2006-07-26 - 15:00
Topuz, Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, terör tehdidi, Türkiye'nin komşularında yaşanan tehlikeli gelişmeler ve ABD'nin Ortadoğu için oluşturmaya çalıştığı yeni düzenlemeler karşısında, iktidarı ve muhalefetiyle TBMM'nin tam bir dayanışma ve sorumluluk sergilemesi gerektiğini belirtti.
CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, ''Terör örgütü PKK'yı Kandil dağlarında muhafaza eden ABD ve Irak
hükümetinin, PKK'yı Türkiye'ye karşı bir silah olarak kullanmaya karar verdiğini'' kaydetti.
Topuz, Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, terör
tehdidi, Türkiye'nin komşularında yaşanan tehlikeli gelişmeler ve
ABD'nin Ortadoğu için oluşturmaya çalıştığı yeni düzenlemeler
karşısında, iktidarı ve muhalefetiyle TBMM'nin tam bir dayanışma ve
sorumluluk sergilemesi gerektiğini belirtti.
Hükümetin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''devlet
ciddiyetiyle bağdaşmayan bir tutum sergilemesinin'', toplumda büyük
kaygılar oluşmasına neden olduğunu savunan Topuz, Erdoğan'ın, ''terör
tehdidine doğru teşhis koyamadığını, çelişkili bir tutum izleyerek
sorunu daha da derinleştirdiğini, oluşturduğu bazı kişisel ilişkiler
ve devlet geleneği dışında sürdürdüğü bazı girişimlerle Türkiye için
sorun olmaya başladığını'' öne sürdü.
Ali Topuz, Dışişleri Bakanı ve bakanlık bürokrasisinin bir tarafa
bırakılarak, sorumluluğu ve yeterli bilgi, birikimi olmayan, sadece
kendi çıkarlarını düşünen bir kısım aracılarla dış ilişkileri yürütme
anlayışının, çok tehlikeli olduğunu belirtti.
-''ACİZ BİR KONUMA KENDİNİ SOKMASI...''-
CHP Grup Başkanvekili Topuz, daha vahim olanının ise Dışişleri
Bakanı'nın bu gelişmelere seyirci kalması, kendisine yapılan
saygısızlığa tepki göstermemesi ve ''kol kırılır yen içinde kalır''
anlayışıyla, hak etmediği halde kendisini aciz bir konuma sokması
olduğunu söyledi. Topuz, ''Bu durumda olan bir Dışişleri Bakanı'na,
Dışişleri bürokrasisinin saygı ve güveni devam edebilir mi? Yabancı
misyon temsilcileri ve yabancı meslektaşları acaba nasıl bakacaklar?''
diye sordu.
Başbakan Erdoğan'ın dış ilişkiler için aracı olarak kullandığı
kişinin, işadamı ve parti yöneticisi olduğunu anımsatan Topuz, ''Sayın
Başbakan, bu işadamı ve parti yöneticisine neden sahip çıkma gereğini
duyuyor, bir mecburiyet duygusu içinde mi? Bu ilişkilerde toplumumuzun
bilmediği bir gizemli durum mu söz konusu?'' dedi.
Erdoğan'ın yadırganan başka ilişkilerinin de olduğunu ileri süren
Topuz, şu soruları yöneltti:
''Yasin El Kadı neden Başbakan'ın özel koruması altına
alınmaktadır? Yasin El Kadı'nın Türkiye'ye giriş-çıkışı yasak olduğu
2004'te, Erdoğan'ın Başbakan olduğu dönemde, Türkiye'ye giriş
yaptığına ve bazı resmi işlemlere imza attığına dair bilgiler bize
ulaşmıştır. Bu belgeler doğru ise, bu kişinin Türkiye'ye girişine
kimler yardımcı olmuştur? Bu belgeler yanlış ise bu yanlış resmi
belgeleri kimler oluşturmuştur?''
Topuz, Erdoğan'ın tutumu, davranışları ve yönetme anlayışının,
tedirginlik yarattığını da savunarak, ''Sayın Başbakan bu durumu ile
ciddi bir sorunun ta kendisi konumundadır. İlişkilerindeki gizem açığa
çıkarılmalı ve Sayın Başbakan'ın şifresi çözülmelidir'' diye konuştu.
