2009-12-18 - 17:30
İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel
Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Dışişleri
Bakanlığının bütçeleri kabul edildi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin
etkin bir politika takip etmesi durumunda, hep eksen tartışması yapıldığını
belirterek, ''Türkiye'nin ekseni Ankara ve Anadolu topraklarıdır ve böyle olmaya
devam edecektir'' dedi.
Davutoğlu, bakanlığının 2010 yılı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada,
Türkiye'nin coğrafik olarak çok önemli bir yerde, Avrupa ve Asya'nın ortasında,
Afrika'ya da komşu olduğunu söyledi.
Türkiye'nin çok güçlü tarihi birikimiyle, Çin sınırlarından Orta Asya'ya
kadar uzanan bütün kuşaklarda akrabalık bağlarıyla bağlı topluluklarla birlikte
yaşadığını ifade eden Davutoğlu, Türkiye'nin ülkeler bazında üzerine düşeni
yapması gerektiğini kaydetti.
Davutoğlu, kriz odaklı değil, vizyon odaklı bir yöntem uyguladıklarını
belirterek, şöyle konuştu:
''Türkiye, AB'nin geleceğini belirleyecek en önemli ülkelerden biridir.
Ortadoğu'nun geleceği bizim vizyonumuzla şekillenmeli. Kafkaslar'da, Balkanlar'da
etkin bir vizyon sahibi olmalıyız. Parçacı değil, bütüncül bir yaklaşım
benimsemek zorundayız. Eksen tartışmalarının hangi dönemde çıktığına dikkat
ediniz. Türkiye ne zaman etkin bir politika takip ederse böyle bir tartışma
başlatılmıştır. Türkiye'nin ekseni Ankara ve Anadolu topraklarıdır ve böyle
olmaya devam edecektir. Bütün diğer alanlar bu eksen etrafında şekillenecektir.
Balkanlarda bulunduğumuz anda kulağımız Afganistan'daydı, Afganistan'da
bulunduğumuz anda kulağımız Balkanlardaydı. Hiç bir bölgeyi ihmal edemeyiz. Bir
an bile ihmal, ileride çok olumsuz sonuçlar doğurabilir.''
Bakan Davutoğlu, AB üyeliğinin, Türkiye için stratejik bir hedef olduğunu
belirtti. AB'nin Türkiye'nin büyüklüğünü farketmesi gerektiğine işaret eden
Davutoğlu, ''Türkiyesiz bir AB, içe kapanık, ekonomik olarak statik, geleceği
olmayan kıtasal bir güçtür. Türkiyeli AB ise ekonomik olarak dinamik, kültürel
olarak kuşatıcı, geleceği olan bir küresel güçtür'' dedi.
KIBRIS
Kıbrıs konusunda da açıklamalarda bulunan Ahmet Davutoğlu, Kıbrıs'ın
Türkiye için, hem oradaki soydaşlarının refahı ve huzuru hem de Türkiye'nin Doğu
Akdeniz'deki stratejik konumu için önemli olduğunu belirtti.
Davutoğlu, KKTC'nin, yurtdışı temsilciliklerinin sayısının 18'e
yükseldiğini belirterek, Türkiye'nin ABD ile kurduğu ilişkilerini yeni bir
çerçeveye oturmak zorunda olduğunu bildirdi. ''Çünkü, soğuk savaş döneminin
parametreleri değişmiştir. Türk-ABD ilişkileri de her iki tarafın çıkarlarına
uygun, Türkiye'nin stratejik vizyonuna uygun bir yapıya kavuşturulmalıdır'' diyen
Davutoğlu, ABD Başkanı Barack Obama'nın ilk gezisini Türkiye'ye yapmasının
önemine işaret etti.
Obama'nın, Türkiye'nin teröre karşı verdiği mücadeleye ABD'nin desteğini
net olarak ifade ettiğini kaydeden Davutoğlu, ''Bu konuda tereddüt yoktur.
