
2017-11-02 - 11:20
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu ile Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun 2018 yılı bütçeleri kabul edildi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının bütçelerinin görüşülmesine başlandı.
AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığında toplanan komisyon, bütçe görüşmelerinin 5. turunda; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu ile Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun bütçelerini ele alacak.
Bilgiç, sunum öncesinde, bugün Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki terör saldırısında şehit olan 8 güvenlik görevlisine rahmet diledi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, komisyonda sunum yapmaya başladı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, dana kıymanın kilosunu 29 lira ve dana kuşbaşının kilosunu 31 liradan satmayı taahhüt eden ulusal zincir marketlere Et ve Süt Kurumu (ESK) tarafından dana karkas et satışı yapılacağını belirterek, "Bir yandan da yerli hayvan yetiştiriciliği yapan besicilerimizi koruyacağız. Besicilerimizin yerli hayvanlarını, ESK'da kesilmesi kaydıyla kilosunu 25 liradan satın alacağız" dedi.
Fakıbaba, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 2018 yılı bütçe görüşmelerinde yaptığı sunumda son 15 yılda hayvancılığa yaklaşık 25 milyar lira destek verdiklerini bildirdi.
Yem bitkilerine sağladıkları desteklerin artarak devam ettiğine dikkati çeken Fakıbaba, bu kapsamda 15 yılda 4,5 milyar lira destek ödediklerinin altını çizdi.
Fakıbaba, bu destek sayesinde yem bitkileri üretim alanının 1,1 milyon hektardan 2,6 milyon hektara yükseldiğine işaret ederek, hayvan ıslahında en önemli araç olan suni tohumlama sayısını yılda 624 binden, 3 milyon 632 bine çıkardıklarını vurguladı.
TİGEM tarafından 5 üniversite işbirliğiyle başlatılan "Embriyo Transferi ile Üstün Vasıflı Damızlık Sığır Üretim Projesi" ile hayvan ıslah çalışmalarının önümüzdeki yıllarda daha da yaygınlaşmasını hedeflediklerini belirten Fakıbaba, 2010 yılından bugüne Trakya?nın şap hastalığından ariliği sağlandığını, bu arilik statüsünü Türkiye?nin tamamına yaymak için aşılama seferberliğini başlattıklarını bildirdi.
Bakan Fakıbaba, Et ve Süt Kurumunun (ESK) önemli çalışmalar yürüttüğüne dikkati çekerek, 2017?nin ilk 6 ayında üreticilerimizden 48 bin büyükbaş, 16 bin küçükbaş hayvan alımı yaparak 18 bin ton kırmızı et ürettiğini, 16 bin ton satış gerçekleştirdiğine işaret etti.
ESK'nın süt sektörünü regüle etmek, oluşan arz fazlası sütü değerlendirmek ve üreticilere destek olmak için ilk kez Mart 2016?da çiğ süt alımına başladığını hatırlatarak, bu kapsamda 2017 yılının 8 ayında üretici birlikleri ve kooperatifler aracılığıyla yağsız süt tozu yaptırılmak üzere 548 bin ton çiğ süt alındığını söyledi.
Fakıbaba, önümüzdeki dönemde hayvancılıkla ilgili çalışmaları daha da ileri noktalara taşıyacak ve uzun vadeli tedbirleri alacaklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Vatandaşlarımızın et ihtiyacını ucuz ve uygun fiyatla karşılayabilmeleri için uzun süredir yoğun bir tempo ile çalışıyoruz. Öncelikli hedefimiz, en geniş tüketici kitlesine ulaşmak. Bu maksatla Türkiye?nin bütün illerinde satış noktası bulunan ulusal market zincirlerinde en ucuz ve en uygun fiyatla kıyma ve kuşbaşı et satışı yapılmasını hedefliyoruz. Bu hedefimizi gerçekleştirmek üzere dana kıymanın kilosunu 29 lira ve dana kuşbaşının kilosunu 31 liradan satmayı taahhüt eden ulusal zincir marketlere Et ve Süt Kurumumuz tarafından dana karkas et satışı yapılacaktır. Bir yandan vatandaşlarımızın et ihtiyacını ucuz ve uygun fiyatla karşılamaları için bu çalışmaları yaparken yerli hayvan yetiştiriciliği yapan besicilerimizi de koruyacağız. Bu doğrultuda besicilerimizin yerli hayvanlarını, Et ve Süt Kurumumuzda kesilmesi kaydıyla kilosunu 25 liradan satın alacağız."
Bakan Fakıbaba, TİGEM vasıtasıyla son 15 yılda 62 bin baş damızlık sığır, 146 bin baş damızlık koyun dağıtımı gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, "2018'de 7 bin baş damızlık sığır, 28 bin baş damızlık koyun dağıtmayı planlıyoruz. Genç Çiftçi Projesi kapsamında TİGEM kanalıyla bu yıl hedeflediğimiz 51 bin baş sığır ve manda ile 106 bin baş damızlık koyun ve keçi dağıtımları devam etmektedir." ifadesini kullandı.
Hayvancılığa yönelik çalışmalar sonucunda son 15 yılda, sığır sayısının yüzde 50 artışla 9,9 milyon baştan 14,7 milyon başa çıktığını belirten Fakıbaba, küçükbaş sayısının yüzde 40 artışla 32 milyon baştan 45 milyon başa çıktığını bildirdi.
