2016-01-25 - 14:55
2016 YILI BÜTÇESİ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU'NDA...
Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2016 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine devam ediliyor.
Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2016 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine devam ediliyor.

AK PARTİ Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığındaki komisyon, tasarının geneli üzerindeki görüşmeler için toplandı.

Toplantıda ilk sözü olan CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, 2016 yılı bütçesinin hayırlı olmasını isteyerek, komisyonda yapılacak eleştirilerin asla kişisel olmadığını, ülke menfaatleri doğrultusunda dile getirildiğini vurguladı.

Dış borç miktarına dikkati çeken ve devletin borcuna "Benim borcum değil, özel sektörün borcu" diyerek bakmanın mümkün olmadığını belirten Temizel, devletin borcunun milletin borcu olduğunu, bunun olumsuz etkilerinin toplumun tüm kesimlerinde hissedileceğini söyledi.

Yatırımcıların döviz kurlarına, enflasyonun seyrine ve faizlere bakarak harekete geçtiğine işaret eden Temizel, "Bütçenin üzerine oturtulduğu veriler inandırıcı değil. Bu şartlarda yatırım yapmak isteyenler varsa, onlarla konuşmak isterim. Çünkü görmediğimiz, bilmediğimiz mutlaka bir şeyler vardır" ifadesini kullandı.

MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, Sayıştay raporlarının düzenlenerek Meclise gönderilmesini eleştirdi. Raporların "kuşa çevrildiği" savunan Günal, bunun milletvekillerinin denetim görevini hakkıyla yapmasına engel olduğunu bildirdi.

Sayıştay Raporlarında bilgi ve veri eksiklikleri olduğunu iddia eden Günal, "24 belediye şirketinin denetlenmesinin sonucu, bize sunulan raporda yarım sayfa bile yok. Böyle rapor olmaz. Sizlerin insafına, vicdanına sunuyorum" dedi.

2014 yılı Kesin Hesaplarının da mevcut Sayıştay raporlarıyla görüşülmesinin mümkün olmadığını ileri süren Günal, tamamlayıcı bilgiler gönderilmeden yapılan görüşmelerin sağlıklı sonuç vermeyeceğini ifade etti.

Günal, bütçedeki ödenek üstü harcamalara işaret ederek, buna ilişkin yetki ve denetim mekanizmasıyla ilgili eleştirilerde de bulundu.

HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, bir ülkenin bütçesinin o ülkenin vicdanı olduğunu söyledi.

Türkiye'nin kötülüğün sıradanlaştığı, insanlık onurunun yerlerde sürüklendiği günlerden geçtiğini öne süren Paylan, bütçede kaynakların nereye aktarıldığını iyi irdelemek gerektiğini belirtti.

Paylan, "Biz şimdi burada kalemleri konuşacağız. Ayırdığımız her kuruş hayra mı gidiyor şerre mi gidiyor, ülkenin barışına mı gidiyor yoksa iç savaşına doğru mu gidiyor bakmamız lazım. Biz HDP olarak Meclise bu ülkenin kaynaklarını geleceğine, demokrasinin kurumsallaşmasına harcamak için geldik. Ancak bu ülkenin siyaseti de parlamento da devre dışıdır. Bu parlamento bir noter hükmündedir. Siz belli kaynaklardan haber alıyorsunuz. Diyorlar ki 'hendek, barikat', gidip bakabildik mi oraya? Araştırma komisyonu kurabildik mi ?" ifadesini kullandı.

Sorunların çözümü için siyasetin devreye sokulmasını isteyen Paylan, "Birileri masayı devirdi, şimdi sadece silahların konuştuğu günlerden geçiyoruz. Siyaseti devreye sokmanın yolu, Meclisten, bütçeden geçer" dedi.

Paylan konuşması sırasında cep telefonu aracılığıyla, Cizre'de çekildiğini söylediği bazı görüntüleri de izletti.

Bunun üzerine komisyonun AK PARTİli üyeleri, Paylan'ın toplantının gündemi dışında bir konuşma yaptığı gerekçesiyle tepki gösterdiler.
HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, "İsterseniz bir metin gönderin de onu okusun. Kürsü dokunulmazlığına inanıyor musunuz, inanmıyor musunuz?" dedi.

