CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP TBMM Grup Toplantısı'na başlamadan önce 14 Mayıs Eczacılar Günü'nü kutlayarak, kendisine çiçek takdim eden eczacılık fakültesi öğrencilerine teşekkür etti.
Parti tarihinde ilk kez Merkez Yönetim Kurulu'nun, bir ilçede toplandığına dikkati çeken Özel, dün bütün genel başkan yardımcıları, grup başkanvekilleri ile birlikte memleketi Manisa Soma'da olduklarını hatırlattı.
Özgür Özel, Soma'da yaşanan maden faciasının üzerinden 10 yıl geçtiğini anımsatarak, kazanın en büyük işçi katliamlarından biri olduğunu vurguladı. Soma maden kazasında yaşamını yitiren 301 maden şehidine Allah'tan rahmet dileyen Özel, ailelerine, Soma'ya ve işçi sınıfına başsağlığı dileklerini iletti.
Soma'da maden kazası yaşandığında Türkiye'de hayatın durduğunu dile getiren Özel, "Dünyanın bütün televizyonları ilk bir hafta eksiksiz, neredeyse bir aya yakın Soma'nın tepelerinden haberler geçtiler. Bütün dünyada son dakikaydı. Türkiye'de herkesin kanını dondurdu. İlk duruşmada 4 kilometre kuyruk, kapıda 10 bin kişi vardı. Salon 400 kişiydi, her aileden bir kişi alındı. Son duruşmada 200 kişiydik." diye konuştu.
Özel, partisinin Soma'yı hiç yalnız bırakmadığının belirterek, "Dün oradaki anneler ilk kez 'biz adaletin bir gün geleceğine inandık' dediler. Bu partinin genel başkan yardımcıları, grup başkanvekilleri, milletvekilleri, üyeleri Soma'yı unutmayan, unutamayan, yüreğinde babasının, eşinin, evladının acısını taşıyanlara sarıldılar. Dün Soma'da karar değişmedi ama atmosfer değişti. Ant olsun adaleti getireceğiz." ifadesini kullandı.
İşçi sınıfına çağrıda bulunan Özel, "Soma'dan bugüne Türkiye'de 649 madenci daha öldü. Soma'dan bugüne iki Soma daha oldu ama kimsenin haberi olmadı. Yaşamak ve emeği savunmak için örgütlenin. Bütün emekçileri hangi iş kolunda çalışırlarsa çalışsınlar mücadele sendikalarına üye olmaya davet ediyoruz." sözlerini sarf etti.
Özel, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) verilerine göre, Türkiye'nin ölümlü işçi kazalarında dünya birincisi olduğunu vurgulayarak, 100 bin nüfusa oranla bakıldığında ise dünya ikincisi olduğunu söyledi.
İşçi sağlığı ve iş yeri güvenliğinin en önemli insan hakları olduğunu ifade eden Özel, bu haklara sahip çıkmayanların kendi evlatlarına sahip çıkmadığını dile getirdi. Özel, Soma maden faciası meydana gelmeden mecliste araştırma önergesi verdiklerini ancak önergenin reddedildiğini anımsattı.
Özgür Özel, bu konuda hazırladıkları bir taslağı, işçi sendikalarının, işçi örgütlerinin ve tüm siyasi partilerin görüşüne önümüzdeki günlerde sunacaklarını, daha sonra Meclis'in gündemine getireceklerini kaydetti.
- "Bu ülkenin bir yetim ilaç politikası olması lazım"
CHP Genel Başkanı Özel, eczacıların kutsal bir mesleği çok büyük zorluklarla yaptıklarını belirtti.
Özel, "Çok sorunları var ama kendi sorunlarından çok hastaların sorunlarını dile getiriyorlar. Yaşatmak için yaşamak zorunda olan bir meslek grubu. Bir yıl önce 'tedbir alınmazsa her iki eczaneden birini kaybederiz' dedik. Eczaneler iflas ediyorlar, kapanıyorlar. Yeni mezunlar geleceklerini endişe ile takip ediyorlar. Eczacılarla ve mesleğimle gurur duyuyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Konuşması esnasında salonda bulunan partililerden birinin "14 Mayıs Çiftçiler Günü'nü de hatırlayalım" sözlerine Özel, "Bunu daha önce konuştuk. Sırası gelmeden laf kesenin konusunu atlayacağım. Bu partide o kadar çiftçi dostu var ki..." sözleriyle karşılık verdi.