-''BÖYLE YAĞMA YOK''-
CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, bir soru üzerine, terör örgütünün
ana karargahı, silah ve mühimmat depolarının, eğitim tesislerinin,
Türkiye'nin komşu ülkesinde yer aldığına işaret ederek, Türkiye'nin,
Irak topraklarını işgal etme düşüncesinde olmadığını söyledi.
Türkiye'nin, o bölgeye nokta operasyonları için gidebileceğini
kaydeden Topuz, şöyle konuştu:
''Oradaki terör yuvalarını yok edeceğiz, sınırımızda güvenliği
sağlayacağız, içeride terörü çeşitli boyutlarıyla ortadan kaldırmak
için ekonomik, sosyal, güvenlik tedbirleri dahil hepsini
uygulayacağız. Bundan daha doğal bir hakkımız olabilir mi? Kimse bizi,
bu hakkımızı kullanıyoruz diye suçlayabilir mi? Kimse CHP'yi, bir
sınır ötesi harekete yeşil ışık yaktığı, destek verdiği için
suçlayabilir mi?
Asıl suçlanması gereken o varlığın orada barınmasına destek
olanlardır. Onu Türkiye'de savunanlardır. 'Oraya gitmeyin daha büyük
sorun çıkabilir' diyenlerdir. Basının bu sorumsuz yazarlarına
sesleniyorum; Siz Türkiye'nin birliğine, bütünlüğüne inanan bir
vatandaşı mısınız? PKK'dan yana olacaksınız, sonra da Türkiye'nin
hakkını hukukunu savunan siyasetçilere çamur atacaksınız ve onları
eleştireceksin. Böyle yağma yok.''
-''ABD'Yİ KINIYORUZ''-
ABD'nin, ''siz durun biz bu işe bakacağız'' diyerek, Türkiye'yi
uyutmaya kalkmamasını isteyen Topuz, bunun dostluğa yakışmayacağını
dile getirdi.
CHP'li Topuz, ABD'nin, PKK'dan yana mı yoksa karşı mı olduğunu
göstermesi gereken bir fırsatla karşı karşıya olduğunu ifade ederek,
şunları söyledi:
''PKK terör örgütünü Kuzey Irak'taki Kandil dağlarında muhafaza
eden ABD ve Irak hükümeti, PKK'yı Türkiye'ye karşı bir silah olarak
kullanmaya karar vermişlerdir. Belki 1-2 yıl içerisinde, Kuzey
Irak'taki Kürt varlığı, müstakil bir devlet halinde ortaya çıkacak ve
oradaki PKK'da o Kürt varlığının silahlı gücünün bir parçası
olacaktır. ABD'nin, bizim bu gerçeği bildiğimizi fark etmesi
gerekiyor. ABD'nin bu konudaki tutumunu şiddetle kınıyoruz.''
YASİN EL KADI HAKKINDAKİ İDDİALAR...
CHP Milletvekilleri Kemal Kılıçdaroğlu ve Atilla Kart,
Emniyet Genel Müdürlüğüne bir yazı yazarak, Yasin El
Kadı'nın yasaklı olduğu dönemde Türkiye'de gayrimenkul satışında
bulunduğunu belirterek, malvarlığı dondurulan bir kişinin
taşınmazlarını nasıl satabildiğini sordu.
İstanbul Milletvekili Kılıçdaroğlu, CHP Grup Başkanvekili Ali
Topuz ile düzenlediği basın toplantısında, Emniyet Genel Müdürlüğünün,
Yasin El Kadı'nın 2001'den bu yana Türkiye'ye giriş yapmadığını
açıkladığını anımsattı.
Yasin El Kadı'nın, Mart ve Nisan 2004'te, notere giderek imza
sirküleri verdiğini ve bu sirkülere dayanarak ortak olduğu
şirketlerdeki gayrimenkullerin satışında bulunduğunu belirten
Kılıçdaroğlu, basın mensuplarına buna ilişkin belgeleri gösterdi.
