2014-06-23 - 14:25
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, kamuoyunda "Torba Kanun" olarak bilinen İş Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı'nın 13 ile 32. maddelerini kapsayan 20 maddesi daha kabul edildi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, kamuoyunda "Torba Kanun" olarak bilinen İş Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı görüşülüyor.
Tasarının bugünkü görüşmeleri 13. madde üzerinden başladı.
İktidar ve muhalefetin verdiği aynı doğrultudaki önergelerle Özel Tüketim Vergisi ve endeks değişikliğinden kaynaklı fiyat farkı ile ilgili de düzenleme tasarıdan çıkarıldı. Böylece, 22 Eylül 2012'den önce ihalesi yapılan ve ihale dokümanında fiyat farkı hesaplanabilmesine ilişkin hüküm bulunan yapım işleri ihalelerinde, yaklaşık maliyetin yarısından fazlasını akaryakıt giderinin oluşturduğu; geçici kabulü yapılmamış işlerin bu tarihten sonra gerçekleştirilen kısımlarında kullanılan akaryakıta ilişkin olarak fiyat farkı hesaplanmasına esas alınan endeks yerine TÜİK tarafından yayımlanan uygun bir endeksin kullanılabilmesine ve fiyat farkı hesaplanabilmesi dair esas ve usulleri tespite, Bakanlar Kurulu'na yetki veren madde kaldırılmış oldu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, tasarının görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını ve eleştirilerini yanıtladı.
Çalışma hayatının zor ve meşakkatli olduğuna işaret eden Çelik, Türkiye'nin, İş Sağlığı Güvenliği Yasası'na kavuştuğunu, AB ve ILO normları çerçevesinde bir yasa çıkardıklarını söyledi.
Çelik, müstakil bir yasası olmayan Türkiye'de, Haziran 2012'de, bu yasanın yürürlüğe girdiğini anımsatarak, yasanın uluslararası normlara uygun olduğunu vurguladı.
Son olaylarda yasada gördüğü bir eksikliğe dikkati çeken Çelik, bunun, tarafların da uzlaşamadığı bir nokta olduğunu belirtti. Çelik, "İş güvenliği uzmanlarının, iş yerinde işverene bağlı olarak çalıştığına dair ifade karşısında onları daha güvenceli kılacak tazminat yükümlülüğü getirebiliriz. Buna yönelik bir önerge verilebilir" diye konuştu.
Çelik, ILO 176 sayılı sözleşmenin imzalanmaması eleştirilerine de yanıt vererek, maden ve inşaatlarla ilgili düzenlemeler için kurum görüşlerinin alındığını, çekincelerinin olmadığını, ekimde Meclis'ten geçirebileceklerini kaydetti.
AB ve ILO normları yan yana konulduğunda, AB normlarının daha önem arz ettiğini, pratiğe dönük olduğunu dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"ILO normları daha geneldir. Yasa, AB normları çerçevesinde hazırlanmış bir yasadır. Bununla ilgili 3 sözleşme Meclis'ten geçti, bunlar da ekimde geçer, engel yok.
Bakanlık olarak mevzuatta hiçbir eksikliğimiz yok. 5 iş güvenliği uzmanı madende hayatını kaybetti, 9 tane iş güvenliği uzmanı var. İş güvenliği uzmanı görevini yaptı mı yapmadı mı, kimin sorumluğu var bunlar çıkacak. Bizim görevimiz mevzuatı tamamlamak, uygulamak. 9 iş güvenliği uzmanını oraya koymak, denetlemek. Bunlarda bir eksiklik görmüyoruz. Zincir halkasını arada kim kopardı, bunun ortaya çıkması lazım."
Bakan Çelik, az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli iş yerlerine yönelik de bilgi verdi.
Çelik, 1 milyon 599 bin 327 iş yerinde, 12 milyon 486 bin 17 kişinin çalıştığını kaydetti.
Bunun 751 bin 201'inin az tehlikeyi iş yerlerinin oluşturduğunu bildiren Çelik, 561 bin 700 tehlikeli, 286 bin 426 işyerinin çok tehlikeli olduğunu ifade etti.