Son 15 yılda su ürünleri için sektöre 1,4 milyar lira destekleme ödemesi yapıldığına değinen Fakıbaba, bu alanda ihracatın 790 milyon dolara ulaştığını, 2018 ihracat hedefinin de 1 milyar dolar olduğuna dikkat çekti.
Fakıbaba, "Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı" kapsamında IPARD-2 döneminin bu sene başladığını aktararak, 2020 yılına kadar toplam 1 milyar 45 milyon avro hibenin yatırımcılara sunulacağını vurguladı.
Gıda üretimi, gıda satışı ve toplu gıda tüketimi yapılan 653 bin işletmeyi yaklaşık 7 bin gıda denetçisiyle etkin bir şekilde denetlemeler yaptıklarını belirten Fakıbaba, bu çerçevede, 2017?nin ilk 9 ayında 710 bin denetim gerçekleştirdiklerini söyledi.
Fakıbaba, 2012-2017 yılları arasında sağlığa zararlı gıda üreten, taklit ya da tağşiş yapan 642 firmanın bin 323 farklı parti ürününü kamuoyuna ifşa ettiklerine işaret ederek, "Alo 174 Gıda Hattına" tüketicilerden gelen ihbar ve şikayetler kapsamında 43 bin cezai işlem uyguladıklarını bildirdi. Okul kantini ve yemekhane gibi ortamlarda 2016-2017 eğitim öğretim döneminde 36 bin denetim gerçekleştirdiklerini, 156 işletmeye yaptırım uyguladıklarını ifade eden Fakıbaba, okul sütü ve okul üzümü dağıtım programlarının devam ettiğine işaret etti.
Bakanlık olarak yürüttükleri işlerin planlanması ve üreticilere sunulan hizmetlerde etkinliğin artırılması için "Kalite Yönetim Sistemine" geçme çalışmalarının devam ettiğine değinen Fakıbaba, şunları ifade etti:
"Yerli sebze tohumculuğunun geliştirilmesi çalışmalarına hız vereceğiz. Sebzecilik sektörünün tohum ihtiyacını büyük ölçüde yurtiçi üretimden karşılayacağız. Öncelikli olarak domates, biber, patlıcan, hıyar ve kavunda çalışmalar başlattık. Adana, Mersin ve Osmaniye illerini kapsayan Doğu Akdeniz ile Kastamonu, Sinop ve Bartın illerini kapsayan Batı Karadeniz Bölgelerinde yeni bir kalkınma projesi uygulayacağız. Proje 45 bin hane halkını doğrudan ilgilendiriyor. Bütçesi ise 96 milyon avro. Yatırımlar 2018?de başlayacak. Tarımda ikili ve uluslararası ilişkilerimizi geliştirmek ve dış pazarları artırmak için yoğun çaba sarf edecek, çiftçimizin ürettiğini tüm dünyaya satmanın yollarını arayacağız. Yeni Tarıma Dayalı İhtisas Besi ve Sera Organize Sanayi Bölgeleri kurulması için çalışmalarımıza hız vereceğiz."
Bakan Fakıbaba, bakanlığın 2018 yılı bütçesinin 21 milyar 676 milyon 673 bin lira olarak öngörüldüğünü belirterek, "Bunun 14 milyar 514 milyon lirası, yani bütçemizin yüzde 67?si tarımsal desteklemeler olarak çiftçimize, üreticimize ayrılmıştır." dedi.
Fakıbaba, dünya nüfusunun 2050'de 10 milyara yaklaşacağını belirterek, bu nüfusun beslenebilmesi için tarımsal üretimin yüzde 60 artması gerektiğini ifade etti.
Dünyada her yıl 1,3 milyar ton gıdanın israf edildiğine işaret eden Fakıbaba, "İsraf eden iflas eder. İnsanlar aşırı tükettikçe insanlık tükeniyor maalesef. Adaletsizliğin, gıda paylaşımına fazlasıyla bulaştığı bu yüzyılda, insanoğlu hem kendi hakkaniyetine hem de geleceğine daha dikkatli bakmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Fakıbaba, Bakanlığın 2018-2022 Dönemi Stratejik Planı'nda, ulusal kaynakları etkili, ekonomik ve verimli kullanarak faaliyetlerini yürütmeyi hedeflediklerini vurgulayarak, "Gıda, tarım ve hayvancılıkta rekabetçi, milli ve küresel çözümler üreten güçlü bir Türkiye dedik. 24 milyon hektar tarım alanımız, 14,6 milyon hektar mera varlığımız, 3 milyonun üzerinde çiftçimizle bugün, 121 milyon ton bitkisel üretim, 23 milyon ton hayvansal üretim, 161 milyar lira tarımsal hasıla, 16,3 milyar dolar tarımsal ihracat gerçekleştiriyoruz." diye konuştu.
Tarım üreticilerine desteklerin devam ettiğini anlatan Fakıbaba, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından 2017 yılının ilk 9 ayında toplam 26,3 milyar lira tarımsal kredi kullandırıldığını belirtti.
Fakıbaba, hayvancılık sektöründe sıfır faizli kredi uygulamasının sürdüğünü anımsatarak, uygulamanın başladığı tarihten 2017 Eylül ayına kadar 423 bin üreticinin toplam 10,5 milyar lira faizsiz kredi kullanma imkanı bulduğu bilgisini verdi.
