2006-02-20 - 14:30
CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ KOÇ'UN BASIN TOPLANTISI..
Koç TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, ''Yolsuzlukla ilgili Hükümet kanadındaki ve Anadolu'nun değişik yerlerindeki kokuları, Sayın Başbakan almamakta, duymamakta inat ediyor'' dedi.
Koç, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı hane halkı yoksulluk verilerine değinerek, Türkiye'de her 4 kişiden 1'inin yoksulluk sınırı altında olduğunu söyledi. ''Milli gelirin halk arasında adil dağıtılmadığını'' ifade eden Koç, halkın yoksullaşmasına karşın birilerinin gelirinin arttığını belirtti.

İktidar partisinin teşkilat görevlilerinin, Anadolu'da ihale peşinden koştuklarına ilişkin konuların gazetelerde haber olduğuna dikkati çeken Koç, şöyle devam etti:

''AKP teşkilatları, ihale peşinde koşmaya başladılar. Her taraftan kötü koku geliyor. Her taraftan belge yağıyor... Fakat Sayın Başbakan'ın Meclis koşullarına göre nezle olduğunu düşünmek mümkün; burnu koku almıyor. Sayın Başbakan yolsuzlukla ilgili çıkan kokuları duymamakta direniyor. Herhalde bir sağlık sorunu diyorum; yani koku almayı engelleyecek, burun tıkanıklığı olabilir. Nezle herhalde. Yolsuzlukla ilgili Hükümet kanadındaki ve Anadolu'nun değişik yerlerindeki kokuları, Başbakan almamakta duymamakta inat ediyor.

Sayın Başbakan Türkçe mi anlamıyor, burnu mu koku almıyor? Ne yapmamız gerekir, ben de şaşırdım. Meclis denetim mekanizmasını devreye sokuyoruz. Aklama-paklama mekanizması devreye giriyor, siyasi baskı devreye giriyor. Soru önergeleriyle gündeme taşıyoruz, yanıt yok.''

-''SÜKUT, İKRAR DEMEKTİR''-

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkında verilen gensoru önergesini anımsatan Koç, gensoruya konu alan iddiaların cevapsız bırakıldığını öne sürdü.
''Sükut, ikrar demektir'' deyiminin, ''susmanın doğruyu kabul etmek'' anlamına geldiğini belirten Koç, ''AKP ve Maliye Bakanı bu noktadadır. 'Ha hu'dan başka, çıkıp kürsüden iddialara cevap verdiğini duydunuz mu?'' dedi.

Koç, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, İzmir liman işletmeleri, istasyon yenileme işleri, SEKA, Mavi Akım Doğalgaz Ek
Protokolü, BOTAŞ, TOKİ, Bingöl deprem konutları, Jokey Kulübü'nün SHÇEK payı, mısır ithalatı, okul ihaleleri gibi birçok yolsuzluğu
belgeleyeceklerini ifade etti. Koç, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile Başbakan Erdoğan arasında tespit ettiği ortak noktaları şöyle sıraladı:

''2B arazilerine karşı özel ilgi besliyorlar. Orman arazisi kapatmaya karşı ilgililer. İkisi de çocuklarının geleceğini sağlama bağlama konusunda ilişkilerini, becerilerini çok iyi kullanıyorlar.

Aynı tarikat ilişkilerinden geliyorlar. Kaçak villa ve binalarda ikamet etme alışkanlıkları var. Argo konuşma merakları aynı. Milletin gözüne baka baka gerçek dışı konuşma noktasında da çok büyük benzerlikleri var.''

Başbakan'ın ''Gensoruda aldılar cevabını'' dediğini belirten Koç, şunları söyledi:

''Sayın Başbakan, Maliye Bakanı'nın, bu iktidar sayısal çoğunluğunu yitirdiği zaman uğrayacağı kovuşturma ve yargı sürecinde; bu tutum ve sözleriyle, Sayın Maliye Bakanı hakkında ileri sürülen iddiaların ortağı konumundadır. Bunun fesatla mesatla ilgisi yok. İleride Sayın Başbakan, Sayın Unakıtan yargıyla muhatap olduğu zaman, bu yollarda da beraber yürüyeceğini bu sözleriyle ifade ediyor. AKP içinden kaynaklanan ve artık ayyuka çıkan yolsuzlukların, bizzat kendi iradesiyle koruyuculuğuna ve hamiliğine soyunmuştur. Bu çok açık bir gelişmedir. Maliye Bakanı ve oğluyla ilgili tüm tartışmalarda, artık Sayın Başbakan, doğrudan bir hamidir ve muhataptır.''

