2006-08-29 - 13:42
Topuz, Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, BM Güvenlik Konseyi'nin, 1701 sayılı kararında, daha önce alınan 1559 ve 1680 sayılı kararlara atıfta bulunduğunu söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, iktidarın Lübnan'a asker gönderme kararıyla ilgili olarak, ''Bir batağın, bir ateşin içine sürükleniyoruz. Türk askeri ölüme gönderilmemelidir'' dedi.
Topuz, Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, BM Güvenlik Konseyi'nin, 1701 sayılı kararında, daha önce alınan 1559 ve 1680 sayılı kararlara atıfta bulunduğunu söyledi. Topuz, bu kararların içeriğinde Hizbullahın silahsızlandırılması, Lübnan'ın Hizbullah ve diğer milislerden arındırılmasının öngörüldüğünü belirtti.
1701'de atıfta bulunulan BM şartının 7. maddesiyle, ''gerekirse kuvvet kullanılmasına hukuki zemin hazırlandığını'' ifade eden Topuz, Hizbullahın silah
bırakmayacağını açıkladığını, bunun sağlanması için de silah kullanılması gerekeceğine dikkati çekti. Topuz, ''Türk milleti bilmelidir ki TBMM'den kazara
karar çıkarsa, Mehmetçik orada Hizbullaha ve diğer milis güclerle çatışmaya girmek zorunda kalacaktır. Oraya gidip hayatını kaybedecek Mehmetçiğin hepsinin sorumluluğu, asker gönderme kararını verenlerin olacaktır'' dedi.
CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, ''Lübnan'a gidersek, tarihi bir hata yaparız. Gelecek nesiller böyle bir hatayı affetmeyecektir'' dedi.
Topuz, Hükümetin Lübnan'a asker gönderilmesine ilişkin kararının büyük sorumluluk gerektirdiğini ifade etti.
Lübnan'a asker gönderilmesiyle ilgili görüşlerini açıklayan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e gösterilen tepkiye değinen Topuz, Cumhurbaşkanı'nın, Türkiye'nin en yüksek düzeyde temsilcisi olduğunu, Türkiye'nin bütün kurumlarıyla, dünyayla, siyasi partilerle ilişki kurma durumunda olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Sezer'in görüşlerinin kamuoyunu aydınlatma açısından önemli olduğunu belirten Topuz, şunları söyledi:
''Sayın Cumhurbaşkanı'nın, sabah yataktan kalkmış, hemen 'Oraya asker göndermeyelim' dercesine bir acelecilik, sorumsuzluk içinde hareket ettiği nasıl düşünülebilir.
Cumhurbaşkanı; Türkiye'deki gelişmeleri, kurumlardaki anlayışı, Güvenlik Konseyindeki tartışmalar ve Türkiye'deki toplumun, siyasi partilerin ortaya
koyduğu düşünceleri de dikkate alarak, kendi düşüncelerinin de o doğrultuda olduğunu saptadıktan sonra asker göndermeye kesinlikle karşı olduğunu açıklayarak, bir vatanseverlik duygusu içinde alkışlanacak bir tutum ortaya koymuştur.''
''Asker gönderme kararı alma görevinin Meclis'te olduğunun unutularak'' ve Bakanlar Kurulundan bu yönde karar alınmadan önce Başbakan'ın, asker gönderileceğine ilişkin açıklama yaptığını ifade eden Topuz, ''Siz ortada olmayan bir yetkinizi kullanarak, nasıl 'Oraya asker göndereceğiz' diyebiliyorsunuz? Nasıl Lübnan Başbakanı'na böyle bir şey söylüyorsunuz? Daha sonra 'Cumhurbaşkanı niye konuşuyor' diye söz edersiniz'' diye konuştu.
TBMM BAŞKANI ARINÇ'A ELEŞTİRİ
TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın, asker gönderilmesine ilişkin görüşlerini açıklayan Cumhurbaşkanı Sezer'e yönelik sözlerini dile getiren Topuz, şöyle devam etti:
''Meclis Başkanı'na çok ağır sözlerle cevap vermek lazım. Ama onu bu konunun dışında tutuyorum. Meclisin işleyişindeki yetkilerini bir tarafa bakarak, kendi kişisel tanımını yapmaya dönük, emellerine dönük, kendi makamını kullanmak amacıyla bu konuya karışabileceğini zannederek, Cumhurbaşkanının açıklamasından sonra 'Böyle bir şey konuşmaya yetkisi yoktur, yetki Meclisindir' diyecek...
