2006-09-21 - 13:11
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Yazar Elif Şafak'a verilen beraat kararını değerlendirirken, ''Türkiye'de düşünce özgürlüğünün Avrupa'nın gerisinde olmasını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Ama bir şartla; bu düşünce özgürlüğüne sığınarak devletin güvenliğinin tehlikeye
düşürülmesini de kabul etmiyoruz'' dedi.
TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Öymen, gazetecilerin sorusu üzerine, Yazar Elif Şafak hakkında, Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararı değerlendirdi.
Öymen, Türkiye'de fikir özgürlüğüne tam saygı gösterilmesi gerektiğini, hiçbir aydının yazdıkları ve düşünceleri dolayısıyla mahkum olmasını
istemediklerini belirterek, şunları kaydetti:
''Düşüncelerini beğenmesek bile, fikir özgürlüğüne biz herkesten daha çok saygılıyız. Türkiye'de fikir özgürlüğüne tam saygı gösterilmelidir. Türkiye'de düşünce özgürlüğünün Avrupa'nın gerisinde olmasını, hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Ama bir şartla; bu düşünce özgürlüğüne sığınarak, devletin güvenliğinin tehlikeye düşürülmesini de kabul etmiyoruz. Nasıl AB ülkeleri kendi güvenliklerini korumak için özel yasalar çıkarıyorsa, o hakkı görüyorlarsa, biz de bu hakkı görmeliyiz.''
KÖKLÜ ADALET REFORMU...
Öymen, bu davaların köklü adalet reformu yapılmaması nedeniyle tartışma yarattığını ifade ederek, AB'nin de Türkiye'den köklü adalet reformu istediğini söyledi.
Meclis'te görüşülen AB 9. Uyum Paketi'nin de köklü reform içermediğini savunan Öymen, ''Hazin bir tablo yaşıyoruz. Türkiye'de insanlar, insan hakları ihlal edildiği için tepki gösterme hakkına sahip. Bunun, yargı ve siyasi yolu var. Siyasi yolu TBMM'dir. İnsan hakları ihlal edilenler, soluğu Brüksel'de alıyor. Bunu, dini azınlık mensupları da yapıyor. Bir sıkıntınız varsa önce bize gelin'' diye konuştu.
Öymen, Avrupa'daki bazı siyasi çevrelerin, Türkiye'deki bazı etnik grupları himaye altına aldığını, onlarla ilgili iddia olduğu zaman dünyayı ayağa
kaldırdığını söyledi.
AB'nin, bunun dışındaki çevrelere tepki göstermemesini de eleştiren Öymen, ''Bu, iki yüzlülük ve çifte standarttır'' dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, AK Parti hükümetini eleştirerek , ''Göz göre göre Lozan'ı deliyorlar, buna da Meclis'e alet ediyorlar'' dedi.
Öymen, 9. Uyum Paketinde yer alan düzenlemelerden birinin devletin temel taşını oluşturan Lozan Anlaşmasını açıkça ihlal ettiğini söyledi.
Edindikleri bilgiye göre, Mayıs 2005'te, hükümetin talimatıyla azınlık hakları ve imtiyazlarını düzenleyen Azınlık Sorunlarını Değerlendirme Kurulunun,
vakıflar konusunda Lozan Anlaşmasında öngörülen karşılıklılık ilkesinden vazgeçilmesini kararlaştırdığını öne süren Öymen, bu konuda Dışişleri Bakanı'na soru önergesi verdiğini söyledi.
Azınlıklarla ilgili düzenlemelerin Sevr Anlaşmasını çağrıştırdığını savunan Öymen, ''Göz göre göre Lozan'ı deliyorlar, buna da Meclis'i alet ediyorlar. Vahim olan budur. Sizin elinizde rehber Lozan'dır. Lozan'a uyuyor musunuz, uymuyor musunuz?'' diye sordu.
Düzenlemelerle azınlıklara tek taraflı tavizler verildiğini öne süren Öymen, Başbakan Erdoğan'ın İstanbul'da Batı Trakya Türk'leri ile ilgili toplantıda
yaptığı konuşmaya değindi.
Öymen, şunları kaydetti:
''Batı Trakya Toplumu ile ilgili olarak 'Tam mutakabiliyet esası uygulanacak' dedi. Daha mürekkebi kurumadan bunun tam tersini içeren bir yasa
tasarısıyla Meclis'te karşı karşıyayız. Böyle bir durum olabilir mi? Başbakan farkında değil. Başbakan, azınlıklarla ilgili Azınlık Sorunlarını Değerlendirme Kurulunun ne karar aldığından haberi bile yok. Kendi devletinin yaptığını bilmeyen bir Başbakan olur mu? Hangi devlet yetkilisi, ne hakla, hükümetten yetki almadan Lozan'ı delecek? Bile bile sizin talimatınızla Lozan'ı delecekler, siz ne talimat verdiğinizin farkına da varmayacaksınız, veya bileceksiniz, halka tersini söyleyeceksiniz. Böyle bir şey olamaz.''
AVRUPA SOSYAL ŞARTI
Öymen, 9. Uyum Paketini dar çerçeveli ve yanlış bulduklarını söyledi. Bugün Dışişleri Komisyonunda Avrupa Sosyal Şartına ilişkin tasarıyı uzun uzun görüştüklerini ifade eden Öymen, hükümetin bazı maddelere rezerv koyduğunu kaydetti.
