2024-07-23 - 16:49
TÜKETİCİLERİN KORUNMASINA YÖNELİK KANUN TEKLİFİ KOMİSYONDA
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

Komisyon, AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank başkanlığında toplandı.

Komisyon Başkanı Varank, tüketici haklarının korunmasının, sürdürülebilir ve güvenilir bir piyasanın inşası noktasında önemli bir görev ifa ettiğini belirterek, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da yeni düzenlemeler yaparak tüketicilerin ekonomik ve yasal haklarını güvence altına alacak, ticaret alanındaki aksaklıkları giderecek yeni tedbirleri hayata geçireceklerini ifade etti.

Kanuna eklenen maddeyle doğrudan satış sistemleri ayrıntılı bir şekilde tanımlanırken şirketlerin uyması gereken genel ilkeler ve kuralların belirlendiğini kaydeden Varank, bu kanun değişikliği ile doğrudan satış şirketlerinin piramit satış sistemlerine dönüşmesini, vatandaşların mağduriyetini engelleyecek bir denetim mekanizmasının kurulmasını öngördüklerini söyledi.

Kendi kullandıkları ürünleri tanıtarak gelir elde eden ve çoğunluğunu ev hanımlarının oluşturduğu doğrudan satıcıların, daha güvenli bir sistemin parçası olmalarına da imkan sağlandığını dile getiren Varank, vatandaşların dijital yollarla krediye ulaşımını kolaylaştırmak amacıyla tüketici kredileri ile konut kredilerinin sözleşme şekil şartını da genişlettiklerini bildirdi.

Varank, halihazırda mobil ve internet bankacılığı yoluyla kullandırılan tüketici kredilerine ilişkin mevzuat hükümlerini güçlendirirken, bankacılık sektörünün yoğun taleplerini ilettiği konut kredilerinin dijital imza ile kullanılabilmesinin önünü açacak mevzuat değişikliğini gerçekleştirdiklerini dile getirdi.

Öte yandan Kanun'da yapılan değişiklikle, tüketicilerin yanıltılmasının ve istismar edilmesinin önüne geçmek amacıyla Reklam Kurulu'nu, daha caydırıcı cezalar verebilmesi için yetkilendirdiklerini belirten Varank, şöyle devam etti:

"Tüm bu değişikliklerle beraber tüketiciyi koruyan, şeffaf ve rekabetin olduğu sürdürülebilir ticari pazarların inşa edilmesi de oldukça önemli. Küresel bir tercih haline gelen e-ticaret pazarında Türk firmalarının rekabet gücünü artırmak için adımlarımızı atıyoruz. Türk ihracat firmalarının e-ticaret pazarında teşvik edilmesi teknolojik ilerlemenin önünü açarken ihracat odaklı büyüme stratejimizde etkin ve aktif bir rol oynayacaktır. Nitekim e-ticaret firmalarına sağlanacak ihracat destekleri sadece bu firmaların değil, genel olarak ülkemizin kalkınması ve refahı için de önemli bir adım olacaktır."

Komisyon Başkanı Varank, sabah saatlerinde ilgili bakanlıktan gelen yetkililerin Komisyon üyelerini bilgilendirdiğini açıkladı.

- CHP'li Arslan usul tartışması açılmasını istedi

CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, teklifin tümü üzerindeki görüşmelere geçilmeden önce usul tartışması açılmasını istedi.

Teklifin etki analizinin yeterince açık olmadığını savunan Arslan, genel bütçeyi etkileyecek birtakım düzenlemelerin teklifte mevcut olduğunu, bununla ilgili analizde herhangi bir parasal sonuç göremediklerini ifade etti.

Arslan, "Bir düzenleme yapacağız, bazı gelirlerden vazgeçeceğiz ama bu gelirin ne kadar bir gelir olduğuyla ilgili net birtakım ifadeler yok." dedi.

İki yıl önce yapılan yasanın Meclisten oy birliğiyle geçtiğini hatırlatan Arslan, "Bu kanuna yeniden yama yapma ihtiyacı nereden hasıl oldu?" diye sordu.