Çelik, az tehlikeli iş yerlerinde 4 milyon 745 bin, tehlikeli iş yerlerinde 4 milyon 420 bin, çok tehlikeli iş yerlerinde 3 milyon 319 bin işçinin istihdam edildiğini bildirdi.
Faruk Çelik, 1 ile 9 işçi çalışan iş yeri sayısının 1 milyon 367 bin olduğunu dile getirdi. Çelik, 10 ile 49 arasında işçi çalışan iş yeri sayısının 200 bin 188, çalışan sayısının 3 milyon 921 bin, 50'nin üzerinde 31 bin iş yerinde 4 milyon 800 bin kişinin çalıştığını sözlerine ekledi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Ekonomik ve Sosyal Konsey'de kamunun ağırlığını azaltıp, sivil toplum örgütlerinin ağırlığını artıracak yeni bir çalışmanın, Meclis gündemine geleceğini söyledi.
Muhalefet milletvekilleri, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'na göre, kurulu bulunduğu işkolunda en az yüzde 3 üye şartını, Ekonomik ve Sosyal Konsey'e üye konfederasyonlara bağlı işçi sendikaları için yüzde 1'e indiren maddeye eleştiriler yöneltti.
Eleştirilere yanıt veren Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, sendikalar açısından daha olumlu bir düzenleme getirdiklerini, geriye yönelik değil, daha iyiye doğru bir adım olduğunu söyledi. Yılmaz, düzenlemenin, büyük konfederasyonların görüşlerine daha uygun olduğunu, sendikalar adına olumlu yönde bir adım atıldığını kaydetti.
Ekonomik ve Sosyal Konsey'in önemli bir mekanizma olduğuna işaret eden Yılmaz, burada kamu, işveren ve sendikaların yer aldığını anımsattı. Yılmaz, konseyde sivil toplum örgütlerinin yeterince temsil edilmediğine işaret ederek, bunun AB tarafından da eleştirildiğini söyledi.
Bakan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eski yapısıyla toplasak, eski yapısıyla devam edecekti ancak yeni yapıyla devam etmesini istiyoruz. Şu anda Hükümet düzeyinde bir taslak oluşturulmuş durumda. Umut ediyorum ki yakın gelecekte Meclis'e gelecektir. Belli bir çalışma yapıldı. Bu çalışma geldiğinde kamunun ağırlığını bir miktar azaltıp, üçüncü sektörün, sivil toplumun ağırlığını artıracak yeni bir taslak gelecek. Konsey'in, anayasal güvenceye kavuşturulması da olumlu bir durum. Yeni tasarıyla da bu mekanizma işler hale gelecek."
Yılmaz, henüz ileri düzeyde gelişmiş bir ülke olmadıklarını belirterek, "Milli gelir, kişi başına gelir, ekonomik büyüklüklerimiz ortada. 10 yıl öncesine göre hızlı gelişsek de ileri ülkeler düzeyine henüz ulaşamadık" dedi.
Bir taraftan ekonomik pastayı, ekmeği büyütmek gerekirken diğer taraftan bunun daha adil paylaştırılması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, son 10 yılda bu politikaları izlediklerini anlattı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, "torba kanun" olarak bilinen İş Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda değişiklik yapan tasarının 20 maddesi daha kabul edildi.
Tasarının görüşmelerine geçen hafta salı günü başlayan ve toplam 12 madde kabul eden komisyon, bu haftaki mesaisine 13. madde üzerinden başladı.
Komisyonda 11 saat süren görüşmelerde, hükümeti sabah, öğleden sonra ve akşam üç farklı bakan temsil etti. Sabahki oturumda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, öğleden sonrakinde Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve akşamki oturumda Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz yer aldı.
