2016-05-02 - 23:59
ANAYASA KOMİSYONU...
Hakkında dosya bulunan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasını içeren Anayasa değişikliği teklifi, TBMM Anayasa Komisyonu'nda kabul edildi.
TBMM Anayasa Komisyonu, hakkında dosya olan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasını içeren anayasa değişikliği teklifini görüşmek üzere toplandı.

AK PARTİ İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop başkanlığında toplanan komisyon, geçen hafta görüşülmeye başlanan ve kavga nedeniyle ertelenen teklifi ele alıyor.

Toplantının yapıldığı, yeni halkla ilişkiler binasındaki komisyon salonunda yeni bir düzen sağlandı. Milletvekillerinin ayakta kalmaması için basına sınırlı yer ayrıldı.

Meclis'te görev yapan sivil polisler komisyon toplantısının yapıldığı salonun önünde koridor oluştururken, milletvekilleri de bu koridordan içeriye alındı.

Toplantı salonuna önce AK PARTİ Grup Başkanvekili Bülent Turan ve çok sayıda AK PARTİ milletvekili girdi. Salona Adalet Bakanlığı görevlileri ve komisyon uzmanları da alındı.

HDP milletvekillerinin toplu olarak katıldığı toplantıya sadece komisyon üyesi milletvekillerinin danışmanları alınıyor.

Öte yandan Şentop, toplantı öncesinde, AK PARTİ, CHP, HDP ve MHP'nin komisyon sözcüsü üyeleriyle bir toplantı yaptı. Toplantıya, daha sonra Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da katıldı.

Açılışta konuşan Komisyon Başkanı Şentop, bir önceki toplantının istenmeyen sebeplerden dolayı ertelendiğini belirterek, HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar'ın anayasaya aykırılıkla ilgili verdiği önergenin görüşüleceğini hatırlattı.

Şentop daha sonra söz talebinde bulunan milletvekillerine söz verdi.

İlk sözü HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş aldı. Beştaş, salonun tıkış tıkış olduğunu ve nefes almakta zorlandıklarını belirterek, "Bu toplantının diğer toplantılardan çok önemli farkı olduğunu, milletvekillerinin yoğun şekilde bulunma isteğinde bulunacağını söyledik. Çok zor koşullarda çalışıyoruz. Şu anda içerde sadece yazılı basın var. Bunu tekrar değerlendirmemiz gerekiyor. Yer konusunu, Meclis Başkanlığı ile daha rahat bir çalışma yapabileceğimiz yeri konuşalım." dedi.

Anayasa Komisyonu'nda, hakkında dosya olan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasını içeren Anayasa değişikliği teklifinin görüşmelerinde konuşan HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, kendileri ve danışmanlarının hedef tahtasına konulduğunu belirterek, çeşitli gazetelerde yer alan haberleri okudu. Beştaş, "Hiç kimse bize ne 'teröristlik' iddiasında bulunabilir ne de danışman arkadaşlarımıza 'bozuntu', 'eşkıya' diyemez." ifadesini kullandı.

Komisyon çalışmalarını engelleme gayelerinin olmadığını savunan Beştaş, şöyle devam etti:

"Biz aynen hükümet sıralarında oturan milletvekilleri gibi aynı prosedürle, halk iradesiyle buraya gelmiş durumdayız. Çarşamba günü akşam kolluk tasarısına ilişkin görüşmelerde 150 iktidar partili vekil, bizim yedi arkadaşımızı linç etmek üzere girişimde bulundular. Danışmanlarımıza ve bize saldırmaktan onlara ekmek çıkmaz. Hiçbir rejimde, hiçbir iktidarın asla ağzına almaması gereken sözlerle, grubumuz, grubumuzun danışmanları, partimiz ve partimize oy veren milyonlarca insan aşağılanmakta ve dışlanmaktadır."

