2024-05-21 - 18:28
TBMM GENEL KURULU TOPLANDI
TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Celal Adan başkanlığında toplandı.

Adan, gündeme geçmeden üç milletvekiline gündem dışı söz verdi.

İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun, anayasa tartışmalarının, "yolsuzluk ve yoksulluk gündeminin değiştirilmesi için yapıldığını" savundu.

İktidarın vatandaşlara dayattığı prangaları ortaya çıkarmaya devam edeceklerini söyleyen Olgun, Türkiye'nin tarımda dışa bağımlı hale geldiğini öne sürdü.

CHP Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul, "Futboldaki şike ve teşvik primi" iddialarına ilişkin konuşmasında, şike iddialarının gündeme getirilmesinin sporun tehlikeli alana girdiğini gözler önüne serdiğini söyledi.

Sporun gelişmesinin bazı sorunları beraberinde getirdiğini dile getiren Ertuğrul, spor ahlakına uymayan davranışların ulusal ve uluslararası alanda yer aldığını belirtti.

Eylem Ertuğ Ertuğrul, TFF 2. Lig Beyaz Grup'ta mücadele eden Zonguldak Kömürspor'un küme düştüğünü hatırlatarak, kulübün haksızlığa uğradığını iddia etti.

Futbolseverlerin şeffaf bir federasyon istediğini ifade eden Ertuğrul, Zonguldak Kömürspor'ın yaşadığına ilişkin Etik Kuruldan adaletli bir karar beklediklerini, bu konuda Zonguldak'ta bir yürüyüş düzenleneceğini kaydetti.

- "İran halkına başsağlığı diliyoruz"

Türkiye-İran Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin hayatını kaybettiği helikopter kazasına ilişkin yaptığı konuşmada, kazada hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi.

Türkmenoğlu, Reisi ve heyetini taşıyan helikopterin Akıncı İHA tarafından bulunduğunu hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Reisi tarafından iki ülke arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi konusunda bugüne kadar çok sayıda anlaşma imzalandığını aktaran Türkmenoğlu, Reisi'nin barış ve isktikrara hizmet ettiğini dile getirdi.

Türkmenoğlu, 8 Mayıs'ta Tahran'a yaptıkları ziyaretlerde kazada hayatını kaybeden Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile de görüştüklerini anımsattı.

Türkiye-İran ilişkilerinin güçlenerek ilerleyeceğine inandıklarını ifade eden Türkmenoğlu, "Komşumuz, dost, kardeş İran halkına başsağlığı diliyoruz." dedi.

- Yerebakan: "Çay üretimindeki yükseliş, kültürel bir mirasın sürdürülmesidir"

AK Parti İstanbul Milletvekili Halit Yerebakan da yerinden söz alarak Dünya Çay Günü dolayısıyla yaptığı konuşmada "1938 yılında ilk hasadımızı alarak başlayan, yeşil yaprakların altında gizlenen kırmızı öykümüz, Karadeniz’in coşkulu nağmelerini dünyaya duyurmuştur. Bu toprakların bereketini her yudumda hissettiğimiz çay binlerce ailenin geçim kaynağı olmuş, tarih boyunca bölgemizin sosyoekonomik yapısını desteklemiştir. Ülkemizde ise yüzyıldır dostlukları demlemiş ve paylaşmanın simgesi olmuştur." ifadelerini kullandı.

Doğu Karadeniz Bölgesi'nde çayın bereketiyle yeşeren tarlaların, Türkiye'yi dünya çay üretiminde 4’üncü sıraya ve verimlilikte ilk sıraya taşıdığını, yıllık üretimin 1,5 milyon tona ulaştığını anlatan Yerebakan, "Üreticilerimize adil bir kazanç sağlamak için desteklerimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Unutmayalım ki Türkiye'nin çay üretimindeki yükselişi sadece ekonomik bir başarı değil, aynı zamanda, kültürel bir mirasın sürdürülmesidir. Dünya Çay Günü vesilesiyle bu toprakların bir evladı olarak bütün çay üreticilerimize bu başarı öyküsü için teşekkür ediyorum." diye konuştu.

TBMM Genel Kurulunda, grup başkanvekilleri yerlerinden söz alarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, 28 Şubat'ın iktidardan rahatsız olunması dolayısıyla planlanan bir darbe olduğunu söyledi.

28 Şubat'ın birçok aktörünün olduğunu ifade eden Kaya, darbeci generallerin dışında bu sürecin planlayıcılarının yargılanmadığını belirtti.

Kaya, 28 Şubat davası hükümlüsü eski generallerin kalan cezalarının kaldırılmasını eleştirdi.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, Balıkesir'de motokurye olarak çalışan Ata Emre Akman'ın hayatını kaybettiği bıçaklı saldırıyla ilgili araştırma önergesi vereceklerini bildirdi.

Helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'ye Allah'tan rahmet dileyen Kavuncu, bölgedeki gelişmelerin takip edilmesi gerektiğini vurguladı.

Kavuncu, 9. Yargı Paketi'nin taslak metnini incelediğini belirterek, şunları ifade etti:

"9. Yargı Paketi'nde, Türkiye'de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranlar hakkında 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Ben bu taslağı okuduğumda bir Türk vatandaşı olarak şu duyguyu yaşadım, endişe duydum. Yani adeta, sanki ülkemizde sonradan vatandaş olmuş yabancıları kollayan, muhalefet eden, muhalif sesleri kısmaya yönelik bir adım."

- "İran halkına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz"

MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada son dönemlerde önemli gelişmelerin yaşandığını aktararak, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın "Türkler, Ermenilere soykırım yapmamıştır" açıklamasını hatırlattı.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ve beraberindeki üst düzey yetkililerin bulunduğu helikopterin düşmesi ve helikopterde bulunanların vefatının başta bölgesel olmak üzere küresel manada tedirginliğin tırmanmasına sebep olduğunu dile getiren Kılıç, "Kazada vefat eden Reisi'ye ve diğer devlet, siyaset insanlarına Allah'tan rahmet diliyor, İran halkına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz." dedi.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, "Kobani davası"ndaki verilen hükümlerle parti üyelerinin cezalandırılmak istendiğini söyledi.

"Kobani davası"nın HDP'nin başarısına karşı açıldığını öne süren Koçyiğit, bu davanın siyasi bir tuzak olduğunu iddia etti.

- "Öğretmenlerimizin sesine kulak verin"

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, atama bekleyen öğretmenlerin bulunduğunu belirtti.

İktidarın seçimden önce atama sözü verdiğini dile getiren Emir, Milli Eğitim Bakanlığı kayıtlarına göre 68 bin öğretmen ihtiyacının bulunduğunu kaydetti.

Mülakatın kaldırılması gerektiğini söyleyen Emir, iktidarın, gençlerin umudu ile oynamaya devam ettiğini savundu.

Emir, "Öğretmenlerimizin sesine kulak verin. Her beş genç işsizden ikisi öğretmen. Bu öğretmenler atama bekliyorlar. Seçimden önce verdiğiniz sözü tutun; 100 bin öğretmeni atayın ve atarken de mülakat yapmayın." diye konuştu.

İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin helikopter kazasında hayatını kaybetmesini üzüntüyle karşıladıklarını bildiren Emir, şunları söyledi:

"Sayın Cumhurbaşkanı'nın, İran halkına ve Reisi'ye taziye bildirmesini diplomatik teamül gereği doğru ve gerekli buluyoruz. Ancak niye milli yas ilan edildiğini de soruyoruz. Gara'da 13 askerimiz şehit olduğunda, İdlib'de 36 askerimiz şehit olduğunda 'milli yas ilan edin' dedik, etmediler. Yine Soma'da 301 işçimiz öldüğünde, Çorlu'da 25 vatandaşımız ihmal sonucunda kasten neredeyse yaşamını yitirdiğinde milli yas ilan etmediler, söz konusu Reisi olduğunda aynı gün yas ilan ediyorlar. Bunu da şiddetle kınıyoruz."

"Kobani davası"nda hukukun katledildiğini iddia eden Emir, davada adil yargılama ilkelerinin yok sayıldığını ifade etti.

Murat Emir, tasarruf tedbirlerinin göstermelik olduğunu savunarak, Tasarruf Tedbirleri Bilgi Sistemi"nin kamuoyunun denetimine açılmasını istedi.

- "Olanların PKK'nın çağrısından bağımsız olduğunu söylemek mümkün mü?"

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı Reisi'ye Allah'tan rahmet, İran halkına başsağlığı diledi.

Kazanın yaşandığı yerin Akıncı İHA tarafından tespit edildiğini anımsatan Zengin, bunun, geliştirilen teknolojilerin problemlerin çözümüne katkı sağladığını gösterdiğini vurguladı.

"Kobani davası"nda karar verildiğini hatırlatan Zengin, şöyle devam etti:

"2014'te Türkiye'de 5-6-7-8 Ekim'de son derece vahim hadiseler oldu. Bu hadiselerle ilgili en son kullanılacak kelime kumpastır. Bu olaylar tam 35 ilde, 96 ilçede gerçekleşti. Sadece Yasin Börü hayatını kaybetmedi, onun yaşlarında, ondan daha büyük ve genç 53 insanımız hayatını kaybetti. 761 kişi yaralandı, bunlardan 326'sı güvenlik görevlisiydi."

