2008-03-27 - 19:00
TBMM Genel Kurulu'nda, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununda değişiklik yapan kanun tasarısının tümü üzerinde görüşmeler yapıldı.
TBMM Genel Kurulu'nda, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununda değişiklik yapan kanun tasarısının tümü üzerinde görüşmeler yapıldı.
Tasarı üzerinde söz alan CHP grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, grubu adına
yaptığı konuşmada, tasarının, vatandaşları sistemde daha fazla tutmayı amaçladığını,
bunun için de emeklilik yaşının yükseltilmesinin öngörüldüğünü söyledi.
Kılıçdaroğlu, tasarıyla, vatandaşların daha geç emekli olacağını ancak daha az emekli aylığı
elde edeceğini, kazanılmış hakların alınacağını ifade etti. Kılıçdaroğlu, sistemin ne zaman
düzeleceği ve ne zaman artıya geçeceğinin bilinmediğini belirtti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, geçen yıl yaptığı grup konuşmasında
CHP'yi ''Kaymak tabakayla birlikte olmakla'' suçladığını kaydeden
Kılıçdaroğlu, ''Bu ülkenin işçisi, emeklisi, esnafı kaymak tabakaysa,
biz kaymak tabakayla yan yanayız'' dedi.
Cezaevindeki hükümlülerin üretimde bulunduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu,
bu üretimin neden sosyal güvenlik kapsamında olmadığını, bu kişilerin
cezaevinden çıktıktan sonra 9 bin prim gününü nasıl dolduracağını sordu.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın ''Bu tasarının tek cümlesini okumamışlar,
dürüst davranmıyorlar, yalan söylüyorlar'' dediğini belirterek, bunun
Başbakan'ın en büyük gafı olduğunu savundu. Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın,
tasarının tek cümlesini, tek satırını okumadığını, bunu da her yerde
ispat edebileceğini ileri sürdü.
-''İŞÇİ DEĞİL, MİLLETVEKİLİ EMEKLİSİ''-
Erdoğan'ın kazanılmış hakların devam edeceği söylemini de eleştiren
Kılıçdaroğlu, ''Başka örnek vermeye gerek yok, gazetecilere, 'Sizin
yıpranma hakkınız elinizden alınıyor mu?' diye sordum ve alındığını
söylediler'' dedi.
''Sizler kamuoyuna doğru bilgi vermiyorsunuz'' diyen Kılıçdaroğlu,
tasarının Genel Kurula indikten sonra sosyal taraflarla görüşüldüğünü,
hükümetin izlediği politikalar sonucunda, işçi ve memurun sokağa inmeye
davet edildiğini iddia etti.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın emzirme ödeneğinin 50 YTL'den 203 YTL'ye
çıkarılacağını söylediğini anımsatarak, mevcut yasada emzirme ödeneğinin
bin 215 YTL olduğunu belirtti.
Erdoğan'ın, kendisinin de işçi emeklisi olduğuna yönelik sözlerini de
anımsatan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın işçi değil, milletvekili emeklisi
olduğunu öne sürdü. Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın 2000 yılında emeklilik için
SSK'ya başvurduğunu, 15 Nisan 2003 yılında ise kaydını Emekli Sandığına
yaptırdığını savundu.
-''3 ÇOCUĞA NASIL BAKILACAĞI MUCİZESİ''-
Kılıçdaroğlu, tasarıyla emeklilerin ikinci sınıf yurttaş yapıldığını,
milli gelir artışından pay verilmediğini ifade etti.
Görüştüğü asgari ücretli işçilerin ''435 YTL net asgari ücret alıyorum.
200 YTL'yi kiraya ödüyorum, geriye kalan 235 YTL ile 3 çocuğa nasıl
bakacağım?'' sorusunu yönelttiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Sayın Bakan,
Sayın Başbakan, bu 235 YTL ile 3 çocuğa nasıl bakılacağının mucizesini
gösterirse, bizi izleyen işçiler 'Sayın Bakanı tebrik ediyoruz. 235
YTL'nin bu kadar bereketli harcandığını, güllük gülistanlık içinde 3
çocuğa nasıl bakacağımızı öğrenmiş olacağız' diyecekler. Biz de öğrenmiş
olacağız'' diye konuştu.
MHP GRUP BAŞKANVEKİLİ MEHMET ŞANDIR
MHP Grup Başkanvekili, Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır, TBMM Genel Kurulunda Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununda değişiklik yapan kanun tasarısı üzerinde MHP Grubu adına söz
aldı.
