2010-10-21 - 15:50
TBMM ANAYASA KOMİSYONUNDA RTÜK KANUN TASARISININ GÖRÜŞMELERİNE BAŞLANDI
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, RTÜK Kanun Tasarısı'nı hazırlayarak iyi bir çalışma yaptıklarını düşündüğünü belirterek, ''Türkiye, özellikle radyo televizyon yayıncılığında bizzat katkısı olan kuruluşlar böyle bir çalışma bekliyordu'' dedi. TBMM Anayasa Komisyonu, yaklaşık altı saatlik çalışması sonunda Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı'nın ilk 13 maddesini kabul etti.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınç, RTÜK Kanun Tasarısı'nı hazırlayarak iyi bir çalışma yaptıklarını
düşündüğünü belirterek, ''Türkiye, özellikle radyo televizyon yayıncılığında
bizzat katkısı olan kuruluşlar böyle bir çalışma bekliyordu'' dedi.

TBMM Anayasa Komisyonunda, ''Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın
Hizmetleri Kanun Tasarısı''nın alt komisyon raporu üzerinde görüşmelerine
başlandı.

Komisyon Başkanı Burhan Kuzu, tasarıda özellikle radyo ve televizyonların
yayın ilkeleri ile ilgili önemli güncelleştirmelerin yapıldığını; medya
sahipliği, RTÜK'ün reklamlarda aldığı pay, TRT'nin denetimi, reyting ölçümleri,
bölgesel yayınlar, ceza sistemi gibi konularda da bazı düzenlemelere gidildiğini
ifade etti. Kuzu, AB mevzuatının da bu yönde değişiklikleri öngördüğünü
söyledi.

Hükümet adına söz alan Arınç, alt komisyonun, tasarıya ciddi katkılarda
bulunarak bir rapor hazırladığını ifade etti.

RTÜK Yasası'nın 1994 yılında çıktığını, aradan 16 yıl geçtiğini ve bu
nedenle kanunun dilinin eskidiğini belirten Arınç, AB sürecinde de müktesebata
uygun olarak bazı değişiklikler yapılması gerekliliğinin doğduğunu bildirdi.

Tasarının hazırlanmasının bir yıl sürdüğünü ve bu süre içinde RTÜK
üyeleri, ilgili kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum örgütü temsilcileri ile
görüşüldüğünü, iyi bir hazırlık sürecinden geçildiğini belirten Arınç,
''Etraflıca baktık meselelere. Önerisi olan herkesi dinledik. Umuyorum iyi bir
neticeye varırız'' dedi.

Tasarının hangi ihtiyaçlardan doğduğu konusunda da bilgi veren Arınç, 16
yıldır karasal yayın lisansları verilemediğini söyledi. Lisans sürelerinin 5 yıl
ile kısıtlı olduğunu anımsatan Arınç, tasarıyla bu süreyi artırdıklarını
söyledi.

Mevcut düzenlemeye göre, RTÜK'ün brüt reklam gelirlerinden yüzde 5
oranında pay aldığını, bu oranın çokluğundan şikayet edildiğini belirten Arınç,
tasarıda söz konusu payın yüzde 3'e düşürüldüğünü anlattı. Bunun yanında Milli
Eğitim katkı payı da alındığına işaret eden Arınç, bu payın da bir şekilde
sonlandırılması, bu konuda Bakanlar Kurulunun bir karar alması gerektiğini dile
getirdi.

TRT'nin, RTÜK denetimi dışında olduğunu belirten Arınç, ''Özel
televizyonları denetleyen RTÜK'ün, TRT'yi de denetlemesi gerektiği kanaatindeyiz.
Bu, TRT tarafından kabul edilmiyor, istenmiyor olabilir ama biz yayınların
denetlemesinde RTÜK'e görev verilmesini uygun gördük'' dedi.

Arınç, tasarıda, seçim dönemindeki yayınlar, siyasi parti reklamlarının
yapılabilir hale gelmesi, yayın ilkelerinin yeniden belirlenmesi, sağlık alanında
belli kurallarla reklama izin verilmesi, RTÜK tarafından kuruluşlara verilen
uyarı ve cezalar gibi konularda da bazı düzenlemelerin yer aldığını anlattı.

Tasarıyla akıllardaki pek çok sorunun giderilebildiğini düşündüğünü ifade
eden Arınç, ''Türkiye, özellikle radyo televizyon yayıncılığında bizzat katkısı
olan kuruluşlar böyle bir çalışmayı bekliyordu'' diye konuştu.

TBMM Anayasa Komisyonunda görüşülen RTÜK Kanun
Tasarısı'nın 5 maddesi kabul edildi.

Milletvekillerinin tasarı üzerindeki görüşlerini dile getirmesinin
ardından, tasarının maddelerinin görüşülmesine geçildi.

Görüşmelerde söz alan MHP Konya Milletvekili Faruk Bal, tasarıda Türkçe
olmayan bazı yeni kavramların yer aldığını belirterek bunların Türkçe
karşılıklarının yazılması gerektiğini söyledi. Tasarıdaki ''editoryal''
kelimesini örnek veren ve bu kelimenin metinde sıkça geçtiğini kaydeden Bal,
Türkçe olmayan bu tür kelimelere anlam yüklemekte zorluk çekilebileceğini dile
getirdi.

Tasarıdaki, ''Türkçe dışındaki dil ve lehçelerde de yayın yapılabilir.
Yayınların, seçilen dilin kurallarına uygun olarak yapılması zorunludur''
ibaresini de eleştiren Bal, ''ne olduğu bilinmeyen bir dilin gramerinin tespit
edilmesinin de güç olacağını'' söyledi.

