2007-04-05 - 16:30
AK Parti İstanbul Milletvekili ve araştırma komisyonu başkanı Halide İncekara: ''0-6 yaş nüfusu 26 milyonu aşan Türkiye'de
çocuk ve gençlerde artan şiddet eğilimlerini görmezden gelmek mümkün değildir''
TBMM Çocuk ve Gençlerdeki Şiddeti Araştırma Komisyonu Başkanı
Halide İncekara, ''0-6 yaş nüfusu 26 milyonu aşan Türkiye'de
çocuk ve gençlerde artan şiddet eğilimlerini görmezden gelmek mümkün değildir''
dedi.
Çocuklarda ve gençlerde artan şiddet eğilimi ile okullarda meydana gelen
olayların araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'nun yaptırdığı ''Türkiye'de orta öğretime
devam eden öğrencilerde şiddet ve bunu etkileyen etmenlerin saptanması'' konulu
araştırma raporu, bu kez Ankara'da düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı.
AK Parti İstanbul Milletvekili ve araştırma komisyonu başkanı Halide
İncekara, komisyonun çalışmaları hakkında bilgi vererek, ''Söz konusu anket
çalışması 60 ildeki 261 okulda toplam 23 bin öğrenciyle görüşülerek yapıldı''
dedi.
Bugünün dünyasında bilim ve teknolojinin bu denli gelişmesine, insan
haklarının dile getirilmesine rağmen şiddetin artarak devam etmesinin endişe
verici olduğunu ifade eden İncekara, ''0-6 yaş nüfusu 26 milyonu aşan Türkiye'de,
çocuk ve gençlerde artan şiddet eğilimlerini görmezden gelmek mümkün değildir''
diye konuştu.
İncekara, çok çocuklulukla birlikte gelen yoksulluğun, aile içinde
iletişimsizliğin, okulda başarısızlığın, sokakların güvensiz olmasının çocukları
süratle şiddetle tanıştırdığını ve çetelere bulaşmalarına yol açtığını söyledi.
Çocuğu gelir kaynağı olarak gören ailelerin de çocuğu suça yönelttiğini anlatan
İncekara, çocukların, daha çok bilgi için kurulan internet kafelerde bu tür
arkadaş gruplarıyla tanıştıkları görüşünü dile getirdi.
Yeteri kadar kültür, sanat ve spor alanı bulunmaması nedeniyle çocukların bu
tür yerlere ilgi gösterdiğini anlatan İncekara, gençlerin çoğunun ümitsiz ve
kendilerini tehdit altında hissettiğini söyledi. Ankara'da, bu konuyla ilgili iyi
niyetle oluşturulan planlar olduğunu ifade eden İncekara, Anadolu'da il ve
ilçelere gidildiğinde kurumlar arası iletişimsizlik nedeniyle bu planların
uygulanamadığını ve istenilen sonuca ulaşılamadığını kaydetti.
-''PROBLEMLERİ YOK SAYIYORLAR''
İncekara, Türkiye'de yaptıkları ziyaretler esnasında il yöneticilerinin
problemleri çözmek yerine yok saymayı yeğlediklerini gördüklerini ifade etti.
Bunun Ankara'dan kaynaklandığını iddia eden İncekara, ''Arkadaşlar, haklarında
soruşturma açılmasından korktukları için problemleri yok sayıyorlar, üstünü
kapatıyorlar. Örtmek ve kapatmak hiçbir şeyi çözmüyor'' diye konuştu.
''Şiddetin sonuçlarını ortadan kaldırmanın maliyeti, sebeplerini ortadan
kaldırmak için yapılacak harcamalardan çok daha fazla'' diyen İncekara, 300 çocuk
için yapılacak ıslah evi 20 milyon YTL'ye mal olurken, bin çocuğun eğitileceği
bir okulun 3 milyon YTL'ye mal olduğunu kaydetti.
Çocukların kişiliğinin 6 yaşına kadar oluştuğunu ifade eden İncekara,
şiddeti önlemede en önemli etkenin eğitim olduğunu söyledi.
İncekara, ''Eğitim sistemi aflardan uzak tutulmalı, başarı sağlanmalıdır.