Beştaş, teklifin Anayasaya aykırı olduğunu öne sürdü. Beştaş, bütün illerin savcılıklarına "HDP'lilerle ilgili dokunulmazlık süreçlerini hızlandırın. Elinizde dosya yoksa oluşturun." yönünde talimat verildiğini iddia etti. HDP'li bir milletvekili hakkında bugün Meclis'e gelen fezlekede suç tarihinin 21 Ağustos 2016 olarak düzenlendiğini anlatan Beştaş, "O kadar acele ediyorlar ki gelmeyen bir tarihin fezlekesini hazırlıyorlar." dedi.

AK PARTİ Burdur Milletvekili Reşat Petek, hazırlanan fezlekeler arasında hiçbir ayrım gözetmeksizin bir kanun teklifinin masada olduğunu ve bunu görüştüklerini hatırlattı.

Petek, teklifin görüşülüp karara bağlanması için toplantının yapıldığını, fakat siyasal özgürlükleri sadece kendi baktığı pencereden kendisi için dile getirenlerin tabloyu kamuoyuna olduğundan farklı gösterdiğini söyledi.

Petek, "Bazı gazete manşetlerini gösterip bunlar üzerinden bir yere varmak isteyenler, Türkiye'de basının özgür olmadığını, baskı altında bulunduğunu iddia eden insanlardır. Hükümetin baskısı ile bu tip manşetlerin önlenmesi mi daha demokrattır? Türkiye, hukuk devletidir. Aksayan veya eksik tarafları varsa içinde bulunduğumuz komisyona bir kanun teklifi gelir, bu teklif de milletin iradesi doğrultusunda verilecek kararlarla kabul edilir veya reddedilir." diye konuştu.

Petek, Beştaş'ın açıklamasına bakıldığı zaman gerçeklerin alt üst edildiğini dile getirdi.

Hukuk devletinin en önemli vazifesinin yaşam hakkını teminat altına alması olduğunu dile getiren Petek, şunları kaydetti:

"Bunun tesisi için dünyanın bütün ülkelerinde devletler gerekli önlemleri alır. Bu önlemler birilerinin keyfi olarak direktif vermesi ile mi yürüyor yoksa Anayasa ve kanunların çizgisinde mi yürüyor, ben buna bakarım. Sık sık gündeme gelen terör hadiselerinde işimize geldiği zaman müracaat ettiğimiz AİHM kararlarına bir bakalım. Teröre destek veren bir partinin olamayacağını söyler. Hükümetin tedbirleri alması ve uygulaması gerekir.

Şu anda terörle mücadele tamamen meşrudur ve uygundur. Az önce konuşulduğu gibi bir savaş yoktur. Katil teröristlerin yetim bıraktığı yavruları gördüğümüzde yüreğimiz sızlıyor. Bu konuşmaları yapanların yüreği sızlamıyor mu ki bir defa terör örgütüne bir şey söylemiyorlar. Biz bir canın bile haksız yere kaybını istemiyoruz. Kim olursa olsun.

Tehdit edilmeye kalkıldığı zaman bu ülke, bu hükümet hiç kimsenin tehdidine boyun eğmez. Sayın Beştaş, 'bu darbe önlenmeli' diyor. Demokratik bir yoldan bir Anayasa değişikliği teklifinin darbe olduğu nerede görülmüştür? Biz keyfiliği kabul etmiyoruz."

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, komisyonun çalışma ortamını eleştirerek, ortamın uygun olmadığını belirtti.

Kalıcı bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu ifade eden Emir, Türkiye'de yaşanan terör olaylarının gerekçe gösterilerek bir düzenleme yapıldığını, ancak Türkiye'de terörün yeni olmadığını kaydetti.

Emir, şöyle devam etti:

"Bu tasarı çok çeşitli açılardan değerlendirildiği zaman Anayasa'ya açıkça aykırılıklar teşkil etmektedir. Dokunulmazlıkların kaldırılmasında Meclis belirleyici roldedir. Dosyalara tek tek Meclis karar verir. Siz burada niye milli iradeyi devre dışı bırakıyorsunuz? Geçici bir madde ile Anayasa'nın bir maddesini bir süreliğine askıya alıyorsunuz. Hukuk birinci sınıfta bile bunun olamayacağı anlatılır. Bu madde iyiyse dokunmayın, kötüyse de kaldırın. Geçici askıya almalarla bir yere varamazsınız."

