
2021-07-06 - 19:50
AK Parti Kars Milletvekili Yunus Kılıç başkanlığında toplanan TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'nda, AK Parti milletvekillerinin imzasını taşıyan Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşüldü. Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda, AK Parti milletvekillerinin Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ilk üç maddesi kabul edildi.
AK Parti Tekirdağ Milletvekili Yel, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda görüşülen ve ilk imza sahibi olduğu Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne ilişkin bilgi verdi.
Yel, teklifin hazırlanmasında, hayvanların haklarının korunması ile hayvanlara eziyet ve kötü muamelelerin önlenmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu raporunun bir kaynak oluşturduğunu bildirdi.
Başkanlığını yaptığı bu Meclis Araştırması Komisyonunun, kanuni süreçte, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini, akademisyenleri, belediye başkanlarını, konunun muhatabı kamu kurum ve kuruluşlarını dinlediğini anlatan Yel, saha çalışmalarının ardından hazırlanan komisyon raporunun, 16 Ocak 2020'de Genel Kurulda kabul edildiğini anımsattı.
Hazırlanan teklifle ilgili farklı kesimlerin, farklı yorumlar yaptığına işaret eden Yel, şöyle konuştu:
"Komisyon raporumuzda 50 madde hazırlamıştık. 'Neden 18 madde hazırlandı?' eleştirisi var. Komisyonumuzca hazırladığımız raporumuzda 34 sorun tespit etmiştik. Bunların giderilebilmesiyle ilgili de 50 başlık altında çözüm önerilerimiz vardı. Yasa teklifimizi yaparken de komisyon raporumuza sıkı sıkı bağlı kalmaya çalıştık. Özellikle burada yasa tekniği açısından 50 maddelik bir teklif yapmamızı gerektirmeyen, 5199 sayılı yasanın değişmesi gereken maddeleriyle ilgili 50 konuyu, biz 18 madde halinde uygulayarak zaten muradımıza ermek adına gerekli çalışmayı yaptık.
Asıl olarak bizim zihinsel anlamda, reform niteliğinde tanımlayabileceğimiz bir yasa teklifini sunmamızdı. Önemsediğimiz konu, 5199 sayılı kanunun belki de en zayıf yanı, hayvanların can olarak nitelendirilmemesiydi; mal ve eşya olarak nitelendirilmesiydi. Biz buradan yola çıkarak dedik ki hayvanlar da bizim gibi duyguları olan bireylerdir, varlıklardır. Hayvanların can niteliği taşıması gerektiğine dair, 'hayvanların mal ve eşya niteliği sayılması' gereken maddeyi ortadan kaldırmakla görevimizi devam ettirdik, yasa teklifimizi bunun üzerine kurduk."
Yel, teklifle, belediyelere; barınak ve rehabilitasyon merkezleri yapma, kısırlaştırma, aşılamayla ilgili pek çok konuda da görev verileceğini dile getirdi.
Teklifin getirdiği düzenlemelere ilişkin bilgi veren Yel, "Teklifimizin kabul edilmesi halinde inanıyorum ki Türkiye'de hayvanların korunmasıyla ilgili beklenti içinde olan hem insanlarımız hem bu suçlara düçar olan canlarımız hem de hayvanlardan korkan ve zarara uğrayan pek çok insanımız da bundan mutlu olacaktır." diye konuştu.
Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, bugün bir tarihe tanıklık edildiğini belirterek şunları kaydetti:
"Hayvan hakları meselesi çok önemli ve Türkiye Belediyeler Birliği olarak yapılan bütün çalışmanın altına imzamızı atıyoruz. Ancak burada uygulama çok önemli. Uygulamada da zihinsel dönüşüm, şehri buna göre hazırlamak ve şehrin hayvan hakları konusunda sivil toplumla, akademik dünyayla, bütün muhataplarla birlikte çalışıldığında nasıl bir hayvan dostu şehrin olabileceğini çalışmış bir kardeşinizim. Belediye başkanlarımızın birtakım endişelerini söylemelerine rağmen Türkiye Belediyeler Birliği olarak biz teklifin doğru olduğunu söylüyoruz.
