2006-04-11 - 12:00
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, ''Reform yapabilmek için elinizi taşın altına koymanız, riski göze almanız gerekir. Risk alabilmeniz için de yürek ve cesaret gerekir'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sosyal güvenlik reformu
yapmanın tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de zor
bir iş olduğunu belirterek, ''Reform yapabilmek için elinizi taşın
altına koymanız, riski göze almanız gerekir. Risk alabilmeniz için de
yürek ve cesaret gerekir'' dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada,
tüm yurtta Kutlu Doğum Haftası'nın kutlandığını belirterek, ''Sevgili
peygamberimize saygımızın, sevgimizin bir nişanesi olarak çeşitli
etkinliklerle kutlanmaktadır. Şüphesiz ki, onun nurlu yolunda bizler
de geleceğimizi şekillendiriyor, bu yolda yürümeye inşallah gayret
ediyoruz'' diye konuştu.
Acılarla dolu bir haftanın geride bırakıldığını belirten Başbakan
Erdoğan, Elazığ'da meydana gelen terörist saldırının ardından dün de
Kocaeli'nde bir askeri helikopterin düştüğünü anımsattı. Bu olaylarda
şehit olan askerlere Allah'tan rahmet dileyen Başbakan Erdoğan,
gazilere sağlık, sıhhat ve afiyet, tüm şehitlerin ailelerine ve
millete başsağlığı diledi.
-SOSYAL GÜVENLİK REFORMU-
3 yılı aşkın AK Parti iktidarı döneminde yönettikleri diğer
değişim süreçleri gibi, yapısal sorunları olan sosyal güvenlik
sistemindeki değişim sürecinin de hükümetin azim ve kararlılıkla takip
ettiği en temel konulardan biri olduğunu belirten Erdoğan, ilk göreve
geldikleri günden itibaren tüm vatandaşları ilgilendiren ve tüm
vatandaşları kapsayacak olan adil, erişilebilir, eşitlikçi ve tek
elden yürütülecek bir Sosyal Güvenlik Reformu'nu yapabilmek için
çalışma başlattıklarını ifade etti.
Bu çalışmalar neticesinde beklenen Sosyal Güvenlik Reform paketini
açıklama noktasına geldiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, ''Bu sosyal
güvenlik paketi, cumhuriyet tarihimizin en büyük reform paketlerinden
biridir. Bunun farkında olanlar var olmayanlar var. Ama zaman bu
noktada, gerçekten AK Parti iktidarı nasıl bir reform paketini
açıkladı, bunu konuşacak'' dedi.
-''İDDİAYLA SÖYLÜYORUM...''-
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''İddiayla söylüyorum, bugüne kadar hiçbir hükümet bunu başarmaya
muktedir olamadı, buna cesaret edemedi. Bizden önceki hükümetlerin
altında kalmaktan korktuğu ve sadece bir sorun olarak gündemde
tuttuğu, ülkemizin en temel sorununu inşallah çözüme kavuşturuyoruz.
Biz başarılamayanı başarıyoruz. Hukuk devleti olma, demokrasiyi en
geniş anlamıyla hayata geçirme yolunda attığımız tarihi adımlarımıza
denk, o adımlarımızı tamamlayan bir reform paketini böylece açıyoruz.
Sosyal hukuk devleti olma yolunda attığımız bu adım bu ülkenin
kaderiyle, geleceğiyle, devlet toplum ilişkileriyle doğrudan
ilişkilidir. Açmakta olduğumuz paket, halkın belli kısmını, belli bir
zümreyi ilgilendirmiyor. Açmakta olduğumuz bu paket, 73 milyon vatan
evladını, kundaktaki çocuktan, yaşlılarımıza, emeklimizi, çiftçimizi,
Türkiye'de yaşayan herkesi ilgilendiriyor. Bu paket yıllardır kanayan
bütün vicdanları ilgilendiriyor.
Bu paket, çalışma hayatının, işçi, işveren, sendikalı, sendikasız
bütün tarafları ilgilendiriyor. Türkiye'yi bu günlere getirdiğimiz
için ne kadar onur duysak azdır.''
-''A'DAN Z'YE''-
Sosyal Güvenlik Reform paketi içinde yer alan Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanun Tasarıları'nın TBMM'ye sevk edilmesi ve
komisyonların üzerinde bir yıllık çalışmasının ardından geçen hafta
ancak bitirildiğini anlatan Başbakan Erdoğan, bu paket hazırlanırken,
ilgili sosyal taraflarla sayısız toplantı yapıldığını söyledi.
Neden bu reforma ihtiyaç duyulduğunun, sorunların neler olduğunun
kamuoyuyla tartışıldığını, önerilerin dikkate alınarak yasa
tasarılarının hazırlandığın kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
''TBMM'ye sevkinden sonra gelen öneriler olmuştur. Bunlar da
değerlendirilmiştir, bir çok öneri tasarıya yansıtılmıştır.
Bizzat başkanlığımızda toplanan ve bizim iktidarımızla işlerlik
kazanan Ekonomik ve Sosyal Konsey'de tek gündem maddesi olarak bu konu
baştan sona ele alınmıştır. Sendikalarımızın, işverenlerimizin
önerileri bütünüyle incelenmiş, hiçbir eleştiri, uyarı ve öneri göz
ardı edilmeden hazırladığımız Sosyal Güvenlik Reform paketine
yansımıştır.
Şu denilebilir, 'bizim ki yansımadı veya hayır hepsi yansımadı'.
Şüphesiz ki, hepsi A'dan Z'ye hepsi yansımayacaktır. Bunların içinde
büyük ölçüde yansıyanlar olduğu gibi, kısmen yansımayanlar da
olmuştur. Zira, hazırlanan bu tür kanunlarda kalkıp A'dan Z'ye bütün
tekliflerin yer alması işin fıtratına, yapısına ters.
