
2011-01-27 - 10:33
Emniyet teşkilatında 10 yılını doldurmuş polislerin askerlik hizmetini yapmış sayılmasını öngören tasarı TBMM Milli Savunma Komisyonunda kabul edildi.
Emniyet teşkilatında 10 yılını doldurmuş
polislerin askerlik hizmetini yapmış sayılmasını öngören tasarı TBMM Milli
Savunma Komisyonunda kabul edildi.
Tasarı, Askerlik Kanunu'nda bu yönde değişiklik yapılmasını öngörüyor.
Buna göre, Emniyet Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında
bulunan ve Emniyet Hizmetleri Sınıfına mensup personel ile mezun olup göreve
başlamak kaydıyla polis eğitim ve öğretim kurumlarında öğrenim görmekte olanlar
ve bu kurumların giriş sınavlarını kazanmış olanlardan askerlik hizmetini
yapmamış olanların askere celp ve sevk işlemleri ertelenecek.
Bu yükümlülerden Emniyet teşkilatında 10 yıllık hizmet süresini
tamamlayanlar; askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacak. Bu yükümlüler ile
ilgili bilgiler, İçişleri Bakanlığı tarafından Milli Savunma Bakanlığına
gönderilerek nüfus kayıtlarına işlenmesi sağlanacak.
Tasarıya göre, 10 yıllık sürenin başlangıcında, polis eğitim ve öğretim
kurumlarından mezun olarak fiilen göreve başlanılan tarih esas olacak. 10 yıllık
süre tamamlanmadan herhangi bir nedenle Emniyet teşkilatından ayrılan veya başka
kuruma nakledilen veya bu süre içinde meslekten ilişiği kesilen personel, genel
hükümlere göre askerlik hizmetini yerine getirecek.
Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, bu kapsama giren
personelden, halen askerlik hizmetlerini yerine getirmekte olanların, askerlik
hizmetleri durdurularak terhis edilecek ve görevlerine iade edilecek.
Tasarı yurt dışında görev yapan veya eğitimini yurt dışında sürdüren
polisleri de kapsayacak. Düzenleme kapsamına giren polisler hakkındaki yoklama
kaçağı ve bakaya gibi suçlardan adli takibat yapılamayacak, başlatılan
tahkikatlar da durdurulacak.
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, polislerin 2
sene silahlı ve hukuki eğitim aldığını belirterek, ''Silahlı kuvvetlerde alınacak
eğitimin burada alındığı farz edilerek bu tasarı getirilmiştir'' dedi.
TBMM Milli Savunma Komisyonunda, 10 yılını dolduran polislerin askerlik
hizmetini yerine getirmiş sayılmasını öngören tasarıyı sunan Vecdi Gönül,
askerlik hizmetini düzenleyen Anayasa'nın 72. maddesinde, ''Vatan hizmeti her
Türk'ün hakkı ve ödevidir'' denildiğini belirterek, bu hizmetin silahlı
kuvvetlerde ya da kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceğinin kanunla
düzenleneceğini bildirdi. Bakan Gönül, şöyle konuştu:
''Demek ki askerlik hizmeti yalnız bir ödev değil, aynı zamanda kimsenin
mahrum edilemeyeceği bir haktır. Ancak bu hizmetin silahlı kuvvetlerde veya kamu
kesiminde yapılması Anayasa'da öngörülmüştür. Nitekim daha önce bazı meslek
mensupları askerlik temel eğitimini aldıktan sonra, kamu hizmetlerinde
görevlendirilmişlerdir ve mesleklerini sivil olarak yapmaya devam etmişlerdir.
Öğretmenler askerlik eğitimini aldıktan sonra şartları daha zor olan yerlerde
mesleklerini yapmaktadırlar.
Bu tasarının diğerlerinden en önemli farkı, askerlik eğitim hizmetinin de
ilk defa öngörülmemiş olmasıdır. Silahlı bir kuvvet olan Emniyet Genel
Müdürlüğünün, lise mezunu olan polislerini ele alacak olursak, 2 sene silahlı ve
hukuki eğitim almaktadır. Bu nedenle silahlı kuvvetlerde alınacak eğitimin de
burada alındığı farz edilerek, bu tasarı getirilmiştir.''
Milli Savunma Bakanı Gönül, harp okulunu terk eden askeri öğrencilerin de
askerlik yapması gibi, emniyet teşkilatından 10 yıldan önce ayrılan polislerin de
bu haktan yararlanamayacağının tasarıda hüküm altına alındığını kaydetti.