Yıldırım tasarının geneli üzerinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin bugün yaşadığı olumsuzlukların yalnızca 2016'da değil, gelecek yıllarda da ekonomiyi derinden etkileyeceğini iddia etti.

"Türkiye'ye giren sermaye dijital sermayedir" diyen Yıldırım, sadece bilgisayar ekranlarında görünün bu sermayenin istihdamı ve üretimi artırmadığını, ülkenin devasa ekonomik sorunlarına çare olamayacağını savundu.

İktidarın kadın istihdamını artırmak için ne önlemler aldığını soran Yıldırım, doğum yapan kadınlara yönelik esnek çalışmayı eleştirdi.
Yıldırım, "Geçen görüştüğümüz torba tasarının sihirli sözcüğü esnek çalışmaydı. İktidarınızda esnek çalışma giderek bütün emekçilere yaygınlaştırılacak" diyerek, esnek çalışmanın işverenin kadın çalışanlar üzerinde mobbing uygulamasına yol açacağını ileri sürdü.

Bütçede askeri harcamalara ayrılan payın azaltılması ve başka alanlara aktarılması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, "Ben asla ama asla, bir maliye bakanının bu kadar askeri harcamadan mutlu olacağına inanmıyorum. Çünkü cefasını o çekecek" dedi.

CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Türkiye'nin bir hukuk devleti olmaktan süratle uzaklaştığını, yaşanan haksızlıkların, hukuksuzlukların gerisinde ise kamu kaynaklarının nasıl talan edildiğinin halktan gizlenmesi niyeti yattığını öne sürdü.

Maliye Bakanlarının bütçe üzerindeki değişiklik yetkilerine işaret eden Çam, bakanların ek ödeneklerle Meclisten geçmiş bütçeyi revize ettiğini savundu. Çam, "Kimden ne saklıyorsunuz, Meclisten, halktan ne saklıyorsunuz? Kimden ne kaçırıyorsunuz? Bütçeyi, Maliye Bakanlığı'nın koridorlarında kendiniz yeniden yapacaksanız, bizi burada gece yarılarına kadar çalıştırmanıza hiç gerek yok" değerlendirmesinde bulundu.
Çam, konuşmasının sonunda Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın bütçe sunuşunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'na teşekkür ettiğini hatırlatarak, "Ben merak ediyorum, Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu bütçede ne rolü var?" diye sordu.

Komisyonda bulunan Maliye Bakanı Ağbal'ın "Rahatsız mı oldunuz?" diye karşılık vermesi üzerine Çam, "Rahatsızlık değil de bu sizin açınızdan çok iyi bir karine değil. Hükümetin başı başbakandır" ifadesini kullandı.

Bakan Ağbal ise Cumhurbaşkanı'nın devletin başı olduğunu söyledi.

MHP Samsun Milletvekili Erhan Usta, maliye politikasının son 12 yılına bakıldığı zaman, Türkiye'nin 2006 veya 2007 yılları sonrası maliye politikalarını yeniden dizayn etmesi gerektiğini ancak bunu başaramadığını ileri sürdü.

Usta, 2016 bütçesinde de bunun çok fazla izini göremediklerini belirterek, Türkiye'de dış kaynak girişli büyüme olduğunu savundu. İhtiyaç neyse ona göre bütçe yapılması gerektiğini kaydeden Usta, hükümetin ve bakanlıkların önceliği belirlediği ortama geçilmesinin çok daha faydalı olacağını söyledi.

Usta, mali disiplinin sadece açığı tutturma meselesi olmadığını, bu yıl da bütçe açığının az da olsa saptığını anlattı.

Usta, "Bütçe, 'nasıl bir bütçe' diye baktığımızda, Sayıştayın, Parlamentonun devre dışı bırakıldığı, millete hesap verilmeyen bir bütçe. Maalesef böyle bir bütçedir" diye konuştu.

CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz ise bütçelerin şeffaf, adaletli, yasalara ve teamüllere uygun olması gerektiğini söyledi.