Meclis o yetkisini kullanmadan, sen hangi yetkiye dayanarak kendi düşünceni söylüyorsun? Cumhurbaşkanını suçlayan Meclis Başkanı, kendisi Cumhurbaşkanını suçladığı konudaki zafiyet içine düşmüyor mu acaba? O (Her konuda ben konuşurum)...
Onun kafasında her şey var. Cumhurbaşkanı olamazsa Başbakan... Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir kere Sayın Bülent Arınç gibi bir kişiyi Meclis Başkanı seçerek büyük bir talihsizlik yaşamıştır. Ama böyle ikinci bir talahsizliği yaşamayacağına inanıyorum.''
''TARİHİ BİR HATA YAPARIZ''
Ali Topuz, Lübnan'a gönderilecek askerin ''insani amaçla'' olmayacağını ifade etti. Hükümetin, belki de içinden böyle bir kararın alınmasını istemediğini ifade eden Topuz, şöyle devma etti:
''Fakat Hükümet, bütün inisiyatifi ABD'ye kaptırdığı için, oradan gelen baskıya karşı duramadığı için, teslimiyetçi bir anlayışla onların taleplerine
karşı 'hayır' diyemiyor. Büyük devlet olmak için illa ki her olayın içine karışmak gerekmez. Orada piyon olarak mı bulunacağız, yönetici olarak mı? Karar mekanizmasında yokuz. Birileri sizin adınıza Ortadoğu projesi kararı alıyor, size daha sonra görev veriyor. Bu görevi kendimiz tanımlamış değiliz. Böyle bir görevi sana vermişler. Amerika emir veriyor, sen 'evet' diyorsun.
Büyük devlet, başkalarının talimatıyla hareket eden devlet değildir. Büyük devlet, kendi kararlarını kendi özgür iradesiyle veren, eğer birileriyle iş
yapacaksa onlarla konuşup, o devletlerle eşit koşullarda proje oluşturan devlettir.''.
Hizbullah'ın silah bırakmayacağını açıkladığını, bu nedenle Lübnan'da çatışma olasılığının yüksek olduğunu belirten Topuz, ''Oraya gidersek, tarihi bir
hata yaparız. Gelecek nesiller böyle bir hatayı affetmeyecektir'' dedi.
AK PARTİ'LİLERE ÇAĞRI...
AK Parti'nin dışında tüm siyasi partilerin, Lübnan'a asker gönderilmesine karşı oldukları yönünde açıklama yaptığını kaydeden Topuz, Türkiye'nin benzer hatayı, Kuzey Irak'a gönderilen Çekiç Güç çalışmaları sırasında yaptığını, o dönemde de kendilerinin karşı çıktıklarını anımsattı. Topuz, sözlerini şöyle tamamladı:
''Umuyorum ki Adalet ve Kalkınma Partisi içindeki bazı milletvekilleri, 1 Mart tezkeresinde ortaya koydukları duyarlılığı yine gösterecektir. AK
Parti'lilere, sağduyulu olmaları için çağrıda bulunuyorum. Sorumluluk sahibi AKP'li milletvekillerinin CHP'lilerle birlikte hareket etmesiyle, bu bataklıktan
Türkiye'yi kurtarabiliriz. Onların, kendilerini görevlendiren insanların iktidarlıklarını devam ettirmek için yabancılara nasıl teslim olduklarını
görmelerini bekliyoruz.
Son Osmanlı Padişahı etrafındakiler, nasıl iktidarlarını koruyabilmek için yabancılara Türkiye'yi peşkeş çekmişlerse, bugünkü yöneticilerin de aynı ruhta olduklarını açıkça ortaya koymak istiyorum. Bütün yurtsever AKP'lilerin duyarlılıklarının ortaya çıkmasını bekliyorum.''
MEMUR GÖRÜŞMELERİ
CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, memurların toplu görüşmelerine de değindi. Müzakerelerin, Hükümetin teklifi üzerinde sürdürüldüğünü belirten Topuz, ''Toplu görüşmelerde sendikaların grev hakkı yok. Yani tarafların birbiri üzerinde yaptırım gücü, silahı yok. Müzakereler, ortaoyununa dönmüştür. Bir tarafın diğer tarafa ne vereceği konuşuluyor. Taraflar birbirlerine güç gösteremiyor. Böyle bir müzakere süreci tarihe kavuşmalıdır'' diye konuştu.