Emniyet teşkilatının kurulduğu 165 yıldan beri, bütün vatandaşların gece
ve gündüz başvurduğu bir kurum olduğunu ifade eden Gönül, ''Meslek hayatımın bir
bölümünü de genel müdürleri olarak çalıştığımın bu teşkilatın hizmetlerine karşı
gösterilmiş bir vefa olarak da telakki edilebilir bu tasarı'' dedi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay da komisyona bilgi verirken emniyet
teşkilatında yaklaşık 214 bin polisin bulunduğunu söyledi.
Bunun 38 bin 415'inin askerliğini yapmadığını belirten Atalay, bunların
36 bin 213'ünün hiç askere gitmediğini, 2 bin 202'sinin de askerlik hizmetini
yaptığını bildirdi.
Bakan Atalay, tasarının polis teşkilatı için önemine işaret ederek,
''Polis adaylarımız zaten uzun bir güvenlik eğitimi almaktadır. Ömürleri de
güvenlik görevlisi olarak geçmektedir. Hiç bir Avrupa ülkesinde de polislerin
askerlik hizmeti yapması gibi bir şey söz konusu değildir'' diye konuştu.
Beşir Atalay, tasarının oluşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner'in önemli destekleri olduğunu
belirterek, her ikisine de teşekkür etti.
MHP İzmir Milletvekili Erdal Sipahi ise tasarıya temelden karşı olduğunu
söyledi.
Polis teşkilatının kendisine tanınacak her türlü imkana fazlasıyla layık
olduğunu anlatan Sipahi, Bakan Gönül'ün, ''Polis 2 sene silahlı ve hukuki eğitim
alıyor, bu nedenle bu eğitimi aldığı farz edilerek bu tasarı getirilmiştir''
sözlerini eleştirdi.
Polislerin en azından temel askerlik eğitimini alarak, Anayasa'nın 72.
maddesinde düzenlenen ''vatan hizmeti görevini yerine getirmeleri'' gerektiğini
savunan Sipahi, ''Siz, bu görevi yapmış olduğu farz edilerek, sadece polise
mahsus bir konuyu vatan hizmeti kapsamından çıkartırsanız, çok büyük bir vebal
altına girersiniz'' dedi.
MHP'li Sipahi, terörle mücadelenin en yoğun olduğu 1994 yılında Şırnak'ta
komutan olarak görev yaptığını anımsattı. Cizre Emniyet Müdürlüğüne ve
lojmanlarına saldıran PKK'lı teröristlerden, olayın ardından yakalanan birisinin,
''Polisin eğitimsizliğini biliyorduk, bu yüzden saldırdık'' dediğini kaydeden
Sipahi, polisin mutlaka askeri eğitim alması gerektiğini vurguladı.
''Apartman güvenlik görevlisi bile alırken askerlik yapma şartı
arıyorsunuz. Ancak vatandaşın canını, malını teslim ettiğiniz polisin askerlik
yapmamasının nedenini bana söyleyin'' diyen Sipahi, bundan sonra her meslek
grubunun ''polis askerlik yapmıyor, ben de yapmak istemiyorum'' diyeceğini öne
sürdü.
Sipahi, İçişleri Bakanı Atalay'ın, kendisinin Jandarma Genel
Komutanlığının bütçesi üzerinde yaptığı konuşmadan rahatsız olduğunu belirterek,
''Onun hesabını ayrıca göreceğiz, ben ayrıldıktan sonra sarfettiği sözlerini,
kendisine misliyle iade ediyorum'' dedi.
Sipahi, ''Türk polisi ile askerini karşı karşıya getirmeyin. İçişleri
Bakanı, sürekli olarak Milli Savunma Bakanlığının yetki ve görev alanına girme
konusunda aşırı ısrarlı ve saldırgan. Hudut birliği kurulması konusundaki
çalışmayı neden Polis Akademisinde başlattınız da silahlı kuvvetlerde
başlatmadınız? Bunlar Hükümetin askere karşı art niyetinin göstergesi. Birtakım
alternatif ordu kurma konusundaki art niyetleri... Milli Savunma Bakanlığının
görev alanına İçişleri Bakanlığının sürekli girme merakını ki bu rejimlerin adına
ya polis rejimi ya faşizm ya da molla rejimi denir'' diye konuştu.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, polislerin
askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılmasını öngören tasarının tutarlı, çağdaş
ve uluslararası gelişmelere paralel bir karar olduğunu söyledi.