-''SİSTEMİ RADİKAL DEĞİŞİME UĞRATIYORUZ''-
Mevcut sistem, ülkemizin ekonomisini tehdit edecek derecede her
yıl katlanarak finansman açığı oluşturan sistemdir.
Kuşkusuz, bu sistemin tek sorunu finansman açığı değildir. Mevcut
sosyal güvenlik sistemi, tüm vatandaşlarımızı kucaklamayan, onlara
eşit ve adil davranmayan hatta ayrımcılık yapan bir yapı arz
etmektedir. Sistemin en büyük özelliği, bürokrasiye göre, memura göre
düzenlenmiş olması. Bu sistemi radikal bir değişime uğratıyoruz.
Önceliğimiz memur veya işçi değil, bütün vatandaşlarımızdır. Bu ayrımı
kaldırıyoruz.
Sosyal Güvenlik Reformu yapmak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde
de zor bir iştir, bunun bilincindeyiz. Reform yapabilmek için elinizi
taşın altına koymanız, riski göze almanız gerekir. Risk alabilmeniz
için de yürek ve cesaret gerekir.
Bu reformu gerçekleştirerek, elimizi taşın altına koymaktan
çekinmedik, sakınmadık. Popülizmden uzak, ülkemiz gerçeklerine uygun
bir reform hazırladık. Çünkü atalarımızdan aldığımız emaneti
çocuklarımızın geleceğine layıkıyla devretmek zorundayız. Çünkü
devlet ile toplum arasında yaralı alanları kapatmak zorundayız. Bunu
başarmaya mecburuz.
'Sen memursun, senin sağlığın devletin güvencesindedir. Sen
işçisin senin sağlığın daha az güvencededir, sen Bağ-Kur'lusun,
esnafsın, çiftçisin senin sağlığın senin çocuğunun sağlığı daha az
önemlidir' diyemeyiz. Böyle bir anlayışla sosyal hukuk devleti
anlayışı olmaz.''
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada,
''yıllardır kanayan sosyal güvenlik yarasını'' kabul edemeyeceklerini;
şimdi bütün vatandaşların sosyal güvenliğini tek çatı altında
topladıklarını bildirdi. 73 milyon kişiyi ve gelecek nesilleri
ilgilendiren bir devrim paketi açıklarını kaydeden Erdoğan,
vatandaşlar arasında ayrıma neden olan, vicdanları kanatan yaraların
en büyüğünün tarihe karıştığını söyledi.
Sosyal güvenlik reform paketinin 4 ayağı bulunduğunu ifade eden
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Birincisi tüm çalışanları kapsayan sosyal sigorta sistemi,
ikincisi genel sağlık sigortası, üçüncüsü primsiz ödemelerin tek elde
toplanması, dördüncüsü bu fonksiyonları yerine getirecek ve kurumları
birleştiren tek bir sosyal güvenlik kurumu kurulmasıdır.
Hep bu konuşulmuyor muydu; ülkenin neresine giderseniz gidin hep
bundan şikayet edilmiyor muydu? Yıllarca bunu dinlemedik mi; bunu
tartışmadık mı? İşte şimdi bu, çözüme kavuşuyor.
Dört temel maddeyi bir cümlede ifade ettiğimize bakarak kimse, bu
devrim niteliğindeki yeniliğin önemini azaltmasın. 30-40 yıldır bütün
sendikalarımız, işveren örgütlerimiz, sivil toplum örgütlerimiz, bu
temel sorun üzerinde kafa yordu, öneri getirdi ve eleştiri yaptı.
Hatta bütün siyasi partiler, iktidarlar, bu reformu gerçekleştirmeyi
vatandaşlara seçim meydanlarında taahhüt etti ama yerine gelmedi.
Şimdi bunu biz gerçekleştiriyoruz. Kimse büyük bedel ve beceri
gerektiren bu yükün altına girmedi. Zaten bu yük, toplumun tamamını
temsil etmekten yoksun, ülke meselelerine bir bütünlük içinde
bakamayan; parçalı, yamalı koalisyonların yapacağı bir iş de değil.''
-''KIRMIZI KART''-
AK Parti iktidarının, ülkenin tamamının sorumluluğuyla bütün
vatandaşların emanetini taşımanın heyecanıyla tarihi bir adım attığını
ifade eden Erdoğan, ''Artık Bağ-Kur, SSK, Emekli Sandığı ayrımcılığı
ortadan kalkacak, tüm işler tek çatı altında yürütülecek. Bütün
vatandaşların eşit hak ve yükümlülüklere sahip olduğu tek bir
emeklilik sistemi getiriyoruz. Olay budur'' diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'nin getirilen yeniliği çok konuşacağına
inandığını kaydederek, ''Bazı vatandaşlarımıza yeşil kart verdiler,
bazılarına da maalesef kırmızı kart gösterdiler. Vatandaşların,
vatandaşlık haklarını onlardan esirgeyen bu köhne düzen, bugünden
yarına değilse de en kısa, makul bir sürede son bulacak'' dedi.
Başbakan Erdoğan, iktidara geldikten sonra bakanlık sayısını
azalttıklarını; milletvekili lojmanlarını kaldırdıklarını; AB kapısını
açtıklarını; işkenceyi literatürden çıkardıklarını; bazı vergilerde
indirime gittiklerini; enflasyonu düşürdüklerini ve Türk lirasından 6
sıfır attıklarını söyledi.
-SEÇİM SPEKÜLASYONLARI-
Erdoğan, şimdi birilerinin ''spekülasyon ürettiğini'' belirterek,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
''(AK Parti, ardı ardına sosyal alanlara dönük paketler açmakla
acaba seçim yatırımı mı yapıyor; seçim yaklaşıyor da bunları onun için
mi yapıyor?) Bugüne kadar bunların alışkanlıkları hep buydu. Malum
alışkanlıklar... Ama biz, bu alışkanlıkları değiştirerek yola devam
edeceğiz. Artık alışkanlıkların egemen olduğu bir Türkiye değil,
aklın, bilimin, tecrübenin ve Türkiye'nin kazanımının hedeflendiği
bir yapı oluşuyor. Bu, onların siyasi zihniyeti olabilir. Türkiye'nin
kaynaklarını, imkanlarını hareket geçirmek için ülke meseleleri
üzerine kafa yormak, çözüm üretmek için illa seçim olması gerekmiyor.
Böyle bir yanlışı, mantığı kabul edemeyiz.
Biz, seçimden seçime ülkesini düşünen bir iktidar değiliz. Bunun
böyle bilinmesi lazım. İkbal ve ihtirasla ülkemizi gönül vermedik.
Belli bir plan içinde ülkemizin temel sorunlarını çözüyoruz.
Türkiye'ye hizmetten başka derdi olmayan, saygıdeğer AK Parti
kadroları, hizmet üretiminde ülkemize büyük mesafeler aldırıyoruz,
aldıracağız. Bu aşkımızdan hiç bir eksilme söz konusu değil.
Türkiye'yi bu sevdayla büyük ideallerine kavuşturacağız.
Başkaları kötümser senaryolar üzerinde kafa yorabilir, başkaları
ülke gündemini karamsar haberleri köpürtmekten ibaret zannedebilir.
Biz, asla bezginliğe, kötümserliğe prim vermeyeceğiz.
Spekülasyonlar üretenler, muhalefet adına ülkenin moralini
düşürmeye çalışanlar, boş bir çaba içindedir. Söyleyecek sözleri
varsa, AK Parti iktidarının devlet-vatandaş ilişkileri üzerinde
düşünce üretsinler.
'Neden bol sıfırlı paralarımızı tedavülden kaldırdınız, neden
enflasyonu dizginlediniz, neden üretimi şahlandırdınız' desinler...
Bu gerçek alanlarda söyleyecek sözleri kalmayınca Türkiye'yi
germekten, toplumu eski kutuplara itelemekten medet uman siyaset,
artık Türkiye'de bitmiştir. Oysa kendi tasfiye tarihlerine bakarak,
bunu kolayca anlayabilir. Millete öfkelenecekleri yerde, bakışlarını
üsluplarını değiştirseler, millete öfkeleneceklerine ülke meseleleri
üzerine düşünce üretseler... Ama taş üstün taş koymayanların, bu
ülkede dikili ağacı, anlatacak icraatı olmayanların bunu yapması çok
zor.''
Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Erdoğan, sosyal
güvenlik reformuna değindi. Yıllardır ''konuşa konuşa dilinde tüy
biten ama bir türlü yapılacağına inancı kalmayan'' sosyal tarafların,
AK Parti iktidarının iradesiyle bu reformun hayata geçirildiğini
gördükçe, ülkenin geleceği adına büyük heyecan duyacağını anlatan
Erdoğan, bu reformla, herkesin ''eşit bir ülkenin vatandaşı
olacağını'' hissedeceğini kaydetti.
Vatandaşlık bağının, devlet kapısında test edilen bir bağ olduğuna
işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Kapı açık mı, kapı aralık mı, 'Bugün git, yarın gel' mi
deniliyor? 'Devlet kapısı sana açık, sana açık değil' mi deniliyor?
Buna bakacağız. Devletin kapısına gidildiğinde, vatandaş hangi
duygular içindedir? Buna bakacağız. Tam bir emniyet, özgüven içinde
midir? Bu yakıcı sorulara yıllarca cevap vermekte hep birlikte
zorlandık. İşte bunu anlatıyoruz. Artık zorlanmak istemiyoruz.
Milletin derdi bu... Bunu başarmaya mecburuz.
Devletin kapısında, adaletin tecellisi tereddütlerle malul ise
orada imtiyazlılar varsa, orada vatandaşlık bilinci yara alır. Bunu
böyle bilmemiz, böyle inanmamız gerekir. Bütün meselemiz; yara alan
vatandaşlık bilincini onarmaktır. AK Parti siyasetinin ve iktidarının
varlık nedeni budur. Nihai amacımız; devlet-toplum ilişkilerini en
kaliteli, en iyi düzeye getirmektir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları
arasında imtiyaz değil, adalet, sosyal barışın teminatıdır. Ülkemizin
gücünü, kaynaklarını toplayarak, yeşil kart-kırmızı kart ayrımına son
vermeliyiz. İmtiyaz yerine adalet isteyen vatandaşımızın bizden talebi
budur. Allah'ın izniyle bütün kesimlerin mutabık kaldığı bu sorunu da
tarihe havale edeceğiz.''
-''VATANDAŞ, KURUMLAR ARASINDA DOLAŞMAYACAK''-
Başbakan Erdoğan, yeni sistemde bürokratik pek çok engelin ortadan
kaldırılmış olacağını, vatandaşların gerek sağlık, gerekse sigorta
hizmetlerinden yararlanabilmesi için kurumlar arasında dolaşmasına
gerek kalmayacağını vurguladı. Erdoğan, yıllarca ihmal edilen ve
herkes tarafından ''düzeltilsin'' denilmesine rağmen bir türlü
yapılamayan sosyal güvenlik reformunun, ülke gerçekleri göz önüne
alınarak gerçekleştirildiğini ifade etti.
''Bu reformun artık daha fazla geciktirilmeye takati kalmamıştır''
diyen Erdoğan, sosyal güvenlik sisteminin her yıl katlanarak açık
verdiğini, bugün 3 sosyal güvenlik kurumunun finansal açıklarının,
GSMH'nin yüzde 4.5'i seviyesine ulaştığına dikkati çekti.
Türkiye'nin dünya üzerindeki en büyük zenginliği olan genç nüfusun
giderek yaşlanma eğilimine girdiğini belirten Erdoğan, ''Popülist
davranarak bu reformun geciktirilmesi halinde ülke ekonomisi,
devlet-toplum ilişkileri, büyük yaralar alacaktır. İstiyoruz ki
iktidarıyla muhalefetiyle, bunu süratle Genel Kurul'dan geçirip hemen
uygulamaya sokalım'' dedi.
-''VATANDAŞLAR ISRARLA YANLIŞ YÖNLENDİRİLİYOR''-
Erdoğan, reformun kamuoyu gündemine getirildiği günden bu yana
ısrarla bazı konularda vatandaşların yanlış yönlendirildiğini
kaydederek, bu yönlendirme çalışmalarının ülkeye zaman kaybettirdiğini
vurguladı. ''Bu, ülkede bakışları maalesef yanlış istikamette
şekillendiriyor'' diyen Erdoğan, dürüst ve doğru olunmasını istedi. Ne
yapmak istediklerinin çok açık ve net ortada olduğunu ifade eden
Erdoğan, emeklilik yaşının hemen, yasa Resmi Gazete'de yayımlandığı an
68'e çıkarıldığı gibi bir önyargıyı gazete haberlerinde duyduklarını
belirtti.
Bazı sendika ve sivil toplum kuruluşlarının açıklamalarında da
bunu gördüklerini kaydeden Erdoğan, ''Fısıltıyla üretilen bu
spekülasyonlar, bu yanlış spekülasyonlar gerçek değildir. Bütün
açıklığıyla söylüyorum; mevcut reformda emeklilik yaşının 68'e
yükseltilmesi gibi bir şey söz konusu değildir'' diye konuştu.
Emeklilik yaşının yükseltilmesinin 2036'dan sonra öngörüldüğüne
işaret eden Erdoğan, ''30 yıl sonra... Bu da emeklilik yaşı 68 değil,
65 yaş olarak düşünülmektedir. Bu, dünya standartlarına bakıldığında,
Batı'da da dünyanın farklı ülkelerde de şu anki uygulamadır. Ülkemizde
yıllardır tartışılan, ancak bir türlü hayata geçirilmeye cesaret
edilemeyen bu uygulamayı şimdi biz uygulamaya sokuyoruz'' dedi.
Bazılarının erken emeklilik getirdiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle
devam etti:
''Genç yaşta, aslanlar gibi vatandaşımız emekli edildi. Bu neyi
getirdi? 50 yaşında emekli olan benim bir vatandaşım, emekli olduktan
sonra gitti, bu defa bir başka yerde kayıt dışı çalıştı. Niye? bir
taraftan emeklilik maaşı alıyor, öbür taraftan kayıt dışı çalışıyor.
İşveren de buna tabii bayılıyor. Niye, ödemesi gereken o paraları
ödemeyecek, sadece kendisine bir maaş verecek. Alan memnun, veren
memnun, beraberce bu işi götürüyorlar. Ondan sonra biz diyoruz ki
'Türkiye'de neden acaba kayıt dışı bu kadar artıyor?' Ee, bundan
artıyor. Haksız rekabet neden var? Ee, Bundan var. Önemli adımlardan
bir tanesi bu... Öyleyse bunu adil bir konuma getirmemiz gerekiyor.
Ülke ekonomisine faydası olacak bir noktaya getirmemiz gerekiyor. İşte
biz bu adımı atıyoruz.''
-''HERKESİ KAPSAYAN BİR SİSTEM''-
Başbakan Erdoğan, genel sağlık sigortasının bu düzenleme
kapsamında kurulacağına işaret ederek, tüm vatandaşları kapsayan,
eşit, erişilebilir ve kaliteli hizmet sunacak bir sistemin
getirildiğini anlattı.
Primi ödensin veya ödenmesin, tüm çocukların 18 yaşına kadar
sağlık giderlerinin devlet tarafından karşılanacağını ifade eden
Erdoğan, şunları kaydetti:
'
'Ben milletime buradan sesleniyorum; buna 'hayır' demek, milletle
beraber olmak mıdır, yoksa millete karşı olmak mıdır? Millete karşı
olmaktır. Efendim, 'Ama zarara gireceğiz.' Biz onun hesabını yaptık,
zarara girmeyeceğiz, tam aksine kar edeceğiz. Bundan da kar edeceğiz.
Ama biz istiyoruz ki Anadolu'nun dört bir yanında, 18 yaşına kadar
yavrularımız hastane kapısından, 'yeşil kartlı, kırmızı kartlı, kartın
var mı, yok mu, emekli misin, SSK'lı mısın?' Bu soruların hiçbirine
muhatap olmadan geldiği zaman, orada gerekli ilgiyi görsün. Olay
budur.''
Genel sağlık sigortasıyla vatandaşlara istediği hastaneyi seçme
hürriyeti getirildiğini anlatan Erdoğan, ''İster özel, ister devlet
hastanesi olsun, genel sağlık sigortası kapsamında herkes istediği
hastaneyi seçebilecek'' dedi.
Erdoğan, kısa, orta ve uzun vadeli bir programla hayata
geçirilecek olan bu reformun, dünyada gerçekleştirilen ve sert
geçişler içermeyen benzer reformlar arasında bulunduğunu söyledi. Bu
reformun hayata geçirilmesiyle, vatandaşları yoksulluğa karşı etkin
koruma sağlayan, mali açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik
sisteminin getirilmiş olacağını belirten Erdoğan, reformda emeği
geçenlere teşekkür etti.