Özgür Özel, Türkiye İstatistik Verilerine (TÜİK) göre, Türkiye'nin sağlık harcamalarına ayırdığı payın yüzde 3,7 olduğunu belirterek, şunları paylaştı:
"Bu, OECD'nin en düşük rakamı. Bunun da çok düşük bir kısmı ilaca aktarılıyor. Birileri 'ilaçta tasarruf yapıyoruz' diyorlar. Bunun baş savunucusu bizleriz. Bilinçli ilaç tüketimi için eczacılar kadar gayret eden hiçbir meslek grubu yok. Sadece 1 avro 35 Türk Lirası olmuşken ilaçta 17 TL olarak kabul etmek, her türlü kesintiyi yapmak nelere mal oluyor? Geri ödeme kapsamında yer alan ilaçlarda kısıtlamaya gidiliyor. Firmalar yeni icat edilmiş ilaçları Türkiye'ye getirmek istemiyorlar. Geri ödeme listesine girmek istemiyorlar. Burada sorunlar var. Dünya yeni ilaçlardan yararlanıyor. Biz birçoğundan yararlanamıyoruz.
Bugün en çok bilinen, çocukların ateşini hızla düşüren ve buzdolabında tutmak istediği bir ateş düşürücü şurup fiyatı 130 TL. Devletin buna ödediği para 75 TL. Böyle bir fiyatlandırma sistemi eczacıya zarar değil maalesef eczacıya utanç. İhtiyaç duyulan ilaçlara iletişim ve erişim sağlanamıyor. Yerli ve milli ilaç konusunda dilimizde tüy bitti."
Türkiye'deki ilaç firmalarının pek çoğunun yabancılara satıldığını öne süren Özel, Türkiye'nin yerli ilaç kullanımının 2002'ye göre gerilediğini, yabancı ilaç kullanımının ise 2,5 katına çıktığını anlattı. Özgür Özel, konuşmasına şöyle devam etti:
"Yerli ilaçta büyük bir gerileme, yabancı ilaçta büyük bir artış var. Bunu maskelemek için Türkiye'deki fabrikayı yabancı satın alıyor. Diyor ki 'Türkiye'de üretiyor'. Bunun bir kısmı doğru ama iş sıkıştığında bir kısmı çok büyük bir tehlike içeriyor. O yüzden CHP olarak yerli ilaç sanayisini desteklemek zorundayız. Türkiye'nin en önemli ilaç firmalarının yabancılara satılmış olmasının yarattığı mesele, tedbir alınması gereken bir meseledir.
Bir diğer mesele, SMA hastası çocuklar. Hepimizin her yerde karşısında, vicdanımızda yanan ama esas sorun Türkiye'nin bir yerli yetim ilaç politikası olmamasıdır. Nadir ve çok nadir görülen hastalıklar; binde bir, on binde bir, milyonda bir görülen hastalıklar... Buna yakalanıyorsun. 'Bunun ilacı nasılsa az satılıyor' diye devlet tarafından karşılanmazsa ülkeye gelmiyor. O yüzden bu ilaçların adı yetim ilaçlardır. Türkiye'nin bir yetim ilaç politikası yoktur. O yüzden SMA hastası, ana baba tek başınadır. Adını bilmediğimiz binlerce çok nadir görülen hastalığa evladı yakalanan anne baba tek başınadır. O ilaç sürümü olmadığı için 100 milyon liradır, Amerika'daki bir şirketin elindedir. Bunun için bu ülkenin bir yetim ilaç politikası olması lazım."
Özel, sağlık sisteminin ayrılmaz parçası olan hemşirelerin Uluslararası Hemşireler Günü'nü kutladı, Türk Hemşireler Derneği'nin taleplerinin arkasında olduklarını bildirdi.
Dünya Çiftçiler Günü'nü de kutlayan Özel, alın terini toprağa döken, tarlada, bahçede, serada, hayvan damında durmaksızın çalışan çiftçilerin emeğinin karşılığını alamadığını söyledi.