Arslan, 2024 yılına ilişkin lisans ücretinin hesaplanmasında uygulanmak üzere, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcının pazar yerleri üzerinden yurt dışına yapılan satışlar ile yatırım teşvik belgesi alınarak gerçekleştirilen yatırım harcamalarının toplamının 4 katının, 2025 yılına ilişkin lisans ücretinin hesaplanmasında ise söz konusu satış ve harcamaların 3 katının net işlem hacminden indirilmesine, ayrıca 2024 yılı için lisans ücretinin hesaplanmasında yüzde 20 şartının aranmamasına ilişkin düzenlemeyi eleştirdi.

Arslan, bu kapsamda teklifin 11 ve 12'inci maddelerinin geri çekilmesini istedi.

- "Bir firmanın hakim durumunu kötüye kullanması suç ifade eder"

Komisyon Başkanı Varank, bunun üzerine mevcut Kanun'un CHP ve İYİ Parti tarafından Anayasa Mahkemesine götürüldüğünü hatırlatarak, Arslan'a bunu da doğru bulup bulmadığını sordu.

Arslan'ın ise bir şirketin tekel olmasını istemediklerini belirtmesi üzerine Varank, "Şişecam'ın tek başına piyasanın hakimi olması bir suç ifade eder mi? Bir firmanın hakim durumunu kötüye kullanması suç ifade eder." diye konuştu.

Varank, "Geçen dönemde çıkan kanun 'doğrudur' dediniz sonra da CHP'nin bunu Anayasa Mahkemesine götürmesi de 'haklıdır' diyorsunuz. Ben bunu bir çelişki olarak görüyorum." ifadelerini kullandı.

Yetkililere 5 aylık verilere göre en fazla lisans parası ödeyecek firmanın ne kadar ödeyeceğini soran Varank, 112 milyon lira yanıtını aldı.

Varank, lisans bedelinde bir değişiklik yapılmadığının, burada sadece ihracat yapan firmaların teşvik edildiğinin altını çizdi.

Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, yurt dışından Türkiye'ye satış yapan bir firmanın Temmuz'da 600 bin, Haziran'da 600 bin civarında satış yaptığını belirterek, "Temu’nun içindeki pazaryerinde firmaların tamamı Çinli. Bunların Türkiye’deki KOBİ’lere savaş açmasına karşı bu yasayı çıkarmayı öngördük. Trendyol firmasının içinde 270 bin küçük esnafımız var. Bu esnafın 70 bini yurt dışına e-ihracat kanalıyla satış yapıyor." ifadelerini kullandı.

Gürcan, ihracat rakamları yakalanamadığı takdirde lisans bedelleriyle karşı karşıya kalınacağını vurguladı.

Komisyonda, teklifin tümü üzerindeki görüşmelere geçildi.

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

Teklifin ilk imza sahibi AK Parti Denizli Milletvekili Şahin Tin, Komisyona, teklife ilişkin bilgi verdi.

Teklif ile tüketici ve konut kredileri, doğrudan satış sistemleri, ticari reklam ve haksız ticari uygulamalar ile idari para cezaları konularında düzenlemeler yaptıklarını belirten Tin, ekonomik büyüklüğü 10 milyar Türk lirası olan doğrudan satış sistemlerini düzenleyerek hem tüketicilere hem de gelir elde etmek isteyen doğrudan satıcılara daha etkin koruma sağladıklarını belirtti.

Halk arasında "saadet zinciri" olarak bilinen ve yasa dışı olan piramit satışlar ile doğrudan satışlar arasındaki ayrımı netleştirerek yasal olmayan piramit sistemlerin doğuracağı mağduriyetleri önlemeyi amaçladıklarını kaydeden Tin, "Aldatıcı ve yanıltıcı reklamlar ile haksız ticari uygulamalara ilişkin idari yaptırım hükümlerinde yapılacak değişiklikle, aykırılığın haksızlık içeriği, ortaya çıkan mağduriyet, elde edilen menfaat ihlali, gerçekleştirenin kusuru ve ekonomik durumu gibi ağırlaştırıcı unsurları dikkate alarak idari para cezalarını 10 kata kadar artırıyoruz." diye konuştu.

