
2016-01-28 - 09:00
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Başbakanlık, Hazine Müsteşarlığı, BDDK ve SPK'nın 2016 yılı bütçeleri kabul edildi.
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Başbakanlığa bağlı kurumların, 2016 yılı bütçeleri görüşüldü.
Komisyonda bugün, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumunun bütçeleri ele alınacak.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, kendisine bağlı kurumlara ilişkin sunuma başladı. Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş ise daha sonra söz alacak.
Sunumlardan önce söz alan HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, 9 kurumun bütçesinin görüşüleceğine işaret ederek, her bir kurum için kendilerine 1 dakika 6 saniyelik konuşma süresi düştüğünü söyledi. Yıldırım, bu sürenin en azından 2 dakikaya çıkarılmasını istedi.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam da tek bakanlığın bütçesinin görüşülmesini, diğer bakanlığın daha sonraki oturumda ele alınmasını talep etti.
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan da çok sayıda koruma görevlisinin salonda bulunmasını eleştirdi.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Plan ve Bütçe Komisyonunda, Başbakanlığa bağlı TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve AFAD'ın 2016 yılı bütçelerine ilişkin sunum yaptı.
Türkiye'nin medeniyet yürüyüşünde dış politikada en önemli kuruluşlarından biri haline gelen TİKA'nın ofis sayısının 12'den 50'ye çıktığını belirten Akdoğan, Türkiye'nin dünyaya erişim gücünün artmasına bağlı olarak TİKA'nın da çalışma coğrafyasının genişlediğini, bu bağlamda Sahra altı Afrika, Latin Amerika ve Asya-Pasifik ülkeleriyle ilişkilerinin ilerlediğini bildirdi.
TİKA'nın bugün itibariyle 5 kıtada 150'den fazla ülkede faaliyet gösterdiğini vurgulayan Akdoğan, krizler sırasında hızlı hareket etme kabiliyetine sahip TİKA'nın, 2014'te Myanmar, Filistin Irak ve son olarak da Bosna-Hersek'te ortaya çıkan insani krizlere cevap vermek amacıyla bölgeye intikal eden ilk kuruluşlardan biri olduğunu söyledi.
Kurumun 2005'te başlayan "Afrika Açılımı" çerçevesinde bugün Tunus, Sudan, Somali, Etiyopya, Senegal, Nijer, Namibya, Kamerun ve Kenya gibi ülkelerde faaliyetlerini yürüttüğünü anlatan Akdoğan, TİKA'nın 2014'te yaptığı yardımların bölgesel dağılımlarına bakıldığında, 53 milyon dolar ile Güney ve Orta Asya'nın ilk sırada, Afrika'nın da 44 milyon dolar ile ikinci sırada yer aldığını belirtti.
Akdoğan, eğitim alanında ise 2014'te 69 okul inşaatı ve onarımı, 134 okul donanımı ve tefrişatının gerçekleştiğine değindi. Akdoğan, sağlıkta da 2011-2014 yılları arasında inşa edilen hastane-sağlık merkezi sayısının 50'ye, onarımı-donamını yapılan hastane-sağlık merkezi sayısının 110'a ulaştığını, ayrıca 2 bin 993 sağlık personeline eğitim verildiğini ifade etti.
Dünyanın farklı bölgelerinde, özellikle Afrika'da, coğrafi şartlar, uzun süreli kuraklık, altyapıyla ilgili sorunlar, sosyal ve siyasi istikraksızlık nedeniyle insanların temiz ve sağlıklı içme suyuna ulaşmakta zorluk çektiğine dikkati çeken Akdoğan, "Bu kapsamda, 2002-2013 tarihleri arasında açılan su kuyusu sayısı toplam bin 46'ya ulaştı. Geçen yıl ise toplam 130 kuyu açıldı" dedi.
Akdoğan, Balkan ülkeleri başta olmak üzere Afrika'dan Latin Amerika'ya ecdat yadigarı eserleri restore ederek koruma altına alan TİKA'nın, Arnavutluk'ta Preze Kale ve Kruja Murad Bey camilerinin, Macaristan'da Kanuni Sultan Süleyman'ın iç organlarının gömülü olduğu türbenin bulunması ve restorasyonunu gerçekleştirdiğine dikkati çekti.
Akdoğan, "Türkiye, yükselen donör nitelemesine uygun olarak, 2014 resmi kalkınma yardım tutarını yüzde 8,6 artırarak 3,6 milyar dolara çıkarmıştır" diye konuştu.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı hakkında da bilgi veren Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 21. Yüzyıl gereksinimlerini iyi analiz eden Türkiye'nin, kamu diplomasisine ve diaspora çalışmalarına daha fazla önem vermeye başladığını vurguladı.
Akdoğan, yurt dışında yaşayan vatandaşların yabancı düşmanlığından İslamofobiye, gençlik daireleri tarafından ellerinden alınan çocuklardan aile birleşimindeki sıkıntılara, eğitimde eşit katılım gibi sorunlarla karşılaştığını söyledi.
Geçmiş dönemlerde gümrük kapılarında oy kullanamayan yurt dışındaki vatandaşlar için 2011'de başlatılan çalışmalar kapsamında, Türkiye'deki seçimlerde, yaşadıkları ülkelerden oy kullanmalarına olanak sağlandığını dile getiren Akdoğan, bu kapsamda 2014'teki Cumhurbaşkanlığı seçimine katılımı yüzde 18 iken, bu oranının geçen yıl 7 Haziran genel seçimlerinde yüzde 37'ye, 1 Kasım'da ise yüzde 45'e yükseldiğini ifade etti.
