Meclis Başkanvekili Bozdağ, gündeme geçmeden önce üç milletvekiline gündem dışı söz verdi. Saadet Partisi Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap "Kütahya'nın sorunları", CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer "Hayvancılığın sorunları" ve AK Parti Ankara Milletvekili Ömer İleri ise "27 Mayıs 1960 darbesinin 64. yıl dönümü" hakkında gündem dışı söz aldı.
Saadet Partili Kasap, Kütahya'nın ulaşım sorununun hat safhada olduğunu, şehirden hızlı tren geçmediğini ve otoban bulunmadığını belirtti. Kasap, en fazla maden sahası olmasına rağmen Kütahya'da meslek hastalıkları hastanesinin de bulunmadığını aktardı.
CHP'li Gürer ise Türkiye'de hayvan varlığının son 5 yılda 7 milyona yakın azaldığını söyleyerek, sorunun çözümü için canlı hayvan ve et ithalatına gidildiğini belirtti. Mera hayvancılığının da sonlanmak üzere olduğuna dikkati çeken Gürer, "Türkiye'de tüketilen yemin yarısı ithal ediliyor. Küçükbaş hayvanda çoban bulma sorunu var. Bu sorunların oluşumu iktidarın yanlış hayvancılık politikalarıyla doğrudan ilgili." dedi.
Et ithalatını eleştiren Gürer, insan sağlığına zararlı etlerin Türkiye'ye girdiğini savundu.
- "27 Mayıs'ın hedef aldığı kadroların torunları olarak dimdik ayaktayız"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Ömer İleri, 64 yıl önce 27 Mayıs 1960'ta, seçimle iş başına gelen Demokrat Parti'nin cunta tarafından darbeyle iktidardan indirildiğini belirterek, "11 ay süren ve tarihe hukuk cinayeti olarak geçen yargılamalar sonucu, İstiklal Madalyası sahibi Başbakanımız ve 2 bakanımız asılarak şehit edildi. Aralarında dönemin bakanlarından rahmetli dedem Tevfik İleri'nin de bulunduğu birçok Demokrat Partili siyasetçi çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı." diye konuştu.
Bu süreçte hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyen İleri, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Millet sevgilerine ve hizmet aşklarına şahitlik ettiğimiz bu büyüklerimiz kesinlikle mahkumlar veya mağdurlar olarak değil aksine muzaffer siyasetçiler ve devlet adamları olarak siyasi tarihimize geçmişlerdir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Demokrat Parti ile başlayan sürecin en son ve en kuvvetli halkası olarak vücut bulan AK Parti iktidarlarında vesayet ile verilen mücadele kazanılmış ve ülkemizin önü açılmış durumdadır. Bugün dünyada önemli bir güç merkezi olma yolunda ilerleyen Türkiye, milli iradeye sahip çıkan bir siyaset anlayışının temsilcileri olarak 27 Mayıs'ın hedef aldığı kadroların maddi-manevi torunları olarak burada dimdik ayaktayız ve bu milleti hak ettiği konuma güçlü bir demokrasi anlayışı içerisinde taşımaya kararlıyız."
27 Mayıs darbesinin sadece sonuçları üzerinden değil, darbeye destek veren tüm unsurlarıyla sorgulanması gerektiğini kaydeden İleri, darbeye giden yolda akıl almaz bir tezvirat süreci yaşandığını aktardı.
Vesayet ile mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan İleri, "Yassıada zihniyeti ile olan mücadelemiz farklı görüşlerden tüm siyasetçilerin katılımıyla farklı bir aşamaya geçmelidir. Helalleşme söylemlerinin ve kabir ziyaretlerinin altı doldurulmalı ve dönemin muhalefet siyaseti darbeye giden süreçte bir bütün olarak sorgulanmalı kanaatindeyim." ifadesini kullandı.
TBMM Genel Kurulunda, grup başkanvekilleri yerlerinden söz alarak değerlendirmelerde bulundu.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, 27 Mayıs darbesine imza atanları ve tüm darbecileri kınadıklarını belirterek, "Darbeye imza atıp seçilmiş hükümeti devirenler tarihin utanç sayfasında yerlerini aldılar ancak o gün, Başbakanlıktan indirilen ve asılarak şehit edilen Sayın Adnan Menderes ve yol arkadaşları milletimizin gönlünde yer aldılar ve almaya da devam edecekler." diye konuştu.