Teklifin siyasi açıdan da değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Emir, teklifin iç barışa katkı sunmayacağını savundu. Emir, "Kişisel görüşüm AKP'nin kapalı oylamada büyük fire vereceği ve bu teklifi çekmeye mecbur kalacağı yönündedir" dedi.

CHP olarak ilkesel duruşlarına devam edeceklerini vurgulayan Emir, teklifi Genel Kurula götürme konusunda geri durmayacaklarını, dokunulmazlık konusunda korkularının olmadığını bildirdi.

AK PARTİ Bursa Milletvekili Zekeriya Birkan, hiçbir partinin dokunulmazlıklar üzerinden rol kapmaya çalışmaması gerektiğini belirterek, herkesin bir veya iki ay önce söylediğinin arkasında durmasını istedi. Birkan, kamuoyunun AK Parti aleyhine manipüle edildiğini söyledi.

Dokunulmazlıklar konusunda birçok şeyin söylendiğini hatırlatan Birkan, "Buyrun hodri meydan." ifadesini kullandı. Birkan, bazı milletvekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması için dilekçeler verdiğini hatırlattı.

HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, salondaki sıkışıklığa rağmen çok sayıda bürokratın çağrılmasının nedenini sordu. Sancar, "Daha dün yayınlanan pelikan dosyasına bir bakın. Bir süredir bunların konuşulması ile başlayan, giderek daha da ısınacağı anlaşılan bir sürecin içerisindeyiz. Kendi parti içi hesaplaşmanızı, HDP'yi günah keçisi yaparak örtemezsiniz." diye konuştu.

AK PARTİ milletvekilleri ise Sancar'a "Sen kendi işine bak." diye tepki gösterdi.

Sancar'ın "Bu sadece parti içi mesele değildir." demesi üzerine bazı AK PARTİ'li milletvekili ise "Avucunu yalarsın." dedi. Sancar, teklifin Anayasa'ya aykırı olduğunu öne sürdü.

Sancar'ın "Eminim akademide bunu tartışıyor olsaydık Mustafa Hocam da buna karşı çıkardı." demesine Şentop, "Ben kaleme aldım hocam. Öneri de benden çıktı." yanıtını verdi.

AK PARTİ Grup Başkanvekili Bülent Turan ise çözüm sürecinde yaşananların kronolojisini sıralayarak, "Çözüme kimin ihanet edip etmediği bu tarihler içerisinde çok net var." diye konuştu. Turan, "Hocamıza bir şehit veya gazi evine gitmesini tavsiye ediyorum. O zaman görecektir kamuoyu baskısı var mıdır, yok mudur; ateşin nereyi yaktığını." dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bazı soruşturmaların açılıp dokunulmazlık dosyalarının çoğaltılıp Parlamentoya gönderilmesi yönünde talimat verildiğinin gerçeğe dayanmadığını belirterek, "Kimse böyle bir talimat vermedi, vermesi de söz konusu değil " dedi.

Bozdağ, dokunulmazlıklarla ilgili anayasa değişikliği teklifinin ele alındığı TBMM Anayasa Komisyonunda yaptığı konuşmada, komisyonda, arzu edilmeyen ve Meclis'in mehabetine yakışmayan görüntüler ortaya çıktığını belirterek, bundan sonraki süreçte, görüşlerin ileri sürüldüğü çalışmaların yürütülmesi dileğinde bulundu.

Bazı soruşturmaların açılıp, dokunulmazlık dosyalarının çoğaltılıp doğrudan Adalet Bakanlığına ve oradan TBMM'ye gönderilmesi yönünde talimatın verildiğinin gerçeğe dayanmadığını ifade eden Bozdağ, böyle bir talimat verildiğinin ya da verilmesinin söz konusu olmadığını kaydetti.

