
2011-03-25 - 11:50
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu, sağlık hizmetlerinin hızlandırılmasını amaçlayan yasa teklifini görüşmek üzere komisyon başkanı Cevdet Erdöl başkanlığında toplandı.
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu, sağlık hizmetlerinin hızlandırılmasını amaçlayan yasa teklifini görüşmek üzere komisyon başkanı Cevdet Erdöl başkanlığında toplandı.
AK Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar yaptığı konuşmada, "Bu kapsamlı bir yasa teklifi. 8. Maddede klinik araştırmalar ile ilgili bir düzenleme söz konusu. Tıbbın ilerlemesi ve insan sağlığının iyileştirilmesi konusunda tıbbi cihazların geliştirilip, insan sağlığına sunulması çok önemli. Günümüzde birçok yeni sağlık mensubu hizmet etmeye başladı. Bu konuda da düzenlemeler var." diye konuştu.
CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl ise, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nun 8 aydır hiçbir ciddi konuyu görüşmek için toplanmadığını. Buna karşın meclisin çalışmalarının bitmesine çok kısa bir süre kalmışken böylesine ciddi bir konuyu görüşmek üzere toplanmasının anlaşılabilir bir durum olmadığını belirtti. Bingöl, konuyla ilgili TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nun esas komisyon olmasının da doğru olmadığını ve görüşülecek yasa teklifinin her maddesinin çok önemli olduğunu vurguladı.
MHP Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş "Bu bir an önce çıkması gereken bir kanun. 8-10 aydır boş oturan komisyona 18 Mart 2011'de Cevdet Erdöl ve Necdet Ünüvar imzasıyla bir teklif gönderiliyor. Bugün bu konunun görüşüleceğini ben, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonun da öğrendim."dedi.
CHP Adıyaman Milletvekili Şevket Köse "Türkiye'nin bozulmuş psikolojisini tedavi etmesi gereken komisyonun üyeleriyiz. Birbirimizi anlayalım. Bu görüşmenin bugün yapılması doğru değil, pazartesi gününe erteleyelim."diye konuştu.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise, uzun zamandır bakanlık olarak teklifin içerdiği konularla ilgili çalıştıklarını söyledi. Sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarının karşılanması için görüşmelerin yapıldığını hatırlatan Akdağ, klinik araştırmalarla ilgili maddenin tıkanmış durumda olduğunu, Meclis kapanır ve 7-8 ay bu konu ertelenirse bunun daha da kötü sonuçlar doğurabileceğini belirtti. Meslek gruplarının da ertelenmemesi gereken ihtiyaçları olduğunu söyleyen Akdağ, bu teklifle meslek çalışanları arasında bir orta yolun bulunabileceğini ifade etti.
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda genel gerekçenin okutulmasının ardından, kanun teklifinin tümü üzerindeki görüşmelere başlandı.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, hükümetin hastanelerin özelleştirilmesiyle ilgili projesi, programı olmadığını söyledi.
Akdağ, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu toplantısında yaptığı konuşmada, özellikle klinik araştırmalarla ilgili, bakanlıkta uzun süre çalışma yapıldığını söyledi.
Kanun teklifiyle ilgili birçok sivil toplum örgütüyle görüşmeler yaptıklarını belirten Akdağ, bakanlıkta yapılan çalışmaların teklife yansımasının büyük ölçüde gerçekleştiğini ifade etti.
Uzmanlık süreleri veya uzmanlık çeşitleriyle ilgili olarak, teklifte yer alan sürelerin ilgili AB direktiflerinden yola çıkılarak belirlendiğini belirten Akdağ, bu yapılırken ülkenin konuya ilişkin durumunun da gözönüne alındığını anlattı.
Bakanlıktaki Etik Danışma Kurulunda bir ilahiyatçı üyenin görevlendirilmesiyle ilgili kamuoyunda tartışma yaşanabileceğine işaret eden Akdağ, Türkiye'de bu tip konular tartışılırken, dünya gerçeklerinin gözardı edildiğini söyledi.
Akdağ, şöyle devam etti:
''Toplumun sosyal yapısı dikkate alınmadan zaman zaman fanatik ideolojiler devreye girerek tartışmanın eksenini saptırıyor. Bu eksenin sapma riskine binaen bu işin başında açıklama yapayım; Almanya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, İrlanda, İspanya, İsveç, Norveç, ABD'nin New York eyaleti ve Stanford Üniversitesi... Bu liste daha da uzuyor. Bunların tümünde böyle kurullarda ilahiyatçılar var.''
Milletvekillerinin teklifin tümü üzerinde yaptığı konuşmalara da yanıt veren Akdağ, ödeneklerle ilgili maddenin çok pratik amaçlı bir madde olduğunu söyledi. Akdağ, bakanlık bütçesinden, bakanlığa ait projelerde kullanılmak üzere il özel idarelerine gönderilen paraların, kullanılamaması durumunda gönderildikleri yerde kaldığını anlattı. ''Böyle senelerce duran paralar var'' diye konuşan Akdağ, maddeyle paraların yine bakanlık projesi için ya başka bir ilde kullanılmasını ya da TOKİ'ye aktarılmasını öngördüklerini ifade etti.
