2004-12-06 - 13:30
Adalet Bakanı Çiçek, ''Bu tasarı 17 Aralık'tan önce yasalaştığı takdirde Avrupalıların söyleyecek bir sözü kalmamış olacaktır''
CHP'li Kılıç, ''Tasarı bu haliyle çıkarsa cezaevleri esir kampına döner''
TBMM Adalet Komisyonu, ''Ceza İnfaz ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun Tasarısı''nın tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlayarak maddelerine geçilmesini kabul etti.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Ceza İnfaz ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun Tasarısı'nın yasalaşmasıyla ''cezaevlerinin yönetilebilir kurumlar haline geleceğini'' belirterek, ''Bu tasarı 17 Aralık'tan önce yasalaştırdığı takdirde Avrupalıların söyleyecek bir sözü kalmamış olacaktır'' dedi.
TBMM Adalet Komisyonu, ''Ceza İnfaz ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun Tasarısı''nın tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlayarak maddelerine geçilmesini kabul etti.
Komisyon'da hükümet adına görüşlerini açıklayan Adalet Çiçek, Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun ardından Ceza İnfaz Kanunu Tasarısı'nın yasalaşmasıyla ceza hukuku alanında adaletin tamamlanması bakımından üç ayağın da tamamlanmış olacağını söyledi. Üç yasanın da aynı kadrolar tarafından hazırlanarak aynı hükümet ve parlamento tarafından çıkarılmasının bütünlük açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Çiçek, bu tasarının 6 Ekim'de yayımlanan AB İlerleme Raporu'ndaki koşul olarak ortaya konan son tasarı olduğuna da dikkati çekti. Çiçek, ''Türkiye, parlamentosuyla, hükümetiyle, iktidarıyla muhalefetiyle bu tasarıyı da 17 Aralık'tan önce yasalaştırdığı takdirde artık Avrupalıların söyleyebileceği hiç bir sözü de kalmamış olacaktır. Böylece Türkiye karşıtlarının elindeki en önemli koz da ellerinden alınmış olacaktır'' dedi.
Bu tasarının arkasında 40 yıllık bir tecrübe bulunduğunu ifade eden Çiçek, dolayısıyla tasarıda öngörülen düzenlemelerin hiçbirinin afaki olmadığını ve bu düzenlemelerin Türkiye'nin gerçeklerine dayandığını dile getirdi.
-İNFAZ YASASINDAN BEKLENEN-
Çağdaş demokratik bir infaz yasasından beklenen ilk şeyin suç işleyenleri insani değer kabul edilip topluma kazandırılması, ikinci amacın toplumun suçtan korunması bu amaçla cezaların caydırıcılığının sağlanması, üçüncü amacın da ceza ve infaz kurumlarında düzenin sağlanması olduğunu söyledi. Cemil Çiçek, şöyle devam etti:
''Bugün hepimiz biliyoruz ki İnfaz Yasası'ndaki bir kısım kolaylıklar sebebiyle, sık sık çıkan aflar sebebiyle, geriye dönük cezaevlerinde yaşadığımız sıkıntılar sebebiyle maalesef cezaların caydırıcılığı kalmamıştır. Bunu da göz ardı etmeyen bir sistemi getirmemiz gerekir. Elbette Ceza Kanunu'nda çok büyük kolaylıklar getirildi. Ceza İnfaz Kanunu Tasarısı'nda 2 seneden az cezalar bakımından tutuklama imkanını ortadan kaldıran, ceza yerine geçmek üzere adli kontrol sistemini getiren ve başkaca pek çok kolaylıklar getirdik
Bir taraftan bu kolaylıkları getirirken şunu görmezlikten gelemeyiz. Buralar insanların istedikleri zaman suç işleyebileceği, suç işledikten sonra kolaylıkla çıkıp gidebileceği ve cezaevlerinin otel haline geldiği gibi haberler var basına yansıyan...
Türkiye, cezaevleri bakımından geçmişte de çok sıkıntılar yaşadı. 40'tan fazla insan bu olaylarda hayatlarını kaybetti. Ceza infaz kurumlarında görev yapmakta ciddi sıkıntılar çıktı. İnfaz kurumlarında düzen, disiplin sağlanamazsa, tabiri caizse yol geçen hanı olursa, orada ağalıklar tesis edilirse, suç örgütleri orayı bir eğitim merkezi haline getirmeye çalışırsa, örgütlerini oralardan idare etmeye kalkarsa o zaman bu ülkede ne Ceza Kanunu'nun bir kıymeti harbiyesi kalır ne de Ceza İnfaz Kanunu'nun...''
''DEVLET OTORİTEYİ TESİS EDEMİYORSA...