Durmaz, "2016 bütçesi antidemokratik, dayatmacı ve katılımcılıktan uzaktır. Orta vadeli programların Türkiye'nin yapısal problemlerini çözebilecek kabiliyette olmadığı da açıkça görülmektedir" ifadesini kullandı.

"İşsizlik rakamının düşmesi için en az yüzde 5 büyümenin yakalanması gerekiyor. Görünen o ki işsizlik, önümüzdeki en az 3 yıl Türkiye'nin kanayan yarası olmaya devam edecektir" diyen Durmaz, finans krizi yaşayan birçok ülkenin işsizliği doğal sayıya çektiğini, Türkiye'de ise bu sayının oldukça kontrolsüz ilerlediğini savundu.

Durmaz, "Ülkede gençler geleceğinden umutsuz. Üniversiteli işsizler artık yüz binleri bulmaktadır. İşsiz üniversiteli sayısı AKP döneminde rekor kırdı. Her 4 işsizden birisi üniversitelidir. Üniversite mezunu işsizlik oranı yüzde 12,1 olarak gerçekleşmiştir. Bu veri, Türkiye ekonomisinin hiç de iyi yönetilmediğini gözler önüne sermiştir" dedi.

Durmaz, AK PARTİ iktidarları döneminde yaşanan ekonomik gelişmeleri sıralayarak, Türkiye'nin zenginlik kaynaklarına rağmen dünyada hak ettiği yerde olmadığını öne sürdü.

Durmaz, zamların dar gelirlinin bir ekmeğini daha masasından aldığını belirterek, ekmeğe yapılan zamları anlamakta zorlandıklarını kaydetti.

Karşılarına çıkan büyümenin sağlıklı ve yeterli olmadığını savunan CHP Bursa Milletvekili Lale Karabıyık, olumsuz verilerde konjonktürel dalgalanmaların arkasına sığınıldığını ileri sürdü.

Karabıyık, "Dış pazarlar daralıyor. Dış politikada sorunlar var ve rekabet edebilirlik gücümüz azalmıştır. Düşük enflasyon beklentisi var. Bu, bana çok iddialı geliyor. Merkez Bankası, şu anda enflasyonu tetikleyici bir görünüm içerisindedir" diye konuştu.

Seçimler öncesinde AK PARTİ'nin sürekli istikrar vurgusu yaptığını söyleyen Karabıyık, tek parti iktidarına rağmen, 17 milyar dolar yabancı sermayenin çıktığını ve bunun küresel sermayenin bazı şeyleri istikrarlı görmediği anlamına geldiğini savundu.

AK PARTİ Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu da siyasi istikrarla ekonomik kalkınma arasında güçlü ilişki olduğuna dikkati çekerek, AK PARTİ hükümetleri döneminde de kişi başı milli gelirin arttığını, Türkiye'nin düşük gelir grubu ülkelerinden, orta gelir grubu ülkeler seviyesine yükseldiğini söyledi.

Ekonomik önceliklerin, istikrarlı ve güçlü büyüme, tasarrufların artırılması, mali disiplin ve fiyat istikrarı olduğunu dile getiren Çaturoğlu, "Siyasi istikrarımız, kararlılığımız, geçmiş reform tecrübe ve başarılarımız, bu reformları gerçekleştirme yolunda en önemli teminatlarımızdır" diye konuştu.


Çaturoğlu, 2016 bütçesinin temel özelliklerine bakıldığında, öteden beri olduğu gibi eğitimin birinci öncelik görüldüğünü, ikinci olarak sağlıkta kalitenin artırılmasının planlandığını, kamu ve özel yatırımların desteklendiğini, çalışanların ve emeklilerin mali ve sosyal haklarının geliştirildiğini aktardı.


CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil ise bir ülkede demokrasi doğru işlemez ve bilgi toplumu olma yönünde temel oluşturulmaz ise o ülkede büyüme de olmayacağını kaydederek, "Bu dönemde Türkiye olarak yapılacak her kararlı eylem ve uygulamada bu zamanı, temeli ve gerçekleri görmezden gelerek herhangi bir tercihte bulunmak çok doğru olmayacaktır" dedi.


Son 2-3 yıllık sürece bakıldığında, artık yabancı ve yerli yatırım iştahı kalmadığını, Türkiye'den çıkışlar yaşandığını savunan Tamaylıgil, portföy yatırımlarında ve sıcak para miktarında da azalma olduğunu öne sürdü.

CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu da toplantıda kutsal bir iş yaptıklarını belirterek, iktidar milletvekillerinin komisyona ilgisinin yeterli düzeyde olmadığını söyledi.

Kuşoğlu, "Kul hakkı dediğimiz mesele budur işte. Bununla ilgili buradayız. Somutu budur. Hikaye değil ki buraya gelip de milletvekilliği yapmak. Bunlarla ayrıntılı olarak hepimiz uğraşacağız. Bu, bizim sorumluluğumuz. Kul hakkıdır, vebaldir, hepimiz üzerinde sorumluluktur" ifadesini kullandı.


Bu sözler üzerine AK PARTİ Giresun Milletvekili Cemal Öztürk, komisyon toplantısına partili milletvekilleri olarak ilgi duyduklarını ve katıldıklarını söyledi.

Bazı milletvekillerinin toplantıda ilgisiz konularda da konuştuğunu savunan Öztürk, bunlara cevap vererek, komisyon toplantısını uzatmak istemedikleri için fazla söz almadıklarını kaydetti.


Bütçede en önemli artışın Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı bütçesinde olduğunu dile getiren Kuşoğlu, "Yüzde 454'lük bir artış var. En önemli artış orada. O gösteriyor, Türkiye'nin nereye doğru gitmekte olduğunu. Sıkıntıları gösteriyor" değerlendirmesinde bulundu.


Bütçenin hukuka uygun yapılması gerektiğini anlatan Kuşoğlu, "Bir saray başdanışmanı, en köklü kurumlardan bir tanesi, özel sektör kurumlarından bir tanesi, İş Bankasıyla ilgili olarak diyebiliyor ki 'Buna devlet el koymalıdır'. Böyle bir hukuksuzluk, böyle bir anlayış olur mu ve bu, kamudan gelebilir mi?" şeklinde konuştu.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2016 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

2016 yılı bütçesinin AK PARTİ hükümetlerinin 14'üncü bütçesi olduğuna işaret eden Ağbal, "Dolayısıyla bütçe karnemizi, bütçe performansımızı, ekonomik politikalara ilişkin geçmişimizi her bakımdan test edebileceğimiz, tartışacağımız bir geçmişten geliyoruz" diye konuştu.

Bütçelerde yapılmak istenen, varılmak istenen hedefe varma noktasında 14 yılın hem ekonomik politikalar, hem de kamu maliyesi politikaları anlamında önemli kazanımların elde edildiği bir dönem olduğunu anlatan Ağbal, "2016-2018 Orta Vadeli Programı (OVP) ve 2016 yılı bütçesine bu açıdan bakıldığında bize göre gerçekçidir, bize göre dayandığı varsayımları itibarıyla tutarlıdır. Bize göre bu bütçe gerek gelir, gerekse harcama tarafı itibarıyla makroekonomik varsayımlarla tutarlıdır ve millete vadettiği hizmeti gerçekleştirecek özelliklere sahip bir bütçedir" değerlendirmesinde bulundu.

Bir ekonomi politikası veya bütçenin ancak siyasi istikrar varsa gerçekleştirilebileceğini ifade eden Ağbal, 2016 yılı bütçesinin arkasında yatan en önemli, en kuvvetli varsayımın siyasi istikrar olduğunu söyledi. Geçen yıl kasım ayında gerçekleştirilen genel seçimler sonrasında güçlü bir AK PARTİ hükümetinin kurulduğunu belirten Ağbal, siyasi istikrarın güçlü olmasının OVP'de ve bütçede öngörülen tahmin ve hedeflerin en güçlü dayanaklarının başında geldiğini kaydetti.

Özellikle yeni anayasa çalışmaları ve reform gündeminin bütçenin gerçekçiliğini ortaya koyan ikinci faktör olduğunu dile getiren Ağbal, "Tek başınıza iktidar olabilirsiniz ama eğer bir planınız, programınız, bir reform gündeminiz yoksa, o takdirde o bütçeyle, OVP'yle öngördüğünüz hedeflere ulaşmanız mümkün değil" dedi.

