2017-11-21 - 11:15
2018 YILI BÜTÇESİ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNDA...
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, DSİ Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve Türkiye Su Enstitüsünün 2018 yılı bütçeleri kabul edildi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Orman ve Su İşleri Bakanlığının 2018 yılı bütçesinin görüşülmesine başlandı.

AK Parti Adana Milletvekili Mehmet Şükrü Erdinç'in başkanlığında toplanan komisyonda, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile Türkiye Su Enstitüsünün 2018 yılı bütçeleri görüşülecek.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, bakanlığının bütçesine ilişkin sunumuna başladı.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 2018 yatırım yılı bütçe tekliflerinin Bakanlığa bağlı birimlerde dahil olmak üzere toplam 20 milyar 768 milyon 475 bin 500 lira olduğunu bildirdi.

Bakanlığın 62 bin 800 personeli olduğunu belirten Eroğlu, "2018 yılı yatırım yılı için bütçe teklifimiz 20,8 milyar lira. 2018 bütçemizin bakanlık birimlerine göre dağılımı, Bakanlık olarak 778 milyon 179 bin lira, DSİ 12 milyar 972 milyon 780 bin lira, Orman Genel Müdürlüğü 6 milyar 570 milyon 351 bin 500 lira, Meteoroloji Genel Müdürlüğü 442 milyon 477 bin lira, Türkiye Su Enstitüsü ise 4 milyon 688 bin lira. Böylece toplam teklifimiz 20 milyar 768 milyon 475 bin 500 lira. Hayırlı olmasını diliyorum." dedi.

Bakanlık tarafından son 15 yılda 156 milyar liralık büyük bir yatırım gerçekleştirildiğini aktaran Eroğlu, planlı bir şekilde kısa, orta, uzun vadeli planlar yaptıklarını ifade etti.

Bakan Eroğlu, bu yatırımları yaparken amaçlarının, yatırımların kısa sürede faydaya dönüşmesi olduğunu dile getirdi.

Bölge Gelişim Projeleri hazırlayarak, uygulamaya koyduklarını belirten Eroğlu, "Eskiden başlayan Güney Doğu Anadolu Projesi (GAP), en batıda Trakya Gelişim Projesine kadar Türkiye'deki 10 bölge için gelişim projeleri hazırladık. Bunları uygulamaya koyduk. Kim, neyi, ne zaman yapacak, hangi tarihte bitecek? Bunların hepsinin planlaması var." diye konuştu.

Eroğlu, 2019 ve 2023 yılını hedefe alarak, planlamalarını gerçekleştirdiklerine değinerek, hazırladıkları gelişim projeleri için yapılacak yatırımların belli olduğunu, bu projeleri 31 Aralık 2019'da bitirmeyi hedeflediklerini bildirdi.

Bakan Eroğlu, eskiden sadece ormanlık alanlarda hizmet veren Orman Genel Müdürlüğündeki anlayışın 2011 yılında değiştiğini ve Türkiye'nin tamamına hizmet sunar hale getirdiklerini vurguladı.

Orman varlığının dünyada pek çok ülkede azaldığını ama Türkiye'de orman varlığının ve odun servetinin arttığını belirten Eroğlu, "Bunu gururla ifade etmek istiyorum. Biz ilk defa Türkiye'de ormanların tapusunu almaya başladık. Her şeyi belli, koordinatları belli. 2002 yılında 20,8 milyon hektar olan alanımız 2017'de 22,3 milyon hektara ulaştı, yani yaklaşık 1,5 milyon hektar ormanlık alan arttı." bilgisini verdi.

Eroğlu, 2002'de 1,2 milyar metreküp olan odun servetinin şu anda 1,6 milyar metreküpe çıktığını, ormanlardaki bakım ve gençleştirme faaliyetlerinin sonucu olarak da orman servetini yüzde 30 arttırdıklarını ifade etti.

Fidan üretimini de çok artırdıklarını belirten Eroğlu, bu yıl 322 milyon fidan ürettiklerine dikkati çekti.