Şahin, Gazze'de İsrail barbarlığının devam ettiğini aktararak, şöyle konuştu:
"İsrail'in, Refah kampına düzenlediği son saldırı İsrail'in niyetini, bir kere daha, bütün dünyaya, açık bir şekilde ortaya koymuştur. İsrail'in amacı terörle mücadele etmek değildir. Ortada bir terör de yoktur, var olan terör İsrail'in faaliyetleridir. İsrail'in yapmış olduğu eylemler bir insanlık suçudur, soykırım suçudur dolayısıyla bütün dünyanın artık buradaki drama, buradaki soykırıma daha güçlü bir şekilde ses çıkarması, bütün dünyanın ayağa kalkması gerekir."
Sokak hayvanları konusundaki tartışma üzerinden toplumun ayrışmaması gerektiğini söyleyen Şahin, "Bu konu bugün Türkiye'nin, toplumumuzun önemli bir sorunu ve çözülmelidir. Ancak burada uyutulma gibi insani olmayan yöntemleri doğru bulmadığımızın altını çizmek istiyorum." dedi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, Türk siyasi tarihine kara bir leke ve ibret vesikası olarak geçecek olan 27 Mayıs'ı lanetlediğini ifade ederek, "Millet iradesi üzerine tahakküm kurmak isteyen, millet iradesini yok sayan anlayışların askeri, sivil, iç, dış nereden gelirse gelsin şiddetle karşısında olacağımızı açık yüreklilikle ifade ediyor ve demokrasiyi hiçe sayan tüm anlayışları lanetliyorum." diye konuştu.
NATO Parlamenterler Asamblesi'nin Sofya'daki ilkbahar toplantısında Gazze'de yaşanan insanlık suçuna ve soykırıma dair bir tek kelime edilmediğini söyleyen Çömez, şunları kaydetti:
"Yaklaşık sekiz aydır süren bu katliamla ilgili, Türkiye'nin hem bölgesinde hem de dünya genelinde daha etkin, proaktif olması gerekiyor. Güney Afrika'nın Lahey'deki Adalet Divanına yaptığı başvuruyla ilgili süreç devam ediyor, Türkiye'nin müdahil olma çalışmalarının da hızlanması ve prosedürün bir an önce tamamlanması gerekmektedir." dedi.
Çömez, Türkiye'nin dramatik bir mülteci istilasıyla karşı karşıya olduğunu aktararak, "Bu istilanın bir ülkenin başına açacağı dertlerin en önemlisi belki de demografik değişikliktir ancak en az bunun kadar önemlisi güvenlik problemidir. Her geçen gün ortaya çıkan kriminal olaylar da dikkate alındığında ülkemizde önümüzdeki yıllarda ciddi bir güvenlik tehdidi olacağı da aşikar." ifadelerini kullandı.
- "2 devletli yapı tesis edilmeli"
MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç, 27 Mayıs Ülkücü Şehitleri Anma Günü'nde Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak başta olmak üzere hayatını kaybeden tüm şehitleri rahmet ve minnetle andığını belirtti.
Kılıç, İspanya, İrlanda ve Norveç'in Filistin'i resmen tanımalarından dolayı memnun olduklarını belirterek, "Filistin devletini tanıyan ülke sayısının hızla artması ve iki devletli bir yapının bir an önce tesis edilmesi hususunda da hassasiyetimizi bir kez daha dile getirmek istiyoruz." dedi.
- "Darbe mekaniğini sonlandırmamız gerekiyor"
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, İsrail'in vahşetinin sürdüğünü vurgulayarak, "35 binin üzerinde insan katledildi, son olarak da çadırlar yakılarak 45 Filistinli maalesef yaşamını yitirdi. Ölenlerin çoğunun çocuk ve kadın olduğunu biliyoruz. Bu vahşetin bu yöntemle durmayacağını da öğrenmiş olduk." ifadelerini kulandı.
27 Mayıs darbesinin yıl dönümünde, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ı rahmetle andığını söyleyen Temelli, "Darbe mekaniğinin, darbe tarihinin başlangıç tarihidir 27 Mayıs ve o günden bugüne bu ülkede defalarca darbelerle karşılaştık, 12 Martlar, 12 Eylüller, 28 Şubatlar, 15 Temmuzlar gibi ama sadece darbelerle karşılaşmakla kalmadık, darbe mekaniğinin sürekliliği altında yaşamak zorunda da kaldık. Darbelere karşı çıkmak için her şeyden önce bu darbe mekaniğini sonlandırmamız gerekiyor." diye konuştu.