Gelecek 3 yıl boyunca büyüme oranlarında artan bir ivme beklediklerini, enflasyonda aşağı yönlü bir patika ile cari açığın daha da aşağıya geleceğini öngördüklerini ifade eden Ağbal, işsizlik oranlarında ılımlı da olsa aşağıya yönlü bir patika öngördüklerini söyledi.

Bakan Ağbal "Kişi başına milli gelir artacak. Dolayısıyla bütün bunları sağlayacak olan hükümetin gündemidir, planıdır, programıdır, reformudur" şeklinde konuştu.

Seçim beyannamesi ve hükümet programında da ifade ettikleri şekilde güçlü bir reform gündemlerinin olduğunu anlatan Ağbal, "Önümüzdeki dönemde başta yeni anayasa olmak üzere hukuk devletinin daha da güçlendirilmesi, bu anlamda adalet reformu ekonomiye itici güç sağlayacak bir faktör olacaktır" dedi.

Eğitim reformunun da çok önemli olduğuna dikkati çeken Ağbal, bir ülkede beşeri sermayeyi, niteliği yukarı çekecek en önemli faktörün eğitim olduğunu kaydetti.

Ağbal, "Eğitim alanında inşallah yasal ve idari düzenlemelerle hem ilk ve ortaöğretimde hem de özellikle yüksek öğretimde yapacağımız yasal düzenlemelerle önemli bir reform gündemini sizlerin de katkılarıyla gerçekleştireceğiz" görüşüne yer verdi.

Eğitimde üç temel faktör bulunduğunu, bunların eğitim ortamı, öğretmen ve öğrenci olduğunu anlatan Ağbal "Öğrencinin eğitime erişiminden, nitelikli eğitim almasına kadar onu etkileyen bütün çevre faktörlerinin iyileştirilmesi babında, aileden başlayarak sınıfa kadar eğitim ortamının geliştirilmesi anlamında yasal ve idari düzenlemeler yapacağız" şeklinde konuştu.

Kamu yönetimi alanında da önemli bir reform gündemleri olduğuna işaret eden Ağbal, özellikle bürokrasinin azaltılması, bürokratik işlemlerin kaldırılması, merkezi idarelerin yetkilerinin yerel idarelere kaydırılması anlamında çok sayıda düzenleme yapacaklarını ifade etti.

Kamu maliyesi konusuna da değinen Ağbal, "Anayasada öngörülen kamu maliyesi çerçevesini güçlendirmemiz lazım" dedi.

Ağbal, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ve Sayıştay Kanunu ile ilgili yaptıkları yasal düzenlemelerin de Türkiye için önemli birer reform olduğunu anlatarak, bunun daha da geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

Bakan Ağbal, "Biz de zaten hükümet programında önemli bir reform bileşeni olarak kamu maliyesi alanını özellikle seçtik. Çok yakında inşallah Meclise yeni bir kamu ihale kanunu getireceğiz" dedi.

Muhalefetin Sayıştay raporlarına ilişkin eleştirilerini de yanıtlayan Ağbal, şunları kaydetti:

"Yani biliyorsunuz, 2011 yılında yaptığımız Sayıştay Kanunu düzenlemesi önceki hükümetler döneminde yapılmayan bir düzenleme. Bu düzenlemeyi de iktidarıyla muhalefetiyle birlikte yaptık. O yılları da biliyorum. Sayıştay konusuna girerseniz kaybedersiniz çünkü bugün bize gösterdiğiniz Sayıştay raporlarının hiçbirisi 2002'den önce yoktu, yok hükmündeydi. Yani öyle bir rapor düzenlenmiyordu, öyle bir raporu, herhangi bir şekilde parlamentoya getirecek bir yasal çerçeve yoktu. Raporların içeriği konusunu tartışılabiliriz, benim de eleştirilerim var ama bir hakkı teslim edelim; Sayıştay Kanunu ile yapılan bu düzenlemelerle kamu maliyesinde hesap verilebilirlik, şeffaflık, saydamlık güçlendirilmiştir."

***HABERİN DEVAMINA İLGİLİ DOKÜMANLAR KISMINDAN ULAŞABİLİRSİNİZ***