Özel, Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar tarımın eski yöntemlerle yapıldığını dile getirerek, Cumhuriyetin kurulmasıyla tarımda reform yapıldığını ve tarımın modern tekniklerle yürütülmeye başlandığını hatırlattı.
Cumhuriyetin kurucu kadrolarının yürüttüğü tarım politikalarının sekteye uğratıldığını belirten Özel, "Bugün ağır bir tarım ve gıda kriziyle karşı karşıyayız. Nüfusu her yıl ortalama 1 milyon artan bir ülkedeyiz. 20 yıldır uygulanan politikalarla Türkiye'nin ekilen-dikilen arazisi 3,7 milyon hektar azaldı, kaybedildi. Bu ne demek? İki tane Trakya demek. Her yıl doyurmak zorunda olduğumuz yeni 1 milyon kişimiz var ama maalesef iki Trakya'yı kaybettik, AKP döneminde." diye konuştu.
Çiftçinin ektikçe zarar eden, ürettikçe iflasa sürüklenen bir kısır döngünün içine bulunduğunu ifade eden Özel, Tarım Kanunu'na göre gayrisafi milli hasılanın yüzde birinin çiftçiye teşvik olarak verilmesi gerekirken, bu rakamın çok azının çiftçiye ödendiğini dile getirdi.
Özgür Özel, Tarım Kanunu'na göre 2023 yılında 263 milyar lira destekleme primi alması gereken çiftçilere sadece 85 milyar lira ödendiğine işaret ederek, "178 milyar lira hakları duruyor. O para nereye gitti? O para kur korumalı mevduata gitti. O bana nereye gitti? Plan Bütçe Komisyonu'nda son dakika önergeleriyle 5'li çetenin kesinleşmiş vergi borçlarının aflarına gitti. Siyaset öncelik belirleme işidir. Birilerinin önceliği 5'li çeteler. Birilerinin önceliği yandaş müteahhitler. Cumhuriyet Halk Partisi'nin önceliği çiftçiler, hayvancılıkla uğraşanlar, milletin efendileri." değerlendirmesinde bulundu.
SGK'nın resmi verilerine göre kayıtlı çiftçi sayısının 10 yılda yüzde 55 azaldığını belirten Özel, esas beka sorununun bu olduğunu söyledi.
- "Türkiye, kendini doyuramayan bir ülke haline getirildi"
Çiftçilerin yaş ortalamasının 58 olduğunu ifade eden Özgür Özel, çiftçilerin birkaç yıl sonra yaş ve sağlık yüzünden çalışamayacaklarını, bu duruma tedbir alınması gerektiğini vurguladı.
Özel, "Türkiye, Ukrayna'dan buğday, Arjantin'den soya, Amerika'dan mısır, Hindistan'dan mercimek, Şili'den hayvansal ürünler ithal etmezse kendini doyuramayan bir ülke haline getirilmiş durumda." dedi.
Bu ithalatın her birinin yerli üreticiyi biraz daha zor durumda bıraktığına işaret eden Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"TÜİK nisan gıda enflasyonunu yüzde 68,5 olarak açıkladı. OECD ülkelerinde bu ortalama yüzde 5,3. Türkiye'nin içinde bulunduğu lige bakın, Türkiye gıda enflasyonunda en yüksek 4. sırada. Türkiye'den kötü 3 ülke var, Arjantin, Lübnan, Venezuela. Bu ülkenin nasıl yönetildiğini, nereye sürüklendiğini görün. Biraz önce iş kazasından bahsettim. Dünya birincisi, nüfusa göre ikinci, bir tek Malezya'dan geride. Zimbabve'den bile ileride. Gıda enflasyonunda sadece Venezuela, Lübnan ve Arjantin'i geçmemiş. Bu durumdayız. Böyle yönetiliyor bu ülke."
Genel Başkan Özel, tarımla ilgili kapsamlı bir hazırlık yaptıklarını bildirerek, "Beşer yıllık dönemde dinamik tarım politikaları oluşturulmasını öneren, nüfusun ve iktisadi faaliyetlerin Anadolu'ya dengeli olarak dağıtılmasını planlayan, maliyetleri azaltan, verimlilikleri yükselten, yeni tarım düzeni için üretken, kamu yatırımlarını kapsayan bir çalışmamız var." diye konuştu.