Kanun teklifinde, ''hastane satışıyla'' ilgili herhangi bir madde bulunmadığını da vurgulayan Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bizim hükümet olarak hastanelerin özelleştirilmesiyle ilgili projemiz, programımız yok. Bugünde yarın da yok. Özel hastanelerden vatandaşın yararlanmasının önünü açan hükümetiz. Özel hastaneleri, 'özel halk hastaneleri' haline getirmiş bir hükümetiz. Bunlarla iftihar ediyoruz. Kamu hastanelerini güçlendiren, hizmet açısından çok ileriye götüren hükümet de biziz. Bizim zamanımızda 4,4 milyon metrekare kapalı sağlık alanı inşa ettik. Geldiğimizde kamuda 18 adet MR cihazı vardı şimdi 300'e yaklaştı. Dolayısıyla, biz kamudaki sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesinden yanayız.
17.00'den sonra üniversite hocaları neden çalışamıyor' diye soruldu. Önce 'mahkeme şunu mu bunu mu söyledi' noktasında tartışmaktan çok, neden yanayız onu tartışmamız gerekiyor. Öğretim üyeleri mesailerinden sonra dışarıda çalışsınlar mı çalışmasınlar mı mesele bu. Bize göre çalışmasınlar. Onların haklarını biz kamuda çalıştırarak verelim. Böylece hem vatandaşımızı hem de hekimlerimizi koruyalım. Bu konuda Danıştay kararını uyguluyoruz.''
Akdağ, muhalefet milletvekillerinin, ''7 yıllığına ihalesiz aşı işi vereceksiniz'' iddialarını yanıtlarken, ''Bu tamamen gerçek dışıdır. Bunu yapamayız. Çünkü ihale kanunu şu andaki durumuyla 3 yıldan fazla yüklenmelere müsaade etmez. Bir istisna olursa ancak 3 yıldan uzun süreye izin vermekte. Örneğin, hava ambulans sistemini hizmete sokarken 5 yıllığına istisna yaptık'' diye konuştu.
Türkiye'de hiçbir vatandaşa bozuk ya da tarihi geçmiş ''domuz gribi'' aşısı yapılmadığını ifade eden Akdağ, AK Parti hükümetinin, cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş, cömert bir sağlık teminat paketini vatandaşın hizmetine sunduğunu söyledi.
(11.50)
AK Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar yaptığı konuşmada, "Bu kapsamlı bir yasa teklifi. 8. Maddede klinik araştırmalar ile ilgili bir düzenleme söz konusu. Tıbbın ilerlemesi ve insan sağlığının iyileştirilmesi konusunda tıbbi cihazların geliştirilip, insan sağlığına sunulması çok önemli. Günümüzde birçok yeni sağlık mensubu hizmet etmeye başladı. Bu konuda da düzenlemeler var." diye konuştu.
CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl ise, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nun 8 aydır hiçbir ciddi konuyu görüşmek için toplanmadığını. Buna karşın meclisin çalışmalarının bitmesine çok kısa bir süre kalmışken böylesine ciddi bir konuyu görüşmek üzere toplanmasının anlaşılabilir bir durum olmadığını belirtti. Bingöl, konuyla ilgili TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nun esas komisyon olmasının da doğru olmadığını ve görüşülecek yasa teklifinin her maddesinin çok önemli olduğunu vurguladı.
MHP Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş "Bu bir an önce çıkması gereken bir kanun. 8-10 aydır boş oturan komisyona 18 Mart 2011'de Cevdet Erdöl ve Necdet Ünüvar imzasıyla bir teklif gönderiliyor. Bugün bu konunun görüşüleceğini ben, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonun da öğrendim."dedi.
CHP Adıyaman Milletvekili Şevket Köse "Türkiye'nin bozulmuş psikolojisini tedavi etmesi gereken komisyonun üyeleriyiz. Birbirimizi anlayalım. Bu görüşmenin bugün yapılması doğru değil, pazartesi gününe erteleyelim."diye konuştu.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise, uzun zamandır bakanlık olarak teklifin içerdiği konularla ilgili çalıştıklarını söyledi. Sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarının karşılanması için görüşmelerin yapıldığını hatırlatan Akdağ, klinik araştırmalarla ilgili maddenin tıkanmış durumda olduğunu, Meclis kapanır ve 7-8 ay bu konu ertelenirse bunun daha da kötü sonuçlar doğurabileceğini belirtti. Meslek gruplarının da ertelenmemesi gereken ihtiyaçları olduğunu söyleyen Akdağ, bu teklifle meslek çalışanları arasında bir orta yolun bulunabileceğini ifade etti.
