2009-06-26 - 01:04
YOLSUZLUKLA MÜCADELEYE YENİ DÜZENLEME...
TBMM Genel Kurulu'nda, Türk Ceza Kanunu (TCK) ile bazı kanunlarda değişiklik yapan tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçilmesi kabul edildi.
TBMM Genel Kurulu'nda, Türk Ceza Kanunu (TCK)
ile bazı kanunlarda değişiklik yapan tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanarak maddelerine geçilmesi kabul edildi.
Tasarının tümü üzerinde MHP Grubu adına söz alan Ordu Milletvekili Rıdvan
Yalçın, AK Parti'nin yolsuzlukla mücadele konusunda ''samimi'' davranmadığını
ileri sürdü.
AK Parti'nin, yolsuzluk olaylarına ilişkin yasal süreci başlatmak,
sorumluların adalete hesap vermesini temin etmek yerine, korumacılığı tercih
ettiğini iddia eden Yalçın, bunun en somut örneğinin, Deniz Feneri olayında
yaşandığını söyledi. Yalçın, ''Birçok olayda, AKP'nin benzer tavır içinde olduğu
görülmektedir. Bunun iki nedeni olabilir. Bu korumacılığı yapanlar, ya işin
ucunun kendilerine uzanacağından korkmaktadır ya da ideolojik yakınlıkları adalet
duygularından daha ağır basmaktadır'' dedi.
DTP Grubu adına söz alan Hakkari Milletvekili Hamit Geylani de Türkiye'de
yolsuzluk yapanların korunduğunu iddia etti. Düzenlemenin günü kurtarmaya dönük
olduğunu belirten Geylani, ''Yolsuzlukla mücadele için yeterli değil'' diye
konuştu.
CHP Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ da
düzenlemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek, yolsuzlukla mücadeleye katkısının
olacağını beklemenin hayalden öteye geçmeyeceğini söyledi.
Türkiye'de toplanan vergilerin büyük kısmının haramzadelerin cebine
gittiğini ileri süren Elekdağ, yolsuzlukla ilgili uluslararası sicilin de ''utanç
verici'' olduğunu iddia etti.
Elekdağ, yolsuzlukla mücadele için milletvekili dokunulmazlığının
sınırlandırılması gerektiğini belirtti.

TBMM GENEL KURULUNDA, TCK VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI KABUL EDİLDİ

TBMM Genel Kurulu'nda, Türk Ceza Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı kabul edilerek
yasalaştı.
Yasaya göre, rüşvet suçu; Türk vatandaşı ya da yabancının yurt dışında
işlemesi halinde Türk kanunlarının uygulanacağı suçlar arasından çıkarıldı.
Böylece bir Türk vatandaşı, yurt dışında rüşvet verirse, Türkiye'de bulunması
halinde, kovuşturma için Adalet Bakanının iznine gerek kalmayacak.
Yasa, bir kişinin, suçtan elde ettiği veya suçun konusunu oluşturduğu
eşyayı, suç tamamlandıktan sonra edinmesinde, iyi niyetli olup olmadığına
bakılmadan elindeki eşyaya el konulmasının da önüne geçiyor. Suç teşkil eden eşya
ve maddelerin müsadere edilmesi için eşyayı daha sonra edinen kişi, Türk Medeni
Kanununda yer alan ''iyi niyetin korunması''na ilişkin hükümlerinden
yararlanamayacak.
Bir suçun işlenmesiyle elde edilen eşyayı veya diğer mal varlığı
değerini, bu suçun işlenmesine katılmayan ancak satan, devreden, satın alan veya
kabul eden kişi, 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve 10 bin güne kadar adli para cezası
ile cezalandırılacak.

-YABANCIYA RÜŞVET, ETKİN PİŞMANLIK DIŞINDA-

Yabancı kamu görevlilerine rüşvet verenler, etkin pişmanlık hükümlerinden
yararlanamayacak.
Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklamada öncül suçların alt
sınırı, 1 yıldan 6 aya indirildi. Alt sınırı 6 ay veya daha fazla hapis cezasını
gerektiren bir suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran
veya bunların gayrimeşru kaynağını gizleyen, meşru bir yolla elde edildiği
kanaati uyandırarak çeşitli işlemlere tabi tutan kişi, 3 yıldan 7 yıla kadar
hapis ve 20 bin güne kadar adli para cezasına çarptırılacak.

-ASKER KİŞİLERLE İŞTİRAK HALİNDE SUÇ İŞLENMESİ-

Barış zamanında asker olmayan kişilerin, Askeri Ceza Kanunu veya diğer
kanunlarda yer alan askeri mahkemelerin yargı yetkisine tabi bir suçu tek başına
veya asker kişilerle iştirak halinde işlemesi durumunda, asker olmayan kişilere
ilişkin soruşturmalar Cumhuriyet savcıları, kovuşturmalar ise adli yargı
mahkemeleri tarafından yapılacak. Düzenleme, kanunun yürürlüğe girdiği tarihte
devam etmekte olan soruşturma ve kovuşturmalarda da uygulanacak
TCK'ya yeni bir suç tanımlaması eklendi. ''Suçtan kaynaklanan mal varlığı
değerini aklama suçunun konusunu oluşturan mal varlığı değerini, bu özelliğini
bilerek satın almak, kabul etmek, bulundurmak veya kullanmak'' fiilleri ayrı bir
suç olarak tanımlandı. Bu suçları işleyenlere, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası
verilecek.
Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu, uyarıcı madde imal ve
ticareti ile bu suçtan kaynaklanan mal varlığı değerini aklama suçları; ağır ceza
mahkemelerinde görülecek. Ayrıca asker kişilerin, barış zamanında Ceza Muhakemesi
Kanunu'nun 250. maddesi uyarınca kurulan ağır ceza mahkemelerinin yargı yetkisine
giren bir suçu işlemeleri halinde bu mahkemeler tarafından yargılanması amacıyla
değişiklik yapıldı. Buna karşılık savaş ve sıkıyönetim halinde işlenen suçlarda
ise askeri mahkemelerin yargı yetkisi korunuyor.
Uzlaştırma kapsamına giren bir suç, bu kapsama girmeyen bir başka suçla
işlenirse, uzlaşma hükümleri uygulanmayacak.

-TÜZEL KİŞİYE DE CEZA-

Bir özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcisi ya da tüzel kişinin
faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen bir kişi, dolandırıcılık, ihaleye fesat
karıştırma, rüşvet, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, zimmet,
kaçakçılık, petrol kaçakçılığı, terörün finansmanı gibi suçları tüzel kişinin
yararına işlerse, tüzel kişiye de idari para cezası kesilecek. Bu suçların tüzel
kişinin yararına olarak işlenmesi halinde, ayrıca bu tüzel kişiye 10 bin liradan
2 milyon liraya kadar idari para cezası verilecek.
İdari para cezasına karar vermeye, bu suçlardan yargılama yapmakla
görevli hakim yetkili olacak.