2013-11-21 - 19:00
TBMM SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU...
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu, kabul ettiği ancak daha sonra bazı değişiklikler yapmak üzere geri çektiği "tam gün" olarak da adlandırılan, sağlıktaki torba tasarıyı yeniden ele almaya başladı.
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu, kabul ettiği ancak daha sonra bazı değişiklikler yapmak üzere geri çektiği "tam gün" olarak da adlandırılan, sağlıktaki torba tasarıyı yeniden ele almaya başladı.

AK Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar başkanlığında toplanan komisyon, Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Tasarı'yı görüşüyor.

Görüşme öncesi muhalefet milletvekilleri, usul hakkında söz aldı. CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, kendilerinin de insan olduklarını, yorulduklarını dile getirerek, komisyonun geç bir saatte toplanmasını eleştirdi.

Yararlı olmak istediklerini belirten Atıcı, bir hekimin, 2,5 dakikada bir hastayı muayene edip, tedavi edemezse bir milletvekiline 24 saat bile tanınmadan sağlık sisteminde önemli değişikler içeren bir metnin görüşülmesi halinde Genel Kurul'da sıkıntılar yaşayacaklarını kaydetti.

CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel de bu kadar önemli konunun, 6 ay boyunca beklediğini ancak daha sonra sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri değişikliği bilmeden, tasarının çıkarılmak istendiğini söyledi. Bunun doğru olmadığını ifade eden Özel, "Bu, yasama kalitesini düşürüyor. Burada böyle yaparsanız yine düzeltmek zorunda kalacağız" dedi.

CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, "7 ay bekliyor da 7 saat içinde geçmesi için aceleniz nedir, alt komisyon oluşturulsun. Şimdi çıkaracağımız yasa, yargı organlarından geri dönecektir" diye konuştu.

Komisyon Başkanı Ünüvar, tasarıya yönelik önergeleri, mutat olmadığı halde, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun da iyi niyetiyle komisyon üyelerine dün gönderdiğini belirtti.

Ünüvar, görüşmelerin kapışma değil müzakere ortamında geçmesini istediklerini dile getirerek, sağlık sistemindeki her değişikliğin 76 milyonu; sadece bugünü değil yarınları da ilgilendirdiğin kaydetti. Ünüvar, Genel Kurul aşamasında, sivil toplum kuruluşları temsilcilerini dinleme imkanı bulamayacakları için tasarıyı komisyonda yeniden ele aldıklarını dile getirdi.

Geri çekilme yazısının Genel Kurul'da 19 Ekim Salı günü saat 16.00 civarında okunduğunu anımsatan Ünüvar, İçtüzük gereği komisyonun bu saatte toplandığını, bir kasıt olmadığını vurguladı.

Ünüvar, Hükümet'in, Genel Kurul'da değişiklik yapma yoluna da gidebilecekken bunu yapmadığına işaret etti. Ünüvar, bu konun tartışılması gerektiğini ifade ettiğini, Hükümet'in de saygıyla karşıladığını, bunun, Hükümet'in komisyona verdiği değeri gösterdiğini kaydetti.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, tasarı üzerinde yapacakları değişiklikler hakkında bilgi verdi. Meslek örgütleri de tasarıyla ilgili görüşlerini dile getiriyor.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, tam gün çalışma ilkesinde bir tereddütlerinin olmadığını belirterek, YÖK Kanunu'nda "Öğretim elemanları, üniversitede devamlı statüde görev yapar" hükmünü aynen koruyarak, tam günden kesinlikle taviz vermeyi düşünmediklerini bildirdi.

Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda, sağlıkta torba kanun tasarısının görüşmeleri sürüyor.

Görüşülmek üzere bir kez daha geri çekilen tasarı üzerinde söz alan Müezzinoğlu, getirecekleri düzenlemeler hakkında bilgi verdi.

Müezzinoğlu, konuyu, 5 ay önce yoğun bir şekide tartıştıklarını ifade etti. Müezzinoğlu, tasarıyı, bugün, yarın, gerekirse hafta sonu da görüşebileceklerini ancak gelecek haftaya bırakılmamasını istedi. Müezzinoğlu, tasarıyı tartışmadan, alelacele geçmesine yönelik dertlerinin olmadığını belirterek, "Her düşüncenin önerisini alalım, değerlendirelim. Ama artık bu işi derleyip toparlayıp bir an önce sonuca götürelim" dedi.

Hekimlerin ve diğer sağlık çalışanların tam gün çalışma ilkesinde bir tereddütlerinin olmadığını ifade eden Müezzinoğlu, YÖK Kanunu'nun 36. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Öğretim elemanları, üniversitede devamlı statüde görev yapar" hükmünü aynen koruyarak, tam günden kesinlikle taviz vermeyi düşünmediklerini bildirdi. Müezzinoğlu, yaptıkları görüşmeler ve gelen görüşlerde büyük bir uzlaşı olduğunu dile getirerek, bu durumun tam günün üniversite camiası tarafından benimsendiğinin göstergesi olduğunu söyledi.