Eroğlu, Türkiye'nin fidan ve süs bitkileri ihraç eder duruma geldiğine değinerek, şöyle devam etti:

"Sakarya Sapanca'da fidan ve süs bitkileri borsası kurduk, bunlar da ilk ihracatlarını geçen sene yaptılar. İnşallah çok daha ileri noktalara taşıyacağız. Fidanlıklarda sadece 400 tür üretiliyordu ama şu anda 688 türe çıkardık. Sadece fidan üretmiyoruz aynı zamanda tohum üretiyoruz. Her yıl ortalama 250 ton tohum üretiliyor. Bazı yıllarda hatta kar yağmadan önce helikopterle dağlara arazi çalışmasından sonra serpiyoruz. Bu da çok önemli fayda sağlıyor. 2003-2017 yılları arasında toplam 3 milyar 820 milyon fidanı toprakla buluşturduk. Sene sonunda bu sayıyı 4 milyara yükselteceğiz, çalışmalar devam ediyor şu anda. İklimin müsait olduğu her yerde fidan dikiyoruz."

Türkiye'nin ormancılık, yangınla mücadele ve ağaçlandırma konusunda dünyada dikkat çektiğini ifade eden Eroğlu, bu anlardaki başarılar dolayısıyla uluslararası birçok konferansın Türkiye'de yapıldığını bildirdi.

Düzenlenen konferansların birinde "2023 yılı sonuna kadar dünyadaki her insan için ülkemizde bir fidan dikerek, toplam 7 milyar fidanı toprakla buluşturmuş olacağız." sözünü verdiklerini belirten Eroğlu, yıllık ağaçlandırma yapılan alanı 5 katına çıkardıklarını, sadece ormanlık alanları değil okul bahçesi, üniversite kampüsleri, ibadethane ve mezarlık, sağlık tesislerinin bahçelerini de ağaçlandırdıklarını vurguladı.

Ormanlardan vatandaşların faydalanması için ceviz, badem ve trüf mantarını da içeren 38 Eylem Planı hazırladıklarını anlatan Eroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "5 bin Köye 5 bin Geli·r Geti·ri·ci· Orman" kurulması talimatını verdiğini, bu projenin 2005'te başladığını, 2019'a kadar tamamlanacağını ifade etti.

Proje kapsamında şu ana kadar 2 bin 863 köyde, 6,4 milyon gelir getirici fidan diktiklerine işaret eden Eroğlu, eylem planları kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin bilgi verdi.

Bal ormanları kurduklarını da aktaran Eroğlu, şöyle dedi:

"Daha önce arıcılar ormana sokulmuyordu, yasaktı ama bununla ilgili 2007 yılında 'Arıcılara her türlü desteği vereceğiz' dedik. Arılar çok önemli, ekolojik sistemde arıların çok büyük önemi var. Bu yüzden biz arıcılara ormandan yer ayırıyoruz, yolunu yapıyoruz, her şeyini hazırlıyoruz. Hatta parası olmayan orman köylülerine yüzde 20'si hibe gerisi faizsiz, beş yıllığına kredi veriyoruz. Bu çok faydalı oldu. Şu anda 365 adet bal ormanı kurduk ve Türkiye bal üretiminde dünyada 6'ıncı sıradan 2'inci sıraya yükseldi."

Bakan Eroğlu, dünyada tıbbi ve aromatik bitkilerin çok önem kazanmaya başladığına dikkati çekerek, hatta pek çok ülkede kimyevi ilaçların yanı sıra aromatik bitki eczanelerinin olduğunu bildirdi.

Türkiye'nin biyolojik çeşitlilik, flora, fauna açısından Avrupa'dan daha fazla türe sahip olduğunu vurgulayan Eroğlu, Türkiye'nin flora, faunası 13 bin 500 binden fazla olduğa işaret etti.

Türkiye'de 3 bin 600 endemik tür olduğunu belirten Eroğlu, dünyada tıbbi ve aromatik bitkilerin 115 milyar dolarlık büyük bir pazarı olduğuna değindi.

