2012-05-31 - 12:00
TBMM Çevre Komisyonu'nda 'Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı' ele alındı. Tasarının 14 maddesi kabul edildi.
TBMM Çevre Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Erol Kaya başkanlığında toplandı. Toplantıya Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu da katıldı.
Bakan Eroğlu, tasarının hazırlanma gerekçesi ile ilgili Komisyonda sunum gerçekleştirdi. Tasarının 2011 yılında hazırlandığını, Komisyonda kabul edildiğini ancak seçimler nedeniyle kadük kaldığını belirten Eroğlu, tasarı üzerinde gerekli düzeltmelerin yapılarak yeniden Komisyona geldiğini ifade etti.
Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, sunumda şunları söyledi: " Ülkemiz biyolojik çeşitlilik bakımından dünyanın sayılı ülkelerinden biridir. Doğayı koruma bilincinin tüm dünyada arttığı bu dönemde, tasarının hazırlanması ülkemiz için bir ihtiyaç olmuştur. Tasarıyla ilgili 2003 yılından bugüne kadar Bakanlığımız, kamu kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarının da işbirliği ve katkılarıyla oldukça geniş kapsamlı çalışmalar yapılmıştır. Tasarı, uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerimizi ve AB direktifleri kapsamında, mevzuatımızda yer almayan hususları da içermektedir. Tasarı, biyolojik çeşitliliğin ve tabii değerlerin korunması, koruma altına alınan alanların belirlenmesi, iyileştirilmesi, yönetilmesi ve geliştirilmesi ile bu alanlara ilişkin her türlü izin, izleme ve denetim faaliyetlerine ilişkin düzenlemeleri kapsamaktadır."
Bakan Eroğlu tarafından yapılan sunumun ardından tasarının tümü üzerinde görüşmelere geçildi.
Tasarının tümü üzerinde yapılan görüşmelerde söz alan CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, koruma altına alınan alanların 'kullanımı' ifadesinin daha sonra kötü niyetli kullanılabileceğini dile getirdi. Onur, 'kullanımı' ifadesinin yerine 'sürdürülebilirliğinin sağlanması' ifadesinin yeterli olduğunu belirtti.
Komisyonda, Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı'nın 14 maddesi kabul edildi.
Buna göre, koruma alanı veya korunan alan ilan edilmesi önerisi gerçek veya tüzel kişiler tarafından Orman ve Su İşleri Bakanlığı'na yapılabilecek. Bu önerilerden veya bakanlığın kendi belirleyeceği alanlardan uygun bulunanlar ilgili bakanlığa gönderilecek.
Daha önce belirlenmiş ve ilan edilmiş koruma alanları veya korunan alanlarda, gerçek veya tüzel kişilerden gelen öneriler üzerine ya da bu kanunun ilgili maddesi kapsamında yürütülen izleme çalışmalarının değerlendirilmesi de dikkate alınarak, alanı yöneten bakanlık tarafından uygun görüldüğünde ''yeniden değerlendirme'' işlemi başlatılabilecek. Yeniden değerlendirme kararlarıyla daha önce belirlenmiş ve ilan edilmiş koruma alanı veya korunan alanların sınırları bu kanunun hükümlerine göre değiştirilebilecek, kısmen veya tamamen farklı statü kapsamına alınabilecek veya daha önce ilan edilmiş koruma kararı kaldırılabilecek.
Korunan alanların planlama çalışmalarında ilgili tarafların ve korunan alanda yaşayanların katılımı sağlanacak, görüşleri alınacak.
Kamu kurum ve kuruluşları tarafından hazırlanan çevre düzeni planlarında, gerekli değişiklikler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılacak.
Korunan alanlarda yapılacak yönetim planları, uzun devreleri gelişme planları ile tür ve habitat eylem planları ise Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından yapılacak, yaptırılacak ve onaylanacak.