Öğretmen, veli, okul ilişkisi mutlaka güçlendirilmelidir. Yetenek geliştirmeye
yönelik sınav sistemine geçilmelidir. Öğretmenler bir çok görevi ve sorumluluğu
üstlenmek zorunda kalıyorlar. Öğretmen seçiciliği tekrar gözden geçirilmeli, genç
nüfusu risk altında olan bölgelere deneyimli öğretmenler gönderilmelidir'' diye
konuştu.
İncekara, suç eğiliminin azaltılması konusunda yargı ve güvenlik birimlerine
de büyük görev düştüğünü belirtti.
-''HER YIL ŞİDDET SONUCU 6 MİLYON KİŞİ ÖLÜYOR''-
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Dünya Şiddeti Önleme Danışmanı Alex Bouthcher de
dünya genelinde görülen şiddet eğilimleri hakkında bilgi verdi.
Şiddetin üçe ayrıldığını ifade eden Bouthcher, bunları kişinin kendi kendine
uyguladığı şiddet, başkalarına uyguladığı şiddet ve grupların uyguladığı şiddet
olarak sıraladı. Kişiler arasındaki şiddetin insanları intihara daha çok
yönelttiğini kaydeden Bouthcher, alkol ve madde kullanımının bunu daha üst
boyutlara ulaştırdığını kaydetti.
Bouthcher, dünyada her yıl 6 milyon insanın şiddet sonucu öldüğünü bildirdi.
DSÖ'nün 2002 yılı verilerine göre, dünyada 870 bin insanın intihar ettiğini,
560 bin kişinin trafik kazasında, 170 bin kişinin de savaşlarda yaşamını
yitirdiğini belirten Bouthcher, şiddet uygulamalarının ölümle sonuçlanmayan
vakalarının raporlara girmediğini, asıl rakamın çok daha fazla olduğunu söyledi.
Şiddetin azaltılabileceğini vurgulayan Bouthcher, bunun yapılabilmesi için
okul öncesi eğitimin çok önemli olduğuna dikkat çekti.
Bouthcher, şiddete karşı alınabilecek öncelikli tedbirleri de alkol
tüketiminin kontrol altına alınması, ateşli silahlar ile şiddet araçlarına
ulaşımın zorlaştırılması olarak tanımladı.
-''ANKET ÇOK ÇARPICI SONUÇLAR ORTAYA ÇIKARDI''-
Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Hilal Özcebe ise anket çalışması hakkında bilgi verdi.
Anketin lise 1 ile lise 4 grubu 23 bin öğrenciyle görüşülerek yapıldığını
ifade eden Özcebe, ortaya çok çarpıcı sonuçlar çıktığını dile getirdi.
Ankete katılanların yüzde 15,6'sının sigara, yüzde 2,9'unun da son üç ayda
en az bir kez uyuşturucu kullandıklarını belirttiklerini ifade eden Özcebe, 10
erkek öğrenciden birinin de çete üyesi olduğunun tespit edildiğini söyledi.
Özcebe, anket sonuçlarına göre, öğrencilerin yüzde 18,9'unun son üç ayda
şiddetle karşılaştığını, yüzde 29,3'ünün de son üç ayda şiddet uyguladığını
belirtti.
Şiddetin azaltılmasına yönelik çözüm önerileri sorulan öğrencilerin, yüzde
83,7'sinin şiddete maruz kalınmasını engelleyecek tedbirler alınması gerektiğini
belirttiklerini ifade eden Özcebe, yüzde 80,4'ünün adalet duygusunun
güçlendirilmesi, yüzde 77,9'unun devlet büyüklerinin, yöneticilerin, gençler için
önemli olan kişilerin iyi örnek olması, yüzde 75,8'inin başkasının hakkına saygı
göstermenin öğrenilmesi, yüzde 81,5'inin Allah korkusu, vicdan ve insaf gibi
duyguların güçlendirilmesi ve yüzde 80,1'i dürüstlüğün ve sözünde durmanın
özendirilmesi gerektiğini önerdiklerini bildirdi.