Eroğlu, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Merkezi kurduklarına dikkati çekerek, geçen yıl 507 milyon dolarlık ihracat yapıldığını, 2023 yılında 5 milyar dolar ihracat yapacak şekilde organize olduklarını kaydetti.

Eroğlu, orman köylülerine destekleri artırdıklarını, koyun, süt sığırı, manda gibi hayvan desteklerinde bulunduklarını anlattı.

Ormandan ağaç kesilmemesi için güneş enerjili sistemler kurduklarını, arıcılık, seracılık gibi konularda da orman köylülerine tam destek verdiklerini ifade eden Eroğlu, "Süt sığıcılığı için 33 bin 43 aileye, süt koyunculuğu için 10 bin 504 aileye destek vermişiz. Ayrıca orman köylülerini özellikle yaptığı işlerden dolayı istihdam ediyoruz. 15 yılda yaklaşık 14,5 milyar lira, yani her yıl yaklaşık 1 milyar lira destek veriyoruz." diye konuştu.

Ömrünü doldurmuş ağaçları keserek ekonomiye kazandırdıklarını belirten Eroğlu, bu yıl 21 milyon metreküp odun hammadde ihtiyacının karşılandığını, orman ürünleri gelirlerinin yaklaşık 3 milyar liraya ulaştığını bildirdi.

Eroğlu, "Baraj Havzası Yeşil Kuşak Ağaçlandırma" projesini başlattıklarını da aktararak, şimdiye kadar 353 baraj havzasını ağaçlandırdıklarını, zaman içerisinde bütün baraj havzalarını ağaçlandıracaklarını söyledi.

Çölleşmeyle mücadelede etkin bir çalışma başlattıklarını vurgulayan Veysel Eroğlu, bu çalışmalarının dünyada takdir topladığına dikkati çekti.

Dağları "terasladıklarını ve oya gibi işlediklerinin" altını çizen Eroğlu, "Eskiden teraslarken bütün alan tamamen düzeltiliyordu, biz bunu yasakladık. Şimdi tamamen teraslanacak alanı düzeltiyoruz, diğer alanlardaki biyolojik çeşitliliğe dokunmuyoruz." ifadelerini kullandı.

Bakan Eroğlu, Türkiye'nin, erozyonla mücadelede dünya lideri olduğunu vurgulayarak, "Aşağı yukarı bütün dağları erozyonla mücadele kapsamında işliyoruz. Ayak basmadığımız dağ yok. Eskiden, 'Kıbrıs adası kadar araziyi kaybediyoruz' denirdi. Bu şekilde 500 milyon ton toprak dağlardan ovalara, ovalardan nehirlere, oradan denizlere göllere akarken, biz bunu 168 milyon tona indirdik. Hedefimiz bunu da daha da aşağıya çekmektir." dedi.

Bu amaçla "Yukarı Havza Taşkın Koruma Sistemi" diye yeni bir eylem planı hazırladıklarını dile getiren Eroğlu, dere ve nehirlerin üst havzalarında erozyonun kontrol edildiğinde taşkınların ve erozyonun önlenebileceğini belirtti.

Eroğlu, söz konusu eylem planı kapsamında Devlet Su İşleri, Orman Genel Müdürlüğü, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü ve Meteoroloji Genel Müdürlüğünün taşkın ve erozyonu önlemek üzere çalışmalar yaptığını anlattı.

Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele 12.Taraflar Konferansı'nın (COP12) 2015'te Türkiye'de yapıldığını anımsatan Bakan Eroğlu, 2015'ten bu yılın Ekim ayına kadar dönem başkanlığını Türkiye'nin yaptığını, bu kapsamda sadece Türkiye değil, çölleşmeye maruz kalan bütün ülkelerin ilgili elemanlarına eğitimler verdiklerini bildirdi.

PAN Afrika Büyük Yeşil Duvar Projesi'ne de en büyük desteği kendilerinin verdiğini ifade eden Eroğlu, bu kapsamda Moritanya, Sudan ve Eritre'de projeler yaptıklarını, çölleşmeye ilişkin 60 ülkeden 600 kişiye eğitimler verdiklerini hatırlattı.