Korunan alanlarda yapılması düşünülen herhangi bir plan veya proje ekolojik etki değerlendirmesine tabi tutulacak. Ekolojik etki değerlendirmesi sonucunda sahanın bütünselliğinin olumsuz bir şekilde etkilenmeyeceğine karar verildikten sonra plan veya projeye alanı yöneten bakanlık tarafından izin verilecek.
Ekolojik etki değerlendirmesi sonucunda saha üzerindeki etkilerin olumsuz değerlendirilmesine rağmen alternatif çözümlerin bulunmaması ve üstün kamu yararının bulunması nedeniyle plan veya projenin uygulanması zorunlu ise ilgili bakanlıkça gerekli her türlü telafi edici tedbirler alınacak veya aldırılacak.
Korunan alanlarda öncelikli habitat tipi veya öncelikli tür bulunması halinde üstün kamu yararı, halk sağlığı, çevreye yarar ve kamu güvenliği ile sınırlı olacak.
Korunan alanı yöneten bakanlık, tabiatın ve biyolojik çeşitliliğin tanıtılması ve korunmasına yönelik olarak genel bilgi düzeyini, toplumun ilgisini ve katkısını artırmak amacıyla gerekli çalışmaları yapacak.
Korunan alan içinde veya etkilenen komşu bölgelerde yaşayanlar, bu alanların kaynak değerleri ve koruma amaçları hakkında bilgilendirilecek.
Korunan alan ve koruma alanı ilanı veya yeniden değerlendirme çalışması yapılırken, bu alanlarda yaşayan kişilere, faaliyette bulunan tüzel kişilerin temsilcilerine, kamuya açık, en az bir kez geniş katılımla bilgilendirme ve değerlendirme toplantısı yapılacak.
Koruma alanında veya korunan alanında işletme yetkisi, kısmen talepte bulunmaları halinde il özel idarelerine, belediyelere, bu kanunun amacına uygun faaliyetler yürüten vakıf ve derneklere ilgili bakanın onayı ile devredilebilecek veya geri alınabilecek.
Korunan alanlarda geleneksel olarak üretilen ürünlerin geliştirilmesine, üretilmesine, belgelendirilmesine, mahallinde pazarlanmasına ve satışına öncelik verilecek.
İlgili bakanlıklar, tabiat ve biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilir kullanımı ile ekosistemlerin iyileştirilmesine yönelik projeleri, bilimsel ve teknik eğitim programlarını ve yatırımları teşvik etmek amacıyla karşılıklı veya karşılıksız destek sağlayabilecek.
Bu kanunun amaçları doğrultusunda düzenlenecek yarışmalarda başarılı olanlara veya yıl içinde başarılı çalışma yapan gerçek ve tüzel kişilere teşvik ödülleri verilecek.
Korunan alan sınırları içinde kalan yerlerdeki gerçek ve tüzel kişilere ait taşınmazlar, gerekli görüldüğünde ilgili mevzuata göre Orman ve Su İşleri Bakanlığı veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kamulaştırılabilecek.
İlgili bakanlığı talebi üzerine Hazine'nin özel mülkiyetindeki taşınmazlar ile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler, Maliye Bakanlığı'nca, orman sayılan alanlar ise Orman Genel Müdürlüğü'nce tahsis edilebilecek.
''Alan Kılavuzluğu'' eğitimi için için korunan alan sınırları içerisinde yaşayanlara öncelik verilecek.
Koruma altına alınan alanlarda izin, intifa ve irtifak hakkı talepleri yapıldığında öncelikle bu taleplerin, alan ve türler üzerindeki etkileri araştırılacak. Alan ve türlerin sürdürülebilir şekilde devamının sağlanması için telafi edici tedbirler dahil her türlü tedbir alınmak şartıyla izin, intifa ve irtifak hakkı tesis edilebilecek.
İzne dayanarak gerçek ve tüzel kişiler lehine tesis edilecek intifa veya irtifak hakkı süresi 29 yılı geçemeyecek. Ancak, ilgili bakanlığı uygun görmesi halinde bu süre 49 yıla kadar uzatılabilecek.
