
2005-12-08 - 14:30
BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi, yolsuzluğun önlenmesi amacıyla, üye devletlerin bir dizi önleyici tedbir almasını
öngörüyor.
TBMM Dışişleri Komisyonu'nda, Birleşmiş Milletler (BM) Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi'nin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı kabul edildi. Komisyon'un bugünkü toplantısında kabul edilen ve yolsuzlukla mücadele alanındaki ilk küresel uluslararası hukuk belgesi niteliğindeki BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi, yolsuzluğun önlenmesi amacıyla, üye devletlerin bir dizi önleyici tedbir almasını
öngörüyor.
Sözleşmeyle, Türk mevzuatında suç olarak belirlenen rüşvet, zimmet, kara para aklama ve adaletin engellenmesi eylemlerinin suç olarak düzenlenmesi zorunlu kılınıyor. Sözleşme, ayrıca memuriyet ve mevki nüfuzunun kötüye kullanılması, haksız zenginleşme, özel sektörde
rüşvet, zimmet ve kara paranın aklanmasının gizlenmesi eylemlerinin de suç olarak düzenlenmesi konusunda yerel mevzuatların geliştirilmesini teşvik ediyor.
Düzenlemeyle, yolsuzlukla mücadele konusunda etkili bir uluslararası işbirliği mekanizması da kuruluyor. Sözleşme, yolsuzluktan elde edilen gelirlerin kaynak ülkeye iadesi konusunda daha önceki uluslararası hukuk belgelerinde bulunmayan etkili bir sistem öngörüyor.
ÖZEL SEKTÖRDE ZİMMET, METNE DAHİL EDİLDİ
Sözleşmenin kapsadığı 11 yolsuzluk suçundan biri olan ''özel sektörde zimmet'' suçu, Türkiye'nin önerisiyle metne dahil edildi. Buna göre, banka yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile diğer mensuplarının görevleri nedeniyle kendilerine tevdi olunan ya da muhafazaları, denetim ve sorumlulukları altında bulunan bankaya ait para ve diğer varlıkları zimmetlerine geçirme eylemini suç olarak düzenleyen 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 22. maddesi, Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi'nin kapsamına alınıyor. Böylece söz konusu eylemlerden dolayı yapılacak kovuşturmalarda, uluslararası işbirliği sağlamanın önü açılıyor. Böylece özel sektörde zimmet suçu, ilk kez bir uluslararası hukuk belgesinde yer alıyor. Sözleşmenin, Türkiye'nin önerisiyle genişletilen, adli yardımı düzenleyen maddesine göre, çifte cezalandırılabilirlik halinin bulunmadığı durumlarda dahi, yasaklayıcı tedbir içermeyecek adli yardım taleplerinin yerine getirilmesi konusunda, yasal sistemin temel hükümlerinin izin verdiği ölçüde üye devletlere yükümlülük getirilmesi sağlanıyor.
Sözleşmenin yürürlüğe girmesiyle, iki ülkeden yalnızca birinde suç teşkil etse dahi, yolsuzluk suçlarından dolayı adli yardım talebinde bulunulması mümkün olabilecek.
DİĞER ANLAŞMALAR
Ayrıca Komisyon'da kabul edilen Kazakistan, Portekiz, Ukrayna ve Tunus ile imzalanan ikili anlaşmalar ise şöyle:
- Türkiye ile Kazakistan Arasında Uluslararası Terörizm, Organize Suçlar, Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerle Bunların Katkı Maddeleri ve benzerlerinin Kaçakçılığı ve Diğer Tiplerdeki Suçlarla Mücadelede İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı.
- Uluslararası Karayolu Yolcu ve Eşya Taşımacılığına İlişkin Türkiye ve Portekiz Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı.
- Türkiye ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Demiryolu Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı.
- Türkiye ile Tunus Arasında Sanayi İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı.
öngörüyor.
Sözleşmeyle, Türk mevzuatında suç olarak belirlenen rüşvet, zimmet, kara para aklama ve adaletin engellenmesi eylemlerinin suç olarak düzenlenmesi zorunlu kılınıyor. Sözleşme, ayrıca memuriyet ve mevki nüfuzunun kötüye kullanılması, haksız zenginleşme, özel sektörde
rüşvet, zimmet ve kara paranın aklanmasının gizlenmesi eylemlerinin de suç olarak düzenlenmesi konusunda yerel mevzuatların geliştirilmesini teşvik ediyor.
Düzenlemeyle, yolsuzlukla mücadele konusunda etkili bir uluslararası işbirliği mekanizması da kuruluyor. Sözleşme, yolsuzluktan elde edilen gelirlerin kaynak ülkeye iadesi konusunda daha önceki uluslararası hukuk belgelerinde bulunmayan etkili bir sistem öngörüyor.
ÖZEL SEKTÖRDE ZİMMET, METNE DAHİL EDİLDİ
Sözleşmenin kapsadığı 11 yolsuzluk suçundan biri olan ''özel sektörde zimmet'' suçu, Türkiye'nin önerisiyle metne dahil edildi. Buna göre, banka yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile diğer mensuplarının görevleri nedeniyle kendilerine tevdi olunan ya da muhafazaları, denetim ve sorumlulukları altında bulunan bankaya ait para ve diğer varlıkları zimmetlerine geçirme eylemini suç olarak düzenleyen 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 22. maddesi, Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi'nin kapsamına alınıyor. Böylece söz konusu eylemlerden dolayı yapılacak kovuşturmalarda, uluslararası işbirliği sağlamanın önü açılıyor. Böylece özel sektörde zimmet suçu, ilk kez bir uluslararası hukuk belgesinde yer alıyor. Sözleşmenin, Türkiye'nin önerisiyle genişletilen, adli yardımı düzenleyen maddesine göre, çifte cezalandırılabilirlik halinin bulunmadığı durumlarda dahi, yasaklayıcı tedbir içermeyecek adli yardım taleplerinin yerine getirilmesi konusunda, yasal sistemin temel hükümlerinin izin verdiği ölçüde üye devletlere yükümlülük getirilmesi sağlanıyor.
Sözleşmenin yürürlüğe girmesiyle, iki ülkeden yalnızca birinde suç teşkil etse dahi, yolsuzluk suçlarından dolayı adli yardım talebinde bulunulması mümkün olabilecek.
DİĞER ANLAŞMALAR
Ayrıca Komisyon'da kabul edilen Kazakistan, Portekiz, Ukrayna ve Tunus ile imzalanan ikili anlaşmalar ise şöyle:
- Türkiye ile Kazakistan Arasında Uluslararası Terörizm, Organize Suçlar, Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerle Bunların Katkı Maddeleri ve benzerlerinin Kaçakçılığı ve Diğer Tiplerdeki Suçlarla Mücadelede İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı.
- Uluslararası Karayolu Yolcu ve Eşya Taşımacılığına İlişkin Türkiye ve Portekiz Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı.
- Türkiye ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Demiryolu Taşımacılığı Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı.
- Türkiye ile Tunus Arasında Sanayi İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı.