2010-11-04 - 13:15
TBMM ADALET KOMİSYONU...
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, müzakerelerin ardından, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Kanunu Tasarısı'nın alt komisyona sevk edildiğini açıkladı.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, daha önce
haklarında meslekten çıkarma (men) cezası verilen hakim ve savcıların, yargı
yoluna başvurmadan önce, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna (HSYK) başvurarak
durumlarının yeniden değerlendirilmesini isteyebileceğini bildirdi.

TBMM Adalet Komisyonunda, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu
Tasarısının görüşülmesine başlandı.

Tasarıyı komisyona sunan Bakan Ergin, 12 Eylülde halkoylamasıyla kabul
edilen Anayasa değişikliğiyle, bir çok alanda reformlar gerçekleştirdiklerini
söyledi.

Bu reformların en önemlilerinden birisinin de HSYK'nın yapısıyla ilgili
getirilen yenilikler olduğunu ifade eden Ergin, 1981'de kurulan HSYK'nın; üye
sayısının azlığı, üyelerin sadece Danıştay ve Yargıtay'dan gelmesi, kurul
kararlarının yargı denetimine tamamen kapalı olması, sekreteryasının, binasının
ve bütçesinin bulunmaması gibi nedenlerle yoğun bir şekilde eleştirildiğini
kaydetti.

Bakan Ergin, tasarıyla; kurulun üye sayısının arttırıldığını, 3 daire ve
genel kurul şeklinde çalışmasının benimsendiğini, ilk derece hakimlerinin kurulda
temsil edilmesinin sağlandığını, meslekten çıkarma cezalarına karşı yargı yolu
açıldığını ifade ederek, tasarının hazırlık çalışmaları sırasında 20 kamu kurum
ve kuruluşunun görüşünün alındığını kaydetti.

Sadullah Ergin, tasarının getirdiği yeni düzenlemeleri şöyle anlattı:

''Kurul, mahkemelerin bağımsızlığı ile hakimlik ve savcılık teminatı
esaslarını gözeterek adalet, tarafsızlık, doğruluk, dürüstlük, tutarlılık,
eşitlik, ehliyet ve liyakat ilkeleri çerçevesinde görev yapacaktır.

Sekreterya işlerini yürütmek üzere kurula bağlı bir Genel Sekreterlik
kurulmaktadır.

Kurul, başkanlık, Genel Kurul ve dairelerden oluşmaktadır. Hakim ve
savcılarla ilgili tüm işlemler 7'şer üyeden oluşan daireler tarafından
yürütülecek ve bu işlemler sonucunda dairelerce verilen kararlara karşı yapılan
itirazlar ise Genel Kurul tarafından karara bağlanacaktır.

Yeni bir teftiş kurulu oluşturulmakta ve bu kurul HSYK'ya
bağlanmaktadır.

Adalet Bakanı olan kurul başkanının yetkileri, Anayasa'da açıkça yazılı
hususlar dışında önemli ölçüde sınırlandırılmaktadır. Kurul Başkanı, dairelerin
çalışmalarına katılamayacak ve oy kullanamayacak; buna karşın Genel Kurulun tüm
toplantılarına katılabilecek ve oy kullanabilecektir.

Başkan, yetkilerinden bir kısmını Başkanvekiline devredebilecektir.

Genel Sekreter hariç olmak üzere, hakim ve savcı sınıfından olup da
kurulda görev yapacak olanların tamamı Genel Kurul tarafından atanacaktır.

Adalet Bakanlığı Müsteşarı, sadece dairelerden birisinde üye olarak
görev yapacak, daire başkanı ve başkanvekili seçilemeyecektir.

Müsteşarın toplantıya katılmaması, dairenin toplanmasına ve karar
almasına engel olmayacaktır.

22 üyeden oluşan Genel Kurul, en az 15 üyeyle toplanacak, en az 12
üyenin oyuyla karar alacaktır.

Genel Kurul kararlarının yeniden incelenmesi istenebilecek, daire
kararlarına karşı ise yeniden inceleme ve itiraz yoluna gidilebilecektir.

Genel Kurulun ve dairelerin meslekten çıkarma cezasına ilişkin
kararlarının da yanında, başkanı tek başına yaptığı işlemler ve aldığı kararlara
karşı da yargı mercilerine başvurulabilecektir.

Genel Kurulun herhalde, 12 üyeyle karar alması benimsenmiştir.

Kurul üyelerinin, özlük işleri ve hakları bakımından yargıtay daire
başkanı hakkındaki hükümlere tabi olması ilkesi getirildi.