Tasarının hazırlanması ve görüşülmesinin farklı ve özel olması
gerektiğini, büyük oranda da böyle olduğunu belirten Şandır, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'e teşekkür etti. Şandır, tasarının
hazırlanmasında, toplum kesimleri, sivil toplum kuruluşları ve siyasi
partilerle görüşüldüğünü anımsatarak, bunun, Çelik'in iradesiyle
olduğunu söyledi.
Şandır, sosyal güvenlik hakkının, ''sosyo-ekonomik haklar'' grubu olarak
ikinci kuşak insan haklarından olduğunu dile getirerek, sosyal
güvenliği; birey ile toplum, toplum ile devlet arasında bir temel
sözleşme şeklinde tanımladı.
Anayasanın, devletin, hukuk devleti olabilmesi için öncelikle sosyal
devlet olmasını zorunluluk haline getirdiğine işaret eden Şandır,
''Hukuk devleti ve sosyal devlet, sosyal güvenlikte devletin yoğun
biçimde katılmasını gerektirmektir. Bu durum AB üyesi olmak iddiasının
da gereğidir'' dedi.
Şandır, AB üyesi ülkelerde milli gelirden sosyal güvenliğe aktarılan
kaynakların ve sosyal güvenliğin finansmanında devlet katkısının oldukça
yüksek olduğunu belirterek, tasarının ise devletin sosyal güvenliğe
katkısını yüzde 1'e indireceğini söyledi. Şandır, AB üyesi ülkelerde,
sosyal güvenliğe devlet katkısının bütçe içindeki payının yüzde 40'ken,
Türkiye'de bu oranın yüzde 19,3 olduğunu vurguladı.
-''SİSTEMİN DEĞİŞTİRİLMESİ BİR ZORUNLULUK''-
MHP'li Şandır, sosyal güvenlik sistemindeki açıkları kapatmak için
devleti, sorunun dışına taşımanın bir çözüm olarak görülmemesi
gerektiğini ifade etti.
Tasarının, bir toplum sözleşmesi belgesi olmak zorunda olduğuna işaret
eden Şandır, ''Bu tasarıyı, Anayasa ile eş değerde görmek gerekir. Bu
sebeple mümkün olabilen en geniş kapsamda bir paylaşma ve uzlaşma ile
tanzim edilmelidir. Bugün burada, bu tasarıyla, ülkemizin, devletimizin
ve toplumumuzun sosyal uzlaşma hukukunu gözden geçirmekteyiz'' diye
konuştu.
Şandır, ''Bu tasarı, adaletli ve taraflar arasında gönüllü paylaşımı
temin edebilecek bir hukuk sözleşmesine dönüşebilecek mi? Kalıcı olacak
mı ve uygulanabilecek mi?'' sorularını yönelterek, sözlerini şöyle
sürdürdü:
''Bu ve benzeri soruların cevabını bu kanun tasarısını hazırlayanların
da net verebildiğini zannetmiyorum. Aksayan yerleri ileride değiştiririz
demek de çözüm değildir.
Ekonomi için kara delik nitelemesi ile artık taşınamaz ve böyle
sürdürülemez bir noktaya gelen sosyal güvenlik sisteminin, bütünüyle
değiştirilmesi ve yenilenmesi artık ertelenemez ve ötelenemez bir
zorunluluk halindedir. Sosyal güvenlik sisteminin bu gün geldiği
durumdan sorumlu olanlar, bu güne kadar Türkiye'yi yöneten siyasi
iktidarlardır yani devlettir. Faturayı çalışan kesimlere kesmek, bedeli
onlara ödetmek doğru olmaz, hak olmaz.''
DTP DİYARBAKIR MİLLETVEKİLİ GÜLTAN KIŞANAK
DTP Grubu adına söz alan Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak,
tasarının hazırlanma aşamasında, sosyal çevrelerle görüşülmediğini, son
anda yapılan diyaloğun da yetersiz olduğunu savundu.
Düzenlemeye yapılan itirazların, tasarının felsefesine yönelik
eleştiriler olduğunu belirten Kışanak, 12 Eylül ihtilalinden sonra
uygulamaya konulan sosyal politikaların eksikliklerinin, bu düzenlemeyle
tamamlanmaya çalışıldığını ileri sürdü.
''Düzenlemeyle sosyal devlet ilkesinin rafa kalktığını'' iddia eden
Kışanak, vatandaşların sosyal hak ve özgürlüklerine yapılacak
müdahalelerin, toplumda tahribatlara yol açacağını söyledi.