Yaşananlar sırasında okulların yıkıldığını, kamu binalarının tahrip edildiğini, evlerin ve işyerlerinin yağmalandığını aktaran Zengin, olaylar karşısında insanların isyan ettiğini anlattı. Özlem Zengin, şunları kaydetti:

"Şunu görüyoruz, 5 Ekim tarihinde terör örgütü isyan bayrağı açıyor ve herkesi sokaklara, eyleme davet ediyor. Kullandığı özel kavramlar var; 'alan tutmaktan' ve 'tahrip etmekten' bahsediyor. Hemen ertesinde, neredeyse terör örgütü yöneticilerinin ifadelerinin birebir aynısını kullanarak o dönem HDP'nin eş başkanları ve yöneticileri çok benzer ifadelerle insanları sokağa çağırıyorlar. Sivil bir eyleme çağırmıyorlar; dağıtmaya, yıkmaya, kırmaya davet ediyorlar. İki gün boyunca evler harap ediliyor, okullar yıkılıyor, insanlar öldürülüyor, taş taş üzerinde kalsın istenmiyor. Buradan bakıldığında, bu eylemlerin sivil bir eylem olduğunu söylemek mümkün müdür? Tüm bu olanların PKK'nın çağrısından bağımsız olduğunu söylemek mümkün müdür?"

"Kobani davası"yla ilgili "siyasi dava" ifadesinin kullanıldığına işaret eden Zengin, bunun ispat edilmesi gerektiğini belirtti.

Özlem Zengin, 2015'te HDP'nin ilk defa TBMM'ye girdiğini, vatandaşların siyaset yapılması için oy verdiğini, ancak gelinen noktada siyasetin araçsallaştırıldığını dile getirdi.

TBMM Genel Kurulunda CHP, DEM Parti, İYİ Parti ve Saadet Partisinin gündeme ilişkin grup önerileri kabul edilmedi.

Genel Kurul'da Saadet Partisinin "İstanbul'da olası depreme karşı alınacak önlemler", İYİ Parti'nin "Esnaf kredi faiz oranları", DEM Parti'nin "6-8 Ekim olayları" ve CHP'nin "Emniyet teşkilatında görev yapan personelin sorunları"na ilişkin grup önerileri ayrı ayrı görüşüldü.

Partisinin grup önerisi üzerine konuşan Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, daha önce yaşanan depremleri anımsatarak, siyaset kurumunun bunlardan gereken dersleri almadığını kaydetti.

İstanbul'un resmi olarak yaklaşık 20 milyon kişiye ev sahipliği yaptığını aktaran Kaya, "İstanbul için tehlike çanları çalıyor. İstanbul'a bir türlü durdurulamayan iç göç, diğer ülkelerden gelen düzensiz göçmenlerin varlığı, çarpık kentleşmenin doğurduğu sorunlar, trafiğin artık kronik bir soruna dönüşmüş olması, maddi ve manevi açılardan İstanbul'u tehdit etmektedir. İstanbul için adımların hemen atılması gerekir." diye konuştu.

Partisinin grup önerisi üzerine konuşan İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu, Türkiye'nin ekonomik durumuna değindi.

Türkoğlu, "Ekonomik krizin beraberinde getirdiği çok yönlü sorunları fedakarlıkla aşmaya çalışan esnafımız, bütün bunların yanı sıra bir de kullandığı ticari kredilere istenen ekstra faiz şokuyla karşı karşıya kalmıştır. Bugün esnaf zaten zor durumda, daralan piyasa şartlarıyla birlikte can suyu lazım, esnafa uygun kredi lazım, sen yetmezmiş gibi esnafın omuzuna bir yük daha yüklüyorsun." dedi.

DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş ise partisinin grup önerisi üzerine yaptığı konuşmada, 6-8 Ekim olaylarının araştırılmasıyla ilgili 10. kez önerge verdiklerini ancak iktidar tarafından önergelerinin reddedildiğini belirtti.

Çözüm sürecindeki gelişmeleri anlatan Beştaş, şunları kaydett:

"Eğer arkadaşlarımız Kobani kumpas davasından bir tweetle sorumlu tutuluyorsa 15 Temmuz'da yaşanan ölümlerin sorumlusu kimdir? Bunu Türkiye'ye soruyoruz. İktidarı darbeye karşı ölümlerden nasıl sorumlu tutamazsak, Kobani kumpas davasında sivil yüz binlerce insanın katliam tehdidine karşı halkın protestosundan daha meşru hiçbir tepki olamaz."