Bozdağ, "Komisyonun böyle bir düşüncesi varsa, o zaman şu yapılabilir: TBMM'de olan dosyalarla ilgili sınırlama yapılabilir. Bu tamamen komisyonun takdirinde olan bir meseledir. Yargı içinde farklı düşünen insanlar olabilir. Doğru olan anayasa, hukuk ve kanunla bağlı hareket etmek, bunun dışındaki bütün bağlılıkları reddetmektir. AK PARTİ olarak yargının anayasamızın öngördüğü şekilde görevini yapması için gerekli adımları her zaman samimiyetle atma gayretinde olduk." diye konuştu.

Bozdağ, yargının bağımsız olduğunu, ne yasama ne de yürütmenin güdümünde bulunduğunu işaret ederek, bazı kişilerin yaptığı değerlendirmelerin bağlamından koparılarak yorumlanmasının farklı sonuçlar ortaya çıkaracağını söyledi. Bekir Bozdağ, AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu'nun "oğlan bizim kız bizim" ifadelerinin açıklamalarını kendisinin de okuduğunu dile getirerek, "Eğer AK Parti'nin yargıda öyle bir gücü olsa, 2008 yılında tek başına iktidarda iken kapatma davası açılmazdı. 17-25 Aralık operasyonu yapıldı. Cumhuriyet savcısını aradım diye benimle ilgili iki fezleke düzenlendi. Yargı bağımsızdır, işleyişinde sorun varsa bunları çözmek de Parlamentonun görevidir. Biz bakanlık olarak bunların çözümü için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Önümüzdeki günlerde bu anlamda önemli düzenlemeleri parlamentonun gündemine getireceğiz." dedi.

Dolmabahçe ile ilgili konuda Başbakan, Cumhurbaşkanı ve bakanların açıklamaları olduğuna işaret eden Bozdağ, "Ortada bir mutabakat yok, görüşme var. Görüşme sonrasında tarafların kendi görüşlerini kamuoyuyla paylaşması var. Görüşmelerde temenniler kısmı dışında bir şey olmadığı çok net gözüküyor. Partilerin ayrı ayrı görüşlerini açıklaması, bir mutabakat olarak takdim edilmesi belki seçim öncesi HDP'ye fayda getirmiş olabilir ama işin özünü değiştirmez. " dedi.

Bozdağ, Türkiye'de iç savaş olmadığını, teröre karşı etkin ve kararlı mücadele olduğuna vurgu yaparak, terör örgütü ve güdümündeki teröristlerin Türkiye'nin bazı yerleşim yerlerine hendekler kazarak, barikat kurarak, mayınlamalar ve çeşitli tuzaklarla insanların hayatını yaşanmaz noktaya taşıdığını, günlük hayatını sürdüremez noktaya getirdiğini söyledi.

Bozdağ, şöyle konuştu:

"Bir devlet egemen olduğu yerlerde terör örgütünün hendek kazıp, barikat kurup, mayınlama yapıp okulları, hastaneleri, ambulansları, sivil insanları, askeri, polisi kurşunlayıp bunların üzerine saldırıp, sonra bunun karşısına geçip seyredemez. Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir şey olabilir? Her ülke kendi vatandaşının huzurunu, güvenliğini, selamet içinde yaşamasını, can ve mal güvenliğini, kamu düzeni sağlamayı ve onların temel hak ve hürriyetlerini özgürce kullanabilecekleri bir ortamı sağlaması ana vazifesidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bunu yapıyor; terör örgütü ve teröristlerle kararlı ve etkin bir mücadele yapıyor. Hendekleri kazanları, arkasındaki teröristleri bakıp seyrettiği zaman insanlar ne diyecek, 'devlet, hükümet nerede' diyecek. Buna kim müsaade eder? Devlet ve hükümetin, güvenlik güçlerinin yaptığı mücadele, anayasa ve yasalarımıza göre yapılmaktadır. Hem insan hakları sözleşmesine hem de başka tarafı olduğumuz anlaşmalar bakımından bu, Türkiye'nin hakkıdır ve meşru müdafaasıdır.