Devlet otoritesinin demokratik, usul ve imkanlarla en rahat tesis edileceği yerin ceza infaz kurumları olduğunu ifade eden Çiçek, ''Aksi halde şu soruyu bize hep beraber sorarlar: 'Duvarların arkasında bile devlet otoriteyi tesis edemiyorsa dağ başında nasıl tesis edecek, filanca yerde hukuka saygılı hukuk düzenini nasıl tesis edecek?' O nedenle bu üç amacı demokratik bir anlayış içinde tesis etmek ve belli bir denge içerisinde böyle bir yasa hazırlamak durumunda olunmuştur'' dedi.
Cemil Çiçek, bu tasarı hazırlanırken de Türkiye'nin altına imza attığı uluslararası sözleşmeler ve uluslararası kuruluşların tavsiye kararları ve ilkelerin de dikkate alındığını dile getirdi.
Ceza Kanunu'nda ''kanunsuz suç ve ceza olmaz'' denildiğini, ''kıyas yoluyla cezaların genişletilemeyeceğini'' belirttiklerini dile getiren Çiçek, ''Ama bizim burada ceza ve infaz kurumlarındaki disiplinin tesisine yönelik hususlarla bunu birbirinden ayırmış olmamız gerekir. Ceza infaz kurumlarındaki disiplini sağlamak için konan bir takım cezaları ceza hukuku bakımından öngörülen cezaları birbirinden ayrı değerlendirmek lazım. Zaten bu neviden kararları infaz hakimleri verecektir. İtiraz imkanları da getirildiğine göre bu düzenlemelerde herhangi bir sakınca yoktur'' görüşünü dile getirdi.
Cezaevlerinin olumlu anlamda, eğitim kurumu, rehabilite edildiği kurumlar olarak görülmesini istediklerini belirten Çiçek, toplumu suçtan korumak istediklerini dile getirdi. Çiçek, cezaevlerini yönetilebilen kurumlar haline getirmek istediklerini bildirdi.
-CHP'DEN ELEŞTİRİ-
CHP Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç, tasarının tümü üzerindeki görüşlerini açıklarken, düzenlemenin bu haliyle çıkması halinde cezaevlerinin yaşanmaz hale geleceğini söyledi. Tasarıda, yeni yasalaşan Türk Ceza Kanunu'nda ''kanunsuz ceza olmaz'' hükmü getirilmesine karşın ceza ve infaz kurumlarında idari cezalar verilmesinin öngörüldüğünü belirten Kılıç, ''Bu durumda cezaevleri esir kampına döner, Çok vahim durumlarla karşı karşıya kalınır. TasarıA'dan Z'ye çok baskıcı bir anlayışla hazırlanmış. Tasarı geri çekilerek yeniden gözden geçirilmeli'' dedi.
CHP Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri Saygun da yine bir oldu bittiye gelmiş bir tasarı ile karşı karşıya olduklarını dile getirdi.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmelerin ifade edilmesinin ardından maddelerine geçilmesi kabul edildi.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Ceza İnfaz ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun Tasarısı'nın yasalaşmasıyla ''cezaevlerinin yönetilebilir kurumlar haline geleceğini'' belirterek, ''Bu tasarı 17 Aralık'tan önce yasalaştırdığı takdirde Avrupalıların söyleyecek bir sözü kalmamış olacaktır'' dedi.
TBMM Adalet Komisyonu, ''Ceza İnfaz ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun Tasarısı''nın tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlayarak maddelerine geçilmesini kabul etti.
Komisyon'da hükümet adına görüşlerini açıklayan Adalet Çiçek, Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun ardından Ceza İnfaz Kanunu Tasarısı'nın yasalaşmasıyla ceza hukuku alanında adaletin tamamlanması bakımından üç ayağın da tamamlanmış olacağını söyledi. Üç yasanın da aynı kadrolar tarafından hazırlanarak aynı hükümet ve parlamento tarafından çıkarılmasının bütünlük açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Çiçek, bu tasarının 6 Ekim'de yayımlanan AB İlerleme Raporu'ndaki koşul olarak ortaya konan son tasarı olduğuna da dikkati çekti. Çiçek, ''Türkiye, parlamentosuyla, hükümetiyle, iktidarıyla muhalefetiyle bu tasarıyı da 17 Aralık'tan önce yasalaştırdığı takdirde artık Avrupalıların söyleyebileceği hiç bir sözü de kalmamış olacaktır. Böylece Türkiye karşıtlarının elindeki en önemli koz da ellerinden alınmış olacaktır'' dedi.
Bu tasarının arkasında 40 yıllık bir tecrübe bulunduğunu ifade eden Çiçek, dolayısıyla tasarıda öngörülen düzenlemelerin hiçbirinin afaki olmadığını ve bu düzenlemelerin Türkiye'nin gerçeklerine dayandığını dile getirdi.
