre dezavantajlı durumda bulunan serbest bölge kullanıcılarının durumları iyileştirilecek.

Tasarı, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ın, tasarıdaki düzenlemelerin de yer aldığı kanun teklifi ile birleştirildi.

CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, tasarının 2017 yılı bütçesinden hemen önce getirilmesini eleştirdi.

HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, komisyonun, gelen tasarı ve teklifleri geri gönderebilmesi gerektiğini belirterek, "Böyle olunca yürütme çok daha dikkatli bir şekilde tasarıları gönderecektir, bu tasarıyı geri gönderelim. Buradan çıkarılan konular da KHK ile geri geliyor, mesela kayyumu çıkardık ama KHK ile geri geldi." dedi.

Tasarının görüşmeleri sırasında, Maliye Bakanı Ağbal ile HDP İstanbul Milletvekili Paylan ve Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım arasında tartışma yaşandı.

Maliye Bakanı Ağbal, Garo Paylan'ın, "Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığına kayyum atanmasının demokrasiye uygun olmadığı" görüşünü ileri sürmesi üzerine, "Demokrasiyi savunabilmek için önce o bölgede oluşturduğunuz gayri ahlaki ve silaha dayanan bu anlayışı değiştirmeniz lazım." diye konuştu.

Ağbal, kendisine laf atan HDP'li milletvekillerine, "Terör örgütüne açıkça destek olacaksın, terör örgütünün yaptığı organizasyonlara katılacaksın, kamu kaynağını terör örgütüne peşkeş çekeceksin, ondan sonra da" yanıtını verdi.

HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, bunun üzerine, "İftira atacaksınız, ben de atarım. Dosyada bir tane delil yok, getirin milletvekilliğinden istifa edeceğim." ifadelerini kullandı.

Bakan Ağbal, "Tasarı ile getirilen değişiklikten sonra dizel araçlara yönelik vergi artışı olacağı" haberlerinin doğru olmadığını vurgulayarak, "Dizel araçlara dönük olarak, emisyona dayalı vergileme çerçevesinde bir artış planımız bulunmamaktadır." dedi.

Türkiye için önemli olan otomotiv sektörünün en çok AK Parti hükümetleri döneminde büyüdüğünü belirten Ağbal, otomotiv sektörünün büyümesi için teşvik sistemi üzerinden çok ciddi destekler verdiklerini ve vermeye de devam edeceklerini bildirdi.

Bakan Ağbal, motorlu araçların vergilendirilmesi konusunda her zaman sektörle görüşmeler yaptıklarını anımsatarak, iki yıl kadar önce elektrikli araçların ÖTV'sinde önemli indirim yaptıklarını, bir iki ay önce de hibrit araçlarla ilgili önemli düzenlemeler gerçekleştirdiklerini kaydetti.

Maliye Bakanı Ağbal, şunları belirtti:

"Motorlu araçların vergilemesinin, tek başına motor silindir hacmine dayalı olmaması gerektiğini hepimiz söylüyoruz. Bakanlık olarak herkesin üzerinde mutabık olduğu konuyu, 'acaba vergileme ölçütleri olarak neler getirebiliriz' diye, bakanlık olarak çalıştık. Vergi adaletini, ödeme gücü ilkesini, araçların kullanım yerlerini önemsedik, en sonunda da emisyonla ilgili parametrenin de bu kanuna konulmasının, Türkiye'de çevre vergilemesi bakımından önemli olduğunu gördük.

Yaptığımız bu düzenleme, sadece sistemde vergileme ölçülerini artırmaktan ibaret. Yetki alıyoruz. Bu yetkimizi ne zaman, ne şekilde kullanacağız, hangi yönde kullanacağız, bu, bütçe politikası meselesidir. Bakanlık olarak gerekli çalışmaları yaparız, hükümet olarak çalışmaları yaparız ve bununla ilgili spekülasyon oluşmasına imkan vermeden gerekeni yaparız."