AİHM'e bu konuda pek çok dava açıldı, tedbir kararı istendi. 29 tane...Neredeyse tamamı reddedildi. 5'i ile ilgili tedbir kararı verildi, sonra onlar da kaldırıldı. Konuyu Anayasa Mahkemesi de değerlendirdi ve red kararı verdi. Burada yapılan çalışma terörle mücadeledir. Türkiye'nin sokakları, caddeleri, her tarafı terörden temizleninceye kadar etkin ve kararlı şekilde sürecek. 'Savaş' diye takdim etmek çarpıtmadır. Türkiye'nin tutumu devam edecek. Belediyeler, belediye makineleriyle terör örgütüne hizmet ediyor, hendek kazıyor, araçları kullanıyor. Bunu kaymakam, vali, güvenlik güçleri seyredecek mi? Böyle bir durumda gereken müdahale elbette yapılabilir. Cumhurbaşkanımızın konuşması önü arkası koparılarak farklı anlama çekiliyor. Herkes biliyor; niçin ve ne anlamda söylendiği ortada. Anayasa ve yasalara uyulması, uymayanlarla ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanması..."

Bozdağ, AK PARTİ Hükümeti'nin terörü sonlandırmak için değişik zamanlarda farklı yöntemler de denediğini, fakat teröristler, terör örgütü veya onun talimatıyla hareket edenler suç işlerken, "aman bunlara dokunmayın" gibi bir talimatın asla olmadığını söyledi. Bozdağ, "Bu nokta hükümetimizi yıpratmak için sürekli kulanılan bir argümandan ibarettir. Hükümetimizin böyle bir talimatı asla olmamıştır." dedi.

Haklarında fezleke bulunan milletvekillerinin suçlu veya suçsuzluğuna dair değerlendirme yapılmadığını anlatan Bozdağ, "Teklif, yargılamanın önündeki engeli kaldırıyor. Milletvekilinin suçlu ya da suçsuz olduğu değerlendirmesi yapılmıyor. Dosyası olmayanlar kapsam dışında. Dosyası olan ya da olmayanlar arasında ayrım olsaydı eşitlik ilkesine aykırılık tartışılabilirdi. Eşitlik ve genellik ilkesine aykırı durum yok. Teklifin anayasaya aykırı yönü yok" diye konuştu.

HDP'li milletvekilleri, dokunulmazlıklarla ilgili Anayasa değişiklik teklifinin görüşüldüğü TBMM Anayasa Komisyonu'nu terk etti.

TBMM Anayasa Komisyonu'nda, hakkında dosya olan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasını içeren Anayasa değişikliği teklifinin görüşmelerinde söz alan MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak, terörle sonuna kadar mücadele edilmesi gerektiğini kaydetti. Teklifi eksik bulmakla birlikte desteklediklerini kaydeden Parsak, Türkiye'nin yoğun bir bölücü terör tehdidi ile karşı karşıya olduğunu vurguladı.

Terörle mücadelenin, sonuna kadar kararlılıkla devam ettirileceğinin ifade edilmesinin kendileri için memnuniyet verici olduğuna işaret eden Parsak, "Bu hendekler yeni kazılmadı. Oraya o bombalar yeni döşenmedi. İzledik, okuduk bunları. O terörle mücadelenin askıya alındığı bir dönemde ne yazık ki askerin ve polisin eli bölgede bir dönem bağlanmıştır." görüşünü savundu.

HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, herkesin kendine göre bir provokasyondan söz ettiğini savunarak, kendilerinin komisyon toplantısını ertelemekle elde edecekleri bir siyasi kazanım olmadığını kaydetti. Sancar, "Bizim derdimiz bu tartışmanın, kamuoyunda olabilecek en geniş şekilde bilinmesini, konuşmasını sağlamaktır." dedi.

Anayasayı değiştirmenin de usulü olduğunu ve bunu da mevcut anayasanın ortaya koyduğunu savunan Sancar, "Ben yaparım' demek ise darbe anlamına gelir" diye konuştu. Sancar, HDP'nin, halkların bir arada yaşamasının sigortası olduğunu iddia etti.

CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, dokunulmazlık konusunda kendilerinin, başından bu yana ilkesel bir tutum içinde olduklarını belirterek, kürsü dokunulmazlığı dışında her türlü dokunulmazlığın kaldırılması gerektiğini söyledi.