Hayvancılık politikalarında yeni bir sayfa açacaklarını, kamucu bir tarım reformu yapacaklarını ve üreticilerin örgütlenerek güçlenmelerini sağlayacaklarını dile getiren Özel, doğayla dost, dirençli ve onarıcı tarım politikalarını hayata geçireceklerini kaydetti.
CHP'li belediyelerin tarımla ilgili çalışmalarına değinen Özel, CHP'li belediyelerin üreticilere ücretsiz tohum ve mazot desteği sağladığını, yem, sebze fidesi, sulama hortumu dağıttığını, üreticilerden de süt, sebze alarak köylüleri desteklediklerini anlattı.
- "Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi"
Özgür Özel, içinde bulunulan haftanın aynı zamanda Engelliler Haftası olduğunu hatırlatarak, "Biz engellileri dezavantajlı bir grup olmaktan çıkarıp, bu toplumda herkesle birlikte aynı hakları kullanabilmeleri için bütün engellerin önlerinden kaldırıldığı yeni bir kamu reformu, kamusal düzenleme öneriyoruz." dedi.
Özel, 16 Mayıs Perşembe günü CHP Kadın Kolları öncülüğünde Ankara'da "büyük engelli buluşması" düzenleyeceklerini belirtti.
"Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi"ni eleştiren Özel, TBMM'nin tasarruf paketi dışarıda tutulduğunu ancak Meclis'te de tasarruf tedbirlerinin uygulanması gerektiğini söyledi.
Meclis'in kendi genelgesini hazırlaması gerektiğinin altını çizen Özel, "Bu konuda Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a çağrıda bulunuyorum. Bu hafta içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı'nı olağanüstü toplantıya çağırsın. Meclis, tasarruf genelgesi dışında değildir. Meclis'e 'tasarruf et' deme yetkisi yürütmede değildir. Kendi genelgemizi hızla hazırlamalıyız. Yürütmenin ortaya koyduğundan çok daha kapsamlı bir tasarruf genelgesi için CHP olarak bütün gruplara ve Meclis Başkanına çağrıda bulunuyoruz. Başkanlık Divanı toplansın, millete 'kemer sık' denirken, milletin vekilleri tasarrufun dışında kalmasınlar." değerlendirmesinde bulundu.
CHP'li belediyeler için bir tasarruf genelgesini geçen paylaştığını hatırlatan Özel, belediyelerden hem bu genelgeye hem de Cumhurbaşkanlığınca yayınlanan genelgeye harfiyen uymasını istedi.
Özgür Özel, CHP'li belediyelerin tasarruf konusunda sıkıntılarının olmadığını ifade ederek, "Şimdi CHP'nin tasarruf ettiği paralarla yarattığı bütçeyle ya da yurt dışından bulup da sizin imza atmadığınız, yurt içinden bulup imzalamadığınız kaynaklarla yapacağımız harcamalara, yatırımlara 'dur' deyip, CHP'li belediyeleri 'üretmeyen belediyeler' diye göstermeye kalkarsanız biz orada yokuz. Benim başkanlarım hiçbir bahaneye, hiçbir engellemeye mahal vermeden, bahane üretmeden hizmet ettiler, etmeye çalışacaklar, engellemeye çalışanla da milletin huzurunda hesaplaşırız." diye konuştu.
- "Biz buna kökten itiraz ediyoruz"
Tasarruf paketinde 3 yıl boyunca emekli olan kadar personel istihdamının öngörüldüğünü anımsatan Özel, "Dünya kadar işsiz var. Onlara diyor ki 'Kusura bakmayın, ben kamu kaynaklarını kur korumalı mevduata, 5'li çeteye, yandaş müteahhitte verdim, israfa verdim. Sana da diploma verdim ama biraz bekleyeceksin. 3 sene kamuda alım yok.' Biz buna kökten itiraz ediyoruz." dedi.
