2008-11-20 - 15:00
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, ekonomik krizi değerlendirirken, ''batıyoruz, yandık'' şeklindeki feveranı, gereksiz yere olayın abartılıp, paniğe ve emeğe saygısızlığa dönüştürülmesini doğru bulmadıklarını söyledi.
TBMM Genel Kurulu, MHP İstanbul Milletvekili Gündüz Aktan'ın TBMM'deki
cenaze töreni için verilen aranın ardından toplandı.
ÖDP Genel Başkanı, İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, ekonomik krize
ilişkin gündemdışı konuşmasında, Hükümetin, bu krizin boyutunu tam anlamıyla
kavrayamadığını iddia etti.
Türkiye'de ekonomik krizin etkisini 2007'de gösterdiğini ileri süren
Uras, 2007'de ekonominin inişe geçtiğini, enflasyonun 2 haneli rakama çıktığını,
işsizliğin ve cari açığın arttığını belirtti. Uras, ''balonun patladığını, saadet
zincirinin bozulduğunu'' öne sürerek, ''egemenliğin kayıtsız şartsız sermayenin''
olmaması gerektiğini ifade etti.
Uras, işten çıkarmaların engellenmesi, asgari ücretin, sosyal hakların
iyileştirilmesi, ekonominin yeniden yapılandırılmasını önerdi.
-''İŞTEN ÇIKIŞLARDA OLAĞANÜSTÜ SEYİR YOK''-
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, Uras'a verdiği yanıtta, ABD'de
19 bankaya el konulduğunu, işsizliğin yüzde 6,5 olduğunu anımsatarak, dünyadaki
ekonomik krizden Türkiye'nin de pay almaya başladığını söyledi.
Hizmet akdi ile çalışanların 3 aylık işe giriş çıkışları hakkında bilgi
veren Çelik, temmuzda 852 bin giriş, 829 bin çıkış, ağustosta 832 bin giriş, 851
bin çıkış, eylülde ise 986 bin giriş, 841 bin çıkış olduğunu bildirdi.
Çelik, işten çıkışlarda olağanüstü bir seyir görülmediğini, girişlere
bakıldığında aksine, iş piyasasının dinamik bir yapıya sahip olduğunu belirtti.
Zorunlu sigortalı sayısının temmuzda 9 milyon 127 bin, ağustosta 9 milyon
117 bin, eylülde 9 milyon 163 bin olduğunu ifade eden Çelik, ''Eylül 2007
itibariyle aktif sigortalı sayısı 9 milyon 198 bin, 2008 Eylül sonu itibariyle 9
milyon 706 bin; yaklaşık 500 bin sigortalı sayısında artış var'' diye konuştu.
-''ETLE TIRNAK GİBİ''-
Çelik, işsizlik oranının 2007 sonu itibariyle yüzde 9,9'iken bu yılın
temmuz-ağustos-eylül verilerine göre yüzde 9,8 olduğunu belirterek, ancak iş
gücüne katılımda geçen yıla göre 0,5'lik bir artış yaşandığını kaydetti.
Bir çok alandaki makro ekonomik verilerde ciddi iyileşmelere rağmen,
işsizlik oranında istenilen düşüşün elde edilemediğini ifade eden Çelik, her yıl
iş gücüne 700 bin kişinin katıldığını söyledi. Çelik, kırsaldan kente göç
yaşandığını, kırsalda ücretsiz aile işçisi olarak görülen kişilerin, kentte
geldiğinde işsiz olarak adlandırıldığını belirtti.
Bakan Çelik, ekim, kasım, aralık ve ocak verilerinin çok önemli olduğuna
işaret ederek, küresel ölçekte yapılması gerekenlerin yapıldığını, kamunun
yapması gereken çalışmaların da devam ettiğini dile getirdi.
Bakanlıkların, reel sektörün desteklenmesine yönelik adımlar attığına
dikkati çeken Çelik, ''Reel sektör ile finans sektörü etle tırnak gibidir.
Birinin ihmal edilmesi, diğerinin yok oluşuna sebebiyet verecek süreci, kimsenin
başlatmaya hakkı yoktur. Reel sektör, finans sektörü ve kamu birlikteliğiyle bu
sorunun üstesinden gelme zorunluluğumuz vardır. Çabalarımız da bu yöndedir''
dedi.
-''FİSKOS ŞEKLİNDE''-
Çelik, şu ana kadar, ekonomik kriz nedeniyle İŞ-KUR'a 11 firmanın
başvurduğunu, bunun, 5 bin 616 işçiyi ilgilendirdiğini bildirdi.
İş yerlerinin görevinin, işçiyi çıkarmak olmaması gerektiğini belirten
Çelik, iş yerinin kuruluşunda emeğin işlevinin önemine değindi.
Çelik, ''Fiskos şeklinde, 'batıyoruz, yandık' şeklindeki feveranı doğru
bulmuyoruz. Eylül sonu itibariyle rakamlara baktığımızda, Türkiye'de o boyutuyla
yok ancak, sıkıntı yok anlamında da değil. Dünyanın her tarafını alev sarmışsa,
Türkiye olup biteni görmüyor şeklinde bir bakış açısı, anlayışımız yok. Gereksiz
yere olayın abartılıp, paniğe dönüştürülmesi, olayın emeğe saygısızlığa
dönüştürülmesini doğru bulmuyoruz'' dedi.