Bu yıl 192 tarımsal ovanın koruma altına alındığını ifade eden Fakıbaba, koruma altına alınan ovaların 300'e çıkarılması için çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
Fakıbaba, arazi toplulaştırma çalışmalarına büyük önem verdiklerini vurgulayarak, "Toplulaştırmanın başladığı 1961'den bu yana 6,1 milyon hektar alanda arazi toplulaştırması tamamlandı. Bunun 5,6 milyon hektarı son 15 yılda tamamlandı. 1,8 milyon hektar alanda toplulaştırma çalışmaları devam ediyor. 2023 yılına kadar 14 milyon hektar arazinin tamamında toplulaştırmayı tamamlayacağız." diye konuştu.
Lisanslı depoculuk konusunda önemli çalışmalar yürüttüklerine işaret eden Fakıbaba, bu kapsamda özel sektör tarafından toplamda 3,5 milyon ton kapasiteli hububat deposu için kiralama sözleşmesi imzalandığını ve inşaatların başladığını aktardı.
Bakan Fakıbaba, TMO tarafından 2017 Ekim ayı itibarıyla, 2 milyon 50 bin ton buğday, 205 bin ton mısır alımı yapıldığını vurgulayarak, şu görüşlerini paylaştı:
"Bu alımlar karışlığında çiftçilerimize toplam 2 milyar lira ödendi. Kuru üzüm (9 kalite) için alım fiyatı kilogram için 4 lira olarak açıklandı. Ekim ayı itibariyle 5 bin tona yakın kuru üzüm alındı ve üreticilere yaklaşık 20 milyon lira ödendi. Alımlar devam ediyor. TMO tarafından bu yıl ekim ayı itibarıyla 1 milyar lira değerinde 100 bin ton fındık alındı ve üretici hesaplarına 800 milyon lira aktarıldı. Fındıkta alan bazlı gelir desteğine dekara 170 lira olacak şekilde devam ediyoruz. Fındıkta, 2009 yılından 2017 yılına kadar olan 9 yıllık dönemde toplam 6,1 milyar lira alan bazlı destek ödemesi yapıldı."
Yaş çay alımı kampanyasında eylül itibarıyla 391 bin ton yaş çay alımı yapıldığını açıklayan Fakıbaba, "Yaş çay alım bedeli olarak üreticilere 2016'da 1,1 milyar lira, bu yılın ilk 9 ayında ise 695 milyon lira ödeme yapıldı. ÇAYKUR çay satışlarından 2016'da 2 milyar 389 milyon lira, bu yılın ilk 8 ayında ise 927 milyon lira gelir elde etti." dedi.
Fakıbaba, Türkiye'nin son dönemlerde yerli tohum üretiminde önemli yerlere geldiğini, 2017 yılı Ekim ayı itibarıyla çiftçilere, sertifikalı tohum kullanımı için 187 milyon lira ve sertifikalı tohum üretimi kapsamında 59 milyon lira destek ödemesi gerçekleştirildiğini vurguladı.
CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, Türkiye'nin, Cumhuriyetle birlikte kendi kendine yeten bir ülke konumuna geldiğini belirterek, piyasa düzenleyici kurumların oluşturulmasının, finansman kurumlarının kurulmasının ve tarımı destekleyecek kurumların kurulmasının bunda etkili olduğunu hatırlattı.
"Devlet kasaplık yapmaz" anlayışının, bu sistemin çöküşüne neden olduğunu savunan Temizel, "Zincir marketlerde et satılmaya başlandığı takdirde, zincir marketlere dahil olmayıp da et satan işletmelerin, kasapların başına ne gelecek?" sorusunu yöneltti.
Sorunların, palyatif önlemlerle çözülemeyeceğini vurgulayan Temizel, 2009 yılından sonra et ithalatındaki artışa dikkati çekti.
Temizel, "Sıfır ithalattan 1,5 milyar dolarlık et ithal eden bir ülke haline geldik. Ne oldu da bu oldu? Buna bakmamız gerekiyor." diye konuştu.
Kayısının eskisi kadar para etmediğini ve kayısı ağaçlarının kesilmeye başlandığına işaret eden Temizel, dünyada üretimde birinci olunan bir üründe, bu unvanın kaybedilmeye doğru gittiği uyarısında bulundu.
Fındığın ise Türkiye'nin sahip olabileceği en değerli ürün olduğunu belirten Temizel, fındık alanlarının daraltılmasını ve fındık yağı üretimindeki kalite düşüşünü eleştirdi.
Ülkede ciddi anlamda bir hayvancılık sorununun bulunduğuna da dikkati çeken Temizel, "Et Balık Kurumları bitti, hayvancılık üretimi bitti." dedi.
Temizel, hayvancılık sektörünün reorganize edilmesi ve Hayvansal Üretim Yasası çıkartılması gerektiğini vurguladı.
Yılda 3,5 milyar dolarlık yağ ve yağlı tohum ithal edildiğini aktaran Temizel, "Fındığımızı mahvedeceğiz, zeytinimizi değerlendirmeyeceğiz, palm yağı kullanacağız. Palmiye ormanları mı kuracağız ülkede? Halbuki kendir yağı, bu palm yağından yüz kat daha değerli. Bunun tohumundan yağ çıkartılır, tohumundan sonraki lifi ise yem bitkisidir." ifadesini kullandı.
Temizel, bamya tohumu yağı konusunda da çalışma yapılmasını istedi.