AK Parti Grubu olarak bu düzenlemeye gerekli desteği vermeye hazır
olduklarını bildiren Erdoğan, ''Bu yasayla birlikte, Türkiye'de farklı
bir döneme geçişi yaşayacağız'' dedi.
yapmanın tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de zor
bir iş olduğunu belirterek, ''Reform yapabilmek için elinizi taşın
altına koymanız, riski göze almanız gerekir. Risk alabilmeniz için de
yürek ve cesaret gerekir'' dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada,
tüm yurtta Kutlu Doğum Haftası'nın kutlandığını belirterek, ''Sevgili
peygamberimize saygımızın, sevgimizin bir nişanesi olarak çeşitli
etkinliklerle kutlanmaktadır. Şüphesiz ki, onun nurlu yolunda bizler
de geleceğimizi şekillendiriyor, bu yolda yürümeye inşallah gayret
ediyoruz'' diye konuştu.
Acılarla dolu bir haftanın geride bırakıldığını belirten Başbakan
Erdoğan, Elazığ'da meydana gelen terörist saldırının ardından dün de
Kocaeli'nde bir askeri helikopterin düştüğünü anımsattı. Bu olaylarda
şehit olan askerlere Allah'tan rahmet dileyen Başbakan Erdoğan,
gazilere sağlık, sıhhat ve afiyet, tüm şehitlerin ailelerine ve
millete başsağlığı diledi.
-SOSYAL GÜVENLİK REFORMU-
3 yılı aşkın AK Parti iktidarı döneminde yönettikleri diğer
değişim süreçleri gibi, yapısal sorunları olan sosyal güvenlik
sistemindeki değişim sürecinin de hükümetin azim ve kararlılıkla takip
ettiği en temel konulardan biri olduğunu belirten Erdoğan, ilk göreve
geldikleri günden itibaren tüm vatandaşları ilgilendiren ve tüm
vatandaşları kapsayacak olan adil, erişilebilir, eşitlikçi ve tek
elden yürütülecek bir Sosyal Güvenlik Reformu'nu yapabilmek için
çalışma başlattıklarını ifade etti.
Bu çalışmalar neticesinde beklenen Sosyal Güvenlik Reform paketini
açıklama noktasına geldiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, ''Bu sosyal
güvenlik paketi, cumhuriyet tarihimizin en büyük reform paketlerinden
biridir. Bunun farkında olanlar var olmayanlar var. Ama zaman bu
noktada, gerçekten AK Parti iktidarı nasıl bir reform paketini
açıkladı, bunu konuşacak'' dedi.
-''İDDİAYLA SÖYLÜYORUM...''-
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''İddiayla söylüyorum, bugüne kadar hiçbir hükümet bunu başarmaya
muktedir olamadı, buna cesaret edemedi. Bizden önceki hükümetlerin
altında kalmaktan korktuğu ve sadece bir sorun olarak gündemde
tuttuğu, ülkemizin en temel sorununu inşallah çözüme kavuşturuyoruz.
Biz başarılamayanı başarıyoruz. Hukuk devleti olma, demokrasiyi en
geniş anlamıyla hayata geçirme yolunda attığımız tarihi adımlarımıza
denk, o adımlarımızı tamamlayan bir reform paketini böylece açıyoruz.
Sosyal hukuk devleti olma yolunda attığımız bu adım bu ülkenin
kaderiyle, geleceğiyle, devlet toplum ilişkileriyle doğrudan
ilişkilidir. Açmakta olduğumuz paket, halkın belli kısmını, belli bir
zümreyi ilgilendirmiyor. Açmakta olduğumuz bu paket, 73 milyon vatan
evladını, kundaktaki çocuktan, yaşlılarımıza, emeklimizi, çiftçimizi,
Türkiye'de yaşayan herkesi ilgilendiriyor. Bu paket yıllardır kanayan
bütün vicdanları ilgilendiriyor.
Bu paket, çalışma hayatının, işçi, işveren, sendikalı, sendikasız
bütün tarafları ilgilendiriyor. Türkiye'yi bu günlere getirdiğimiz
için ne kadar onur duysak azdır.''
-''A'DAN Z'YE''-
Sosyal Güvenlik Reform paketi içinde yer alan Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanun Tasarıları'nın TBMM'ye sevk edilmesi ve
komisyonların üzerinde bir yıllık çalışmasının ardından geçen hafta
ancak bitirildiğini anlatan Başbakan Erdoğan, bu paket hazırlanırken,
ilgili sosyal taraflarla sayısız toplantı yapıldığını söyledi.
Neden bu reforma ihtiyaç duyulduğunun, sorunların neler olduğunun
kamuoyuyla tartışıldığını, önerilerin dikkate alınarak yasa
tasarılarının hazırlandığın kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
''TBMM'ye sevkinden sonra gelen öneriler olmuştur. Bunlar da
değerlendirilmiştir, bir çok öneri tasarıya yansıtılmıştır.
Bizzat başkanlığımızda toplanan ve bizim iktidarımızla işlerlik
kazanan Ekonomik ve Sosyal Konsey'de tek gündem maddesi olarak bu konu
baştan sona ele alınmıştır. Sendikalarımızın, işverenlerimizin
önerileri bütünüyle incelenmiş, hiçbir eleştiri, uyarı ve öneri göz
ardı edilmeden hazırladığımız Sosyal Güvenlik Reform paketine
yansımıştır.
Şu denilebilir, 'bizim ki yansımadı veya hayır hepsi yansımadı'.
Şüphesiz ki, hepsi A'dan Z'ye hepsi yansımayacaktır. Bunların içinde
büyük ölçüde yansıyanlar olduğu gibi, kısmen yansımayanlar da
olmuştur. Zira, hazırlanan bu tür kanunlarda kalkıp A'dan Z'ye bütün
tekliflerin yer alması işin fıtratına, yapısına ters.