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, eleştirilere cevap verdi.

HDP Merkez Yürütme Kurulu ile terör örgütü PKK'nın Kobani olaylarında sokağa çıkma çağrısında bulunduğuna işaret eden Yüksel, şöyle konuştu:

"Bu çağrılar üzerine meydana gelen şiddet olaylarında terör örgütü YPG-PKK yandaşları tarafından Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illerimiz başta olmak üzere 35 il, 96 ilçe ve 131 yerleşim yerinde barikatlar kurularak yollar kesilmiş, çıkan olaylarda uzun namlulu silah, molotofkokteyli, havai fişek, taş ve sopalarla kamu binalarına, vatandaşlarımızın evlerine, iş yerlerine ve araçlara zarar verilmiştir. Yaşanan olaylarda toplam 37 kişi hayatını kaybetmiş, 761 kişi yaralanmıştır. Diyarbakır'da Kurban Bayramı dolayısıyla yoksullara kurban eti dağıtan 16 yaşındaki Yasin Börü ile arkadaşları terörist bir grubun saldırısına uğramaları sonucu linç edilmiş, bu gençlerin cesetlerine işkence yapılmıştır.

Demokrasilerde şiddet çağrısına yer yoktur. Bu olaylar Suriye'deki gelişmeleri bahane eden bölücü örgüt ve unsurları tarafından devletimizin bekasını hedef alan bir terör kalkışmasıdır. Siyasi dava denilerek terör kalkışması sebebiyle vefat eden 37 vatandaşımızın yok sayılarak olayların aklanmaya çalışılması hukuk ve demokrasiye aykırıdır."

Yüksel, Türkiye'nin hukuk ve adalet temelinde hedefine terör örgütlerini alan, vatandaşlarının huzur ve güvenliği konusunda terörle mücadele eden bir devlet olduğunu söyledi.

Partisinin grup önerisi üzerine konuşan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan ise emniyet mensuplarının sorunlarını anlattı.

Türkiye'de en çok intihar olaylarının yaşandığı meslek grupları arasında emniyet mensuplarının geldiğini belirten Bakan, "Hayatının baharında bu mesleğe severek, isteyerek girmiş bir polis memuru neden intihar eder? Peki, emekliliği gelmiş, artık çocuklarının mürüvvetini göreceği yaşta bir emniyet müdürü neden intihar eder? Geçmişte intihar oranı en çok genç polis memurlarındaydı, şimdi genci yaşlısı, son zamanlarda emniyet müdürleri de intihar ediyor." diye konuştu.

TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kocaeli Milletvekili Veysal Tipioğlu da emniyet teşkilatının çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin insan haklarına ve insan onuruna dayalı yapısını korumakla görevli en temel teşkilatlarından biri olduğunu vurguladı.

Polis teşkilatına yönelik AK Parti hükümetlerinin yaptığı hizmetlere değinen Tipioğlu, "AK Parti iktidara geldiğinde 189 bin olan personel sayısını ikiye katlayıp araç, ekipman, kullandığı teknoloji ve silahlarla emniyet teşkilatımızı daha aktif, daha etkin, daha rahat hareket edebilen bir teşkilat haline getirdik. Hükümetlerimiz döneminde emniyet teşkilatımız dünya standartlarının üzerine çıkartılmış olup, çoğu ülkelere eğitim verecek seviyeye gelmiştir. Bütün bunlar emniyet personelimizin günlük hayatlarını en iyi şekilde idame ettirebilmeleri, milletimize en güzel şekilde hizmet etmelerini sağlamak için yapılmaktadır ve yapılmaya da devam edecektir." dedi.

İntihar olaylarına ilişkin istatistikler paylaşan Tipioğlu, şunları kaydetti:

"Dünya ülkelerine baktığımızda 2009-2018 yılları arasında Fransa'da yüz binde 34,92, Portekiz'de 19,4, Avustralya'da yüz binde 16,1, ABD'de yüz binde 16, Türkiye'de yüz binde 15,7'dir. Yapılan çalışmalar sonucunda ülkemizde yaşanan polis intiharlarının oranı Avrupa ülkelerinden azdır. Ancak her bir polisimizin canının çok kıymetli olduğunu, tek bir canımızı bile kaybetmeyi kabul etmediğimizi ifade etmek istiyorum."

Ayrı ayrı yapılan oylamalarda CHP, DEM Parti, İYİ Parti ve Saadet Partisinin gündeme ilişkin grup önerileri kabul edilmedi.

Daha sonra fahiş fiyat ve stokçuluk cezalarının artırılmasını da içeren Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin görüşmelerine geçildi.