Yem katkı maddelerinin tamamının da yurt dışından ithal edildiğini vurgulayan Temizel, tarım ürünlerinde atık diye bir şeyin söz konusu olamayacağını da belirterek, bunların değerlendirilmesinin önemine işaret etti.
HDP Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı, tüketim ekonomisinden üretim ekonomisine geçilmesi gerektiğini belirterek, tarım alanındaki en önemli sorunu oluşturan yüksek girdi fiyatları, dışa bağımlılık ve istikrarsızlığın özellikle AK Parti iktidarı döneminde yapısal bir soruna dönüştüğünü savundu.
OHAL'in ilanının ardından tarıma ilişkin bazı yasalarda bir takım değişiklikler yapıldığına dikkati çeken Gaydalı, izlenen yanlış politikaların hem üreticileri hem de tüketicileri olumsuz etkilediğini söyledi.
MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, hayvancılığın teşvik edilmesinin önemine değinerek, aksi bir durumun ise hüsran olacağını bildirdi.
Tarım sektöründeki rekabetin kaybedilmeye başlandığını savunan Ayhan, bu sorunun üzerine gidilmesi gerektiğini belirtti.
Ayhan, Milli Tarım Politikasının ise uzun dönemli olmasını ve bakanlar ile bürokratlar değiştiğinde değişmeyen bir politika olmasını istedi.
AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Ali Cevheri, tarımsal üretimin önemine dikkati çekerek, "Milli Tarım Politikasının stratejisi, yabancı ürünler yerine yerli ürünlerin desteklenmesi olmalıdır." ifadesini kullandı.
AK Parti Bayburt Milletvekili Şahap Kavcıoğlu, tarım arazilerinin boş bırakılmasının üretim kaybına neden olduğunu belirterek, "Avrupa'da kullanılmayan tarım arazileri vergilendiriliyor. Bunun gibi bir çalışma Türkiye'de de yapılabilir." dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının bütçeleri görüşülüyor.
CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, Türkiye'de tarım ve hayvancılık alanında bir seferberlik gerektiğini ifade ederek, bu alanda bir stratejiye de ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Fındığın milli ve stratejik bir ürün olduğuna işaret eden Tamaylıgil, doğru bir fındık üretim, satış ve türevleştirme çalışmasının gereğini belirtti.
Tıbbi aromatik bitkilerin üretiminin de çok önemli olduğunu anlatan Tamaylıgil, tıp ve kozmetik alanındaki kullanımlara ilişkin araştırmaların yoğunlaştırılması gerektiğini kaydetti.
AK Parti Antalya Milletvekili İbrahim Aydın, tarımsal üretimin artırılması için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarım Kredi Kooperatifleri ile Ziraat Bankasının yakın bir işbirliği içinde çalışmasının önemine değindi.
HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, sanayi ve yerleşim alanlarının tarımsal arazilere kurulmaması, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımının önüne geçilmesi ve kentleşmenin tarım arazileri dışında yapılması gerektiğini belirtti.
CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, yanlış uygulamalar nedeniyle hayvan varlığının 4 milyon baş azaldığını, tarım ve hayvancılıkta ülkenin ithalatçı konuma getirildiğini ileri sürdü.
AK Parti Bayburt Milletvekili Şahap Kavcıoğlu, tarım arazilerinin boş bırakılmasının üretim kaybına neden olduğunu ifade ederek, Avrupa'da kullanılmayan tarım arazilerinin vergilendirildiğini, bunun gibi bir çalışmanın Türkiye'de de yapılabileceğini söyledi.
Düşük faizli ve faizsiz tarımsal kredilerin büyük bir kısmının batı illerine verildiğini kaydeden Kavcıoğlu, tarımsal kredilerin genele yaygın bir şekilde kullanılması için çalışmalar yapılmasını istedi.
Hayvancılık yatırımlarının batı illeri dışında da desteklenmesi gerektiğini belirten Kavcıoğlu, "Batı illerine doğu illerinden canlı hayvan nakli yerine soğuk zincir et nakli gerçekleştirilmelidir." diye konuştu.
HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan, Türkiye'nin tarım ülkesi olmaktan çıkarıldığını savunarak, özellikle son dönemde izlenen güvenlikçi politikaların Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki tarımı ve hayvancılığı da olumsuz etkilediğini ileri sürdü.
"Ne oldu da tarımda kendi kendine yeten Türkiye, hayvan ithal eder konuma geldi?" sorusunu yönelten Ertan, günümüzde köylülerin işçileştirildiğini savundu.
CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, çiftçiye destek olmak için mazottaki KDV ve ÖTV'nin kaldırılması gerektiğini söyleyerek, 17 üründen sadece 2'sinde destekleme ödemelerinin artırıldığını aktardı.
Gaytancıoğlu, "Çiftçinin kara gün dostu artık gördüğümüz kadarıyla TARSİM olmuş. Toprak Mahsulleri artık kara gün dostu değil." dedi.
AK Parti Trabzon Milletvekili Salih Cora, et açığının en önemli nedenlerinden birinin de kaba yem açığı olduğunu ifade ederek, kaba yem ürünlerine verilen destek miktarlarının artırılmasını ve mera ıslahı çalışmaları için daha fazla kaynak ayrılmasını talep etti.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, verilen tarımsal desteklerin çok etkisinin olmadığını savunarak, Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı çiftçi sayısının 2 milyon 800 binden 2 milyon 200'e düştüğünü aktardı.