CHP Mersin Milletvekili İsa Gök ise tasarıda kullanılan dili eleştirdi.
Gök, tasarıda kullanılan dilin ve bazı ifadelerin, düzeltilmemesi halinde,
uygulama aşamasında karışıklığa yol açabileceğini savundu. İsa Gök, görüşülen
bazı maddelerle ilgili bu yönde değişiklik önergeleri verdi.

CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü ise televizyon yayınlarındaki ''gizli
reklam'' konusuna değindi. Mengü, herhangi bir filmde, senaryo gereği oyuncunun
bir markete girmesi halinde, ekranın, oradaki ürünlerin markalarının görünmemesi
için kullanılan karartmalarla kaplandığını söyledi. Şahin Mengü, izleyiciyi
rahatsız eden bu durumla ilgili yeni bir düzenleme getirilmesi gerektiğini
söyledi.

Milletvekillerinin sorularını ve eleştirilerini yanıtlayan RTÜK Başkanı
Davut Dursun, tasarıdaki ''kullanılması gerekli mi gereksiz mi'' şeklinde
tartışılan bazı cümlelerin, AB mevzuatından tercüme edilerek metne alındığını
söyledi.

Tasarıya ilişkin bazı eleştirilere yanıt veren Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç, Mengü'nün ''gizli reklam'' konusundaki önerisine
değindi. Arınç, yayıncı kuruluşun, bir programda ekranda görünen ürün markasını,
maddi menfaat karşılığında gösterip göstermediğinin objektif olarak
belirlenmesinin güç olacağını söyledi.

Tasarıdaki ''yayın dili'' başlıklı bölümle ilgili eleştirilere de yanıt
veren Arınç, amaçlarının, yayında kullanılan dilin argo hale getirilmeden, düzgün
ve kurallarına uygun bir şekilde kullanılmasını sağlamak olduğunu ifade etti.
Arınç, Türkçe için koyulan bu kuralın, yayında kullanılacak başka bir dil için de
geçerli olmasını istediklerini ve bunun, yerinde bir düzenleme olduğuna
inandığını dile getirdi.

Tasarının maddeleri üzerindeki görüşmeler sürüyor.

TBMM Anayasa Komisyonu, yaklaşık altı saatlik
çalışması sonunda Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında
Kanun Tasarısı'nın ilk 13 maddesini kabul etti.

Tasarının maddelerinin görüşülmesi sırasında söz alan CHP Mersin
Milletvekili İsa Gök, RTÜK'ün reklam gelirlerinden pay almasını eleştirdi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise reklam
gelirlerinden alınan payı, yayıncıyı desteklemek amacıyla yüzde 5'ten yüzde 3'e
indirdiklerini, ayrıca milli eğitime katkı payını kaldırmayı düşündüklerini
belirtti. Arınç, Kamu İhale Kurumu, Bilişim Teknolojileri Kurumunun da yaptıkları
ihalelerden pay aldığını anımsattı.

İsa Gök, bu parayla makam arabası, uçak bileti alındığını, gezilere
gidildiğini ileri sürerek, ''Hangi para bu, reklam sektöründe çalışanların
payından para'' dedi. Komisyon Başkanı Burhan Kuzu, Gök'ün bu sözlerine, ''Haram
para der gibi...'' diye karşılık verdi.

Gök'ün, etnik ayrımcılığa sevk edecek yayınların olamayacağına ilişkin
mevcut kanundaki hükmün tasarıda yer almama nedenini sorması üzerine Arınç,
milletvekilinin maksatlı olduğunu söyledi ve ''Soru, üslup denilen bir şey var.
Sabahtan beri suçlayıcı, itham edici konuşuyorsun. Sürekli aşağılanmak, itham
edilmek, suçlanmak tahammül edeceğim bir şey değil. Milletvekiliyiz, birbirimize
karşı üslubumuza dikkat etmeliyiz'' diye konuştu.

Gök de Arınç'a, ''Siz de herkesi azarlıyorsunuz'' dedi.

Arınç, Gök'ten sorusunu yinelemesini istedi. Gök'ün sorusunu yinelemesi
üzerine Arınç, tasarıda, etnik ayrımcılığa yönelik hükmü karşılayacak iki
fıkranın yer aldığını belirtti.

Tasarıda ayrıca yayınların müstehcen olamayacağına yönelik hükmü
eleştirerek, müstehcenlik yerine pornografi kelimesinin konulması gerektiğini de
kaydeden Gök, ''Fashion TV, tatil kanallarını kapatacaksınız, bikinili kızlar
var'' dedi.

İsa Gök'ün ayrıca, ''cinsel tercihi aşağılayan yayınların
yapılamayacağı'' hükmünün de eklenmesini istemesi üzerine Kuzu, ''Ben o işlere
girmiyorum'' diye espri yaptı.

CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, İsa Gök ve MHP Konya Milletvekili
Faruk Bal, tasarının, ''Reçeteye tabi olmayan ilaçlar ve tedavilerin''
reklamlarının yayımlanmasına olanak tanıyan hükmünü, halk sağlığı üzerinde
olumsuz etki yaratabileceği gerekçesiyle eleştirdi.

Arınç ise reçeteye tabi olmayan bazı ilaçların marketlerde de
satıldığını, başka ülkelerde de bu uygulamanın olduğunu belirtti. Arınç,
bunların arasında gıda destekli ürünlerin bulunduğunu ve bu ürünlerin ilaç
kapsamında sayılmadığını dile getirdi.

Bülent Arınç, kendisinin de zaman zaman alternatif tıptan yararlandığını,
bunun yararlarını da gördüğünü ifade etti.

50 maddelik tasarının ilk 13 maddesinin kabul edilmesinin ardından
Komisyon Başkanı Kuzu, tasarının görüşmelerine 4 Kasım Perşembe günü devam etmek
üzere çalışmaları sona erdirdi.

(15.50)