2005-06-14 - 14:52
BAŞBAKAN ERDOĞAN: "AK PARTİ'NİN GÜNDEMİNDE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ YOKTUR"
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, son günlerde Cumhurbaşkanlığı seçimini gündeme getirenler bulunduğunu bildirerek, ''Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçimine iki yıl var. AK Parti'nin gündeminde Cumhurbaşkanlığı seçimi yoktur" dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''AK Parti'nin gündeminde Cumhurbaşkanlığı seçimi yoktur'' dedi.

Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, son günlerde Cumhurbaşkanlığı seçimini gündeme getirenler bulunduğunu bildirerek, ''Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçimine iki yıl var. AK Parti'nin gündeminde Cumhurbaşkanlığı seçimi yoktur. Bunu gündeme taşıyanlar, bu ülkeye verebilecek hiçbirşeyi olmayanlardır'' dedi.

Anamuhalefet partisi olan CHP'nin bugüne kadar birşey getiremediğini, birşey üretemediğini savunan Erdoğan, şunları söyledi :

''Önerisi olmayan bu anamuhalefet, saçma sapan tekliflerle ülkenin gündemine birşeyler getirme gayretinde. Bir mum yaksınlar aydınlansınlar, karanlıktalar... Buna çok ihtiyaçları var, onu da söyleyeyim. Biz noktayı koyduk, dün hükümet sözcümüz söyledi, bugün de ben söylüyorum. Bizim gündemimizde bu yok. Cumhurbaşkanlığı seçimi nasıl yapılır, ne kadar zamanda yapılır, bunların hepsi bellidir. Vakti, saati geldiğinde bu seçimi bu Parlamento yapacaktır.

Genel seçimlerin yapılmasına altı ay kala Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılmasını (Yorgun bir parlamentonun Cumhurbaşkanlığı seçimi yapması) gibi nitelemek kadar büyük zaaf olamaz. Bir defa bu ifade bir milletvekilinin kendisine saygısızlığıdır, Parlamento'ya saygısızlığıdır. Kimsenin bu Parlamento'nun enerjisini ölçme aleti kendi eline verilmemiştir, bunu da böyle bilsin. Bu Parlamento bu görevini gayet asil bir şekilde yapacak, onlara da gereken dersi vakti, saati geldiğinde verecektir. Bu böyle biline... Şu anda bunların derdi birşey üretelim değil, (Gündemi nasıl meşgul ederiz, nasıl gündeme gireriz), dert bu. Onun için AK Parti'nin gündeminden bu çıkmıştır. Böyle birşey yoktur. Noktayı da biz burada buna koymuş bulunuyoruz.''

TÜRKİYE'NİN KİMLİĞİ
Erdoğan, hükümet olarak, Meclis grubu olarak, parti teşkilatı olarak ilk günkü heyecanlarıyla yola devam ettiklerini bildirerek, ''Yolumuz, Türkiye'yi büyütme yoludur. Okyanusları bunun için aşıyoruz ve gece-gündüz demeden yolumuza devam ediyoruz'' diye konuştu.

Washington'dan Tokyo'ya, Moskova'dan Brüksel'e dünyanın bütün merkezlerinde Türkiye'nin tezlerini anlattıklarını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:

''Türkiye'nin özgül ağırlığına, tarihi birikimine, onuruna, vakarına yaraşır bir siyaset ve yönetim çizgisi sergileyen AK Parti iktidarı içeride ve dışarıda sadece ama sadece Türkiye'yi büyütme davasını temsil ediyor.

Israrla ifade ettiğimiz bir gerçeği Türkiye'nin konuştuğu son günlerin gündemi olan Türkiye-ABD ilişkileriyle ilgili olarak bir kez daha hatırlatma ihtiyacı duyuyorum.

Şundan herkes emin olsun ki biz, ne yaptığımızı bilerek adımlarımızı atıyoruz. Birbirini tamamlayan bir siyaset çizgisi izliyoruz. İzlediğimiz siyaset çizgisi ne içeride ne dışarıda Türkiye'nin başını önüne eğdirmeyecek bir siyasettir. Bu hat, bu çizgi Türkiye'nin medeniyet çizgisidir. İnşallah bu çizgiden sapmadan yürüyüşümüzü sürdüreceğiz."

KAN POMPALAYAN
Erdoğan, AK Parti ile Türkiye'de siyasetinin yenilendiğini ifade ederek, ''Siyasete kirli kan pompalayan araçlar tedavülden kaldırılmıştır. Yeni bir şey yapmak isteyen, yeni bir şey söylemek zorundadır. Türk siyasetinin doğasına işleyen zaaflar, yanlış alışkanlıklar, virüsler, hırslar, ihtiraslar AK Parti siyasetinin bünyesine sirayet edemeyecektir'' diye konuştu.