-"Filistin'i sosyal demokrat ülkelerin tanımasında CHP'nin anlamlı katkıları var"
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, 27 Mayıs darbesi sonrasında idam edilenlere rahmet dileyerek, demokrasiyi eksiksiz savunmaya devam edeceklerini belirtti.
Günaydın, İsrail'in saldırılarının artık bir insanlık suçu niteliğine dönüştüğünü söyleyerek, "36 binden fazla insan hayatını kaybetti ve en son Refah'ta yerinden edilmiş sivillerin kurdukları çadırları bombalamaları sonrasında kadınlar, çocuklar, 40'tan fazla insan hayatını kaybetti. Bugün sevinçle ifade ediyoruz ki; İspanya Başkanı Sanchez'le beraber İsveç, Norveç yani sosyal demokrat, sol iktidarlarla yönetilen bütün ülkeler peş peşine Filistin devletini tanımak için adeta sıraya girmişlerdir. Burada Cumhuriyet Halk Partisinin çok anlamlı katkıları vardır." dedi.
Burdur'da diyalizden zehirlenen 33 kişi olduğunu söyleyen Günaydın, şöyle konuştu:
"Bunlardan 14'ü entübe edildi. 3 hekim arkadaşımızı görevlendirdik; Burdur'da, Isparta'da, Afyon'da ve Antalya'da bu arkadaşlar çalışma yapıyorlar. Sizin oradaki il sağlık müdürleriniz bu arkadaşlarımıza bilgi vermiyor, bu arkadaşlarımızın hastaneye girmesini engelliyor. Neyi saklıyorsunuz? Diyaliz gibi temel bir hakkı alırken zehirlenen ve entübe edilen hastalara CHP'nin hekim milletvekillerinin erişmesini engellemeye çalışarak ne yapmaya çalışmaktadır? Bütün bunlar memleketin nasıl yönetilemediğinin çok açık göstergeleridir. Biz, her ne kadar saklamaya çalışsanız da sağlık skandallarını, Rize'deki çay sorununu, Türkiye'deki buğday sorununu ve buna bağlı bütün memleket sorunlarını Meclis gündemi yapmaya devam edeceğiz."
- "Yeni anayasayla bu kazanımlar daha öteye taşınacaktır"
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Mersin TAG Otoyolu'nda meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına sabır, yaralılara şifa diledi. Akbaşoğlu, Filistin'de katliam ve soykırım olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:
"Uluslararası Adalet Divanı'nın 'saldırıları durdurun' kararına rağmen terör devleti İsrail hain saldırılarına her dakika bir yenisini ekliyor. Bombaların yağmur olduğu, mermi seslerinin bir an kesilmediği, insanların aç ve susuz bırakıldığı Gazze'de insanlık yok ediliyor. Gazze'de yaşamak için tek bir güvenli yer kalmamış durumda. Soykırımcı İsrail her türlü zulmü Gazzeli kardeşlerimize yaşatıyor. Öyle ki diri diri bebekleri, insanları, yaşlıları yakıyorlar. Suçunu bastırmak için, gündemi değiştirmek için İsrail Dışişleri Bakanı dünya mazlumlarının gür sesi Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan hezeyanlarını ve alçakça iftiralarını ortaya koymak suretiyle bir gündem oluşturmaya çalışıyor. Bu iftiraları münasebetiyle bu açıklamaları şiddetle kınıyor ve lanetliyorum."
İspanya, Norveç, İrlanda ve Slovenya'nın Filistin'i devlet olarak tanımasıyla Filistin'i tanıyan devlet sayısının 150'ye çıktığını belirten Akbaşoğlu, bu kararları münasebetiyle bu yönetimleri tebrik etti.