Topuz, Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, BM Güvenlik Konseyi'nin, 1701 sayılı kararında, daha önce alınan 1559 ve 1680 sayılı kararlara atıfta bulunduğunu söyledi. Topuz, bu kararların içeriğinde Hizbullahın silahsızlandırılması, Lübnan'ın Hizbullah ve diğer milislerden arındırılmasının öngörüldüğünü belirtti.
1701'de atıfta bulunulan BM şartının 7. maddesiyle, ''gerekirse kuvvet kullanılmasına hukuki zemin hazırlandığını'' ifade eden Topuz, Hizbullahın silah
bırakmayacağını açıkladığını, bunun sağlanması için de silah kullanılması gerekeceğine dikkati çekti. Topuz, ''Türk milleti bilmelidir ki TBMM'den kazara
karar çıkarsa, Mehmetçik orada Hizbullaha ve diğer milis güclerle çatışmaya girmek zorunda kalacaktır. Oraya gidip hayatını kaybedecek Mehmetçiğin hepsinin sorumluluğu, asker gönderme kararını verenlerin olacaktır'' dedi.
CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, ''Lübnan'a gidersek, tarihi bir hata yaparız. Gelecek nesiller böyle bir hatayı affetmeyecektir'' dedi.
Topuz, Hükümetin Lübnan'a asker gönderilmesine ilişkin kararının büyük sorumluluk gerektirdiğini ifade etti.
Lübnan'a asker gönderilmesiyle ilgili görüşlerini açıklayan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e gösterilen tepkiye değinen Topuz, Cumhurbaşkanı'nın, Türkiye'nin en yüksek düzeyde temsilcisi olduğunu, Türkiye'nin bütün kurumlarıyla, dünyayla, siyasi partilerle ilişki kurma durumunda olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Sezer'in görüşlerinin kamuoyunu aydınlatma açısından önemli olduğunu belirten Topuz, şunları söyledi:
''Sayın Cumhurbaşkanı'nın, sabah yataktan kalkmış, hemen 'Oraya asker göndermeyelim' dercesine bir acelecilik, sorumsuzluk içinde hareket ettiği nasıl düşünülebilir.
Cumhurbaşkanı; Türkiye'deki gelişmeleri, kurumlardaki anlayışı, Güvenlik Konseyindeki tartışmalar ve Türkiye'deki toplumun, siyasi partilerin ortaya
koyduğu düşünceleri de dikkate alarak, kendi düşüncelerinin de o doğrultuda olduğunu saptadıktan sonra asker göndermeye kesinlikle karşı olduğunu açıklayarak, bir vatanseverlik duygusu içinde alkışlanacak bir tutum ortaya koymuştur.''
''Asker gönderme kararı alma görevinin Meclis'te olduğunun unutularak'' ve Bakanlar Kurulundan bu yönde karar alınmadan önce Başbakan'ın, asker gönderileceğine ilişkin açıklama yaptığını ifade eden Topuz, ''Siz ortada olmayan bir yetkinizi kullanarak, nasıl 'Oraya asker göndereceğiz' diyebiliyorsunuz? Nasıl Lübnan Başbakanı'na böyle bir şey söylüyorsunuz? Daha sonra 'Cumhurbaşkanı niye konuşuyor' diye söz edersiniz'' diye konuştu.
TBMM BAŞKANI ARINÇ'A ELEŞTİRİ
TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın, asker gönderilmesine ilişkin görüşlerini açıklayan Cumhurbaşkanı Sezer'e yönelik sözlerini dile getiren Topuz, şöyle devam etti:
''Meclis Başkanı'na çok ağır sözlerle cevap vermek lazım. Ama onu bu konunun dışında tutuyorum. Meclisin işleyişindeki yetkilerini bir tarafa bakarak, kendi kişisel tanımını yapmaya dönük, emellerine dönük, kendi makamını kullanmak amacıyla bu konuya karışabileceğini zannederek, Cumhurbaşkanının açıklamasından sonra 'Böyle bir şey konuşmaya yetkisi yoktur, yetki Meclisindir' diyecek...