****HABERİN DEVAMINI "İLGİLİ DOKÜMANLARDA" BÖLÜMÜNDE BULABİLİRSİNİZ.****
AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığında toplanan komisyon, bütçe görüşmelerinin 5. turunda; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu ile Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun bütçelerini ele alacak.
Bilgiç, sunum öncesinde, bugün Hakkari'nin Şemdinli ilçesindeki terör saldırısında şehit olan 8 güvenlik görevlisine rahmet diledi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, komisyonda sunum yapmaya başladı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, dana kıymanın kilosunu 29 lira ve dana kuşbaşının kilosunu 31 liradan satmayı taahhüt eden ulusal zincir marketlere Et ve Süt Kurumu (ESK) tarafından dana karkas et satışı yapılacağını belirterek, "Bir yandan da yerli hayvan yetiştiriciliği yapan besicilerimizi koruyacağız. Besicilerimizin yerli hayvanlarını, ESK'da kesilmesi kaydıyla kilosunu 25 liradan satın alacağız" dedi.
Fakıbaba, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 2018 yılı bütçe görüşmelerinde yaptığı sunumda son 15 yılda hayvancılığa yaklaşık 25 milyar lira destek verdiklerini bildirdi.
Yem bitkilerine sağladıkları desteklerin artarak devam ettiğine dikkati çeken Fakıbaba, bu kapsamda 15 yılda 4,5 milyar lira destek ödediklerinin altını çizdi.
Fakıbaba, bu destek sayesinde yem bitkileri üretim alanının 1,1 milyon hektardan 2,6 milyon hektara yükseldiğine işaret ederek, hayvan ıslahında en önemli araç olan suni tohumlama sayısını yılda 624 binden, 3 milyon 632 bine çıkardıklarını vurguladı.
TİGEM tarafından 5 üniversite işbirliğiyle başlatılan "Embriyo Transferi ile Üstün Vasıflı Damızlık Sığır Üretim Projesi" ile hayvan ıslah çalışmalarının önümüzdeki yıllarda daha da yaygınlaşmasını hedeflediklerini belirten Fakıbaba, 2010 yılından bugüne Trakya?nın şap hastalığından ariliği sağlandığını, bu arilik statüsünü Türkiye?nin tamamına yaymak için aşılama seferberliğini başlattıklarını bildirdi.
Bakan Fakıbaba, Et ve Süt Kurumunun (ESK) önemli çalışmalar yürüttüğüne dikkati çekerek, 2017?nin ilk 6 ayında üreticilerimizden 48 bin büyükbaş, 16 bin küçükbaş hayvan alımı yaparak 18 bin ton kırmızı et ürettiğini, 16 bin ton satış gerçekleştirdiğine işaret etti.
ESK'nın süt sektörünü regüle etmek, oluşan arz fazlası sütü değerlendirmek ve üreticilere destek olmak için ilk kez Mart 2016?da çiğ süt alımına başladığını hatırlatarak, bu kapsamda 2017 yılının 8 ayında üretici birlikleri ve kooperatifler aracılığıyla yağsız süt tozu yaptırılmak üzere 548 bin ton çiğ süt alındığını söyledi.
Fakıbaba, önümüzdeki dönemde hayvancılıkla ilgili çalışmaları daha da ileri noktalara taşıyacak ve uzun vadeli tedbirleri alacaklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Vatandaşlarımızın et ihtiyacını ucuz ve uygun fiyatla karşılayabilmeleri için uzun süredir yoğun bir tempo ile çalışıyoruz. Öncelikli hedefimiz, en geniş tüketici kitlesine ulaşmak. Bu maksatla Türkiye?nin bütün illerinde satış noktası bulunan ulusal market zincirlerinde en ucuz ve en uygun fiyatla kıyma ve kuşbaşı et satışı yapılmasını hedefliyoruz. Bu hedefimizi gerçekleştirmek üzere dana kıymanın kilosunu 29 lira ve dana kuşbaşının kilosunu 31 liradan satmayı taahhüt eden ulusal zincir marketlere Et ve Süt Kurumumuz tarafından dana karkas et satışı yapılacaktır. Bir yandan vatandaşlarımızın et ihtiyacını ucuz ve uygun fiyatla karşılamaları için bu çalışmaları yaparken yerli hayvan yetiştiriciliği yapan besicilerimizi de koruyacağız. Bu doğrultuda besicilerimizin yerli hayvanlarını, Et ve Süt Kurumumuzda kesilmesi kaydıyla kilosunu 25 liradan satın alacağız."
Bakan Fakıbaba, TİGEM vasıtasıyla son 15 yılda 62 bin baş damızlık sığır, 146 bin baş damızlık koyun dağıtımı gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, "2018'de 7 bin baş damızlık sığır, 28 bin baş damızlık koyun dağıtmayı planlıyoruz. Genç Çiftçi Projesi kapsamında TİGEM kanalıyla bu yıl hedeflediğimiz 51 bin baş sığır ve manda ile 106 bin baş damızlık koyun ve keçi dağıtımları devam etmektedir." ifadesini kullandı.
Hayvancılığa yönelik çalışmalar sonucunda son 15 yılda, sığır sayısının yüzde 50 artışla 9,9 milyon baştan 14,7 milyon başa çıktığını belirten Fakıbaba, küçükbaş sayısının yüzde 40 artışla 32 milyon baştan 45 milyon başa çıktığını bildirdi.