Akdoğan, Başkanlığın 2013'te hayata geçirdiği "Yurtdışı Genç Liderler Programı"ndan, bugüne kadar 140 gencin faydalandığını, geçen yıl başlatılan "Çanakkale 100. Yıl Özel Destek Programı" kapsamında ise bin 500 öğrencinin Türkiye'nin tarihi ve kültürel mirasıyla öne çıkan 13 kentini gezdiğini bildirdi. Yalçın Akdoğan, yurt dışındaki vatandaşların maruz kaldığı sorunlardan biri olan Ermeni meselesi ile ilgili olarak, Başkanlık tarafından "Bin Yıllık Komşumuz Ermeniler Bir Asırlık Mesele: Demokratikleşme Sürecinde Yeni Yaklaşımlar 1915-2015" kitabının hazırlandığını hatırlattı.
Yurt dışındaki vatandaşların yaşadığı hukuki ve idari sorunların çözümüne yönelik hazırlanan çalışma kapsamındaki 10 düzenlemeden 6'sının gerçekleştiğine işaret eden Akdoğan, "Bu kapsamda yurt dışındaki vatandaşların pasaport harçları 100 avroya düşürüldü, dövizli askerlik bedeli 6 bin avrodan 1000 avroya düşürüldü" dedi.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin uluslararası öğrenciler için bir eğitim merkezi olması, nitelikli öğrenciler için çekim merkezi haline gelmesi ve bu öğrencilerin, ülkeleri ile Türkiye arasında köprü olmaları amacıyla oluşturulan "Türkiye Bursları" kapsamında, ülkemizde 153 ülkeden 15 binden fazla uluslararası öğrenci, 55 farklı kentteki 105 üniversitede öğrenim görmektedir. Bir önceki yıl 176 ülkeden yaklaşık 82 bin başvuru yapılan burslara, geçen yıl 182 ülkeden 155 bin başvuru yapıldı. 2015-2016 eğitim-öğretim dönemi çin yaklaşık 5 bin öğrenciye burs verildi."
Misyonunu "Afetlere dirençli toplum oluşturmak" şeklinde belirleyen AFAD'ın Türkiye'yi afet anında sıfırıncı dakikaya hazırladığını söyleyen Akdoğan, afet yönetiminde kullanılacak entegre yazılım uygulaması olan "Afet Yönetimi ve Karar Destek Sistemi" ile coğrafi bilgi sistemleri üzerine inşa edilen erken uyarı, tahmin yapabilen, modelleme, simülasyonlarla risk yönetimi gerçekleştiren ve afet anında tüm kaynakları etkin şekilde kullanabilen sistemler geliştirdiklerini bildirdi.
Afetlerde barınma ihtiyacının karşılanması çalışması kapsamında Türk aile tipine uygun 110 bin çadır stokuna ulaştıklarını dile getiren Akdoğan, bu çerçevede Türkiye'yi afetselliğine göre 15 bölgeye ayırdıklarını, toplam 27 lojistik merkez kurma çalışmalarına başladıklarını, 22 kentte depo kurulduğunu ifade etti.
Akdoğan, geçen yılın 11 aylık bölümünde sel, hortum, fırtına, boğulma, yaralı tahliyesi, kaza, kayıp gibi toplam bin 327 afet ve acil durum olayına 6 bin 721 personelle müdahale edildiğini söyledi.
Risk ve zarar azaltma kapsamında "Türkiye Afet Yönetimi Çerçeve Belgesi"nin hazırlandığını bildiren Akdoğan, afet tehlike ve risklerinin tespiti, zarar azaltma faaliyetlerine yönelik de "Bütünleşik Afet Tehlike Haritalarının" yapıldığını söyledi.
AFAD'ın koordinasyonunda Suriyelilere insani yardımlar hakkında da bilgi veren Akdoğan, bugüne kadar Türkiye'de geçici barınma merkezlerine yaklaşık 548 bin Suriyelinin giriş yaptığını kaydetti.
Akdoğan, "260 binin üstünde Suriyeli 10 kentte kurulan 25 geçici barınma merkezinde yiyecek, sağlık, güvenlik sosyal aktivite, eğitim ibadet, tercümanlık, haberleşme gibi insani ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Barınma merkezlerinin dışında da yaklaşık 2 milyon 300 bin civarında Türkiye'nin farklı kentlerinde Suriyeliler var. Toplamda bugün itibarıyla biyometrik kayıt sistemine giren 2 milyon 541 bin Suriyeli Türkiye'de bulunmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.
Diğer ülkelere kıyasla tüm kamplarda Birleşmiş Milletler standartlarının çok üzerinde hayat kalitesinin sunulduğuna dikkati çeken Akdoğan, "Bugüne kadar Suriyeliler için yaklaşık 8 milyar dolar harcama yapıldı" dedi.
Geçiçi barınma merkezlerindeki 15 sahra hastanesinde sağlık hizmeti verildiğini belirten Akdoğan, "Bugüne kadar kamp içi ve dışında yaklaşık 10 milyon 30 bin 313 poliklinik hizmeti sunuldu, 419 bin 529 yatan hastaya hizmet verildi, 294 bin 271 cerrahi müdahale yapıldı. Toplam 67 bin 690 doğum gerçekleşti. Suriyeli genç ve çocukların eğitimi için ise yaklaşık 78 bin 707 çocuk ve gence bin 211 derslikte kreş, ilköğretim ve lise düzeyinde 389'u Türk, 2 bin 831'i Arap olmak üzere 3 bin 220 öğretmen tarafından eğitim verildi" ifadelerini kullandı.
Irak ve Suriye'den gelen Türkmenlerin de AFAD koordinasyonluğunda misafir edildiğini, Türkiye'de 9 bin 416'sı Bayır-Bucak'tan olmak üzere toplam 56 bin 757 Türkmen bulunduğunu belirten Akdoğan, Irak'tak insani kriz karşısında AFAD'ın Türkmen, Arap, Ezidi ve Kürt fark etmeksizin ihtiyaç sahiplerine yardım yapıldığını anlattı.
Vakıflar Genel Müdürlüğü hakkında da bilgi veren Akdoğan 2003-2015 arasında 4 bin 500 vakıf eserin projesinin çizildiğini belirtti.