Atalay, TBMM Milli Savunma Komisyonunda, polislerin askerlik durumu ile
ilgili tasarının görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada, günümüzde hiçbir Avrupa
ülkesinde, polisin ayrıca askerlik yapmadığını belirtti.
Polislik mesleğinin bir güvenlik mesleği olduğunu, polislerin uzun bir
eğitim gördüğünü kaydeden Atalay, ''Bizim temel gerekçemiz budur. Bu konu
yıllarca tartışıldı ve yıllardır gündemdedir. Biz bu yıl içinde uzunca üzerinde
çalıştık. Konunun çok boyutu var. Silahlı kuvvetlerin ihtiyaçları var. Bütün
bunlar değerlendirildi ve birlikte karar verildi. Tasarı, çok tutarlı, çağdaş ve
uluslararası gelişmelere paralel bir karardır'' diye konuştu.
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül de tasarıyla ''Emniyet teşkilatı ile
Silahlı Kuvvetlerin karşı karşıya getirileceği'' yönündeki eleştiriyi
yanıtladı.
Polis Akademisi Marşı'nda, ''Sınırda ordu bekler, dahilde biz bekleriz''
şeklinde bir ifade bulunduğunu anımsatan Gönül, ''Bir teşkilat düşünün ki orduyla
kendisini bu kadar özdeşleştirmiş ve kendi marşına orduyu koymuş'' dedi.
Bu açıdan Emniyet Teşkilatı ve Türk Silahlı Kuvvetlerini her zaman bir
arada düşündüklerini belirten Gönül, şöyle devam etti:
''Zaten bu ikisinin ortasında öyle bir teşkilat var ki Jandarma...
Silahlı kuvvetlerdir ama emniyet görevi yapar. Sahil Güvenlik de öyledir. Bunlar
birbirine destek olan teşkilatlardır.
Konunun, 'hiç askerlik yapmayacaklar' gibi algılanması mümkün. Ancak eğer
öyle düşünülüyorsa, hiç askerlik yapmayanlar var. Mesela daha yeni kabul ettiniz;
yurt dışında 43 yaşını geçen Türk vatandaşı 15 bin avro öderse askerlik
yapmayacak. O ödediği para, vatan hizmetinin karşılığı sayılıyor. Bunu sizler
kabul ettiniz. Bu konu muhalefetsiz geçti diye hatırlıyorum.'' (11.45)
polislerin askerlik hizmetini yapmış sayılmasını öngören tasarı TBMM Milli
Savunma Komisyonunda kabul edildi.
Tasarı, Askerlik Kanunu'nda bu yönde değişiklik yapılmasını öngörüyor.
Buna göre, Emniyet Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında
bulunan ve Emniyet Hizmetleri Sınıfına mensup personel ile mezun olup göreve
başlamak kaydıyla polis eğitim ve öğretim kurumlarında öğrenim görmekte olanlar
ve bu kurumların giriş sınavlarını kazanmış olanlardan askerlik hizmetini
yapmamış olanların askere celp ve sevk işlemleri ertelenecek.
Bu yükümlülerden Emniyet teşkilatında 10 yıllık hizmet süresini
tamamlayanlar; askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacak. Bu yükümlüler ile
ilgili bilgiler, İçişleri Bakanlığı tarafından Milli Savunma Bakanlığına
gönderilerek nüfus kayıtlarına işlenmesi sağlanacak.
Tasarıya göre, 10 yıllık sürenin başlangıcında, polis eğitim ve öğretim
kurumlarından mezun olarak fiilen göreve başlanılan tarih esas olacak. 10 yıllık
süre tamamlanmadan herhangi bir nedenle Emniyet teşkilatından ayrılan veya başka
kuruma nakledilen veya bu süre içinde meslekten ilişiği kesilen personel, genel
hükümlere göre askerlik hizmetini yerine getirecek.
Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, bu kapsama giren
personelden, halen askerlik hizmetlerini yerine getirmekte olanların, askerlik
hizmetleri durdurularak terhis edilecek ve görevlerine iade edilecek.
Tasarı yurt dışında görev yapan veya eğitimini yurt dışında sürdüren
polisleri de kapsayacak. Düzenleme kapsamına giren polisler hakkındaki yoklama
kaçağı ve bakaya gibi suçlardan adli takibat yapılamayacak, başlatılan
tahkikatlar da durdurulacak.
