2010-01-14 - 18:00
TBMM Genel Kurulunda, tam gün yasa tasarısının görüşülmesine 1. bölüm üzerinde devam ediliyor.
TBMM Genel Kurulunda, tam gün yasa tasarısının görüşülmesine 1. bölüm üzerinde devam ediliyor.
Tam gün yasa tasırı üzerinde konuşan MHP Karaman Milletvekili Hasan
Çalış, sağlık çalışanlarının zorlu bir eğitim sürecinden geçtiğini ifade etti.
''Hekimleri, vicdanıyla cüzdanı arasında sıkıştırmaya hiç kimsenin hakkı
yok'' diyen Çalış, ''Tasarıyı destekliyoruz, ancak, acabalarımız, başarılı olur
mu diye sorularımız var'' dedi.
BDP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın
tasarı üzerinde mutabakat olduğunu söylediğini, ancak, kendilerinin böyle bir
mutabakatın içinde olmadığını ifade etti.
Bayındır, tasarının hekimler arasında ayrımcılık yaratacağını savunarak,
''sağlık hizmetlerinde ana dil kullanılmasının son derece önemli olduğunu'' ifade
etti.
AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Domaç, tam gün yasasının 12 Eylül
askeri müdahalesiyle birlikte ortadan kaldırıldığını, konunun gecikmeli olarak
yeniden tartışıldığını söyledi.
Tasarının getirdiklerini anlatan Domaç, ''Yasa, sağlık alanına önemli
katkılar sağlayacaktır'' dedi.
SAĞLIK BAKANI AKDAĞ: ''İLAÇ VE TEDAVİ MASRAFLARINI KENDİ KARŞILAYANLARIN ORANI
2003'TE YÜZDE 32,1 İKEN, BU ORAN 2008'DE 14,9'A DÜŞTÜ''
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ilaç ve tedavi masraflarını kendi karşılayanların oranı 2003'te yüzde 32,1 iken, bu oranın
2008'de 14,9'a düştüğünü söyledi.
TBMM Genel Kurulunda, tam gün yasa tasarısının görüşülmesine 1. bölüm
üzerinde devam ediliyor.
CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç, Hükümetin, sağlık konusunda halka
vadettiklerini yerine getiremediğini öne sürdü. Koç, vatandaşa katılım payı,
muayene farkı gibi ek yükümlülükler getirildiğini belirterek, özel hastanelere
gidenlerin yüksek miktarda para harcamak zorunda kaldığını savundu.
Sektörün ucuz bir rekabet alanı haline getirildiğini öne süren Koç,
''Halkın sağlığı vahşi kapitalizme emanet ediliyor'' dedi.
Haluk Koç, sosyal adaleti ancak sosyal devletin sağlayabileceğini ifade
ederek, küreselleşme baskısına sığınarak halkın sağlık alma hizmetinin
kesilmemesi gerektiğine işaret etti.
Sağlık çalışanlarının özlük hakları konusuna da değinen Koç, bu sektörde
hizmet sunanların da memnuniyetinin sağlanması gerektiğini sözlerine ekledi.
-''VAHŞİ KAPİTALİZMDEN BAHSEDEMEYİZ''-
Türkiye İstatistik Kurumunun, 2003'ten itibaren yıllık düzenli olarak
yaptığı anketler ve araştırmalar olduğunu belirten Akdağ, 2003'te ilaç ve tedavi
masraflarını kendi karşılayanların oranı yüzde 32,1 iken; bu oranın 2004'te yüzde
28,2, 2005'te yüzde 26,1, 2006'da yüzde 19, 2007'de yüzde 16,5 ve 2008'de 14,9'a
düştüğünü söyledi.
Akdağ, cepten harcama oranının toplam sağlık harcamaları içindeki payının
yüzde 32'den yüzde 15'e gerilediğini ifade ederek, ''Gerçekler bu olunca vahşi
kapitalizmden falan bahsedemeyiz'' diye konuştu.
Türkiye'de bu meseleye ideolojik yaklaşanlar olduğunu ifade eden Recep
Akdağ, ''Vatandaşın memnuniyetini, -bu yüce meclisi tenzih ederek söylüyorum-
hazmedemeyenler var'' dedi.
Bakan Akdağ, aile hekimliği ile ilgili bir eğitim toplantısında, bu
meseleye karşı çıkan bir meslek örgütü temsilcisinin yanındakine, ''Kardeşim bu
iş kötüye gidiyor, bunlar bu işi başaracaklar'' dediğini ifade ederek, ''Bu
zihniyete, ideolojiden başka ne diyebilirsiniz'' diye konuştu. Akdağ, vatandaşın
hizmet almasından hiç kimsenin rahatsız olmaması gerektiğini söyledi.
Akdağ, OECD'nin, Türkiye sağlık sistemini inceleyerek yazdığı bir rapora
göre, 2003'te, aşırı sağlık harcaması yaptığı için fakirleşen hanelerin oranı
binde 15 iken; bu oranın 2005'te binde 8'e düştüğünü, şimdi de binde 3'lerin
altında çıkacağını düşündüğünü ifade etti.
Sağlık harcamalarında vatandaştan alınan katkı payına da değinen Akdağ,
''Katkı payı, bir devlet hastanesinden reçete almışsanız 8 lira ödemektir,
almamışsanız 5 lira ödemektir. Vatandaşın katkısı bundan ibarettir. Vatandaş,
kemik iliği nakli dahil, bütün sağlık hizmetlerini ücretsiz almaktadır.
