2007-03-13 - 12:50
Türkçe'deki Bozulma ve Yabancılaşmanın Araştırılması, Türkçe'nin Korunması ve Etkin Kullanımı İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan TBMM Araştırma Komisyonu, gazeteci yazar Feyza Hepçilingirler'i dinledi.
Türkçe'deki Bozulma ve Yabancılaşmanın Araştırılması, Türkçe'nin Korunması ve Etkin Kullanımı İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan TBMM Araştırma Komisyonu, Türkçe'nin bozulması üzerine yazdığı eserlerle tanınan Gazeteci-Yazar Feyza Hepçilingirler'i dinledi.
Türkçe'de yabancılaşmanın en fazla görüldüğü yerlerden birinin de tabelalar olduğunu ifade eden Hepçilingirler, ''Bu alanda yabancılaşma o boyutlara vardı ki 'fırın' yerine 'ekmek shop', hatta 'bakery' diye yazanlara bile rastlanıyor artık'' dedi. Markalarda da Türkçe olmayan kelimelerin kullanımının yaygınlaştığına dikkati çeken Hepçilingirler, Türkiye'de üretilen elektronik aletler ile şekerlemelere yabancı adlar verilmesini eleştirdi. Türkiye'de üretilen mallara yabancı adlar konulmasının, o malın yabancı bir ülkede üretildiği izlenimi yaratarak daha çok satılmasının ticari bir başarı olarak algılandığını belirten Hepçilingirler, bu malların başarısının, taklit edilen ülkenin hanesine yazılacağının da unutulmamasını istedi.
Hepçilingirler, yarısı İngilizce yarısı Türkçe olan dükkan adları, markalar ve duyuruların, Türkçe'nin yozlaşmasını hızlandırdığını söyledi. Hepçilingirler, karma kullanıma ''light köfte, dürüm land, sultanım cafe'' gibi sözcükleri örnek verdi. Hepçilingirler, ''kuaför'' diye kullanılan sözcüğün ''coiffere, coiffer, cuafoire'' gibi ''yalan yanlış yazımlarla'' İngilizceye benzetilmeye çalıştığını söyledi.
TÜRKÇE SÖZCÜKLERİN İNGİLİZCE YAZILMASI MODASI
Feyza Hepçilingirler, son yıllarda Türkçe sözcüklerin İngilizce şeklinde yazılmasının moda haline geldiğini de dikkati çekerek, bu sözcüklerden bazı örnekler verdi. Buna göre, ''Paşa-pasha, Şaman-shaman, Taksim-Taxim, Yüksekses-Yuxexes'' şeklinde yazılıyor. Hepçilingirler, artık kişi isimlerinin de İngilizce yazıldığını belirterek, ''Cemile- Jamila, Tayfun-Typhoon şeklinde yazılır oldu'' dedi. Hepçilingirler, Türkçe'ye yabancı ekler verilmeye başlanmasını da eleştirerek, ''Vildan's, Varan's, Mustafa's'' sözcüklerini örnek
verdi.
Adresler ve yer adlarının da yabancı sözcüklerle yazılmasını eleştiren ve bu konuda çeşitli örnekler veren Hepçilingirler, günlük dilde ''by bye, OK, sorry, fresh ve delete etmek'' sözcüklerinin çok sık kullanılmaya başlandığını söyledi. Hepçilingirler, ''Eskiden baş baş yapan bebelere bile artık 'bay bay' demeleri öğretiliyor'' dedi. Bilgisayar, internet ve cep telefonlarında yabancı sözcük kullanımının artmasına işaret eden Hepçilingirler, Türkçe kısaltmaların İngilizce okunduğunu kaydetti.
TELEVİZYONLARDAKİ DÜZEY DÜŞÜKLÜĞÜ
Televizyon yayınlarını da eleştiren Hepçilingirler, televizyonlarının çoğunun sokak diliyle yayın yaptığını söyledi. Düzey düşüklüğü, kalitesiz şaka ve esprilere yer verilmesinin, yaygınlaştıkça doğallık kazandığını ve toplumun bir kesimi tarafından taklit edildiğini anlatan Hepçilingirler, bu durumun, Türkçe'nin kaba ve çirkin konuşulmasına yol açtığını ifade etti. Televizyonların isimleri ile bazı program isimlerinin yabancı dillerde olmasını da eleştiren Hepçilingirler, bu durumun, Türkçe'nin yoksullaşmasına neden olduğunu söyledi. Hepçilingirler, vurgu, tonlama, konuşma ve dublaj Türkçe'sindeki sorunları da gündeme getirerek, kalıp söyleyişlerle deyimlerin bozulduğunu belirtti.
ÖĞRETMENLERE KALİTELİ TÜRKÇE EĞİTİMİ
Öğretmenlere kaliteli bir Türkçe eğitimi verilmesini öneren Hepçilingirler, ders kitaplarının çağdaşlaştırılmasını ve okumanın özendirilmesini istedi. Yabancı dille eğitime son verilmesi gerektiğini de bildiren Hepçilingirler, Türkçe'nin bilim dili olarak geliştirilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını talep etti.