Eski model hiçbir tarz ve hiçbir çabanın bütünlükçü siyasetlerini gölgeleyemeyeceğini kaydeden Erdoğan, AK Parti'nin, gücünü milletten aldığı için, sözüne güvenilen bir siyaset hattını izlediğini söyledi.

Bir gurura kapılarak söylemiyorum'' diyen Erdoğan, ayan beyan olan gerçeği herkesin faydasına olacak şekilde ifade etme derdinde olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Türkiye'de her fırsatta halkı hor görenlerin teranelerini dinlemekten artık bu millet bıkmıştır, usanmıştır. Onlar annelerin, babaların, çocukların, gençlerin ahlarını aldılar. En dar zamanlarında yanında görmediklerini bundan böyle halkımız da yok sayacak ve görmeyecektir. Bizim iktidarımız ise bizatihi halkındır, milletindir. Bu yüzden hariçten okunan gazeller daima hariçten okunan gazeller olarak kalacaktır.

Türkiye'de, gündem kapkaççıları meydana gelmiştir. Rol hırsızlarının beyhude çabaları her zaman sonuçsuz kalacaktır.'

ABD GEZİSİ
Başbakan Erdoğan, ABD'ye yaptığımız 5 günlük çalışma ziyareti hakkında da bilgi verdi. Bu çalışma ziyaretinin, tarihi derinlik kazanan iki müttefik olarak sadece Türkiye-ABD ilişkileri açısından değil, bölgesel meselelerin ele alınması, ortak perspektiflerin vurgulanması, karşılıklı olarak düşüncelerin paylaşılması açısından da son derece verimli, anlamlı bir ziyaret olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Kuşkusuz bir çok meselede olduğu gibi uzun zamandır üzerinde konuşulan bu ziyaretimizin de çok farklı yansımaları olmuştur. İçeride tribünlere dönük siyaset üretenlerin ziyaretimizi gölgeleme çabaları ise eski alışkanlıklardan vazgeçmenin kolay olmadığını bir kez daha göstermiştir.

Dış ilişkileri değerlendirirken belli bir noktadan bakmak yerine dünya haritasını önünüze sermeniz gerekiyor. Türkiye'nin içine kapandığı yıllardan kalma alışkanlık ise dünya haritasına bakmadan siyaset yapmaktır. Bütünden parçaya bakmak, sorun alanlarını bütünlük içinde değerlendirmek, bağlantı noktalarını sebep sonuç ilişkileriyle birlikte görmek, sorunların birbiriyle bağlantısına bakmak gerekir."

STRATEJİK ORTAKLIK
Erdoğan, Türkiye ile ABD'nin tarihte hiçbir zaman savaşmamış olması, demokrasi ve özgürlük perspektiflerinde buluşmasının ittifakın temel özelliklerini belirlediğini kaydederek, ''ülkelerin stratejik ortaklığı, aynı ittifak içinde olmaları, bir çok hayati konuda işbirliğine gitmesi kendi karakteristik kimliklerini, devlet geleneklerini terk etmek ya da aynileşmek anlamına gelmez'' dedi.

Türkiye'nin, ne yaptığını, ne yapacağını bilen, önündeki seçenekleri analiz ve böylece geleceğe bakan bir ülke olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

Türkiye, ilişkilerini dönemsel sorunları aşacak şekilde derinlikli bir temel ve gerçekçi bir zemin üzerinde zenginleştiren, her zaman vakarını koruyan bir ülkedir.

Bu seyahatimizde ABD Başkanı Sayın Bush, BM Genel Sekreteri Sayın Kofi Annan, Dünya Bankası Başkanı Wolfovitz ile yaptığımız önemli görüşmelerin dışında yoğun bir diplomasi trafiği ile bir çok zeminde Türkiye'nin tezlerini, Türk demokrasisinin açılımlarını, Türkiye'nin ekonomik imkanlarını, dinamiklerini, AB perspektifimizi konuşma, tartışma imkanı bulduk.

Bu görüşmelerin hepsi bir dakikası bile boş geçirilmeyen yoğun bir görüşme trafiğiyle gerçekleşmiştir."