Bakan Eroğlu, tasarının hazırlanma gerekçesi ile ilgili Komisyonda sunum gerçekleştirdi. Tasarının 2011 yılında hazırlandığını, Komisyonda kabul edildiğini ancak seçimler nedeniyle kadük kaldığını belirten Eroğlu, tasarı üzerinde gerekli düzeltmelerin yapılarak yeniden Komisyona geldiğini ifade etti.
Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, sunumda şunları söyledi: " Ülkemiz biyolojik çeşitlilik bakımından dünyanın sayılı ülkelerinden biridir. Doğayı koruma bilincinin tüm dünyada arttığı bu dönemde, tasarının hazırlanması ülkemiz için bir ihtiyaç olmuştur. Tasarıyla ilgili 2003 yılından bugüne kadar Bakanlığımız, kamu kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarının da işbirliği ve katkılarıyla oldukça geniş kapsamlı çalışmalar yapılmıştır. Tasarı, uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerimizi ve AB direktifleri kapsamında, mevzuatımızda yer almayan hususları da içermektedir. Tasarı, biyolojik çeşitliliğin ve tabii değerlerin korunması, koruma altına alınan alanların belirlenmesi, iyileştirilmesi, yönetilmesi ve geliştirilmesi ile bu alanlara ilişkin her türlü izin, izleme ve denetim faaliyetlerine ilişkin düzenlemeleri kapsamaktadır."
Bakan Eroğlu tarafından yapılan sunumun ardından tasarının tümü üzerinde görüşmelere geçildi.
Tasarının tümü üzerinde yapılan görüşmelerde söz alan CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, koruma altına alınan alanların 'kullanımı' ifadesinin daha sonra kötü niyetli kullanılabileceğini dile getirdi. Onur, 'kullanımı' ifadesinin yerine 'sürdürülebilirliğinin sağlanması' ifadesinin yeterli olduğunu belirtti.
Komisyonda, Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı'nın 14 maddesi kabul edildi.
Buna göre, koruma alanı veya korunan alan ilan edilmesi önerisi gerçek veya tüzel kişiler tarafından Orman ve Su İşleri Bakanlığı'na yapılabilecek. Bu önerilerden veya bakanlığın kendi belirleyeceği alanlardan uygun bulunanlar ilgili bakanlığa gönderilecek.
Daha önce belirlenmiş ve ilan edilmiş koruma alanları veya korunan alanlarda, gerçek veya tüzel kişilerden gelen öneriler üzerine ya da bu kanunun ilgili maddesi kapsamında yürütülen izleme çalışmalarının değerlendirilmesi de dikkate alınarak, alanı yöneten bakanlık tarafından uygun görüldüğünde ''yeniden değerlendirme'' işlemi başlatılabilecek. Yeniden değerlendirme kararlarıyla daha önce belirlenmiş ve ilan edilmiş koruma alanı veya korunan alanların sınırları bu kanunun hükümlerine göre değiştirilebilecek, kısmen veya tamamen farklı statü kapsamına alınabilecek veya daha önce ilan edilmiş koruma kararı kaldırılabilecek.
Korunan alanların planlama çalışmalarında ilgili tarafların ve korunan alanda yaşayanların katılımı sağlanacak, görüşleri alınacak.
Kamu kurum ve kuruluşları tarafından hazırlanan çevre düzeni planlarında, gerekli değişiklikler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılacak.
Korunan alanlarda yapılacak yönetim planları, uzun devreleri gelişme planları ile tür ve habitat eylem planları ise Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından yapılacak, yaptırılacak ve onaylanacak.
Korunan alanlarda yapılması düşünülen herhangi bir plan veya proje ekolojik etki değerlendirmesine tabi tutulacak. Ekolojik etki değerlendirmesi sonucunda sahanın bütünselliğinin olumsuz bir şekilde etkilenmeyeceğine karar verildikten sonra plan veya projeye alanı yöneten bakanlık tarafından izin verilecek.