Heyelan ve çığa karşı aldıkları önlemler hakkında da bilgi veren Eroğlu, Heyelan Kontrol Uygulama Projesi ile 15 adet Çığ Kontrol Projesi yapıldığını, bu konuda seferberlik başlattıklarını söyledi.

Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, orman yangınlarına ilişkin aldıkları önlemlere de değinerek, "Dünyanın en ileri teknolojisi bizde. Çok iddialıyız." ifadesini kullandı.

Eroğlu'nun, yangına karşı hızlı önlem aldıklarına ilişkin ifadeleri üzerine bazı milletvekilleri, "Yangınlar 5-10 gün sürüyor." diye itiraz etti.

Bunun üzerine Eroğlu, "Öyle bir şey yok. Bir sabredin, anlatayım. Gururla ifade ediyorum; orman yangınlarıyla mücadelede en başarılı ülke Türkiye'dir. Kameralı takip sistemimiz var, ilk defa Türkiye'de. Dumanı gördüğü anda ikaz ediyor. Uzay üssü gibi yangın harekat merkezimiz var. Bir gün lütfen, teşrif buyurun, Plan Bütçe Komisyonundaki üyelere göstereyim." şeklinde konuştu.

Orman yangınının başlaması sonucu çıkan dumanın 15 saniye içerisinde yangın harekat merkezlerine bildirildiğini anlatan Eroğlu, 35 hava aracı, 2 bin 300 kara aracı ve 19 bin personel ile yangınla mücadele edildiğini, yangına ilk müdahale süresinin 15 dakikaya indirildiğini vurguladı.

Dünyadaki orman yangınlarından örnekler veren Eroğlu, "Şunu gururla ifade edeyim. Yanan alanları başka maksatla tahsis etmiyoruz, bir yıl içinde ağaçlandırıyoruz. Ayvalık ve İzmir'de yangın çıkan alanlara bizzat kendim gideceğim ve orada fidan dikeceğiz." dedi.

Ormanların tapularının alındığını da hatırlatan Eroğlu, tescil işlemlerinin 2019'da tamamlanacağını söyledi.

Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, tabiatı koruma ve biyoçeşitlilik alanında yapılan faaliyetlere değinerek, korunan alanların sayısının 175'ten 553'e yükseldiğini, milli park sayısının arttığını dile getirdi.

Tabiat parklarının sayısının 222'ye yükseldiğini ifade eden Eroğlu, sulak alanları koruduklarını, Kayseri'de kuruyan Sultan Sazlığını başka bölgeden su getirerek kurtardıklarını aktardı.

Kurdukları şehir ormanı sayısının 144'e ulaştığını anlatan Eroğlu, Tabiat Turizmi Master ve Uygulama Eylem planlarını hazırladıklarını, bu kapsamda ziyaretçi sayısının 18 milyona ulaştığını belirtti.

Eroğlu, korunan 70 alandan 41'ine mükemmellik sertifikası aldığının altını çizerek, tarihi ve milli parklar konusunda yapılanların detaylarını paylaştı.

Biyolojik çeşitliliğe ilişkin 45 adet Tür Koruma Eylem Planı hazırlandığını dile getiren Eroğlu, Nuhun Gemisi veri tabanına da 1 milyon 200 bin türün işlendiğini söyledi.

Su işleriyle ilgili 7 bin 200 tesisi tamamlayarak, milletin hizmetine sunduklarına işaret eden Eroğlu, 508 baraj, 513 HES, 327 gölet, bin 171 sulama tesisi, 193 içme suyu temini tesisi, 17 atıksu arıtma tesisi ve 4 bin 471 taşkın koruma tesisini tamamladıklarını aktardı.

Veysel Eroğlu, 1994 kuraklığında her tarafın susuz kaldığını, 2017'de çok daha büyük bir kuraklık yaşanmasına rağmen hiçbir yerde sıkıntı çekilmediğini söyledi.