-''SİSTEMİ RADİKAL DEĞİŞİME UĞRATIYORUZ''-
Mevcut sistem, ülkemizin ekonomisini tehdit edecek derecede her
yıl katlanarak finansman açığı oluşturan sistemdir.
Kuşkusuz, bu sistemin tek sorunu finansman açığı değildir. Mevcut
sosyal güvenlik sistemi, tüm vatandaşlarımızı kucaklamayan, onlara
eşit ve adil davranmayan hatta ayrımcılık yapan bir yapı arz
etmektedir. Sistemin en büyük özelliği, bürokrasiye göre, memura göre
düzenlenmiş olması. Bu sistemi radikal bir değişime uğratıyoruz.
Önceliğimiz memur veya işçi değil, bütün vatandaşlarımızdır. Bu ayrımı
kaldırıyoruz.
Sosyal Güvenlik Reformu yapmak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde
de zor bir iştir, bunun bilincindeyiz. Reform yapabilmek için elinizi
taşın altına koymanız, riski göze almanız gerekir. Risk alabilmeniz
için de yürek ve cesaret gerekir.
Bu reformu gerçekleştirerek, elimizi taşın altına koymaktan
çekinmedik, sakınmadık. Popülizmden uzak, ülkemiz gerçeklerine uygun
bir reform hazırladık. Çünkü atalarımızdan aldığımız emaneti
çocuklarımızın geleceğine layıkıyla devretmek zorundayız. Çünkü
devlet ile toplum arasında yaralı alanları kapatmak zorundayız. Bunu
başarmaya mecburuz.
'Sen memursun, senin sağlığın devletin güvencesindedir. Sen
işçisin senin sağlığın daha az güvencededir, sen Bağ-Kur'lusun,
esnafsın, çiftçisin senin sağlığın senin çocuğunun sağlığı daha az
önemlidir' diyemeyiz. Böyle bir anlayışla sosyal hukuk devleti
anlayışı olmaz.''
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada,
''yıllardır kanayan sosyal güvenlik yarasını'' kabul edemeyeceklerini;
şimdi bütün vatandaşların sosyal güvenliğini tek çatı altında
topladıklarını bildirdi. 73 milyon kişiyi ve gelecek nesilleri
ilgilendiren bir devrim paketi açıklarını kaydeden Erdoğan,
vatandaşlar arasında ayrıma neden olan, vicdanları kanatan yaraların
en büyüğünün tarihe karıştığını söyledi.
Sosyal güvenlik reform paketinin 4 ayağı bulunduğunu ifade eden
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Birincisi tüm çalışanları kapsayan sosyal sigorta sistemi,
ikincisi genel sağlık sigortası, üçüncüsü primsiz ödemelerin tek elde
toplanması, dördüncüsü bu fonksiyonları yerine getirecek ve kurumları
birleştiren tek bir sosyal güvenlik kurumu kurulmasıdır.
Hep bu konuşulmuyor muydu; ülkenin neresine giderseniz gidin hep
bundan şikayet edilmiyor muydu? Yıllarca bunu dinlemedik mi; bunu
tartışmadık mı? İşte şimdi bu, çözüme kavuşuyor.
Dört temel maddeyi bir cümlede ifade ettiğimize bakarak kimse, bu
devrim niteliğindeki yeniliğin önemini azaltmasın. 30-40 yıldır bütün
sendikalarımız, işveren örgütlerimiz, sivil toplum örgütlerimiz, bu
temel sorun üzerinde kafa yordu, öneri getirdi ve eleştiri yaptı.
Hatta bütün siyasi partiler, iktidarlar, bu reformu gerçekleştirmeyi
vatandaşlara seçim meydanlarında taahhüt etti ama yerine gelmedi.
Şimdi bunu biz gerçekleştiriyoruz. Kimse büyük bedel ve beceri
gerektiren bu yükün altına girmedi. Zaten bu yük, toplumun tamamını
temsil etmekten yoksun, ülke meselelerine bir bütünlük içinde
bakamayan; parçalı, yamalı koalisyonların yapacağı bir iş de değil.''
-''KIRMIZI KART''-
AK Parti iktidarının, ülkenin tamamının sorumluluğuyla bütün
vatandaşların emanetini taşımanın heyecanıyla tarihi bir adım attığını
ifade eden Erdoğan, ''Artık Bağ-Kur, SSK, Emekli Sandığı ayrımcılığı
ortadan kalkacak, tüm işler tek çatı altında yürütülecek. Bütün
vatandaşların eşit hak ve yükümlülüklere sahip olduğu tek bir
emeklilik sistemi getiriyoruz. Olay budur'' diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'nin getirilen yeniliği çok konuşacağına
inandığını kaydederek, ''Bazı vatandaşlarımıza yeşil kart verdiler,
bazılarına da maalesef kırmızı kart gösterdiler. Vatandaşların,
vatandaşlık haklarını onlardan esirgeyen bu köhne düzen, bugünden
yarına değilse de en kısa, makul bir sürede son bulacak'' dedi.
Başbakan Erdoğan, iktidara geldikten sonra bakanlık sayısını
azalttıklarını; milletvekili lojmanlarını kaldırdıklarını; AB kapısını
açtıklarını; işkenceyi literatürden çıkardıklarını; bazı vergilerde
indirime gittiklerini; enflasyonu düşürdüklerini ve Türk lirasından 6
sıfır attıklarını söyledi.
