2006-09-21 - 17:00
TBMM ADALET KOMİSYONU...
Vakıflar Kanunu Tasarısı'nın, TBMM Adalet Komisyonundaki görüşmelerinde hükümet adına konuşan Şahin, Türkiye'de vakıf alanında 10 farklı kanun, 6 tüzük, 27 yönetmelik ve 6 tebliğ bulunduğunu, bu mevzuatları tek çatı altında toplama düşüncesiyle hareket ettiklerini söyledi.
Vakıflar Kanunu Tasarısı'nın, TBMM Adalet Komisyonundaki görüşmelerinde hükümet adına konuşan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Türkiye'de vakıf alanında 10 farklı kanun, 6 tüzük, 27 yönetmelik ve 6 tebliğ bulunduğunu, bu mevzuatları tek çatı altında toplama düşüncesiyle hareket ettiklerini söyledi.

Bu tasarıyı, vakıf alanını daha sağlam hale getirmek için özgür iradeyle hazırladıklarını ifade eden Şahin, ''Ne AB, ne şu, bana, yasa tasarısı hazırlayın demedi'' dedi.

Şahin, ''azınlık vakıfları imtiyaz elde ediyor, ülke bütünlüğü tehlikeye giriyor, ülkeye ihanet ediliyor'' şeklindeki eleştirileri, ''esef ve üzüntüyle karşıladığını'' belirterek, ''Tasarının neresinde ülke bütünlüğünü zedeleyecek, tehdit edecek hüküm var?'' diye sordu.

Tasarıyı, ülke ve dünyadaki vakıf medeniyetinin yaygınlaşmasına önderlik etmek ve vakıfların önünde engeller varsa, bunları kaldırmak amacıyla
hazırladıklarını vurgulayan Şahin, düzenlemeyle ilgili bilgi verdi.

-''BÜTÇESİNİN YARISINI YATIRIMA AYIRAN KURUM''-

Göreve geldiğinde kendisine 9 bin 500 vakıf eseri bulunduğunun söylendiğini, şimdi ise bu sayının 18 bin 500 olduğunun tespit edildiğini bildiren Şahin, vakıf eserlerinin onarımı için sponsorluk harcamalarında vergiden muafiyet de getirildiğini belirtti.

Şahin, Balkanlar'da bin 500 Osmanlı eseri bulunduğunu ancak bugüne kadar bunlara yönelik hiçbir hak ve yetkilerinin olmadığını anımsatarak, tasarıda, bütçeden bu eserlerin onarımı için pay ayrılmasının öngörüldüğünü kaydetti.

Vakıflar Genel Müdürlüğünün 2003'de 40 trilyon lira olan bütçesinin, 2006'da 400 trilyona çıkarıldığını dile getiren Şahin, yıllık bütçesinin yüzde 50'sini yatırımlara ayıran tek kurumun Vakıflar Genel Müdürlüğü olduğunu bildirdi.

Şahin, tasarıyı, Türkiye'deki mevcut vakıflara sahip çıkmak, vakıf kurmayı teşvik etmek ve dünyaya örnek olmak amacıyla hazırladıklarını ifade etti.

-AİHM'E AÇILAN DAVA-
Osmanlı döneminde gayrimüslimlerin hayır kurumları bulunduğunu, 1935'de çıkarılan yasa ile bunların vakıf haline getirildiğini söylemesi üzerine komisyon üyesi CHP Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç, ''Şimdi de bunu kaldırıyorsunuz'' dedi.

Bakan Şahin, ''Başka dine mensup Türk vatandaşlarına kuşkuyla bakılması halinde, başka ülkelerdeki vatandaşlarımıza da öyle kuşkuyla bakılır. Siz, burada hassasiyetinizi dile getirmek için konuşuyorsunuz ama dışarıdaki insanlarımıza zarar veriyorsunuz'' diye konuştu.

Kurulan bu vakıfların, mülk satın aldığını ancak 1974'teki Yargıtay kararıyla bu gayrimenkullerini kaybettiğini anımsatan Şahin, bu malların bir
bölümünün Hazineye, bir bölümünün ise Vakıflar Genel Müdürlüğüne geçtiğini anlattı. 1955'de bir kişinin, dükkan ve evini Yedikule Ermeni Hastanesi Vakfına bağışladığını, 1974 yılında verilen kararla bu tapunun iptal edildiğini anımsatan Şahin, bunun üzerine vakfın AİHM'e dava açtığını söyledi. Şahin, AİHM'in, davayı haklı bulduğunu, 2 milyon 300 bin Avro ya da bu mülkün vakıfa iade edilmesini önerdiğini belirterek, tasarıyla, bu sorunları çözmek için bir hüküm getirdiklerine işaret etti.

-''BİZİ YÜCELTİR''-
Bakan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
'
'Geçmişte bizim vatandaşlarımızın mensubu bulunduğu, cemaat vakıflarının, 1974 Yargıtay kararından sonra Hazine veya Vakıflar Genel Müdürlüğüne geçmiş olan mülklerini asıl sahiplerine geri vereceğiz. Bu ne ülkemizi böler ne ülke bütünlüğünü zedeler ne egemenliğimizi ortadan kaldırır, sadece bizi yüceltir. Bunu yapmanın neresi ihanet olabilir?

Birkaç tane Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının, geçmişte kurduğu, şimdi yaşayan cemaat vakfına birkaç parça, bana göre verilmesi gereken gayrimenkulleri vererek, Türkiye Cumhuriyeti devleti zarar görmez, itibar kazanır. 'Bir hata yapılmışsa, bu hatayı da düzeltecek kadar medeniyet sahibi, hak, hukuk sahibi insanlardır' dedirtir.

Bu vakıfları, Türk, Müslüman ya da gayrimüslim kursun tamamı, Türk kurumudur, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları görev yapıyor. Bunlar içerisinde
vatan, Cumhuriyet hakkında olumsuz düşünceler taşıyanlar varsa, faaliyetlerde bulunanlar varsa, devletin istihbaratı güçlüdür. 'İlerde yanlış yaparlar', o zaman tedbir alırsın.''

-''KİMSEDEN ALACAK DERSİMİZ YOK''-
Ortodoks Rum Patrikhanesi ve İstanbul'daki Ermeni Patrikhanesi'ni Fatih Sultan Mehmet'in kurdurttuğuna işaret eden Şahin, farklı din ve kültürden
kişilerle birlikte yaşadıklarını söyledi.

Kimsenin din ve ibadetine karışmadıklarını, ''yeter ki bu ülkenin kurallarına uyun'' dediklerini kaydeden Şahin, bu konuda kimseden alacak bir
derslerinin bulunmadığını söyledi. Şahin, ''Bu yasa uygulandığında ülke bütünlüğünü zedeleyecek, bizi rahatsız edecek herhangi bir hüküm, düşünce yoktur'' diyerek sözlerini tamamladı.

Tasarının görüşmeleri, 1. maddesinin kabulünün ardından devam ediyor.