Geçen yıl Edirne Sezai Dergahı, Şanlıurfa Harran İmam Bakır Türbe ve Mescidi, Bursa Osmangazi Tahtalı Camisi, İstanbul Beşiktaş Küçük Mecidiye Cami gibi restore edilen eserlerden örnekler veren Akdoğan, Eyüp İmareti'nden 2 bin kişiye her gün bir öğün sıcak yemek hizmetinin devam ettiğini söyledi.
Akdoğan, muhtaç kişilere yardımın bu yıl 556 liraya çıkarıldığını, burs verilen ilk ve orta okul öğrenci kontenjanının 2015-2016 eğitim-öğretim döneminde 15 bin olduğunu, üniversite öğrencilerine yönelik 6 bin kişiye 200 şer lira burs ödendiğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "Sosyal ve beşeri bilimler alanında, bilimsel araştırmalar ile elde edilen özgün bilgileri, paydaşlarına ve ilgililerine elektronik ortamda sunmak amacıyla oluşturulan 'Bütünleşik Bilgi Sistemi' ile kurumlarımızın kütüphane, arşiv ve dokümantasyon merkezlerinin genel ağı üzerinde birleştirilmesi amaçlanmaktadır" dedi.
Türkeş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve bağlı kurumların bütçesine ilişkin sunumunda, kurumun 2015 yılı içindeki faaliyetleri ve 2016 yılı bütçesiyle gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetler hakkında bilgi verdi.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun; Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılaplarını,Türk kültürünü, Türk tarihini ve Türk dilini bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak, yaymak ve yayınlar yapmak amacıyla kurulduğunu anımsatan Türkeş, Yüksek Kurumun, Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezinden oluştuğunu bildirdi.
Sosyal ve beşeri bilimler alanında, bilimsel araştırmalar ile elde edilen özgün bilgileri paydaşlarına ve ilgililerine elektronik ortamda sunmak amacıyla "Bütünleşik Bilgi Sistemi"nin oluşturulduğunu belirten Türkeş, "Bu sistemle kurumlarımızın kütüphane, arşiv ve dokümantasyon merkezlerinin genel ağı üzerinde birleştirilmesi amaçlanmaktadır. Ülkemiz için önem ve öncelik arz eden belli konularda veri tabanı tasarımları ve yazılımları gerçekleştirilerek bu çalışmalar mevcut ulusal ve uluslararası sistemlere entegre edilecektir" diye konuştu.
Türkeş, 2015 yılında "Bütünleşik Bilgi Sistemleri" kapsamında geliştirilen, mobil sözlük uygulamaları, burs sistemi, yayın dağıtım ve satış sistemi, bilimsel proje ve destek sistemi, araştırmacı bilgi sistemi, bilimsel etkinlik sistemi, insan kaynakları bilgi sistemi, yayım takip sistemi, yönetim kurulu sistemi, yönetim bilgi sistemi hakkında komisyon üyelerine bilgi verdi.
Yüksek Kurum tarafından, 2011 yılından itibaren, bünyesinde yer alan kurumların kendi amaç ve ilkelerine uygun konularda bilgi üretilmesini teşvik etmek amacıyla yurt içinde ve yurt dışında eğitim ve araştırma yapacak kişilere burs verildiğine belirten Türkeş, 2016 yılında 130 lisans, 91 yüksek lisans, 41 doktora ve 10 doktora sonrası araştırma bursu olmak üzere toplam 272 bursiyere daha destek verilmesinin planlandığını söyledi.
Üniversiteler ve kütüphaneler ile kamu kurumlarına, yurt içinde ve yurt dışında toplam 105 bin 276 eser, 23 bin 488 adet süreli yayının 2015 yılında ücretsiz dağıtıldığını vurgulayan Türkeş, bu uygulamaya 2016 yılında da devam edileceğini bildirdi.
Türkeş, 2016 yılı için Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bütçesinin 5 milyon 475 bini personel giderleri, 881 bini SGK primi, 4 milyon 589 bini mal ve hizmet alımı giderleri, 335 bini cari transferler ve 424 bini sermaye giderleri olmak üzere toplam 11 milyon 704 bin lira olarak öngörüldüğünü ifade etti.
Başbakan Yardımcısı Türkeş, komisyon üyelerine, Yüksek Kurumun bünyesindeki kurumların 2015 yılı faaliyetleri ve 2016 yılı bütçesi ile gerçekleştirmeyi planladıkları projelere yönelik çalışmaları anlattı.
Türkeş, Atatürk Araştırma Merkezinin yeniden yapılandırıldığını anımsatarak, merkezin "Atatürk ve eseri hakkında bilimsel araştırmalar yapmak, yaptırmak ve sonuçlarını yaymak" misyonu ile faaliyet gösterdiğini dile getirdi.
Türk Dil Kurumunun, 2015 yılında 28 yeni yayın, 24 tıpkıbasım ve 14 süreli yayını yayımlandığını belirten Türkeş, 2016 yılında da 40 eserin kazandırılacağını ifade etti. 2015 yılında üniversiteler ve kütüphaneler ile kamu kurumlarına yurt içinde ve yurt dışında toplam 14 bin 326 eser ile 18 bin 356 süreli yayının ücretsiz dağıtıldığına değinen Türkeş, bu uygulamayı 2016 yılında da devam ettireceklerini, 200 kişiye daha burs vermeyi planladıklarına işaret etti.
Türkeş, Atatürk Kültür Merkezinin 2015 yılı faaliyetleri hakkında da bilgi vererek, 2016 yılında da 9 ulusal ve uluslararası bilimsel etkinlik planladığını kaydetti.
CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, Suriyeliler'in iskanı konusunda net bir politika bulunmadığını savunarak, Suriyeliler'in yaklaşık 5 yıldır Türkiye'de olduğunu, kalıcı hale geldiklerini belirtti.