Önerilerimizden bir tanesi, hayvan bakım evi, hayvan hastanesi ve doğal yaşam alanlarını kurmak üzere tahsis edilecek Hazine ve orman alanlarının bedelsiz olması, hem belediyelerimizin elini güçlendirecek hem de bu konuda teşvik edici olacak. Büyükşehirlerde, merkez ilçelerin iyi tanımlanması gerekiyor. Bu teklifte tanımlanmamış. Teklif bu şekilde geçerse bu sefer her şey büyükşehirde döneceği ve yeni bir kaosun uygulamada çıkacağı endişesiyle, özellikle burada büyükşehir ilçe belediyelerinin açıkça belirtilmesini, uygulamada karşılaşılacak tereddütlerin giderilmesini önemli buluyoruz."
Teklifin imza sahiplerinden AK Parti İstanbul Milletvekili Serap Yaşar, Hayvanları Koruma Kanunu'nun, AK Parti'nin ilk icraatlarından birisi olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde geçen 17 yıllık süre içinde ortaya çıkan yeni durumlar karşısında bu kanunu güncel durumlara uyarlayacak değişiklikleri öngören yasa teklifini görüşüyoruz. Bu teklifle bugüne kadar uygulamada karşılaşılan sorunların giderilmesi ve bir can olarak kabul ettiğimiz hayvanların, daha etkin korunmasını amaçlıyoruz. Hayvanlara yönelik öldürme, işkence, kötü muamelenin toplum vicdanında açtığı yaraya merhem olacak daha güçlü tedbirler getiriyoruz. Sürdürülebilir sağlıklı bir çevre esası doğrultusunda tüm canlıların refahının, sağlığının korunmasını güvence altına alıyoruz."
Komisyonda daha sonra teklifin tümü üzerindeki görüşmelere geçildi.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, teklifin tümü üzerine yaptığı konuşmada, bu teklifin katılımcı bir anlayışla hazırlanması gerektiğini söyledi.
Teklifin gerekçesinde "Bu canlıların mal olmasını kanundan çıkardık, bunlar artık bir canlı." ifadesinin kullanıldığını aktaran Sarıbal, hayvanların bir can olduğunun belirtilebilmesi için teklifin adının "hayvan hakları" olarak değiştirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Sarıbal, teklifle getirilmek istenen cezaların artırılması gerektiğini belirterek, ?Bir hayvanının neslini yok eden bir fiilde bulunmuşsanız ona 6 ay gibi bir hapis cezası öneriyorsunuz ama hayvanın ayağını keserseniz, boynunu yaralarsanız, kanadını kırarsanız, o canlıya işkence uygularsanız verilecek ceza ne yazık ki ötelenebilir, hapsi içermeyen bir karar olacak.? diye konuştu.
Teklifte, "Hayvanlarla cinsel ilişkiye girmek" ifadesinin yer almasını eleştiren Sarıbal, "Bu ne demek? Cinsel istismar demeliyiz." ifadesini kullandı.
Kentlerde hayvanlara işkence, zarar verme meselesinin daha az olduğunu savunan Sarıbal, "Kırsalda, insan nüfusunun az olduğu yerlerde hayvan sayısı çok daha fazladır. Oralarda kontrol çok daha zordur. Bu teklifte bir şey daha yapmak lazım. Tarım ilçe müdürlükleri var, buralara veteriner, veteriner teknikeri koyarak oralarda kısırlaştırma merkezi açılmalı. Eğer siz bu işi 25 bin insanın yaşadığı alanlar üzerinden inşa etmeye çalışırsanız çok daha kötü sonuçlarla karşılaşacağımızı söyleyebilirim. 25 bin değil küçük ilçelerde, tarımın yoğun olduğu bölgelerde mutlaka ulaşılabilir kısırlaştırma merkezlerinin oluşturulması lazım." dedi.
CHP Denizli Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, TBMM Hayvan Haklarının Araştırılması Komisyonu raporunun birçok önemli maddesinin bu teklifte yer almadığını savundu.
Teklif tanıtılırken, "Devrim yapıyoruz, hayvanlar mal değil can olacak." denildiğini aktaran Karaca, Hayvanları Koruma Kanunu?nun adı "hayvan hakları kanunu" olarak değiştirilerek bu yolda ilk adımın atılacağını ifade etti.
Meclis araştırma komisyonda oy birliğiyle kabul edilen raporda yer alan önerilerine dikkati çeken Karaca, raporun 50 maddelik önerisinin bu teklifte mutlaka olması gerektiğini söyledi.
HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, herkesin altına imza attığı bir Meclis araştırma komisyonu raporunun önerilerinin teklifte yer almadığını ve ihtiyaca karşılık gelmeyen bir kanun teklifiyle karşı karşıya kalındığını savundu.
"Yasaklı ve tehlikeli ırk" ifadesini eleştiren Turan, "Artık yasaklı ve tehlikeli insan var. O insanlar o hayvanları dövüştürmek, onlar üzerinden para kazanmak için insanlık dışı koşullarda bu hayvanları besleyerek ruhsal olarak sakatlıyorlar." dedi.
İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, "Kanun teklifinde hayvanlara karşı işlenen suçlarda sahipli-sahipsiz hayvan ayrımını ortadan kaldıracak tek bir atıf, tek bir kelime yok. Mal mı can mı tek bir kelime yok. Araştırma komisyonu raporunu da çöpe atan; üretim, satış, köle gibi sergileme vesaire hayvanların sırtından her türlü yöntemlerle para kazanmanın serbest bırakıldığı, adeta hayvanlar değil insanlar için hazırlanan bir kanun teklifi geldi önümüze." şeklinde konuştu.
MHP Ankara Milletvekili Erkan Haberal, "tehlikeli ırklar" ifadesine dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, "Tehlikeli ırklar konusunda çok ciddi bir problem var. Neye göre tehlikeli ırk? Ben belirtilen köpeklerin üç cinsini de besliyorum, kim tespit etmiş bunu. Burada ilk yapmamız gereken şey, tehlikeli ırk ifadesini kaldırmamız lazım." dedi.
Haberal, ayrıca neden sadece köpeklerde bu gruplandırmanın yapıldığını sorarak, "Yarın sizin evinizde beslediğiniz bir köpeğin bunlardan çok daha tehlikeli olabileceğini iddia edebilirler. Tehlikeli ırk nasıl olabilir?" şeklinde konuştu.
Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil Sütlü, teklifte yıllardır bekledikleri düzenlemelerin bulunmadığını savundu.
Sütlü, TBMM Hayvan Haklarının Araştırılması Komisyonu raporunda uzlaşılan öneri maddelerinin, tanımların da olmadığını söyledi.
MHP İzmir Milletvekili Hasan Kalyoncu, ne kadar mükemmel kanun yapılırsa yapılsın denetimin mutlaka olması gerektiğini belirtti. Kalyoncu, bu konuda çocukluktan verilecek eğitimin önemine de dikkati çekti.
CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, teklifte eksikliklerin bulunduğu söyleyerek, komisyonun görevinin bunları tamamlamak ve herkesin mutlu olmasını sağlamak olduğunu ifade etti.
AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakcı Kan, kanunun ortaya çıktığını, herkesin mutlu olmasını ümit ettiğini dile getirdi.
Konuşmaların ardından teklifin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçildi.
Öte yandan, milletvekillerinin konuşmalarının ardından, toplantıya katılan sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile hayvan hakları savunucuları da söz aldı.
Kabul edilen maddelere göre, Hayvanları Koruma Kanunu'nun tanımları düzenleyen maddesinde değişiklik yapılarak "süs" ibaresi çıkarılıyor.
"Ev hayvanı" tanımına gerçek kişiler yanında tüzel kişilerin sahipliğinde bulunan hayvanlar da dahil edilerek kapsam genişletiliyor.
Hayvan bakımevi tanımında, bakımevlerinin hayvan sağlığı yönünden asgari standartların sağlanması maksadıyla Tarım ve Orman Bakanlığından izin alınarak kurulması yönünde değişiklik yapılıyor.
"Rehabilitasyon" da tanımlanarak, kapsamı, sahipsiz hayvanlar bakımından yerel yönetimlerce yapılacak tedavi, parazit mücadelesi, aşılama, kısırlaştırma ve dijital kimliklendirme yöntemleriyle işaretleme işlemleri olarak belirleniyor.
Yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içerisinde, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması için hayvan bakımevleri kurarak, onların bakımlarını ve tedavilerini sağlayacak ve eğitim çalışmaları yapacak. Ayrıca yerel yönetimler, ilgili karar organının uygun görmesi halinde hayvan hastanesi kurabilecek.
Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmakla yükümlü olacak.