Ekolojik etki değerlendirmesi sonucunda saha üzerindeki etkilerin olumsuz değerlendirilmesine rağmen alternatif çözümlerin bulunmaması ve üstün kamu yararının bulunması nedeniyle plan veya projenin uygulanması zorunlu ise ilgili bakanlıkça gerekli her türlü telafi edici tedbirler alınacak veya aldırılacak.
Korunan alanlarda öncelikli habitat tipi veya öncelikli tür bulunması halinde üstün kamu yararı, halk sağlığı, çevreye yarar ve kamu güvenliği ile sınırlı olacak.
Korunan alanı yöneten bakanlık, tabiatın ve biyolojik çeşitliliğin tanıtılması ve korunmasına yönelik olarak genel bilgi düzeyini, toplumun ilgisini ve katkısını artırmak amacıyla gerekli çalışmaları yapacak.
Korunan alan içinde veya etkilenen komşu bölgelerde yaşayanlar, bu alanların kaynak değerleri ve koruma amaçları hakkında bilgilendirilecek.
Korunan alan ve koruma alanı ilanı veya yeniden değerlendirme çalışması yapılırken, bu alanlarda yaşayan kişilere, faaliyette bulunan tüzel kişilerin temsilcilerine, kamuya açık, en az bir kez geniş katılımla bilgilendirme ve değerlendirme toplantısı yapılacak.
Koruma alanında veya korunan alanında işletme yetkisi, kısmen talepte bulunmaları halinde il özel idarelerine, belediyelere, bu kanunun amacına uygun faaliyetler yürüten vakıf ve derneklere ilgili bakanın onayı ile devredilebilecek veya geri alınabilecek.
Korunan alanlarda geleneksel olarak üretilen ürünlerin geliştirilmesine, üretilmesine, belgelendirilmesine, mahallinde pazarlanmasına ve satışına öncelik verilecek.
İlgili bakanlıklar, tabiat ve biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilir kullanımı ile ekosistemlerin iyileştirilmesine yönelik projeleri, bilimsel ve teknik eğitim programlarını ve yatırımları teşvik etmek amacıyla karşılıklı veya karşılıksız destek sağlayabilecek.
Bu kanunun amaçları doğrultusunda düzenlenecek yarışmalarda başarılı olanlara veya yıl içinde başarılı çalışma yapan gerçek ve tüzel kişilere teşvik ödülleri verilecek.
Korunan alan sınırları içinde kalan yerlerdeki gerçek ve tüzel kişilere ait taşınmazlar, gerekli görüldüğünde ilgili mevzuata göre Orman ve Su İşleri Bakanlığı veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kamulaştırılabilecek.
İlgili bakanlığı talebi üzerine Hazine'nin özel mülkiyetindeki taşınmazlar ile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler, Maliye Bakanlığı'nca, orman sayılan alanlar ise Orman Genel Müdürlüğü'nce tahsis edilebilecek.
''Alan Kılavuzluğu'' eğitimi için için korunan alan sınırları içerisinde yaşayanlara öncelik verilecek.
Koruma altına alınan alanlarda izin, intifa ve irtifak hakkı talepleri yapıldığında öncelikle bu taleplerin, alan ve türler üzerindeki etkileri araştırılacak. Alan ve türlerin sürdürülebilir şekilde devamının sağlanması için telafi edici tedbirler dahil her türlü tedbir alınmak şartıyla izin, intifa ve irtifak hakkı tesis edilebilecek.
İzne dayanarak gerçek ve tüzel kişiler lehine tesis edilecek intifa veya irtifak hakkı süresi 29 yılı geçemeyecek. Ancak, ilgili bakanlığı uygun görmesi halinde bu süre 49 yıla kadar uzatılabilecek.
