2007-01-18 - 13:00
ÇOCUK VE GENÇLERDEKİ ŞİDDETİ ARAŞTIRMA KOMİSYONU...
AK Parti İstanbul Milletvekili Halide İncekara başkanlığında toplanan komisyon, Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tülin İçli'yi dinledi.
Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Tülin İçli, Emniyet Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre,
Türkiye'de suç oranlarının, gelişmiş ülkelere göre daha az olduğunu söyledi.
Çocuk ve gençlerde artan şiddet eğilimi ile okullarda meydana gelen
olayların araştırılması ve gerekli önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan
Meclis Araştırma Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Halide İncekara
başkanlığında toplandı.
Toplantıda konuşan Prof. Dr. İçli, çocukların şiddet içeren davranışlara
katıldığına yönelik haberlere işaret ederek, bu durumun, ''Benim de başıma gelir
mi?'' şeklinde yetişkinleri tedirgin ettiğini söyledi. İçli, bu çocukların,
gelecekte yetişkin suçlu olarak karşılarına çıkabileceğini ifade etti.
İçli, şiddeti ''sapmış bir davranış'' olarak tanımlayarak, şiddetin
öğrenildiğini vurguladı.
İstatistiklere bakıldığında, kapkaç olaylarının azaldığını, bunun, kapkaç
olaylarının bir bölümünün gasp suçu kapsamına girmesinden kaynaklandığını
vurgulayan İçli, ''Azalmadı ama aşırı arttığı kanısında değilim. Sayılar tepeye
çıkıyorsa, anne, baba, öğretmenler olarak şapkayı önümüze koyup, 'Ne yaptık da
çocuklar şiddet uyguluyor' diye düşünmeliyiz'' diye konuştu.

-''ŞİDDETİ EN FAZLA ANNE UYGULUYOR''-

İçli, Emniyet Genel Müdürlüğü istatistiklerine göre, Türkiye'deki suç
oranlarının, gelişmiş ülkelere göre daha az olduğunu kaydetti. İçli, ırza tecavüz
ve şiddetin, gelişmiş ülkelerde daha fazla olduğunu belirtti.
Prof. Dr. İçli, sosyal ilişkiler ve yaşam biçimdeki değişikliklere, nüfus
artışına paralel olarak bu suçlarda biraz azalma olabileceğini ifade etti.
Çocuğa karşı şiddetin en fazla anne tarafından uygulandığını dile getiren
İçli, bu konuda kadınların eğitilmesi gerektiğini söyledi. İçli, babanın anneye,
annenin çocuğa karşı uyguladığı şiddeti çocuğun da öğrendiğini ve taklit ettiğini
kaydetti.
Televizyonda yayınlanan kadın programlarını da eleştiren Prof. Dr. İçli, bu
programlarda uç örnekler verildiğini, bunların, ''bol ağlamaklı ve sıkıntılı
programlar'' olduğunu belirtti.
Komisyon Başkanı İncekara da televizyon programlarında mafya övülürken,
polis ve askerlerin komedi malzemesi olarak kullanıldığını ifade etti.
İncekara, din savaşçılarının, Hizbullahların ortaya çıkmaması için nasıl bir
din eğitimi verilmesi gerektiğine ilişkin sorusu üzerine İçli, Müslümanlıkta ve
Hristiyanlıkta şiddete yer olmadığını kaydetti. İçli, kan davasından hükümlü olan
kişilerle yaptığı çalışmalarda, bu kişilerin ''çok dindar'' olduklarını
söylediğini anlatarak, bu kişilerin, dini arkalarına aldığını belirtti.

PROFESÖR İÇLİ'DEN 'ŞİDDET" BAŞLIKLI RAPOR...

Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Akademisi Dekanı Prof. Dr.
Tülin İçli, çocuk ve gençlerdeki şiddet eğilimini araştırmak üzere kurulan Meclis
Araştırma Komisyonuna, ''Şiddet'' başlıklı bir rapor sundu.
Raporda, Türkiye'de şiddet, çocuklara karşı ebeveynlerin şiddeti,
ebeveynlere karşı şiddet, kardeşler arası şiddet, kadına karşı şiddet ele
alınıyor.
Raporda, Emniyet Genel Müdürlüğünün istatistiklerine de yer veriliyor.
Buna göre, 2005'te meydana gelen şiddet olaylarında mağdur olanların yüzde
83'ü 18 yaş üzerinde, yüzde 17'si ise 0-18 yaş grubunda. Bu olaylarda 0-18 yaş
grubunda mağdur olanların yüzde 60'ını erkekler, yüzde 40'ını ise kadınlar
oluşturuyor.
2001-2005 yılları arasında meydana gelen şiddet olaylarında mağdur olan 680
bin 384 kişinin yüzde 83'ü 18 yaş üstünde, yüzde 17'si ise 0-18 yaş grubunda.
Söz konusu dönemde mağdur olan 0-18 yaş grubundakilerin yüzde 59'u erkek,
yüzde 41'i kadın.
2001-2005 yılları arasında, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile yabancı
uyruklular, en fazla darptan mağdur oldu. Bunu, kasten işlenen müessir fiil, aile
fertlerine kötü muamele izledi. Yine bu dönemde en fazla, 183 bin 288 olay ile
darp suçu işlendi.

-SUÇA KARIŞAN ÇOCUKLAR-

2002-2005 yılları arasında polis bölgesinde suça karışan çocukların
istatistiğine de yer verilen rapora göre, haklarında işlem yapılan 0-18 yaş
grubundaki 368 bin 374 kişinin yüzde 58'i şüpheli, yüzde 25'i mağdur olduğu;
yüzde 17'si evden kaçma, kayıp, buluntu, terk ve sokakta yaşadığı için kayıt
altına alındı.
Suça karışan 11-18 yaş grubundaki Türk vatandaşı ve yabancı uyruklu
çocukların 105 bin 904'ü sigara, 12 bin 274'ü alkol, 7 bin 352'si yapıştırıcı, 3
bin 468'i çözücü, 2 bin 632'si hap, 1714'ü uyuşturucu kullanıyor. Hiçbir madde
kullanmayanların sayısı ise 187 bin 197.
2000-2005 yılları arasında töre-namus cinayetlerinde öldürülenlerin yüzde
60'ını erkekler, yüzde 40'ını ise kadınlar oluşturuyor.
Raporda, Mayıs 2006 itibariyle basın taraması sonucunda, okullarda meydana
gelen fiziksel olaylarda 14 öğrencinin öldürüldüğü, 104 öğrenci ve 3 öğretmenin
yaralandığı bildirildi.

-DİZİLERDEKİ SUÇ ŞEBEKELERİ...-

Raporda, televizyonlarda yayınlanan film ve dizilerde, bazı oluşum ve
grupların, devletin meşru güçlerinin üzerinde birer otorite gibi yansıtıldığı, bu
filmlerin kahramanlarının, ''milli kahraman'' gibi sunulduğu belirtilerek, şu
görüşlere yer verildi:
''En garibi de bu kişiler sanki devlet adına mücadele eden bireyler gibi;
devletin meşru güçleri ise bu suç şebekeleriyle içli dışlı gösterilmekte, devlet
otoritesini temsil eden güçler yok sayılmakta, çeteler bunun yerine ikame
edilmektedir.
Problemleri meşru zeminlerde değil de kendi bildiği yöntemlerle çözmenin
birer kahramanlık olduğu kanaati, genç beyinlere adeta enjekte edilmektedir.
Aileden topluma, her yerde şiddetin ve zorla bir şey elde etmenin meşru
gösterildiği, meşru kurum ve kuruluşların küçümsendiği ve basite indirgendiği
toplumlarda, gençlerin de problem çözümünde şiddeti tercih etmeleri gayet
doğaldır.''
Raporda ayrıca, popülaritesi yüksek dizilerin denetimden geçirilmesi,
çetelerin kahramanlığına son verilmesi istendi.