13 ile 32. maddeleri kapsayan, bugün kabul edilen düzenlemeler şöyle:
Tasarıdan Özel Tüketim Vergisi ve endeks değişikliğinden kaynaklı fiyat farkı ile ilgili de düzenleme çıkarıldı. Böylece 22 Eylül 2012 tarihinden önce ihalesi yapılan ve ihale dokümanında fiyat farkı hesaplanabilmesine ilişkin hüküm bulunan yapım işleri ihalelerinde, yaklaşık maliyetin yarısından fazlasını akaryakıt giderinin oluşturduğu; geçici kabulü yapılmamış işlerin bu tarihten sonra gerçekleştirilen kısımlarında kullanılan akaryakıta ilişkin olarak fiyat farkı hesaplanmasına esas alınan endeks yerine TÜİK tarafından yayımlanan uygun bir endeksin kullanılabilmesine ve fiyat farkı hesaplanabilmesine dair esas ve usulleri tespite, Bakanlar Kurulu'na yetki veren madde kaldırılmış oldu.
Afet ve acil durumlar için kurulan lojistik depoların işletilmesiyle ilgili hizmet alımları 3 yıla kadar olabilecek.
Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin, sürekli nitelikte olan işlere ilişkin hizmet alımlarında yüklenme süresi 3 yıl olacak. İşin niteliğinden veya süresinden kaynaklanan zorunlu hallerde, bu süre gerekçe gösterilerek üst yöneticinin onayıyla kısaltılabilecek.
Uluslararası denizyolu ve havayolu taşımacılığı yapan araçların seyrüsefer hallerinde, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uygulanmayacak.
Tasarıdan, asıl işverene, işyerlerindeki alt işverenlerin gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini alıp almadığını gözetleme ve denetleme görevi veren madde de önergeyle çıkarıldı.
İşveren; çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ile 10 ve daha fazla çalışanı bulunan ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde diğer sağlık personeli görevlendirecek.
Öğrenci statüsünde olan çırak ve stajyerler, çalışan sayısının toplamına dahil edilmeyecek.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında alınması gereken sağlık raporları işyeri hekiminden alınacak. 10'dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için, kamu hizmet sunucuları veya aile hekimlerinden alınabilecek.
İşveren sendikaları, işçilerin sigorta primlerinin işveren payının ödemelerinde kullanılmak ve nakit mevcudunun yüzde 25'ini aşmamak üzere karşılıklıksız yardıma dayalı dayanışma ve yardım fonu oluşturulabilecek. Ancak bunun için tüzüklerinde hüküm bulunacak ve şartları genel kurul kararıyla belirlenecek.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'na göre, kurulu bulunduğu işkolunda en az yüzde 3 üye şartı, Ekonomik ve Sosyal Konsey'e üye konfederasyonlara bağlı işçi sendikaları için yüzde 1 olarak uygulanacak.
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu uyarınca uzun dönem ikamet iznine sahip olanlara da süresiz çalışma izni verilebilecek. Yabancıların, süresiz çalışma izni alabilmesi için toplam 6 yıllık kanunu çalışma süresi, 8 yıla çıkarılıyor. 11 Nisan 2014'ten önce süresiz çalışma izni verilen yabancıların hakları saklı kalacak.
Süresiz çalışma izni verilen yabancılar, kanunda belirtilen uzun dönem ikamet izninin sağladığı haklardan yararlanacak.
Harçlar Kanunu'nda "ikamet tezkeresinin harçsız olarak verildiği yabancıları" içeren maddeye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca süresiz çalışma izni verilenler de eklenecek.
İşe iade davası nedeniyle yatırılan primlerin son günü esas alınarak işsizlik ödeneği hak sahipliği belirlenecek ve işsiz geçen dönem için ödeme yapılacak.
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun taşınmaz alımının ve taşınmazlarının müzayede suretiyle satışı dahil, devir ve teslimi, 31 Aralık 2013 tarihine kadar KDV'den müstesna olacak.
Doğumla Türk vatandaşı olup çıkma izni alarak Türk vatandaşlığını kaybedenlerin yurt dışında Türk vatandaşı olarak çalıştıkları süreler için de borçlanma imkanı tanınacak.
Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce akit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların, akit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilecek. Yurt dışında geçen sürelerin tamamı veya istenildiği kadarı borçlanılabilecek.