Kılıçdaroğlu, ''Yasaklı olduğu, malvarlığı doldurulan bir dönemde
nasıl oluyor da Yasin El Kadı'nın gayrimenkul satışına devlet izin
veriyor? Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün bilgisi yok mu? Bakanlar
Kurulu kararına rağmen, nasıl oluyor da Yasin El Kadı İstanbul Ticaret
Odasına imza sirküleri veriyor, tapu kayıtları, işlemleri yapılıyor?''
diye konuştu.
Konuya dair ellerindeki 16 belgeyi Emniyet Genel Müdürlüğüne
sunduklarını ve Yasin El Kadı'nın bu tarihte Türkiye'de olup
olmadığını sorduklarını belirten CHP'li Kılıçdaroğlu, ''Eğer kendisi
Türkiye'ye gelmediyse, bu belgelerin sahte olduğu ortaya çıkıyor. O
zaman yapılan tüm işlemlerin ve tapu kayıtlarının düzeltilmesi
gerekiyor. Bu konuda Emniyet Genel Müdürlüğünün bir çalışma
başlatacağını düşünüyoruz'' diye konuştu.
-''SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMUŞTUK''-
Kemal Kılıçdaroğlu, Yasin El Kadı'nın da aralarında bulunduğu 8
kişi hakkında Kartal Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda
bulunduklarını anımsatarak, Avrupa Adalet Mahkemesi'nin kararı, Yasin
El Kadı'nın karara itirazı, itirazın reddi ve AB resmi gazetesinde
yayınlanan karar özetlerini, mahkemeye ek delil olarak sunduklarını
söyledi.
Kılıçdaroğlu ve CHP Konya milletvekili Atilla Kart imzalı Emniyet
Genel Müdürlüğüne gönderilen yazıda ise malvarlığı dondurulan bir
kişinin taşınmazlarını nasıl satabildiği soruldu.
Yazıda, ''İmzaların sahteliği yönünde bir bulguya ulaşılması
halinde, sahtecilik işleminde ihmal ve iştiraki olan kişiler hakkında
gerekli yasal süreci hemen başlatacak mısınız? Sorumlular hakkında
gerekli idari ve adli kovuşturma süresinin başlatılmasını talep
ederiz'' denildi.
hükümetinin, PKK'yı Türkiye'ye karşı bir silah olarak kullanmaya karar verdiğini'' kaydetti.
Topuz, Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, terör
tehdidi, Türkiye'nin komşularında yaşanan tehlikeli gelişmeler ve
ABD'nin Ortadoğu için oluşturmaya çalıştığı yeni düzenlemeler
karşısında, iktidarı ve muhalefetiyle TBMM'nin tam bir dayanışma ve
sorumluluk sergilemesi gerektiğini belirtti.
Hükümetin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''devlet
ciddiyetiyle bağdaşmayan bir tutum sergilemesinin'', toplumda büyük
kaygılar oluşmasına neden olduğunu savunan Topuz, Erdoğan'ın, ''terör
tehdidine doğru teşhis koyamadığını, çelişkili bir tutum izleyerek
sorunu daha da derinleştirdiğini, oluşturduğu bazı kişisel ilişkiler
ve devlet geleneği dışında sürdürdüğü bazı girişimlerle Türkiye için
sorun olmaya başladığını'' öne sürdü.
Ali Topuz, Dışişleri Bakanı ve bakanlık bürokrasisinin bir tarafa
bırakılarak, sorumluluğu ve yeterli bilgi, birikimi olmayan, sadece
kendi çıkarlarını düşünen bir kısım aracılarla dış ilişkileri yürütme
anlayışının, çok tehlikeli olduğunu belirtti.