Tereddüt olması, zaten iki müttefik ülkenin ilişkisinin mantığına sığmaz. Teröre
karşı mücadelede tereddüt gösterilen bir ittifak ilişkisi olmaz'' diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bütün komşu ülkelerle maksimum entegrasyon
gerçekleştirmek istediklerini söyledi. Yüksek düzeyli stratejik işbirliği
konseyleriyle, komşu ülkelerle ortak kabine toplantıları yaptıklarını ve bunun da
ilk olduğunu belirten Davutoğlu, Irak'la bu çerçevede ikili anlaşmalar
imzaladıklarını ifade etti. Davutoğlu, bu işbirliğini, Yunanistan ve Rusya'ya da
teklif ettiklerini ve Rusya ile başlatacaklarını bildirdi. Ahmet Davutoğlu,
benzer bir modeli İspanya ve İtalya ile de yürüttüklerini söyledi.
''KAPSAMLI BİR NORMALLEŞME OLMAKSIZIN...''
Bakan Davutoğlu, komşu ülkelerle vizeleri kaldırdıklarını, serbest
ticaret anlaşmaları imzaladıklarını ifade ederek, Ermenistan ile ilişkilerin de
devam ettiğini kaydetti. Ahmet Davutoğlu, ''Kapsamlı bir normalleşme olmaksızın,
yani işgal altındaki Azeri topraklarında işgal bitmeksizin, Azeri-Ermeni ihtilafı
sona erdirilmeksizin, tek ayaklı normalleşmenin yürüyemeyeceğini söyledik,
söylemeye devam edeceğiz'' dedi.
Bakan Davutoğlu, hiç bir ülkenin Türkiye'nin topraklarında gözü
olamayacağını, olduğu takdirde alacağı cevabın açık olduğunu vurguladı ve bu
konuda hiç bir milletvekilinin şüphe ve tereddüt duymaması gerektiğini
bildirdi.
Davutoğlu, Türkiye'nin Kerkük'ün özel statülü bölge olarak ilan
edilmesinin, sorunun çözümü için en ideal yol olduğunu görüşünü koruduğunu
belirterek, ''Türkiye'nin yıllarca takip ettiği devlet politikası da budur.
Türkiye'nin Irak'ı oluşturan tüm nüfus kesimini olduğu gibi Türkmen kardeşlerine
yardımı, önümüzdeki dönemde de sürdürecektir. Türkmen'lere ne yaptığımızı, nasıl
destek verdiğimizi en iyi Türkmen kardeşlerimiz bilir. Hepsi bilinir, onlara
sorun'' diye konuştu.
''BAKANA BAKINCA BİBER GAZINI, LİMONU GÖRÜYORUM''
Bütçenin aleyhinde söz alan CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal,
komisyon sıralarında oturan İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a baktığında, ''Şiddeti,
biber gazını, limonu, suya atlamak zorunda kalan işçileri gördüğünü'' söyledi.
TEKEL işçilerinin Ankara'daki eylemde, su ve biber gazına maruz kalmasını
anımsatarak, ''Bu, bir devlet terörüdür, faşizan yaklaşımdır'' diyen Soysal, bu
yaklaşımı kabul edemeyeceklerini kaydetti. Çetin Soysal, oradaki feryadı duymak
için eyleme katıldığını söyledi.
Soysal, ''Şayet bir damlacık vicdanınız varsa o insanlara sahip çıkmak bu
Meclisin boynunun borcu olmalıdır. Buralarda oturmak kolay, esas sokağın sesine
kulağınızı verin'' diye konuştu.
AK Parti'nin işçileri aç bırakarak sadaka kültürüne alıştırdığını iddia
eden Soysal, ''Sırça köşklerde oturmak kolay. Gidin de -10 derecelerde mücadele
edin'' dedi.
CHP'li Soysal, konuşmasını bitirdikten sonra yerine doğru yürürken, AK
Parti sıralarından, ''Çetin, limon gönderelim'' diye laf atıldı.