-SEÇİM SPEKÜLASYONLARI-
Erdoğan, şimdi birilerinin ''spekülasyon ürettiğini'' belirterek,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
''(AK Parti, ardı ardına sosyal alanlara dönük paketler açmakla
acaba seçim yatırımı mı yapıyor; seçim yaklaşıyor da bunları onun için
mi yapıyor?) Bugüne kadar bunların alışkanlıkları hep buydu. Malum
alışkanlıklar... Ama biz, bu alışkanlıkları değiştirerek yola devam
edeceğiz. Artık alışkanlıkların egemen olduğu bir Türkiye değil,
aklın, bilimin, tecrübenin ve Türkiye'nin kazanımının hedeflendiği
bir yapı oluşuyor. Bu, onların siyasi zihniyeti olabilir. Türkiye'nin
kaynaklarını, imkanlarını hareket geçirmek için ülke meseleleri
üzerine kafa yormak, çözüm üretmek için illa seçim olması gerekmiyor.
Böyle bir yanlışı, mantığı kabul edemeyiz.
Biz, seçimden seçime ülkesini düşünen bir iktidar değiliz. Bunun
böyle bilinmesi lazım. İkbal ve ihtirasla ülkemizi gönül vermedik.
Belli bir plan içinde ülkemizin temel sorunlarını çözüyoruz.
Türkiye'ye hizmetten başka derdi olmayan, saygıdeğer AK Parti
kadroları, hizmet üretiminde ülkemize büyük mesafeler aldırıyoruz,
aldıracağız. Bu aşkımızdan hiç bir eksilme söz konusu değil.
Türkiye'yi bu sevdayla büyük ideallerine kavuşturacağız.
Başkaları kötümser senaryolar üzerinde kafa yorabilir, başkaları
ülke gündemini karamsar haberleri köpürtmekten ibaret zannedebilir.
Biz, asla bezginliğe, kötümserliğe prim vermeyeceğiz.
Spekülasyonlar üretenler, muhalefet adına ülkenin moralini
düşürmeye çalışanlar, boş bir çaba içindedir. Söyleyecek sözleri
varsa, AK Parti iktidarının devlet-vatandaş ilişkileri üzerinde
düşünce üretsinler.
'Neden bol sıfırlı paralarımızı tedavülden kaldırdınız, neden
enflasyonu dizginlediniz, neden üretimi şahlandırdınız' desinler...
Bu gerçek alanlarda söyleyecek sözleri kalmayınca Türkiye'yi
germekten, toplumu eski kutuplara itelemekten medet uman siyaset,
artık Türkiye'de bitmiştir. Oysa kendi tasfiye tarihlerine bakarak,
bunu kolayca anlayabilir. Millete öfkelenecekleri yerde, bakışlarını
üsluplarını değiştirseler, millete öfkeleneceklerine ülke meseleleri
üzerine düşünce üretseler... Ama taş üstün taş koymayanların, bu
ülkede dikili ağacı, anlatacak icraatı olmayanların bunu yapması çok
zor.''
Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Erdoğan, sosyal
güvenlik reformuna değindi. Yıllardır ''konuşa konuşa dilinde tüy
biten ama bir türlü yapılacağına inancı kalmayan'' sosyal tarafların,
AK Parti iktidarının iradesiyle bu reformun hayata geçirildiğini
gördükçe, ülkenin geleceği adına büyük heyecan duyacağını anlatan
Erdoğan, bu reformla, herkesin ''eşit bir ülkenin vatandaşı
olacağını'' hissedeceğini kaydetti.
Vatandaşlık bağının, devlet kapısında test edilen bir bağ olduğuna
işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Kapı açık mı, kapı aralık mı, 'Bugün git, yarın gel' mi
deniliyor? 'Devlet kapısı sana açık, sana açık değil' mi deniliyor?
Buna bakacağız. Devletin kapısına gidildiğinde, vatandaş hangi
duygular içindedir? Buna bakacağız. Tam bir emniyet, özgüven içinde
midir? Bu yakıcı sorulara yıllarca cevap vermekte hep birlikte
zorlandık. İşte bunu anlatıyoruz. Artık zorlanmak istemiyoruz.
Milletin derdi bu... Bunu başarmaya mecburuz.
Devletin kapısında, adaletin tecellisi tereddütlerle malul ise
orada imtiyazlılar varsa, orada vatandaşlık bilinci yara alır. Bunu
böyle bilmemiz, böyle inanmamız gerekir. Bütün meselemiz; yara alan
vatandaşlık bilincini onarmaktır. AK Parti siyasetinin ve iktidarının
varlık nedeni budur. Nihai amacımız; devlet-toplum ilişkilerini en
kaliteli, en iyi düzeye getirmektir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları
arasında imtiyaz değil, adalet, sosyal barışın teminatıdır. Ülkemizin
gücünü, kaynaklarını toplayarak, yeşil kart-kırmızı kart ayrımına son
vermeliyiz. İmtiyaz yerine adalet isteyen vatandaşımızın bizden talebi
budur. Allah'ın izniyle bütün kesimlerin mutabık kaldığı bu sorunu da
tarihe havale edeceğiz.''
-''VATANDAŞ, KURUMLAR ARASINDA DOLAŞMAYACAK''-
Başbakan Erdoğan, yeni sistemde bürokratik pek çok engelin ortadan
kaldırılmış olacağını, vatandaşların gerek sağlık, gerekse sigorta
hizmetlerinden yararlanabilmesi için kurumlar arasında dolaşmasına
gerek kalmayacağını vurguladı. Erdoğan, yıllarca ihmal edilen ve
herkes tarafından ''düzeltilsin'' denilmesine rağmen bir türlü
yapılamayan sosyal güvenlik reformunun, ülke gerçekleri göz önüne
alınarak gerçekleştirildiğini ifade etti.
''Bu reformun artık daha fazla geciktirilmeye takati kalmamıştır''
diyen Erdoğan, sosyal güvenlik sisteminin her yıl katlanarak açık
verdiğini, bugün 3 sosyal güvenlik kurumunun finansal açıklarının,
GSMH'nin yüzde 4.5'i seviyesine ulaştığına dikkati çekti.