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda genel gerekçenin okutulmasının ardından, kanun teklifinin tümü üzerindeki görüşmelere başlandı.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, hükümetin hastanelerin özelleştirilmesiyle ilgili projesi, programı olmadığını söyledi.
Akdağ, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu toplantısında yaptığı konuşmada, özellikle klinik araştırmalarla ilgili, bakanlıkta uzun süre çalışma yapıldığını söyledi.
Kanun teklifiyle ilgili birçok sivil toplum örgütüyle görüşmeler yaptıklarını belirten Akdağ, bakanlıkta yapılan çalışmaların teklife yansımasının büyük ölçüde gerçekleştiğini ifade etti.
Uzmanlık süreleri veya uzmanlık çeşitleriyle ilgili olarak, teklifte yer alan sürelerin ilgili AB direktiflerinden yola çıkılarak belirlendiğini belirten Akdağ, bu yapılırken ülkenin konuya ilişkin durumunun da gözönüne alındığını anlattı.
Bakanlıktaki Etik Danışma Kurulunda bir ilahiyatçı üyenin görevlendirilmesiyle ilgili kamuoyunda tartışma yaşanabileceğine işaret eden Akdağ, Türkiye'de bu tip konular tartışılırken, dünya gerçeklerinin gözardı edildiğini söyledi.
Akdağ, şöyle devam etti:
''Toplumun sosyal yapısı dikkate alınmadan zaman zaman fanatik ideolojiler devreye girerek tartışmanın eksenini saptırıyor. Bu eksenin sapma riskine binaen bu işin başında açıklama yapayım; Almanya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, İrlanda, İspanya, İsveç, Norveç, ABD'nin New York eyaleti ve Stanford Üniversitesi... Bu liste daha da uzuyor. Bunların tümünde böyle kurullarda ilahiyatçılar var.''
Milletvekillerinin teklifin tümü üzerinde yaptığı konuşmalara da yanıt veren Akdağ, ödeneklerle ilgili maddenin çok pratik amaçlı bir madde olduğunu söyledi. Akdağ, bakanlık bütçesinden, bakanlığa ait projelerde kullanılmak üzere il özel idarelerine gönderilen paraların, kullanılamaması durumunda gönderildikleri yerde kaldığını anlattı. ''Böyle senelerce duran paralar var'' diye konuşan Akdağ, maddeyle paraların yine bakanlık projesi için ya başka bir ilde kullanılmasını ya da TOKİ'ye aktarılmasını öngördüklerini ifade etti.
Kanun teklifinde, ''hastane satışıyla'' ilgili herhangi bir madde bulunmadığını da vurgulayan Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bizim hükümet olarak hastanelerin özelleştirilmesiyle ilgili projemiz, programımız yok. Bugünde yarın da yok. Özel hastanelerden vatandaşın yararlanmasının önünü açan hükümetiz. Özel hastaneleri, 'özel halk hastaneleri' haline getirmiş bir hükümetiz. Bunlarla iftihar ediyoruz. Kamu hastanelerini güçlendiren, hizmet açısından çok ileriye götüren hükümet de biziz. Bizim zamanımızda 4,4 milyon metrekare kapalı sağlık alanı inşa ettik. Geldiğimizde kamuda 18 adet MR cihazı vardı şimdi 300'e yaklaştı. Dolayısıyla, biz kamudaki sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesinden yanayız.
17.00'den sonra üniversite hocaları neden çalışamıyor' diye soruldu. Önce 'mahkeme şunu mu bunu mu söyledi' noktasında tartışmaktan çok, neden yanayız onu tartışmamız gerekiyor. Öğretim üyeleri mesailerinden sonra dışarıda çalışsınlar mı çalışmasınlar mı mesele bu. Bize göre çalışmasınlar. Onların haklarını biz kamuda çalıştırarak verelim. Böylece hem vatandaşımızı hem de hekimlerimizi koruyalım. Bu konuda Danıştay kararını uyguluyoruz.''
Akdağ, muhalefet milletvekillerinin, ''7 yıllığına ihalesiz aşı işi vereceksiniz'' iddialarını yanıtlarken, ''Bu tamamen gerçek dışıdır. Bunu yapamayız. Çünkü ihale kanunu şu andaki durumuyla 3 yıldan fazla yüklenmelere müsaade etmez. Bir istisna olursa ancak 3 yıldan uzun süreye izin vermekte. Örneğin, hava ambulans sistemini hizmete sokarken 5 yıllığına istisna yaptık'' diye konuştu.
Türkiye'de hiçbir vatandaşa bozuk ya da tarihi geçmiş ''domuz gribi'' aşısı yapılmadığını ifade eden Akdağ, AK Parti hükümetinin, cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş, cömert bir sağlık teminat paketini vatandaşın hizmetine sunduğunu söyledi.
(11.50)