Suriyeliler için geçen yıl 4,6 milyar dolar, bu yıl 8 milyar dolar harcandığını vurgulayan Kuşoğlu, bunun önemli bir artış olduğunu vurgulayarak, artışın nereden kaynaklandığını sordu.
Kuşoğlu, TÜRGEV'in, devletin yapmadığı işlerin bazılarını devlet, Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı veya başka kuruluşlarla belediyelerin de desteğini alarak yapmaya çalıştığını savunarak, toplumu şekillendirme, inanç, kültür, geleneklerle ilgili mühendislik çalışması yapıldığını öne sürdü.
CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, AFAD'daki 7 bin personelin nasıl geldiğini, nasıl eğitildiğini sordu. Temizel, kurumların denetlenmesi halinde işin daha iyi yapılacağını bildirdi.
AK PARTİ Antalya Milletvekili İbrahim Aydın, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının, soydaş ve akraba topluluklarına yönelik çeşitli çalışmalar yürüttüğünü belirterek, bu çalışmalardan bazıları hakkında bilgi verdi.
HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, TÜRGEV, Ensar Vakfı, Birlik Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti gibi bazı vakıfların, "devlet tarafından abartılı şekilde desteklendiğini" savundu.
Yıldırım, sadece sınır kapılarını açarak mültecilerin trajedisini sona erdiremediklerini ifade etti. Yıldırım, mülteci kamplarından fuhuş pazarına sunulan kadınların, parayla evliliklerin olduğuna yönelik Mazlum-Der raporunu okuduğunda, çok üzüldüğünü söyledi.
Kürdoloji mezunlarının formasyon aldığını, ancak atanamadığını ifade eden Yıldırım, Kürt dilinin seçmeli olarak okutulduğunu ve muhasebe mezununun bile bu derslere girdiğini belirtti.
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, "Dedelerim, kendilerini Osmanlı vatandaşı hissederdi çünkü bir ayrımcılık yoktu. Hangi kimlikten olursa olsun kendini Osmanlı vatandaşı hissederdi" dedi.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal ise Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'a, "Bir yadan HDP, PKK'ya kızıyorsunuz ama Dolmabahçe'ye geri dönüş mü var?" diye sordu.
Başbakan Yardımcıları Yalçın Akdoğan ve Tuğrul Türkeş'in bulunduğu görüşmelerde, HDP Diyarbakır Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş, Akdoğan'ı kastederek, "Hem çok hassas barış sürecinde hem de bugün yaşanan acılı, acıklı çatışmalı süreçte öncü rolü üstlendiniz" dedi.
"Barış sürecini yürütmek çok daha mı zordu? 5 kişinin vefatını konuşuyoruz, normal oluyor. Onlar, yüzler basamağına çıkarsa da mı normal karşılayacağız" diye soran Erdoğmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir araştırma yapılsa canını, evladını, eşini kaybeden yetim ve dul kalan ailelere sorsak, tercihleri barış sürecinin yeniden başlaması gerçeğiyle karşılaşırız. Hiçbir çatışma, hiçbir kavga, hiçbir süreç ebedi olamaz. Kavgalar, hastalık gibidir. Hastalık tedavi edilecek ama hastalık ölümcül olursa, felç edilmiş bir yapıyı getirirse hepimizin vicdanını yaralar. Kontrollü şekilde şu anda bu çatışmalı süreç devam ediyor. Hükümetten arzumuz, acil şekilde yeniden barış sürecine dönülmesi ve kardeşlik, beraberlik, birlik üzerinde yeniden bir takım inşa faaliyetlerinin yürütülmesidir. Kanımca bütün ülke halkımız sabırsızlıkla bunu bekliyor. Bu konuda sizlere Allah'tan cesaret diliyorum, çığır açmanızı, adım atmanızı bekliyorum."
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, bugün 5 şehit haberi geldiğini, milletvekili olarak, bunları durduracak durumdayken bir şey yapılamıyorsa bundan sorumlu olduklarını belirtti.
Erdoğdu, "açılım sürecinin" başarısız olunduğunu, kandırıldıklarını savunarak, "Bu başarısızlığınızı kabul edeceksiniz. 78 milyonun çektiği acılardan sorumlusunuz. Bu ülkenin halkları duygusal olarak birbirinden ayrılıyor" diye konuştu.
Terörle mücadele edilmesi gerektiğini, ancak ilk yöntemin bu olmak zorunda olmadığını ifade eden Erdoğdu, "Etin kemikten ayrıldığı gibi ayrılmaya başladık. Birlikte yaşama irademiz, sadece doğu değil, batı illerinde de azalıyor. Bütün partiler sorumluluk almalı, gerekirse bölgeye gitmeliyiz" dedi.
MHP Ankara Milletvekili Erkan Haberal, "açılım" denilmemesi gerektiğini, açılımın sonucunun Habur olduğunu, albayrağa sarılı tabutların gelmeye başladığını söyledi.
Haberal'ın, Akdoğan ve Türkeş'in de kendisi gibi Ankara Milletvekili olduğunu, düşman ya da rakip olmadıklarını söylemesi üzerine Türkeş, "Rakip bile değilim. Ben bu tarafa geçince siz vekil oldunuz" diye karşılık verdi.
HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, Haberal'a, "Bir yıl önceye göre mutluysanız... Tek dile, tek etnik kimliğe sahip değilim ama ortak asgari müştereklerde birlik içinde yaşayabiliriz" diye seslendi.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, Yıldırım'ın tehdit ettiğini öne sürerek, "Konunun muhatapları konuşmazsa biz konuşuruz" dedi.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'ten, MİT TIR'larıyla ilgili "Vallahi billahi o TIR'lar Türkmenlere gitmiyor" açıklamasını somutlaştırmasını isteyerek, aksi halde ciddi şaibelerin ortaya çıkacağını savundu. Çam, bu açıklamayı yapanın bakan olarak karşılarında, haber yapanların ise Silivri Cezaevi'nde bulunduğunu söyledi.