-''ACİZ BİR KONUMA KENDİNİ SOKMASI...''-
CHP Grup Başkanvekili Topuz, daha vahim olanının ise Dışişleri
Bakanı'nın bu gelişmelere seyirci kalması, kendisine yapılan
saygısızlığa tepki göstermemesi ve ''kol kırılır yen içinde kalır''
anlayışıyla, hak etmediği halde kendisini aciz bir konuma sokması
olduğunu söyledi. Topuz, ''Bu durumda olan bir Dışişleri Bakanı'na,
Dışişleri bürokrasisinin saygı ve güveni devam edebilir mi? Yabancı
misyon temsilcileri ve yabancı meslektaşları acaba nasıl bakacaklar?''
diye sordu.
Başbakan Erdoğan'ın dış ilişkiler için aracı olarak kullandığı
kişinin, işadamı ve parti yöneticisi olduğunu anımsatan Topuz, ''Sayın
Başbakan, bu işadamı ve parti yöneticisine neden sahip çıkma gereğini
duyuyor, bir mecburiyet duygusu içinde mi? Bu ilişkilerde toplumumuzun
bilmediği bir gizemli durum mu söz konusu?'' dedi.
Erdoğan'ın yadırganan başka ilişkilerinin de olduğunu ileri süren
Topuz, şu soruları yöneltti:
''Yasin El Kadı neden Başbakan'ın özel koruması altına
alınmaktadır? Yasin El Kadı'nın Türkiye'ye giriş-çıkışı yasak olduğu
2004'te, Erdoğan'ın Başbakan olduğu dönemde, Türkiye'ye giriş
yaptığına ve bazı resmi işlemlere imza attığına dair bilgiler bize
ulaşmıştır. Bu belgeler doğru ise, bu kişinin Türkiye'ye girişine
kimler yardımcı olmuştur? Bu belgeler yanlış ise bu yanlış resmi
belgeleri kimler oluşturmuştur?''
Topuz, Erdoğan'ın tutumu, davranışları ve yönetme anlayışının,
tedirginlik yarattığını da savunarak, ''Sayın Başbakan bu durumu ile
ciddi bir sorunun ta kendisi konumundadır. İlişkilerindeki gizem açığa
çıkarılmalı ve Sayın Başbakan'ın şifresi çözülmelidir'' diye konuştu.
-''BÖYLE YAĞMA YOK''-
CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, bir soru üzerine, terör örgütünün
ana karargahı, silah ve mühimmat depolarının, eğitim tesislerinin,
Türkiye'nin komşu ülkesinde yer aldığına işaret ederek, Türkiye'nin,
Irak topraklarını işgal etme düşüncesinde olmadığını söyledi.
Türkiye'nin, o bölgeye nokta operasyonları için gidebileceğini
kaydeden Topuz, şöyle konuştu:
''Oradaki terör yuvalarını yok edeceğiz, sınırımızda güvenliği
sağlayacağız, içeride terörü çeşitli boyutlarıyla ortadan kaldırmak
için ekonomik, sosyal, güvenlik tedbirleri dahil hepsini
uygulayacağız. Bundan daha doğal bir hakkımız olabilir mi? Kimse bizi,
bu hakkımızı kullanıyoruz diye suçlayabilir mi? Kimse CHP'yi, bir
sınır ötesi harekete yeşil ışık yaktığı, destek verdiği için
suçlayabilir mi?
Asıl suçlanması gereken o varlığın orada barınmasına destek
olanlardır. Onu Türkiye'de savunanlardır. 'Oraya gitmeyin daha büyük
sorun çıkabilir' diyenlerdir. Basının bu sorumsuz yazarlarına
sesleniyorum; Siz Türkiye'nin birliğine, bütünlüğüne inanan bir
vatandaşı mısınız? PKK'dan yana olacaksınız, sonra da Türkiye'nin
hakkını hukukunu savunan siyasetçilere çamur atacaksınız ve onları
eleştireceksin. Böyle yağma yok.''
-''ABD'Yİ KINIYORUZ''-
ABD'nin, ''siz durun biz bu işe bakacağız'' diyerek, Türkiye'yi
uyutmaya kalkmamasını isteyen Topuz, bunun dostluğa yakışmayacağını
dile getirdi.