3 KASIM ÖNCESİ
Erdoğan, gündemdeki konulara değindi. ''3 Kasımlara dönme gayreti içinde olanlara sesleniyorum; boşuna gayret etmeyin. Türkiye'nin artık 3 Kasım öncesine dönme diye bir niyeti yok'' diyen Erdoğan, ülkenin gündemini boş kavgalarla, kısır çekişmelerle, 'en doğruyu ben bilirim', 'her kuralı ben koyarım' büyüklenmeleriyle karartmaya hiç kimsenin hakkı olmadığını, AK Parti'nin böyle bir anlayışı, stratejisi ve taktiği olmadığını kaydetti.

Ülke için söyleyecek sözü olanın, başlarının üstünde yeri olduğunu, ama yeni ufuklara doğru ilerlerken siyasetin içini boş lafla, ucuz polemikle doldurmaya uğraşanların, karşılarında AK Parti Grubu'nu bulacağını belirten Erdoğan, ''Eskiden, biliyorsunuz gölge oyunları vardı. Bunlar, şimdi gölge oyunlarıyla Türkiye'yi meşgul etmek istiyorlar. Ücretsiz gölge oyunlarına gerek yok, yorulmasınlar. Çünkü bunlara da millet prim vermiyor. Bunu, böyle bilmeleri lazım. Açıkça söylüyorum; bizi seviyesizlik minderine çekmek isteyenler, o minderde yalnız kalacaklardır'' diye konuştu.

SOSYAL GÜVENLİK REFORMU YENİ YASAMA YILINA
Erdoğan, SSK ve Bağ-Kur'un birikmiş prim alacaklarının, bu kurumların finansal dengelerini olumsuz etkilediğini belirterek, borçlarını ödemek isteyen ancak, birikmiş borçlarının tamamını kapatmak için yeterli kaynağa sahip olmayan prim borçlularının zor durumda kaldığını söyledi. Bu kurumların alacaklarının tasfiye edilmesi amacıyla defalarca çeşitli uygulamalar ve imkanlar geliştirildiğini ancak, soruna köklü bir çözüm getirilemediğini
bildiren Erdoğan, hükümetin, sosyal güvenlik sisteminin dengelerini olumsuz etkileyen bu konuya kati ve sürdürülebilir bir çözüm getirmekte kararlı olduğunu söyledi.

Toplumun her kesimini ilgilendiren ve esasen bir çok veçhesi bulunan bu problemin gerçekten de kalıcı bir çözüme kavuşturulmasını şart gördüklerini ifade eden Erdoğan, bunun için konunun detaylı bir şekilde analizi, sorunun kaynaklarının iyi tespit edilmesi, çözümün adil olması, primlerini zamanında ödeme gücünü bulmuş vatandaşların vicdanını yaralamamasının esas olduğunu kaydetti.

Üzerinde çalıştıkları çözüm önerisinin, tüm prim borçlularına sabit öneri getirmek yerine, prim borçlularını kendi koşulları içinde değerlendiren ve borçlunun ödeme kabiliyetini de dikkate alarak farklı planlar sunacağını belirten Erdoğan, şunları söyledi:

''Önerilen çözüm programının adil, hakkaniyete uygun ve şeffaf bir şekilde yürütülebilmesi için gerekli tüm önlemler alınacak ve program ile beraber açıklanacaktır. Üzerinde çalışmalarımızı yoğunlaştırdığımız yeni çözüm önerisi, genel bir af olmayacaktır.

Yeni çözüm programı, 31 Mart 2005 tarihinden önceki prim borçlarını kapsayacak şekilde geliştirilmekte olup, bu tarihten sonraki prim borçlarını kapsamayacaktır. Yeni çözüm önerimiz ile devlet, prim ödemelerini yapmak isteyen ve zor durumda bulunan vatandaşlarımızın bu sorununa çare bulmakta ancak, ödeme kabiliyeti olduğu halde primlerini yatırmayan vatandaşlarımızın da bu alışkanlıklarından vazgeçmesi için bir son çağrı yapmaktadır."

Erdoğan, toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren bu probleme kalıcı çözüm getirilmesini zaruri gördüklerini ancak, bu problemin kapsamlı hazırlık yapılmadan getirilecek kısa yasal düzenlemelerle çözülebilir olmaktan öteye geçtiğini söyledi.

Konunun aceleye getirilmemesi, daha iyi irdelenmesi ve kalıcı çözüm önerileri getirilebilmesi için ilgili bakanlara konu üzerinde daha fazla mesai harcama talimatı verdiğini belirten Erdoğan, Meclis'in tatilde olacağı dönemde çalışmaların olgunlaştırılacağını ve yeni yasama yılı başlangıcında TBMM'ye sunulacağını bildirdi.