TBMM Başkanvekili Meral Akşener, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel
Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Dışişleri
Bakanlığının bütçelerinin kabul edilmesinin ardından, yarın saat 11.00'de
toplanmak üzere birleşimi kapattı.
etkin bir politika takip etmesi durumunda, hep eksen tartışması yapıldığını
belirterek, ''Türkiye'nin ekseni Ankara ve Anadolu topraklarıdır ve böyle olmaya
devam edecektir'' dedi.
Davutoğlu, bakanlığının 2010 yılı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada,
Türkiye'nin coğrafik olarak çok önemli bir yerde, Avrupa ve Asya'nın ortasında,
Afrika'ya da komşu olduğunu söyledi.
Türkiye'nin çok güçlü tarihi birikimiyle, Çin sınırlarından Orta Asya'ya
kadar uzanan bütün kuşaklarda akrabalık bağlarıyla bağlı topluluklarla birlikte
yaşadığını ifade eden Davutoğlu, Türkiye'nin ülkeler bazında üzerine düşeni
yapması gerektiğini kaydetti.
Davutoğlu, kriz odaklı değil, vizyon odaklı bir yöntem uyguladıklarını
belirterek, şöyle konuştu:
''Türkiye, AB'nin geleceğini belirleyecek en önemli ülkelerden biridir.
Ortadoğu'nun geleceği bizim vizyonumuzla şekillenmeli. Kafkaslar'da, Balkanlar'da
etkin bir vizyon sahibi olmalıyız. Parçacı değil, bütüncül bir yaklaşım
benimsemek zorundayız. Eksen tartışmalarının hangi dönemde çıktığına dikkat
ediniz. Türkiye ne zaman etkin bir politika takip ederse böyle bir tartışma
başlatılmıştır. Türkiye'nin ekseni Ankara ve Anadolu topraklarıdır ve böyle
olmaya devam edecektir. Bütün diğer alanlar bu eksen etrafında şekillenecektir.
Balkanlarda bulunduğumuz anda kulağımız Afganistan'daydı, Afganistan'da
bulunduğumuz anda kulağımız Balkanlardaydı. Hiç bir bölgeyi ihmal edemeyiz. Bir
an bile ihmal, ileride çok olumsuz sonuçlar doğurabilir.''
Bakan Davutoğlu, AB üyeliğinin, Türkiye için stratejik bir hedef olduğunu
belirtti. AB'nin Türkiye'nin büyüklüğünü farketmesi gerektiğine işaret eden
Davutoğlu, ''Türkiyesiz bir AB, içe kapanık, ekonomik olarak statik, geleceği
olmayan kıtasal bir güçtür. Türkiyeli AB ise ekonomik olarak dinamik, kültürel
olarak kuşatıcı, geleceği olan bir küresel güçtür'' dedi.
KIBRIS
Kıbrıs konusunda da açıklamalarda bulunan Ahmet Davutoğlu, Kıbrıs'ın
Türkiye için, hem oradaki soydaşlarının refahı ve huzuru hem de Türkiye'nin Doğu
Akdeniz'deki stratejik konumu için önemli olduğunu belirtti.
Davutoğlu, KKTC'nin, yurtdışı temsilciliklerinin sayısının 18'e
yükseldiğini belirterek, Türkiye'nin ABD ile kurduğu ilişkilerini yeni bir
çerçeveye oturmak zorunda olduğunu bildirdi. ''Çünkü, soğuk savaş döneminin
parametreleri değişmiştir. Türk-ABD ilişkileri de her iki tarafın çıkarlarına
uygun, Türkiye'nin stratejik vizyonuna uygun bir yapıya kavuşturulmalıdır'' diyen
Davutoğlu, ABD Başkanı Barack Obama'nın ilk gezisini Türkiye'ye yapmasının
önemine işaret etti.
Obama'nın, Türkiye'nin teröre karşı verdiği mücadeleye ABD'nin desteğini
net olarak ifade ettiğini kaydeden Davutoğlu, ''Bu konuda tereddüt yoktur.
