Özel, CHP Genel Başkanı olarak partisinin ilk TBMM Grup Toplantısı'nda, Mustafa Kemal Atatürk'ün partisi olan CHP'nin, genel başkana, milletvekillerine, il başkanlarına emanet olmadığını, Atatürk'ün CHP'yi gençlere emanet ettiğini söyledi.
CHP'nin kurultaylarının liderlerinin görev tasdik etmek için görevlendirilmiş delegelerden değil, görev vermeye gelmiş delegelerden oluştuğunu ifade eden Özel, "O delegeler bize, size, hepimize Atatürk'ün partisini en kısa zamanda iktidar görevi yapma görevi vermiştir. Bu görevi alıyoruz, kabul ediyoruz ve hep birlikte söz veriyoruz." diye konuştu.
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 13 yıl boyunca AK Parti'ye karşı büyük bir mücadele verdiğini dile getiren Özel, Kılıçdaroğlu'nu saygıyla selamladı.
Kurultayın geride kaldığını belirten Özel, "O kurultay kaybedeni olmayan bir kurultaydır. Ne kaybedeni vardır ne kazananı Özgür Özel'dir. Kurultayımız CHP'nin ve Türkiye'nin kazandığının çok yakın zamanda anlaşılacağı bir kurultaydır." dedi.
Özgür Özel, kurultayın ardından oluşturulan Parti Meclisinin yaş ortalamasının 43, 24 kişiden oluşan Merkez Yönetim Kurulunun yaş ortalamasının 46 olduğunu kaydetti. Merkez Yönetim Kurulunu atamadığına, Parti Meclisinin oyuna sunduğuna dikkati çeken Özel, oy birliğiyle Parti Meclisi tarafından Merkez Yönetim Kurulunun güven oyu aldığını söyledi.
Türkiye siyasi tarihinde ilk kez bir "gölge kabine" görevlendirmesi yaptıklarını anımsatan Özel, 17 bakan ve bir cumhurbaşkanı yardımcısından oluşan 18 kişinin karşısına 18 genel başkan yardımcısının görevlendirildiğini belirtti. Bu kişilerin etkin, yapıcı ve kararlı bir muhalefet izleyeceğini dile getiren Özel, gölge kabinede dokuz erkek ve dokuz kadın olduğunu vurguladı.
Özel, Meclis'te 130 milletvekiliyle kapalı grup toplantısında il başkanlarıyla bir araya geldiklerini, bundan sonra etle tırnak gibi birlikte yol yürüyeceklerini ifade etti.
Bugünün Dünya Diyabet Günü olduğunu hatırlatan Özel, diyabet hastası 9 yaşındaki Ali Çağrı Mısırlı'nın yanında arkadaşlarıyla ziyaretine geldiğini, geçen senelerde verilen sözün tutulmadığını ilettiğini aktaran Özel, Türkiye'de 30 bin şeker hastası çocuğun bulunduğunu belirtti.
Şeker ölçüm sensör bedelinin dünyada her yerde ödendiğini ancak Türkiye'de ödenmediğini dile getiren Özel, şöyle devam etti:
"Türkiye'de 10 milyon erişkin şeker hastası var. 10 milyon şeker hastasına bulunan kaynak, 30 bin tip 1 diyabetli çocuğumuza bulunamıyor. 27 Haziran 2022'yi söylüyormuş, 'Bize söz verildi, tutulmadı canımız yanıyor' diye. Tayyip Erdoğan kameraların karşısında '0-14 yaş arası evlatlarımıza müjdemiz var' diyerek bunu ödeyeceğini söylemiş. Sosyal Güvenlik Kurumu 17 aydır ödemiyor. Çocuklarımızın canı yanmaya devam ediyor. Buradan Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı'na sözünü hatırlatıyorum; bu sözü tutunuz, bu utancı bitiriniz. Bu diyabet hastası çocuklarımızı bundan sonra daha fazla ağlatmayınız."
- "Hatay CHP Genel Başkanı'nın şahsi meselesidir"
Genel Başkan olarak ilk ziyaretini 6 Şubat depremini yaşayan Hatay'a yaptığını anımsatan Özel, maçlarını Mersin'de oynayarak büyük başarılara imza atan Hatayspor'u tebrik etti.
Depremin ardından Hatay'a devletin geç geldiğini ve erken gittiğini öne süren Özel, Hatay'da kendisine "Hatay'a verilen sözler tutulmadı, zor durumdayız. Hatay'ı sakın unutturmayın." dendiğini söyledi. Özel, şöyle konuştu:
"Ben de dedim ki onlara 'Ben Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Atatürk'ün koltuğunu devraldım. Atatürk'ün Hatay'la ilgili söylediği söz şudur: 'Hatay benim şahsi meselemdir.' Bundan sonra CHP grup başkanının ve CHP Genel Başkanı'nın Hatay, şahsi meselesidir. Unutmayacağız, unutturmayacağız.