***HABERİN DEVAMINA İLGİLİ DOKÜMANLAR KISMINDAN ULAŞABİLİRSİNİZ***
Komisyonda bugün, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumunun bütçeleri ele alınacak.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, kendisine bağlı kurumlara ilişkin sunuma başladı. Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş ise daha sonra söz alacak.
Sunumlardan önce söz alan HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, 9 kurumun bütçesinin görüşüleceğine işaret ederek, her bir kurum için kendilerine 1 dakika 6 saniyelik konuşma süresi düştüğünü söyledi. Yıldırım, bu sürenin en azından 2 dakikaya çıkarılmasını istedi.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam da tek bakanlığın bütçesinin görüşülmesini, diğer bakanlığın daha sonraki oturumda ele alınmasını talep etti.
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan da çok sayıda koruma görevlisinin salonda bulunmasını eleştirdi.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Plan ve Bütçe Komisyonunda, Başbakanlığa bağlı TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve AFAD'ın 2016 yılı bütçelerine ilişkin sunum yaptı.
Türkiye'nin medeniyet yürüyüşünde dış politikada en önemli kuruluşlarından biri haline gelen TİKA'nın ofis sayısının 12'den 50'ye çıktığını belirten Akdoğan, Türkiye'nin dünyaya erişim gücünün artmasına bağlı olarak TİKA'nın da çalışma coğrafyasının genişlediğini, bu bağlamda Sahra altı Afrika, Latin Amerika ve Asya-Pasifik ülkeleriyle ilişkilerinin ilerlediğini bildirdi.
TİKA'nın bugün itibariyle 5 kıtada 150'den fazla ülkede faaliyet gösterdiğini vurgulayan Akdoğan, krizler sırasında hızlı hareket etme kabiliyetine sahip TİKA'nın, 2014'te Myanmar, Filistin Irak ve son olarak da Bosna-Hersek'te ortaya çıkan insani krizlere cevap vermek amacıyla bölgeye intikal eden ilk kuruluşlardan biri olduğunu söyledi.
Kurumun 2005'te başlayan "Afrika Açılımı" çerçevesinde bugün Tunus, Sudan, Somali, Etiyopya, Senegal, Nijer, Namibya, Kamerun ve Kenya gibi ülkelerde faaliyetlerini yürüttüğünü anlatan Akdoğan, TİKA'nın 2014'te yaptığı yardımların bölgesel dağılımlarına bakıldığında, 53 milyon dolar ile Güney ve Orta Asya'nın ilk sırada, Afrika'nın da 44 milyon dolar ile ikinci sırada yer aldığını belirtti.
Akdoğan, eğitim alanında ise 2014'te 69 okul inşaatı ve onarımı, 134 okul donanımı ve tefrişatının gerçekleştiğine değindi. Akdoğan, sağlıkta da 2011-2014 yılları arasında inşa edilen hastane-sağlık merkezi sayısının 50'ye, onarımı-donamını yapılan hastane-sağlık merkezi sayısının 110'a ulaştığını, ayrıca 2 bin 993 sağlık personeline eğitim verildiğini ifade etti.
Dünyanın farklı bölgelerinde, özellikle Afrika'da, coğrafi şartlar, uzun süreli kuraklık, altyapıyla ilgili sorunlar, sosyal ve siyasi istikraksızlık nedeniyle insanların temiz ve sağlıklı içme suyuna ulaşmakta zorluk çektiğine dikkati çeken Akdoğan, "Bu kapsamda, 2002-2013 tarihleri arasında açılan su kuyusu sayısı toplam bin 46'ya ulaştı. Geçen yıl ise toplam 130 kuyu açıldı" dedi.
Akdoğan, Balkan ülkeleri başta olmak üzere Afrika'dan Latin Amerika'ya ecdat yadigarı eserleri restore ederek koruma altına alan TİKA'nın, Arnavutluk'ta Preze Kale ve Kruja Murad Bey camilerinin, Macaristan'da Kanuni Sultan Süleyman'ın iç organlarının gömülü olduğu türbenin bulunması ve restorasyonunu gerçekleştirdiğine dikkati çekti.
Akdoğan, "Türkiye, yükselen donör nitelemesine uygun olarak, 2014 resmi kalkınma yardım tutarını yüzde 8,6 artırarak 3,6 milyar dolara çıkarmıştır" diye konuştu.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı hakkında da bilgi veren Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 21. Yüzyıl gereksinimlerini iyi analiz eden Türkiye'nin, kamu diplomasisine ve diaspora çalışmalarına daha fazla önem vermeye başladığını vurguladı.
Akdoğan, yurt dışında yaşayan vatandaşların yabancı düşmanlığından İslamofobiye, gençlik daireleri tarafından ellerinden alınan çocuklardan aile birleşimindeki sıkıntılara, eğitimde eşit katılım gibi sorunlarla karşılaştığını söyledi.
Geçmiş dönemlerde gümrük kapılarında oy kullanamayan yurt dışındaki vatandaşlar için 2011'de başlatılan çalışmalar kapsamında, Türkiye'deki seçimlerde, yaşadıkları ülkelerden oy kullanmalarına olanak sağlandığını dile getiren Akdoğan, bu kapsamda 2014'teki Cumhurbaşkanlığı seçimine katılımı yüzde 18 iken, bu oranının geçen yıl 7 Haziran genel seçimlerinde yüzde 37'ye, 1 Kasım'da ise yüzde 45'e yükseldiğini ifade etti.
Akdoğan, Başkanlığın 2013'te hayata geçirdiği "Yurtdışı Genç Liderler Programı"ndan, bugüne kadar 140 gencin faydalandığını, geçen yıl başlatılan "Çanakkale 100. Yıl Özel Destek Programı" kapsamında ise bin 500 öğrencinin Türkiye'nin tarihi ve kültürel mirasıyla öne çıkan 13 kentini gezdiğini bildirdi. Yalçın Akdoğan, yurt dışındaki vatandaşların maruz kaldığı sorunlardan biri olan Ermeni meselesi ile ilgili olarak, Başkanlık tarafından "Bin Yıllık Komşumuz Ermeniler Bir Asırlık Mesele: Demokratikleşme Sürecinde Yeni Yaklaşımlar 1915-2015" kitabının hazırlandığını hatırlattı.