Tezcan, "Hendek kazmak sorunu Mecliste çözmek mi? Silah dağıtmak sorunu Mecliste çözmek mi? İş makinesi yakmak sorunu Mecliste çözmek mi? Hendeklere bomba koymak sorunu Mecliste çözmek mi? Biz buna itiraz ettik, gene itiraz ediyoruz. Teröre ağzını açmamakla Türkiye'de hiçbir sorunu çözemeyiz?" ifadesini kullandı.

Tezcan'a AK PARTİ milletvekilleri "bravo" diyerek alkışlarla destek verdi.

HDP Mardin Milletvekili Erol Dora, yaptığı konuşmada, teklifin anayasanın ilgili maddelerine aykırı olduğunu ileri sürerek, geri çekilmesini istedi.

AK PARTİ Burdur Milletvekili Reşat Petek, komisyon üyesi olmayan milletvekillerine teklifin geneli ve maddeleri üzerinde yapacakları konuşmalarda beşer dakika süre verilmesine ilişkin önerge verdi.

HDP'lilerin itirazlarına rağmen önerge kabul edildi.

HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 2013 Nevruz bildirgesini okuduğu için hakkında müebbet hapis cezası istendiğini belirterek, "Yaptığım her şey şeref madalyamdır. Bir şeref madalyası da siz takacaksınız. Bu dönemi de şebek eden bir film çekmezsem, bütün emeğim bana haram olsun. Darbeleri Araştırma Komisyonu'nda görev aldım bana bizzat işkence yapan albayı sorguladım, titriyordu." dedi.

HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, komisyonda pek çok konunun konuşulmaya çalışıldığını, fikirlerin ve sözün egemen olmasını sağlamak için ellerinden geleni yaptıklarını ileri sürdü.

Toplantının daha geniş bir salonda yapılması ve görüşmelerin canlı yayınlanmasına ilişkin taleplerinin reddedildiğini hatırlatan Sancar, şöyle devam etti:

"Bizim geciktirme niyetimiz yok. Bizim bir şeyden korkumuz yok. Adalet, barış için bütün gücümüzle uğraştık. Sözlerimizi söyledik, derdimizi tutanaklar yazdı ve tarih, halklar değerlendirecek. Bizim kaybedecek bir şeyimiz yok. Bizim burdan çıkacak bir kararla yargılanmamız ve cezaevlerine atılmamız olsa olsa bizim için bir şeref madalyasıdır. Biz sözlerimizi söyledik. Bu atmosfer bu ortam bu akşam itibariyle bir tiyatroya dönüşmüştür. Biz bu tiyatronun figüranı olmayacağız.

Sizleri vicdanınızla, burda size destek verecek diğer vekillerle baş başa bırakmak için komisyon toplantısını terk ediyoruz. Hiçbir zaman boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Bu oyun sizindir."

Anayasaya geçici madde eklenmesini içeren teklifte, AK PARTİ milletvekillerinin verdiği önergeyle değişiklik yapıldı.

Buna göre, TBMM'de kabul edildiği tarihte; soruşturmaya, soruşturma ya da kovuşturma izni vermeyen yetkili mercilerden, Cumhuriyet başsavcılıklarından ve mahkemelerden Adalet Bakanlığına, Başbakanlığa, TBMM Başkanlığına veya Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden kurulu Karma Komisyon Başkanlığına intikal etmiş, yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin dosyaları bulunan milletvekilleri hakkında, bu dosyalar bakımından, Anayasanın "yasama dokunulmazlığı"nı düzenleyen 83. maddesinin, "Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz" hükmü uygulanmayacak.

Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 15 gün içinde; Anayasa ve Adalet Karma Komisyon Başkanlığında, TBMM Başkanlığında, Başbakanlıkta ve Adalet Bakanlığında bulunan yasama dokunulmazlığının kaldırılması istemi hakkındaki dosyalar, ilgili mercilere iade edilecek.

Düzenleme, yayımı tarihinde yürürlüğe girecek ve halk oylamasına sunulması halinde oylanacak.

Teklif, HDP milletvekillerinin Komisyonu terk etmesinin ardından oybirliğiyle kabul edildi.