Ticari amaç güdülmeksizin bakılan ev hayvanı, bulunduğu yere bakılmaksızın sahibinin borcundan dolayı haczedilemeyecek.
Ev hayvanı ve kontrollü hayvanları bulundurma ve sahiplenme şartları, hayvan bakımı ve korunması konularında verilecek eğitim ile ilgili usul ve esaslar ile sahiplenilerek bakılan hayvanların çevreye verecekleri zarar ve rahatsızlıkları önleyici tedbirler, Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek.
Teklifin 4. maddesindeki görüşmelere geçildiği sırada sivil toplum kuruluşu temsilcileri, maddeyle ilgili görüş beyan etmek istediklerini bildirdi.
Komisyon Başkanı Yunus Kılıç'ın, "İsteyene söz veriyorum. Konuşmacıların ne konuştuğuna da mı karışacaksınız? Geneli üzerindeki konuşmalarınızı aldık. Yine de isteyene söz veriyorum." şeklindeki açıklamasının ardından Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu Başkanı Nesrin Çıtırık, "Görüşlerimizi aldınız ama burada TBMM Hayvan Haklarını Araştırma Komisyonu raporuyla ilgisi olmayan bir teklif ortaya çıktı. STK'ler olarak biz görüş verdik ama burada teklifin maddeleri aynen kabul ediliyor. STK'lerin görüşünü alıyoruz diyorsunuz, hangi görüşümüz var? Biz biliyoruz, siz bilmiyorsunuz. Pet-Shop'ta katalogdan satış yapamazsınız." diye konuştu.
Dayanışma Hayvan Hakları Federasyonu Başkanı Timur Ugan ise rapora emek verdiklerini ancak antidemokratik bir uygulamanın bulunduğunu savundu.
Komisyon Başkanı Kılıç, itirazlar sürerken, "Fikirlerinizi söylersiniz ama kararı buradaki milletvekilleri verir. Zorla mı kabul ettireceksiniz dediklerinizi? Fikirlerinizi dikte edemezsiniz. Buranın bir usulü var." ifadesini kullandı.
Hayvan hakları savunucuları, "görüşlerinin dikkate alınmadığı" iddiasını devam ettirince salonda sözlü tartışma yaşandı.
Kılıç, tartışmanın uzaması üzerine, toplantıya ara verdi. Aranın ardından Kılıç, saat 14.00'te maddeler üzerindeki müzakereleri devam ettirmek üzere toplantıyı kapattı.
Yel, teklifin hazırlanmasında, hayvanların haklarının korunması ile hayvanlara eziyet ve kötü muamelelerin önlenmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu raporunun bir kaynak oluşturduğunu bildirdi.
Başkanlığını yaptığı bu Meclis Araştırması Komisyonunun, kanuni süreçte, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini, akademisyenleri, belediye başkanlarını, konunun muhatabı kamu kurum ve kuruluşlarını dinlediğini anlatan Yel, saha çalışmalarının ardından hazırlanan komisyon raporunun, 16 Ocak 2020'de Genel Kurulda kabul edildiğini anımsattı.
Hazırlanan teklifle ilgili farklı kesimlerin, farklı yorumlar yaptığına işaret eden Yel, şöyle konuştu:
"Komisyon raporumuzda 50 madde hazırlamıştık. 'Neden 18 madde hazırlandı?' eleştirisi var. Komisyonumuzca hazırladığımız raporumuzda 34 sorun tespit etmiştik. Bunların giderilebilmesiyle ilgili de 50 başlık altında çözüm önerilerimiz vardı. Yasa teklifimizi yaparken de komisyon raporumuza sıkı sıkı bağlı kalmaya çalıştık. Özellikle burada yasa tekniği açısından 50 maddelik bir teklif yapmamızı gerektirmeyen, 5199 sayılı yasanın değişmesi gereken maddeleriyle ilgili 50 konuyu, biz 18 madde halinde uygulayarak zaten muradımıza ermek adına gerekli çalışmayı yaptık.
Asıl olarak bizim zihinsel anlamda, reform niteliğinde tanımlayabileceğimiz bir yasa teklifini sunmamızdı. Önemsediğimiz konu, 5199 sayılı kanunun belki de en zayıf yanı, hayvanların can olarak nitelendirilmemesiydi; mal ve eşya olarak nitelendirilmesiydi. Biz buradan yola çıkarak dedik ki hayvanlar da bizim gibi duyguları olan bireylerdir, varlıklardır. Hayvanların can niteliği taşıması gerektiğine dair, 'hayvanların mal ve eşya niteliği sayılması' gereken maddeyi ortadan kaldırmakla görevimizi devam ettirdik, yasa teklifimizi bunun üzerine kurduk."