Türk Dil Kurumu'nun eski özerk yapısına kavuşturulmasını isteyen Hepçilingirler, basın-yayın organlarının da Türkçe'nin düzgün kullanımı konusunda tedbir alması gerektiğini belirtti. Hepçilingirler'in diğer önerileri de şöyle: ''Televizyon kanalları, adlarından başlayarak kendilerini Türkçeleştirmeli. Eğitimli spiker ve sunucular görev yapmalı. Standart dil kullanılmalı, sokak dili kullanımından uzak durulmalı. Aynı durumlar için hep aynı kalıp ifadeler kullanılmamalı. Magazin haberleri azaltılmalı. Haberler, erkek bakış açısıyla verilmemeli. Çocuklara sunulan programların adı Türkçeleştirilmeli. Yabancı dilde reklamlara izin verilmemeli. Türkçe'yi bozarak, çarpıtarak reklam yapılması önlenmeli. ''
Türkçe'de yabancılaşmanın en fazla görüldüğü yerlerden birinin de tabelalar olduğunu ifade eden Hepçilingirler, ''Bu alanda yabancılaşma o boyutlara vardı ki 'fırın' yerine 'ekmek shop', hatta 'bakery' diye yazanlara bile rastlanıyor artık'' dedi. Markalarda da Türkçe olmayan kelimelerin kullanımının yaygınlaştığına dikkati çeken Hepçilingirler, Türkiye'de üretilen elektronik aletler ile şekerlemelere yabancı adlar verilmesini eleştirdi. Türkiye'de üretilen mallara yabancı adlar konulmasının, o malın yabancı bir ülkede üretildiği izlenimi yaratarak daha çok satılmasının ticari bir başarı olarak algılandığını belirten Hepçilingirler, bu malların başarısının, taklit edilen ülkenin hanesine yazılacağının da unutulmamasını istedi.
Hepçilingirler, yarısı İngilizce yarısı Türkçe olan dükkan adları, markalar ve duyuruların, Türkçe'nin yozlaşmasını hızlandırdığını söyledi. Hepçilingirler, karma kullanıma ''light köfte, dürüm land, sultanım cafe'' gibi sözcükleri örnek verdi. Hepçilingirler, ''kuaför'' diye kullanılan sözcüğün ''coiffere, coiffer, cuafoire'' gibi ''yalan yanlış yazımlarla'' İngilizceye benzetilmeye çalıştığını söyledi.
TÜRKÇE SÖZCÜKLERİN İNGİLİZCE YAZILMASI MODASI
Feyza Hepçilingirler, son yıllarda Türkçe sözcüklerin İngilizce şeklinde yazılmasının moda haline geldiğini de dikkati çekerek, bu sözcüklerden bazı örnekler verdi. Buna göre, ''Paşa-pasha, Şaman-shaman, Taksim-Taxim, Yüksekses-Yuxexes'' şeklinde yazılıyor. Hepçilingirler, artık kişi isimlerinin de İngilizce yazıldığını belirterek, ''Cemile- Jamila, Tayfun-Typhoon şeklinde yazılır oldu'' dedi. Hepçilingirler, Türkçe'ye yabancı ekler verilmeye başlanmasını da eleştirerek, ''Vildan's, Varan's, Mustafa's'' sözcüklerini örnek
verdi.
Adresler ve yer adlarının da yabancı sözcüklerle yazılmasını eleştiren ve bu konuda çeşitli örnekler veren Hepçilingirler, günlük dilde ''by bye, OK, sorry, fresh ve delete etmek'' sözcüklerinin çok sık kullanılmaya başlandığını söyledi. Hepçilingirler, ''Eskiden baş baş yapan bebelere bile artık 'bay bay' demeleri öğretiliyor'' dedi. Bilgisayar, internet ve cep telefonlarında yabancı sözcük kullanımının artmasına işaret eden Hepçilingirler, Türkçe kısaltmaların İngilizce okunduğunu kaydetti.
TELEVİZYONLARDAKİ DÜZEY DÜŞÜKLÜĞÜ
Televizyon yayınlarını da eleştiren Hepçilingirler, televizyonlarının çoğunun sokak diliyle yayın yaptığını söyledi. Düzey düşüklüğü, kalitesiz şaka ve esprilere yer verilmesinin, yaygınlaştıkça doğallık kazandığını ve toplumun bir kesimi tarafından taklit edildiğini anlatan Hepçilingirler, bu durumun, Türkçe'nin kaba ve çirkin konuşulmasına yol açtığını ifade etti. Televizyonların isimleri ile bazı program isimlerinin yabancı dillerde olmasını da eleştiren Hepçilingirler, bu durumun, Türkçe'nin yoksullaşmasına neden olduğunu söyledi. Hepçilingirler, vurgu, tonlama, konuşma ve dublaj Türkçe'sindeki sorunları da gündeme getirerek, kalıp söyleyişlerle deyimlerin bozulduğunu belirtti.
ÖĞRETMENLERE KALİTELİ TÜRKÇE EĞİTİMİ
Öğretmenlere kaliteli bir Türkçe eğitimi verilmesini öneren Hepçilingirler, ders kitaplarının çağdaşlaştırılmasını ve okumanın özendirilmesini istedi. Yabancı dille eğitime son verilmesi gerektiğini de bildiren Hepçilingirler, Türkçe'nin bilim dili olarak geliştirilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını talep etti.
Türk Dil Kurumu'nun eski özerk yapısına kavuşturulmasını isteyen Hepçilingirler, basın-yayın organlarının da Türkçe'nin düzgün kullanımı konusunda tedbir alması gerektiğini belirtti. Hepçilingirler'in diğer önerileri de şöyle: ''Televizyon kanalları, adlarından başlayarak kendilerini Türkçeleştirmeli. Eğitimli spiker ve sunucular görev yapmalı. Standart dil kullanılmalı, sokak dili kullanımından uzak durulmalı. Aynı durumlar için hep aynı kalıp ifadeler kullanılmamalı. Magazin haberleri azaltılmalı. Haberler, erkek bakış açısıyla verilmemeli. Çocuklara sunulan programların adı Türkçeleştirilmeli. Yabancı dilde reklamlara izin verilmemeli. Türkçe'yi bozarak, çarpıtarak reklam yapılması önlenmeli. ''