Bu borçlanma, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce kurum aleyhine açılan ve henüz sonuçlanmamış davalardan feragat edenler hakkında da uygulanacak.
Tasarının bugünkü görüşmeleri 13. madde üzerinden başladı.
İktidar ve muhalefetin verdiği aynı doğrultudaki önergelerle Özel Tüketim Vergisi ve endeks değişikliğinden kaynaklı fiyat farkı ile ilgili de düzenleme tasarıdan çıkarıldı. Böylece, 22 Eylül 2012'den önce ihalesi yapılan ve ihale dokümanında fiyat farkı hesaplanabilmesine ilişkin hüküm bulunan yapım işleri ihalelerinde, yaklaşık maliyetin yarısından fazlasını akaryakıt giderinin oluşturduğu; geçici kabulü yapılmamış işlerin bu tarihten sonra gerçekleştirilen kısımlarında kullanılan akaryakıta ilişkin olarak fiyat farkı hesaplanmasına esas alınan endeks yerine TÜİK tarafından yayımlanan uygun bir endeksin kullanılabilmesine ve fiyat farkı hesaplanabilmesi dair esas ve usulleri tespite, Bakanlar Kurulu'na yetki veren madde kaldırılmış oldu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, tasarının görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını ve eleştirilerini yanıtladı.
Çalışma hayatının zor ve meşakkatli olduğuna işaret eden Çelik, Türkiye'nin, İş Sağlığı Güvenliği Yasası'na kavuştuğunu, AB ve ILO normları çerçevesinde bir yasa çıkardıklarını söyledi.
Çelik, müstakil bir yasası olmayan Türkiye'de, Haziran 2012'de, bu yasanın yürürlüğe girdiğini anımsatarak, yasanın uluslararası normlara uygun olduğunu vurguladı.
Son olaylarda yasada gördüğü bir eksikliğe dikkati çeken Çelik, bunun, tarafların da uzlaşamadığı bir nokta olduğunu belirtti. Çelik, "İş güvenliği uzmanlarının, iş yerinde işverene bağlı olarak çalıştığına dair ifade karşısında onları daha güvenceli kılacak tazminat yükümlülüğü getirebiliriz. Buna yönelik bir önerge verilebilir" diye konuştu.
Çelik, ILO 176 sayılı sözleşmenin imzalanmaması eleştirilerine de yanıt vererek, maden ve inşaatlarla ilgili düzenlemeler için kurum görüşlerinin alındığını, çekincelerinin olmadığını, ekimde Meclis'ten geçirebileceklerini kaydetti.
AB ve ILO normları yan yana konulduğunda, AB normlarının daha önem arz ettiğini, pratiğe dönük olduğunu dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"ILO normları daha geneldir. Yasa, AB normları çerçevesinde hazırlanmış bir yasadır. Bununla ilgili 3 sözleşme Meclis'ten geçti, bunlar da ekimde geçer, engel yok.
Bakanlık olarak mevzuatta hiçbir eksikliğimiz yok. 5 iş güvenliği uzmanı madende hayatını kaybetti, 9 tane iş güvenliği uzmanı var. İş güvenliği uzmanı görevini yaptı mı yapmadı mı, kimin sorumluğu var bunlar çıkacak. Bizim görevimiz mevzuatı tamamlamak, uygulamak. 9 iş güvenliği uzmanını oraya koymak, denetlemek. Bunlarda bir eksiklik görmüyoruz. Zincir halkasını arada kim kopardı, bunun ortaya çıkması lazım."
Bakan Çelik, az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli iş yerlerine yönelik de bilgi verdi.
Çelik, 1 milyon 599 bin 327 iş yerinde, 12 milyon 486 bin 17 kişinin çalıştığını kaydetti.
Bunun 751 bin 201'inin az tehlikeyi iş yerlerinin oluşturduğunu bildiren Çelik, 561 bin 700 tehlikeli, 286 bin 426 işyerinin çok tehlikeli olduğunu ifade etti.