Son 15 yılda su ürünleri için sektöre 1,4 milyar lira destekleme ödemesi yapıldığına değinen Fakıbaba, bu alanda ihracatın 790 milyon dolara ulaştığını, 2018 ihracat hedefinin de 1 milyar dolar olduğuna dikkat çekti.
Fakıbaba, "Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı" kapsamında IPARD-2 döneminin bu sene başladığını aktararak, 2020 yılına kadar toplam 1 milyar 45 milyon avro hibenin yatırımcılara sunulacağını vurguladı.
Gıda üretimi, gıda satışı ve toplu gıda tüketimi yapılan 653 bin işletmeyi yaklaşık 7 bin gıda denetçisiyle etkin bir şekilde denetlemeler yaptıklarını belirten Fakıbaba, bu çerçevede, 2017?nin ilk 9 ayında 710 bin denetim gerçekleştirdiklerini söyledi.
Fakıbaba, 2012-2017 yılları arasında sağlığa zararlı gıda üreten, taklit ya da tağşiş yapan 642 firmanın bin 323 farklı parti ürününü kamuoyuna ifşa ettiklerine işaret ederek, "Alo 174 Gıda Hattına" tüketicilerden gelen ihbar ve şikayetler kapsamında 43 bin cezai işlem uyguladıklarını bildirdi. Okul kantini ve yemekhane gibi ortamlarda 2016-2017 eğitim öğretim döneminde 36 bin denetim gerçekleştirdiklerini, 156 işletmeye yaptırım uyguladıklarını ifade eden Fakıbaba, okul sütü ve okul üzümü dağıtım programlarının devam ettiğine işaret etti.
Bakanlık olarak yürüttükleri işlerin planlanması ve üreticilere sunulan hizmetlerde etkinliğin artırılması için "Kalite Yönetim Sistemine" geçme çalışmalarının devam ettiğine değinen Fakıbaba, şunları ifade etti:
"Yerli sebze tohumculuğunun geliştirilmesi çalışmalarına hız vereceğiz. Sebzecilik sektörünün tohum ihtiyacını büyük ölçüde yurtiçi üretimden karşılayacağız. Öncelikli olarak domates, biber, patlıcan, hıyar ve kavunda çalışmalar başlattık. Adana, Mersin ve Osmaniye illerini kapsayan Doğu Akdeniz ile Kastamonu, Sinop ve Bartın illerini kapsayan Batı Karadeniz Bölgelerinde yeni bir kalkınma projesi uygulayacağız. Proje 45 bin hane halkını doğrudan ilgilendiriyor. Bütçesi ise 96 milyon avro. Yatırımlar 2018?de başlayacak. Tarımda ikili ve uluslararası ilişkilerimizi geliştirmek ve dış pazarları artırmak için yoğun çaba sarf edecek, çiftçimizin ürettiğini tüm dünyaya satmanın yollarını arayacağız. Yeni Tarıma Dayalı İhtisas Besi ve Sera Organize Sanayi Bölgeleri kurulması için çalışmalarımıza hız vereceğiz."
Bakan Fakıbaba, bakanlığın 2018 yılı bütçesinin 21 milyar 676 milyon 673 bin lira olarak öngörüldüğünü belirterek, "Bunun 14 milyar 514 milyon lirası, yani bütçemizin yüzde 67?si tarımsal desteklemeler olarak çiftçimize, üreticimize ayrılmıştır." dedi.
Fakıbaba, dünya nüfusunun 2050'de 10 milyara yaklaşacağını belirterek, bu nüfusun beslenebilmesi için tarımsal üretimin yüzde 60 artması gerektiğini ifade etti.
Dünyada her yıl 1,3 milyar ton gıdanın israf edildiğine işaret eden Fakıbaba, "İsraf eden iflas eder. İnsanlar aşırı tükettikçe insanlık tükeniyor maalesef. Adaletsizliğin, gıda paylaşımına fazlasıyla bulaştığı bu yüzyılda, insanoğlu hem kendi hakkaniyetine hem de geleceğine daha dikkatli bakmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Fakıbaba, Bakanlığın 2018-2022 Dönemi Stratejik Planı'nda, ulusal kaynakları etkili, ekonomik ve verimli kullanarak faaliyetlerini yürütmeyi hedeflediklerini vurgulayarak, "Gıda, tarım ve hayvancılıkta rekabetçi, milli ve küresel çözümler üreten güçlü bir Türkiye dedik. 24 milyon hektar tarım alanımız, 14,6 milyon hektar mera varlığımız, 3 milyonun üzerinde çiftçimizle bugün, 121 milyon ton bitkisel üretim, 23 milyon ton hayvansal üretim, 161 milyar lira tarımsal hasıla, 16,3 milyar dolar tarımsal ihracat gerçekleştiriyoruz." diye konuştu.
Tarım üreticilerine desteklerin devam ettiğini anlatan Fakıbaba, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından 2017 yılının ilk 9 ayında toplam 26,3 milyar lira tarımsal kredi kullandırıldığını belirtti.
Fakıbaba, hayvancılık sektöründe sıfır faizli kredi uygulamasının sürdüğünü anımsatarak, uygulamanın başladığı tarihten 2017 Eylül ayına kadar 423 bin üreticinin toplam 10,5 milyar lira faizsiz kredi kullanma imkanı bulduğu bilgisini verdi.