Müezzinoğlu, 2010'dan önce üniversite hastanelerinde saat 13.00'ten sonraki part-time çalışmaya geri dönüş olmayacağını bildirerek, "Tam tersine hocalarımızın tam gün çalışmaları sonucunda elde edecekleri kazanç yanında, mesai sonrası da kazanç elde etmelerinin ortamını sağlamayı amaçlıyoruz. Çalıştıkları kurumda eğitim, araştırma ve uygulama faaliyetlerini daha verimli yapabilmeleri için gerekli ortamı ve mali imkanları sağlamak istiyoruz. Ayrıca mesai sonrası elde edilecek kazançtan, hocalarımıza döner sermaye payı olarak 50-60 aralığında bir imkanın sağlanmasının uygun olacağını düşünüyoruz. Kendi kurumunda devam etmeyle ilgili daha önce tartışmıştık. Burada yüzde 50 olan kararımızın yüzde 50-60 aralığına taşıyalım. Gelen öneriler sonrası yeni önerimiz bu" diye konuştu.

Mesai sonrası çalışmasını üniversitede değil de özel sağlık kurumlarında sürdürmek isteyen hocalara, Anayasa Mahkemesi kararı gereği saat 17.00'den sonra çalışmalarına belli sınırlarla izin verdiklerini kaydeden Müezzinoğlu, bu şekilde çalışacak doçent ve profesör sayısının, ana bilim dalındaki öğretim üyesinin yarısını geçemeyeceğini belirtti. Müezzinoğlu, isteyen üniversitenin daha düşük oranlarda bu oranı belirleyebileceğini ifade etti.

Müezzinoğlu, bu haktan yararlanmak isteyenlerin öncelikle çalıştıkları üniversiteye tıbbi uygulama ve akademik açıdan asgari katkı vermek durumunda olacaklarını vurguladı. Müezzinoğlu, üniversiteye en fazla katkıyı verenlerin, mesai sonrası özel çalışma hakkı verilerek, dinamik bir yapı kurulmasının beklendiğini söyledi.

Hocaların, mesai sonrası kendi üniversitesinde ya da özel sağlık kurumlarında çalışma haklarından birisini tercih etmeleri gerektiğini vurgulayan Müezzinoğlu, her iki hakkın birlikte kullanılamayacağını kaydetti.

Sözleşmelerin her yıl yenileneceğini dile getiren Müezzinoğlu, aynı haktan yararlanmak isteyenlerin kendi üniversitesine azami akademik ve tıbbi hizmeti sunacağını söyledi.

Müezzinoğlu, yapılacak sözleşme tutarının profesörler için yaklaşık 16 bin liradan az olmayacağını, elde edilen bu gelirin yüzde 50'sinin hocaya ödeneceğini bildirdi. Müezzinoğlu, getirilen düzenlemelerden bazılarını şöyle sıraladı:

"Söz konusu hakkın kötüye kullanımında hem mesai sonrası özelde çalışan hocalarımız, hem de sözleşmeli çalışacakları özel kurum veya vakıf üniversitesi hastaneleri, 5 yıl süreyle aynı haklardan yararlanamayacaktır. Bu haktan yararlanacak özel hastane ve vakıf üniversiteleri, kendi kadrolarının yüzde 20'sinden fazla çalıştırma imkanları olmayacak. Bu düzenlemeyle özel kurulların kendi içinde rekabet eşitliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Uygulama, ilgili üniversite yönetim kurulları tarafından belirlendikten sonra YÖK onayıyla yürürlüğe girecek. Serbest çalışan hocalarımızın, üniversite ihtiyaçlarına göre dışarıdan yüzde 5'lik sözleşmeli çalıştırma hali aynen korunuyor. İşyeri hekimliğinin, aile hekimlerine ve kamuda çalışan tabiplere de tanınması sağlanıyor.

Çok tehlikeli işler dışındaki iş kollarında işyeri hekimliği sertifikası alma zorunluluğu kaldırılıyor. Sağlık meslek liselerinden 69 bin öğrenci kaydı geldi. Bu yılki rakamlarla gelecek 3 yıl daha devam ettiğinde, önümüzde eğitim standardını düşürdüğümüz bir yapıyla hemşire arkadaşlarımız çıkacak. 2014'ten itibaren kayıt olacaklar buralardan ebe, hemşire olarak mezun olamayacak. Hemşire ve ebe yardımcısı olacak ancak lisanslarını tamamladıklarında bu vasfı alabilecekler. Tıbbi gıdaların, eczaneler dışında bakanlıkça belirlenecek yerlerde satışına izin vererek, özellikle çölyak hastalarının mağduriyetini gidermek istiyoruz. Mecburi hizmete muhatap olan hekimlerimiz 3 kez mecburi hizmet kurasına giriyor. Bir kez gittiyse, bu alan kuralarından muaf olmasına ilişkin düzenlememiz var. Belki ilk düzenlemede bir teknik hata veya bakış acısı... Aile hekimlerimiz, yalnız aile hekimliği yapmaları için nöbet muafiyeti getirmişiz. Aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına asgari ayda 16 saat nöbet getiriyoruz."

TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu, "tam gün" tasarısı olarak da bilinen sağlıkta torba tasarının tümü üzerindeki görüşmeleri tamamladı.

AK Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar başkanlığında toplanan komisyon, daha önce kabul ettiği ancak bazı eklemeler yapmak üzere geri çektiği Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşların Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Tasarı'yı ele aldı.

Komisyon ilk olarak, sağlık sendikaları, Türk Tabipleri Birliği, Türk Eczacıları Birliği, Türk Diş Hekimleri Birliiği, ebe ve hemşire örgütlerinin temsilcilerini dinledi.

Daha sonra komisyon üyeleri, tasarının tümü üzerindeki görüşlerini dile getirdi.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, konuşmalara yanıt verdi.

Tıbbi gıdaların eczaneler dışında bakanlıkça belirlenecek yerlerde satışına imkan vererek, çölyak hastalarının mağduriyetinin giderilmesine yönelik düzenlemeye açıklık getiren Müezzinoğlu, 1,5 yıl önce Edirne'de bir vatandaşın, "Çocuğum çölyak hastası, markete gittiğimizde çocuğuma çikolata alamıyorum", konuyla ilgili görüştüğü dernek temsilcilerinin de "Çocuklarımız da diğer çocuklar gibi markete gittiğinde çikolata istiyor" dediğini anlattı.

Müezzinoğlu, bu konuda bir ısrarlarının olmadığını, "illa olsun" demediğini belirterek, komisyon tarafından buna çözüm bulabileceklerini söyledi.

Tam günle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Müezzinoğlu, "Hocalarımız, günlük bize 8 saatlik mesaisini eğitim, araştırma, bilimsel yayın, uygulamada verebilecekleri azami performansı versinler. O mesaiden sonra talepleri varsa ya kendi kurumlarında ya da kurumsal bir yapıda, bir sözleşmeyle, bu mesleğin saygınlığına uygun bir yapı olsun. Biz de o sistemi sürdürülebilir sistem olarak başabilirsek, yarın öbür gün geliştirmemiz gereken boyutlar da varsa geliştiririz" diye konuştu.

Müezzinoğlu, bakan olduğu ilk aydan beri üniversite yönetimleriyle görüştüğünü, 32 üniversitenin yazılı görüşünü aldığını, üniversite yönetimi dışındaki hocalarla tekli ve gruplar halinde biraraya geldiğini anlattı. Müezzinoğlu, "Bu ülke adına yüzde 70'lik ortak aklın sonucu. Benim vicdani durduğum nokta bu. Yüzde 100'ü var mı? Yüzde 70'i 80'e çıkarabileceksek, yarın görüşmelerimizde yapabileceğimiz düzenlemeleri yapmaya çalışalım. Vicdanen huzurlu musun derseniz, evet vicdanen huzurluyum" dedi.

"Yunanistan'dan 7 bin hekim işsiz, buyursun gelsin" dediklerini anımsatan Müezzinoğlu, Selanik'te Selanik Tabip Odası Başkanı ile yarım saat görüştüğünü anlattı. Müezzinoğlu, "Yabancı uyruklu hekimlerin çalışmalarıyla ilgili ilkeler belli. Özel sektörün dinamikleriyle sizi buluşturalım. Bakanlık olarak katkı sağlayabileceğimiz alanlar varsa katkı sağlayalım" görüşünü ilettiklerini söyledi. Müezzinoğlu, iletişim aşamasında olduklarını ifade ederek, yaklaşık bin hekimin, Yunanistan'da Türkçe kursuna gittiğini söylediklerini kaydetti.

Bakan Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir taraftan hekim açığımız var, bir taraftan bunlar gelsin. 450 civarında yabancı uyruklu olup ülkemizde hekimlik yapan hekimler var. Bir taraftan bu hekimler yetişmiş beyindir, ülkemizin de ihtiyacı var, bunlardan da yararlanım derken, yurt dışında 2 bin 500 civarında olduğu tahmin edilen bizim doktor arkadaşlarımıza ya boşver, gelmezlerse gelmesinler demek de benim vicdan terazimin öbür boyutunda beni zorluyor."

Komisyon, yarın da tasarının maddelerini görüşecek.