Yel, teklifle, belediyelere; barınak ve rehabilitasyon merkezleri yapma, kısırlaştırma, aşılamayla ilgili pek çok konuda da görev verileceğini dile getirdi.
Teklifin getirdiği düzenlemelere ilişkin bilgi veren Yel, "Teklifimizin kabul edilmesi halinde inanıyorum ki Türkiye'de hayvanların korunmasıyla ilgili beklenti içinde olan hem insanlarımız hem bu suçlara düçar olan canlarımız hem de hayvanlardan korkan ve zarara uğrayan pek çok insanımız da bundan mutlu olacaktır." diye konuştu.
Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, bugün bir tarihe tanıklık edildiğini belirterek şunları kaydetti:
"Hayvan hakları meselesi çok önemli ve Türkiye Belediyeler Birliği olarak yapılan bütün çalışmanın altına imzamızı atıyoruz. Ancak burada uygulama çok önemli. Uygulamada da zihinsel dönüşüm, şehri buna göre hazırlamak ve şehrin hayvan hakları konusunda sivil toplumla, akademik dünyayla, bütün muhataplarla birlikte çalışıldığında nasıl bir hayvan dostu şehrin olabileceğini çalışmış bir kardeşinizim. Belediye başkanlarımızın birtakım endişelerini söylemelerine rağmen Türkiye Belediyeler Birliği olarak biz teklifin doğru olduğunu söylüyoruz.
Önerilerimizden bir tanesi, hayvan bakım evi, hayvan hastanesi ve doğal yaşam alanlarını kurmak üzere tahsis edilecek Hazine ve orman alanlarının bedelsiz olması, hem belediyelerimizin elini güçlendirecek hem de bu konuda teşvik edici olacak. Büyükşehirlerde, merkez ilçelerin iyi tanımlanması gerekiyor. Bu teklifte tanımlanmamış. Teklif bu şekilde geçerse bu sefer her şey büyükşehirde döneceği ve yeni bir kaosun uygulamada çıkacağı endişesiyle, özellikle burada büyükşehir ilçe belediyelerinin açıkça belirtilmesini, uygulamada karşılaşılacak tereddütlerin giderilmesini önemli buluyoruz."
Teklifin imza sahiplerinden AK Parti İstanbul Milletvekili Serap Yaşar, Hayvanları Koruma Kanunu'nun, AK Parti'nin ilk icraatlarından birisi olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde geçen 17 yıllık süre içinde ortaya çıkan yeni durumlar karşısında bu kanunu güncel durumlara uyarlayacak değişiklikleri öngören yasa teklifini görüşüyoruz. Bu teklifle bugüne kadar uygulamada karşılaşılan sorunların giderilmesi ve bir can olarak kabul ettiğimiz hayvanların, daha etkin korunmasını amaçlıyoruz. Hayvanlara yönelik öldürme, işkence, kötü muamelenin toplum vicdanında açtığı yaraya merhem olacak daha güçlü tedbirler getiriyoruz. Sürdürülebilir sağlıklı bir çevre esası doğrultusunda tüm canlıların refahının, sağlığının korunmasını güvence altına alıyoruz."
Komisyonda daha sonra teklifin tümü üzerindeki görüşmelere geçildi.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, teklifin tümü üzerine yaptığı konuşmada, bu teklifin katılımcı bir anlayışla hazırlanması gerektiğini söyledi.
Teklifin gerekçesinde "Bu canlıların mal olmasını kanundan çıkardık, bunlar artık bir canlı." ifadesinin kullanıldığını aktaran Sarıbal, hayvanların bir can olduğunun belirtilebilmesi için teklifin adının "hayvan hakları" olarak değiştirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Sarıbal, teklifle getirilmek istenen cezaların artırılması gerektiğini belirterek, ?Bir hayvanının neslini yok eden bir fiilde bulunmuşsanız ona 6 ay gibi bir hapis cezası öneriyorsunuz ama hayvanın ayağını keserseniz, boynunu yaralarsanız, kanadını kırarsanız, o canlıya işkence uygularsanız verilecek ceza ne yazık ki ötelenebilir, hapsi içermeyen bir karar olacak.? diye konuştu.
