2005-06-24 - 14:26
ÖZELLEŞTİRME KARŞITI DİLEKÇELER...
Türk-İş, Kamu-Sen ve KESK tarafından toplanan özelleştirme karşıtı dilekçeler, AK Parti Grup Başkanvekili Faruk Çelik ve CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç'a verildi.
Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız ve KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul ile bir grup sendika üyesi, Çelik ve Koç'u ziyaret ederek, toplanan dilekçelerin birer nüshasını teslim ettiler.

AK Parti Grup Başkanvekili Çelik, hükümet olarak özelleştirmeden yana olduklarını belirterek, özelleştirmenin ''15-20 yıl iflas ettir, özelleştir'' mantığıyla değil, biran önce elden çıkarılması gereken kurumların en verimli haliyle elden çıkarılması şeklinde yapılması gerektiğini söyledi.

Hükümetin, AB konusundaki net ve kesin kararlılığını özelleştirme konusunda da sürdüreceğini ifade eden Çelik, ''Devlet yönetiminin size göre bize göre değil, kural ve hukuk çerçevesinde yürümesinin çok daha ilkeli, doğru olacağı inancındayız. Bu kurumların dünyada nasıl özelleştirildiği açık ve ortadadır. Telekom, Tüpraş ve Erdemir'de, devletin hiç düşünmediğimiz olumsuz şartlarla karşılaştığı zaman, altın hisse dediğimiz hissenin çok önemli işlevi olacak'' dedi.

Çelik, Türkiye'de bir değişim ve dönüşüm yaşandığını belirterek, şöyle devam etti:

''Özelleştirmelerle ilgili olumlu tablo ortaya konmasına rağmen, çalışanlarla ilgili mağduriyetin olmayacağının açıklanmasına rağmen, hoşnutsuzlukların olmasını tabii karşılamamız gerekiyor. Yeni bir Türkiye anlayışına giderken ister istemez hoşnutsuzluklar olacaktır. Dünyadan kopuk ve klasik bir yönetim anlayışıyla Türkiye'nin yönetilemeyeceğini, karşımıza çıkan kriz ortamları net bir şekilde ortaya koymuştur.''

''BEŞ DUYUSU OLMAYAN BİR ÜLKE...''
CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç ise son dönemde hızlanan hükümet uygulamalarının gerçek bir özelleştirme mi, yoksa yeni dünya düzeninin Türkiye'ye dayattığı bir yabancılaştırma mı olduğunun iyi incelenmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'de yapılan özelleştirmelerle, üretemeyen, kendi ayakları üzerinde duramayan, kendi kaderini tayin edemeyen bir ülke yaratılmak istendiğini ileri süren Koç, ''Haberleşmesini blok olarak yabancıya satacak bir Türkiye, tek petrol rafinerisini elinden çıkaracak bir Türkiye, Erdemir'i, Seydişehir'i elinden çıkaracak bir Türkiye... Böyle bir Türkiye düşünebiliyor musunuz? Kolsuz, kanatsız, gözsüz, kulaksız, beş duyusu olmayan bir ülke...'' diye konuştu.

''TEPKİLER, DİLEKÇELERLE KANITLANDI''
Türk-İş Genel Başkanı Kılıç da Türkiye'nin önemli kuruluşlarının özelleştirilmesine karşı alanlarda gösterdikleri tepkilerin, toplanan dilekçelerle kanıtladığını vurguladı.

IMF ve Dünya Bankası'na verilen taahhütler doğrultusunda Türkiye'nin kar eden ve stratejik öneme sahip kuruluşlarının özelleştirilmesinin yarar getirmeyeceğini savunan Kılıç, bugüne kadar özelleştirmeden 10.5 milyar dolar gelir elde edildiğini, bu para ile ne iç borcun ödendiğini ne bütçe ne de cari açığın kapandığını söyledi.

Kılıç, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda çalışmaları süren sosyal güvenlik reformu yasa tasarısını da eleştirerek, tasarıdan çalışanlar aleyhine yer alan hükümlerin çıkarılmasını istedi.