Gençlerin yüzde 65,6'sının gelecekte her şeyin daha iyi olacağına inandığını
ifade eden Özcebe, anket sonuçlarının, gençlerin önemsenmeyi, değerlerine sahip
çıkmayı istediklerini ortaya koyduğunu söyledi.
Halide İncekara, ''0-6 yaş nüfusu 26 milyonu aşan Türkiye'de
çocuk ve gençlerde artan şiddet eğilimlerini görmezden gelmek mümkün değildir''
dedi.
Çocuklarda ve gençlerde artan şiddet eğilimi ile okullarda meydana gelen
olayların araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'nun yaptırdığı ''Türkiye'de orta öğretime
devam eden öğrencilerde şiddet ve bunu etkileyen etmenlerin saptanması'' konulu
araştırma raporu, bu kez Ankara'da düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı.
AK Parti İstanbul Milletvekili ve araştırma komisyonu başkanı Halide
İncekara, komisyonun çalışmaları hakkında bilgi vererek, ''Söz konusu anket
çalışması 60 ildeki 261 okulda toplam 23 bin öğrenciyle görüşülerek yapıldı''
dedi.
Bugünün dünyasında bilim ve teknolojinin bu denli gelişmesine, insan
haklarının dile getirilmesine rağmen şiddetin artarak devam etmesinin endişe
verici olduğunu ifade eden İncekara, ''0-6 yaş nüfusu 26 milyonu aşan Türkiye'de,
çocuk ve gençlerde artan şiddet eğilimlerini görmezden gelmek mümkün değildir''
diye konuştu.
İncekara, çok çocuklulukla birlikte gelen yoksulluğun, aile içinde
iletişimsizliğin, okulda başarısızlığın, sokakların güvensiz olmasının çocukları
süratle şiddetle tanıştırdığını ve çetelere bulaşmalarına yol açtığını söyledi.
Çocuğu gelir kaynağı olarak gören ailelerin de çocuğu suça yönelttiğini anlatan
İncekara, çocukların, daha çok bilgi için kurulan internet kafelerde bu tür
arkadaş gruplarıyla tanıştıkları görüşünü dile getirdi.
Yeteri kadar kültür, sanat ve spor alanı bulunmaması nedeniyle çocukların bu
tür yerlere ilgi gösterdiğini anlatan İncekara, gençlerin çoğunun ümitsiz ve
kendilerini tehdit altında hissettiğini söyledi. Ankara'da, bu konuyla ilgili iyi
niyetle oluşturulan planlar olduğunu ifade eden İncekara, Anadolu'da il ve
ilçelere gidildiğinde kurumlar arası iletişimsizlik nedeniyle bu planların
uygulanamadığını ve istenilen sonuca ulaşılamadığını kaydetti.
-''PROBLEMLERİ YOK SAYIYORLAR''
İncekara, Türkiye'de yaptıkları ziyaretler esnasında il yöneticilerinin
problemleri çözmek yerine yok saymayı yeğlediklerini gördüklerini ifade etti.
Bunun Ankara'dan kaynaklandığını iddia eden İncekara, ''Arkadaşlar, haklarında
soruşturma açılmasından korktukları için problemleri yok sayıyorlar, üstünü
kapatıyorlar. Örtmek ve kapatmak hiçbir şeyi çözmüyor'' diye konuştu.
''Şiddetin sonuçlarını ortadan kaldırmanın maliyeti, sebeplerini ortadan
kaldırmak için yapılacak harcamalardan çok daha fazla'' diyen İncekara, 300 çocuk
için yapılacak ıslah evi 20 milyon YTL'ye mal olurken, bin çocuğun eğitileceği
bir okulun 3 milyon YTL'ye mal olduğunu kaydetti.
Çocukların kişiliğinin 6 yaşına kadar oluştuğunu ifade eden İncekara,
şiddeti önlemede en önemli etkenin eğitim olduğunu söyledi.
İncekara, ''Eğitim sistemi aflardan uzak tutulmalı, başarı sağlanmalıdır.