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, polislerin 2
sene silahlı ve hukuki eğitim aldığını belirterek, ''Silahlı kuvvetlerde alınacak
eğitimin burada alındığı farz edilerek bu tasarı getirilmiştir'' dedi.
TBMM Milli Savunma Komisyonunda, 10 yılını dolduran polislerin askerlik
hizmetini yerine getirmiş sayılmasını öngören tasarıyı sunan Vecdi Gönül,
askerlik hizmetini düzenleyen Anayasa'nın 72. maddesinde, ''Vatan hizmeti her
Türk'ün hakkı ve ödevidir'' denildiğini belirterek, bu hizmetin silahlı
kuvvetlerde ya da kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceğinin kanunla
düzenleneceğini bildirdi. Bakan Gönül, şöyle konuştu:
''Demek ki askerlik hizmeti yalnız bir ödev değil, aynı zamanda kimsenin
mahrum edilemeyeceği bir haktır. Ancak bu hizmetin silahlı kuvvetlerde veya kamu
kesiminde yapılması Anayasa'da öngörülmüştür. Nitekim daha önce bazı meslek
mensupları askerlik temel eğitimini aldıktan sonra, kamu hizmetlerinde
görevlendirilmişlerdir ve mesleklerini sivil olarak yapmaya devam etmişlerdir.
Öğretmenler askerlik eğitimini aldıktan sonra şartları daha zor olan yerlerde
mesleklerini yapmaktadırlar.
Bu tasarının diğerlerinden en önemli farkı, askerlik eğitim hizmetinin de
ilk defa öngörülmemiş olmasıdır. Silahlı bir kuvvet olan Emniyet Genel
Müdürlüğünün, lise mezunu olan polislerini ele alacak olursak, 2 sene silahlı ve
hukuki eğitim almaktadır. Bu nedenle silahlı kuvvetlerde alınacak eğitimin de
burada alındığı farz edilerek, bu tasarı getirilmiştir.''
Milli Savunma Bakanı Gönül, harp okulunu terk eden askeri öğrencilerin de
askerlik yapması gibi, emniyet teşkilatından 10 yıldan önce ayrılan polislerin de
bu haktan yararlanamayacağının tasarıda hüküm altına alındığını kaydetti.
Emniyet teşkilatının kurulduğu 165 yıldan beri, bütün vatandaşların gece
ve gündüz başvurduğu bir kurum olduğunu ifade eden Gönül, ''Meslek hayatımın bir
bölümünü de genel müdürleri olarak çalıştığımın bu teşkilatın hizmetlerine karşı
gösterilmiş bir vefa olarak da telakki edilebilir bu tasarı'' dedi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay da komisyona bilgi verirken emniyet
teşkilatında yaklaşık 214 bin polisin bulunduğunu söyledi.
Bunun 38 bin 415'inin askerliğini yapmadığını belirten Atalay, bunların
36 bin 213'ünün hiç askere gitmediğini, 2 bin 202'sinin de askerlik hizmetini
yaptığını bildirdi.
Bakan Atalay, tasarının polis teşkilatı için önemine işaret ederek,
''Polis adaylarımız zaten uzun bir güvenlik eğitimi almaktadır. Ömürleri de
güvenlik görevlisi olarak geçmektedir. Hiç bir Avrupa ülkesinde de polislerin
askerlik hizmeti yapması gibi bir şey söz konusu değildir'' diye konuştu.
Beşir Atalay, tasarının oluşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner'in önemli destekleri olduğunu
belirterek, her ikisine de teşekkür etti.
MHP İzmir Milletvekili Erdal Sipahi ise tasarıya temelden karşı olduğunu
söyledi.
Polis teşkilatının kendisine tanınacak her türlü imkana fazlasıyla layık
olduğunu anlatan Sipahi, Bakan Gönül'ün, ''Polis 2 sene silahlı ve hukuki eğitim
alıyor, bu nedenle bu eğitimi aldığı farz edilerek bu tasarı getirilmiştir''
sözlerini eleştirdi.
Polislerin en azından temel askerlik eğitimini alarak, Anayasa'nın 72.
maddesinde düzenlenen ''vatan hizmeti görevini yerine getirmeleri'' gerektiğini
savunan Sipahi, ''Siz, bu görevi yapmış olduğu farz edilerek, sadece polise
mahsus bir konuyu vatan hizmeti kapsamından çıkartırsanız, çok büyük bir vebal
altına girersiniz'' dedi.
