2006-12-16 - 22:00
2007 BÜTÇESİ TBMM GENEL KURULUNDA...
TBMM Genel Kurulunda, Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesinin görüşmeleri sırasında hükümet adına söz alan Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Diyanet İşleri Başkanlığının, vizyon ve misyonu yeniden inşa ederek yoluna devam etmek istediğini söyledi.
Devlet Bakanı Mehmet Aydın,herkesin kendi inancını anlatma ve açıklama
hürriyetine sahip olduğunu belirterek, ''Eğer ben Almanya'da, Hollanda'da
dinimi anlatma hürriyetine sahipsem, o zaman burada başka din mensupları da
kendi inançlarını anlatma hürriyetine sahiptir'' dedi.

TBMM Genel Kurulunda, Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesinin görüşmeleri
sırasında hükümet adına söz alan Aydın, Diyanet İşleri Başkanlığının, vizyon ve
misyonu yeniden inşa ederek yoluna devam etmek istediğini söyledi.

Bakan Aydın, Diyanetin, toplumdaki gelişmelere göre hizmet alanını
yenilemesi gerektiğini ifade ederek, kurumun,vizyon ve misyonunu yenileme
çalışmalarını sürdüklerini kaydetti.

''KÜRESEL KURUM OLMAK...''

Diyanet İşleri Başkanlığının, hizmetini sadece Türkiye ile sınırlayan bir
kurum olmadığını, olmaması gerektiğini anlatan Aydın, ''Bu son birkaç ay içinde
olup bitenler gösteriyor ki kurumlar milli hislerini muhafaza ederek, istikrar
içinde değişerek, küresel meydan okumalara, küresel sorunlara cevap vermek
zorunda. Artık her milli kurum, aynı zamanda küresel bir kurum olmak zorundadır''
diye konuştu.

Devlet Bakanı Aydın, Diyanet İşleri Başkanlığının milli kurum olma
özelliğini koruduğunu ifade ederek, son 6 ayda Diyanet hakkında yazılan olumlu
atıflarda, bugüne kadar olanlara göre 4 kat artış olduğunu söyledi.

Diyanet İşleri Başkanlığının siyasetin dışında tutulmasının, anayasanın ve
dinin gereği olduğuna dikkati çeken Aydın, şöyle devam etti:
''Hiç kimse, bu konuda kılı kırk yardığımızı inkar edemez. Çünkü din yoluyla
insanımıza yapılacak en önemli hizmet, dini siyasetin dışında tutmaktır. Diyanet,
siyasetin üstünde hizmet üretmek için elinden geleni yapıyor. Bugün toplumun her
kesiminin hizmetindedir. Diyanet, Afrika'dan tutunda, Orta Asya Cumhuriyetlerine,
Balkanlara kadar ulaşabildiği her yere kadar ulaşıyor.''

Mehmet Aydın, il ve ilçe müftülerini terfi ettirmelerinin kriterlerinden
birinin, bu kişilerin halkla olan ilişkileri olduğunu da kaydetti.

MİSYONERLİK FAALİYETLERİ

Misyonerlik faaliyetlerinin, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye'de
de yaygın halde yürüdüğünü ifade eden Aydın, şöyle konuştu:
''Herkes kendi inancını anlatmak, açıklamak hürriyetine sahiptir ve bu
hürriyet geneldir. Eğer ben Almanya'da, Hollanda'da dinimi anlatma hürriyetime
sahipsem, o zaman burada başka din mensupları da kendi inançlarını anlatma
hürriyetine sahiptir. Ama kendi inancını anlatırken, başka inançları kötüleme
özgürlük ve hakkına sahip değildir. Kendi inancını anlatma, başka din
mensuplarını rencide edecek bir durumda olamaz. Bu, ilime, insanlığa aykırıdır.''

AB'NİN İSTEĞİ İDDİASI

Devlet Bakanı Aydın, AB'nin, ''hak din, İslam değildir'' denmesini istediği
yönünde değerlendirmeler bulunduğu anımsatarak, ''Bu, kimsenin ne hakkıdır, ne
haddidir... Her zaman içerde ağzı olan konuşur demek durumunda değiliz. Dışarda
da var böyleleri... Ağzı olan konuşur. Biz doğruyu söyleriz, doğru bildiğimiz
yolda gideriz. Bundan rahatsız olanlar da çıkabilir'' dedi.

"BAŞBAKANLIK MÜSTEŞARI GÖKTEN ZEMBİLLE Mİ İNDİ?"

TBMM Genel Kurulunda hükümet adına söz alan Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımıcısı Mehmet Ali Şahin de eleştirileri cevaplandırdı.

Muhalefet partisinin milletvekillerinin konuşmalarında bütçeyle ilgili
değerlendirmelerde bulunmadıklarını belirten Şahin, konuşmaların üçte birinin
Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'e ayrıldığını söyledi.

''Bu Başbakanlık Müsteşarı gökten zembille mi indi?'' diye soran Bakan
Şahin, Dinçer'in usulüne göre Cumhurbaşkanının onayıyla atanarak, atanmasının 22
Ekim 2003 tarihli Resmi Gazetede yayınlandığını kaydetti.