Yapılan bir diğer düzenleme ile hem idarenin işlem maliyetini hem de yargının iş yükünü azaltmak amacıyla, Kanunun diğer tüm maddelerinde düzenlemiş olan uzlaşma müessesinin, ticari reklam ve haksız ticari uygulamalara ilişkin cezalara da getirildiğini anlatan Tin, "Ülkemizin ihracata dayalı büyüme stratejisi kapsamında belirlenen hedefler ve yurt dışı menşeli e-ticaret pazar yerlerinin ülkemizde son bir yıl içindeki güçlenişi göz önünde bulundurularak yerli elektronik ticaret pazar yerlerinin yurt dışı satışlarının teşvik edilmesi, rekabetçi güçlerinin, istihdam yaratma potansiyellerinin ve yüksek teknolojili yatırımlarının artırılması amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda da düzenleme yapıyoruz." ifadelerini kullandı.

- "O gün Anayasa Mahkemesine hangi amaçla gidildi"

Muhalefet milletvekillerinin kanun teklifine yönelik eleştirilerine de değinen Tin, bir A firmasının "Burada çok para kazanıyor", "düzenlemeden dolayı vergi vermesi engelleniyor" gibi bir algı oluşturulmasını doğru bulmadığını ifade etti.

Tin, 2022'de çıkan Kanun'un iptal edilmesi için muhalefet partileri tarafından Anayasa Mahkemesine götürüldüğünü hatırlatarak, "O gün Anayasa Mahkemesine hangi amaçla gidildi? Bu firma batacak diye mi gidildi yoksa piyasadaki esnaf zarar görüyor diye mi gidildi? Bunun da mütalaasını iyi yapmak gerekiyor." diye konuştu.

Burada 270 bin esnafın 70 bininin ihracat yaptığına dikkati çeken Tin, "Bugün 70 bin küçük üreticinin ihracatı söz konusu pazar alanında 19 milyar TL; eğer birkaç yıl içerisinde bu devam ederse bu 400 milyar TL'ye kadar çıkar." ifadelerini kullandı.

- "İhracata vesile olan e-ticaret şirketlerinden lisans ücreti düşürülmesi olumlu"

İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale, ilk yazılan kanun teklifinin iki problemi olduğunu, bunlardan birinin net işlem hacmi üzerinden lisansların hesaplanması, ikincisinin ise pazar payı hesaplanırken sadece pazar yerlerinin değil tüm e-ticaret sektörünün pazar payının hesaplanması olduğunu belirterek, bu ikisinin temel problemi doğurduğunu söyledi.

E-ticaret şirketlerinin küçük ölçekli işletmeler için çok iyi bir ihracat kapısı olması amacıyla daha fazla çalışması gerektiğini belirten Özlale, "Kendi başlarına bırakılırlarsa bu şirketlerin ihracat kabiliyeti kısıtlı. Ama bu pazar yerleri üzerinden bizim ihracatımızı artırma özellikleri var. Ama bu kanun teklifinin bulduğum tek olumlu noktası şu; eğer bir şirket kendi küçük ve orta ölçekli işletmesini yurt dışındaki bir pazara doğru yönlendirirse bundan dolayı lisans ücreti üzerinden bir teşvik alıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Özlale, ihracata vesile olan e-ticaret şirketlerinden lisans ücreti düşürülmesini olumlu bulduğunu dile getirdi.