Daha önceden haklarında meslekten çıkarma cezası verilenlere, yargı
yoluna başvurmadan önce kurula başvurarak durumlarının yeniden değerlendirilmesi
yolu açılmıştır.

Adalet Bakanı Ergin, tasarıyla yargı bağımsızlığının güçlendirildiğini,
yargının tarafsızlığının geliştirildiğini ve kurulun daha bağımsız bir yapıya
kavuşturulduğunu bildirdi.

Bakan Ergin'in sunuşunun ardından, milletvekilleri tasarı üzerindeki
görüşlerini dile getirmeye başladı.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu
Tasarısının TBMM Adalet Komisyonundaki görüşmeleri sürüyor.

Komisyon üyesi olmayan, ancak görüşmeye katılan CHP Konya Milletvekili
Atilla Kart, görevlerini kötüye kullanma suçunu işleyen kamu görevlilerine ceza
indirimi öngören yasa teklifi ve Anayasa değişikliği konusunda eleştirilerde
bulundu.

Kart, kamuda ''Partizan yapılanmanın başladığını, devlet memurlarının,
partinin, cemaatin memuru gibi davrandığını'' öne sürdü.

AK Parti Batman Milletvekili Mehmet Emin Ekmen'in, Atilla Kart'ın
komisyon üyesi olmadığını ve konuyla ilgisi olmayan genel değerlendirmeler
yaptığını belirtmesi üzerine tartışma çıktı.

Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya, Ekmen'e ''Komisyonu ben yönetiyorum.
Müdahale etmeyin'' uyarısında bulundu.

Sözlerini sürdüren Kart, 12 Eylül döneminde yapılamayanların mevcut
iktidar döneminde yapıldığını iddia ederek, ''12 Eylül'ün başaramadığını yapan
bir siyasi iktidar kimliğiyle karşı karşıyayız. Gelinen noktada 'benim yargıcım'
sonucuna varılmıştır. HSYK Tasarısının özü budur'' görüşünü dile getirdi.

Kart, konuşurken bazı CHP ve AK Parti Milletvekilleri arasında tartışma
sürdü.

AK Parti Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün'ün ''Sen partine bak''
sözlerine, CHP Ordu Milletvekili Rahmi Güner ''Sen kimsin, benim partime laf
ediyorsun'' karşılığını verdi.

Başkan İyimaya, demokrasinin tahammül rejimi olduğunu, karşılıklı
diyaloglarla parti ismi telaffuz etmenin doğru olmadığını belirterek, ''Bunu vaki
olmamış sayıyorum'' sözleriyle tartışmaya müdahale etti.

Kart'ın değerlendirmeleri üzerine söz alan Adalet Bakanı Sadullah Ergin,
Kart'ın benzer değerlendirmeleri Anayasa değişiklik sürecinde de yaptığını,
görüşlerinin yeni olmadığını söyledi. Halkın 12 Eylül'deki referandumda bu tür
tartışmalara son verdiğini belirten Ergin, komisyonda görüşülenin, Anayasa
değişikliğinin yansıtılmasından ibaret olduğunu ve ona uygun teşkilatlanmayı
içerdiğini söyledi. Ergin, ''Hareket alanımız bellidir'' dedi.


CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, yaptıkları konuşmaların kimseyi
rahatsız etmemesi gerektiğini ifade ederek, ''Bir tarikat lideri Amerika'dan
'ölülere bile evet oyu verdirirdim' dedi. Bunları düşünmek ve değerlendirmek
lazım'' dedi.

Bakan Ergin'i Anayasa değişikliği sürecinde ''HSYK çalışmalarını askıya
almakla'' eleştiren Dibek, ''Bana göre yaptıklarınız Anayasa suçuydu. Çünkü,
böyle bir yetkiniz yoktu. Samimi olacağız, bunları konuşacağız'' diye konuştu.

Dibek, Bakanlık bürokratlarının HSYK üyeliğine seçildiğini dile
getirerek, ''Nerede kürsü hakimleri? Adalet Bakanlığı olarak liste hazırladınız.
Elden ele dolaştı. Hani hakim ve savcıların iradesine saygı gösterecektiniz. Her
türlü baskıyı yaptınız. HSYK'nın yeni yapısından sonra artık yargı
bağımsızlığından söz edilemez'' dedi.