''YARGILAYIP HÜKMÜ VERİYORSUNUZ''

Ömer Dinçer'in 12 yıl önceki resmi bir toplantıda yaptığı konuşmadan alıntı
yapılarak her yıl muhalefet milletvekilleri tarafından değerlendirme yapıldığını
belirten Mehmet Ali Şahin, ''Ana muhalefet partisinin, eleştirilerinde
Başbakanlık Müsteşarına takılıp kalmalarına üzülüyorum. Kendinizi hakim, savcı
yerine koyup iddiada bulunuyor, sonra yargılayıp hükmü veriyorsunuz; bu da
yetmiyor kendinizi infaz memuru yerine koyup infaz ediyorsunuz'' diye konuştu.

Şahin, Ömer Dinçer'in çalıştığı Başbakanlığın 2 gün önce Bil-Mer çalışması
nedeniyle tarihinde ilk kez ödüle layık görüldüğünü anlatarak, bu sistem
sayesinde telefonla sorununu bildiren 190 bin vatandaşın sorunlarının çözülmesine
yardımcı olunduğunu bildirdi.

1920'den beri çıkan Resmi Gazetelerin arşivlenerek, ilgililerin hizmetine
sunulduğunu veya sunulmak üzere olduğunu ifade eden Şahin, Devlet Arşivleri Genel
Müdürlüğü arşivlerinin de tasnif edilerek bilgisayar ortamına aktarıldığını
söyledi.

''SİZLERLE KAVGALI MIYIZ?''

Devletin tüm kurumlarıyla kavgalı olunduğuna yönelik eleştirileri de
cevaplandıran Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şahin, kavgalı olunduğu
söylenen kurumların üst düzey yetkililerinin Genel Kurulda olduğunu göstererek,
''Sizlerle kavgalı mıyız?'' diye sordu.

Kavgalı olunan kurumlar arasında adı geçen Anayasa Mahkemesinin yeni hizmet
binasının temelini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte attıklarını
bildiren Şahin, ''Ancak sayıları çok az da olsa bazı kurum mensupları, şu veya bu
nedenle sanki hükümetle mücadele ediyor görünümü veriyor. Bu parlamentodan çıkan
hükümetle, ideolojik yaklaşımlarla cebelleşen varsa, muhalefetin de
'cebelleşmeyin' diyerek Hükümeti desteklemesi lazım. Öyle kamu görevlileri varsa
hukuki gereği yapılır. Bizim hiçbir devlet kurumuyla problemimiz olamaz, hepsinin
problemleriyle ilgileniyoruz'' dedi.

''TABİKİ CUMHURİYETE SAHİP ÇIKACAĞIZ''

Bakan Şahin, ''Hükümetin, Cumhuriyet için tehdit ve tehlike anlamına
geldiği'' yönünde eleştiriler olduğuna değinerek, ''Cumhuriyet ve cumhuriyetin
temel nitelikleri, hiç kimsenin tekelinde değildir. Türkiye Cumhuriyeti'nde hala
cumhuriyetin tehdit ve tehlike altında olduğunu konuşmak, cumhuriyet için en
büyük tehdit ve tehlikedir'' diye konuştu.
Şahin, şöyle devam etti:
''Tabiki Cumhuriyete sahip çıkacağız. Bu lafla değil hizmetle olur. Kişi
başına milli geliri artırmakla, yolu, suyu olmayanlara yol, su götürmekle sahip
çıkabilirsiniz. Ev sahibi olmak hayalken, kira öder gibi ev sahibi olursa 'helal
olsun bu hükümete' der ve Cumhuriyete daha çok sahip çıkarlar. Bunları yaparak,
hizmet yarışında olarak cumhuriyete sahip çıkabiliriz. 'Cumhuriyetin
niteliklerine sen az inanıyorsun, ben çok inanıyorum' sözleri yakışmıyor.''

Milletvekillerinin sorularını da yanıtlayan Şahin, Milli Eğitim Bakanlığının
üniversitelerin kadro ihtiyacıyla ilgili bir çalışma yaptığını söyledi.

Şahin, Başbakanlıkta 2002 yılında 329 olan araç sayısını 260'a
indirdiklerini, personel sayısında ise 628 azalma olduğunu bildirdi.

''BAŞIMA HUKUKİ BİR DERT AÇARIM''

Devlet Bakanı Mehmet Aydın da CHP'li milletvekillerinin ibadethaneler
arasına cemevlerinin de dahil edilip edilemeyeceğine ilişkin sorularını
yanıtlarken, yasal durumların dikkate alınması gerektiğini söyledi.

Kanunlarda ibadethanelerin tanımının yapıldığını belirten ve kanun metnini
okuyan Aydın, ''Şu an dersem, eğer ki cemevi 'evet ibadethanedir', başıma hukuki
bir dert açarım'' dedi.

Bakan Aydın, yapamayacağı şeylerin kendisine söylenmemesini isteyerek,
''Diyanetten sorumlu Devlet Bakanı, kalkıp da Alevi kardeşlerimizin ibadeti
ayrıdır diyemez'' diye konuştu.