Çelik, az tehlikeli iş yerlerinde 4 milyon 745 bin, tehlikeli iş yerlerinde 4 milyon 420 bin, çok tehlikeli iş yerlerinde 3 milyon 319 bin işçinin istihdam edildiğini bildirdi.
Faruk Çelik, 1 ile 9 işçi çalışan iş yeri sayısının 1 milyon 367 bin olduğunu dile getirdi. Çelik, 10 ile 49 arasında işçi çalışan iş yeri sayısının 200 bin 188, çalışan sayısının 3 milyon 921 bin, 50'nin üzerinde 31 bin iş yerinde 4 milyon 800 bin kişinin çalıştığını sözlerine ekledi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Ekonomik ve Sosyal Konsey'de kamunun ağırlığını azaltıp, sivil toplum örgütlerinin ağırlığını artıracak yeni bir çalışmanın, Meclis gündemine geleceğini söyledi.
Muhalefet milletvekilleri, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'na göre, kurulu bulunduğu işkolunda en az yüzde 3 üye şartını, Ekonomik ve Sosyal Konsey'e üye konfederasyonlara bağlı işçi sendikaları için yüzde 1'e indiren maddeye eleştiriler yöneltti.
Eleştirilere yanıt veren Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, sendikalar açısından daha olumlu bir düzenleme getirdiklerini, geriye yönelik değil, daha iyiye doğru bir adım olduğunu söyledi. Yılmaz, düzenlemenin, büyük konfederasyonların görüşlerine daha uygun olduğunu, sendikalar adına olumlu yönde bir adım atıldığını kaydetti.
Ekonomik ve Sosyal Konsey'in önemli bir mekanizma olduğuna işaret eden Yılmaz, burada kamu, işveren ve sendikaların yer aldığını anımsattı. Yılmaz, konseyde sivil toplum örgütlerinin yeterince temsil edilmediğine işaret ederek, bunun AB tarafından da eleştirildiğini söyledi.
Bakan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eski yapısıyla toplasak, eski yapısıyla devam edecekti ancak yeni yapıyla devam etmesini istiyoruz. Şu anda Hükümet düzeyinde bir taslak oluşturulmuş durumda. Umut ediyorum ki yakın gelecekte Meclis'e gelecektir. Belli bir çalışma yapıldı. Bu çalışma geldiğinde kamunun ağırlığını bir miktar azaltıp, üçüncü sektörün, sivil toplumun ağırlığını artıracak yeni bir taslak gelecek. Konsey'in, anayasal güvenceye kavuşturulması da olumlu bir durum. Yeni tasarıyla da bu mekanizma işler hale gelecek."
Yılmaz, henüz ileri düzeyde gelişmiş bir ülke olmadıklarını belirterek, "Milli gelir, kişi başına gelir, ekonomik büyüklüklerimiz ortada. 10 yıl öncesine göre hızlı gelişsek de ileri ülkeler düzeyine henüz ulaşamadık" dedi.
Bir taraftan ekonomik pastayı, ekmeği büyütmek gerekirken diğer taraftan bunun daha adil paylaştırılması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, son 10 yılda bu politikaları izlediklerini anlattı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, "torba kanun" olarak bilinen İş Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda değişiklik yapan tasarının 20 maddesi daha kabul edildi.
Tasarının görüşmelerine geçen hafta salı günü başlayan ve toplam 12 madde kabul eden komisyon, bu haftaki mesaisine 13. madde üzerinden başladı.
Komisyonda 11 saat süren görüşmelerde, hükümeti sabah, öğleden sonra ve akşam üç farklı bakan temsil etti. Sabahki oturumda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, öğleden sonrakinde Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve akşamki oturumda Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz yer aldı.