Konuşmaların ardından, birleşime 1 saat ara verildi.
cenaze töreni için verilen aranın ardından toplandı.
ÖDP Genel Başkanı, İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, ekonomik krize
ilişkin gündemdışı konuşmasında, Hükümetin, bu krizin boyutunu tam anlamıyla
kavrayamadığını iddia etti.
Türkiye'de ekonomik krizin etkisini 2007'de gösterdiğini ileri süren
Uras, 2007'de ekonominin inişe geçtiğini, enflasyonun 2 haneli rakama çıktığını,
işsizliğin ve cari açığın arttığını belirtti. Uras, ''balonun patladığını, saadet
zincirinin bozulduğunu'' öne sürerek, ''egemenliğin kayıtsız şartsız sermayenin''
olmaması gerektiğini ifade etti.
Uras, işten çıkarmaların engellenmesi, asgari ücretin, sosyal hakların
iyileştirilmesi, ekonominin yeniden yapılandırılmasını önerdi.
-''İŞTEN ÇIKIŞLARDA OLAĞANÜSTÜ SEYİR YOK''-
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, Uras'a verdiği yanıtta, ABD'de
19 bankaya el konulduğunu, işsizliğin yüzde 6,5 olduğunu anımsatarak, dünyadaki
ekonomik krizden Türkiye'nin de pay almaya başladığını söyledi.
Hizmet akdi ile çalışanların 3 aylık işe giriş çıkışları hakkında bilgi
veren Çelik, temmuzda 852 bin giriş, 829 bin çıkış, ağustosta 832 bin giriş, 851
bin çıkış, eylülde ise 986 bin giriş, 841 bin çıkış olduğunu bildirdi.
Çelik, işten çıkışlarda olağanüstü bir seyir görülmediğini, girişlere
bakıldığında aksine, iş piyasasının dinamik bir yapıya sahip olduğunu belirtti.
Zorunlu sigortalı sayısının temmuzda 9 milyon 127 bin, ağustosta 9 milyon
117 bin, eylülde 9 milyon 163 bin olduğunu ifade eden Çelik, ''Eylül 2007
itibariyle aktif sigortalı sayısı 9 milyon 198 bin, 2008 Eylül sonu itibariyle 9
milyon 706 bin; yaklaşık 500 bin sigortalı sayısında artış var'' diye konuştu.
-''ETLE TIRNAK GİBİ''-
Çelik, işsizlik oranının 2007 sonu itibariyle yüzde 9,9'iken bu yılın
temmuz-ağustos-eylül verilerine göre yüzde 9,8 olduğunu belirterek, ancak iş
gücüne katılımda geçen yıla göre 0,5'lik bir artış yaşandığını kaydetti.
Bir çok alandaki makro ekonomik verilerde ciddi iyileşmelere rağmen,
işsizlik oranında istenilen düşüşün elde edilemediğini ifade eden Çelik, her yıl
iş gücüne 700 bin kişinin katıldığını söyledi. Çelik, kırsaldan kente göç
yaşandığını, kırsalda ücretsiz aile işçisi olarak görülen kişilerin, kentte
geldiğinde işsiz olarak adlandırıldığını belirtti.
Bakan Çelik, ekim, kasım, aralık ve ocak verilerinin çok önemli olduğuna
işaret ederek, küresel ölçekte yapılması gerekenlerin yapıldığını, kamunun
yapması gereken çalışmaların da devam ettiğini dile getirdi.
Bakanlıkların, reel sektörün desteklenmesine yönelik adımlar attığına
dikkati çeken Çelik, ''Reel sektör ile finans sektörü etle tırnak gibidir.
Birinin ihmal edilmesi, diğerinin yok oluşuna sebebiyet verecek süreci, kimsenin
başlatmaya hakkı yoktur. Reel sektör, finans sektörü ve kamu birlikteliğiyle bu
sorunun üstesinden gelme zorunluluğumuz vardır. Çabalarımız da bu yöndedir''
dedi.
-''FİSKOS ŞEKLİNDE''-
Çelik, şu ana kadar, ekonomik kriz nedeniyle İŞ-KUR'a 11 firmanın
başvurduğunu, bunun, 5 bin 616 işçiyi ilgilendirdiğini bildirdi.
İş yerlerinin görevinin, işçiyi çıkarmak olmaması gerektiğini belirten
Çelik, iş yerinin kuruluşunda emeğin işlevinin önemine değindi.
Çelik, ''Fiskos şeklinde, 'batıyoruz, yandık' şeklindeki feveranı doğru
bulmuyoruz. Eylül sonu itibariyle rakamlara baktığımızda, Türkiye'de o boyutuyla
yok ancak, sıkıntı yok anlamında da değil. Dünyanın her tarafını alev sarmışsa,
Türkiye olup biteni görmüyor şeklinde bir bakış açısı, anlayışımız yok. Gereksiz
yere olayın abartılıp, paniğe dönüştürülmesi, olayın emeğe saygısızlığa
dönüştürülmesini doğru bulmuyoruz'' dedi.
Konuşmaların ardından, birleşime 1 saat ara verildi.