Bu yıl 192 tarımsal ovanın koruma altına alındığını ifade eden Fakıbaba, koruma altına alınan ovaların 300'e çıkarılması için çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
Fakıbaba, arazi toplulaştırma çalışmalarına büyük önem verdiklerini vurgulayarak, "Toplulaştırmanın başladığı 1961'den bu yana 6,1 milyon hektar alanda arazi toplulaştırması tamamlandı. Bunun 5,6 milyon hektarı son 15 yılda tamamlandı. 1,8 milyon hektar alanda toplulaştırma çalışmaları devam ediyor. 2023 yılına kadar 14 milyon hektar arazinin tamamında toplulaştırmayı tamamlayacağız." diye konuştu.
Lisanslı depoculuk konusunda önemli çalışmalar yürüttüklerine işaret eden Fakıbaba, bu kapsamda özel sektör tarafından toplamda 3,5 milyon ton kapasiteli hububat deposu için kiralama sözleşmesi imzalandığını ve inşaatların başladığını aktardı.
Bakan Fakıbaba, TMO tarafından 2017 Ekim ayı itibarıyla, 2 milyon 50 bin ton buğday, 205 bin ton mısır alımı yapıldığını vurgulayarak, şu görüşlerini paylaştı:
"Bu alımlar karışlığında çiftçilerimize toplam 2 milyar lira ödendi. Kuru üzüm (9 kalite) için alım fiyatı kilogram için 4 lira olarak açıklandı. Ekim ayı itibariyle 5 bin tona yakın kuru üzüm alındı ve üreticilere yaklaşık 20 milyon lira ödendi. Alımlar devam ediyor. TMO tarafından bu yıl ekim ayı itibarıyla 1 milyar lira değerinde 100 bin ton fındık alındı ve üretici hesaplarına 800 milyon lira aktarıldı. Fındıkta alan bazlı gelir desteğine dekara 170 lira olacak şekilde devam ediyoruz. Fındıkta, 2009 yılından 2017 yılına kadar olan 9 yıllık dönemde toplam 6,1 milyar lira alan bazlı destek ödemesi yapıldı."
Yaş çay alımı kampanyasında eylül itibarıyla 391 bin ton yaş çay alımı yapıldığını açıklayan Fakıbaba, "Yaş çay alım bedeli olarak üreticilere 2016'da 1,1 milyar lira, bu yılın ilk 9 ayında ise 695 milyon lira ödeme yapıldı. ÇAYKUR çay satışlarından 2016'da 2 milyar 389 milyon lira, bu yılın ilk 8 ayında ise 927 milyon lira gelir elde etti." dedi.
Fakıbaba, Türkiye'nin son dönemlerde yerli tohum üretiminde önemli yerlere geldiğini, 2017 yılı Ekim ayı itibarıyla çiftçilere, sertifikalı tohum kullanımı için 187 milyon lira ve sertifikalı tohum üretimi kapsamında 59 milyon lira destek ödemesi gerçekleştirildiğini vurguladı.
CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, Türkiye'nin, Cumhuriyetle birlikte kendi kendine yeten bir ülke konumuna geldiğini belirterek, piyasa düzenleyici kurumların oluşturulmasının, finansman kurumlarının kurulmasının ve tarımı destekleyecek kurumların kurulmasının bunda etkili olduğunu hatırlattı.
"Devlet kasaplık yapmaz" anlayışının, bu sistemin çöküşüne neden olduğunu savunan Temizel, "Zincir marketlerde et satılmaya başlandığı takdirde, zincir marketlere dahil olmayıp da et satan işletmelerin, kasapların başına ne gelecek?" sorusunu yöneltti.
Sorunların, palyatif önlemlerle çözülemeyeceğini vurgulayan Temizel, 2009 yılından sonra et ithalatındaki artışa dikkati çekti.
Temizel, "Sıfır ithalattan 1,5 milyar dolarlık et ithal eden bir ülke haline geldik. Ne oldu da bu oldu? Buna bakmamız gerekiyor." diye konuştu.
Kayısının eskisi kadar para etmediğini ve kayısı ağaçlarının kesilmeye başlandığına işaret eden Temizel, dünyada üretimde birinci olunan bir üründe, bu unvanın kaybedilmeye doğru gittiği uyarısında bulundu.
Fındığın ise Türkiye'nin sahip olabileceği en değerli ürün olduğunu belirten Temizel, fındık alanlarının daraltılmasını ve fındık yağı üretimindeki kalite düşüşünü eleştirdi.
Ülkede ciddi anlamda bir hayvancılık sorununun bulunduğuna da dikkati çeken Temizel, "Et Balık Kurumları bitti, hayvancılık üretimi bitti." dedi.
Temizel, hayvancılık sektörünün reorganize edilmesi ve Hayvansal Üretim Yasası çıkartılması gerektiğini vurguladı.
Yılda 3,5 milyar dolarlık yağ ve yağlı tohum ithal edildiğini aktaran Temizel, "Fındığımızı mahvedeceğiz, zeytinimizi değerlendirmeyeceğiz, palm yağı kullanacağız. Palmiye ormanları mı kuracağız ülkede? Halbuki kendir yağı, bu palm yağından yüz kat daha değerli. Bunun tohumundan yağ çıkartılır, tohumundan sonraki lifi ise yem bitkisidir." ifadesini kullandı.
Temizel, bamya tohumu yağı konusunda da çalışma yapılmasını istedi.
Yem katkı maddelerinin tamamının da yurt dışından ithal edildiğini vurgulayan Temizel, tarım ürünlerinde atık diye bir şeyin söz konusu olamayacağını da belirterek, bunların değerlendirilmesinin önemine işaret etti.