Baraj inşaatı konusunda da Türkiye'nin dünyada ilk üçe girdiğini vurgulayan Eroğlu, barajların son durumları ve yapımı devam eden göletlere ilişkin bilgi verdi.

Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı olduğunu belirten Eroğlu, "Enerji üretiminde 27 bin 107 megavatla HES'ler bir numara, doğalgaz birinci sıradan ikinci sıraya düştü; 23 bin150. Kömürde 17 bin 346 megavat." diye konuştu.

Eroğlu, içme suyunda 2040, 2050 ve İstanbul için 2071 yılına kadar köklü çözümler ürettiklerini de dile getirerek, 193 içmesuyu tesisini tamamlayıp 42 milyon insana ilave su verdiklerini söyledi.

KKTC İçme Suyu Temini Projesini de tamamladıklarını hatırlatan Eroğlu, "Şu anda Kıbrıs'ta Torosların memba suyu akıyor." dedi.

Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, ilk milli köstebeğin Ergene Projesi'nde kullanılacağının altını çizdi.

Edirne'yi taşkınlardan koruyacak 50 metre genişliğinde, yaklaşık 8 kilometre uzunluğunda "Kanal Edirne" projesinin de yüzde 97'sinin tamamlandığını açıklayan Eroğlu, çalışmanın yıl sonuna kadar bitirileceğini ifade etti.

Eroğlu, bakanlık olarak yapılan sulama tesisleri, kanallar, Suruç Ovası'ndaki çalışmalar, taşkınlarla mücadele ve dere ıslah çalışmaları hakkında da bilgi verdi.

Bu sene 81 ilin tamamını gezeceğini belirten Eroğlu, "Bizim hedefimiz var. 2023 yılında bakanlık olarak, bakanlıklar arasında dünyada ilk 7'ye girmek." diye konuştu.

Veysel Eroğlu, Plan Bütçe Komisyonu üyeleri için Menderes'te başlayan ağaçlandırma çalışmaları kapsamında fidan dikileceğini kaydetti.

CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, komisyon salonunda bulunan ekranlardan Aral Gölü'nün kurumasına ilişkin süreci anlatan bir video izletti.

Videonun ardından söz alan Temizel, "Sözün bittiği yer gibi bir olay. İnsan eliyle yaratılabilecek felaketlerin başında nelerin olduğunu çok somut olarak gösteriyor. Su, dünyanın sunmuş olduğu en değerli hazinedir. Fakat, yıllar boyu inanılmaz bir sorumlulukla dünyanın her tarafında çok kötü kullanılıyor." diye konuştu.

HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan ise ormanın yapay bir şey değil, doğal bir habitat olduğunu söyledi. İstanbul'un kuzey ormanlarına ilişkin bir fotoğrafı gösteren Paylan, "İstanbul'un meraları, ormanları şu anda ranta açılmış durumdadır." iddiasında bulundu.

Karadeniz'de yürütülen "Yeşil Yol Projesi"nden vazgeçilmesi gerektiğini savunan Paylan, hidroelektrik santrallerinin (HES) ekolojiye zarar verdiğini ve ekolojiyi değiştirdiğini söyledi.

AK Parti Antalya Milletvekili İbrahim Aydın, ormanların bütün insanlığın ortak değeri olduğunu vurguladı. Ormanlık alanlara ilişkin istatistiki bilgileri paylaşan Aydın, "Orman alanımız son 15 yılda 1 milyon 500 bin hektar artmıştır. Bu artışla ülkemiz, dünya orman varlığını arttıran önemli ülkeler arasında yer almaktadır." ifadelerini kullandı.

Aydın, orman yangınlarına ilişkin son yıllarda büyük bir aşama kaydedildiğini dile getirdi.

MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Sayıştay önerilerinin ayrı bir oturum şeklinde görüşülmesi gerektiğini belirtti. Kalaycı, MHP olarak, ormanların ve doğal çevrenin korunması, işgale ve yağmaya prim verilmemesi, teşvik edilmemesi ile birlikte orman köylüsünün mülkiyet sorununun da çözülmesi gerektiğini savunduklarını dile getirdi.