Yurt dışındaki vatandaşların yaşadığı hukuki ve idari sorunların çözümüne yönelik hazırlanan çalışma kapsamındaki 10 düzenlemeden 6'sının gerçekleştiğine işaret eden Akdoğan, "Bu kapsamda yurt dışındaki vatandaşların pasaport harçları 100 avroya düşürüldü, dövizli askerlik bedeli 6 bin avrodan 1000 avroya düşürüldü" dedi.
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin uluslararası öğrenciler için bir eğitim merkezi olması, nitelikli öğrenciler için çekim merkezi haline gelmesi ve bu öğrencilerin, ülkeleri ile Türkiye arasında köprü olmaları amacıyla oluşturulan "Türkiye Bursları" kapsamında, ülkemizde 153 ülkeden 15 binden fazla uluslararası öğrenci, 55 farklı kentteki 105 üniversitede öğrenim görmektedir. Bir önceki yıl 176 ülkeden yaklaşık 82 bin başvuru yapılan burslara, geçen yıl 182 ülkeden 155 bin başvuru yapıldı. 2015-2016 eğitim-öğretim dönemi çin yaklaşık 5 bin öğrenciye burs verildi."
Misyonunu "Afetlere dirençli toplum oluşturmak" şeklinde belirleyen AFAD'ın Türkiye'yi afet anında sıfırıncı dakikaya hazırladığını söyleyen Akdoğan, afet yönetiminde kullanılacak entegre yazılım uygulaması olan "Afet Yönetimi ve Karar Destek Sistemi" ile coğrafi bilgi sistemleri üzerine inşa edilen erken uyarı, tahmin yapabilen, modelleme, simülasyonlarla risk yönetimi gerçekleştiren ve afet anında tüm kaynakları etkin şekilde kullanabilen sistemler geliştirdiklerini bildirdi.
Afetlerde barınma ihtiyacının karşılanması çalışması kapsamında Türk aile tipine uygun 110 bin çadır stokuna ulaştıklarını dile getiren Akdoğan, bu çerçevede Türkiye'yi afetselliğine göre 15 bölgeye ayırdıklarını, toplam 27 lojistik merkez kurma çalışmalarına başladıklarını, 22 kentte depo kurulduğunu ifade etti.
Akdoğan, geçen yılın 11 aylık bölümünde sel, hortum, fırtına, boğulma, yaralı tahliyesi, kaza, kayıp gibi toplam bin 327 afet ve acil durum olayına 6 bin 721 personelle müdahale edildiğini söyledi.
Risk ve zarar azaltma kapsamında "Türkiye Afet Yönetimi Çerçeve Belgesi"nin hazırlandığını bildiren Akdoğan, afet tehlike ve risklerinin tespiti, zarar azaltma faaliyetlerine yönelik de "Bütünleşik Afet Tehlike Haritalarının" yapıldığını söyledi.
AFAD'ın koordinasyonunda Suriyelilere insani yardımlar hakkında da bilgi veren Akdoğan, bugüne kadar Türkiye'de geçici barınma merkezlerine yaklaşık 548 bin Suriyelinin giriş yaptığını kaydetti.
Akdoğan, "260 binin üstünde Suriyeli 10 kentte kurulan 25 geçici barınma merkezinde yiyecek, sağlık, güvenlik sosyal aktivite, eğitim ibadet, tercümanlık, haberleşme gibi insani ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Barınma merkezlerinin dışında da yaklaşık 2 milyon 300 bin civarında Türkiye'nin farklı kentlerinde Suriyeliler var. Toplamda bugün itibarıyla biyometrik kayıt sistemine giren 2 milyon 541 bin Suriyeli Türkiye'de bulunmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.
Diğer ülkelere kıyasla tüm kamplarda Birleşmiş Milletler standartlarının çok üzerinde hayat kalitesinin sunulduğuna dikkati çeken Akdoğan, "Bugüne kadar Suriyeliler için yaklaşık 8 milyar dolar harcama yapıldı" dedi.
Geçiçi barınma merkezlerindeki 15 sahra hastanesinde sağlık hizmeti verildiğini belirten Akdoğan, "Bugüne kadar kamp içi ve dışında yaklaşık 10 milyon 30 bin 313 poliklinik hizmeti sunuldu, 419 bin 529 yatan hastaya hizmet verildi, 294 bin 271 cerrahi müdahale yapıldı. Toplam 67 bin 690 doğum gerçekleşti. Suriyeli genç ve çocukların eğitimi için ise yaklaşık 78 bin 707 çocuk ve gence bin 211 derslikte kreş, ilköğretim ve lise düzeyinde 389'u Türk, 2 bin 831'i Arap olmak üzere 3 bin 220 öğretmen tarafından eğitim verildi" ifadelerini kullandı.
Irak ve Suriye'den gelen Türkmenlerin de AFAD koordinasyonluğunda misafir edildiğini, Türkiye'de 9 bin 416'sı Bayır-Bucak'tan olmak üzere toplam 56 bin 757 Türkmen bulunduğunu belirten Akdoğan, Irak'tak insani kriz karşısında AFAD'ın Türkmen, Arap, Ezidi ve Kürt fark etmeksizin ihtiyaç sahiplerine yardım yapıldığını anlattı.
Vakıflar Genel Müdürlüğü hakkında da bilgi veren Akdoğan 2003-2015 arasında 4 bin 500 vakıf eserin projesinin çizildiğini belirtti.