Akbaşoğlu, 27 Mayıs darbesiyle Türkiye'ye bir yüzkarası lekenin vurulduğunu söyleyerek, "Bir yargı tiyatrosuyla idama gönderilen Adnan Menderes'i, Hasan Polatkan'ı ve Fatin Rüştü Zorlu'yu rahmetle, minnetle yad ediyorum, Rabb'im ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin. Yassıada mahkemelerinde türlü baskılara, hakaretlere ve işkencelere maruz kalan 3 devlet adamımız isimlerini milletimizin gönüllerine 'milli irade kahramanı' olarak yazdırmışlardır. Üzerinden değil 64 sene asırlar bile geçse darbecileri unutmayacağız ve asla affetmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
27 Mayıs'ın karanlık gölgesinin her on yılda bir tekrarlanan darbelerle milli iradenin peşini bırakmadığını belirten Akbaşoğlu, "Şunu ifade etmek istiyoruz ki; milli iradeye kimsenin pusu kurmasına izin vermeyiz, her kim ki bu kanunun dışına çıkarsa karşısında tüm kurumlarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bulur, Hükümetimizi bulur, Parlamentomuzu bulur. Yeni anayasayla bu kazanımlar daha öteye inşallah taşınacaktır." dedi.
Türkiye'nin mevcut darbe anayasasına mahkum edilmesinin, siyasete olan güveni zedelediğini söyleyen Akbaşoğlu, "Onca değişikliğe rağmen, mevcut Anayasa'nın dilinden ruhuna kadar birçok problem taşıdığı bir gerçektir. Mevcut anayasayla yola devam edemeyeceğimizi, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılının darbe anayasasıyla geçirilmesinin bu millete büyük bir mahcubiyet kaynağı olacağını ifade ediyorum." şeklinde konuştu.
TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, Divan olarak Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 27 Mayıs 1960 darbesini lanetlediklerini belirterek, "Şehit Başbakanımız merhum Adnan Menderes'i, şehit Dışişleri Bakanımız merhum Fatin Rüştü Zorlu'yu ve şehit Maliye Bakanımız merhum Hasan Polatkan'ı rahmetle yad ediyoruz. Ruhları şad, mekanları cennet, makamları ali olsun." dedi.
- "Çevre illere nakilleri gerçekleştirilmiştir"
Akbaşoğlu, muhalefet partisi milletvekillerinin açıklamaları üzerine Burdur Devlet Hastanesi'ndeki duruma ilişkin de şu bilgileri verdi:
"25 Mayıs 2024 Cumartesi günü Burdur Devlet Hastanesi diyaliz ünitesinde diyalize alınmış hastaların bazılarında bulantı, kusma, baş dönmesi gibi semptomların ortaya çıkması sonrası hızla gerekli önlem ve tedbirler alınmış, bu çerçevede o gün diyalize giren tüm hastalara ulaşılmış, bu hastalardan durumu riskli görülenlerin ileri tetkik ve tedaviler için çevre illere nakilleri gerçekleştirilmiştir. Bugün itibarıyla Antalya ilinde 23 hasta, Afyon ilinde 6 hasta, Isparta ilinde 3 hasta, Denizli ilinde 1 hasta tedavi görmektedir, 3 hastamız Antalya ilinde, 1 hastamız da Afyon ilinde entübe durumdadır, diğer hastalarımızın genel durumları iyi olup yakın takipleri devam etmektedir. İlgili diyaliz biriminin faaliyetleri geçici olarak durdurulmuştur, süreçle ilgili adli ve idari soruşturma da başlatılmıştır."
Genel Kurulda, Saadet Partisinin "telefon dolandırıcılığı", İYİ Parti'nin "tarım sektörünün sorunları", DEM Parti'nin "cezaevlerinde tedavi hizmetlerine erişim" ile CHP'nin "mesleki eğitim" konularına ilişkin grup önerileri ayrı ayrı görüşüldü.
Partisinin grup önerisi üzerine konuşan Saadet Partisi Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun, telefon dolandırıcılığından kaynaklanan sorun ve mağduriyetlerin giderek arttığına dikkati çekti.
Telefonda kendilerini Cumhuriyet savcısı veya emniyet müdürü olarak tanıtan dolandırıcıların, terör örgütlerini bahane ederek vatandaşlardan para talep ettiklerini anlatan Özbudun, şunları kaydetti:
"Ceza yargılamalarında temel bir kural vardır. Bir şahsa yönelik suç isnadı olduğunda isnat sahibi iddiasını ispatla yükümlüdür. Ne var ki Türkiye'de uzun zamandan beri ispat yükümlülüğü tersine çevrilmiştir. Bir şekilde hakkında ceza davası açılan masum bir yurttaşımız, kendisinin masum olduğunu kanıtlamaya mecbur kılınmaktadır. Bu, bu tür dolandırıcılıkları tetikleyen sebeplerden biridir. Diğeri ise kişisel verilerimiz maalesef herkesin elinde dolaşmaktadır. Anayasamız bunu güvence altına aldığı halde ne yazık ki anayasasızlaşmış bir toplumda yaşadığımız için kişisel verilerimizin de korunmadığı bir sistemde yaşıyoruz. Böylece telefon dolandırıcıları hedeflerine hızla ulaşabilmektedir."
İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Hamşıoğlu, devletin bakanlarının bile telefon dolandırıcılığı konusunda mağduriyet yaşadığı bir dönemden geçtiklerini ifade ederek, "Herhangi bir siyasi unvanı ve sıfatı bulunmayan sıradan vatandaşların mağduriyetlerinin de seri çözülebilmesi için böyle bir komisyonun faydalı olacağına inanıyoruz." dedi.
DEM Parti Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez de yurt içinde ve yurt dışında organize olan kişilerce tümüyle korkutma, baskı altına alma veya aldatma niyeti üzerine kurulu nitelikli dolandırıcılık suçlarının Türkiye'de gün geçtikçe arttığını savundu.
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Saadet Partisinin önergesini desteklediklerini ve 'kabul' oyu vereceklerini bildirdi.
- "2023'te 21 bin kişi yakalanmıştır"
AK Parti Antalya Milletvekili Kemal Çelik ise teknoloji kullanılarak yapılan dolandırıcılık yöntemlerine karşı vatandaşların bilinçlendirilmesi amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü ekiplerince faaliyetlerin devam ettiğini belirtti.
Dolandırıcılık suçunun 2016 yılında katalog suçlar kapsamına alındığını aktaran Çelik, "2023'te 18 bin 655 olay meydana gelmiş, 21 bin kişi yakalanmış; 2024 yılının 4 aylık döneminde bu nitelikte 3 bin 418 olay meydana gelmiş, bu olaylara karışan 5 bin 300 kişi de yakalanmıştır. Ayrıca, 2023 yılında dolandırıcılık suçu işleyen örgütlerin çökertilmesi amacıyla 121 planlı operasyonla 1609 kişi yakalanmış, 2024 yılında ise 108 planlı operasyonla 1056 kişi yakalanmıştır." bilgisini paylaştı.
Telefon ve internet dolandırıcılığı ile bilişim suçlarına yönelik mücadelenin ciddi şekilde sürdürüldüğünü vurgulayan Çelik, "Bu suçların sıfırlanması konusunda ciddi mücadelemiz devam etmekte, bugün dünya ölçeğinde en düşük düzeydedir. Devlete ve hukuk devletine olan güvenimizi mutlaka muhafaza etmemiz ve bu kararlı mücadeleye destek olmamız lazım." diye konuştu.
Görüşmelerin ardından yapılan oylamalarda CHP, DEM Parti, İYİ Parti ve Saadet Partisinin gündeme ilişkin grup önerileri kabul edilmedi.
Genel Kurulda, CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek'in Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Diğer Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi de görüşüldü.
Gökçek, uzmanların açıklamalarına göre, Türkiye'de ruhsatsız silah sayısının, ruhsatlı silah sayısını geçtiğini öne sürerek, bu sorunun önüne geçilmesi gerektiğini söyledi. Gökçek, "Neredeyse her gün ruhsatsız silahların kullanıldığı bir şiddet olayına maruz kalıyoruz. Nasıl oluyor da 17 yaşındaki bir çocuk dahi 10 bin lira karşılığında İstanbul'un ortasında ruhsatsız bir silah edinebiliyor?" diye sordu.
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ise ruhsatsız silah kullanımı konusunda yasal bir düzenleme hazırlığı yapıldığını ifade ederek, "İçişleri Bakanlığımızla beraber bu konuda kapsamlı bir çalışma yapılmaktadır. Ruhsatsız silah, silahın tetiği, kabzası, iğnesi, horozu gibi bütünüyle ilgili daha teferruatlı bir çalışma yapılıyor." dedi.
Görüşmelerin ardından yapılan oylamada, kanun teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önerge kabul edilmedi.
TBMM Genel Kurulunda daha sonra Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifi'nin görüşmelerine geçildi.