MHP'li Sipahi, terörle mücadelenin en yoğun olduğu 1994 yılında Şırnak'ta
komutan olarak görev yaptığını anımsattı. Cizre Emniyet Müdürlüğüne ve
lojmanlarına saldıran PKK'lı teröristlerden, olayın ardından yakalanan birisinin,
''Polisin eğitimsizliğini biliyorduk, bu yüzden saldırdık'' dediğini kaydeden
Sipahi, polisin mutlaka askeri eğitim alması gerektiğini vurguladı.
''Apartman güvenlik görevlisi bile alırken askerlik yapma şartı
arıyorsunuz. Ancak vatandaşın canını, malını teslim ettiğiniz polisin askerlik
yapmamasının nedenini bana söyleyin'' diyen Sipahi, bundan sonra her meslek
grubunun ''polis askerlik yapmıyor, ben de yapmak istemiyorum'' diyeceğini öne
sürdü.
Sipahi, İçişleri Bakanı Atalay'ın, kendisinin Jandarma Genel
Komutanlığının bütçesi üzerinde yaptığı konuşmadan rahatsız olduğunu belirterek,
''Onun hesabını ayrıca göreceğiz, ben ayrıldıktan sonra sarfettiği sözlerini,
kendisine misliyle iade ediyorum'' dedi.
Sipahi, ''Türk polisi ile askerini karşı karşıya getirmeyin. İçişleri
Bakanı, sürekli olarak Milli Savunma Bakanlığının yetki ve görev alanına girme
konusunda aşırı ısrarlı ve saldırgan. Hudut birliği kurulması konusundaki
çalışmayı neden Polis Akademisinde başlattınız da silahlı kuvvetlerde
başlatmadınız? Bunlar Hükümetin askere karşı art niyetinin göstergesi. Birtakım
alternatif ordu kurma konusundaki art niyetleri... Milli Savunma Bakanlığının
görev alanına İçişleri Bakanlığının sürekli girme merakını ki bu rejimlerin adına
ya polis rejimi ya faşizm ya da molla rejimi denir'' diye konuştu.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, polislerin
askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılmasını öngören tasarının tutarlı, çağdaş
ve uluslararası gelişmelere paralel bir karar olduğunu söyledi.
Atalay, TBMM Milli Savunma Komisyonunda, polislerin askerlik durumu ile
ilgili tasarının görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada, günümüzde hiçbir Avrupa
ülkesinde, polisin ayrıca askerlik yapmadığını belirtti.
Polislik mesleğinin bir güvenlik mesleği olduğunu, polislerin uzun bir
eğitim gördüğünü kaydeden Atalay, ''Bizim temel gerekçemiz budur. Bu konu
yıllarca tartışıldı ve yıllardır gündemdedir. Biz bu yıl içinde uzunca üzerinde
çalıştık. Konunun çok boyutu var. Silahlı kuvvetlerin ihtiyaçları var. Bütün
bunlar değerlendirildi ve birlikte karar verildi. Tasarı, çok tutarlı, çağdaş ve
uluslararası gelişmelere paralel bir karardır'' diye konuştu.
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül de tasarıyla ''Emniyet teşkilatı ile
Silahlı Kuvvetlerin karşı karşıya getirileceği'' yönündeki eleştiriyi
yanıtladı.
Polis Akademisi Marşı'nda, ''Sınırda ordu bekler, dahilde biz bekleriz''
şeklinde bir ifade bulunduğunu anımsatan Gönül, ''Bir teşkilat düşünün ki orduyla
kendisini bu kadar özdeşleştirmiş ve kendi marşına orduyu koymuş'' dedi.
Bu açıdan Emniyet Teşkilatı ve Türk Silahlı Kuvvetlerini her zaman bir
arada düşündüklerini belirten Gönül, şöyle devam etti:
''Zaten bu ikisinin ortasında öyle bir teşkilat var ki Jandarma...
Silahlı kuvvetlerdir ama emniyet görevi yapar. Sahil Güvenlik de öyledir. Bunlar
birbirine destek olan teşkilatlardır.
Konunun, 'hiç askerlik yapmayacaklar' gibi algılanması mümkün. Ancak eğer
öyle düşünülüyorsa, hiç askerlik yapmayanlar var. Mesela daha yeni kabul ettiniz;
yurt dışında 43 yaşını geçen Türk vatandaşı 15 bin avro öderse askerlik
yapmayacak. O ödediği para, vatan hizmetinin karşılığı sayılıyor. Bunu sizler
kabul ettiniz. Bu konu muhalefetsiz geçti diye hatırlıyorum.'' (11.45)