2008-04-21 - 15:05
Öymen, bir ABD gazetesinde kendisine atfen yer verilen türban konusundaki haberle ilgili olarak, ''Gazeteci, türban konusundaki sözleri bir cümleyle özetlemiş ve sanki ben söylemişim gibi yazmış. Bu gazeteler grubunun editörüne bir mektup gönderdim'' dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Onur Öymen,
TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, ABD gazetesinde yer alan
sözlerine açıklık getirdi. Öymen, haberi bir gazetede görünce önce
çeviri hatası sandığını ifade ederek, şunları söyledi:
''Orijinal metnini aradım, internette buldum. Orijinal haber de bizim
gazetede yazılandan farklı değil. Tek farkı şu: Bana atfen yazdıkları
sözleri tırnak içine almışlar, türbanla ilgili lafları tırnak içine
almayarak, gazetecinin kendi izlenimi gibi yazmış. Ama o kadar inceliğe
belki dikkat edilmemiş olabilir.
ABD'li gazeteci beni ziyaret etti, AKP'nin kapatılmasıyla ilgili görüşme
yaptık. Bu vesileyle türbanla ilgili görüşlerimizi de sordu. Görüşlerimi
şu şekilde açıkladım:
Bireysel tercih olarak insanların türban takmasına bizim saygımız
vardır. Buna itirazımız olamaz.
Anayasa Mahkememizin türbanın kamu alanlarında, üniversitelerde
kullanılmasını yasaklayan bir kararı var. Herkesin buna uyması lazım.
Türbanın bir siyasi simge olarak kullanılmasına karşıyız. Bir üniforma
gibi kullanılmasına karşıyız. Çünkü demokratik ülkelerde giysiler, bir
üniforma gibi bir siyasi simge gibi kullanılamaz. Ne yazık ki Sayın
Başbakanımız, bir süre önce bunun siyasi simge olarak kullanılmasında
bir sakınca olmadığı görüşünü dile getirdi, 'Velev ki siyasi simge
olsun' dedi. İşte biz, bunu çok sakıncalı buluyoruz. Ancak otoriter
ülkelerde bu duruma rastlanır. Örnek olarak da Mussolini İtalya'sında ve
Hitler Almanya'sında gençlerin belli renk gömlek giymelerini örnek
verdim.
Bugün demokratik ülkelerde, sokakta insanların kıyafetine bakarak siyasi
kanaatini anlayamazsınız. O nedenle biz, bunu demokratik bulmuyoruz.
Demokratik sistemimize uymuyor. Bizim laiklik sistemimizi anlattım.
Bizde laiklik, bir taraftan bireysel dini özgürlükleri kapsar, bir
taraftan da din işlerinin devlet işlerinin hukuka ve eğitime
karıştırılmamasını kapsar. Bunları anlattım.''
Gazetecinin bu kadar sözü bir cümleyle özetlediğini ve sanki kendisi
söylemiş gibi yazdığını anlatan Onur Öymen, ''Bu gazeteler grubunun
editörüne bir mektup gönderdim. Bunu bazılarının hakikaten bizim
görüşlerimiz gibi değerlendirip yorumlar yapmalarını doğrusunu
isterseniz yadırgadım'' diye konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öymen, parti olarak şimdiye kadar
savundukları görüşlerde bir değişiklik olmadığını belirterek, ''Bireysel
olarak da parti olarak da daime savunduğumuz; insanların kişisel
tercihlerine saygı göstermek ama dini siyaset aracı yapmamak, dini
siyasi amaçla kullanmamak ve belli giysileri siyasi simge haline
getirmemek... O nedenle Sayın Başbakanın türbanın siyasi simge
olabileceği yolundaki görüşlerini eleştirdik'' dedi.
Öymen, ABD yayınlanan gazeteler grubu McClatchy'nin editörüne haberin
düzeltilmesiyle ilgili gönderdiği mektubu da gazetecilere dağıttı.
TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, ABD gazetesinde yer alan
sözlerine açıklık getirdi. Öymen, haberi bir gazetede görünce önce
çeviri hatası sandığını ifade ederek, şunları söyledi:
''Orijinal metnini aradım, internette buldum. Orijinal haber de bizim
gazetede yazılandan farklı değil. Tek farkı şu: Bana atfen yazdıkları
sözleri tırnak içine almışlar, türbanla ilgili lafları tırnak içine
almayarak, gazetecinin kendi izlenimi gibi yazmış. Ama o kadar inceliğe
belki dikkat edilmemiş olabilir.
ABD'li gazeteci beni ziyaret etti, AKP'nin kapatılmasıyla ilgili görüşme
yaptık. Bu vesileyle türbanla ilgili görüşlerimizi de sordu. Görüşlerimi
şu şekilde açıkladım:
Bireysel tercih olarak insanların türban takmasına bizim saygımız
vardır. Buna itirazımız olamaz.
Anayasa Mahkememizin türbanın kamu alanlarında, üniversitelerde
kullanılmasını yasaklayan bir kararı var. Herkesin buna uyması lazım.
Türbanın bir siyasi simge olarak kullanılmasına karşıyız. Bir üniforma
gibi kullanılmasına karşıyız. Çünkü demokratik ülkelerde giysiler, bir
üniforma gibi bir siyasi simge gibi kullanılamaz. Ne yazık ki Sayın
Başbakanımız, bir süre önce bunun siyasi simge olarak kullanılmasında
bir sakınca olmadığı görüşünü dile getirdi, 'Velev ki siyasi simge
olsun' dedi. İşte biz, bunu çok sakıncalı buluyoruz. Ancak otoriter
ülkelerde bu duruma rastlanır. Örnek olarak da Mussolini İtalya'sında ve
Hitler Almanya'sında gençlerin belli renk gömlek giymelerini örnek
verdim.
Bugün demokratik ülkelerde, sokakta insanların kıyafetine bakarak siyasi
kanaatini anlayamazsınız. O nedenle biz, bunu demokratik bulmuyoruz.
Demokratik sistemimize uymuyor. Bizim laiklik sistemimizi anlattım.
Bizde laiklik, bir taraftan bireysel dini özgürlükleri kapsar, bir
taraftan da din işlerinin devlet işlerinin hukuka ve eğitime
karıştırılmamasını kapsar. Bunları anlattım.''
Gazetecinin bu kadar sözü bir cümleyle özetlediğini ve sanki kendisi
söylemiş gibi yazdığını anlatan Onur Öymen, ''Bu gazeteler grubunun
editörüne bir mektup gönderdim. Bunu bazılarının hakikaten bizim
görüşlerimiz gibi değerlendirip yorumlar yapmalarını doğrusunu
isterseniz yadırgadım'' diye konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öymen, parti olarak şimdiye kadar
savundukları görüşlerde bir değişiklik olmadığını belirterek, ''Bireysel
olarak da parti olarak da daime savunduğumuz; insanların kişisel
tercihlerine saygı göstermek ama dini siyaset aracı yapmamak, dini
siyasi amaçla kullanmamak ve belli giysileri siyasi simge haline
getirmemek... O nedenle Sayın Başbakanın türbanın siyasi simge
olabileceği yolundaki görüşlerini eleştirdik'' dedi.
Öymen, ABD yayınlanan gazeteler grubu McClatchy'nin editörüne haberin
düzeltilmesiyle ilgili gönderdiği mektubu da gazetecilere dağıttı.