Dolayısıyla 8 liralık katkı payından yola çıkarak, 'Türkiye'de sağlık
hizmetlerinde vatandaştan para alınıyormuş' gibi konuşmak, gerçekten büyük bir
haksızlık olur'' diye konuştu.
Tam gün yasa tasırı üzerinde konuşan MHP Karaman Milletvekili Hasan
Çalış, sağlık çalışanlarının zorlu bir eğitim sürecinden geçtiğini ifade etti.
''Hekimleri, vicdanıyla cüzdanı arasında sıkıştırmaya hiç kimsenin hakkı
yok'' diyen Çalış, ''Tasarıyı destekliyoruz, ancak, acabalarımız, başarılı olur
mu diye sorularımız var'' dedi.
BDP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın
tasarı üzerinde mutabakat olduğunu söylediğini, ancak, kendilerinin böyle bir
mutabakatın içinde olmadığını ifade etti.
Bayındır, tasarının hekimler arasında ayrımcılık yaratacağını savunarak,
''sağlık hizmetlerinde ana dil kullanılmasının son derece önemli olduğunu'' ifade
etti.
AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Domaç, tam gün yasasının 12 Eylül
askeri müdahalesiyle birlikte ortadan kaldırıldığını, konunun gecikmeli olarak
yeniden tartışıldığını söyledi.
Tasarının getirdiklerini anlatan Domaç, ''Yasa, sağlık alanına önemli
katkılar sağlayacaktır'' dedi.
SAĞLIK BAKANI AKDAĞ: ''İLAÇ VE TEDAVİ MASRAFLARINI KENDİ KARŞILAYANLARIN ORANI
2003'TE YÜZDE 32,1 İKEN, BU ORAN 2008'DE 14,9'A DÜŞTÜ''
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ilaç ve tedavi masraflarını kendi karşılayanların oranı 2003'te yüzde 32,1 iken, bu oranın
2008'de 14,9'a düştüğünü söyledi.
TBMM Genel Kurulunda, tam gün yasa tasarısının görüşülmesine 1. bölüm
üzerinde devam ediliyor.
CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç, Hükümetin, sağlık konusunda halka
vadettiklerini yerine getiremediğini öne sürdü. Koç, vatandaşa katılım payı,
muayene farkı gibi ek yükümlülükler getirildiğini belirterek, özel hastanelere
gidenlerin yüksek miktarda para harcamak zorunda kaldığını savundu.
Sektörün ucuz bir rekabet alanı haline getirildiğini öne süren Koç,
''Halkın sağlığı vahşi kapitalizme emanet ediliyor'' dedi.
Haluk Koç, sosyal adaleti ancak sosyal devletin sağlayabileceğini ifade
ederek, küreselleşme baskısına sığınarak halkın sağlık alma hizmetinin
kesilmemesi gerektiğine işaret etti.
Sağlık çalışanlarının özlük hakları konusuna da değinen Koç, bu sektörde
hizmet sunanların da memnuniyetinin sağlanması gerektiğini sözlerine ekledi.
-''VAHŞİ KAPİTALİZMDEN BAHSEDEMEYİZ''-
Türkiye İstatistik Kurumunun, 2003'ten itibaren yıllık düzenli olarak
yaptığı anketler ve araştırmalar olduğunu belirten Akdağ, 2003'te ilaç ve tedavi
masraflarını kendi karşılayanların oranı yüzde 32,1 iken; bu oranın 2004'te yüzde
28,2, 2005'te yüzde 26,1, 2006'da yüzde 19, 2007'de yüzde 16,5 ve 2008'de 14,9'a
düştüğünü söyledi.
Akdağ, cepten harcama oranının toplam sağlık harcamaları içindeki payının
yüzde 32'den yüzde 15'e gerilediğini ifade ederek, ''Gerçekler bu olunca vahşi
kapitalizmden falan bahsedemeyiz'' diye konuştu.
Türkiye'de bu meseleye ideolojik yaklaşanlar olduğunu ifade eden Recep
Akdağ, ''Vatandaşın memnuniyetini, -bu yüce meclisi tenzih ederek söylüyorum-
hazmedemeyenler var'' dedi.
Bakan Akdağ, aile hekimliği ile ilgili bir eğitim toplantısında, bu
meseleye karşı çıkan bir meslek örgütü temsilcisinin yanındakine, ''Kardeşim bu
iş kötüye gidiyor, bunlar bu işi başaracaklar'' dediğini ifade ederek, ''Bu
zihniyete, ideolojiden başka ne diyebilirsiniz'' diye konuştu. Akdağ, vatandaşın
hizmet almasından hiç kimsenin rahatsız olmaması gerektiğini söyledi.
Akdağ, OECD'nin, Türkiye sağlık sistemini inceleyerek yazdığı bir rapora
göre, 2003'te, aşırı sağlık harcaması yaptığı için fakirleşen hanelerin oranı
binde 15 iken; bu oranın 2005'te binde 8'e düştüğünü, şimdi de binde 3'lerin
altında çıkacağını düşündüğünü ifade etti.
Sağlık harcamalarında vatandaştan alınan katkı payına da değinen Akdağ,
''Katkı payı, bir devlet hastanesinden reçete almışsanız 8 lira ödemektir,
almamışsanız 5 lira ödemektir. Vatandaşın katkısı bundan ibarettir. Vatandaş,
kemik iliği nakli dahil, bütün sağlık hizmetlerini ücretsiz almaktadır.
Dolayısıyla 8 liralık katkı payından yola çıkarak, 'Türkiye'de sağlık
hizmetlerinde vatandaştan para alınıyormuş' gibi konuşmak, gerçekten büyük bir
haksızlık olur'' diye konuştu.