MHP Kırşehir Milletvekili Metin Çobanoğlu, 12 Eylül Anayasası'nın, son
yapılan Anayasa değişikliğinden daha demokratik bir ortamda oylandığını öne
sürdü. Vatandaşların devlet kurumları tarafından tehdit edildiğini, bir valinin
basının önünde 'evet' oyu çıktığı için vatandaşlara teşekkür ettiğini belirten
Çobanoğlu, ''Anayasa değişiklikleriyle, yargının, yürütmenin emrine girdiği ayan
beyan ortadadır. Bu noktaya gelindi'' diye konuştu.

HSYK seçimlerinde ''Bakanlık listesinin tulum çıkardığı'' görüşünü
savunan Çobanoğlu, HSYK'nın ''hiç olmadığı kadar Adalet Bakanlığının emrine
girdiğini'' söyledi.

MHP Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın, parlamentoya büyük umutlarla
geldiğini, ancak yaşadıkları sonucunda ''sisteme inancının sarsıldığını'' ifade
etti. Yalçın, muhalefet milletvekilleri tarafından verilen hiçbir yasa teklifinin
komisyonda görüşülmeye değer bulunmadığını kaydetti.

Yalçın, ''İktidar sizin. İmkanlarınız geniş. Eğer bu mantıkla devam
ederseniz, bu sistem içinde temsil edilmediğini düşünen insanları
radikalleştirirsiniz'' diye konuştu.

Önceki HSYK'nın tek sesli olduğu yolunda eleştiriler yapıldığını
anımsatan Yalçın, ''Hangi vicdanlı insan bu Kurul çok sesli oldu diyebilir?''
diye sordu.

Yalçın, adliyeye seçim sokulmasının çok yanlış olduğunun yapılan
seçimlerde görüldüğünü ifade ederek, ''İnsanlar ideolojik yakınlıklarına göre
dayanışma içine girmişse, o seçimden 'hayır' çıkmaz. Yargı içine fitne
sokulmuştur. Seçilenlerin 'iktidarın hakimi' algısına neden olunmuştur. Resim
budur. Artık hakkında verilen kararı beğenmeyen her insan 'iktidarı beğenmediğim
için böyle oldu'' diyecektir. Toplumla yapılan savaşı kazanan olmamıştır. Siz de
kazanamazsınız'' görüşünü dile getirdi.

Komisyondaki görüşmeler sürüyor.

TBMM Adalet Komisyonu, Hakimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu (HSYK) Kanunu Tasarısı'nı alt komisyona sevk etti.

Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya, müzakerelerin ardından, tasarının alt
komisyona sevk edildiğini açıkladı.

Milletvekillerinin eleştirilerini yanıtlayan Adalet Bakanı Sadullah
Ergin, ''Eski HSYK ile yeni HSYK karşılaştırıldığında, Adalet Bakanlığının ve
bakanın yetkilerinde 'Bir gıdım' artma varsa, şu anda bu görevimi bırakmaya
hazırım'' dedi.

MHP Konya Milletvekili Faruk Bal, ''Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kuruluna (HSYK) aday olmak isteyen hakim ve savcılara havuç
gösterildiğini'' iddia ederek, ''(Sen bu defa aday olma, yakında 10 tane daire
kuracağız, seni de oraya seçeceğiz) demişlerdir'' iddiasında bulundu.

TBMM Adalet Komisyonundaki görüşmelerde tasarı üzerinde söz alan CHP Ordu
Milletvekili Rahmi Güner, milletvekilleri dahil, halkın yüzde 80-90'ının, 12
Eylülde halk oylamasına sunulan Anayasa değişikliğinin içeriğini bilmediğini öne
sürdü.

Bazı AK Parti'li milletvekilleri, Güner'in bu sözlerine tepki gösterdi.
Rahmi Güner, tasarının alt komisyona havale edilerek, detaylıca incelenmesini
istedi.

MHP Konya Milletvekili Faruk Bal, ''Evet HSYK'nın ciddi bir iyileştirmeye
ihtiyacı vardı, Çünkü 12 Eylül ürünü idi. HSYK'nın yanlışlıkları olmuştur, bunu
da düzeltmek gerekirdi. Ancak böyle değil. HSYK'yı birilerinin arka bahçesi
olarak suçlayıp, yeni düzenlemede kurulu AKP'nin sırçalı köşkü haline getirmek,
kanı kanla yıkamaktır'' dedi.

Bal, Adalet Bakanlığı müfettişleri ve üst düzey bürokratlarının, hakim ve
savcıların yanına giderek, HSYK'daki seçim öncesinde ''Adalet Bakanlığı
listesini'' dayattığını ileri sürdü.