Öğretmen, veli, okul ilişkisi mutlaka güçlendirilmelidir. Yetenek geliştirmeye
yönelik sınav sistemine geçilmelidir. Öğretmenler bir çok görevi ve sorumluluğu
üstlenmek zorunda kalıyorlar. Öğretmen seçiciliği tekrar gözden geçirilmeli, genç
nüfusu risk altında olan bölgelere deneyimli öğretmenler gönderilmelidir'' diye
konuştu.
İncekara, suç eğiliminin azaltılması konusunda yargı ve güvenlik birimlerine
de büyük görev düştüğünü belirtti.
-''HER YIL ŞİDDET SONUCU 6 MİLYON KİŞİ ÖLÜYOR''-
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Dünya Şiddeti Önleme Danışmanı Alex Bouthcher de
dünya genelinde görülen şiddet eğilimleri hakkında bilgi verdi.
Şiddetin üçe ayrıldığını ifade eden Bouthcher, bunları kişinin kendi kendine
uyguladığı şiddet, başkalarına uyguladığı şiddet ve grupların uyguladığı şiddet
olarak sıraladı. Kişiler arasındaki şiddetin insanları intihara daha çok
yönelttiğini kaydeden Bouthcher, alkol ve madde kullanımının bunu daha üst
boyutlara ulaştırdığını kaydetti.
Bouthcher, dünyada her yıl 6 milyon insanın şiddet sonucu öldüğünü bildirdi.
DSÖ'nün 2002 yılı verilerine göre, dünyada 870 bin insanın intihar ettiğini,
560 bin kişinin trafik kazasında, 170 bin kişinin de savaşlarda yaşamını
yitirdiğini belirten Bouthcher, şiddet uygulamalarının ölümle sonuçlanmayan
vakalarının raporlara girmediğini, asıl rakamın çok daha fazla olduğunu söyledi.
Şiddetin azaltılabileceğini vurgulayan Bouthcher, bunun yapılabilmesi için
okul öncesi eğitimin çok önemli olduğuna dikkat çekti.
Bouthcher, şiddete karşı alınabilecek öncelikli tedbirleri de alkol
tüketiminin kontrol altına alınması, ateşli silahlar ile şiddet araçlarına
ulaşımın zorlaştırılması olarak tanımladı.
-''ANKET ÇOK ÇARPICI SONUÇLAR ORTAYA ÇIKARDI''-
Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Hilal Özcebe ise anket çalışması hakkında bilgi verdi.
Anketin lise 1 ile lise 4 grubu 23 bin öğrenciyle görüşülerek yapıldığını
ifade eden Özcebe, ortaya çok çarpıcı sonuçlar çıktığını dile getirdi.
Ankete katılanların yüzde 15,6'sının sigara, yüzde 2,9'unun da son üç ayda
en az bir kez uyuşturucu kullandıklarını belirttiklerini ifade eden Özcebe, 10
erkek öğrenciden birinin de çete üyesi olduğunun tespit edildiğini söyledi.
Özcebe, anket sonuçlarına göre, öğrencilerin yüzde 18,9'unun son üç ayda
şiddetle karşılaştığını, yüzde 29,3'ünün de son üç ayda şiddet uyguladığını
belirtti.
Şiddetin azaltılmasına yönelik çözüm önerileri sorulan öğrencilerin, yüzde
83,7'sinin şiddete maruz kalınmasını engelleyecek tedbirler alınması gerektiğini
belirttiklerini ifade eden Özcebe, yüzde 80,4'ünün adalet duygusunun
güçlendirilmesi, yüzde 77,9'unun devlet büyüklerinin, yöneticilerin, gençler için
önemli olan kişilerin iyi örnek olması, yüzde 75,8'inin başkasının hakkına saygı
göstermenin öğrenilmesi, yüzde 81,5'inin Allah korkusu, vicdan ve insaf gibi
duyguların güçlendirilmesi ve yüzde 80,1'i dürüstlüğün ve sözünde durmanın
özendirilmesi gerektiğini önerdiklerini bildirdi.
Gençlerin yüzde 65,6'sının gelecekte her şeyin daha iyi olacağına inandığını
ifade eden Özcebe, anket sonuçlarının, gençlerin önemsenmeyi, değerlerine sahip
çıkmayı istediklerini ortaya koyduğunu söyledi.