-İNFAZ YASASINDAN BEKLENEN-
Çağdaş demokratik bir infaz yasasından beklenen ilk şeyin suç işleyenleri insani değer kabul edilip topluma kazandırılması, ikinci amacın toplumun suçtan korunması bu amaçla cezaların caydırıcılığının sağlanması, üçüncü amacın da ceza ve infaz kurumlarında düzenin sağlanması olduğunu söyledi. Cemil Çiçek, şöyle devam etti:
''Bugün hepimiz biliyoruz ki İnfaz Yasası'ndaki bir kısım kolaylıklar sebebiyle, sık sık çıkan aflar sebebiyle, geriye dönük cezaevlerinde yaşadığımız sıkıntılar sebebiyle maalesef cezaların caydırıcılığı kalmamıştır. Bunu da göz ardı etmeyen bir sistemi getirmemiz gerekir. Elbette Ceza Kanunu'nda çok büyük kolaylıklar getirildi. Ceza İnfaz Kanunu Tasarısı'nda 2 seneden az cezalar bakımından tutuklama imkanını ortadan kaldıran, ceza yerine geçmek üzere adli kontrol sistemini getiren ve başkaca pek çok kolaylıklar getirdik
Bir taraftan bu kolaylıkları getirirken şunu görmezlikten gelemeyiz. Buralar insanların istedikleri zaman suç işleyebileceği, suç işledikten sonra kolaylıkla çıkıp gidebileceği ve cezaevlerinin otel haline geldiği gibi haberler var basına yansıyan...
Türkiye, cezaevleri bakımından geçmişte de çok sıkıntılar yaşadı. 40'tan fazla insan bu olaylarda hayatlarını kaybetti. Ceza infaz kurumlarında görev yapmakta ciddi sıkıntılar çıktı. İnfaz kurumlarında düzen, disiplin sağlanamazsa, tabiri caizse yol geçen hanı olursa, orada ağalıklar tesis edilirse, suç örgütleri orayı bir eğitim merkezi haline getirmeye çalışırsa, örgütlerini oralardan idare etmeye kalkarsa o zaman bu ülkede ne Ceza Kanunu'nun bir kıymeti harbiyesi kalır ne de Ceza İnfaz Kanunu'nun...''
''DEVLET OTORİTEYİ TESİS EDEMİYORSA...
Devlet otoritesinin demokratik, usul ve imkanlarla en rahat tesis edileceği yerin ceza infaz kurumları olduğunu ifade eden Çiçek, ''Aksi halde şu soruyu bize hep beraber sorarlar: 'Duvarların arkasında bile devlet otoriteyi tesis edemiyorsa dağ başında nasıl tesis edecek, filanca yerde hukuka saygılı hukuk düzenini nasıl tesis edecek?' O nedenle bu üç amacı demokratik bir anlayış içinde tesis etmek ve belli bir denge içerisinde böyle bir yasa hazırlamak durumunda olunmuştur'' dedi.
Cemil Çiçek, bu tasarı hazırlanırken de Türkiye'nin altına imza attığı uluslararası sözleşmeler ve uluslararası kuruluşların tavsiye kararları ve ilkelerin de dikkate alındığını dile getirdi.
Ceza Kanunu'nda ''kanunsuz suç ve ceza olmaz'' denildiğini, ''kıyas yoluyla cezaların genişletilemeyeceğini'' belirttiklerini dile getiren Çiçek, ''Ama bizim burada ceza ve infaz kurumlarındaki disiplinin tesisine yönelik hususlarla bunu birbirinden ayırmış olmamız gerekir. Ceza infaz kurumlarındaki disiplini sağlamak için konan bir takım cezaları ceza hukuku bakımından öngörülen cezaları birbirinden ayrı değerlendirmek lazım. Zaten bu neviden kararları infaz hakimleri verecektir. İtiraz imkanları da getirildiğine göre bu düzenlemelerde herhangi bir sakınca yoktur'' görüşünü dile getirdi.
Cezaevlerinin olumlu anlamda, eğitim kurumu, rehabilite edildiği kurumlar olarak görülmesini istediklerini belirten Çiçek, toplumu suçtan korumak istediklerini dile getirdi. Çiçek, cezaevlerini yönetilebilen kurumlar haline getirmek istediklerini bildirdi.
-CHP'DEN ELEŞTİRİ-
CHP Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç, tasarının tümü üzerindeki görüşlerini açıklarken, düzenlemenin bu haliyle çıkması halinde cezaevlerinin yaşanmaz hale geleceğini söyledi. Tasarıda, yeni yasalaşan Türk Ceza Kanunu'nda ''kanunsuz ceza olmaz'' hükmü getirilmesine karşın ceza ve infaz kurumlarında idari cezalar verilmesinin öngörüldüğünü belirten Kılıç, ''Bu durumda cezaevleri esir kampına döner, Çok vahim durumlarla karşı karşıya kalınır. TasarıA'dan Z'ye çok baskıcı bir anlayışla hazırlanmış. Tasarı geri çekilerek yeniden gözden geçirilmeli'' dedi.
CHP Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri Saygun da yine bir oldu bittiye gelmiş bir tasarı ile karşı karşıya olduklarını dile getirdi.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmelerin ifade edilmesinin ardından maddelerine geçilmesi kabul edildi.
