2006-04-04 - 15:50
CHP GRUP TOPLANTISI...
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal "PKK uzantısı siyasi hareketler ve yerel yöneticiler var. Bunu söylemekten korkarsanız, terörle mücadelenin üstesinden gelemezsiniz." dedi
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, terör örgütü PKK uzantısı
siyasi hareketlerin ve yerel yöneticilerin olduğunu belirterek,
''Bunu söylemekten korkarsanız, terörle mücadelenin
üstesinden gelemezsiniz. Son olayları, 15 yılda 30 bin insanımızı
kim öldürdüyse o yapıyor. İmralı ve Kandil eksenli organizasyon var'' dedi.

Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında, Diyarbakır'da
başlayan ve diğer illere de sıçrayan terör olaylarını değerlendirdi.

Bir toplumun maruz kalabileceği en büyük felaketin,
ne ekonomik çöküntü ne de sosyal sıkıntı olduğunu belirten
Baykal, ''En büyük felaket, kardeş kavgası ortamına sürüklenme
tehlikesidir'' diye konuştu.

Kanlı bir haftanın geride bırakıldığını ifade eden Baykal,
terör örgütü PKK'nın, güvenlik güçleri ve masum halkı
hedef seçtiği bir başkaldırının yaşandığını söyledi.

Deniz Baykal, olaylarda 15 vatandaşın hayatını kaybettiğini,
can ve mal güvenliğinin kalmadığını, hukukun askıya alındığını,
vali yardımcısının, belediye başkanının himayesinde dolaştığını ifade etti.

''PKK UZANTISI BİR PARTİNİN YEREL TEMSİLCİLERİ''

Bu dönemde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
Sudan'da yerel dansçıları izlediğini, Bakanlar Kurulu'nun
toplanamadığını belirten Baykal, meydanın, PKK uzantısı
bir partinin yerel temsilcilerine, belediye başkanlarına bırakıldığını savundu.

Terörün sıfırlanmasından 7 yıl sonra ve AK Parti
iktidarının 4. yılında, Türkiye'nin karşılaştığı manzaranın
bu olduğunu kaydeden CHP Genel Başkanı Baykal,
demokrasi tarihinin hiçbir döneminde, ''devletin bu
kadar aciz ve perişan duruma düşürülmediğini'' öne sürdü.
Baykal, bu durumun birden bire ortaya çıkmadığını ifade ederek,
güvenlik güçlerinin ve resmi yetkililerin yalnızlaştırıldığını,
toplumdan çekilmek zorunda bırakıldığını savundu.

Baykal, bununla ilgili en çarpıcı görüntünün Şemdinli
olaylarından sonra yaşandığını, güvenlik güçlerinin, cenaze
törenlerine katılanlarla karşı karşıya kalmamak için karakollarına
çekildiğini, meydanı PKK uzantısı siyasi örgütlenmenin militanlarına
terk ettiklerini söyledi.
Baykal, ''Türkiye, bir süreden beri bölgede, kamusal etkinliğin,
devlet etkinliğinin sergilenmesinden mahcup, korkak bir
anlayışın yönetiminde, kendisini savunma tablosuyla karşı karşıya
bırakılmıştır'' dedi.

''DAHA ÇOK DEMOKRASİ İLE ÇÖZÜN''

CHP lideri Baykal, terörün yeni bir nitelikte ortaya çıkmaya
başladığı görülünce, Başbakan'ın, terör örgütüne yönelik sempati
mesajları ifade etmeyi, öncelikli hedef belirlediğini iddia etti.

Başbakan'ın, ''Kürt sorunu vardır. Bu sorunun çözümü daha çok
demokrasi ile mümkündür'' dediğini belirten Deniz Baykal, ''Sayın
Başbakan, şimdi daha çok demokrasi ile çözün'' diye seslendi.
Baykal, bunun, Başbakan'ın terör karşısında tutarsızlık ve
bilinçsizlik içinde olduğunu ortaya koyan bir manzara olduğunu
savundu.
Terör sorununun, ülkenin köklü ve önemli sorunu olduğuna dikkati
çeken Baykal, terörle mücadele için bütün siyasi partilerin, siyasi
kaygılarını aşarak elele vermeleri ve birlikte hareket etmeleri
gerektiğini vurguladı.

''ORTADA ORGANİZASYON VAR''

Baykal, hükümetin, olayları yok saymasının, Türkiye'yi bu noktaya
getirdiğini ileri sürerek, ''Bu olayları kim yapıyor, olayların
arkasında ne var, olaylar nasıl bir anda ortaya çıkıyor?'' diye sordu.