Meclis o yetkisini kullanmadan, sen hangi yetkiye dayanarak kendi düşünceni söylüyorsun? Cumhurbaşkanını suçlayan Meclis Başkanı, kendisi Cumhurbaşkanını suçladığı konudaki zafiyet içine düşmüyor mu acaba? O (Her konuda ben konuşurum)...
Onun kafasında her şey var. Cumhurbaşkanı olamazsa Başbakan... Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir kere Sayın Bülent Arınç gibi bir kişiyi Meclis Başkanı seçerek büyük bir talihsizlik yaşamıştır. Ama böyle ikinci bir talahsizliği yaşamayacağına inanıyorum.''
''TARİHİ BİR HATA YAPARIZ''
Ali Topuz, Lübnan'a gönderilecek askerin ''insani amaçla'' olmayacağını ifade etti. Hükümetin, belki de içinden böyle bir kararın alınmasını istemediğini ifade eden Topuz, şöyle devma etti:
''Fakat Hükümet, bütün inisiyatifi ABD'ye kaptırdığı için, oradan gelen baskıya karşı duramadığı için, teslimiyetçi bir anlayışla onların taleplerine
karşı 'hayır' diyemiyor. Büyük devlet olmak için illa ki her olayın içine karışmak gerekmez. Orada piyon olarak mı bulunacağız, yönetici olarak mı? Karar mekanizmasında yokuz. Birileri sizin adınıza Ortadoğu projesi kararı alıyor, size daha sonra görev veriyor. Bu görevi kendimiz tanımlamış değiliz. Böyle bir görevi sana vermişler. Amerika emir veriyor, sen 'evet' diyorsun.
Büyük devlet, başkalarının talimatıyla hareket eden devlet değildir. Büyük devlet, kendi kararlarını kendi özgür iradesiyle veren, eğer birileriyle iş
yapacaksa onlarla konuşup, o devletlerle eşit koşullarda proje oluşturan devlettir.''.
Hizbullah'ın silah bırakmayacağını açıkladığını, bu nedenle Lübnan'da çatışma olasılığının yüksek olduğunu belirten Topuz, ''Oraya gidersek, tarihi bir
hata yaparız. Gelecek nesiller böyle bir hatayı affetmeyecektir'' dedi.
AK PARTİ'LİLERE ÇAĞRI...
AK Parti'nin dışında tüm siyasi partilerin, Lübnan'a asker gönderilmesine karşı oldukları yönünde açıklama yaptığını kaydeden Topuz, Türkiye'nin benzer hatayı, Kuzey Irak'a gönderilen Çekiç Güç çalışmaları sırasında yaptığını, o dönemde de kendilerinin karşı çıktıklarını anımsattı. Topuz, sözlerini şöyle tamamladı:
''Umuyorum ki Adalet ve Kalkınma Partisi içindeki bazı milletvekilleri, 1 Mart tezkeresinde ortaya koydukları duyarlılığı yine gösterecektir. AK
Parti'lilere, sağduyulu olmaları için çağrıda bulunuyorum. Sorumluluk sahibi AKP'li milletvekillerinin CHP'lilerle birlikte hareket etmesiyle, bu bataklıktan
Türkiye'yi kurtarabiliriz. Onların, kendilerini görevlendiren insanların iktidarlıklarını devam ettirmek için yabancılara nasıl teslim olduklarını
görmelerini bekliyoruz.
Son Osmanlı Padişahı etrafındakiler, nasıl iktidarlarını koruyabilmek için yabancılara Türkiye'yi peşkeş çekmişlerse, bugünkü yöneticilerin de aynı ruhta olduklarını açıkça ortaya koymak istiyorum. Bütün yurtsever AKP'lilerin duyarlılıklarının ortaya çıkmasını bekliyorum.''
MEMUR GÖRÜŞMELERİ
CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, memurların toplu görüşmelerine de değindi. Müzakerelerin, Hükümetin teklifi üzerinde sürdürüldüğünü belirten Topuz, ''Toplu görüşmelerde sendikaların grev hakkı yok. Yani tarafların birbiri üzerinde yaptırım gücü, silahı yok. Müzakereler, ortaoyununa dönmüştür. Bir tarafın diğer tarafa ne vereceği konuşuluyor. Taraflar birbirlerine güç gösteremiyor. Böyle bir müzakere süreci tarihe kavuşmalıdır'' diye konuştu.