Hatay'da 255 bin konuta ihtiyaç var, resmi rakam. Şu ana kadar 32 bininin ihalesi yapılmış. 20-25 bininin inşaatı yapılıyor. Oysa ki Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı'nın sözü vardı 'Bir yıl içinde herkesi evlerine kavuşturacağız.' diye. Deprem bölgesindeki insanlar ona güvenip, inanıp oy verenler şimdi kandırıldıklarını görüyorlar. Resmi rakamdaki 32 bine daha başlamamışlar. Hepsi, bir mucize olsa, 6 Şubat'ta bitse 10 Hataylıdan 9'u yine sokakta, çadırda, konteynırda. Diğer illerde de durumlar farklı değil. Deprem bölgesi Hatay'dan ibaret değil. Yıkımın yüzde 44'ü, can kayıplarının neredeyse yarısı Hatay'da. Ama deprem gören bütün bölgelere Kahramanmaraş ve Adıyaman'dan başlayarak CHP olarak ilgimizi arttırarak sürdüreceğiz. Depremin yaralarının sarılmasının, verilen sözlerin tutulmasının takipçisi olacağız, söz veriyoruz."
- "Bir kanun teklifi hazırlıyoruz"
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ve Hatay Büyükşehir Belediyesinin Hatay'daki hizmetleri için teşekkür eden Özel, "Hiç yapmayacakları masraflar yapıyorlar ve gelirleri de neredeyse sıfırlanmış durumda. Nasıl belediye gelir toplayacak Hataylılara? Sadece İller Bankası'ndan yollanan var. Bir kanun teklifi hazırlıyoruz. Sayın grup başkanvekillerim çalışacaklar ilgili gölge kabinedeki bakanlarımızla birlikte ve mutlaka deprem bölgesindeki illerin ve depremden yoğun göç alan illerin belediyeleri için. O bu partiden, bu bu partiden diye yaklaşmadan deprem bölgesindeki ve depremden yoğun göç alan illerdeki belediyelerle ilgili düzenlemelerin hızla yapılması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Özel, konuşmasında hem Cumhuriyet'in hem de partisinin kimsesizlerin kimsesi olduğunu belirterek, tüm sosyal sınıfların sorunlarıyla ilgilenmenin boyunlarının borcu olduğunu ifade etti.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonunun (DİSK) "Gelirde adalet, vergide adalet" sloganıyla İstanbul'dan Ankara'ya yürüyüş başlattığını hatırlatan Özel, yürüyüşü takip ettiklerini söyledi.
CHP örgütlerinin Eskişehir'de yürüyüşe eşlik edeceğini dile getiren Özel, "Cuma günü ben, grubum ve Ankara'daki üyelerimiz DİSK ile beraber Ulus'a kadar yürüyeceğiz. Onların yürüyüşlerine destek vereceğiz. Ayaklarına yeni ayaklar eklenecek, yeni yollarla tanışacak, yeni kabuklar çatlayacak, söylediklerimizi yeni kulaklar işitmeye başlayacak. Bu ülkenin kaderini değiştireceğiz." diye konuştu.
Özel, bundan sonra emekle sermaye karşı karşıya gelmişse emeğin, kadınla erkek karşı karşıya gelmişse kadının, haklıyla haksız karşı karşıyaysa haklının, güçlü ile zayıf karşı karşıya gelmişse zayıfın yanında olacaklarını belirtti.
Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Özel, en düşük emekli maaşının asgari ücret düzeyine çıkarılması gerektiğini savundu. Emeklilere bir defaya mahsus olmak üzere verilen 5 bin liralık destekten Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı çiftçilerin yararlandırılmadığına dikkati çeken Özel, "Atatürk'ün 'milletin efendisi' dediklerine bu 5 bin lirayı da çok görmüşler. Yazıklar olsun. Düzenlemeyi Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu için Anayasa Mahkemesine taşıdık. En düşük emekli maaşı asgari ücret olmadan bu işin peşini bırakmayacağız. Mağdur edilen çiftçilerin de yanında olacağız." dedi.
- "Bindiğin dalı kesiyorsun"
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Anayasa Mahkemesinin tutuklu milletvekili Can Atalay hakkındaki ihlal kararına uymama kararını "darbe" olarak nitelendiren Özel, "15 Temmuz'da 'darbe kimden gelirse gelsin karşısındayız' demiş, bombalar altında o gün demokrasiyi savunan milletvekilleriyle birlikte sabaha kadar beklemiş, o gün demokrasinin arkasında durmuş biri olarak söylüyorum; bundan sonra Tayyip Erdoğan'a karşı biri darbeye kalkışırsa yine biz onun yanında gerekirse tankın üstünde oluruz ama bu darbe girişiminde Recep Tayyip Erdoğan'a meydanı bırakmayız, ona dar ederiz." ifadesini kullandı.