CHP'li Topuz, ABD'nin, PKK'dan yana mı yoksa karşı mı olduğunu
göstermesi gereken bir fırsatla karşı karşıya olduğunu ifade ederek,
şunları söyledi:
''PKK terör örgütünü Kuzey Irak'taki Kandil dağlarında muhafaza
eden ABD ve Irak hükümeti, PKK'yı Türkiye'ye karşı bir silah olarak
kullanmaya karar vermişlerdir. Belki 1-2 yıl içerisinde, Kuzey
Irak'taki Kürt varlığı, müstakil bir devlet halinde ortaya çıkacak ve
oradaki PKK'da o Kürt varlığının silahlı gücünün bir parçası
olacaktır. ABD'nin, bizim bu gerçeği bildiğimizi fark etmesi
gerekiyor. ABD'nin bu konudaki tutumunu şiddetle kınıyoruz.''
YASİN EL KADI HAKKINDAKİ İDDİALAR...
CHP Milletvekilleri Kemal Kılıçdaroğlu ve Atilla Kart,
Emniyet Genel Müdürlüğüne bir yazı yazarak, Yasin El
Kadı'nın yasaklı olduğu dönemde Türkiye'de gayrimenkul satışında
bulunduğunu belirterek, malvarlığı dondurulan bir kişinin
taşınmazlarını nasıl satabildiğini sordu.
İstanbul Milletvekili Kılıçdaroğlu, CHP Grup Başkanvekili Ali
Topuz ile düzenlediği basın toplantısında, Emniyet Genel Müdürlüğünün,
Yasin El Kadı'nın 2001'den bu yana Türkiye'ye giriş yapmadığını
açıkladığını anımsattı.
Yasin El Kadı'nın, Mart ve Nisan 2004'te, notere giderek imza
sirküleri verdiğini ve bu sirkülere dayanarak ortak olduğu
şirketlerdeki gayrimenkullerin satışında bulunduğunu belirten
Kılıçdaroğlu, basın mensuplarına buna ilişkin belgeleri gösterdi.
Kılıçdaroğlu, ''Yasaklı olduğu, malvarlığı doldurulan bir dönemde
nasıl oluyor da Yasin El Kadı'nın gayrimenkul satışına devlet izin
veriyor? Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün bilgisi yok mu? Bakanlar
Kurulu kararına rağmen, nasıl oluyor da Yasin El Kadı İstanbul Ticaret
Odasına imza sirküleri veriyor, tapu kayıtları, işlemleri yapılıyor?''
diye konuştu.
Konuya dair ellerindeki 16 belgeyi Emniyet Genel Müdürlüğüne
sunduklarını ve Yasin El Kadı'nın bu tarihte Türkiye'de olup
olmadığını sorduklarını belirten CHP'li Kılıçdaroğlu, ''Eğer kendisi
Türkiye'ye gelmediyse, bu belgelerin sahte olduğu ortaya çıkıyor. O
zaman yapılan tüm işlemlerin ve tapu kayıtlarının düzeltilmesi
gerekiyor. Bu konuda Emniyet Genel Müdürlüğünün bir çalışma
başlatacağını düşünüyoruz'' diye konuştu.
-''SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMUŞTUK''-
Kemal Kılıçdaroğlu, Yasin El Kadı'nın da aralarında bulunduğu 8
kişi hakkında Kartal Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda
bulunduklarını anımsatarak, Avrupa Adalet Mahkemesi'nin kararı, Yasin
El Kadı'nın karara itirazı, itirazın reddi ve AB resmi gazetesinde
yayınlanan karar özetlerini, mahkemeye ek delil olarak sunduklarını
söyledi.
Kılıçdaroğlu ve CHP Konya milletvekili Atilla Kart imzalı Emniyet
Genel Müdürlüğüne gönderilen yazıda ise malvarlığı dondurulan bir
kişinin taşınmazlarını nasıl satabildiği soruldu.
Yazıda, ''İmzaların sahteliği yönünde bir bulguya ulaşılması
halinde, sahtecilik işleminde ihmal ve iştiraki olan kişiler hakkında
gerekli yasal süreci hemen başlatacak mısınız? Sorumlular hakkında
gerekli idari ve adli kovuşturma süresinin başlatılmasını talep
ederiz'' denildi.