Türkiye'nin dünya üzerindeki en büyük zenginliği olan genç nüfusun
giderek yaşlanma eğilimine girdiğini belirten Erdoğan, ''Popülist
davranarak bu reformun geciktirilmesi halinde ülke ekonomisi,
devlet-toplum ilişkileri, büyük yaralar alacaktır. İstiyoruz ki
iktidarıyla muhalefetiyle, bunu süratle Genel Kurul'dan geçirip hemen
uygulamaya sokalım'' dedi.
-''VATANDAŞLAR ISRARLA YANLIŞ YÖNLENDİRİLİYOR''-
Erdoğan, reformun kamuoyu gündemine getirildiği günden bu yana
ısrarla bazı konularda vatandaşların yanlış yönlendirildiğini
kaydederek, bu yönlendirme çalışmalarının ülkeye zaman kaybettirdiğini
vurguladı. ''Bu, ülkede bakışları maalesef yanlış istikamette
şekillendiriyor'' diyen Erdoğan, dürüst ve doğru olunmasını istedi. Ne
yapmak istediklerinin çok açık ve net ortada olduğunu ifade eden
Erdoğan, emeklilik yaşının hemen, yasa Resmi Gazete'de yayımlandığı an
68'e çıkarıldığı gibi bir önyargıyı gazete haberlerinde duyduklarını
belirtti.
Bazı sendika ve sivil toplum kuruluşlarının açıklamalarında da
bunu gördüklerini kaydeden Erdoğan, ''Fısıltıyla üretilen bu
spekülasyonlar, bu yanlış spekülasyonlar gerçek değildir. Bütün
açıklığıyla söylüyorum; mevcut reformda emeklilik yaşının 68'e
yükseltilmesi gibi bir şey söz konusu değildir'' diye konuştu.
Emeklilik yaşının yükseltilmesinin 2036'dan sonra öngörüldüğüne
işaret eden Erdoğan, ''30 yıl sonra... Bu da emeklilik yaşı 68 değil,
65 yaş olarak düşünülmektedir. Bu, dünya standartlarına bakıldığında,
Batı'da da dünyanın farklı ülkelerde de şu anki uygulamadır. Ülkemizde
yıllardır tartışılan, ancak bir türlü hayata geçirilmeye cesaret
edilemeyen bu uygulamayı şimdi biz uygulamaya sokuyoruz'' dedi.
Bazılarının erken emeklilik getirdiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle
devam etti:
''Genç yaşta, aslanlar gibi vatandaşımız emekli edildi. Bu neyi
getirdi? 50 yaşında emekli olan benim bir vatandaşım, emekli olduktan
sonra gitti, bu defa bir başka yerde kayıt dışı çalıştı. Niye? bir
taraftan emeklilik maaşı alıyor, öbür taraftan kayıt dışı çalışıyor.
İşveren de buna tabii bayılıyor. Niye, ödemesi gereken o paraları
ödemeyecek, sadece kendisine bir maaş verecek. Alan memnun, veren
memnun, beraberce bu işi götürüyorlar. Ondan sonra biz diyoruz ki
'Türkiye'de neden acaba kayıt dışı bu kadar artıyor?' Ee, bundan
artıyor. Haksız rekabet neden var? Ee, Bundan var. Önemli adımlardan
bir tanesi bu... Öyleyse bunu adil bir konuma getirmemiz gerekiyor.
Ülke ekonomisine faydası olacak bir noktaya getirmemiz gerekiyor. İşte
biz bu adımı atıyoruz.''
-''HERKESİ KAPSAYAN BİR SİSTEM''-
Başbakan Erdoğan, genel sağlık sigortasının bu düzenleme
kapsamında kurulacağına işaret ederek, tüm vatandaşları kapsayan,
eşit, erişilebilir ve kaliteli hizmet sunacak bir sistemin
getirildiğini anlattı.
Primi ödensin veya ödenmesin, tüm çocukların 18 yaşına kadar
sağlık giderlerinin devlet tarafından karşılanacağını ifade eden
Erdoğan, şunları kaydetti:
'
'Ben milletime buradan sesleniyorum; buna 'hayır' demek, milletle
beraber olmak mıdır, yoksa millete karşı olmak mıdır? Millete karşı
olmaktır. Efendim, 'Ama zarara gireceğiz.' Biz onun hesabını yaptık,
zarara girmeyeceğiz, tam aksine kar edeceğiz. Bundan da kar edeceğiz.
Ama biz istiyoruz ki Anadolu'nun dört bir yanında, 18 yaşına kadar
yavrularımız hastane kapısından, 'yeşil kartlı, kırmızı kartlı, kartın
var mı, yok mu, emekli misin, SSK'lı mısın?' Bu soruların hiçbirine
muhatap olmadan geldiği zaman, orada gerekli ilgiyi görsün. Olay
budur.''
Genel sağlık sigortasıyla vatandaşlara istediği hastaneyi seçme
hürriyeti getirildiğini anlatan Erdoğan, ''İster özel, ister devlet
hastanesi olsun, genel sağlık sigortası kapsamında herkes istediği
hastaneyi seçebilecek'' dedi.
Erdoğan, kısa, orta ve uzun vadeli bir programla hayata
geçirilecek olan bu reformun, dünyada gerçekleştirilen ve sert
geçişler içermeyen benzer reformlar arasında bulunduğunu söyledi. Bu
reformun hayata geçirilmesiyle, vatandaşları yoksulluğa karşı etkin
koruma sağlayan, mali açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik
sisteminin getirilmiş olacağını belirten Erdoğan, reformda emeği
geçenlere teşekkür etti.
AK Parti Grubu olarak bu düzenlemeye gerekli desteği vermeye hazır
olduklarını bildiren Erdoğan, ''Bu yasayla birlikte, Türkiye'de farklı
bir döneme geçişi yaşayacağız'' dedi.