Başbakan'ın, olayları birbirinden kopuk çetelerin yaptığını
söylediğini belirten Baykal, şöyle konuştu:
''Olayı siyasi içeriğinden soyutlayacak. Buna hükümet doğru teşhis
koyamıyorsa, daha çok çekeceğimiz var demektir. Bunları kim yapıyor
cevabı: 15 yılda 30 bin insanımızı kim öldürdüyse o yapıyor. 'Çete
yapıyor' diyorsa Başbakan, bu işin üstesinden gelemez. Daha önce
dağdaki terörist yapıyordu, şimdi kentteki çocuklar yapıyor. Kendisi
İmralı'da, nasıl oluyor bu işler? Ortada bir organizasyon var.
Organizasyon İmralı ve Kandil eksenlidir. Kandil, İmralı'nın
emrindedir, İmralı, Kandil'e hükmetmektedir. Peki, Türkiye'de kim
uyguluyor? PKK kapandı, bitti mi? PKK uzantısı siyasi hareketler var.
Korkmayın. Eğer bunu söylemekten korkarsanız, terörle mücadelenin
üstesinden gelemezsiniz. PKK uzantısı yerel yöneticiler var. Bunlar
organize ediyor. Bunu görmedik mi daha önce. Bunu İçişleri Bakanı,
Başbakan görmüyor mu?''

''OLAYLARIN ARKASINDAKİ SİYASET PROJESİ''

Bir belediye başkanının, Şemdinli Komisyonu'nda bilgi verirken,
PKK'nın terör örgütü olduğunu söyleyemediğini ifade eden CHP Genel
Başkanı Baykal, ''(Terör yapıyor) diyemeyen insanları, kamu görevinin
bir parçası olarak benimsemişsen, bu olaylarla karşı karşıya
kalırsın'' diye konuştu.

İstanbul'da durakta beklerken, terör olayları sonucunda ölenlere
değinen Baykal, bunun insan hak ve özgürlükleri, demokrasi ile
bağdaşmayacağını söyledi.
Bu olayların arkasında siyaset projesi olduğunu kaydeden Baykal,
siyaset projesinin, Türkiye'nin bütünlüğüne kastederek, etnik temelde
Türkiye'yi parçalamayı öngördüğünü vurguladı.

TERÖR OLAYLARINDA HÜKÜMETİN ETKİSİ...

Hükümet'in, olaylar karşısında tedbir alacak siyasi iradeden yoksun
olduğunu, tedbir alacak takati bulunmadığını öne süren Baykal,
''Hükümet, yaşanan olaylar karşısında seyirci konumunda.
Tribüne çekilmiştir, sahada yoktur'' dedi.

Yaklaşık 7 ay önce Terörle Mücadele Yasası ile ilgili bir düzenleme
yapılacağına yönelik açıklamalar yapıldığını, ancak hiçbir adım
atılmadığını kaydeden Baykal, ''Terörle Mücadele Yasası, kamuoyunun
bekleyişini avutmak için, köşeye sıkışınca gündeme getirilen bir
projedir. Şimdi tekrar gündeme getirilmiştir. Bunu, ciddi bir
değişiklik yapılsın anlayışıyla söylemiyoruz. Yeni yasal düzenlemeyi
bırakın, bu hükümet, varolan yasaları uygulanmıyor'' diye konuştu.

Türkiye'nin yaşanan olayları doğru değerlendirmesi, ülkenin
bütünlüğünü bozmaya yönelik bir projeyle karşı karşıya bulunulduğunu
herkesin görmesi gerektiğini anlatan Baykal, bu projenin arkasında
bazı uluslararası güçler bulunduğunu söyledi.

Kürsüden, bir gazetede yer alan, ''Poşette Molotofla Katliam
Yolunda'' başlıklı haberi ve yüzleri maskeli, ellerinde
molotofkokteyli bulunan teröristlerin yer aldığı fotoğrafı gösteren
Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bunu bir fotoğrafçı çekmiş, devletin emniyet güçleri bunları
niçin etkisizleştirememiş? İstanbul'ın ortasında, ellerindeki
molotofları kullanmadan etkisizleştirecek, yakalayacak bir güvenlik
gücü yok mu? Niye yok? İstanbul'da 5 bin PKK'lı her olayda başrolde.
Koca Türkiye'nin güvenlik örgütü, İstanbul'daki 5-6 bin kişiyi
yakından izleyip denetleyemiyor mu?
Türkiye'de terörle mücadele konusunda çok ciddi bir siyasi irade
zafiyeti vardır. Bu olayı yokmuş gibi anlamaya ve anlatmaya çalışan,
hiçbir şey olmuyormuş duygusunu vermeye çalışan, medyaya 'yazmayın,
konuşmayın' diyen bir iktidar var. Böyle bir iktidarla bu olayın
üstesinden gelinmesi gerçekçi gözükmüyor.''