- "Yatırım ortamını bütün ülkeler ve bütün firmalar için aynı şartlarda tutmamız gerekir"

Komisyon Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, yerlilik ve millilik meselesinin önemine işaret ederek şöyle konuştu:

"Ama burada dünyanın geldiği noktada yerlilik ve millilik anlayışını ortaya koyarken piyasa şartlarının farkında olmamız gerekiyor. X firmasıyla ilgili bir tartışma yapıyoruz. Bu X firması ilk hayata geldiğinde ortaklarının yüzde 100'ü Türk müteşebbislerinden oluşan bir firmaydı. Bugün hisselerini başka bir ülkenin şirketi satın aldığı için başka bir firma olarak görünüyor. Diyelim ki yüzde 20 sınırını koyduk, burada yeni oyuncuların çıkmasını sağladık; bu yeni oyuncular çıktı, pazar paylarını artırdı, daha sonra firmalarını Y ülkesine sattığında o zaman bizim ona alacak bir tedbirimiz var mı, yok. O zaman ne yapmış olacağız, biz Y şirketinin önüne bir ürün mü sunmuş olacağız. Böyle mi değerlendireceğiz meseleyi? Bizim aslında yapmamız gereken; global dünyada bir yatırımcı, bir müteşebbis ülkemize geliyorsa bunların hepsine aynı eşit şartlarda davranmak. Yatırım ortamını bütün ülkeler ve bütün firmalar için aynı şartlarda tutmamız gerekir."

Milli güvenlikle ilgili hususlarda şirket devirleriyle ilgili tedbirler alınması gerektiğini kaydeden Varank, "Biz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında bununla ilgili bir karar çıkardığımızda muhalefetin çok ciddi bir tepkisiyle karşılaştık." dedi.

Vergi almak ve yatırımı teşvik arasında bir bağ olduğuna dikkati çeken Varank, yatırım ve istihdam karşılığında milyarlarca liralık vergiden vazgeçildiğini söyledi.

Varank, meseleye "devletin kasasına girecek paradan vazgeçiyorsun, devleti zarara sokuyorsun" diye bakıldığında resmin öbür tarafının kaçırıldığını belirtti.

Doğrudan satışlara ilişkin verileri soran Varank, yetkililerden 2 milyon doğrudan satıcı ve 10 milyar liralık doğrudan satış olduğu bilgisini aldı.

G20'nin en önemli gündem maddelerinden birisinin minimum kurumlar vergisinin verilmesi olduğunu anlatan Varank, "Şu anda Türkiye'de 100 milyarlarca lira ciro yapıp hiç kurumlar vergisi vermeyen firmalarımız var. Son getirdiğimiz minimum kurumlar vergisi aslında hangi desteği, teşviği alırsanız alın minimum vergi ödeme mecburiyetini firmalara getirecek. Çok doğru bir düzenleme." yorumunu yaptı.

MHP Antalya Milletvekili Abdurrahman Başkan, bir önceki Kanun'un da Komisyon görüşmelerine katıldığını belirterek, "'Trendyol' ismiyle, bunun yasası diye söylenerek Kanun'a itiraz edenler, bugün de bu Kanun'un değiştirilmesine yine itiraz ediyorlar. Komisyonda oy birliğiyle geçmedi, itiraz şerhleri de vardı." ifadelerini kullandı.

Başkan, "Gelmemiş bir lisansın parasını gelmiş gibi düşünerek gidersek burada yanlış yaparız." dedi.

Teklifin tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından maddeleri üzerindeki görüşmelere geçildi.

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin maddeleri üzerindeki görüşmeler devam ediyor.

Komisyon Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, elektrikli araç üreticisi Çinli BYD firmasının Türk pazarına girdiğinde araçlarını yüzde 50 ucuza satacağına yönelik iddialar üzerine, "İmtiyaz dediğiniz ilave gümrük vergisi. Belki de birilerini zorlamak için o vergi çıkmıştır; yatırım için çıkmıştır. Böyle de düşünebilirsiniz." dedi.

Türkiye'ye yatırım getirmek için uğraştıklarını anlatan Varank, Alman otomotiv şirketi Volkswagen için aylarca uğraştıklarını, 11 toplantı gerçekleştirdiklerini ancak firmanın tamamen siyasi saiklerle gelmediğini söyledi.

Komisyon Başkanı Varank, "ABD'deki bir firma, İsrail'den 23 milyar dolar etmeyen bir şirketi hangi saiklerle alıyor zannediyorsunuz. Ticari saiklerle mi hayır tamamen siyasi saiklerle. İsrail'e götürüp para vermek için 23 milyar dolarlık şirket satın alıyor. Dünyada bütün ülkeler rasyonel mi hareket ediyor?" değerlendirmesinde bulundu.