Öymen, ''Bunlardan biri, 'Çalışanların kendilerini ve ailelerini iyi bir yaşam düzeyi sağlayacak ücret hakkına sahip olduklarını tanımayı' içeriyor. Buna
Hükümet rezerv koyacak. Buna hakkınız yok, sizi halka şikayet edeceğiz'' diye konuştu.
Öymen, Türkiye'de fikir özgürlüğüne tam saygı gösterilmesi gerektiğini, hiçbir aydının yazdıkları ve düşünceleri dolayısıyla mahkum olmasını
istemediklerini belirterek, şunları kaydetti:
''Düşüncelerini beğenmesek bile, fikir özgürlüğüne biz herkesten daha çok saygılıyız. Türkiye'de fikir özgürlüğüne tam saygı gösterilmelidir. Türkiye'de düşünce özgürlüğünün Avrupa'nın gerisinde olmasını, hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Ama bir şartla; bu düşünce özgürlüğüne sığınarak, devletin güvenliğinin tehlikeye düşürülmesini de kabul etmiyoruz. Nasıl AB ülkeleri kendi güvenliklerini korumak için özel yasalar çıkarıyorsa, o hakkı görüyorlarsa, biz de bu hakkı görmeliyiz.''
KÖKLÜ ADALET REFORMU...
Öymen, bu davaların köklü adalet reformu yapılmaması nedeniyle tartışma yarattığını ifade ederek, AB'nin de Türkiye'den köklü adalet reformu istediğini söyledi.
Meclis'te görüşülen AB 9. Uyum Paketi'nin de köklü reform içermediğini savunan Öymen, ''Hazin bir tablo yaşıyoruz. Türkiye'de insanlar, insan hakları ihlal edildiği için tepki gösterme hakkına sahip. Bunun, yargı ve siyasi yolu var. Siyasi yolu TBMM'dir. İnsan hakları ihlal edilenler, soluğu Brüksel'de alıyor. Bunu, dini azınlık mensupları da yapıyor. Bir sıkıntınız varsa önce bize gelin'' diye konuştu.
Öymen, Avrupa'daki bazı siyasi çevrelerin, Türkiye'deki bazı etnik grupları himaye altına aldığını, onlarla ilgili iddia olduğu zaman dünyayı ayağa
kaldırdığını söyledi.
AB'nin, bunun dışındaki çevrelere tepki göstermemesini de eleştiren Öymen, ''Bu, iki yüzlülük ve çifte standarttır'' dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, AK Parti hükümetini eleştirerek , ''Göz göre göre Lozan'ı deliyorlar, buna da Meclis'e alet ediyorlar'' dedi.
Öymen, 9. Uyum Paketinde yer alan düzenlemelerden birinin devletin temel taşını oluşturan Lozan Anlaşmasını açıkça ihlal ettiğini söyledi.
Edindikleri bilgiye göre, Mayıs 2005'te, hükümetin talimatıyla azınlık hakları ve imtiyazlarını düzenleyen Azınlık Sorunlarını Değerlendirme Kurulunun,
vakıflar konusunda Lozan Anlaşmasında öngörülen karşılıklılık ilkesinden vazgeçilmesini kararlaştırdığını öne süren Öymen, bu konuda Dışişleri Bakanı'na soru önergesi verdiğini söyledi.
Azınlıklarla ilgili düzenlemelerin Sevr Anlaşmasını çağrıştırdığını savunan Öymen, ''Göz göre göre Lozan'ı deliyorlar, buna da Meclis'i alet ediyorlar. Vahim olan budur. Sizin elinizde rehber Lozan'dır. Lozan'a uyuyor musunuz, uymuyor musunuz?'' diye sordu.
Düzenlemelerle azınlıklara tek taraflı tavizler verildiğini öne süren Öymen, Başbakan Erdoğan'ın İstanbul'da Batı Trakya Türk'leri ile ilgili toplantıda
yaptığı konuşmaya değindi.
Öymen, şunları kaydetti:
''Batı Trakya Toplumu ile ilgili olarak 'Tam mutakabiliyet esası uygulanacak' dedi. Daha mürekkebi kurumadan bunun tam tersini içeren bir yasa
tasarısıyla Meclis'te karşı karşıyayız. Böyle bir durum olabilir mi? Başbakan farkında değil. Başbakan, azınlıklarla ilgili Azınlık Sorunlarını Değerlendirme Kurulunun ne karar aldığından haberi bile yok. Kendi devletinin yaptığını bilmeyen bir Başbakan olur mu? Hangi devlet yetkilisi, ne hakla, hükümetten yetki almadan Lozan'ı delecek? Bile bile sizin talimatınızla Lozan'ı delecekler, siz ne talimat verdiğinizin farkına da varmayacaksınız, veya bileceksiniz, halka tersini söyleyeceksiniz. Böyle bir şey olamaz.''
AVRUPA SOSYAL ŞARTI
Öymen, 9. Uyum Paketini dar çerçeveli ve yanlış bulduklarını söyledi. Bugün Dışişleri Komisyonunda Avrupa Sosyal Şartına ilişkin tasarıyı uzun uzun görüştüklerini ifade eden Öymen, hükümetin bazı maddelere rezerv koyduğunu kaydetti.
Öymen, ''Bunlardan biri, 'Çalışanların kendilerini ve ailelerini iyi bir yaşam düzeyi sağlayacak ücret hakkına sahip olduklarını tanımayı' içeriyor. Buna
Hükümet rezerv koyacak. Buna hakkınız yok, sizi halka şikayet edeceğiz'' diye konuştu.