Ağbal, bütün partilerin, motorlu araçlarda silindir hacmine dayalı bir vergilemenin yetersizliği konusunda mutabık olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Motorlu taşıtlarda ÖTV'nin, satış bedeli üzerinden oran olarak belirlendiğini vurgulayan Ağbal, "Mesela 1600 CC'ye kadar olan araçlarda ÖTV yüzde 45. Acaba sadece motor silindir hacmine bakarak vergi oranı tespit etmek doğru mudur diyoruz? Hepimiz herhalde şunu söylüyoruz, 1600 motor silindir hacmine sahip olsa da öyle fiyat farklılıkları var ki düşük bedel ile o aracı alan kişi, 'ben, aynı silindir hacmi diye niye aynı oranda vergi ödemek durumundayım?' diyor. Sistemi değiştiriyoruz, sistemde araç çeşitliliğini artırıyoruz, vergileme ölçütlerini genişletiyoruz." ifadelerini kullandı.

Naci Ağbal, tasarı ile piyasada fiyat dengelerini değiştirecek bir düzenleme yapma planları olmadığını bildirerek, "Bir kaç gündür gazetelerde spekülasyon üretme görüntüsü var. Medyada oluşturulmaya çalışılan, yüksek miktarlı artışlar diye bir şey söz konusu değil." dedi.

Motorlu araçlarda ithalatın azaltılmasının önemine işaret eden Ağbal, ülkede satılan 100 otomobilden 80'e yakınının ithal olduğunu vurguladı.

Bakan Ağbal, uzun süredir otomotiv sektöründe yerli üretim yapan şirketlerin Ar-Ge harcamalarına teşvik verdiklerini ifade ederek, "Araçların bazı aksamlarının Türkiye'de üretilmesi noktasında Ekonomi Bakanlığı teşvik belgesi sistemi üzerinden ciddi destekler veriyoruz. Biz AB süreci içerisindeyiz, uluslararası yükümlülükleri olan bir ülkeyiz. Dolayısıyla vergilemede yabancı araçlara dönük özel bir ayırımcılık yapma imkanımız yok. Bir ürünün tesliminde, onun yerli olup olmamasına bağlı olarak, vergilemede ayırımcılık yapma imkanımız yok." değerlendirmesini yaptı.

Maliye Bakanı Ağbal, tasarıdaki "Günlük brüt asgari ücretin 6,5 katı olan sigorta primine esas günlük kazanç üst sınırının, günlük brüt asgari ücretin 7,5 katına yükseltilmesi"ne ilişkin madde hakkında da değerlendirmelerde bulundu.

"Sistemde kişi ne kadar çok prim öderse ödediği kadar çok aylık alsın" diyen Ağbal, şöyle konuştu.

"Burada yaptığımız her artış, iştirakçilerin emekli aylıklarını da artıran bir sistem. Bu, hem ileriye dönük olarak gelir artışına imkan verecek hem de işverenler açısından maliyet oluşturacak. Maliyetin kimin üzerinde kalacağını belirleyecek husus, işveren ile işçi arasındaki sözleşme. Eğer net ücret üzerinden anlaşılmışsa yük işverenin üzerinde kalır ama net ücret sözleşmesi yapılmamışsa, o zaman kişi kendisi öder. Kişinin kendisinin ödemesi halinde de aslında, bugün tasarruf edecek, ileride ise bunu emeklilik olarak alacak.

Özel sektörümüzün özellikle asgari ücret artışına bağlı olarak karşılaştığı maliyetleri karşılamak amacıyla 2016 yılı bütçesinde yaklaşık 10 milyar liralık kaynak öngördük. SGK kayıtlarına göre, bir kısmı ücretli bir kısmı ise 350 bin sigortalı bağımsız çalışan var. Bu çerçevede 2017 yılında yaklaşık 1,6 milyar lira SGK'nın prim gelirlerinde bir artış öngörüyoruz."

SGK Sigorta Primleri Genel Müdürü Ahmet Açıkgöz ise "Günlük brüt asgari ücretin 6,5 katı olan sigorta primine esas günlük kazanç üst sınırının 7,5 katına yükseltilmesini" örnek vererek açıkladı.

Tavandan bildirilen 4A kapsamında çalışan kişi sayısının 295 bin, 4B kapsamında ise 55 bin olduğunu belirten Açıkgöz, "Tavanın 6,5 kattan 7,5 kata çıkarılmasının emekli aylıklarına etkisi şöyle, bugün işe başlayan bir kişi 7 bin 200 gün prim ödeyerek emekli oluyor, asgari ücretin sabit olduğunu varsaydığımızda, kişi 4 bin 282 lira emekli aylığı almakta iken 658 liralık artışla 4 bin 941 liraya çıkacak, yani yüzde 15 artacak." bilgisini aktardı.