Geçen yıl Edirne Sezai Dergahı, Şanlıurfa Harran İmam Bakır Türbe ve Mescidi, Bursa Osmangazi Tahtalı Camisi, İstanbul Beşiktaş Küçük Mecidiye Cami gibi restore edilen eserlerden örnekler veren Akdoğan, Eyüp İmareti'nden 2 bin kişiye her gün bir öğün sıcak yemek hizmetinin devam ettiğini söyledi.
Akdoğan, muhtaç kişilere yardımın bu yıl 556 liraya çıkarıldığını, burs verilen ilk ve orta okul öğrenci kontenjanının 2015-2016 eğitim-öğretim döneminde 15 bin olduğunu, üniversite öğrencilerine yönelik 6 bin kişiye 200 şer lira burs ödendiğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "Sosyal ve beşeri bilimler alanında, bilimsel araştırmalar ile elde edilen özgün bilgileri, paydaşlarına ve ilgililerine elektronik ortamda sunmak amacıyla oluşturulan 'Bütünleşik Bilgi Sistemi' ile kurumlarımızın kütüphane, arşiv ve dokümantasyon merkezlerinin genel ağı üzerinde birleştirilmesi amaçlanmaktadır" dedi.
Türkeş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ve bağlı kurumların bütçesine ilişkin sunumunda, kurumun 2015 yılı içindeki faaliyetleri ve 2016 yılı bütçesiyle gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetler hakkında bilgi verdi.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun; Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılaplarını,Türk kültürünü, Türk tarihini ve Türk dilini bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak, yaymak ve yayınlar yapmak amacıyla kurulduğunu anımsatan Türkeş, Yüksek Kurumun, Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezinden oluştuğunu bildirdi.
Sosyal ve beşeri bilimler alanında, bilimsel araştırmalar ile elde edilen özgün bilgileri paydaşlarına ve ilgililerine elektronik ortamda sunmak amacıyla "Bütünleşik Bilgi Sistemi"nin oluşturulduğunu belirten Türkeş, "Bu sistemle kurumlarımızın kütüphane, arşiv ve dokümantasyon merkezlerinin genel ağı üzerinde birleştirilmesi amaçlanmaktadır. Ülkemiz için önem ve öncelik arz eden belli konularda veri tabanı tasarımları ve yazılımları gerçekleştirilerek bu çalışmalar mevcut ulusal ve uluslararası sistemlere entegre edilecektir" diye konuştu.
Türkeş, 2015 yılında "Bütünleşik Bilgi Sistemleri" kapsamında geliştirilen, mobil sözlük uygulamaları, burs sistemi, yayın dağıtım ve satış sistemi, bilimsel proje ve destek sistemi, araştırmacı bilgi sistemi, bilimsel etkinlik sistemi, insan kaynakları bilgi sistemi, yayım takip sistemi, yönetim kurulu sistemi, yönetim bilgi sistemi hakkında komisyon üyelerine bilgi verdi.
Yüksek Kurum tarafından, 2011 yılından itibaren, bünyesinde yer alan kurumların kendi amaç ve ilkelerine uygun konularda bilgi üretilmesini teşvik etmek amacıyla yurt içinde ve yurt dışında eğitim ve araştırma yapacak kişilere burs verildiğine belirten Türkeş, 2016 yılında 130 lisans, 91 yüksek lisans, 41 doktora ve 10 doktora sonrası araştırma bursu olmak üzere toplam 272 bursiyere daha destek verilmesinin planlandığını söyledi.
Üniversiteler ve kütüphaneler ile kamu kurumlarına, yurt içinde ve yurt dışında toplam 105 bin 276 eser, 23 bin 488 adet süreli yayının 2015 yılında ücretsiz dağıtıldığını vurgulayan Türkeş, bu uygulamaya 2016 yılında da devam edileceğini bildirdi.
Türkeş, 2016 yılı için Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bütçesinin 5 milyon 475 bini personel giderleri, 881 bini SGK primi, 4 milyon 589 bini mal ve hizmet alımı giderleri, 335 bini cari transferler ve 424 bini sermaye giderleri olmak üzere toplam 11 milyon 704 bin lira olarak öngörüldüğünü ifade etti.
Başbakan Yardımcısı Türkeş, komisyon üyelerine, Yüksek Kurumun bünyesindeki kurumların 2015 yılı faaliyetleri ve 2016 yılı bütçesi ile gerçekleştirmeyi planladıkları projelere yönelik çalışmaları anlattı.
Türkeş, Atatürk Araştırma Merkezinin yeniden yapılandırıldığını anımsatarak, merkezin "Atatürk ve eseri hakkında bilimsel araştırmalar yapmak, yaptırmak ve sonuçlarını yaymak" misyonu ile faaliyet gösterdiğini dile getirdi.
Türk Dil Kurumunun, 2015 yılında 28 yeni yayın, 24 tıpkıbasım ve 14 süreli yayını yayımlandığını belirten Türkeş, 2016 yılında da 40 eserin kazandırılacağını ifade etti. 2015 yılında üniversiteler ve kütüphaneler ile kamu kurumlarına yurt içinde ve yurt dışında toplam 14 bin 326 eser ile 18 bin 356 süreli yayının ücretsiz dağıtıldığına değinen Türkeş, bu uygulamayı 2016 yılında da devam ettireceklerini, 200 kişiye daha burs vermeyi planladıklarına işaret etti.
Türkeş, Atatürk Kültür Merkezinin 2015 yılı faaliyetleri hakkında da bilgi vererek, 2016 yılında da 9 ulusal ve uluslararası bilimsel etkinlik planladığını kaydetti.
CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, Suriyeliler'in iskanı konusunda net bir politika bulunmadığını savunarak, Suriyeliler'in yaklaşık 5 yıldır Türkiye'de olduğunu, kalıcı hale geldiklerini belirtti.
Suriyeliler için geçen yıl 4,6 milyar dolar, bu yıl 8 milyar dolar harcandığını vurgulayan Kuşoğlu, bunun önemli bir artış olduğunu vurgulayarak, artışın nereden kaynaklandığını sordu.