Hatta bazı genel müdürlerin savcıları ve hakimleri, sekreterlerin de
başsavcıları arayarak listeyi ilettiğini öne süren Bal, aday olmak isteyen hakim
ve savcıların da ikna yöntemiyle adaylıklarının engellendiğini iddia etti. Faruk
Bal, ''Onlara havuç gösterilmiştir, 'Sen bu defa aday olma, yakında 10 tane daire
kuracağız, seni de oraya seçeceğiz' demişlerdir'' dedi.

MHP'li Bal, 8 yıllık AK Parti iktidarında devlet kurumlarındaki
kadrolaşmanın arttığını, devletin partileştiğini öne sürerek, ''Bazı valiler, üst
düzey bürokratlar parti memuru gibi davranıyor'' dedi.

CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, konuşmasında ''Ergenekon''
davasına değindi.

Duruşmada, tutuklu sanık Osman Yıldırım'ın, diğer tutuklu sanık Doğu
Perinçek'e yumruk attığını anımsatan Öztürk, ''Yıldırım, Perinçek'e neden
saldırdı. Bunun perde arkasında ne var. Bunun arkasında Adalet Bakanlığı olduğu
iddiası doğru mudur?'' diye sordu.

Bu davada ''Gizli tanık 9''un, Osman Yıldırım olduğunun iddia edildiğini
ifade eden Öztürk, şu soruları da yöneltti:

''Tutuklu sanık Yıldırım'ın davada gizli tanık olarak dinlenebilmesi
için, -duruşmalarda hem sanık hem de gizli tanık olarak yer alamayacağından -
Perinçek'e saldırarak hücre cezası alması sağlandığı iddia edilmektedir. Perdenin
arkasında sesi değiştirilerek dinleneceği zaman, 'Bu gizli tanık Osman Yıldırım'
denildiğinde, 'O hücrede cezasını çekiyor' demek için bu saldırının tertiplendiği
öne sürülmektedir. Bu iddialar doğru mudur?

12 Eylül darbesiyle hesaplaşmak için ne yaptınız bugüne kadar? Benim bu
konuda verdiğim bir kanun teklifi var, onu destekleyecek misiniz? HSYK'ya, Adalet
Bakanı, müsteşarı, müsteşar yardımcısı, personel genel müdürünün doldurulduğu
başka bir demokratik batı ülkesi var mıdır? Batı ülkelerinin hangisinde,
Cumhurbaşkanı kendi düşüncesinden yandaşları ya da hemşehrilerini mahkemeye
atamaktadır?''

''Manav, kasap konuşuyor; ancak hukuk fakültelerindeki hocalar
konuşmuyor'' diyen Öztürk, tasarı hazırlanırken bu fakültelerdeki öğretim
üyelerinin görüşlerinin alınmadığını iddia ederek, bu durumu eleştirdi.

CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, ''Halk oylaması sürecinde
ABD ajanlarının söylemlerinin olduğu, sürece müdahale ettiklerinin'' iddia
edildiğini söyledi.

''Habur sürecinin sonuçlandırılması için Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın
değişmesinin şart olduğu ifade edilmiştir'' diyen Köktürk, ''Bu iddialar doğru
mudur? Bunun dışında, 'Başbakanın, savcılar Zekeriya Öz ve Osman Şanal ile
Ankara'da görüştüğü iddiası da vardır. Bütün bu iddialar doğru mudur?'' diye
sordu.

CHP Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe de Komisyon Başkanı Ahmet
İyimaya'nın, ''Tasarıyı cumartesiye kadar bitireceğiz'' dediğini belirterek, ''Bu
acele neden? Biz daha tasarıyı inceleyemedik, siz 'hemen geçirelim' diyorsunuz.
Burası sizin askeriniz mi? Bu neyin acelesi, göstergesi? Bu artık Türkiye'nin
demokratikleşmeden uzaklaştığının, parti devleti haline geldiğinin
göstergesidir'' dedi.

Ünlütepe, ''Adalet Bakanı, hem yargının başı, hem de yürütmenin ve
yasamanın üyesidir. Bu nasıl oluyor? Böyle tarafsız yargı olur mu?'' diye
konuştu.

HSYK'nın yapısı değişmeden önce ''Yargı tıkanıyor'' denildiğini anımsatan
Ünlütepe, ''Yargıyı tıkayan sizsiniz. 'Ben oynamıyorum' diyemezsiniz,
oynayacaksınız. Maç 90 dakikadır. Bir gün yarattığınız bu sistemin altında
boğulacaksınız'' diye konuştu.

*** Haberin devamına "ilgili dökümanlar" bölümünden ulaşabilirsiniz ***
(13.15)