''İKTİDARIN İLGİSİZLİĞİ KAYGILANDIRIYOR''

Olaylar sırasında bölgede yaşayan halkın sergilediği tavrın
sevindirici olduğunu belirten Baykal, olayların dışında kalma
kararlılığını sergileyen vatandaşlara şükranlarını sunduğunu ifade
etti.
''Bu olayların hedefi sadece devletin güvenlik güçleri değil,
olayların dışında kalmayı tercih eden bölgedeki halktır'' diyen
Baykal, şöyle devam etti:
''Halkın bu tutumunu sahiplenmek, değerlendirmek lazımdır. Halkı
bölgede şiddet uygulayan örgütün etkilemesine, yönlendirmesine fırsat
vermemek lazımdır. Diyarbakır, Batman halkına sahip çıkmak gerekir. Bu
olayları yapanların, halkın küçük, marjinal bir parçası olduğunu
biliyoruz.
O insanların tüm bölgedeki insanları temsil etmediğini biliyoruz.
Yalnızlaşmakta, dışlanmakta olduklarını, izledikleri yöntemin geri
tepmekte olduğunu görüyoruz. İktidarın ilgisizliği bizi
kaygılandırıyor. Bir süre sonra eğer meydan, güvenlik güçleri pasifize
edilerek bunlara bırakılacak olursa, oradaki insanların teslim olma,
kendisinden bekleneni yapma mecburiyetine sürüklenmeleri şaşırtıcı
olmamalıdır. Bu insanlara sahip çıkılması lazım. Hükümetin seyirci
tavrının, meydanı şiddet örgütüne boş bırakması ve bu olaylardan
rahatsız olan halkın giderek direnemez bir noktaya sürüklenmesi
tehlikesinden kaygı duyuyorum.''
İktidarın, terörün önemini kavraması ve mücadele konusunda siyasi
kararlılık ortaya koyması gerektiğini kaydeden Baykal, ''Kimse size
(yakıp yıkın, asıp kesin) demiyor. Görevinizi yapın, hukuku iletin,
kanuna sahip çıkın diyor'' dedi.

Terörle mücadele konusunda yapılması gerekenlere dikkati çeken
Baykal, öncelikle mücadeleyle görevli kuruluşlar arasındaki
çelişkinin, çekişmenin ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.
Hükümet düzeyindeki siyasi irade zafiyetinin, meydanı bürokratik
çekişmelere terk ettiğini savunan Baykal, Hükümet'in, terörün içine
girdiği yeni ortamı kavraması gerektiğine de işaret etti.
Baykal, ''Şimdi artık dağdaki terör, şehre indi. Şehirdeki terörün
değişik hamileri, koruyucuları, kalkanları, sahiplenenleri,
yönlendirenleri ağabeyleri var. Bunu bilerek mücadele etmek lazım.
Eğer biri 'PKK'ya terör örgütü, Apo'ya terörist diyemem' diyorsa,
bileceksin ki, o, şehirdeki terör olaylarının içinde bir yerlerde
durmaktadır. Bunu göreceksin'' diye konuştu.

BAŞBAKAN'IN SÖZLERİ

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, olaylara ilişkin, ''Analar,
babalar çocuklarınıza sahip çıkın'' dediğini anımsatan Baykal, ''Sen
görevini yap, o çocukları ortaya sürenler karşısında gerekli tavrı
takın. Medya yazmayacak, çocuğu ana baba tutacak, Başbakan Sudan'da
dolaşacak, Türkiye'de terör olmayacak... Böyle şey olabilir mi?'' diye
konuştu.
Olaylar sırasında televizyona yansıyan bazı görüntülerin kendisini
derinden sarstığını belirten Baykal, bir vali yardımcısının, olayların
içinde, sorumluluk taşıyan bir belediye başkanın himayesinde
dolaşmasının, polisin sapanla taş atarak kendisini savunmaya
çalışmasının, ''içini acıttığını'' anlattı.
Televizyonlara, Nusaybin'de bir okuldan alınan ve boynundan iple
bağlanarak idam edilmiş bir görüntü verilen Atatürk büstüyle ilgili
bir görüntü yansıdığına dikkati çeken Baykal, bunun çok sarsıcı bir
olduğunu kaydetti.
Baykal, Atatürk'ün, laik cumhuriyet düzenini ve ırk, kafatası
anlayışının ötesinde çağdaş bir vatandaşlık bilincine dayalı millet
anlayışını gösterdiği için hedef seçildiğini söyledi. Baykal,
Atatürk'ün eserine sözünü geçiremeyenlerin, büstünü asarak bir tatmin
arayışına girdiklerini söyledi.
Türkiye'de insanları kökenine göre ayrıştırmaktan hiç kimsenin bir
şey elde edemeyeceğini belirten Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Böyle bir şey olmaz. Türkiye'nin bununla meşgul edilmesi, bu
tablo karşısında Türkiye'deki hükümetin seyirci bir tavır sergiliyor
olması, Türkiye'ye çok ağır bedeller ödetmektedir.
AKP'nin bu ülkeye faturası, artık taşınabilir olmaktan çıkmıştır.
Diğer bütün faturalardan vazgeçtik ama ulusal bütünlüğümüze yönelik
faturasını anlamak mümkün değildir. Bu faturayı hamaset nutukları
atarak kapatmak mümkün değildir.''