Kuşoğlu, TÜRGEV'in, devletin yapmadığı işlerin bazılarını devlet, Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı veya başka kuruluşlarla belediyelerin de desteğini alarak yapmaya çalıştığını savunarak, toplumu şekillendirme, inanç, kültür, geleneklerle ilgili mühendislik çalışması yapıldığını öne sürdü.
CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, AFAD'daki 7 bin personelin nasıl geldiğini, nasıl eğitildiğini sordu. Temizel, kurumların denetlenmesi halinde işin daha iyi yapılacağını bildirdi.
AK PARTİ Antalya Milletvekili İbrahim Aydın, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının, soydaş ve akraba topluluklarına yönelik çeşitli çalışmalar yürüttüğünü belirterek, bu çalışmalardan bazıları hakkında bilgi verdi.
HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, TÜRGEV, Ensar Vakfı, Birlik Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti gibi bazı vakıfların, "devlet tarafından abartılı şekilde desteklendiğini" savundu.
Yıldırım, sadece sınır kapılarını açarak mültecilerin trajedisini sona erdiremediklerini ifade etti. Yıldırım, mülteci kamplarından fuhuş pazarına sunulan kadınların, parayla evliliklerin olduğuna yönelik Mazlum-Der raporunu okuduğunda, çok üzüldüğünü söyledi.
Kürdoloji mezunlarının formasyon aldığını, ancak atanamadığını ifade eden Yıldırım, Kürt dilinin seçmeli olarak okutulduğunu ve muhasebe mezununun bile bu derslere girdiğini belirtti.
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, "Dedelerim, kendilerini Osmanlı vatandaşı hissederdi çünkü bir ayrımcılık yoktu. Hangi kimlikten olursa olsun kendini Osmanlı vatandaşı hissederdi" dedi.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal ise Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'a, "Bir yadan HDP, PKK'ya kızıyorsunuz ama Dolmabahçe'ye geri dönüş mü var?" diye sordu.
Başbakan Yardımcıları Yalçın Akdoğan ve Tuğrul Türkeş'in bulunduğu görüşmelerde, HDP Diyarbakır Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş, Akdoğan'ı kastederek, "Hem çok hassas barış sürecinde hem de bugün yaşanan acılı, acıklı çatışmalı süreçte öncü rolü üstlendiniz" dedi.
"Barış sürecini yürütmek çok daha mı zordu? 5 kişinin vefatını konuşuyoruz, normal oluyor. Onlar, yüzler basamağına çıkarsa da mı normal karşılayacağız" diye soran Erdoğmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir araştırma yapılsa canını, evladını, eşini kaybeden yetim ve dul kalan ailelere sorsak, tercihleri barış sürecinin yeniden başlaması gerçeğiyle karşılaşırız. Hiçbir çatışma, hiçbir kavga, hiçbir süreç ebedi olamaz. Kavgalar, hastalık gibidir. Hastalık tedavi edilecek ama hastalık ölümcül olursa, felç edilmiş bir yapıyı getirirse hepimizin vicdanını yaralar. Kontrollü şekilde şu anda bu çatışmalı süreç devam ediyor. Hükümetten arzumuz, acil şekilde yeniden barış sürecine dönülmesi ve kardeşlik, beraberlik, birlik üzerinde yeniden bir takım inşa faaliyetlerinin yürütülmesidir. Kanımca bütün ülke halkımız sabırsızlıkla bunu bekliyor. Bu konuda sizlere Allah'tan cesaret diliyorum, çığır açmanızı, adım atmanızı bekliyorum."
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, bugün 5 şehit haberi geldiğini, milletvekili olarak, bunları durduracak durumdayken bir şey yapılamıyorsa bundan sorumlu olduklarını belirtti.
Erdoğdu, "açılım sürecinin" başarısız olunduğunu, kandırıldıklarını savunarak, "Bu başarısızlığınızı kabul edeceksiniz. 78 milyonun çektiği acılardan sorumlusunuz. Bu ülkenin halkları duygusal olarak birbirinden ayrılıyor" diye konuştu.
Terörle mücadele edilmesi gerektiğini, ancak ilk yöntemin bu olmak zorunda olmadığını ifade eden Erdoğdu, "Etin kemikten ayrıldığı gibi ayrılmaya başladık. Birlikte yaşama irademiz, sadece doğu değil, batı illerinde de azalıyor. Bütün partiler sorumluluk almalı, gerekirse bölgeye gitmeliyiz" dedi.
MHP Ankara Milletvekili Erkan Haberal, "açılım" denilmemesi gerektiğini, açılımın sonucunun Habur olduğunu, albayrağa sarılı tabutların gelmeye başladığını söyledi.
Haberal'ın, Akdoğan ve Türkeş'in de kendisi gibi Ankara Milletvekili olduğunu, düşman ya da rakip olmadıklarını söylemesi üzerine Türkeş, "Rakip bile değilim. Ben bu tarafa geçince siz vekil oldunuz" diye karşılık verdi.
HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, Haberal'a, "Bir yıl önceye göre mutluysanız... Tek dile, tek etnik kimliğe sahip değilim ama ortak asgari müştereklerde birlik içinde yaşayabiliriz" diye seslendi.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, Yıldırım'ın tehdit ettiğini öne sürerek, "Konunun muhatapları konuşmazsa biz konuşuruz" dedi.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'ten, MİT TIR'larıyla ilgili "Vallahi billahi o TIR'lar Türkmenlere gitmiyor" açıklamasını somutlaştırmasını isteyerek, aksi halde ciddi şaibelerin ortaya çıkacağını savundu. Çam, bu açıklamayı yapanın bakan olarak karşılarında, haber yapanların ise Silivri Cezaevi'nde bulunduğunu söyledi.
***HABERİN DEVAMINA İLGİLİ DOKÜMANLAR KISMINDAN ULAŞABİLİRSİNİZ***