"Ormanlar en büyük karasal ekosistemdir ve en değerli doğal varlıklarımızdan biridir." diyen Kalaycı, ormanlara zarar verecek hiçbir faaliyet ve eyleme izin verilmemesi gerektiğini kaydetti.

AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Ali Cevheri, "Bugün Şanlıurfa bir istikrar ve huzur şehriyse bu güzelliğini GAP'a borçludur. GAP adeta Güneydoğu Anadolu'nun sigortası olmuştur." dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, bakanlığın bazı konularda verdiği rakamlar ile başka kuruluşların verdiği rakamların uyuşmadığını savundu.

Bekaroğlu, "Avrupa'da kişi başına düşen yeşil alan 20 mekrekareyken, Türkiye'de 5 metrekaredir. En fazla orman alanına sahip ülkeler sıralamasında Türkiye 190 ülke arasında 139'uncudur." ifadesini kullandı.

AK Parti Kocaeli Milletvekili Sami Çakır, suyun hakça ve verimli kullanımının önemine dikkati çekerek, "Türkiye'nin milli akarsuları olduğu kadar, Türkiye'de doğup başka ülkelerde denize dökülen ya da kaynağını başka ülkelerde alarak Türkiye'de denize dökülen sınır aşan veya sınır oluşturan akarsular da bulunmaktadır. Türkiye'nin yaklaşık 2 bin 900 kilometre olan toplam kara sınır uzunluğunun yaklaşık 600 kilometresini akarsular oluşturmaktadır." diye konuştu.

CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, dünyada her 10 kişiden birinin güvenilir suya erişemediğini, her beş kişiden birinin ise içilebilir temiz sudan mahrum olduğunu söyledi. Ormanlara yönelik politikaları eleştiren Çam, "AKP döneminde orman alanları, biyolojik çeşitlilik, yaban hayatı ve orman nitelik durumları dikkate alınmaksızın saldırı altında tutularak deyimi yerindeyse yok etmeye endeksli girişimlere sahne olmuştur." ifadesini kullandı.

AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Ali Cevheri ise Güneydoğu Anadolu Projesi'nin (GAP) sadece tarım sektörünü kalkındırmadığını aynı zamanda Türkiye'nin enerji ihtiyacının büyük bir bölümünü karşıladığını söyledi. GAP'ın aynı zamanda insani gelişmeye dayalı, ekonomik ve sosyal bütünleşme ile kalkınmayı hedefleyen, refah seviyesini arttıran ve çevreyi önceleyen sosyal bir proje olduğuna işaret eden Cevheri, "Bugün Şanlıurfa bir istikrar ve huzur şehriyse bu güzelliğini GAP'a borçludur. GAP adeta Güneydoğu Anadolu'nun sigortası olmuştur." değerlendirmesinde bulundu.

Cevheri, orman konusunda Şanlıurfa'nın Türkiye'nin en fakir ili olduğunu da anımsattı.

HDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan, ormanı, ekosistemi ve doğayı korumanın herkesin temel sorunu olduğunu dile getirdi.

AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, AK Parti ile Türkiye, hatta dünya gündemine bir kavramın daha geldiğini bunun da "eser siyaseti" olduğunu dile getirdi. Aydemir, "Biz, eser siyaseti yapıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız bu hali çok güzel tarif etmiştir. Aynen şöyle söylüyor: 'Ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimiz 15 yıldır istismar siyaseti yerine eser siyasetini tercih ettik.' Bu hali hayata geçirdiğimiz için milli irade de karşılık buluyor. Bunu hep devam ettireceğiz." dedi.

Aydemir, AK Parti'nin Türkiye'de tüm ezberleri ve öncelikle de muhalif ezberleri bozduğunu söyledi.

Konuşmaların ardından soru-cevap bölümüne geçildi.

****HABERİN DEVAMINI "İLGİLİ DOKÜMANALAR" BÖLÜMÜNDE BULABİLİRSİNİZ.****