HDP Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı, tüketim ekonomisinden üretim ekonomisine geçilmesi gerektiğini belirterek, tarım alanındaki en önemli sorunu oluşturan yüksek girdi fiyatları, dışa bağımlılık ve istikrarsızlığın özellikle AK Parti iktidarı döneminde yapısal bir soruna dönüştüğünü savundu.
OHAL'in ilanının ardından tarıma ilişkin bazı yasalarda bir takım değişiklikler yapıldığına dikkati çeken Gaydalı, izlenen yanlış politikaların hem üreticileri hem de tüketicileri olumsuz etkilediğini söyledi.
MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, hayvancılığın teşvik edilmesinin önemine değinerek, aksi bir durumun ise hüsran olacağını bildirdi.
Tarım sektöründeki rekabetin kaybedilmeye başlandığını savunan Ayhan, bu sorunun üzerine gidilmesi gerektiğini belirtti.
Ayhan, Milli Tarım Politikasının ise uzun dönemli olmasını ve bakanlar ile bürokratlar değiştiğinde değişmeyen bir politika olmasını istedi.
AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Ali Cevheri, tarımsal üretimin önemine dikkati çekerek, "Milli Tarım Politikasının stratejisi, yabancı ürünler yerine yerli ürünlerin desteklenmesi olmalıdır." ifadesini kullandı.
AK Parti Bayburt Milletvekili Şahap Kavcıoğlu, tarım arazilerinin boş bırakılmasının üretim kaybına neden olduğunu belirterek, "Avrupa'da kullanılmayan tarım arazileri vergilendiriliyor. Bunun gibi bir çalışma Türkiye'de de yapılabilir." dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının bütçeleri görüşülüyor.
CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, Türkiye'de tarım ve hayvancılık alanında bir seferberlik gerektiğini ifade ederek, bu alanda bir stratejiye de ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Fındığın milli ve stratejik bir ürün olduğuna işaret eden Tamaylıgil, doğru bir fındık üretim, satış ve türevleştirme çalışmasının gereğini belirtti.
Tıbbi aromatik bitkilerin üretiminin de çok önemli olduğunu anlatan Tamaylıgil, tıp ve kozmetik alanındaki kullanımlara ilişkin araştırmaların yoğunlaştırılması gerektiğini kaydetti.
AK Parti Antalya Milletvekili İbrahim Aydın, tarımsal üretimin artırılması için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarım Kredi Kooperatifleri ile Ziraat Bankasının yakın bir işbirliği içinde çalışmasının önemine değindi.
HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, sanayi ve yerleşim alanlarının tarımsal arazilere kurulmaması, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımının önüne geçilmesi ve kentleşmenin tarım arazileri dışında yapılması gerektiğini belirtti.
CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, yanlış uygulamalar nedeniyle hayvan varlığının 4 milyon baş azaldığını, tarım ve hayvancılıkta ülkenin ithalatçı konuma getirildiğini ileri sürdü.
AK Parti Bayburt Milletvekili Şahap Kavcıoğlu, tarım arazilerinin boş bırakılmasının üretim kaybına neden olduğunu ifade ederek, Avrupa'da kullanılmayan tarım arazilerinin vergilendirildiğini, bunun gibi bir çalışmanın Türkiye'de de yapılabileceğini söyledi.
Düşük faizli ve faizsiz tarımsal kredilerin büyük bir kısmının batı illerine verildiğini kaydeden Kavcıoğlu, tarımsal kredilerin genele yaygın bir şekilde kullanılması için çalışmalar yapılmasını istedi.
Hayvancılık yatırımlarının batı illeri dışında da desteklenmesi gerektiğini belirten Kavcıoğlu, "Batı illerine doğu illerinden canlı hayvan nakli yerine soğuk zincir et nakli gerçekleştirilmelidir." diye konuştu.
HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan, Türkiye'nin tarım ülkesi olmaktan çıkarıldığını savunarak, özellikle son dönemde izlenen güvenlikçi politikaların Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki tarımı ve hayvancılığı da olumsuz etkilediğini ileri sürdü.
"Ne oldu da tarımda kendi kendine yeten Türkiye, hayvan ithal eder konuma geldi?" sorusunu yönelten Ertan, günümüzde köylülerin işçileştirildiğini savundu.
CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, çiftçiye destek olmak için mazottaki KDV ve ÖTV'nin kaldırılması gerektiğini söyleyerek, 17 üründen sadece 2'sinde destekleme ödemelerinin artırıldığını aktardı.
Gaytancıoğlu, "Çiftçinin kara gün dostu artık gördüğümüz kadarıyla TARSİM olmuş. Toprak Mahsulleri artık kara gün dostu değil." dedi.
AK Parti Trabzon Milletvekili Salih Cora, et açığının en önemli nedenlerinden birinin de kaba yem açığı olduğunu ifade ederek, kaba yem ürünlerine verilen destek miktarlarının artırılmasını ve mera ıslahı çalışmaları için daha fazla kaynak ayrılmasını talep etti.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, verilen tarımsal desteklerin çok etkisinin olmadığını savunarak, Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı çiftçi sayısının 2 milyon 800 binden 2 milyon 200'e düştüğünü aktardı.
****HABERİN DEVAMINI "İLGİLİ DOKÜMANLARDA" BÖLÜMÜNDE BULABİLİRSİNİZ.****