Tereddüt olması, zaten iki müttefik ülkenin ilişkisinin mantığına sığmaz. Teröre
karşı mücadelede tereddüt gösterilen bir ittifak ilişkisi olmaz'' diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bütün komşu ülkelerle maksimum entegrasyon
gerçekleştirmek istediklerini söyledi. Yüksek düzeyli stratejik işbirliği
konseyleriyle, komşu ülkelerle ortak kabine toplantıları yaptıklarını ve bunun da
ilk olduğunu belirten Davutoğlu, Irak'la bu çerçevede ikili anlaşmalar
imzaladıklarını ifade etti. Davutoğlu, bu işbirliğini, Yunanistan ve Rusya'ya da
teklif ettiklerini ve Rusya ile başlatacaklarını bildirdi. Ahmet Davutoğlu,
benzer bir modeli İspanya ve İtalya ile de yürüttüklerini söyledi.
''KAPSAMLI BİR NORMALLEŞME OLMAKSIZIN...''
Bakan Davutoğlu, komşu ülkelerle vizeleri kaldırdıklarını, serbest
ticaret anlaşmaları imzaladıklarını ifade ederek, Ermenistan ile ilişkilerin de
devam ettiğini kaydetti. Ahmet Davutoğlu, ''Kapsamlı bir normalleşme olmaksızın,
yani işgal altındaki Azeri topraklarında işgal bitmeksizin, Azeri-Ermeni ihtilafı
sona erdirilmeksizin, tek ayaklı normalleşmenin yürüyemeyeceğini söyledik,
söylemeye devam edeceğiz'' dedi.
Bakan Davutoğlu, hiç bir ülkenin Türkiye'nin topraklarında gözü
olamayacağını, olduğu takdirde alacağı cevabın açık olduğunu vurguladı ve bu
konuda hiç bir milletvekilinin şüphe ve tereddüt duymaması gerektiğini
bildirdi.
Davutoğlu, Türkiye'nin Kerkük'ün özel statülü bölge olarak ilan
edilmesinin, sorunun çözümü için en ideal yol olduğunu görüşünü koruduğunu
belirterek, ''Türkiye'nin yıllarca takip ettiği devlet politikası da budur.
Türkiye'nin Irak'ı oluşturan tüm nüfus kesimini olduğu gibi Türkmen kardeşlerine
yardımı, önümüzdeki dönemde de sürdürecektir. Türkmen'lere ne yaptığımızı, nasıl
destek verdiğimizi en iyi Türkmen kardeşlerimiz bilir. Hepsi bilinir, onlara
sorun'' diye konuştu.
''BAKANA BAKINCA BİBER GAZINI, LİMONU GÖRÜYORUM''
Bütçenin aleyhinde söz alan CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal,
komisyon sıralarında oturan İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a baktığında, ''Şiddeti,
biber gazını, limonu, suya atlamak zorunda kalan işçileri gördüğünü'' söyledi.
TEKEL işçilerinin Ankara'daki eylemde, su ve biber gazına maruz kalmasını
anımsatarak, ''Bu, bir devlet terörüdür, faşizan yaklaşımdır'' diyen Soysal, bu
yaklaşımı kabul edemeyeceklerini kaydetti. Çetin Soysal, oradaki feryadı duymak
için eyleme katıldığını söyledi.
Soysal, ''Şayet bir damlacık vicdanınız varsa o insanlara sahip çıkmak bu
Meclisin boynunun borcu olmalıdır. Buralarda oturmak kolay, esas sokağın sesine
kulağınızı verin'' diye konuştu.
AK Parti'nin işçileri aç bırakarak sadaka kültürüne alıştırdığını iddia
eden Soysal, ''Sırça köşklerde oturmak kolay. Gidin de -10 derecelerde mücadele
edin'' dedi.
CHP'li Soysal, konuşmasını bitirdikten sonra yerine doğru yürürken, AK
Parti sıralarından, ''Çetin, limon gönderelim'' diye laf atıldı.
TBMM Başkanvekili Meral Akşener, İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel
Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Dışişleri
Bakanlığının bütçelerinin kabul edilmesinin ardından, yarın saat 11.00'de
toplanmak üzere birleşimi kapattı.