Muhalefet milletvekillerinin "kapitülasyon" ifadelerini kullanmalarına ilişkin Varank, "Kimse kimsenin kara kaşına kara gözüne göre yatırım yapmıyor. Tabii ki insanlar kar maksimizasyonu neredeyse oraya yatırmaya çalışıyor. Serbest piyasa ekonomisi böyle, kimse zararına çalışmıyor. BYD firmasından bahsediyorsunuz ama zaten burada ilave gümrük vergisiyle ilgili bir adım atılıyor." diye konuştu.

Varank, bundan önce de Türkiye'de yatırım yapan firmalara da destekler verildiğini, burada çok farklı bir iş yapılmadığını söyledi.

- "2028'de 378 milyar TL ihracat yaptırması lazım ki lisans bedelinden muaf olsun"

Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, "70 bin KOBİ'nin ihracat yaptığı bugünden belki 200 bin KOBİ'nin ihracat yapacağı ve 400 milyar TL'lik bir ihracat rakamını yakalayacağımız bir duruma şu anda ön hazırlık yapıyoruz." diye konuştu.

E-ihracatla şu anda Azerbaycan, Katar, Suudi Arabistan, Almanya gibi birçok ülkeye ihracatçının mal satmasının önünü açtıklarını kaydeden Gürcan, çok ciddi kazanımları olduğunu söyledi.

İhracatın önünü açtığına inandıkları için bu kanun teklifinin arkasında durduklarını ifade eden Gürcan, "Şu gidişatıyla 2028 yılında yaklaşık 378 milyar TL ihracat yaptırması lazım ki lisans bedelinden muaf olsun. Eğer 2028 yılında 378 milyar TL ihracat yapıyorsa bunun ülkemiz için büyük bir kazanım olduğunu kabul ediyoruz." dedi.

Bir gelirden vazgeçilmediğini dile getiren Gürcan, "Bu şirket yaklaşık 1 milyar TL'nin üzerinde dijital işlem vergisi veriyor, kurumlar vergisini ayrıca veriyor. Burada 'lisans bedeli' adı altında üçüncü bir vergilendirmeyi koymuşuz. Eğer ihracat yapmayıp, ülkemize kazanım yaptırmazsa, burada bu firma hiçbir kazanımdan yararlanamıyor." diye konuştu.

Pazar yerlerindeki komisyon oranlarının değişken olduğunu ifade eden Gürcan, "Maksimum yüzde 22 komisyon oranı yapılıyor. Biz, bu komisyonları sınırlamayla ilgili bütün e-ticaret pazar yerleriyle toplantılar yaptık. Özellikle yemek sektöründe bulunanlarla ilgili şikayetler de vardı. Burada sektörün büyükleri şunu söylüyor: 'Biz komisyonları aşağı çekeriz ama biz çektiğimizde diğer pazar yerleri bundan çok büyük zarar görür.' Komisyon oranlarının belli bir miktardan aşağı çekilmesi, diğer pazar yerlerine zarar veriyor ve onların rekabet gücü azaltıyor." ifadelerini kullandı.

Bununla ilgili çalışmaların devam ettiğini bildiren Gürcan, "Bununla ilgili yasaya gerek yok. Biz, İç Ticaret Genel Müdürlüğü olarak herhangi bir yönetmelik değişikliğiyle komisyonlarla ilgili değişiklik yapabiliriz, üst sınır da koyabiliriz." bilgisini verdi.

Firmaların pazar paylarının nasıl hesaplandığına yönelik sorular üzerine İç Ticaret Genel Müdürü Adem Başar, "Bugün kendi mal ve hizmetini satan işletmeler kolaylıkla pazar yeri vasfı kazanıyor. Pazar yerinden ziyade Kanun kapsamındaki e-ticaretin yüzde 20'sini geçmeyecek, geçtiği an ihracatla ilgili muafiyet ortadan kalkacak." yanıtını verdi.