13 ile 32. maddeleri kapsayan, bugün kabul edilen düzenlemeler şöyle:
Tasarıdan Özel Tüketim Vergisi ve endeks değişikliğinden kaynaklı fiyat farkı ile ilgili de düzenleme çıkarıldı. Böylece 22 Eylül 2012 tarihinden önce ihalesi yapılan ve ihale dokümanında fiyat farkı hesaplanabilmesine ilişkin hüküm bulunan yapım işleri ihalelerinde, yaklaşık maliyetin yarısından fazlasını akaryakıt giderinin oluşturduğu; geçici kabulü yapılmamış işlerin bu tarihten sonra gerçekleştirilen kısımlarında kullanılan akaryakıta ilişkin olarak fiyat farkı hesaplanmasına esas alınan endeks yerine TÜİK tarafından yayımlanan uygun bir endeksin kullanılabilmesine ve fiyat farkı hesaplanabilmesine dair esas ve usulleri tespite, Bakanlar Kurulu'na yetki veren madde kaldırılmış oldu.
Afet ve acil durumlar için kurulan lojistik depoların işletilmesiyle ilgili hizmet alımları 3 yıla kadar olabilecek.
Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin, sürekli nitelikte olan işlere ilişkin hizmet alımlarında yüklenme süresi 3 yıl olacak. İşin niteliğinden veya süresinden kaynaklanan zorunlu hallerde, bu süre gerekçe gösterilerek üst yöneticinin onayıyla kısaltılabilecek.
Uluslararası denizyolu ve havayolu taşımacılığı yapan araçların seyrüsefer hallerinde, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uygulanmayacak.
Tasarıdan, asıl işverene, işyerlerindeki alt işverenlerin gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini alıp almadığını gözetleme ve denetleme görevi veren madde de önergeyle çıkarıldı.
İşveren; çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ile 10 ve daha fazla çalışanı bulunan ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde diğer sağlık personeli görevlendirecek.
Öğrenci statüsünde olan çırak ve stajyerler, çalışan sayısının toplamına dahil edilmeyecek.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında alınması gereken sağlık raporları işyeri hekiminden alınacak. 10'dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için, kamu hizmet sunucuları veya aile hekimlerinden alınabilecek.
İşveren sendikaları, işçilerin sigorta primlerinin işveren payının ödemelerinde kullanılmak ve nakit mevcudunun yüzde 25'ini aşmamak üzere karşılıklıksız yardıma dayalı dayanışma ve yardım fonu oluşturulabilecek. Ancak bunun için tüzüklerinde hüküm bulunacak ve şartları genel kurul kararıyla belirlenecek.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'na göre, kurulu bulunduğu işkolunda en az yüzde 3 üye şartı, Ekonomik ve Sosyal Konsey'e üye konfederasyonlara bağlı işçi sendikaları için yüzde 1 olarak uygulanacak.
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu uyarınca uzun dönem ikamet iznine sahip olanlara da süresiz çalışma izni verilebilecek. Yabancıların, süresiz çalışma izni alabilmesi için toplam 6 yıllık kanunu çalışma süresi, 8 yıla çıkarılıyor. 11 Nisan 2014'ten önce süresiz çalışma izni verilen yabancıların hakları saklı kalacak.
Süresiz çalışma izni verilen yabancılar, kanunda belirtilen uzun dönem ikamet izninin sağladığı haklardan yararlanacak.
Harçlar Kanunu'nda "ikamet tezkeresinin harçsız olarak verildiği yabancıları" içeren maddeye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca süresiz çalışma izni verilenler de eklenecek.
İşe iade davası nedeniyle yatırılan primlerin son günü esas alınarak işsizlik ödeneği hak sahipliği belirlenecek ve işsiz geçen dönem için ödeme yapılacak.
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun taşınmaz alımının ve taşınmazlarının müzayede suretiyle satışı dahil, devir ve teslimi, 31 Aralık 2013 tarihine kadar KDV'den müstesna olacak.
Doğumla Türk vatandaşı olup çıkma izni alarak Türk vatandaşlığını kaybedenlerin yurt dışında Türk vatandaşı olarak çalıştıkları süreler için de borçlanma imkanı tanınacak.
Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce akit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların, akit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilecek. Yurt dışında geçen sürelerin tamamı veya istenildiği kadarı borçlanılabilecek.
Bu borçlanma, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce kurum aleyhine açılan ve henüz sonuçlanmamış davalardan feragat edenler hakkında da uygulanacak.