Özel, pakete tam uyulursa yapılan tasarrufun 100 milyar lira olacağını aktararak, şöyle devam etti:
"Merkez Bankası geçen sene 800 milyar zarar etmiş, 3 yıllık tasarrufun 8 katı. Kur korumalı mevduata 1,2 trilyon vermişler. Bu dediklerinin tam 12 katı. Kamu-özel işbirliği ödemelerine 6 yılda 222 milyar vermişler. Bundan sonraki 3 yıl 674 milyar verecekler. Tasarrufun tam 6 katı. Bütçeden faize bu sene 1,3 trilyon ayırdılar. Tasarrufun tam 13 katı. Millete kemer sık, öğretmene atanma, iktisadi idari bilim fakültesi öğrencilerine bekle, veterinere bekle, hemşireye bekle, eczacıya bekle, diploma verdim ama parayı 5'li çeteye verdim."
Dövizli sözleşmelerin Türk lirasına çevrilmesini isteyen Özel, "Sen bir şey yapacaksan, önce bu sözleşmeyi Türk lirasına çevir. 'Gel bakayım.' diyeceksin. Geçen sefer uyduk şeytana bütün parayı sana verdik. Millet açlıktan kırılıyor. Artık dolar yok. Bugünkü kurdan çevirdim, Amerika enflasyonu da kaldırdım dese, hiç bu tasarruf tedbirlerine gerek kalmaz." diye konuştu.
Özel, verginin çok kazanandan çok, az kazanandan az, hiç kazanmayanlardan ise alınmaması gerektiğini, vergi adaletinin bu şekilde sağlanacağını vurguladı. Özel, "Vergide adalet, temel mücadelemiz." değerlendirmesinde bulundu.
Polislerin sorunlarına değinen Özgür Özel, "Polise derhal fazla mesai ücreti ödenmeye başlanmalıdır. 12-24, 12-36 sistemleri polisin hayatından tamamen çıkarılmalıdır. Meslek içi yükselmeler mülakatla yapılmamalıdır. Mülakat terk edilmelidir." ifadelerini kullandı.
Özgür Özel, polislerin lojman, taban maaş, gece görev saati, zorunlu polis sandığı üyeliği, ikinci şark görevi ve sendika hakları gibi sorunları olduğunu, tüm bu sorunların çözümünün takipçisi olacaklarını söyledi.
CHP Genel Başkanı Özel, kamuoyunda Kobani davası olarak bilinen eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da aralarında bulunduğu 108 sanığın yargılandığı davanın Perşembe günü görülecek karar duruşmasını takip edeceklerini, hukuka uygun bir karar verilmesini temenni ettiklerini kaydetti.
Özel, yüksek öğretim diploması denkliğiyle ilgili çalışmalardan mağdur olanlara verilen sözün de tutulmasını istedi.
- "CHP'de bir tane eş dost akraba ataması yoktur"
Grup toplantısı sonrası bir gazetecinin, CHP'li belediyelerde yapılan atamalara ilişkin sorusunu yanıtlayan Özgür Özel, CHP belediyelerine dört başı mamur bir genelge gittiğini ifade etti. Özel, "Genelgenin baş takipçisi Genel Başkan Özgür Özel. Balıkesir'de ilk duyduk, daha atama imzalanmadan... Başkan dedi ki '6 yıldır danışmanlığımı yapıyor'. 'Olsun, milletvekili yakınıysa olmayacak’ dedik, olmadı. CHP'de bir tane eş dost akraba ataması yoktur." diye konuştu.
AK Partili belediyelerde akraba atamalarının yıllardır sürdüğünü savunan Özel, gazetecilerden bir milletvekilinin danışmanının Manisa Yunusemre Belediyesi'nde bankamatik memuru olup olmadığını araştırmasını istedi.
Özel, CHP'de yapılmamış atamaların "yapıldığı" yönünde doğru olmayan haberlerin yayımlandığını kaydederek, "CHP'de bir tane akraba ataması kalmadı. 25 yıldır o belediyede çalışan, 6 yıldır o belediyede memuriyet yapanların kişisel ahlaklarına bu lekeyi sürmeye çalıştınız. Utanıp özür dileyeceğinize varmış gibi devam ediyorsunuz. Yalanı haber yapıyorsunuz. Bembeyaz bir sayfa, 'bir tane nokta oldu mu kirlenirsiniz' diyorum. Senin savundukların kir göstermiyor diye ona güvenme. Her tarafı leke, her tarafı karalık." ifadelerini kullandı.