Kışanak, ''Reformlar, sermaye grupları için dikensiz gül bahçesi
hazırlarken, işçilerin sömürülmesine yol açmıştır. Sosyal devlet, insan
onuruna yakışan bir asgari geçimi sağlamakla görevlidir. Yurttaşı
müşteri sayan bu yasal düzenleme, uluslararası sosyal sözleşmelere de
aykırıdır. Kendi kendini finanse eden bir sistem getiriliyor'' diye
konuştu.
Sosyal haklar konusunda dengenin sağlanması gerektiğini vurgulayan
Kışanak, işsizlik ve kayıt dışı ekonomi olduğu sürece bu dengenin
sağlanamayacağını bildirdi.
Toplumun varlığını sürdürmesi için gerekli olan sosyal harcamaların
önemine değinen Kışanak, şöyle konuştu:
''Sosyal harcamalar 'kara delik' olarak görülmemelidir. Türkiye, sosyal
güvenliğe en az kaynak ayıran ülkelerden birisi. Sanki tüm koşullarımız
Avrupa ülkeleriyle aynı da emekli yaşımızı onların seviyesine
yükseltiyoruz. Hangi AB ülkesinde asgari ücret 400 YTL? İşsizliğin ve
kayıt dışılığın çok olduğu ülkelerde, sosyal güvenlikte aktif ile pasif
dengesi kurulamaz. Kayıt dışı ile mücadele edilip, sistem dışında
çalışan işçileri sisteme dahil ederseniz denge sağlanır.''
Kışanak, kadın ve erkekler arasındaki haksızlıkların giderilmesi için
kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık içeren özel düzenlemelerin
yapılması gerektiğini kaydetti.
AK PARTİLİ KACIR?
AK Parti İstanbul Milletvekili ve KİT Komisyonu Başkanı Ünal Kacır,
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunda değişiklik öngören
tasarıyı tüm sosyal kesimlerle birlikte gerçekleştirdiklerini söyledi.
TBMM'de görüşülmeye başlanan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapan Tasarı üzerinde, AK Parti
grubu adına söz alan Kacır, partisinin ülke sorunlarını bir bir
çözdüğünü söyledi.
Sosyal güvenlikle ilgili düzenlemelerin sadece Türkiye'de değil tüm
dünyada sorun olduğunu, bu konunun çözümünün kolay olmadığını anlatan
Kacır, tasarıyla ilgili sosyal taraflarla belli oranda mutabakat
sağlandığını belerterek, ''Bu reformu tüm sosyal kesimlerle birlikte
gerçekleştiriyoruz'' dedi.
AK Parti'li Kacır, bu reformla standart birliği oluşturulacağını ifade
ederek, ''Reform, 4 ana bölümde kurgulandı. Bunlar emeklilik sigortası,
genel sağlık sigortası, primsiz ödemelerin toplulaştırılması ve kurumsal
yapının oluşturulmasıdır'' diye konuştu.
SSK, BAĞ-KUR ve Emekli Sandığının 2007 yılı açıklarına da değinen Kacır,
şöyle konuştu:
''SSK'nın geçen yılki geliri 33.8, gideri 46.6 milyar YTL. Açık, 12.8
milyar YTL. BAĞ-KUR'da ise 6.2 milyar YTL gelir, 13.4 milyar YTL gider,
7.1 milyar YTL açık. Emekli Sandığında, 16.7 milyar YTL gelir, 21.8
milyar YTL gider, 5 milyar YTL açık... Böylece sosyal güvenlikteki
toplam açık, 25 milyar YTL. Bu para Hazineden karşılanıyor.''
Kacır, Sosyal güvenlik açığının, GSMH içindeki oranının yüzde 4'ten,
2070 yılında yüzde 7'lere çıkacağını, 65 yaş üstü nüfusun ise 2037
yılında yüzde 14'e ulaşacağını savunarak, ''Bugünden tedbir almak,
çocuklarımıza karşı bir görev'' dedi.
Tasarının neler getirdiğini de anlatan Kacır, tasarının şu andaki
emeklilerin aylıklarında hiçbir değişiklik getirmediğini, kazanılmış
hakların da korunduğunu söyledi.
Kacır, yeni emeklilik sisteminde, herkesin ödediği prim üzerinden maaş
alacağını dile getirerek, tasarının yasalaşmasıyla birlikte herkesin
gerçek kazancı üzerinden prim ödeyeceğini, ya da bunun ödenmesi için
işin takipçisi olacağını kaydetti.