Anayasa'nın 153. maddesinin açık ve net olduğunu söyleyen Özel, "Anayasa Mahkemesi kararı bekletilmeden Resmi Gazete'de yayımlanır. Yürütme, yasama, yargı organlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Vatandaş Recep Tayyip Erdoğan'ı da bağlıyor, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı sıfatı taşıyan Tayyip Erdoğan'ı da bağlıyor. Diyor ki 'Ben Anayasanın bu maddesini yok sayarım.' Sen bunu yaparsan, birisi de çıkar Anayasa'nın 104. maddesini yok sayar. Bir sayfayı yırtıp atan, öbür sayfanın yırtıp atılmasına bir şey diyemez. Sen gücünü Anayasa'dan alıyorsun, sen bindiğin dalı kesiyorsun." değerlendirmesinde bulundu.
CHP Genel Başkanı Özel, eyleme geçtiklerini dile getirerek şöyle devam etti:
"Meclis'teki direnişimiz sürüyor. Meclis'te arkadaşlarımız nöbet tutuyor. Yeni bir eylem kararına kadar nöbetimiz devam edecek. O nöbet neden Meclis'te tutuluyor? Anayasa'nın 75. maddesi TBMM'yi ve oluşumunu tarif ediyor. Ben o Anayasa'ya sahip çıkmazsam, kürsüde de Genel Kurul salonunda da milletin verdiği yetkiyi kötüye kullanmış olurum. Anayasa'nın bir maddesine karşı çıkan, kendi varlığını, kendi meşruiyetini inkar eder. Erdoğan, aklını başına topla, bindiğin dalı kesme.
Sayın Erdoğan, sende Anayasa'yı değiştirecek sayı yok. Özgür Özel'de, Cumhuriyet Halk Partisinde de seninle birlikte Anayasa Mahkemesini güçsüzleştirecek, kararlarına uymamayı keyfileştirecek, Anayasa'yı hiçleştirecek bir işbirliğine gidecek göz yok. Seninle birlikte Anayasa'yı çiğnemeye kalkarsam gözüm çıksın kardeşim. Anayasalar bugün yapılan, durdukça güçlenen, uygulandıkça olgunlaşan önemli metinlerdir. Anayasa herkes için yapılır hatta her doğana yapılır. Bu Anayasa her doğana değil, Erdoğan'a yapıldığı için şu anda kriz üretmektedir. Bu Anayasa her doğanın değil, Erdoğan'ın anayasasıdır. Ben hakem rolü üstleneceğim dediğinde buna herkes şaşırmaktadır."
- Babaevine dönün çağrısı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ilk yurt dışı ziyaretini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne, ikincisini de Azerbaycan'a yapacağını belirterek, 25 Kasım'da ise Bosna Hersek'e gitmeyi planladıklarını söyledi.
Özel, İsrail-Filistin meselesinde CHP'nin dünyadaki sol örgütler üzerinden barış çağrısı ve etkin mücadelesinin görüleceğini dile getirerek, dış politikada ilkeli ve kararlı bir politika izleyeceklerini dile getirdi.
CHP kurultayında parti yönetimi ve kadrolarının değiştiğini anımsatan Özel, şunları kaydetti:
"Partimiz, bundan sonra daha genç bir ekiple ama geçmiş tecrübelerden faydalanarak, kimseye vefasızlık etmeden, kimseyi geride bırakmadan herkesi sahiplenerek bir büyük aile olduğumuzun farkında yürüyüşüne başladı. CHP babaevidir. Kimi bizim gibi babaevinde oturur kimi uzakta, ırakta oturur, kimi yakında oturur. Hepsinin babaevinde çorba kaynamaktadır, baca tütmektedir. 'Başım sıkışırsa, zorlanırsam, gideceğim bir babaevi var' der. Bugün bu baba evinde biz çorbayı kaynatanlarız, ateşi harlayanlarız ama bu baba evinin kapıları, bu baba evinde doğmuş, dedeleri bu baba evine doğmuş, bugün başı sıkışmış bütün esnafın, çiftçilerin, köylülerin, işçilerin, yaşlısının, gencinin gidişattan memnun olmayan herkesin baba evidir. Bu baba evinin tapusu ne Özgür Özel'dedir ne Kemal Bey'de ne de İsmet Paşa'da, Bülent Ecevit'te. Bu baba evinin tapusu, senin babandan çok sevdiğin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'te. Gelin baba evine; değiştirelim, güçlenelim."