-''AKREP Mİ VAR BURADA?''-

Başbakan Erdoğan'ın, AK Parti Kadın Kolları Teşkilatı'nın kuruluşunun 3. yıldönümünde ''Kadını özel alana hapseden ve kamusal alandan dışlayan, cinsiyet ayrımcılığına dayanan baskıcı ve tutucu anlayışlar asla medeni olamaz'' dediğini belirten Koç, toplantıya katılan kadınların fotoğraflarının yayınlandığı bir gazeteyi gösterdi. Bu toplantıyı, ''haremlik, selamlık bir AKP toplantısı'' olarak nitelendiren Koç, kadınların oturduğu bölümü gösteren fotoğrafı işaret ederek, ''Akrep mi var burada? Başbakan ne söylüyor, neler gerçekleşiyor. Dante'nin ilahi komedisi, AKP iktidarıyla karşımızda. Tezadın bu kadar ucuz yaşandığı ülke... Başbakan, siyaseti bıraktıktan sonra herhalde mizah yazarlığına soyunacak. Söylemleriyle toplumu test ediyor'' diye konuştu.

-MECLİS'TE POLİS MEMURUNUN İNTİHARI-

CHP Grup Başkanvekili Koç, kredi kartı borcu nedeniyle Meclis'te polis memurun intihar etmesinin ''ne ilk ne de son olacağını'' söyledi.
Kredi kartları nedeniyle birçok ocağın söndüğüne dikkati çeken Koç, bu konuya düzenleme getiren yasa tasarısına değindi. ''Tasarı
hazırlandığı gibi çıkarsa, bu ocaklar sönmeye devam edecektir'' diyen Koç, tasarının görüşmeleri sırasında borçların 24 ay taksitlendirilmesine ilişkin önerge vereceklerini bildirdi.

-HAMAS HEYETİNİN ZİYARETLERİ-

Hamas heyetinin Türkiye ziyaretine değinen Haluk Koç, Türkiye'nin Ortadoğu'da mazlum Filistin halkının Bağımsız Filistin Devleti oluşturma yolunda atacağı adımları desteklediğini belirtti.
Türkiye'nin ''Her kim ya da kuruluş şiddete teröre başvurarak hedefini bu doğrultuda oluşturuyor ve buradan siyasi çözüm umuyorsa,
bunu muhatap almamak'' ilkesi olduğunu belirten Koç, ''Terör hiçbir zaman siyasi muhatap alınmaz'' dedi. ''Son davette, Hükümet'in, AKP'nin ve Dışişleri Bakanlığı'nın topu birbirine attığını'' ifade eden Koç, şunları söyledi:

''Davet ettiyseniz 'ettik' deyin... Olayda bir mahcubiyet var, kimse sahiplenmiyor. Başbakan bir mobilya mağazasında karşılaşıyor,
Dışişleri Bakanı, parti merkezine arka kapıdan giriyor, Gül Abdullah oluyor herhalde. Her voltajda yanan ampuller, turuncu örtüyle kapatılıyor. Mahcubum, mahcupsun, mahcubuz...

Hamas'ın amacı, Filistin'i bir İslami cumhuriyet haline getirip, İslamiyet kurallarına göre yönetme hedefi var. Türkiye, davet nereden
gelmişse gelsin, hangi mahcubiyet sergilenmişse sergilensin, benzer yöntemleri kullanan başka örgütlerin karşısında 'Bu terör örgütüdür,
bunun siyasi yolla çözüm aramasında belirli sıkıntılar vardır' tezini söyleyemeyecek duruma getirilmiştir. Türkiye çok önemli bir diplomatik
viraj kaybetmiştir.''

-YABANCI DOKTOR UYGULAMASI-

Gazetecilerin yabancı doktor uygulamasına ilişkin sorularını cevaplandıran Koç, ''Türkiye Hollanda peyniri ithal ediyor, doktor
ithal etme olayıyla ilk kez karşılaştım'' dedi.

Gelecek yabancı doktorların hizmete başlamadan önce kurs almaları gerektiğini ifade eden Koç, şöyle devam etti:
''Argo lisan dilinde kurs almaları gerekir ki halkla anlaşabilsinler. Başbakan her şey söylüyor. Hiçbir akıl bunu izah edecek bir sonuç vermiyor. Gelenlerin, önce Türkçe konuşmayı, halkın dilini öğrenmeyi bırakın, Başbakan'la anlaşmaları için önce argo kursundan geçmeleri gerekir.''