Teklifte, "Hayvanlarla cinsel ilişkiye girmek" ifadesinin yer almasını eleştiren Sarıbal, "Bu ne demek? Cinsel istismar demeliyiz." ifadesini kullandı.
Kentlerde hayvanlara işkence, zarar verme meselesinin daha az olduğunu savunan Sarıbal, "Kırsalda, insan nüfusunun az olduğu yerlerde hayvan sayısı çok daha fazladır. Oralarda kontrol çok daha zordur. Bu teklifte bir şey daha yapmak lazım. Tarım ilçe müdürlükleri var, buralara veteriner, veteriner teknikeri koyarak oralarda kısırlaştırma merkezi açılmalı. Eğer siz bu işi 25 bin insanın yaşadığı alanlar üzerinden inşa etmeye çalışırsanız çok daha kötü sonuçlarla karşılaşacağımızı söyleyebilirim. 25 bin değil küçük ilçelerde, tarımın yoğun olduğu bölgelerde mutlaka ulaşılabilir kısırlaştırma merkezlerinin oluşturulması lazım." dedi.
CHP Denizli Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, TBMM Hayvan Haklarının Araştırılması Komisyonu raporunun birçok önemli maddesinin bu teklifte yer almadığını savundu.
Teklif tanıtılırken, "Devrim yapıyoruz, hayvanlar mal değil can olacak." denildiğini aktaran Karaca, Hayvanları Koruma Kanunu?nun adı "hayvan hakları kanunu" olarak değiştirilerek bu yolda ilk adımın atılacağını ifade etti.
Meclis araştırma komisyonda oy birliğiyle kabul edilen raporda yer alan önerilerine dikkati çeken Karaca, raporun 50 maddelik önerisinin bu teklifte mutlaka olması gerektiğini söyledi.
HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, herkesin altına imza attığı bir Meclis araştırma komisyonu raporunun önerilerinin teklifte yer almadığını ve ihtiyaca karşılık gelmeyen bir kanun teklifiyle karşı karşıya kalındığını savundu.
"Yasaklı ve tehlikeli ırk" ifadesini eleştiren Turan, "Artık yasaklı ve tehlikeli insan var. O insanlar o hayvanları dövüştürmek, onlar üzerinden para kazanmak için insanlık dışı koşullarda bu hayvanları besleyerek ruhsal olarak sakatlıyorlar." dedi.
İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, "Kanun teklifinde hayvanlara karşı işlenen suçlarda sahipli-sahipsiz hayvan ayrımını ortadan kaldıracak tek bir atıf, tek bir kelime yok. Mal mı can mı tek bir kelime yok. Araştırma komisyonu raporunu da çöpe atan; üretim, satış, köle gibi sergileme vesaire hayvanların sırtından her türlü yöntemlerle para kazanmanın serbest bırakıldığı, adeta hayvanlar değil insanlar için hazırlanan bir kanun teklifi geldi önümüze." şeklinde konuştu.
MHP Ankara Milletvekili Erkan Haberal, "tehlikeli ırklar" ifadesine dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, "Tehlikeli ırklar konusunda çok ciddi bir problem var. Neye göre tehlikeli ırk? Ben belirtilen köpeklerin üç cinsini de besliyorum, kim tespit etmiş bunu. Burada ilk yapmamız gereken şey, tehlikeli ırk ifadesini kaldırmamız lazım." dedi.
Haberal, ayrıca neden sadece köpeklerde bu gruplandırmanın yapıldığını sorarak, "Yarın sizin evinizde beslediğiniz bir köpeğin bunlardan çok daha tehlikeli olabileceğini iddia edebilirler. Tehlikeli ırk nasıl olabilir?" şeklinde konuştu.
Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil Sütlü, teklifte yıllardır bekledikleri düzenlemelerin bulunmadığını savundu.
Sütlü, TBMM Hayvan Haklarının Araştırılması Komisyonu raporunda uzlaşılan öneri maddelerinin, tanımların da olmadığını söyledi.
MHP İzmir Milletvekili Hasan Kalyoncu, ne kadar mükemmel kanun yapılırsa yapılsın denetimin mutlaka olması gerektiğini belirtti. Kalyoncu, bu konuda çocukluktan verilecek eğitimin önemine de dikkati çekti.
CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, teklifte eksikliklerin bulunduğu söyleyerek, komisyonun görevinin bunları tamamlamak ve herkesin mutlu olmasını sağlamak olduğunu ifade etti.
AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakcı Kan, kanunun ortaya çıktığını, herkesin mutlu olmasını ümit ettiğini dile getirdi.
Konuşmaların ardından teklifin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçildi.
Öte yandan, milletvekillerinin konuşmalarının ardından, toplantıya katılan sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile hayvan hakları savunucuları da söz aldı.
Kabul edilen maddelere göre, Hayvanları Koruma Kanunu'nun tanımları düzenleyen maddesinde değişiklik yapılarak "süs" ibaresi çıkarılıyor.
"Ev hayvanı" tanımına gerçek kişiler yanında tüzel kişilerin sahipliğinde bulunan hayvanlar da dahil edilerek kapsam genişletiliyor.
Hayvan bakımevi tanımında, bakımevlerinin hayvan sağlığı yönünden asgari standartların sağlanması maksadıyla Tarım ve Orman Bakanlığından izin alınarak kurulması yönünde değişiklik yapılıyor.
"Rehabilitasyon" da tanımlanarak, kapsamı, sahipsiz hayvanlar bakımından yerel yönetimlerce yapılacak tedavi, parazit mücadelesi, aşılama, kısırlaştırma ve dijital kimliklendirme yöntemleriyle işaretleme işlemleri olarak belirleniyor.
Yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içerisinde, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması için hayvan bakımevleri kurarak, onların bakımlarını ve tedavilerini sağlayacak ve eğitim çalışmaları yapacak. Ayrıca yerel yönetimler, ilgili karar organının uygun görmesi halinde hayvan hastanesi kurabilecek.
Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmakla yükümlü olacak.
Ticari amaç güdülmeksizin bakılan ev hayvanı, bulunduğu yere bakılmaksızın sahibinin borcundan dolayı haczedilemeyecek.
Ev hayvanı ve kontrollü hayvanları bulundurma ve sahiplenme şartları, hayvan bakımı ve korunması konularında verilecek eğitim ile ilgili usul ve esaslar ile sahiplenilerek bakılan hayvanların çevreye verecekleri zarar ve rahatsızlıkları önleyici tedbirler, Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek.
Teklifin 4. maddesindeki görüşmelere geçildiği sırada sivil toplum kuruluşu temsilcileri, maddeyle ilgili görüş beyan etmek istediklerini bildirdi.
Komisyon Başkanı Yunus Kılıç'ın, "İsteyene söz veriyorum. Konuşmacıların ne konuştuğuna da mı karışacaksınız? Geneli üzerindeki konuşmalarınızı aldık. Yine de isteyene söz veriyorum." şeklindeki açıklamasının ardından Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu Başkanı Nesrin Çıtırık, "Görüşlerimizi aldınız ama burada TBMM Hayvan Haklarını Araştırma Komisyonu raporuyla ilgisi olmayan bir teklif ortaya çıktı. STK'ler olarak biz görüş verdik ama burada teklifin maddeleri aynen kabul ediliyor. STK'lerin görüşünü alıyoruz diyorsunuz, hangi görüşümüz var? Biz biliyoruz, siz bilmiyorsunuz. Pet-Shop'ta katalogdan satış yapamazsınız." diye konuştu.
Dayanışma Hayvan Hakları Federasyonu Başkanı Timur Ugan ise rapora emek verdiklerini ancak antidemokratik bir uygulamanın bulunduğunu savundu.
Komisyon Başkanı Kılıç, itirazlar sürerken, "Fikirlerinizi söylersiniz ama kararı buradaki milletvekilleri verir. Zorla mı kabul ettireceksiniz dediklerinizi? Fikirlerinizi dikte edemezsiniz. Buranın bir usulü var." ifadesini kullandı.
Hayvan hakları savunucuları, "görüşlerinin dikkate alınmadığı" iddiasını devam ettirince salonda sözlü tartışma yaşandı.
Kılıç, tartışmanın uzaması üzerine, toplantıya ara verdi. Aranın ardından Kılıç, saat 14.00'te maddeler üzerindeki müzakereleri devam ettirmek üzere toplantıyı kapattı.